22 Temmuz 1950 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

22 Temmuz 1950 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yyfa 'orsanlarm merak ve heyecanı artık zaptedilemiyecek bir hale gelmıştı Korsanlar şimdi büsbütün —m —— I — Sahibini acaba nerede bırak- ti? Korsanlar şimdi büshütün mo - raktaydılar: Başı boş at... Bu ih- timali hiç düşünmemişlerdi. Yoksa kelenin dibinde Memi Reisle Kör Aliyi Şeyh Ebü Saldin askerleri sardılar da aralarında savaş mı | oldu? Bu kavgada şeyhin adam - larından biri vuruldu ve bu at ba- B boş buraya kadar mi geldi? Tabansız Ahmet o zamana ka- dar çoktan korsanlarla beraber karaya çıkar, Elhaneş — kalesine doğru son hızla ilerler, onu arar- dı. Fakat Memi Reis böyle bir e- mir vermemişti. Her ihtimali iyi hesaplayan, en umulmayan çare- lerle başını kurtaran reisine son derece güveniyordu. — & — OK YAĞMURU. Korsanların merak ve heyecanı artık zaptedilemiyecek hale gel - mişti. İçlerinden biri Tabansız Ah- mede: — Ağam! Biz de gidelim. Çarpı sıyorlar'sa tmdada yetişiriz! diğerleri de bu fikri be- Bendiler ve desteklediler. Tabansız onlara cevap verdi: — Bekliyeceğiz... Relsin emri . Lüzum olsaydı giderken Başı boş at köyün kenarına ka- dar gelmiş, rastgele, sağa sola ko- süyordu. 'Tabansız Ahmet dki arkadaşına nretti: — Gidin, şunu yakalayın! Belki bir ipucu, bir iz elde ederiz. İki korsan derhal sandala indi- ler, hizlâ uzaklaştılar ve sahile çıktılar. 'Tam bu sırada yeniden ve epey-. co uzaktan birkaç atın nal sesleri işitildi; gecenin sessizliğinde, yük- selip alçalarak ufuklara kadar ak- sediyordu. Küçük Hüseyin direğin tepesin- den haber verdi — Üç at geliyor! Biraz evvel boş at için: — Bir süvari geliyor! Diyen delikanlı çok geçmeden yanıldığını anlamıştı. O tesirle şim di de atların Üstünde kimsenin bulunup bulunmadığına dikkat et- | memiş, rastgele bağırmıştı. 'Tabansız Ahmet kendi kendine Böylendi: — Onlar da ç kişidirler; at bul- dularsa onlardır; herhalde onlar- dır; fakat atları nasıl ve nere - den bülabilirler? |Vallahi o da bir kadındır. | ni oldu: raktaydılar: Başıboş Bir at. Küçük Hüsı — İyi bak kimse yok mu? Delikanlı bir dakika sustu. Nal sesleri yaklaşıyordu. — Birdenbire | sevinçle haykırdı: — Rels geliyor!.. Onu tanıdım! Üç süvarinin nal seslerine daha derinden gelen başka nal sesleri de karıştı. Sanki bir akıncı müf- rezesi, akına gidiyordu. Küçük Hüseyin ilâve etti: — Rels geliyor... Kör Ali de yanında... Bir 'kişi daha var. Seğ- hin kızı olduğuna yemin ederim. Fakat arkalarından kovalanıyor - lar. Belki yüz süvari birden kova- hiyor. Kadirganın — güvertesi Leventler — kılıçlarını, sıyırdılar: — Bahile çıkalım. gılayalım! — Şu marsıklara bir dera ve- relim! Diyorlardı. Nal seslerine bakılırsa — Memi Reis ve iki arakdaşiyle onları ko- valayanlar arasında epeyce mesa- fe bulunduğu anlaşılıyordu. Ta - bansız Ahmet bunu hesaplıyor, telâş etmiyordu. Bunun için kor- sanların karaya çıkmalarına mâ- yine bağırdı: Atların üstlerinde karıştı. palalarını Onları kar- — Gemiden hiç kimse ayrıla - maz... Reisle beraberindekileri Jalır almaz açılacağız. Rel n emri budür. Diye haykırdı. Sonra başı boş atı tutmak için gidenlera seslendi — Hecey! Gemiye dönünüz! Onlar bu