Sayfa: $ Yazan : Murad SERTOĞLU Bir dakika içinde 36 milyon Ingiliz lirası kazanan talihli lord İçte Nis plüjları. Deniz Banyosundan sönra yanmak için kum olmadığın dan çakıl taşlarına serilenler .. Onün İçim tavsiye ederim, Fran- | gazino oynar. Hler masanın bir ser- |dece Niste —- olduğundan bu. şehre sız ve İtalyan kumarhanelerinden birinde her kangi bir sebeple kara lsteye girmiş olanlar, diğer ku- r salonlarına katiyen — girmiye alkışmasmlkr. Çünkü derhal yü - züne Bu süçlüri () vürülüyor. Ben Nis gazinosunun sekreter - Hğinde Böyle Blr münakaşaya Biz- at ga? oldum. Benden evvel içe- 1 girmek için Müracant eden bir elçikeli, meğer ta 1928 — yılındi!. n Remoda Herhüngi bir. hildise apmış oldüğü için kara - listeye miş imiş Kendisine mazlhde iş- vi öldüğü bü süç (!) Hazikâne ıhtar edildi: ve oyun sdlonuna gire- miyeceği söylendi. Adam da söyle- ne söylene — merdivenlerden — inip Bitti. Püyük kumar salonuna giril- diği zaman İlk olarak göze büyük Tü'et masaları çarpıyor. Daha ile ide bakara oynatan masalar, sa- lorun sonlarında da eşimendifere, Otuz Ve kirk> oyumlarına mahsüs masalar Var. Uzun bir Amerikan barını hatırlatan gişelerde dur - madari fiş satılıyor ve salonu dol- düran meraklı tahini deniyor. Bu merakdıların büyük ekseri- yeti sayyahlardan ibaret. Ve he - men hemen hepsi de Amerikalı veya İngiliz. . Talilerini denemek- te Gltn bir turistlerin yarısından fozlası da Kadın.. Hem de yaşları eliden bir hayli yüksek yaşlı ka- Salonun orfasındakl bakara mâ- Bsasındk. krüpyesin — hemen başida oturmakta olan — acayip gapkah bir kadın 6 Akşamın kah- Tamamir imiş. Her kâğıda talip çı- Kiyor ve isin gatibi dürmadan da Kazanıyor. Önünde beyazli, siyah- di ecik hüsil olmuş. Dokuzdan ni- Jinyet dekizden aşağı kâğıt açtığı yökk İer masanın Üzerinde azami o- üm Misbetleri yazılmış. Burada- Ki kayıtlara göre rulette bir elde vüz bin frank, yanl sekiz bin Hir: dan fazla para konmasma müsaa- d edilmiyor. Ayni da rülette oynanacak #Zamf mik- far tkyin ve ilâin edilmiş. Tabif ba- kara Masalarında böyle bir gey yök. Çürikü Bakarada Karşılıklı ölarak para — koyarlar. Halbuki rülette bir tarafta oyu Cular, Bir tarafta da masa, kütleşi durmadan | Karmızılı fişlerden — küçük - bir| #eyi Meşhur. Montekarlo Bgazinmesunda da gördüm. — Orada oyuncular yanı mayesi var. Bunun bir de hikâyesini anlattı- lar: Evvelce rülette de böyle bir ka- | yit yökmüş, oyuncular. istedikleri | Miktarlk oynarlarmış. — Bir gün| Montekarloya gelen bir İngiliz lordü, rület masamndaki numara- lardan birinin üstüne bir çek key- muş. Tesadüfen © numara kazan- miş Bunün üzerine krüpye, çek | Mühteviyatının 36 mistini sahibine vermek Üzere çeki alıp açmış. Bir de ne görsün? Çekte tam bir mil- yön İmgillz Hrası yazılı değil miy- Miş? Tabif gazino yerinden oyna- mş. Bir dakika içinde 36 milyon İngiliz Hrası kazanan talili Lorda bu para ödenmiş ama, ondan sonra da masalar için Azami bir had ka- bul edilmiş ve yüz bin frank ola- rak kabul edilen bu âzami hadden daha fazla para konmasına / izin verilmemiş. İşte rülete konan bu bir milyon İngiliz liralık çekten daha büyük bir paranın şimdiye kadar bir el- de ortaya konması kumar tarihin- de görülmemiş imi İnsanlar ne tuhaftır. dakikalik heyectan duymak kazanma şansı 36 da bir olan İlet masasına düşünmeden bir mil- | yon İngiliz liralık (Sekiz milyon Türk lrası) çeki atan bu İngiliz Acaba bir için Lordu, bütün hayatı müddetince hayır İşlerine kaç kuruş vermiş - tir? Kimbilir, belki de hiç.., Nis belediye gazinosu, Cote MA- € gelen kumar meraklılarının | Vülk ve son iskelesidir. Fransanın bu | cenup Sahillerine ayni — zamanda ganslarını denemek için gelmiş o- Tan meraklılar Monte Karloya git | |meden evvel ilk olarak talihlerini belediye gazinosunda denerler. E- ger bir şey kazanmışlarsa daha büyük bir şevkle ve daha çok ka- Zanmak ümidile, kaybetmişlerse, Vm Zararlarını telâfi etmek ümidi- le Montekarlonun yolunu tutarlar. Dönerken de eğer Montekarlodan kârlı geliyorlarsa bu kârlarını kat merleştirmek üzere, zararlı geli- yorlarsa son bir telâfi ümidile yi- ne Nis gazinosmma uğrarlar ve bu- rada son defa talihlerini dener- ler. Artık kendilerine tren, vapur veya tayyare ile bu güzel sahil- lerden ayrılık düşer. Neşe veya hü Zün içinde Fransız — Riviyerasına veda ederler. Fransanın bu Cenup sahillerinde tayyare meydanı #a- MA VA Tefrika No.1 7T hava yölile gelenler ve gidenlerin le mecburf uğrak yeridir. Denit kenarında — bulunan — bu hava meydanının yerinde eskiden Konkur İpikler yâni at koşuları yapılırmış. Zahnedersem n sene | kadar evvel Niste - tertip edilen | manlah müsabakalara bizim süva | riler de iştirâk etmiş ve güzel de- | receler #lmışti. Bügün bu müsaba |. kaları idare eden komite, at ko- gularımı yeniden oragnize etmek 1- ÇiN MüBdait bir saha arıyor. Bir i- ki sene içinde bu işlere tekrar baş Tanacakmış. Tuüristleri oyalamak, onlara ca- Ap Saatler yaşatmak — hususunda ihtisms sahibi olan Nisliler, plâjla fının Berbatlığını unutturmak İçin | bir sürü bayramlar icat etmişler. | Haftada bir Iki gün mutlaka bir | bayram kutlanıyor, bu - vesileden istifade edilerek balolar veriliyor, müsabakalar tertip ediliyor, işte bunlardan bazıları: Ea başta Şubat — aylarında yı pilan büyük karnaval - genlikleri. Mayıs ayında yapılan çiçek mü-| harebeleri. Sinema filmi -müsaba- Kası, güzellik müsabakam, Müsabakası, ses müsabakaları, en gik otomobil. Müsabakası, bahar bayramı, genç kızlar bayramı, de- niZ Bayramı, yat müsabakası. galre vesalre.. Bu suretle seyyah - hemen her gt eğlenecek, hoşça vakit geçire çek bir meşgâle buluyor. Akdeniz- deki İngiliz ve bilhassa Amerikan | filoları da bu sahilleri sık sık ziya ret etmekten geri kalmıyorlar. O Zaman resmigeçitler, resmi kabul. ler de birbirini takip ediyor. Ben orada iken Amerikamın Leyte v çak egmisile bir kaç kruvazör ve torpitosu da Niste 1di. Amerikanın | iSstiklâi bayramı münasebetile A- merikan bahriyelileri ile Fransız askerleri Nis sokaklarında parlak bir resmigeçit yaptılar. Şehir baş tan Başa Amerikan ve Fransız bayrakları ile donundı. — Belediye Kazinosunda tâ sabaha kadar de- Vam eden muhteşem bir balo veril di. Binlerce Amerikan bahriyelisi Nis, Mentekarlo ve Kan sokakla rinı doldurdü. Dünyanın her tarafından, muhte Hf aahalarda isim, şöhret ve ser- vet yapmış Insanlar her sene Nize gitmefe ve bir müddet burada 'kal mağa bilhassa itina ederler. (Devamı var) ! Kundura için imalci bulunamıyor Beyoğlundaki kunduracı-) lar toptancı olduğundan kimin imalci olduğu belli değil Ekoneml ve Ticaret / Bakanlığı, mintaka Ücaret müdürlüğü vantasi- le sanayieilerin duramanu tetkik et Mirmektedir. Fabrikaların — imaldu, toptancıların, İmalcilerin ve per kende saticiların ne gibi yarılar e- ünde çalıştıkları, — birbirlerile mü- nerebetleri, sanayl mülettişleri ve mtarile görden geçirilmektedir. Tetkikler srasında büyük kunda- yacıların. vaniyeti üzerinde — önemle Beyoğlundaki kunda- 1 elarak görülmekti bulanmamaktadı 4 kaçakçılığı yaptıkları ve han, ev. köşelerinde çalışmn bir İkt kişilik Imnlâthanele ve lmalüt — yapürip — anttıkları meydana çıkarılmış, keyfiyet Eko- noml ve Ticnret Bakanlığına bildi. rilmiytir. Tetkikler devam. etmel dün aa Muhtar ihtiyar heyeti ve Şehir meclisi namzetleri Pazarteri/ gürlüne — kadar muhtar ve ihtiyar heyetleri olacaklardır. partller #etlerini texbit etmiş Belediye meclir Üye namretleri de 14 Ağnstosta terbit edilerek il seçim karaluna bildirilecektir. İstanbulda 3) mühtar için seçim yapılacaktır. €. H P. teşkilâtma bir tor dererek, ghtar ve ihi rine gösterilerek numaetlerin, genin en seviln a dökkat ediln Gü el San'atlar Akadem sinin teşekkürü Güzel Akademi sörler karula, binalarının Ş kimseleri alm tir, Sanatlar delayısile Bakanın nbul valiliğine birer teşekkür minine karar verilmesi Başbakana, Milli Eğitim telgrafı göndermiştir. Ulaştırma — Bakanı Ankaraya - gitti Ulaştırma Bakanı — Tevfik — İleri n Ağkaraya - dönmüştür. — Bakı Tundükt Yl!!l BALLAH - B AĞUSTOS 1950 Meşhur Franma — romancım ve Türk dostu Clsüde Farrere (Klod Farer okünür) Fransanın ” Lyon gehrinde 1876 da doğdu. Denizcilik okulundan çıktı; deniz rubayı ol - düş 1919 senesinde emekliye ay- rılhncaya kadar Rransıs donanmı İmında hizmet ettiç bu mrada he - İmen hemen bütün dünyayı dola; İti türlü memleketleri ve milletli ri tamıdı; Türkiyeye geldi. Memlı ketin mansarasına, halkın giyini- #ine, yaşayışına, faziletine ve mi- İsafir severliğine hayran oldu. Ciaude Farrare henllz Üç yaşın- aa iken Pierre Loti 1879 da Azade Vaimli romanını neşretmişti. Far- yere kendisi gibi deniz #ubayı olan Toti ile tanıştı, dost oldular. Pi- erre Loti Türkleri çok seviyor, mü drfan ediyordu; Farrere'in kalbin- de Türk dastluğunun kök salmı yöerleşmesi ve artması biraz da Plerne Loti'nin tesiriyle olmuştur. Cimide Farrere bir metre sek - n dârt santim boyunda, yakışık- h, gürbüz bir adamdı. On doku - zuncu Çasrın son yarısında ve Bi- rinci Dünya Harbine kadar İstan- buldaki' büyük elçilikler emrinde İbirer kiiçük harb gemisi bulunur- İdu; 1902 yıllarında Fransız gemi nin komutanı Plerre Loti Idi ve; İCinude Farrere'de bu gemiye men- suptu. Bu iki meşhür Franmız mü- İharriri o günlere ait tatlı hatıra İları datma takdis ve muhafaza «t İmişlerdir. Cinüde Farrere 1919 da emekli- İye ayrıldıktan #sonra Comedie |Françatse artistlerinden ve kensi İsinden biraz yaşlı olan Henriette de Rogers ile evlendi;. o zaman İlark dört yaşındaydı; pek mesut bir hayat sürdüler; birbirlerini çok sevdiler. Karısı 1950 - gübatında öldü ve bu kayıp Farrere'i çok Üz- | dü. Cinude Farrere bugün Fransa- man en meşhür edipleri arasında sayılır; birçok eserleri yabancı dil- | lere çevrilmiştir. Fransa Akade - misi âzasındandır. Mevzularını da- | ha ziyade yabancı memleketlerden | almıştır; bu bakımdan da - Plerre | |Loti'nin tesiri altında kaldığı gö- | 76 çarpar; fakat gerek Üslüp ve gerek romanlarının mimarisi tti -| bariyle ondan ayrılır. Loti'de en basit varlıkları bile masala kaçan | bir güzellikle tasvir eden bir his| ve hayal bolluğu vardır, itrik adam dır; fakat Claude Farrer daha zi- yade drama kaçan bir anlatış tar- Kayar; tasvirleri sert — ve Yazan: Maysie Greig «— Biliyor musünüz - niyetim nedir, © kâğıdı gizlice arayıp bul Mak, sonra benimle evlenmesi şartiyle, vasiyetnameyi Avustral- yalı yeğene devretmek! Böyle söyliyerek nlaylı bir eda ile Klayvın yüzüne baktı Mitis Hörton dişleri #rasından: «— Artık böyle bir sadakat sizlik yapacağını Umit Petünya> dedi. «— Yaa öyle mf, hafbüki bu plânımı tasvip edeceğinizi — timi ederdim anne. Beni hep - zengim biriyle evlendirip, başınızdan at- mak İstemez miydiniz? O zaman Ralfa gidip de para - dilenmemi Iüzum kalmaz.> Ralfa dönüp tatihikarla baktı, daha o gece ağabeysinden elli li- ra istemiş ve red cevabı almıştı. vakit Odalarına Klayv: «— Öf»> dedi, <amma hengâ meli bir gece geçirdik değil mi 7; Katlin sükünetle: — Evet!» diye cevap verdi. gekildikleri Genc adam elitesini battaniye- edemem —4 - #İnt yüklendi, banyoya geçerken l — kaz atıldı. «— Bir dakika Klayv, seninle e — konuşmak istiyorum.» Klâyv yükünü birakıp yatağın kenarına oturdu: «— Ne var elcim?> | — g— Bu göce kizin söyledikleri- - ni düşünüyorum. Konuşurken hep yüzüne bakıyordu, acaba bir geyden güphelendi mi dersin? » «— Yok canım, zannetmiyo « t rüms Daha açık konuşmak, öğleden sonra kütüphanede geçen hâdise- yı anlatmak istiyordu ama, ne- e — dense bundan çekiniyordu. <— Niçin şiphe etsin, yüztime bakmasına gelince: (güldü) belki 6 da geksapelimdendir.» Fakat Katlin gülmüyordu, deh getil kızgın oldüğü nefes alışın: dan bile belli ri. - — &— Demek kabul ediyorsun?» » Klayv gaşırdi: «— Neyit> «— Kızın, seni, göztüne kentir- diğini. Zaten buraya geldiğinden Sunan: Halide KARAMÜRSEL beri işin farkındayım. Akşam ye Mekte de söyledikleri hep senin içindi.> — NAhi şekerim, bunlar hep #açma!> Hiç de maçma dağil efen - dim, öğleden sonra geni odaya ça Aırıp kapattı, neler. konüştü « Nuz?> <— Oh! Hiç bir şey.» «— Hiç bir şey ha! Anlaşılan onunla fiört etmekten zevk ali- Yorsun.> <— Hayır almiyorüm, fakat farzedelim ki onunla flört etmek hoşuma gidiyor, bundan sanc ne?> «— Öyle ya beni hiç bir suret- le alâkadar etmez. Demek senin bütün ömrün kadınları kendine Aşık etmiye çalışmakla geçecek> <— Katlin neler söylüyorsun? Hakikat halde ben ömrümce bu Kibi tecrübelere girmekten çekin- mişimdir.> «— Çekindin ha! Şimdi de bö- bürlen bakalım. Peki 6 Fransada nişanlanmak Üzere oldukum kız, teplanlilarında b #onca Parartesi günü dekrar şekrhitf |kuvvetlidir; üslübunun — husüsiye- &e geletek ve tekiklerine devam © İti Vardır ve çeştil bakımından e- decektir. İpeyce garip görünür; bu hal onun| Li İdezerini dâşürmez, aksine olarak | ç— O okuyudümm dikkatini çeker. Ame arın mot5rü | Claude Farrere'in otuz kadar e- bir sandal 'batırdı — İseri vardır; bunların çoğu roman, bir kısmı hikâye ve seyahat not - Amerikmi ilormni Bemap — bit cör; evkaiki “eibel Balkela dnlan US Kİ tazeni Diyeetia aei | Brken Hat Beflâk $i gel SÜD L Lelü l 4a G bürlrim dit aa Te Bltnlll e DG Te törgülüüüyir. ”Düküey di e saaae <O S Mlln Ya Karstedeler Amerikalı denireller tae İDernler Disu, Les Conaamnse a Belağlim kartarıl ualır öedd DŞ Büğmle * GN? (A B z İre TİN kondilerisü İ a AM Tn eai ir'an Kuraner D.Dm. Yolları | / Cioude Farrere'in, mevzularını ğ Türkiyeden ve Türk tarihinden al- genel müdürlüğüne asaleten | giğı eserler L'Homme güt Assassl. tayin edildi İna yâni Öldüren Adam, L'extraor- dinalre Aventurg d'Acdmet / Pa- Devlet Demiryolları ve Limanları | KA pijemaleddine yani Ahmed Ce- İşlerme Genel Müdürlüğünü bir bu | Dacadın Pasanın Harikülâde Ma- olan yüksek mühendis - İrlan Ku | Sultan, Les Çuatre Dames d'An- | MAAACEA V döreye peleten — Lepil İala gümü ahai lniü Dürt MA | yökseki sdike Iktiran etmiğtir. —a a Cağır T j Claude Farrere küçük hikâye - Trenden düşüp ölen — | S T bi Gostarına, meşhür gah n siyetlere ithaf etmeyi Adet edin - Ankaralı avukat Miştir; böylece sevgi ve andaka- Ankara trenl ila — İstanbula — gel |tini belirtmiş, kendisini dalma sev mekte Glen Ankaralı avekat / Reçat | dirmiştir. Türünntaç, Kartal civarında trenden | — Claude Farrere flk olarak 1902 düşmüş, ölmüştür. e İstanbula gelmiş daha sonra bu | Küt Dovlin ne olacak? Onu unüt — zuk kafasını bünbütün harab et - fun, buraya gelmiş, Mis Hortonu — mişti, bir türlü düzelmek bilmi baştan çıkarmaya uğraşıyorsun, — yordu. | utan! utan'> 'Bir gün Coninin — kulübesinde Böyle söyliyerek yatağa ka - — ikisi oturuyorlardı, Klayv: * pandı ve hıçkıra hiçkira ağlama: Ş — «— Sir Rişarın AVustralyadaki ya başladı. yeğenine ne söyliyecektin Coni?> Klayv bir müddet gaşkın onu — diye sordu. Coni birdenbire doğ - GöYrEtti,'sonra kızı omuslarından — ruldu, gözlerine fer geldi, Klay - <— Kütlin, yavrum, niein yok — <— Evet, evet Sir Rişarın A yere kendifi Üzüyorsun, — bunun — vustralyadaki yeğeni> dedi. « Fakat Katlin sadece bağinı sal- — <— Ona bir haber mi verecek: hyor ve hıçkira hiçkira ağla - sin?: | makta devam ediyordu. «— Haher mi?> | <— Sevgilim, niçin derdini ba- — Adamın gözlerinin feri yine na söylemiyorsun? Sende son — kuçta, efleri, çaresiz bir hareket #ünlerde garip bir hal var, bir — Je yanına düştü. gey söylesem, Bağırıp çağırmaya — <— Haber ha! Sir Rişar zaval- Daşlıyorsun, renksiz ve asühisin, —h ihtiyar Coniye niçin haber bi- yoksa bir rahatsızlığın mı var?> — raksın, o adam mı ki....> Kız içini çekti: «— Allah rizâsı için Klayv be- ni yalnız birak!> Yapılacak başka vey yoktu, şaşkın ve mükedder banyoya geç t. Yere serdiği giltesinin Üzerin- de kabil değil uyuyamıyordu, he- hiç - le içerden Katlinin hiçkı Böyle söyliyerek ayağa kalkıp | odanın içinde: <Zavallı — ihtiyar Coni, zavallı ihtiyar Conit» , — Diye dolaşmaya başladı. (Kısım; 11) Oukfilde giden trenin 8 cti mev ki kompartımanında, gayet gık giyinmiş bir genç seyahat ediyor kıra ağlamasını düyarken.. kaç — dü. Bu, Marlington dükünün ak- defa kulkıp yanma gitmek iste - — rabasıyım diye geçinen Deyl Ko diyse de sonradan vaz geçti, çün- — vendi. Diğer erkeklerin aksine o-| kü Katlin yalnız kalmak Istiyor- larak Koven, gazetelerin sadece | du, dedikodu kısmını okurdu. Dediği- | Onu takip eden günlerde Klayv — ne bakılırsa, o bü sütunuü, arka - meczup Coninin ağzından İAf al- — daşlarından bahsettiği için #evi- mak için çok uğraştı, fakat o dö- — yordu, vüş hödiseni zavallı adamın bo - (Dovamı var) |darı Kanuni |Şarlken'e harb açmıştır. İlarla savaşmıştır. O zamandan be- Günün Mevzuları ziyaretini birkaç defa tekrarla - mıştır. Birinot Dünya Harbinde Osman- h İmparatorluğu, Fransa ve İn - Kgiltereye kargı savaşırken Cinude Farrere Franmk — donanmasında hizmette bulunuyordu. Parls o x: man Türk düşmanlarının merkezi | haline gelmişti. Bık mik toplantılar yapılıyor, gazetelerde gayet sert yazılar çıkıyordu; bunlarda Türk- lerin imha edilmeleri, hiç olmazsa Orta Asyaya sürülmeleri şeklinde iddinlar. ortaya — atiliyor, — hurl tiyan tasssubu bu hareketleri kö- rTüklemekten geri kalmıyordu. 1917 de Parisin büyük konferana aalonlarından birinde yine toplan- ti vardı; 6 sırada Claude - Farrere rtında Fransız deniz subayı üni- | forması, göğsünde Leglon d'Hon. neur ve Osmanlı hükümeti tarafın. dan verilen Mecidi nişanı bulun - | düğü halde içeri girdi. Agağı yu- | karı göyle konuştu: — Türkler bizim tarihi dostları- mizdir; cesur, faziletli, yüksek Kalbli insanlardır. Dört asır evvel büyük ve muhtegem Türk hüküm- Bultan — Büleyman Fransa Krali birincl Fransuvayı esaretten kurtarmak için harekete Bgeçmiş, Fransanın selâmeti — için Amiral Barbarosun komutasındaki donan- ma, Fransız donanmasiyle beraber Nis gehrini kuşatmış, — İspanyol- ri dalma Türklerden son — derece dostluk gördük, birçok defalar « Jâh arkadaşlığı ettik. Bu defa tali | bizi kargı kargıya getirdi; düşün - meliyiz ki, onlar aadece vatanları- ni ve hürriyetlerini müdafaa edi- rlar. Türklere kargı olan sevgi- miz ve dört asırlık iyi müni lerimiz aala milleti dünyanın en asil milletle- rinden biridir. Hizmette olan bir Pranma suba- yının kendi hükümetiyle harb ha- t ; erececse Clavde Farrere — Memleketimizi ziyarete gelmesi vesilesile — lndeki bir milleti mrtında ünifor- ma ile müdafaa etmesi parlak bir medeni cesaret ve yüksek bir fazi- letti. Balondakiler Claude Farrere'i yakta alkışladılar. | / Ciaude Farrere Türk istiklâl sa- vaşı sırasında da her - fırsattan faydalanarak Türkleri — müdafaa etti; bir aralık İzmitte Atatürkle Körüştü. 1936 da karisiyle beraber tekrar İstanbula uğradı. Birkaç ay evvel bir dostuna — Ölmeden evvel Türkiyeyi ve Türkleri görmek istiyorum. Dedi. Şimdi bu muradına bulunuyor. Claude Farrer fesli, galvarlı, kaf tanlı Türk erkeklerine, peçeli ve çargaflı Türk Kadınlarına, kafesli Türk evlerine hayrandı; — hattâ Türklerin Avrupalılaşma hareket- lerini o kadar iyi karşılamadı; fa- kat artık eminiz ki, bu zarureti o da bizim kadar anlamıştır. Claude Farrere İslâm medeniye- tine ve islâm ahlAkına da hayran- dı. Büriyeli romancı Corct Zey dan'ın <Abbase> falmli - romanının Fransızca teretimesini 1914 de yaz diği önsözü göyle — bitirmektedir. «732 de Şarl Martel'in Puatye'de müslümanlar üzerine kazandığı za fer hakkında Fransızların fikirle- Ti nedir? Medeni bir milletin bar- bar bir kavim tarafından bozguna uğratılman bütün insanlık için büyük bir felâket olduğuna be - nimle beraber — hükmetmiyorlar maf Hristiyanlık tassubunun bizi çok zaman bütün kusurlarımızı, bütün kötülüklerimizi, bütün el - nayetlerimizi rastgele müslüman - lara immat etmiye sürüklediğine, meselâ Trablusgarpte hakiki ve sağlam medeniyetin istilâoı İtal- yanlar tarafında değil hakkı ve kahramanlığiyle, istilâya uğrayan fakat asla yenilmiyen “Türklerin tarafında bulunduğuna kanaat ge- tirmiyorlar mıt»> irmiş ** TÜRKİYE KREDİ BANKASINDAN Bankamızın küçük cari he çekilmekte bulunan — ikramiyel 50 cuma günü İstan! çekilmiştir. Aşağıda numaralı yazılı het bet etmiş ve her birine ayrı mel rının bildirildiğini sayın müşte: 175 181 307 473 S9T 879 1823 1835 2731 2807 1889 2051 saplarına ait olup her ay lerden Ağustos ayına ait bul merkezimizde Noter hu- ap sahiplerine ikramiye isa- ktuplarla İkramiye miktarla- ğ | rilerimize arsederiz, 331 345 3855 945 947 1609 2087 2155 ME.ZİRAAT BANKASI VADESİZ TASARR 4'/&!!17?[/' KU S Ş TEMMUR 7 İ 5... )90 $ STANBULDA RENKÖYÜNDE ÇA fjı! — İSTANBUL ( gV YRIC ANKARADA 238 GÜVEN 'TRABZONDA — 3007 MALATYADA — 3208 » -- KONYADA — 6034 . .. MERZİFUNDA DÖNT & ee İZMİRDE 47480 4 p - BALİKESİRDE — DO07 < <. CEYHANDA — Tİ6İ. .. M.KEMALPAŞA DA İ090. .. TARSUSDA 1214 . .. ADANAMA 8509 . .. KASI İŞCİ KURUMU — 000 İstanbul Janda Komisyonu Başkanlığından Beher kilosuna 18 kuruş muhammen fiat takdir edilen evsaf ve gartnamesine uygun 24 ton kuru soğanın 14.8.950 pazartesi gü- aü saat 15 de açık,ekslitme suretiyle Taksim Ayazpaşadaki kurulu muzda ihalesi yapılacaktır. İlk teminatı 324 liradır. gün kurulumuzda görülebilir. İntel minat makbuzu veya banka kefalet mektubu kürühümüzü gelmeleri. j/! OSMAN NURİ va ÇIKMIŞTI * 10000 lira _7</dld fl??l/»fâ/'fd/ UF HESARLARI lesi! p m | A ODA,İ HOL,BoDRUM ve GERİŞ BAHÇELİ da 29505 N2 tu H.sahibi GT nelu H sahi ABDULAH MEHMED AKİF MAHMUD HALİL EMİNE SAMİ EŞREF KASIM TÜTÜN FABR er Lira | rma Satınalma Şartnamesi her klilerin belli gün ve Saatte ilk te ve dizer — vesaikie 08) | Adanı DDT ye BÜĞÜN Beyaz zehir 'T örklerin mült içkileri Kısrak sütünden yapılan Ziya Gökalp İsöyle deri <Atanın içi kimizadır. bir m <nd <Arpı Demek ki, beş alkol bulu rarlı buluyo: da vitamin bul bu İçkiyi altı bin sene evvel Sü- mer Türklerinin icat sabittir; İslümliğın ea bağlı olan atalarımız kend darı olan birayı bile içmi; Zamanla şarap ve raka başladı. Afyondan İzehir yani kokaln ve erolin Jihtilâlin hudüt dişarışına — attığı |Moskot — döküntü tarafın İbize getirildi. Otuz. seneden beri İeroin bu memleketin gençliği a İsında facinlar yaratmakta, gedik- an birayı h K Hel larına dt - ria içilmi yapılan beyaz kuzal İler açmaktadır. | fik eroln fabrikası yirmi sene İevvel bir Japon tarafından İstan- bülda — Takaim'de, — Cumhüriyet meydanının ortasında, şimdi yıkıl- |mış olan bir garajda açıldı; mal çıkarmağa başladı; içiçe ince kâ- hittan, bezden, yağlı kâğıttan Üç İkatlı küçük keseler içinde piya - İsaya sürdü; hepsinde birer gram- lik eroin vardı; Adeta serbest sa- tılıyordu. Paketi yirmi beş kuruş- tuş tütüncülerden, bakkallardan, attarlardan almak — mümkündü. Paketlerin üstüne kuru kafa res- İmi yapılmıştı. Çok geçmeden Çen- İzelköyde, Halıcıoğlu'da birer fab- Fika daha çalışmağa başladı. Bir- gok kimseler, en çok gençler alış- |tları kibar aileler arasında bile kullanılıyordu. Fabrikatör milyon- lar kasandı; işçileri ancak on on |bes gün çalıştırıyor ve sonra de - Hiştiriyordu. Böylece birçokları a lıştılar ve ercin yapmasını öğren- diler; gehre — yayıldılar. - Nüfazlu bazı kimselerin de bu iştes büyük kazançlar sağladıkları rivayet Giliyordu. Korkunç sebir gençliği lurıp ge- girtyor, aileleri mahvediyordu. Ba- m bamityetli kimseler, sevallı ba- balar ve anneler seslerini yükselt tiler, İi sene sonra güya fanalığın farkına varıldı, fabrika — basıldı, lâkin Japom fabrikatör kasasi ote- mobiline bindi, İsttaye'ye gitti, har an harekete hazır duram hüsusi w gağına bindi, eçwverdi. O zamandanberi bayaz — cakirle |güya savaşıyorun; fakat ea sekia İsenedem beri me yapıldı ki.. Halk Partisi hükümetinin hatâ- |(sını bari Dermokrat Paril hüküme ti temizlesek.. | Hadtresa HAFLI Havsa — L İşgayı Bir okula veya hastahaneye g- dip «Birkaş dere de ban vereyim, yahut birkaç hastayı da ben teda- vi edeyim> derseniz kabul / olunur İmut Gasete muharrirliği de kadra ve ihtısas işidir. Yamlarınımın nep- redilmemesinde, — bildirdiğimizden başka sebep yoktur. — K. K. İstanbul - şenlikleri Eminönü Halkevi tarafından ten tiplenen İstanbal şenlikleri Çarşam ba akşamı Sandiye plâj garinoranda baplıyacaktır. Millet Partisi mehtap gezintisi Millet Partlıl Üsküder ve Be yiktap ilçeleri tarafından — müştere ken tertip edilen; vapur ile mehtap gezintisi ba akşam yapılacaktır. 4 Ankara vapara ba gün 12 de Batı Akdenlz hati seferini yapara Pazar günü saat 14 de Doğu * G Akdeniz selerine Çıkacaklardır. * Silivrikapı İbrahlmpaya soka b 10 numaralı bostanın havaza bar gında oynayan Sabri İsminde bir ço- tür. cük bavaza di Tek ölmi —— Hicrt 1950 | isaa Ağustos || Sovval || 21 | Vekil — Vi İmsak Gün İkindi Akşam || Yatan ÇIKTI Bu sayıda: * Kadının gebe - kalmıyacağı günler (Doçent Kâzım Arı- san) * Cinef arzu ile akıl arasındaki calama, (Doçent Bülent Davran) * Cinst temastan zevk alma- yan kadınlar, (Profesör Maro Lanval) İ Erkek uzvu — büyültülebilir mi? (Dr. Kemal Çağlar) * Evlilik buhranı (Profesör, Ferit H, Saymen) * Hayat dönümü devresi * Cinsel Ruh baskıları (Profesör Rasim Adasal) * Sevgiliniz sizi bıraktı m? * Nişanlılara tavsiyeli 68 sayfa 50 kuruş