1 Ağustos 1950 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

1 Ağustos 1950 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YENİ v İçinde, Belçika ile İsviçrenin umum nüfusundan bir milyon daha fazla insanın yaşadığı hârika şehir : Nev-york!.. -&- Dünya Üzerinde, insan aklı nın kolay kolay kabul edemiye- ceği, beşer zekâsının — keşfedip mahiyetini bir türlü çözemiyece- ği acayip şeylerden birisi de, hiç şüphe yok ki, Amerikalıla - Fın, sahip oldukları için övü dükleri, meşhur Nevyork şehri- dir!. Hudutlarından her gün bir bu gçuk milyon insanın gzip çıktığı Ve on, on iki milyon insanın da daimi olarak oturduğu, ve cad- delerinde her an iki milyon oto- mobilin dolaştığı bu; 60 katlı 6000 odalı otelleri, 5000 çiftin biribirine değmeden dans ede - bileceği salonarı, dışarda insan- lar 40 derecei hararette yanıp tutuşuyorlarken içerde, bir son bahar havası serinliğinden isti- fade ederek, rahat rahat koltuk larına gömülüp filmlerin zevki- ne dalmış 7000 seyirciye bir - den bilet kesen sinemaları, dam larında vücuda getirdikleri te- sisatla güneş toplayıp, kalöri- ferlerini ve sıcak sularını, topla dıkları bu güneşi kömür gibi ya karak ısıtılan binaları, hava ka- rardıktan sonra en az parkların da birkaç yüz kişiyi soyan, ve her saat başında hiç olmazsa bir banka kasası kaldıran kor- kunç gangsterleri, yalnız ka elbisesi giymiş erkeklerle, er- kek elbisesi giymiş kadınların Servis yapmasına müsaade edi- len acaip lokantaları, kapısından biletle girilip, içerde tesadüf e- deceğiniz her hangi bir kadına, aldığınız bileti — zımbalatara dans hakkını - kazanableceğiniz husust odalı salonları, gece ya- rısından sonra yerlerde yatan sarhoş kadınların rezaletini sey- Te mahsus köşebaşı meyhaneleri, ve daha buna benzer işitilmemiş ve duyulmamış bir çok garip mü esseseleri ile Nevyork şehri, bu şehri göremiyenler için, dünya- aıf' sekizinci harikasıdır!... Nevyork hakkında bir fikir e- dinmeniz, ve şehir denilen bu akıl durdurucu âlemin azamet ve vüs'atını gözlerinizin önünde canlandırabilmeniz için, şöyle bir mukayese yapmanız, fayda- dan hali değildir. Tasavvur edimiz ki bugün bütün Belçika ile İsviçrenin u- mum nüfusunu teşkil eden insan ların heyeti mecmuasından bir, bir buçuk milyon fazlası, Nev- yorkta oturuyor!... Yâni nüfu- Su, iki Avrupa memleketinin u- mum müfusundan bir, bir buçuk milyon daha ziyade!... | Sokaklarında her an iki mil-| yen otomobil dolaşıyor!... VÂâl YAZAN Esat Mahmut Karakurt Arkadaşımız Kara kurt Miyaminin meşhur köşklerinde n birinde... kıa hükü İşingtondur ama, hiç bir zaman Fakat bu söylediğim sözün i-|devletin siyasi bir merkezi ol- fade ettiği musunuz tün Balkanlarda mevcut otomo- billerin mecmuu, yalnız bir şeh rin halkını taşımak için kulla- nilıyor demektir! Nevyorkun tayy larından her dakil 'are meydan- vapur, atte bir, gehir içindekiler de dahil olmak üzere, 121 tren ha- reket etmektedir!. Şimdi, merkez sikletini N 'york caddelerinde toplıyan bü-| tün bu muazzam hareketin, gi- diş