emri derhal yerine ge- tirdiler. Sahildeki sandalda bulunanlara: — Hazır olunuz! Geliyorlar! Diye bağırdı. Üç süvari köyün ilerisindeki küçük tepenin kenarından çıkmış- lar, yıldırım gibi yaklaşıyorlardı. Hepsi de onları tanıdılar. Bun - lar sathiden Memi Reisle Kör Ali ve Fatma idiler; fakat ancak iki yüz adım” geriden Elhaneş kalesi komutanı İbni Cebbar da yüz ka- dar süvari ile göründü. Memi Relsle yanındakiler atla- rından inip sandala bininceye ve gemiye doğru hareket — edinceye kadar kovalayanların yetişmeleri ihtimali vardı. O zaman sahilde, gemidekilerin gözleri önünde ya- man bir kavga kopacaktı. Yalın kılıç ve dört nal saldıran yüz ka- dar süvariye Üç kişi ne yapabilir- lerdi? Hele bunların biri genç bir kız olduğu için onu hesaba kat- mak bile doğru değildi; hattâ onu korumak yüzünden Memi Reisle Kör Alinin durumları daha da zorlaşacaktı. 'Tabansız Ahmedin yanındaki - lerden biri dişlerini gıcırdattı (Devamı var) Deniz Gedikli Erbaş Orta Okulu K. lığından: 1 — Türk donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «De niz Gedikli Erbaş Ortaokulu> luna> öğrenci Yazımına 1 Haz ne kadar devam edecektir. 2 — Birinci sınıfa bu yıl orta okullarda ikinci sınıfa geçenler, okulda HMI cü sınıfa geçmiş bulunanlar ve Gedikli orta okulu bitirerek diploma ve «Deniz Gâ. Erbaş Sınıf Oku: iran 950 den 1 Eylül 950 günü: İk okulu bitirenler T sınıfa Üçünecü — sınıfa da orta Erliğe de alanlar kabul edilirler, 3,— Birinci sınıfa 13 - 16, ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşları içinde olanları kabul edilirler. 4 — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamaları şart- tır. 5 — İsteklilerden İstanbul okul müdürlüğüne, başka yerlerde bulunanların yerin askerlik şubesi - başkanlı Mmüracaatları. (6316) A — Dilekçe lda bulunanlar — Kasımpaşadaki bulundukları vesikalarla ığına aşağıda yazılı B — Nüfus cüzdamı — Fotoğraflı — C — Bir seneyi geçmemie D — Allesinin ve kendisinin iyi ahlâk sahibi dalr iyi hal kâzıdı E — Okul tasdiknamesi F — 12 adat aşı kâğıdı olduğuna veya diploma ves'kalık fotoğraf. Fiatlar yükselmeğe başladı Dünya ahvalinin bozulu bizde de fırsatçıları harekete irdi Koren harbi münasebetiyle — ger- ginleşen alyari olaylar İstanbul pi- yasasına da tesir etmiş, bir takım maddelerin flatları İle olün fatları | | | | yükselmeğe. başlamıştır. | , Zeytinyağı 20, sabun 20 kuruş yükselmiş, keten tohumn 45, yeni mahsul findik 197 kürüşa firlamış- | tr. Dolar dört lira olmuş, Gülden 3465, İngilix altını 45,00, yet altm 35.25, Reşat altını — 38,75, çıkmış. — Avrupa | külçe S13 kurnşa İpiyasalarında da aynı halin mevcut Volduğu anlaşılmıştır. len bir takım fir 4 gümller: duyülmakta: | Bünü firsi | antçıların fiat yükseli endiş stan sefirinin basın toplantısı Hindistan sefiri ekselâns Yha İaün Yeniköydeki konağında bir basın — toplantısı ve - mütenkiben bir kokteyi parti tertip etmiştir. 'Toplantıda Hindistana ve umumt efkâra ait hâdiseler görüşülmüş- tür. Talebe yurtlarına alınacak olanlar 'Talebe Yurtları " Yönetmeliğini hazırlamakla — vazifeli İyirmi — gündenberi devam etmektedir. Tesbit edilen |esaslara göre, Yurtlara ancak Ü- İniversite ve yüksek okul talebe: alınacak ve Yurtlar talebe kaydın- da müstakil olacaklardır. İlk öğretim genel müdürü — gitti Şehrimizde incelemelerde bulı nan ilk öğretim genel müdürü Yu nus Kâzım Köni, dün akşam An- karaya dönmüştür. Tedavüldeki param ve altın stoku Morkes Bankasının son bültenine göre tedavüildeki paramızın miktarı BBB,10: 0 lira, altın - stokumuz hariçte 53.045,101. dahilde 69.795,865 tondur. Nümune ekmek Ekmeklerin İstenildiği kadar be- yaz çıkmaması üzerine Belediye, dün bir değirmende — müşahitler nünde buğday öğüttürmüş ve bu una bir fırına vermiştir. Alınacak n ceye göre Belediye lâzım gelen ted birleri alacaktır. Amerikalı senatör Amerikali Senatör John, bugtün uçakla şehrimize gelecektir. Sena för, yarın Ankaraya Eidecek ve bir müddet orada kalarak devlet ricalila temaslar yapacaktır. “Ankara, bugün gi Ankara vapura - bu gün ö Bili Ökükdür bebxine çikdak tır. İtalyada İnşa edilen İskenderun Ankara ila bu gün Napooliye gideceklerdir. İs- tanbul vapuru İne Parar günü Doğa fakacaklar. iyor anat 12 yapura mürettebatı da Akdeniz hattı. seferine dır. Kalp paralar Merkezi İtalyada kalpazan şebekesi, bulunan İtalyan polisi Bu kalp paraların Türkiyeye sokulup sokul incelenmektedir. tarafından yakalanmıştır. madı Türk Sosyoloji Cemiyetinden Cendiyot Tnit kopgresi çalışmalar rından olmak üÜzere bu gün Etibha Odasında 11 de - profesör Fındıkoğ- ul, 16 da doçent Mümtaz Turhan, T'de Ali Rıza Korup M irer konferans, vereceklerdir. münaka; komisyon | toplantılarına bir| Yamyamlığın dinle ilgisi İptidat kavim- lerde yamyamlı- ğin en önemli di- nt mülesseseler den biri olduğu- nu görüyoruz. İp tidailer hemcinsinin etini yemekte bir nevi kudsi ve sihri bir kuvve- tin kendilerine intikal ettiğine 1- nanırlar. Geçen yazımızda (1) 1- ret ettiğimiz gibi yamyamlı! n kurbanının bir geklidir. Bir topluluklarda kabilenin şefle- İri kurban edilerek Bununla efin kudretinin herkese yayıldı- Ve onların kurban (ddes mahal İğına tnanilir, edildikleri yerler mu |kabile relsleri, çoğu zaman, ihti- İyarlamaları beklenmeden öldürü- İlür ve bu süretle onun hentiz genç İkuvvetinin, kabile fertlerine geç mesi temin edilmiş olur. İnsan eti yemekte küdret artması olduğuna ina gının en güzel delilini, eski Çin tarihinde rastladığımız gu vak'a açık olarak göstermektedir: yıllarında bir Çin kumandanı bir İşehri muhasara eder. Mahsurlar Tarasında kendi oğlu da bulunmak- tadır. Düşman taraf, kumandanın dalma , |zah etmiye kalkmışlardır. <408 | oğlunu diri diri kaynar bir suya | atarak haşlar ve suyunu baba İna gönderir. Bunlun üzerine baba, Toğlunun etile haşlanmış olan bu | İsuyu, |fincan fincan içer ve bununla kud- retinin arttığına inanır. Biraz son- İra gehre hücum ederek - zapte- |aer> Eaki Çinde asırlarca Insan eti yenmiştir. Bugünkü Avrupa ırk- larının esasını teşkil eden Aryen- ait bir çok vesikalar mevcuttur. 4 Yunan efsanelerinde rastla- dığımız Siklaplar, bu âdetin mito lojik kalıntılarıdır. Strabon, eski İrlandalılar ve Vasconların, — kendi — klanlarına mensup kimselerin etini yedikleri- ni hikâye eder. Camille Jullan «Golova dini Üzerinde araştırma> Adlı eserirde, Golovalıların ” dint bir Ayinle insan etini yediklerii işhretle günları söyler: «Düşma- nın kafasını keserek, etini yemek ve kanlarını diğer bir insanın ka- fa tasına boşaltarak içmek, Golo- valılar için, kurban merasiminin tamamlayıcı - fasıllarından biri 1- di.x Skandinav ve Cermen efsanele- ri, gimal kavimlerinin insan eti yemiyen yabancı olmadığını gös- termektedir. Bunlar da - bilhasta düşmanlarının kalbini ve çocukla- rını yemek ” Adetti. — Brough Smyth, Cenubt Galles'de, kadın- ların, dint bir merasimle ilk doğan çocuklarını yediklerini hikâye e- der. Polonezyanın Margulse ve Ye- nizeland adalarında bugün dahi insan eti yenmektedir. Avustra yanın bazı kabilelerinde anneler, ilk doğan çocuklarını yerler. Mek- sikadaki Aztegue'lerde en büyük İmerasim Insan eti yerken görü- lür. Bir kısım kadınlar ve erkek- ler kurban ediln insanın derisini soyarlar onlardan vücutlarına vüs yaparak çılgınca dans ederler; di- #er taraftan kurbanın kalbini, ci- ğerlerini kol ve ayaklarını parça- hyarak çıkaran bir kısım insanlar ga çeşitlk canavarlık gösterileri yaparlar. Neticede ölünüm etinden kendilerine parlak bir ziyafet çe- İkerek merasime son verirler. Şarkt Afrikadaki Mombouttau zencileri, sürek avına çıkar- gibi, insan avına çıkarlar. Bu, onlar 1- çin büyük ve heyecanlı bir eğlen- cedir. Yakaladıkları insanları, sü- rü halinde, koyun gibi boğazlar- lar ve mükellef bir ziyafet sofra- sırlın heyecan ve iştihasile yerler. Ayrı ayrı mıntakalarda çeşitli şeklilerde ortaya çıkan yamyam- hk hâdiseleri müşahitlerin bir ço- Yazan: Maysie Greig Hiç orada Klayv Karsten na- mında birini tanıdın mı? Klayv — karşısındaki Bözlerinin içine bakarak. lesef tanımıyorum. e- fendim. Garip bir tesadüf esi larak benim de ismim Klayvdır. Acaba bahsettiğiniz zat Sidney de mi ikâmet eder?» Zannetmiyorum, Avustral yanın cenubunda bir yerde gali- ba.» Bu sırada gözü Katline ta- kıldı ve âdetâ büyülendi, vay ca nına! Kız amma da güzeldi. Vü cudu başının şekli, yüzü, esmerli Hi, elleri velhasıl her yeri ayrı y rı hayrân olmaya değerdi. Ya - zıik ki kocası vardı, uma kocalar bazen pek tahammüllü olabisirler adamın di. Orta hizmetçisi Loti fena kız değildi, eğer 6 Klayv'ı baştan çıkarırsa, kız da - kendine xa- hırdı. Evet evet bu tam Ralf Hor tonun bayıldığı tipti, bitişik kom Şüları sir Özveld Roltonun kızı- Di gördükten sonra böyle Katlin gibi kızlar dehşetli iç açıyordu. Hele bu kız şık giydirilecek olur sa enafisten bir şey olurdu. «— Neden bir ay olsun tecrü- be etmiyorsun anne? Bir ay müh let ver, bu müddetin sonunda bel Ki onlar bizi beğenmezler, belki biz onları beyenmeyiz, velhasıl birbirimizi tanımış oluruz.» <— Eh! Sen bilirsin, öyle ise bir deneyelim,» Klayv hemen eğilal <— Çok teşekkür edi dim, Allah sizden razı olsun, derece minnettar olduğumuzu an latamayız, değil mi Katlin?> Yaşlı kadın atıldı: <— Peki size bir aylık mühlet veriyorum. Aylığınız 200 liradır, kâhya kadınım Misis Lovson si- ze dalrenizi göstersin. Bagajınız istasyonda mı, peki öyle ise go- förüm gider getirir. Yarın sa - bahtan itibaren de vazifenize baş larsınız, haydi güle güle'» «— Çok teşekkür ederiz e dim, iyi günler temenni vderiz.» Onlar dışarı çıktılar, Ralf se- vincinden yerinde duramıyordu, talih ona birden pek fazla gülme efen- Sunan: Halide KARAMÜRSEL ye başlamıştı, keyfif keyifli 1slik çalarak odasına çıktı. (Kısım; 7) Kâhya kadın Misis Lovgon ko- caman burunlu, enine — boyuna bir kadındı. Dalma dik — yakalı siyah esvaplar giyer, belinde de bir demet anahtar taşırdı. Kuş beyinli olduğu için saçma sapan konuşurdu ama, sesi öyle kalın ve boğuktu ki, insan onu dalma mühim vecizgler — yumurtluyor zannederdi. Kendisine bir köpek kadar sadık olduğu için, gatonun hibesi Misis Horton, onu çok severdi kadın Katlinle Klayvın ellerini sıkarak: «— Nasılsınız?> dedi. «Bura - dan memnun kalacağınızı Ümit ederim, gelin sizi odanıza götü- reyim.» Sizi odanıza götüreyim! cümle Si Katlinin aklını başına getirdi. Şimdiye kadar işi hep alay tara- fından almıştı, fakat Misis Lov- 'Son boğuk sesiyle; «Sizi odanıza götüreyim!> deyince — korkudan dizleri titremiye, dili damağı ku- rumağa başladı. «— Odamıza mı?> Yüzü kireç gibi beyazlaşmız- tı, acaba evden kaçamaz mıydı, etrafına bakındı. O sırada Klayvın kuvvetli elleri okgıyarak onu kendine getirdi. — Gel yavrum, Misls Lovson bize odamızı göstermek lütfunda bulunacak.» Katlinin bütün korkusu zall ol- du, yanaklarına renk geldi, sü- künetle: «— Geliyorum Klayv> dedi, Üçü de uzun korldoru katet - miye başladılar, Misis Lovson en nihayetteki odanın kapısını açtıt <— İşte odanız!> Katlin içeri girmeden bir. iki saniye tereddüt etti, girdiği va- kit de helecandan her geyi - bir buğu perdesi arkasından gördü. Çıift yataklar odanın nihayetinde, tualet masası, dolap ve koltuklar dönüyordu. Birden bire canı gül- mek istedi, bu gülmekten ziyade ağlamak arzusuna yakın bir hlı ti, fakat Klayv yine kolunu tut mup ve uşakvâri konuşmasiyla: «— Çok güzel Misis Lovson, çok modern» diye konuşarak Kat lini teselli etmişti. «— Oh! Tabit çok moderndir, Misis Horton der ki: «Hizmetkâr larımın rahat yaşadığına — emin olmadıkça katiyen gözüme uyku girmez, bakın!» Böyle söyliyerek odanın içinde bulunan kapıyı muzaffer bir edâ ile açti <— Burası husust banyonuz- dür!> Genç kız, ayrı yatacak bir yer bulabildikleri için derin bir nefes aldı, Klayvın da yüzünün adale- leri gevşedi ve «— Allah madamdan razı ol- sun!> dedi. «— Evet, doğrusu biz bu şato- da çok mesuduz, sizi de aramızda görmekle memnun olduk, gelin aşağı mutfağa inelim de ahçı ka dın Misis Biytonla tanışınız. S de kendisi biraz sinirlidir, kusu- runa bakmamanızı tavsiye ede - rim.x Klayv sordu: doğurma kabiliyetleri artsındiye, | «— Siz, Sir Rişarın zamanında | da burada mıydınız efendim?> «— Oh! Hayır, ben de — Misis Hortonla geldim, zaten hepimiz yeniyiz.» Klayva bir ümitsizlik geldi, de mek burada ona faydası dokuna- cak kimse kalmamıştı: «— Yani şimdi gatoda Sir Ri- garın zamanından kalma bir kul yok mu?x <— Hayır, sadece ihtiyar Co- ni var ama tabii onu da adam yerine koymayız.» Klayv merakla sordu: «— Neden?> — E zavallı yarı meczup, bah çedeki kulubelerden birinde otu- Fur, aklına estikçe de bahçivana yardım eder.> (Dovamı var) bir hasır mindere uzanarak | | lerin vaktile insan eti yediklerine | —— YAZAN: |Dr Cahit Tanyol |Bunu şaşırtmış ve yanlış tefsirlere|aşağı ırklarda kadınların nadiren | yol açımıştır. Bir kısım müşahitler bu hâdise- yi biyolojik ve maddi şartlarla 1- Onlara göre gıdasızlık bunüun başlıca â- millerinden biridir. Fakat bu izan hakikate uymamaktadır. Çünkü gıda gartları müsait olan bir çok mıntakalarda yamyamlık hâdise- sinin daha fazla olduğu görülüyor. Cumhuri- | gayılır. Bu inançtan olsa gerek Ki | Nitekim insan eti yiyen Aztegue- ler gayet bereketli bir toprak için- de yaşadıkları ve gıdalarını kolay ©€t tedarik ettikleri halde yamyam k yapmaktadırlar. Buna karşılık ruenland Eskimoları gıda gart- ları çok fakir bir mıntakada yaşa maktadırlar. Öyle olduğu halde ne insan eti yerlem ve ne de ihtiyar- ları ve çocukları öldürürler. Bun- n ötürü yamyamlığın esasları- ni dint ve ahlâkt bir takım endişe lerde aramak daha doğrudur. Ni- tekim bu Adetin görüldüğü bütün yerlerde insan eti, muayyen bir Rokfeller mümessili gidiyor Bir haftadanberi Ankarada Rockfeller sağlık — mülei temsilcilerinden Dr. Melnstoch, dün şehrimize gelmiştir. Rockfeller tem- lekei, bula: tetkiklerini tamamlıyamadığı için önümlzdeki aylar içinde yine gelecektir. Dr. Melnstoch, ba gün Tahrana müteveccihen — şehrimizden ayrılacaktır. Elen talebeleri Antigoney oynayacaklar Şehrimlzde bulunan 60 kişlden mürekkep Kozani Kız Lisesl öğren. eileri tarafından 26/7/1950 Çarşamba günü #nat 19 da Açıkhava Tiyatro- sunda Sofoklesin Antigonl — trajedi- , geliri Kızlay Derneğine tahsis edilmek ve yalnız bir defaya olmak tizere oynuyacaklardır. Talebe beraberlerinde bu temslla ait dekorları da getirdikleri — gibi temsile İştirâk edetek müzlsyenler de birlikte gelmişlerdir. Uzan samandanberi bilhana Tür- kiye için hurusi bir şekilde harırla- dıkları bu trajediyi herkesin ve ay ni zamanda - talebenin. görebilmesi için fiatlar talebeye 50 karuş, büyük | ler için de bir ve iki lira tesbit edilmiştir. olarak dint merasime tâ bi tutularak yen- mektedir. Yam yamlığın dint olu günün en belli de- lillerinden biri de| yenilmesidir. Çünkü kurban, inaan ları kudat âlemle temas haline ge. tirmektedir. Halbuk! kadın kudat olmıyan «Profon> bir âleme men- suptur. Bundan dolayı onların kud a1 âlemle temasa vasıta olmaları: na imkân yoktur. Kısacası yam- İyamlık insan kurbanının bir gekli olarak gözükmektedir. Bizim gark masallarında dev ve cadı tiplerin- de yamyamlığın zengin kalıntıla- rına rastlamaktayız. Gerek Dedi Korkut kitabındaki vak'nlar ge- rekse halkımızın hafızasında yaşı: yan hikâyeler dikkatli bir incele- meye tâbi tutulursa — yamyamlık ve insan kurbanına ait âdetlerin, çeşitli kaynaklara dayandığını gö- rürüz. Bunlar arasında — bilhassa menşet Hint ve Çinden gelenlerin çoğunluğu teşkil ettiğine çahit ol Mmaktayız. (1) 7 Temmuz 1950 Yeni Sabah: «İnsan kurbanı ve - yamyamlığın dint ve ahlâki sebepleri.» Muzaffer Kayalıbay hâdisesi tahkikatı Beş yıl evvel kaza neticesinde 3- len Teknik Okul pansiyon âmiri Ma zafer Kayalıbayın — ölümü — hâdiresi etrafındaki ilk tahkikat devam et mektedir. İlk tahkikatla meşgul olan 3 füncü sorgü yargıçlığı dün eski İstanbul valisi doktor Lütfi Kırdar ile terzl İsmetl celbederek dinlemiştir. nün ifaderl alınmak üzere Ankara avcılığına yazlan talimat — cevabı. nın önümüzdeki hafta içinde gelme- *l beklenmektedir. Yağ gemisi Taşkızakta indiriliyor larında donanma ihtiyacı İçin yapı» lan yağ gemisi ba gün saat 11 de ya pilacak bir merasimle denize indiri. lecektir. Törende Cumhurbaşkıı Celâl Bayarın da bulunmu meldir. Meriç nehri üzerinde inceleme ı mühte- Türkiye ve Yunanlstanın iktisadi Aşbirliği idarecileri İle her İki mem- leketin Bayındırlık uzmanları dün anbah Meriç nehri üzerinde incele meler yapmak Üzere gitmişlerdir. Bakırköy Kaymakamlığından 5672 sayılı kanuna göre İlçe köylerinde muhtar ve ihtiyar Pazargünü yapılacaktır. leri seçimi 13 Ağustos 950 sayılı kanuna göre düzenlenen seçemen kütükleri martesi günü saat 9 dan yedi gün kaldıktan sonra 29 Temmuz 950 sabahı indii İlân olunur. (9859) itibarenköy neolis - | Bunun için 5545 2 Temmuz 950 Cu odalarının önlerine asılacak ve ilecektir. Yalova Baltacı Devlet Üretme Çiftliği Alım - Satım Komisyonundan 1 — Çihtliğimizin 948 — 949 yan cinsi 14 ton salamura - veytin ti 2 — Arttırma 26/7/950 Perşem be zinde yapılacaktır. 3 — Talipler şartnnmeyi ve mı dürlüğüne müracaatları. 4 — Geçlel teminat 840 Ilradır. senesi mahsullerinden Yerli ve İtal- a nesi satışa çıkarılmıştır. at 15,30 da Çilftlik merke- ni n henlleri görmek: İçin Çifilik Mü- (9296) Kuşadası Milli Eğitim Memurluğundan 1 — Eksiltmeye konulan 19.999 lira 83 kuruş keşif bedel Selçuk Bucağında kâin İsabey camisi namile anılan eski eserler ve müzeler genel müdürlüğüne ait caminin 01 2 — Onarım işinin keşif bedi muvakkat teminat miktarı 1499 3 — İhale 31/7/950 panartesi Mahmut Esat Bozkurt ilkokulundı kapalı sarf usulile yapılacaktır. 4 — İşe nit şartname ve keşifname Kaşadası Millt E, murluğunda ve İzmir Arkeoloji Mi tlerinde görülebilir. 5 — İsteklilerin teklif mektu; eksiltmeyi açmadan bir sanat kadar adı geçen komisyon başkan den posta ile de gönderilebilirse dı meyecektir. — İsteklilerin vukarıda bolüi metgâh vesikaları ve yapı işlerine dürlüğünden tasdikli vesikalarile b irlikte ti Malsandığına yatırarak Milli (9496) Yapı İşl marımı İşidir. leli tutarı 19999 lira 88 kuruş olup lira 95 kuruştar. günü saat 13 de Kuşadamı Merkez a Milli Eğitim Memurluğu odasında im Mi üdürlüğünde mevcut olup mesni ea plarının teminat akçeleriyle birlikte yvel ne yâni pazartesi günü anat 19 ye alığına vermeleri şarttır. Daha önce e vukubulacak gecikmeler kabul edil irtilen gün ve asatta ' Sasdikli ika ehliyeti olduğunu Bayındırlık Mü yüzde 7,5- depozitlerir im Memurluğuna müracaatları eri İlânı Urfa B:;yındırlık Md. lüğünden Eksiltmeye konulan iş: Birı Ü 'ecik ilçesinde yaptırılacak — (115585. 64) lira keşif bedelli hükümet konağı inşaatıdır. 2 — Eksiltme 8/8/950 Salı günü dürlüğü odasında toplanacak usuliyle yapılacaktır. İstekliler keşif evrakını Urfa lirler. Si vesikasını komisyon başkı larına koymaları Jâzımdır. 5 — Teklif mektupları ihale saa di karşılığında komisyon bi 6 — Postada olacak gecikmeler kabul edilme, Eksiltmeye girebilmek için fateklilerin tatil günleri hariç olmak üzere ihale gününden en az Üç gün evvel vilâyete bin liralık bu gibi bir yapı işini yapmış olduklarına dair bolge ibraz ederek alacakları yeterlik belgesi ile (70! çici teminat makbuz veya mektubunu ve 1950 yılı Ticaret Oda. asat 11 do Ürfa Bayındırlık Mü. eksiltme komisyonunda kapalı zari | Bayındırlık Müdürlüğünde görebi- üracaatla (60) 28) liralık ge anlığına verecekleri teklif mektup- tinden bir aaat evveline kadar alın. kanlığına verilecektir. oğlu | Hidisede adı geçen Ömer İnönü- | 22 TEMMUZ 1950 —D0 .1270 SELE İki Şair 1921 de «Zannetme kij güldür ne de Lâle; Ateş doludur, tutma yanarsın, Karşında gu gülgün piyale.. . İçmişti Fuzmli bu alevden, Düşmüştü bar iksir ile mecnun Şiirin sana anlattığı hale.. ; Yanmakta bu sâgardan içenler; Doldurmuş onunçün gşeb-i aşkı Baştan başa efgan ile nale. Ateş doludur, tutma, yanarsın, Karşında gu gülgün piyale.. Ahmet Hâşimin şilrleri umum yetle kısa ve müphem yazılardır; birçokları pek beğendikleri halde çoğu da mânasız buluyorlar- — Bunlar birer sayıldamadır! Diyenler vardı. Fakat —Ahmet Hâşim artık edebiyatımıza — mal olmuştur ve şiirlerinin bir takım hususiyetlere sahlp sanat eserleri iduğuna — mütehassıslar hüküm İvermiş bulunuyorlar. Son günlerde Hüsnü Yurdusev dında şahsen — tanımadığım - bir şalrin «Görüş» isimli yirmi sayfa- hik giir kitabı elime geçti; ilk par- ça bana diğerlerini de okutturdu; birçoklarını tekrar tekrar oku - düm, Gerek his, gerek ifade ve gerek hacım itibariyle bana Ah- met Hâşimi hatırlattı. «Düşünce> manzumesi beni düşündürdü; «Bakıyorum çekmecemde Kuru bir ıq“vı mektuplar, Ve bu an düşüncemde Unutulmuş bir yârı., İtiyorum guursuz Kapanıyor çekme £ma yine kafamda Açık kaldı düşüncem.. .B . «Olmayan İstek» daha güzeldiri «Çıkarıp atabilsem çoraplarım gibi Dizlerimin ağrısını ayaklarırıdan.. Sıyırıp atabilsem eldivenlerim gibi İşlediğim günahları ellerimden... Ve caketim gibi Yaşamanın yükünü sırtımdan.. Asıl atabilsem gu atmak düşünce- sini Solmuş bir şapka gibt başımdan...> Ahmet Hâşim «Piyale» yi neğ! rettiği zaman kırk — yaşındayili” Yurdusev kaç yaşındadır, bilmem.. Tuttuğu yolu bırakmazsa ve mu- kaddes humma devam ederse çok ümidim vardır. Kadizcan KAFLI Mustafa Kemalpaşa — Nuri Er- O kitapları bastırmak masraflı- dır; bende sermaye yok. Üzüntü- nüze iştirak ederim. Hicaz notları bastırılmadı. Bahsettiğiniz muhar- rirlerin seyahat yazıları da kitap haline gelmemiştir. Ziya — Şakir'e ait kitabı İnkılâp Kitabevinden 1s- teyiniz. Yoksa kendisi Sivas Mil- letvekilidir, ona yazınıs. — K. K. KISA HABERLER 4 Sadıkzade firmasına ait Sa- dıklar vapuru, dün sabah Zongul- daktan yüklediği kömtür hamnlesi ile Kuruçeşme deposuna yanaşmak isterken #uların cereyanına kapıla» rak bodoslamasından rıhtıma bin dirmiştir. Vapurun looa tabir edi. len baş kısmı hasara uğradığından gemi tahliyesi bittikten sonra ta mire alınacaktır. ** Denizyolları “Kooperatifinin vapurların isimlerine göre hasırla. dığı sigara ve çikolataları yakında İç ve dış #eferler yapan gemilerde satışa çıkarılacaktır. k Tarsus vapuru bu gece yenl turistik seferine çıkacaktır. Tarsua İle şehrimize gelen 88 turist de aynı vapurla Cenovaya dönecekler. dir. » Eyüp Halkevinin tesis ettiği biçki dikiş kursunu — bitirenlere diplomaları dün — verilmiştir. Bu mülnasebetle bir tören yapılmış ve kara — müdavimlerinin — hasırladığı bir sergide moda, biçki ve dikiş nümüneleri teşhir edilmiştir. 1950 Temmuz 22 Cumartesi Vasati 8/39 7,08 545 9,09 18,20 444 17418 8,42 20,85 22,29 KELEPiR ATILIK ARSA Aksaray Taşkasap Mollagü- Dedepaşa sokağı üzerinde 157 metre arsa satılıktır. Aymı yerde No. 64 Hasan Yeşil'e müracaat. (94832),

Bu sayıdan diğer sayfalar: