hK ALEN AAA AM çir da piz bil şar İst ma kar vet her, sen kür en zen| öl yol ENİ Kadını yalnız bırakmak, bir yırtık paraşütle kendini tayyareden boşluğa bırakmağa benzer. O kadar tehlikelidir »a Mlledi Amerikalılar, tecrübesi olm- yan genç kocanın, yuvayı ve ka- Tısını nasıl koruyacağını, nasıl İdare edeceğini, ve bir erkeğin hangi şartlarla ideal bir zevç olabileceğini, öğütler halinde ver meğe devam ediyorlar!... — Yukarıda, karını çıkacak fırsatlardan ve vesilelerden ko- ruyacaksın dedim. Bu vesile ve fırsatların ne gibi şeyler olabi- leceğini sana anlatayım, tecrübe siz delikanlı!> Diye, yine kocaya hitap edi- yor, ve şunları söylüyorlar: «— Karını yalnız bırakmama ğa çalışacaksın! Meselâ sen Nevyorkta, karın Vaşingtonda, karın Nevyorkta, sen Vaşington da olamazsınız!... İmkân nisbe- tinde hayatı birlikte yaşamağı sağlıyacaksınız!... İşin, memu- riyetin, vaziyetin itibarile evden ayrılmak ıztırarında isen, ka- rını kendi ananın veya babanın yanına bırakacak, ve mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda evina döneceksin!. Eğer aylara kadar uzıyacak bir yolculuğa çıkmak mecburiye ti karşısında bulunuyorsan, gide ceğin yere sureti katiyede karı- nı da beraber götüreceksin! Çünkü hiç bir an aklından uzak laştırmaman lâzımdır ki, kadını yalnız bırakmak yırtık bir para- Şütle kendini tutup tayyareden boşluğa bırakmağa benzer. O kadar tehlikeli şeydir bu Sonra, kadının zırt zırt soka- Za çıkmasını, yalnız- başına ti- yatro ve sinemalara gitmeği â- det haline getirmesini ve bilhas sa ikide birde kadın arkadaşları | nin evlerinde tertip edilen top- lantılarda bulunmasını hoş gör- miyeceksin! İyi bil ki, ahlâksız kadın ar- kadaşlarının karına yapacağı fe nalığı, en vicdansız, en kötü ruh lu erkek, elinde mevcut bütün kudret ve kuvvetini sarfetse da- hi, yine yapamaz!. Bvindeki kötülüklerin ilk to- bumunu, karındaki değişiklikle- Tin birinci sebebini, her şeyden | itimad edeceğin arkadaşların ol- | yarlık devrenizde dahi, günlük zarfında dün evyel karının, kadın arkadaşları ile olan münasebetinde arama- lışın! Karakurt Nevyorktaki- hürr Hele, poker masaları ile, dans edilen salonlarda, her an düşma | İnın hücumunu bekliyen siperde- | mak demek, hayatı sı ki gsker gibi, tetikte bulunacak- sın!..e Bir kere, yuvanın dağılmama sını istiyorsan, karının her ge: rağmen oyun oynamasına mi olacak, ve sen de katiyen kumar | masasının bâşına geçmiyecek - Si 1... Zevcenin dans edeceği er| ekler ise, ancak senin en çok | malıdır!... | Ancak şu sözlerimi de bir tab-| tan istifade ederek, kadının ha- hususl. lo yapıp duvara asmalısın: / YAZAN Esat Mahmut Karakurt 'et 4Di desinin önünde... Bütün bunları mümkün oldu Zu kadar tatbik sahasına koy- 'nden göre cek, sevgiyi, yaşamağı, eğlenme Zi hattâ gülmeği ve ağlamağı bi riçte ve dahilde neşeli yaşama Üçüncü Dünya Harbi mi?, MAVAYA UÇURULACAKTI.. — 5 B Hazirlıyan: K. S. A. Messersehmitt Alman hava kuvvetleri hakkındaki bütün hakikatleri ifşa etmişti Profesör Messersehmitt bu tev-| kif tehditlerinden usanmıştı. Ar- tık ne olursa olsun, Mareşal Gö - ring'le münazaalı işlerini hallet - mek lâzımdı. | — Mareşal, dedi. Alman havacı lığına sadece yardım etmek isti- | yen, bir uçak plânları mütehassısı | olarak, şimdiye kadar — yaptığım işlerde tevkifimi icabettirecek bir | gey yoktur. Mademki İstiyorsunuz size hakikati bütün - çıplaklığiyle anlatayım: Ben sizin uçak Inşaatı işlerinin | gefi olduğunu biliyorum. Bana em- redecek mevkide de, Mareşal Milch | ten ziyade sizin bulunduğunuzu | takdir ediyorum. Fakat size ma - reşalin yanında' gunu söyleyim ki benim plânlarım hakkında sizinle kaç defa görüşmek, raporları ma- kamınıza vermek istedimse, Ma - reşal Milch tarafından menedil - dim. GÖRİNG MAREŞAL MİLOH'İ 'TEVKİF ETMEK İSTİYOR Messersehmitt'in bu / sözlerini işitir. işitmez, Göring — Mareşal Mülch'e döndü ve — Mareşal sizi tevkif etmek meo buriyetinde kalacağım. | ÜÇÜNCÜ DÜNYA HARBİ Mit | Göring bu sözleri akkim bir eda ile söylemişti. Fakat bu tehdib karşısında Mareşal Milch süküne- tini bozmamıştı. Vaziyeti iyice tak- dir eden Milch biraz alaylı bir edala âmirine döndü — Muhterem — mareşalım, dedi. <tevkif> kelimesinin ağırlığını ni- çin bozuyorsunuz. Si de biliyorsu- nus ki artık ikimizin de elinde ik- tidar kalmamıştır. İkimi için de artık k gey, mazideki icraa- tımızı hatırlamaktan ibaret kala -| SPEER TAYYARE İNŞAATI ŞEFİ OLUYOR. Mossersehimitt, Alman hava kuv yetleri hakkındaki bütün hakikat- leri ifga ettikten sonra, Hitler, (8- sözünü tutmuş, bu ik şun bütün aalâhiyetlerini den alarak, uçak inşaatı gefliğine İ ahbap çavu- Albert Speer'i getirmişti. Mossersohmitt'in Gaten — bundan haberi vardı. Göring'i av köşkünde Üç havacılık şefinin birbirlerine hü- cumlarından ibaret kalan bu ransı dağılır düğilmaz, — profesör Messercehimitt, bir uçağa binerek Führerin Doğu Prusyada İnsterburg da bulunan karargâhına gitti. Ora- da kendisini Hitler alâka ile bek- Tiyordu,. önfe- Yeni hava inşaatı şefinin de hasır bulunduğu bu görüşmede Mo — 262 hava silâhının tecrübe- lerinin yapılmasına karar verildi. Ertesi gün Hitler ve — Bpder'in buzurlarında Me — 262 nin uçüş tecrübeleri yapıldı. Hitler bu kor- kunç uçağın uçuş ve manevraların da gösterdiği başarı ve sür'at husu sunda teşkil ettiği rekor karşımın. da beyecanını bol bol izhar etti. Albert Speer Alman Nazi simam- darları arasında gerçekten aklı ba- şında olan yegâne adamdır. O, Al. man harp cihazının başına getiri - len bir inşaat dahisi idi, Batı dev letleri mütehaasıslarının — anlattık- bir vasifeye üç sene evvel geti- rilmiş olsaydı, bu müttefikler için folâket tepkil edebilirdi. — Halbuki simdi İngiliz ve Amerikan uçakları, çoktanberi Alman ağır sanayiini a- far bombardımanlarla tahrip edi -| yorlardı. Diğer cihetten de mağlüp olmaz denilen Alman orduları tarafta hezimete uğrayarak, Reich topraklarına çekilmeye başlamışlar Bunun için ne | tecrübeden sonra, a nde İn. şasına karar verilmesi, — Londrayı havaya uçurmak için kâfi gelmiye- cektir. ALMANYA AYDA 200 UÇAK YAPIYORİ siag ile Milch'i atacağı hakkındakil | riyle, de, müttefiklerin havaya hakim ol- ması, Rusların bitmez tükenmez ae kerleri ile yaptığı hücumlar karşı sında bile Speer, vazifesinde yapıcı dehâsını göstermiye muvaffak olmuş tu. Speer'in havayı elektriklemesi sayesinde, Alman uçak istihsalâtı, 1944 senesi esnasında, ayda 200 u- çağa baliğ oldu ki, harp esnasıı © vakte kadar, bu istihsal hiç bir yakit bu miktara baliğ olmamıştır. Bu, parlak fakat meyvesiz bir gay- İngiliz ve Amerikalıların havala- ra hakim olması profesör Messed - | sehmitt'in, New - York yı havaya uçurmak İçin yaptığı gay reti boşa çıkarınıştı. ve Londra | Bu hummalı çalışma, bu Üç kor-| kunç hava silâhının, bütün mükem meliyetlerile, hazır a 1942 ulundu; de yapılmış olsaydı ve o vakit Me tepkili ve fişekli uçakları 200 er u çaklık seriler halinde - çıkarılsaydı İngilterenin büyük şehirlerini ha . vaya uçurmak belki mümkün olu du, | 1944 senesinde Speer ve Messor. mıştır. Çünkü bu sene içinde Augk burg ve Regensburg'da — bulunan Messerschimitt'in —ana fabrikaları İngiliz ve Amerikan hava akınla - bir daha — kullanılamayacak lde tahrip edilmişti. Bu tahri- bat öyle bir şekil almıştır ki pros şeki fesör, bütün mütehassıslarını, cenup taki Oberammergau'ya — nakletmek mecburiyetinde kalmıştı. Bu güzel manzaralı dağ — şehri, — ötedenberi| dinf bir tiyatro merkezi olarak bü. tün dünyaca tanınmıştır. Burada senenin muayyen bir gününde ama tör sanatkârlar Hazreti İsanın — ve halinde sahneye koşarlar. (Devamı var) sını sağlıyacak, ona her günkü Kidişini unutturacak vesileler, | Fakânlar hazırlamağa mecbur * | Fotojenik güzel kadın müsabkasına resim gönderme müddeti bitmiş Bun!. Meselâ tiyatroya, sinema | tir. Şimdiye kadar gelmiş.olan resimlerin neşrini Agustos ortasına Va gitmek, dans etmek, dağlara | Kkadar tamamlıyacağımızı Ümit ediyoruz. Müteakiben — büyük Jüri Çıkmak, mümkün İso seyahatler | toplanarak neşredilen resimleri tetkik edecek ve neticeyi ilân ede- Şapmak gibi, ömrünü evine ve| Ccektir. Gazetemize gelen resimlerden bir kısmı, llk tetkiki yapmış Socuğuna vakfetmiş kadının, bir | birinci füri heyeti tarafından müsabaka harici edilmiştir. Bazı ba- | Sarçacık olsun nefes almasını, | Yan okuyucularımız bizden reşimlerinin İndesini istemektedir. Bü- birbirine benziyon ve - birbirini | Yük Jüri toplanıp kararını ilân ettikten sonra, arzu eden okuyucu- | takip eden saatlerinin biraz de- Bişmesini, tatbik mevkiine koya bilecek vasıtalardan azamt isti- ade temin etmeğe çalışacak- sın! Unutma ki kadınlar, ha len nefret ederler! tün evlilik müddetinco ka mert davranmağı âdet edinecek ki ve bilhassa bir kadının, erkeği kadar, elbisesine ve güzel giyin mesine de âşık olduğunu hesa- ba katarak, karını hiç olmazsa, temas ettiği arkadaşları derece- ginde iyi giyindirebilmek imkân larını sağlıyacaksın!... Bu me- yanda, evde daima uysal olma- Zı, kadının sinirli hareketlerine mukabele etmemeği, gün geçtik olduğunu değil bilâkis daha çok alâkalan- a başladığını ihsas edecek T Barfetmeği de katiyen ih mal etmiyeceksin! yuvanın saadeti ve düze- ni için, bütün bunları harfiyen yerino getirdikten — sonra, eğer kadının evo bağlanmasını, gönül eğlendirecek işlerle meşgul ol- mağa vakit bularak, yavaş ya- vaş seni yan çizmeğe doğru git mesini istemiyorsan, ne yapıp yapacak, evlendiğin günden baş KN " |lamak üzere nihayet beş sene Ie_ MÜĞ iğğemtlşcok. olan Küçü zarfında, muhakkak iki çocuk |cük tecrübesiz karının hapse a- babası olacaksın!... Çünkü, ço- tılmış bir insan gibi, dört duvar | Cak aşkı kadında zaman olur ki arasında yaşamağa mahküm ol erkek v ağandan. b ması demek değildir!... Bütün üstündür! p ömrünüz boyunca, hattâ yürü -| — Tyice bilmelisin, ve ona göre mekte güçlük çekeceğiniz ihti- | hesap etmelisin ki; bu beş sene yaya gelecek iki co hayatınızda çıkacak her fırsat- cul yukarıdanberi saydığımız ın tatbikine rağmen, ya radılış bakımından, ruhundaki avareliği ve havailiği kaybetme miş görünen karını, sureti kati yede yola getirecek, ve dışarıda beklediği saadetin, bütün fırsat ve imkânlarını, elinden almış -o- | lacaktır! Şunu bilhassa defterina not et: Ailede çocuk, sadakatinden Vemin olunmıyan kadın ruhunun, | en sadık bekçisidir!... Ruhu âvâ re kadın, asla bekçisiz bırakıl Maz!...> İşte Amerikada milyonlarca satılan <Evlenecek gençlere ö- ğütler!...> kitabı ile, «İyi koca, İyi zevce yetiştirme» enstitüsü- nün evlilik hayatının nasıl geçi- rilmesi lâzım geleceğine dair, ko calara verdiği nasihatler bunlar dır!... Ben şimdi kendi hesabıma, ev lenecek erkekler için tanzim e- | dilmiş bu Amerikan öğütlerinin, hakikaten, evlilik hayatının sıntısızca devamına hizmet ed. cek en mühim esasları, en gü: metodları ihtiva ettiğine, tama: milo kanaat getirmiş bulunuyo- rum!. Ama diyeceksiniz ki: «Sen ev li bir adam değilsin, bekârsın, ne biliyorsun evlilik hayatını ki, (elinin hamuru ile mütalea beyan | etmeğe kalkıyor, kanaatlerini ileri sürüyorsun?...»> Doğru. Ev N değilim vakıa!... Fakat ayni zamanda bir zembile konup, nef sini her geyden mahrum bırakan dama asılmış Yogi dinine sâlik bir Hint fakiri de değilim! Hem sonra, öküzün bağırışı ile bülbülün ötüşünü tefrik edebil- çin, insanın muhakkak mü zisyen olmasına da ihtiyaç yok İtur!... Ben beğendim elhasıl!... Hem © kadar beğendim ve o kadar bi zim İçin İstifadeli buldum ki bu bahisleri, yarın da, Amerikalı- lar tarafından, genç yaşında zev mi çin, ne yapmaları lâzım geleceğine dair neşretmiş olduk ları prensipleri, hülâsa etmeğe karar verdim Ben yazayım da, siz yine Ister tatbik edin, ister etmeyin! Günah benden gitsin!... (Devamı var) Kıbrıs Koruma Cemiyeti Pidiş Ha Aabin Ş demek B Türklerinla Ha va; Hürriyeilarlni yaya tanıtmak ve kültürel, ekonomik münasebetlerini kuvvetlendirmek olacaktır. —— |lar ön SABAN Ka Bay Fotojenik Kşüıı]_l!l_üsqbakağıi A n Bafuhan Ergun H Bayan Kâmile Yıldırım Okuyucularımızın dikkatine larımız. resimli ni geri — alabili ÇERL UO YA p - BÜYÜK KORSANROMANI rler, 'azanı Eski bir pehlivan | Ikizler köylü Peşrevden ve helâllaşmalar- dan sonra nihayet iki güreş devi ilk defa olarak ornuz omu | diler Bu suretle birinci defa ola | rak biribirlerini görüyorlardı. | Öikizler köylü ilk ense değiş tirip kol tin, çok kuvvet allamalarda bile çok bir pehli - la karşı karşıya olduğunu anlamakta gecikmemişti. — Vâ: kıa hasmı biraz tutuk ve mü- tereddit görünüyordu — ama, bunun da hissettiği heyecan - dan neşet ettiği meydanda İdi. İkizler köylü bunu çok Pyi anlı yor ve hemen hücum etmek ve güreşi karıştırmakla bu hem - şehrisini belki de şaşkınlı ve heyecanından İstifade e düşünü- rek yenebileceğini bil. yorsa da buna teşebbüs etme- | yi erkekliğine yediremiyordu Hasmının heyecanının geçme sini beklemiye karar vermişti. (Valeryo iki tayfaya söylediği yalanı Valeryo yerdeki ayak zlerini dü- zeltti; her tarafı dikkatle gözden geçirdi; biraz evvel yapılan araş İtarmaların farkına varılamıyacağ ni anladıktan sonra ölüye yaklı kucağına aldı, mağafanın na adar götürdü ; geçidin ikiye ayrıl. Sonra yakasını, ceketinin şura - mm burasını buruşturdu. veya yı tı; bir iki düğme kopardı, saçlaı | m karıştırdı, şapkasını ve üstünü başını yerlere sürtüp kirletti. Şövalye Valeryo şimdi yapılacak başka bir aT- | kanaat getirm İkı getirm hıfından çık | çıki Tayfaları ini du; akin ki lar, kılıçları lınca bana #a kendisi Dediler; kliler Zavallı 1 | bavarilerinin hayatlarını bir piyes| korumak, Kıbrısı Türkiyeye ve dün| nu hiç bo Gem İ &. Valery yaklarından tutup kaldırdılar. le ve Valeryo arkada dışarı kut k Tabancasını kis azlık — kalmadığına ti ardı, eline aldı ve mağa ndan dişarıya bağırd Buraya gelinin! dan ikisi aaten tabanca dul çekir geliyorlardı. Valeryo'nun bağırdığımı — işidince hozlandılar, biraz sonra onunla kar- glaştılar; biri — Efendimiz! Ne oldu? Birşey Diye sordu. | | Bir defa şövalyenin dağınık hali- ne, elin ancaya sonra yerde kanlar içinde yatan ihtiyar T korsanına baktılar, Valeryo emretti — Kaldırın şunu... Denize atın alçak herifi |. Tayfalar şaşırmışlardı. Valeryo anlattı — Söyledikleri hop yalanmış! Ak tuzak kurmuş, İntikam mitt'in bütün gayretlerine rağ. ce olacak kızların, kocalarını yu | Slacakmış! Üzerime hücum etti larına göre böyle bir adamın bu çe-| men bu uçaklar harbe sokulama - vaya ve kendilerine bağlıyabil- | Mağaranın iç' tarafındaki küçük deliği gösterdi — Beni öldürüp oradan kaçacak- tt Tayfalar | — Vay alçak-... Kurduğu tuza- düştü! ölünün kollarından ve a- On- htiyar korsamı bir kaya- nden e — fırlattılar ala bin abuk çabuk adamıydı, fakat bus etmiyor, hiddetli ve ke Anavatanla olan| derli görünüyordu. ler defineyi bekliyorlar- 'yu o halde görünce şaşa | |— onlara da tekrarladı ve inandırdı | Küçük Hüseyine hak verdi... ; hepsinin de gözleri hayrı g. 9 'iki tayfaya söylediği ya- onlara da tekrarladı ve inan- iyi rol çünkü çı 'nayor - bu işi en mükemmel bir facin de bu kadar yapabilirdi. adasını çevreliyen kaya - geçerek denize ldu ; fakat bu iş Gerek Valı rın arasından n Rozyani ve gerek yo, gerek kap tayfalarla askerler buna da şükret- tiler; çünkü kadirganın sivri kayam lardan birine bindirerek delinmesi <hepsinin boğulması veya gemile rin uğramadığı bu yerde aç ve su- timali çoktu, suz kalmaları Define b ikâyesini âdeta unutmuş Şövalye Valaryo dosdoğru Roma- limanı olan Astiya'ya gidileces | i bildirdi; gemidekiler buna se- yindiler, artık vatanlarına, çoluk <| larına ve çocuklarına kavuşacaklar | Girişilen iş başarılamamıştı, fa- | kat bundan dolayı onlar değillerdi;. Papaya yo hesap verecekti, | yo artık - Papa bile vie| ilk fırsatta dönüp hazi- Valery neyi nasıl alacağımı, hepsini b aldırmak mümktün olmadığına gi yordu. Cebindeki — pırlantalar, nciler ve zümrütler ona bu iş için n vasıtaları sağlamağa bol d, Astiya'ya geldiler ve llmana gi diler. Valeryo Romaya gitmedi. Papa- ya bir mektup yazdı; kaptan Roz- yani İle gönderdi Bu meoktupta şöyle deniliyordu: | <Muhterem efendimiz, Mukaddes huzurunuza — çıkmak yok, ç de Bu bana tali- Buna sebep ip' tam istedi ceği sırada b hin kötü bir oyunudur. Jan da meşhur Türk korsanı, ca- şeytan zekâli ve kors de küstah olan Memi Reistir. Ondan sizin ve benim in- tikangmızı aldığım — zaman lütfen beni kabül etmeniz ricasında bulu- nacağım, Kaptan Rozyani efendimi. her şeyi anlatacaktır. Sevgi ve dualarınımı bu zavallı ve talihsiz ku| anuzdan esirgemeyiniz, Pek yakın la bu defaki talihsizliği yeneceği me İnanınız muhterem efendimiz..» Şövalye Valoryo tek başına urlı_W dan kayboldu ; bir daha o taraflar- da görünmed L L BİR RİCA Memi Reis evvelce tasarladığı gi- bi Bizerte'den komanyasını tamam lamış, güzel bir rüzgürla İstanbul nu tutmuştu. | Yeniden denize açılalı iki gün ol-| Ufukta kendilerine doğru gelen yirmi kadar gemi gördüler. K Bırdir ük Hüseyin tereddütetin ba- (Dovamı var) İhram nedi boyunduruğu vurmuşt ftam vaktinde Onun için g başladı. İki y Fakat ilk o ten sonra M zevkli bir hal aldı. Şimdi iki p n u r Şimdi iki pehlivan da birbir — | lerinin nasıl bir belâ olduğ | daha iyi ve daha yakından a lamış bulunuyarlardı, Birbir - lerini kolay kolay altedemiye- cekleri meydana çıkmıştı. Güreş gitgide kızlanıyor ve şiddetleniyordu. İizler KA i| nün şaşırtıcı ve usTaca el ense faslından sonra lu el enselere başlamı a —— kollarının uzun BC tifade ederek ç 4 | rıcı el enseler ve-tırpanlarla İ- kizler köylüyü hır eĞiR , < Biraz sonra buna tırpanlar ı karıştı. İkizler köylü de hiç tered- düt etmeden bu sert el ense ve tırpanlara cevap ğe £ ladı. İkl baş pehi ezip b aları ada p apmıştı. İki p: rinin ensesini ve baldırlarını Üyln ient, öyl WkNiBAN d lerle dö lardı ki, b Sİ recandan nefes bile almak çekinen alkın kaplı meydanda güm kisler yapıyor yüreklİler ise, bile dayanamıyar yere indiriyorlardı. Güreşin bu fa kikadan fazla si olarak Mollaoğ dan el ense ve tırpa hayet vermek de o du. Hasmının, şiddı ve tırpanları asla yıln sıladığını ve ayni - şiddi mukabele ettiğini gören Molla- oğlu, istediği neticeyi bu de de alamıyacağını anla: dan birden bu fasla nihayet vererek hasmına şimşek daldığı görüldü. Halk heyecandan yerinden fırladı. Az kalsın hünkâr bile koltuğundan fırlıyacaktı. Mol- laoğlunun dalışı hakikaten şa- heser bir dalıştı. İkizler köylü nüin İki paçası da eline geçmiş- &. Fakat İkizler köylü yine de gafli avlanmadı. O da tam vak tinde boyunduruğu vurmuş bu- lunuyordu. (Devamı var) r? Bir hacı yanına neler almalıdır? Haccın birinci şartı ihrama bü- rünmek olduğundan ve deniz ye- lle olsun, hava yolile olsun hacca gidecekler Cidde yolunu takip e- deceklerinden hacı namzetlerinin hramlarını buradan — tedarik et- meleri icap eder, | İhram iki parçadan mürekkep şeyaz kumaş veya havludur. Bul an biri bele sarılır, de muzlara alınır, bunların dikişsiz şarttır. Hacca — gidenler Mekkeye varmadan kendi elbise- lerini çıkararak bu ihramlara bü- rünmek mecburiyetindedirler. İh- | rama bürünme yerlerine — Mikad | rler, Cidde şehri de Mikad çev- diğeri olması İresine dahil olduğundan, denizden | havadan olsun hacca giden üveyg kanalını geçer geçmez bulundukları yerde soyunarak ih: rama bürünmek mecburiyetindi dirler, Bunun için abdestli olmak ve ihrama bürününce iki rek'at namaz kılıp hacca niyet etmek JA zamdır. Gemi ile gidenler bu işi daha rahat yaparlar ama, havada | bdest almak zordur. O kadar su da bulunmaz. Onun için tayyare| ile hacca gidecek olan vatandaşlar abdestli olarak tayyareye binme- lldirler, İhramdan başka bir hacıya 1â- | n olan şeyler şunlardır: 1 — Hacı ayakkabısı.. Bunlar dikişsiz ve mümkün mertebe açık hafif sandallardır. Bilhassa topuk' kısmı açık olacaktır. Dört beş li-| raya yaptırılabilir. olsun, 2 — Hacı çantası. Bu çant hacı hao vaktinde parasını, pa portunu, biletini taşıyacaktır. E yuna asılı cinsten pek büyül mamak şartile böyle h $ — Beyaz şemsiye çok sıkıntı fr. — Çünkü Mekkel » olsun, Ara- fatta olsun, M olsun hava son derece sıca Değil bizim gibi mutedil ikli anları, yer- N Araplar, Yeme bile bu tahammli e cağa açık bi ler ve şem: Bural manın hiç b yoktur, Vakı! irda Çürük çarık bir ş kırk lira l8 buradan tedarik Kadınlara gelince, onların ih- ramları yüzlerindedir. Kendi elbi- seleri Üzerine beyaz kumaştan bir örtü giyerler ve yüzlerini açarlar. Mekkel Müker esini ifa niyeti ile E hep birbirlerinin kardeşi — ol ğ da b N B ektir. e hac fi fında kardeş gibi yaşamak mecbu- riyetinde — bulunduklarından Böç yol K açmakla mükelleftirler. Yarın da ihramın hacılara yük- lediği mükellefiyetleri yazac (Devamı var) ,