gelişin, hengâmenin yanında re, Nevyork ile Va: bir de ayni caddelerin iki tara- fından semaya doğru yükselmiş 60 katlı 6000 odalı otelleri, 5000 kişinin birbirine değmeden dans edebileceği salonları, 7000 seyir ciye ayni zamanda bilet kesen sinema binalarını da ilâve eder, | ve bunları da gözlerinizin önüne getirip, canlandırmak imkânını | sağlıyabilirseniz, Amerikalıların | Nevyork şehri için neden bu ka dar övündüklerini ve neden bu gehrin dünyanın bir acibesi gibi kabul edildiğini bir nebzecik an lamış olursunuz!... | Nevyork şehrini görmek ve o- rada hiç olmazsa beş on gün ya gamak, yalnız Amerika - kıta: haricinde oturan yabancılar için değil, bizzat Amerikanın başka taraflarında ikamet edenler için de bir idealdir! İstanbul, Türk ise, Nevyork da göre aynen odur işte Meselâ, Türkiye hudutları i- ginde bir kimse, her hangi sah da olursa olsun memleket pında bir şöhret yapıp ilerliyı bilmesi için nasıl İstanbulda ya şamağa, İstanbulda kalmağa, İstanbuldaki müesseselerle te- mas etmeğe mecbur ise, Ameri- kada da öyledir. İlerlemek, ser- vet ve göhret yapmak istiyen her Amerikalı, en aşağı beş on gene Nevyorkta kelmağa mah- kümdur!... Çünkü Amerikanın en büyük gazeteleri, en büyük Zenginleri, en tanınmış iş adam ları, ve en geniş yükselme ve göhret #yapma — vasıtaları Nev- yorktadır. nazaran ne Ti, BESKİZCE girip KupiYL KapauL vez «— Merhaba şeker kız!> dedi, Amerikalılara | kımi bil ni leri, ve hi a bir uçak,| yorktan bin kat daha Yıhtımlarından her saatte on üç | üstündür. Fakat, işte o kadar!., garlarından her yarım | Hiç bir zaman » mühi ka hi essir V- | olammı; vyork kadi * |tindesiniz! , Nevyork kadar Ameri-|larını götürüp getiren, Meclis Pa 'atının her sahasında mü- | "eislerini bir taraftan, başka ta-| , bir şehir olamamıştır, ve Tafa nakleden resmi - otomobil-| 'Urüyor. şehir ol ştir, ve| rafa İmilyon!.. ! acaktır da ni 7. İstanbulda İstanbul ile Ankarayı, tabil| Bütün Amerika kıtası Üzerin- | anbRl 1.— İdaremiz atelyelerile Havuzlar ve İstinye Fabrikaları anhaların. da birikmiş takriben 2345 ton hurda demir PAZARLIKLA aati- şiiR nede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır. ğ ye 8. —Hurdanın takribi tasarlanmış değeri - 99.662,50 lira güvenmesi || fizi bir servet &. DA00 Ura AU küuğkar, * , Ziyaretiniz 4. —İsteklilerin, pazarlıktan önce Komlsyondan alacakları bir. yamı| İ dir. / Taşradan sipariş ile güvenme paralarımı idare vernesine — yalırmaları ve pazarlık | “dilir. gün ve saatinde şartnamede yazılı belge ve makburlarile birlikte Komisyonda hazır - bulunmaları, 5. —İstekliler (5) muhtelif mahalde toplanmış olan hurdaların hey'e- ti umumiy n veya hergurup İçin ayrı fint teklif edebilirler. | 1 taktirde güvenme paraları da buna göre hesaplanır. 6. 'namesi 4098 kuruş bedel mukabilinde idare veznesinden alına. tar ve ihtiyar heyetleri seçimi için Yalovada kur gik dan sipsivri değil, ilde muhte arı, sonsuz bahçeleri, heyke ideleri, beli âbideleri, c attâ insanlarile, i hayat şa çıkarılmıştır. Yalova İlçesi Seçim Kurulu 'na nedir, biliyor| maktan ileri gidememiştir. “Va- 1 yukarı bü-| şington, tabiat ve şehircilik ba- bizim şem bi- otelleri ki Nev- zel ve Frengl ve Bolsoğukluğunun teminatlı bir koruyucusudur. net merkezi Va-|zetmekte, cut olduğu kanaatindeyim, Ne timize gö|de, bayrak taşıyan resmi devlet ingtona ben | otomobili ile, l[)cvl(*l Denizyolları İlânları ea — L —— ——— —— k 1/Eylâl/1950 Cuma günü anat 14 de İstanbulda Topha- PROTEJİN — DERMOJEN | Başkanlığından S6TI ve 5545 sayılı uluna siyasi partilerle tersin yavrum Aşık! kananlara göre yapılacak olan gehir genel meclisi İ Üyeleri arasından ayrı lacak asli ve yedek üyeler seçimi için 2/8/950 Çarşamba günü 10 da Yalova Adalet dairesinde ale ni kur'a çekileceği ilân olunur Bende kişi Ankaradır!... W Ankara caddelerinde, çıkan kadınlardan sonra, en çok | Arada sırada da, kongre Aza- tam bir isabet mev- şingtondan — daha vyork İstanbul, Vaşington | Yerde göremezsini: çarşıya benziyorlar: ni zamanı sarfetm tniforma giyerek Taksitle mağazası ut (95086) Marka - kadın Poşin ve taksit Yanık, Ekzema ve Adres: cular No. 129. Tel olit yaralarına fovkalâde Iyi gelir. mahalle muh il edilecek İlçe se; haber veren As. Pos, No, 171734 (10400) arafından bâvla kativatla red. vaman hir mahlükmi Gariptir ama, Ankara ile V şington, mesafe ve nüfus bakı- | damın bir kımından da tıpatıp birbirlerine | de aklına gelmemiş değildi. Fakat ve erkek anatleri gelmiştir. memnun dolaşan Amerikan subayını, Va- SABA Fotojenik güzel kadın müsabaka: tir. Şimdiye kadar gelmiş olan re dar tamamlamağa çalışacağız. Re gimiz takdirde Ağustosun birinci devam edeceğiz. Ağustos ortası neşredilen resimleri tetkik ter ti tarafından müsabaka haric rımız bizden resimlerinin iadesini nıp kararını ilân ettikten sonra, | rini geri alabilirler. — Bana adile Saniyle Deli Sü 1 a M Valeryo lik zamanlarda bu de- çok, hiç bir|finenin küçük bir gey olduğunu, | lli lek mecburiy Nevyrokta 10 milyon kişi o-| Vaşingtonda ise bir Bizde de öyle değil Saldin kızını kaçıramadığına, a bir milyon, Ankarada yüz bin! (Devamı var) 1001 Çeşit mücevherat ve eat fak bir TAKSİTLE ahibi —yapar, kabul DİKKAT: Moşhür dakik YALON kol arasında hiç fark yoktür. Kapalıçarşı, Cad. Keseciler 29172. Kuyum- sokak Bulana Mükâfat Kırıkkale 17542 No, u tabanı kaybettim. Bulup aşağıdaki dret edilecektir. Gedikli Çavaş Cürfi BATUR un, Ya şim- belki de ihtiyar Forsanın marta- sanmıştı, hattâ bu a- bunak olması ihtimali val attığını İgitgide ona inanmıştı. Hele define kime düf ederseniz, Vaşing- aa a aakları Üzerinde de, avei | , Ankaradan İstanbula tayyare İnin yüz bin altın değerinde oldu- lişi gören insanlara rastlarsı-|İle bir saat bir çeyrekte gelir- | gunu işitince adeta aklı başından | görg, d C İsiniz. Nevyorktan vaşingtona | gitmiş, bir an evvel her şeyi ö çah İzimsr rraaşir eli ee bi |gelmek için de, aşağı yukarı a; enmek için bir çocuk gibi, çabuk | binlerce üniformalı subay!... — j|Belmek sağı y Ay- |renmek k çabuk yeminlerin en — büyüğünü, | m olraak yapmıştı. | Valeryo kendisini me: yordu; o kadar ki, artık Şi ıt sayı - h Ebü Mişel gemisini ele üzülmü: İlşi başarsaydı asla bu serveto eçiremediğine or; seviniyordu. — Birinci vuşmak ihtimali yoktu, ise pek zor ve tehlikeliydi, haya- | tına mal olabilirdi. Halbuki şimdi | hiç kimsenin malı olmayan bir de- | fineyi elde edecekti; hiç kl nu haln, hirsiz, kaatil, alçak diye | anmıyacaktı: Demek ki onun asıl talli bu idi. Evvelkt fırsatlar bu fırsatın yolunu gösteren ışıklardı; | onu bu parlak ve güzel güne ulaş- tıran, götüren hâdiselerdi. | | — DEVİNE... Thtiyar korsan çoğu ağarmış 0- lan üzün ve karışık Bakalını si- yazladı; kalın kaşlarının - altında hAlâ iki kor parçasını andıran göz- lerini meçhul bir noktaya — dikti bir kaç saniye öylece kaldı, sonra | anlatmağa başladı — Bana adiyle saniyle Deli Sü- leyman derler, Oruç Relsle bera - | ber ön yedi sene korsanlık ettim. Sonra Oruç Rels Tlemsan'da İs panyollarla savaşırken — yaralandı | İve öldü. Ona büyük Barbaros, da- | ha doğrusu Baba Orug - derlerdi; | çünkü sakalı kırmızı idi. — küçük Barbaros yâni evvelki sene İstan- bulda ölen Hayreddin Paşa da be- raberdi; o zamanlar henüz Hızır Rels diye anılırdı. Valeryo sabırsızlandı: — Bunları biliyorum. Deli Süleyman aldırmadı ve de vam etti:: — Ben de Tlemsan'da Oruç Re- | isle beraberdim; yaralandım ve İs. panyollara esir düştüm. Gemiden gemiye gezdirerek, pazardan pa- zara dolaştırarak ve satılarak bu- Okuyucularımızın dikkatine ize gelen resimlerden bir kısmı, 1na resim gönderme müddeti bitmiş esimlerin neşrini bu ay sonuna ka- simlerin neşrini ikmal — edemedi- | haftası içinde de resimleri neşre ına döğrü büyük Jüri toplanarak | edecek ve neticeyi ilân edecektir. Gaze- | İk tetkiki yapmış birinçi Jüri 1 edilmiştir. Bazı bayan okuyucula 1 istemektedir. Büyük Jüri topla| arzu eden okuyucularımız resimle- | Fana adile sanile deli Süleyman derler Oruç reisle korsanlık etttim | eyman derler... kaçmak olmadı. Ü kesti ? Define- n kaçmak lâzımdı de fırsat bulmalıydı. Valeryo on! — Bunlardan bahset! Evet bana mühimdir; çünkü on m.w | | | yesinde hürriyetime yeniden ki — Elbet Deli Süleyman sordu: ytan adasına hiç uğradınız mi Buna cesaret edebili — Ben z den mem; yolüm da düşmedi — Oraya kimse uğramaz; orası uğursuzdur... Çünkü etrafı su - yun yüzüne gayet yakın sivri ka- yalarla doludur. Kaç gemi o ka- İyalara çarparak parçalandı, fakat Oruç Reis o kayaların - yerlerini kendi gözleri ve kulakları gibi bi- | lirdi. Gemisini onların — arasında | zikzaklar yaptırarak Şeytan ada- | sının meşhur mağarasına kadar götürürdü, — Gemi mağaraya girer mi? — | Valeryo, Deli Süleymandan şüp- helenmiye başlamıştı. İhtiyar korsan cevap verdi: — | Şeytan adasının bir köşesi belki kark kulaç iğinde kayalıklarla çevrilmiş bir Öyle ki, bu İlmanda de mirliyen bir gemi dışarıdan — hiç görünmez. İşte Oruç Rets başı sı kıldığı veya püsü kurmak lâzım: eldiği zaman oraya girerdi. Bu Jan başka büyük vurgun yaparsa ve hemen Cezayire yahut Cerbe'ye | bu . vurgünü yükse halindedir dönmek İstemezse Şeytan adasının mağarasına sak- | lardı. | Demek ki bahsetti- biri — Yaana! gin define bu vurgunlardan olacak? — Evet altınından başka bir yığın eln yakut, zümrüt, inci vesair mücev | Yüz bin kadar düka | as, herler.... Valeryo'nun gözleri dört açıl- mıştı; — Eccece! — Belki duymuşsunuzdur: Kat- rin dö Mediçi Fransa Kralı ile ev- leneceği zaman Papa düğün hedi- yesi olarak geline bir inci gerdan- hk, güveye de pırlantalı bir yüzük göndermişti. — Bilmiyorum. . — On binlerle altın değerindeki bu hediyeleri " götüren gemi hep | sahilden, Cenova yakınlarından vaya kadar getirdiler, Kurtulmak ÇosvaMmı var) | geçtiği halde Fransaya varama - BÜYÜK KORSANROMANI | mesi duruşma Yazan: Eski bir pehli Softaoğlunun yanında Kara £ Mahmut pek ufak kalmıştı Sultan Mahmut doğrudan doğruya pehlivanların, yanına geldi. Bu ani geliş bilhassa Sof taoğlu ile Mollaoğlunu heyeca na düşürmüştü. Padişahı böyle birdenbire karşılarında görme- leri iki Bursalı pehlivanı keli- menin tam mânasile Şşaşkına döndürmüştü. Nasıl duracak- larını, ne yapacaklarını bilemi:- yorlardı, Sultan Mahmut onların bu kınlıklarını görünce gülüm- sedi —M: tafa pehli varmışsınız, şallah, hakikaten Mu: nin dediği kadar sıkılmayın, Hay- pehlivan, Kara evvelâ bunlardan biri tutun, Sonra da - diğerile sen tutarsın. Şöyle güzel bir idman güreşi yapın. di Mustafa Mahmutla Hünkâr bunları dedikten son ra pehlivanların yazından ay- rıldı. Ve yanınma baş mabeyin cisi olduğu halde güreşlerin ya Şimdi. hatırlıyorum. | İşte 0 gemi bizim elimize geçmişti. | — Demek ki, o meşhur gerdan- | lik ve o pırlanta yüzük şimdi Şey tan adasındadır, öyle mi? | —1 Her ikisinin de onar | bin düka altını değerinde olduğu- 'nu söylemişlerdi. - Doğrudur... Hattâ bu yüz- den Fransa ile Papalığın arası düzeleceği yerde büsbütün bozul- muştu; çünkü bütün krallardan ve prenslerden hediyeler — gelmiş, Papadan gelmemişt Deli Süleyman deyam etti: Meşhur oldukları için bu he- yelerden bahsettim; yoksa o ger alık ve yüzük kadar değerli o- | birçok mücevherler şimdi Şey- | tan adasındaki mağaradadır. Şövalye — Valeryo'nun — gözleri hayretle ve hırsla parlıyor, bir an önce oraya gitmek istiyordu. İhti- yar korsanı yumuşatmak ve onun bilgilerinden mümkün olduğu ka- dar faydalanmak için-ayağa kalk- tı, sırtını okşadı (Devamı var) | pilacağı yere giderek koltuğu- na yerleşti. Topuz Mustafanın getirmiş olduğu bu iki pehlivan, ikinci Mahmudun gözünü pek dpyur muştu, Mabeyincisine göyle di- yordu: — İki insan değil, adeta iki dev... Topuz Mustafa nasıl da bulmuş bunları... - Eğer kalp değillerse, vücutlarının göste- rişi kadar kuvvetleri de yerin- de ise, güreşmesini de biliyor- larsa, kimso bunların karşısın- da barınamaz. Eh, İkizler köy- lü artık derdine yansın. Topuz Mustafa Kara Mah- mut ile Softaoğlunu ilk olarak tutuşturmağa karar vermişti. Çabucak onları yağladı ve mey dana çıkardı, Zavallı Kara Mahmut Softa- oğlunun yanında çok ufak kal mıştı. Ortaya doğru yürürler- ken yanındaki dev yavrusuna bakıyor ve kara kara düşümü - yordu, Her adımında âdeta ye- ri sarsan bu dev, Topuz Mus- tafa pehlivanın iddia ettiği gi- bi hakikaten çok kuvvetli ve usta İse, onunla nasıl baş ede- bilecekti? Bereket versin ki, güreş idman güreşi idi, Ciddi değildi. ki pehlivan önce hünkârın karşısında el pençe divan dur- dular ve padişahın işareti üze- rine de hemen tutuştular, Softa oğlu hem padişahın huzurunda — olmaktan dolayı heyecan duyuyordu, hem de yabancı bir yerde hiç tanıma - dığı bir pehlivanla ilk defa o- larak tutuyordu. Bu pehlivanın saraya mensup olması da hak- h olarak onu düşündürüyordu, Çünkü Softaoğlu, saraya men- sup pehlivanların son derece li ve usta olduklarını tahmin ediyordu. Onun için güreş İdman güreşi olduğu halde çok dikkatli olmak mec- buriyetinde idi. Neuzubillâh ilk ÖL elde bilmediği bir oyuna dü- şerek rezil de olabilirdi. İşte bütün bu düşüncelerle Softaoğlu tam mânasiyle mü- dafaada bulunuyor, oyun al - mayı aklından bile geçirmeden sadece oyun vermemiye, bir o- yuna düşmemiye gayret edi - yordu. Kara Mahmuda gelince, on- da bir nevi fedai hali vardı. aptıkları idman güres de ciddi bir güreşm . gibi bütün kuvvetiyle v ust liğı ile Softaoğluna saldırıp duruyordu, Fakat onun bütün hücumla- rı ve gayretleri, sert bir ka- yaya çarpan dalgalar gibi te- sirsiz kalıyordu. Softaoğlunu bir adım bile geriletemiyordu. Softaoğluna — gelince, Kara Mahmudun hücumlarını ve o- yunnlarını neticesiz bırakıyor- du ama, o da bu saray pehli- vanının kollarını ve parmak- larını son derece küvvetli bul- muştu. Ve bundan dolayı da ürkmüştü, eğer bu yaman sa- ray pehlivanının her tarafı bu kuvvette ise - ki öyle olduğu- 'nu tahmin ediyordu - kendisine bir şey yapabilmesine pek im - kân göremiyordu. Bu neticesiz saldırışlar on beş dakika kadar sürdü. Hün- kâr bundan pek bir şey anlıya- madı, Daha doğrusunu söyle - mek lâzımgelirse Softaoğlu - nun pehlivanlığından bir şey anlıyamadı. Pek durgun görü- nüyordu. Tek bir oyun da tat- bik etmiş değildi. Arkasında el pença divan du ran Topuz Mustafaya döndü: — Bu pehlivan galiba görün düğü gibi değil, dedi. Baksana, şaşkına döndü, Tek bir oyun göstermiyor. t — İlk defa huzurunuzda gü- reş tuttuğu için heyecanını mMazur görünnüz sultanım. (Devamı var) Amerika — Akdeniz ve Türkiye —arasında 15 günde bir muntazam posta NYHAUG vapuru 10 Ağustosta limanımızda beklemekte ve 13 Ağust PİRE — NAPOLİ DELFİA ve BOSTON için kiye için Umumi Acontaları Umumi Nakliyat T A Antalya CENOVA — NEW - YORK — FİLA - hareket — edecektir. s. Ş. Vapur Acentalığı servisi — Telefoni 24220 —» Adalar İlçe Seçim Kurulu Başkanlığından 13/8/950 Pazar günü —muhtar vi 5672 sayılı kanunlar cağından 5545, S6Tİ Ahtiyar heyeti seçimleri — yapıl gereğince sandık — kulları teşkili için 3.8.950 Pergembe günü eaat 10,30 da Adalar Sulh Mahke- lonunda açık olarak kur'a çekileceti ilân olgnur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: