18 1950 öâsmm İngilizler ve (Tibet)in İstilâsı W AĞI İzeilir “hükümetinin - (Tibe) | Komünist Çin hükümeti tara: fından istilâya uğrarsa nanıl bir ha reket hattı takip edeceği bazı mah fillerce merak uyandırıyordu. Lon dradan alnan — haberler, bu bapta hayli bilgi vermektedir. Siyasi mah rin kanaatine göre — (Tibet) in e Kadar, değişmez bir ka- | ide halinde kabul edilen esasa göre Det). Çinin 'mahlar. bir eşileti- dir, (Tihet) ön bu muhtariyet prem i. Çin hükümetince tasdik edile- olarsa, Britanya hükümeti tara- Jan, ba vaziyette en ulak bir şi- hal kalmayacak ve Tibet lesi Çinin bir iç işi olarak te ikki edili Esasen Tibet dâ İngiltereden ziyade Hindistanı | orduları | ilgilendirir. Çin komünist (Tibet) içerili doğru harekete | k olsalar bile - Pandit Nehra, siyasi bir teşebbüs ve müracı linde bile, müdahaleye taraftar gö rünmemektedir. Bu şarlar —altu ve komünist Çin ordusunun H tan hudutlarına gelmesinden, B tan gikâyetçi değilse, Londra, duru- mu olduğu gibi kabul edecektir. Za | ten biliyor ki bizzat Pandit (Nehru) mun Yeni Delhide şahsi vaziyeti ba bahiste, çok sağlam değildir. Bazı üfuzla Hint mahlilleri, — (Nehra) yu Kore meselesinde, garp devletle- Bulun rine fazla temayül etmiş ak. 4 itham etmektedirler. Şimali Ko- relileri, sarih olarak mütecaviz say- ması Amerika ile Sovyet ihtil da, tarafsız kalmak politikasına ay: kırı görülmekti Bu tenkidlerden Nehra), Tibet bbüsl vretile müvazeneyi Asya milletleri | dolayı — Pandit inde komünist Çi- ine ses çıkarmamak nin teş lehine düzeltmeğe gayret edecektir. Her tarafta tahri ere harbinin kırı Avrupanın silâhlanmak 20- | runda kaldiğı bu günlerde komünist | z veyahut onlara taraftar olanlı geşitli memleketlerde — sabotaj mak ve harbe hazırlanma gayretle rini engellemekle meşgal oluyorlar. Farara İtalyada (Fiat) — fabril rında sabotajlar olmuş ve üç işçi ya ralanmış ve ölmüştür. Bunun üzerine İtalya hükümeti, askeri — gayretlerle çalışan bütün fabrikalarda, sıkı bir | kontrol kurmak lüzumunu duym tar. im liman larındaki dok amelesi de ücretlerin yap- Âmlsterdam ve Roter: bahanesile grev ilân öylece bu iki mühim limandaki fanliyeti — sekteye uğrat- ırdır. Belçikada da buna ben- Zalka ve muvazi hareketler olmuştur. Londrada da otomobil şoförleri grev yükseltilmesi yapmışlardır. Ayrıca İngiliz - hükü- meti mühimmat sevkiyatinda Prot mut Timanında geçen hafta — vukua eseri olan infilâka burada gelip bir & benzer hareketlerin, anduğunu ve bun- lara karşı giddetli tedbirler alınaca- hissedilmekte bi ğını bildi İştir. Atom merkezinde grev: merikanın atom imal eden fabrikda (4500) işçi — geçen perşembe günü grev ilân etmişler- dir. Sendikaya —mentap olan bu a- melenin atom imalâtında grev yap- maları ilk defa vaki olmuş bir disedir. Korede harbin devam etti bir sırada en hayati bir Amerika merkerinde yapılan bu hareket fena karşılanmıştır. Ba işçiler“Uranlum istihsaline yarayan iki fabrika bina | sından birinin İnşaatında çalışmak- ta imlişler. Atom kudreti komlsyonu Azasnından biri bu grev yüzünden inşaatın tamamile durup durmadığı- ni ifade edebilecek bir vaziyette ol- | DİPLOMAT 15 Lira — İstanbul TAN Matbaası - Sirkeci İ zaimlkilakal' bukliğditiğie : y etmemiz Jâzımdır. İçinde bulun - mek lüzumunu sezdi; ertesi — tererek Şam ve Irak halkını a-| duğumuz harb, öyle bir şeydir ki, gün tekrar ziyaretine gitti ve leyhine ayaklandırırlar. Bun nkânları zorlamamız, aklın ka- dedi k dan başka ben Talha ve Zü -| bul etmiyeceği şeyi fenne yaptır- Bafrada komünizmi tel'in —— -» Gençlik dün büyük bir metin; yaptı Bafra 17 (ALA.) — bugün saat 13 de Cumhuriyet Bafra genç- Taipei -moza) 17 (AP) — alanında binlerce Bafralının iştirâ- / Miliyetçi Çin sözcülerinden biri bu| den Tibet üzerine yürümekte | kiyle bir miting yapmışlar ve ko- | gün, istihbarat servislerinden al -| olduğunun öğrenildiğini - bildirmiş- | atülefhs. böylerdinlürülr. Er şacaklarına and içtikten tonra si| — Dublindeki Zelzelenin " atletizm Hindistandaki Turhal şeker fabrikasında : yeni yıl kampanyası | müsabakaları zararları Turhal: 17 (ACA.) — Turhal| — Dublin 17 (AP) — Üç gün sü-| — Kalküta, 17 (AP) — Salı günü kaka aa A A KEOAL KA ta || ray biletisöy A er Di a İA OA Yti a Hüi tüt Elydllemda | KP aa b PK AAREA AA KNN rüblinde, Voirik. o tluabakk AOA | Mi üi Glan kefeole nüllşitdder — İ Sükk 'atleti “-Halü “Ziraman, Seiridi| 4 kişinin Sidüğü bildirilmektedir. | K |216 kadem ve 11 inç mesafaye ata: Br na Purra vâdisinde — 2,000| OLUM İ rak 206 kademlik bir netice ıhm__! den fazla ev yıkılmıştır. Bu 'havali Hürriyet mücahit inden, — sabık | olan Birleşik. Amerikalı Dr. Steve| de en fazla hasar gören şehir Lak Erzurum Milletvekili Symour'u mağlüp etmiştir, Türk takımı EYÜP SABRİ AKGÖL Avrupa birincilikle Brüksele hareket edecektir. inde hakkın rahme tur. Cenazesl 18/8/950 öğle namazını müteakip | — Brükselden sonra Teşv kaldırılarak | Barselonaya — gidı Hürriyeti ebediye tepesindeki ebedi | vatana dönerek Avrupa turuna son Amsterdam ve camiinden ve atgâhina tevdi edilecektir. — ' verecektir. Birinci uçakla gönderdiğimiz hac yolcuları beş gün Şamda kal- dıktan sonra İstanbuldan gönderdiğimiz hususi uçakla salimen ŞAM'dan CİDDE'ya gitmişlerdir. iKRİNCİ UÇAK Yeşilköy meydanından doğru Ciddeye ha- reket ediyor. 20 AĞUSTOSTAN İTİBAREN Hergün bir uçak 1 Eylâlden itibaren Hergün iki uçak taşıyan, senelerdenberi büyük bir emni- yetle seve seve bindi; Devlet Hava Yolları Uçakları Ve & motörlü, rahat koltuklu, konforlu, ecnebi volcu uçak- lariyle gidip gelme fiyatları sadece Bugün İstanbul Şanlı sancağımızı Türk Lirasıder ve civarı ziyaretlerine imkân vermek Üzere Şamda beş gün ika- met gşartile hususi uçak seferleri tertiplenmiştir DENİZ YOLUNU TERCİH EDENLEP? İÇİN 9000 tonluk 12 mil süratil, badethane Buk hava, soğuk su ve hoparlör tertibatlı her numaralı husust ve hastan yolcunun y Vapurunun hareket tarihleri şehir şehir sorularak tesbit edilen umumi arzu veçhile: İSTANBUL'dan 1 Eylül 950 Cuma İZMİR'den 2 Eylâl 950 Cumartesi İSKENDERUN'dan 5 Eylül 950 salı. olarak ayarlanmış ve dönüş tarihinin bütün kâfi gelecek surette gidiş de yolcularla birlikte tırılması düşünülmüştür. Gidip - Gelme Fi atları : LİRADAN BAŞLAMAKTADIR, Pasaport vizeleri, döviz takip İşleri müessesemizce deruhte edilmiştir. 'Türkiyenin her şehrindekl şube ve — acentelerimiz, Sirkecide, Ankarada Posta caddesinde kâin seyahat mız mühterem hüccacın emirlerine âmâdedir. İstanbulda büroları- Yazan : KADİRCAN KAFLI lo Şamda âdeta müstakil hükümdar gibi hâkim olan Muaviyenin nasıl azledilebi i tahmin imkânı yoktu, Di- ? vilâyetlere kimlerin gönde rilmesi münasip olacağını üna ederek kararlar ve- ruplar da vardı. Jağıldıktan biraz son ra di ap dâhisinden biri olan Mugayre bin Şube, Haz - reti Alin tine geldi. O- nla £ konuşmak « di. Hazreti Ali oda dakileri çıkardı, kapıyı kapat- ti ve - Ey Mugayre, seni dinli- yorum!, Dedi — Ey Mugayre söze başladı: müslümanlrın beyi; 1şittim ki, valiler hakkında gö- Şimdi. biz rüşmü: ünüz, na işleri üzerine aldın; t ve nasihat bize dü. iler hakkında bilmem ne dersin le... Seni dikkatle din fikrim liyorum; biz aklı erenlerin na- gihatlerini daima kabul eden- lerdeniz! — Sen şimdi zor bir durum- Tefrika No. 213 ledi; fakat faydası olmadı ve Hazreti Alinin kuvvetli ce - vapları karşısında susmak zo runda kaldı; müsaade alarak çıkıp gitti. Mugayre bir bakıma haklıy- dasın. Osmanın valilerini bir seneye kadar azletme; çünklü onlar biribirlerinin yakın akra- balarıdır; yüksek memurlar da kendi mensuplarıdır; — halkın bir kısmını ellerine almışlardır Komünist Çin ordusu Tibet'e yürüyor İki ordu doğu ve kuzeyden harekete geçti Onları azledersen sana düşman olurlar, Sana karşı ayaklanır- lar. Bırak da sana biat etsin- ler; ortalık yatışsın bir yıla kadar sen kuvvetlenirsin, mu- haliflerden emin olursun ve o zaman dilediğini azledebilirsin, Hazreti Ali dedi ki — Ey Mugayre; Basradan, Küfeden, Mısırdan bunca halk © valilerden şikâyetle geldiler; Osman onları azletmediği için fitne büyüdü ve cinayetler ol- du. Şimdi ben o valileri değiş - tirmezsem halk ne der? «Bu da Osmanın — yolunda * yürüyor. Bizim dileklerimiz ve emekleri miz neticesiz kalmıştır» demez mi? Senin dediğin yapılırsa fitne yatışmaz, Medineyi dol- duran yabancılar çıkıp gitmez- ler; hattâ yeni kargaşalıklar çıkar, yeniden kanlar dökülür. Mugayre fikrini kabul ettir - mek için daha bazı sözler söy dı; siyasette minare gibi değil kamış gibi olmak lâzımdı la bükülüp eğilmiyen minare kuvvetli bir kasırga önünde yı kılır; fakat kamışlar en sert fırtınalar önünde bile sini bildikleri için kırılmazlar, Hazreti Ali bunu elbet bili- yordu; fakat durum, Mugay re'nin nasihatini tutmağa mü salt değildi; yani Hazreti Ali ihtilâlcilerin baskıları altında bulunuyordu; halkın dilekleri- ne uymak zorundaydı; bundan başka ahlâk itibariyle de ga- t dürüst, hak bellediği yol- dan gitmekte asla tereddüt et- miyen, cessur, açık kalbli, fe- dakâr bir adamdı. Mugayre bin Şube birçok valiliklerde bulunmuştu; dev - let başkanının gözüne girerek yüksek makamlara ermek İs- terdi; Hazretl Aliyi gücendir - diğini sandı ve ona hoş görün- YENİ SABAH - n | nist Cin ordusunun şark ve şimal-| bimpur'dur. Zelzele Assam'da da 769,281 ster ling tutarında hasarı mucip olmuş Çıldırda 70 gram ğırlığında dolu (A.A.) — İlçenin Çala ine giddetli bir fır- Ğ bucağı merki tınayı müteakip dolu yağmış — ve her biri elli ile yetmiş gram ağırlı. Bında bulunan dolu taneleri tarla- İarda biçilmek üzere bulunan mah Türkiyo Milli Talebe Federasyo nu tarafından DÜNYA GENGLİK İstanbul Konseyi n Bu akşam AÇIKHAVA Tİ YATROSUNDA Bilet'i Üni Flatlar: 3 — Açıkhava T Tiyatrosu, Yurdu — 1 Ulradır. T 19 AĞUSTOS 1950 C U Birçok sürprizlerle dolu olarak” vereceği şahane bir g ecesi olacaktır. Ayni Zamanda Memleketin varlıkları ile ift SAHNE SANATKÂRLARIN İştirük edeceği bu gece, hayatı nızın en mesut saatlerini size yaşa- SE SAZ. tacaktır. Biletlerinizi al m: Biletler: Saray ve Çenberlitaş six olarak sa 1440 Sayfah, 1783 Resimli 2 Cilt müslümanların beyi! na bir şeyler söyledim, Dün sı onların doğru olduğunu ve se- nin yanlış düşündüğünü san - mıştım, Sonra düşündüm ve anladım ki, senin tedbirin ta - mamdır; haklısın! Tam o sırada Hazreti Alinin amcasının oğlu Abdullah bin Abbas hacdan geldi; onu Haz reti Osman kendi vekili olarak göndermişti. 102 ALİ VE AYŞE... Abdullah bin Abbas, F Ali ile Mugayre'nin gizli ko - nuştuklarını gördü, Yeni hali- feyi hürmetle selâmladı; son - zreti ra biat etti; başarılar diledi Karşı karşıya oturdular, Abdullah bin Abbas, Mugay renin ne cin fikirli, hileci bir adam olduğunu bilirdi. Bunun için sordu Ey müslümanların beyi; bu adam sana ne diyordu? Hazreti Ali anlattı ve Abdul lah dedi ki: — Ey amcamın ağlu; dün Mugayre sana iyi niyetle nasi- hatte bulunmuş; fakat bugün kurnazca davranarak — hileli sözler söylemiş, Çünkü Muavi: ye ve diğer Ümeyye ailesine mensup valiler dünyayı geven kimselerdir. Yerlerinde birakır san hoşlanırlar, muhalif olmaz lar; azledersen seni suçlu gös- (SABAH SABAH! Böyle baş ve tıraş... İkide birde dilimize dolarız: Şu memleket, bu memleket harbe girdikleri halde bir yıl. da t ket, bu memleket arlandılar; şu — memle- elli yılda, başka memleketlerin beş asırda başardığı işi yaptılar. Sonra mukayeseler gelir. 25 yıldır. hâlâ bir ekmek meselesi vardır; bir ziraat mi, Meselesi vardır. halledil mek göyle dursun, bir hal plâ: nından bile mahrumdur. Fakat bir de şu haberlere bakın: Fragsada, filânca — Baş bakanlığı kabul etmedi; Belçi- Ve daha — bir Bizde görülmüş mü> Meselelerimizin çoğu kada da öyle, çok yerlerde bu böyle... Böyle bir dür? red Hartumda tufanâsa yağmurlar Hartum: 17 (A.A.) <Afp.»> — Tufanâsa yağmurlardan meydana gelen fezeyanlar dolayısile Misir hududu ile Hartum arasındaki sa- ha bir çamur gölü haline girmiş- tir. 4 kişi yıldırım isabetile öldü Perouse: 17 (A.A.) <Afp> — Perouse bölgesinde hüküm süren fırtınada 4 kişi yıldırım - isabeti neticesi ölmüştür. BİRLİĞİ «WAY> münasebetile tertiplenen saat 21,00 de Dram Tiyatrosu gişelerile Teknik kapısından temin edilebilir. elefon: 85753, 42154, 84602 MARTESİ AKŞAMI ar ettiği akta acele ediniz. | —i ile limanımızdan ayrılırken. Milletlerarası İmar ve Kalkınma Ba nkası belli Başlı limanlarımızın ge liştirilmesi inşaatı için hükümetimize 16 milyo n, 400 bin İdolara baliğ olan iki ikraz Amerika daki Banka merkezinde imzalanırk en alınmıştır... Çanakkale ve Dumlupınar denizaltılarını almak üzere Amerika'ya giden deni Üümemn G ve hububat depolari yapmıştır. Resim, Vbu — ikraz e N Tei mamız lâzımdır. Mademki, düş - manlarımızın daha henüz plân - Jarını bile yapmadığı tepkili ve fişekli uçaklar, gimdi fabrikaları- mizda seri halinde yapılmaktadır. O halde, bütün enerji ve kaynak- larımızın pahasına, bunlardan bin lercesini hazırlamamız mümkün - dür. Bunu EN KORK GİZLİ SILAHI — Deniz harp kuvvetlerimize gelince: Bu kuvvetler, bize deni- beyrden de emin değilim. He- le Muaviyeyi yerinde bırak, sa na biat etsin. Sonra onu yerin den söküp kaldıracağıma söz veririm, Hazreti Ali hiçbir suretle hi leye sapmaktan son derece çe- kiniyordu; böyle bir. hareketi yüksek ahlâkına ve prensiple - rine uygun bulmuyordu, Bu- nun için Abdullahın teklifini reddetti, O zaman Abdullah bin Abbas şöyle dedi:: Üçüncü Dünya Harbi mi?, Ey müslümanların beyi; sen çok cessur ve mert adam- sın, fakat siyaset ve — tedbir ehli değilsin! Hazreti Ali zerre kadar kız- madı; hattâ her zaman olduğu gibi bu açık kalbli adamdan hoşlandı — Ey amcamın oğlu? Sen fikrini söyle; sonra benim em: rimi dinle, Ben seni Şam valisi yaptım; kalk ta oraya git! Abdullah onun teklifini be - Renmedi — Ey müslümanların beyi; bu hareket münasip değildir. Muaviye, Ümeyye oğullarından dır ve Osmanın amcasının oğ ludur, Senin akraban olduğum için beni sevmez ve benden e- Bana yapacağı mu amelenin en hafifi hapsetmek- tir, Hele bir kere Muaviyeye | min olma zaltı birlikleri vasıtasiyle, İngilte- reyi teslim olmiya - sevkedecek harikalar yaratabilir. Sizo Snor- kel'lerden — bahsetmek - istiyorum. Biliyorsunuz ki, denizaltıların en büyük mahzuru, uzun müddet su altında kalamamasıdır. — Bunun için bu harb vasıtalarımızla düş - manlarımızı dizo getiremedik. İş: te Snorkel'ler bu ihtiyaca cevap vermiştir. Şimdi bu yeni ve tesir- l denizaltı gizli silâhimiz vasıta- siyle düşmanlarımızın deniz kuv- vetlerini felce uğratabileceğiz. İn giliz adalarını besliyen, bu adalar dan İngiliz silâhlarını ve silâhgör- lerini harb cephelerine akıtan ti- caret ve nakliye vapurlarını, mü- tezayit bir nisbetle batırmaya mu vaffak olabileceğiz. SNORKEL GİZLİ SİLA NE İDİ?.. Hitlerin anlattığı bu $eni aistem yaz, sana biat etmesini bildir, bakalım no olur! (Devamı var) ! denizaltıda bulunan Snorkel ciha- zı, âdeta bu tahtelbahirin ciğerle- ri demekti. Bu denizaltılar, ancak bu Alet vasıtasiyle rahatça nefes alacaklardı. Evvelce tahtelbahir - ler, teneffüs edecek havayı depo edebilmek için sık sık deniz yüzü- ne çıkmak mecburiyetinde idiler. Bu suretle onların su altında kal- ma müddetleri mahduttu; bunun neticesi olarak da, düşmanla mü - cadele enerjileri lmış oluyor- dü. Bu Aletin yardımiyle, yeni tip denizaltılar, haftalarca deniz al- tında kalabileceklerdi. İkinci Dünya Harbi başladığı zaman Almanların ancak 50 tane denizaltıları vardı. Harb devam ettiği müddetçe, Naziler, gittik;e daha fazla denizaltı yapmışlar - dır. Bu miktar, birkaç sene batı- rılan denizaltılardan daha — fazla olmak nisbetini muhafaza etmiş- t. Fakat bir zaman gelmişti ki, müttefiklerin batırdığı denizaltı- dar, Alman tezgâhlarının yaptık- lJarından fazla olmiya başladı. Ni- hayet, bu görünmez ve korkunç silâh, Almanlar için artık fayda - z bir hale geldi. Fakat bu müd- det zarfında demckrasi harb cep - hesi, Alman denizaltıları yüzün - den 100,000,000 dolar zarara uğ - radı. DENİZALTILAR 18 MİLYON TON MÜTTEFİK GEMİSİ , BATIRMIŞTI Harb esnasında Alman denizal- tılarının batırdığı müttefik geml- lerinin tonağı — mecmuu — tam, 12,800,000 tonu buldu, İşte bu ka- yıp miktarı, Almanların Snorkel denizaltılarını sahneye çıkarma - larından evveldi. Hazirliıyan: K. S, A. Profesör'ün Hitler'e anlattığı kontrollü mermiler Amerikada bir bakikat olmuştur Snorkel'ler Almanların — Fele « menk mühendislerinin son bir ica dini islâh etmeleriyle meydana gelmişti. Bu yeni tip denizaltla - rında, fabrika borusu gibi uzun bir boruyu havi bir cihaz — vardı. Bu borunun Üst ucu dalma suyun yüzünde kalırdı. İşte burada bulu nan külâh, denizâltıda o kadar lüzumlü olan havayı içeri alıyor- du. Bozulmüş havada, Snorkel Aletinin altında bulunan ekzost ci hazı vasıtasiyle dışarı atılıyordu. Snorkel külâhıni yalıyarak ge- çen deniz dalgaları ise bu yuvaj lağın, methali açıp kapaması ai retiyle makineden uazklaştırıyor- du. Bu yuvarlağı bizzat dalgalar harekete getiriyordu, Snorkel kakikaten dâhiyane bir buluştu. Suların altında, hatırı sa yılır bir süratla ilerliyen denizal- fa, düşman tarafından keşfedil - meden vazifesini yapabilirdi. Çün kü suyun bir parça yukarısında bulunan Snorkel'i farketmek pek müşküldü. (Devamı var) Mevlidi Şerif Alle Büyüğümüz ÖMER MALİRİ'nin Ölümünün kırkıncı gününe tesa- düf eden 20 Ağustos 1950 Pazar gü nü öğle namazını Şişli camisinde mevlidi şerif okunacağın- dan #ayın ukral Si müteakip ve kendisi rillerini rica ederiz, Maliki ailesi