AOUN Şimdi Cenabı Hakkın azametine iltica ediyorum. Allaha kaldı artık işim beniml.. 80— Daha ayağımı Amerikan top- Tağına basar basmaz, Miyamide karşılaştığım istasyon ile tayya- re meydanı, beni derin bir hay- Tet içinde bıraktı!.. Panamada gördüğüm o İnsa- nın aklını durduracak meydanın yanında, bu Miyami istasyonu, Muhtegem bir sarayın önüne bı- rakılmış bir Gecekonduya benzi- yordu; küçücük odalar, dar ko- ridorlar, ışıksız salonlar, ve ©: raya buraya serpilmiş asker ça- dırlarını — hatırlatır bir. takım dört köşe pavyonla: Niçin bu böyle, niçin Miyami gibi bir şehrin tayyare İstasyo- nu ve meydanı bu gekildo bırı kılmış?. Kimbilir neden!., Akıl Bır ermez ki işlerine, Amerika bu! Nihayet polis benim ismimi çağırdı. Gittim yanına, Pasapor tumu aldı. Kâğıtlarıma baktı. Bir de göz ucile beni, göyle bir baştan aşağıya süzdükten sonra pasaportomu damgalıyarak İa do etti. ü — Memleketimize sefa geldi niz dedi, topraklarımızda iyi günler geçirmenizi dileriz. Yal: mı3 kanunlarımıza ve nizamları- mıza harfiyen riayet etmenizi, polisin ve mahalli memurların vereceği emirlerin haricine çık- mamanızı bilhassa rica ederiz. Bu sözler, yalnız benim için söylenmiş değildir. Her Ameri- kaya ayağını basan yabancıya, bu cümleleri tekrarlıyorlar, — İşim bitti mi dedim? — Evet, hepsi bundan ibaret! Yalnız Amerikada ne kadar ka lacağınızı öğrenmek istiyoruz! — Ne kadar kalabilirim? — Pasaportunuza nazaran üç Av kalabilirsiniz. Üç ay veyahut temdit ettirerek, daha fazla kal mak istiyorsanız, şimdi 10 do- lar vereceksiniz. Fakat İki ay- dan evvel Amerikayı terketmek niyetinde iseniz, para vermiye- ceksiniz! " — Zannederim ki, memleke- “tinizde en çok iki av kalabilece- — O halde buyurunuz; yok. — Valizlerimi muayene etmi- yecek misiniz? — Hayır, buna lüzum gör- müyoruz. İşte hepsi bu kadar... Bütün pasaport muamelem, kontro - Tüm, sıhhi muayenem, evrakı- mın tetkiki, ve nihayet valizle- rimin hamallar tarafından oto- mobile kadar götürülüp konma- &, Baat tuttum, tam on üç da- kika, yirmi saniye sürdü. Otomobile biniyordum. Arkam me:- dan Pan-Amerikan memuru ses | haldir. K lendi Baksiş verdiğiniz bir gar- — Hangi otelde kalacaksınız, |Sonun teşekkür etmesini, bir tak Mister? İ goförünün <Efendimle» ko-| Cebimden not defterimi çıka- |Nuşmasını, bir polin memuru - rarak baktım: JNun size meselâ «rica ederim> — The Sherry Frontenac ote | diye yumuşak bir sesle hitap et linde kalacağım! |mesini Amerikada hayalinizden | Onlar | Memur birdenbire, durakla- dahi geçiremezsiniz! di: |yalnız bir şeye hürmet eder, yal — Miami Beack'daki Hotelniz bir geyin önünde eğilir, yal- | nız bir geye taparlar: Dolar!... | Zengin oldunuz mu birdenbire işler değişir. Bütün bu Adetler | yıkılır, Ve herkes önünüzde dün yanın enn terbiyeli, en — kibar insanı — kesilir!.. Frontenac'da mı dedi? — Nerede olduğunu bilmiyo- Tum vallahi!... Yalnız bu otel- de bana bir yer ayırtılmış oldu ğunu, yine sizin acenteniz tara- fından Panamaya — gönderilmiş bir tlegraftan öğrendim, Bildi -| İyi, iyi ama hepsi, bana neden ğim bundan ibaret!.. bu hürmet o halde?... - Niçin Memurla goför, hamal İle et-| böyle derin bir #amimiyet ve ne- rafımızda dolagan genç bir a- |zaket gösteriyorlar?... Yemin e- dam, göz göze geldiler. Birbir- | derim ki bütün servetim, her aa lerine baktılar. Sonra gayet hür |bah sayı teklarladığım, port metkâr bir çehre ile bana döne- föyümdeki mevcuttan ibaret!... reki |Anlıyamadım gitti bir türlü bu- — Güle güle efendim dıdılır,wnun mânasını!... Miyamide iyi günler geçirmeni-| Otomobil, meydanla gehri bir zi temenni ederiz. |birine bağlıyan asfaltın Üzerinde 'Yerlere kadar eğildiler. Tek- baş döndürücü bir süratle iler- rar beni selâmladılar. Ve oto- |liyordu. Şoföre mobil hareket edene kadar da,| — Biraz yavaş sürsenize de- bulundukları noktadan ayrılma |dim, etrafı görmek istiyorum, dılar, Adam, gayet nüzl!: bir sesle: Hayret ettim doğrusu!... A- | — Hay hay efendim, diye c merikada valizlerinizi taşıyan | vap verdi, yavaş gitmek yasak- tır ama zararı yok, ben İdare e- derim, Çıldıracağım şimdi!... Bütün Amerikada kaldığım müddetçe, şu' goförün gösterdiği nezaketi değil bir araba süren adamdan, Bedborn Amerikan kilisesi baş rahibinden bile görmedim!... Ne oluyoruz, nedir bu itibar, tah- min edemiyorum ki!... Hemen Allah encamımızı hayre tebdil etsin !, Otomobil yavaşladı, bundan istifade eden ve arabaya bindi- #im andan İtiharan de, benimle Xonuşmak gin fırsar arıyan go- för, nihayet söze başladı: — Nereden geliyorsunuz Mis- ter? - Brezilyadan gellyorum. O00 güzel memlekettir Bre hamaldan tutunuz da, devleti - dare eden en yüksek makamla- ra kadar, kimsenin kimseye me telik verdiği yoktur! Bizim ne- zaket ve kibarlık kelimeleri iİle ifade ettiğimiz mânadaki hür - metin, Amerikan toprakları U- | zerinde mevcut olduğunu dahi tahmin etmiyorum, İşinizi göl mek üzere bir devlet dairesine glrersiniz de, hayretler içinde kalırsınız. Memur, ayaklarını masanın üzerine koymuş, vücu- dünü de kanapenin içine çek - #slgarasından sıkan duman rın havadak. telezonların: vey tedir. Kim olursanız o- yinden kıpırdamaz bile!... Kâğıdınıza göyle bir göz atar, imzalıyacaksa İmzalar, yahut elini uzatarak masanın Üzerin- Esat Mahmut Karakurt Karakurdun anlatlığı M YAZAN den İkl ayrı göri — the Cherry Frontenae ote: linde yalnız milyonerlerin otur- arabama |duğunu, Miyamide beş yaşında- ben, bir | ki çocuklar dahi bilir efendim! Brezilya milyoneri olduğunuzu — Ya öyle mi? derhal anladım, 6 ancak o zaman işin far- Şöyle bir durakladım ve gül-kına vardım, o zaman anladım, memek için kendimi zor tuttum: (bana yapılan hürmetin mânası — Nasıl anladınız. bakayım İjle, gösterilen nezaketin sebebi- dedim, benim bir Brezilya mil- ni? Ve sustum. Sesim çıkmı yoneri olduğumu ? di artık! üthiş bir korku oför bir saniye vüzünü çevi- heyecan içinde kaldım, Bu duy- | K, yılışık yılışık — suratıma | d, u ve heyecan inanı- | baktı ve sırıttı niz ki, beni milyoner zannetmiş | — Bunu anlamıyacak ne var|lolmalarından değil, milyonerle- Mister dedi; halinizden; tavrı- |rin oturduğu bir otele götürül- nızdan ve bilhassa mekte bulunmamdan İleri geli- — Evet, bilhaaaa ? yordu. Halbuki, Üzerine eklenme Sizi götüreceğim otelden! İsina imkân olmıyan cebimdeki değil mi Mister? — Galiba öyle — İnanır mısınız, daha binerken, sizin, — Beni götüreceğin otelden |mütevazı mevcudumla, daha mi? dünyada gidecek, görecek © ka- | — Evet. dar çok yolum ve yerim . var | ki!... Şimdi Cenabı Hakkın aza- | — Beni götürdüğün otelden, milyoner olduğumu nasıl anlı yabiliyorsunuz? Yine sırıttı göföl metine aığınıyorum. Allaha kal- di işim artık benim! (Devamı var) Elâz'ğ Yollar 8.inci Bö ge Müdürlüğünden 1 — Eksiltmeye konulan is: Yollar 8 inci Bölge — Müdürlüğü Erzincan 83 Üncü gübe atölye binası inşaatıdır. Keşif — tutarı (78340.39) yetmiş sekiz bin Üç yüz kırk lira otuz dokuz kuruştur. 2 — Eksiltme 1/8/1950 Salı günü aat 16,30 da Blâzığ Yollar 8 inci Bölge Müdürlüğü odasında toplanacak olan eksiltme komia - | yonunca kapalı zarf üsülile yapılacaktır. $ — Eksiltme gartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Bölge — Mü- dürlüğü sorumlu saymanlık veznesine yatırılacak — (3.92) Üç lira, doksan İki kurüşa nit makbuz karşılığında Elâzığ Yollar 8 incl Böl ge Müdürlüğü ve Erzincan 83 üÜncü şube gefliğinden alınacaktır. 4& — Eksiltmeye girebilmek için — isteklilerin — usülüne — göre (5167.02) beş bin yüz altmış yedi lira İki kuruş geçlci teminat ver- meleri ve 1950 yılı Ticaret Odası belgeni ibraz e'meleri Jâzımdır $ — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir süret- te başardıklarına veya idare ve denetlediklerini Isbata yarat bel gelerile birlikte ihale gününden en az (tatil günleri hariç) Üç gün önce Elâzığ Yollar 8 inol Bölge Müdürlüğüne yazı ile — müracaat ederek bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi alma- ları Tâzımdır. 6 — (5) inci maddede belirtilen yeterlik belgesin!n verilebilme #inde yapılacak incelemeye esas olmak Üzere isteklilerin Bölge Mü- dürlüğünden alacakları tanınma beyannamelerini doldurarak noter liğe tasdik ettirilip (tatil günleri hariç) ihale gününden en az 4 gün evvel Bölge vesika komlsyonuna vermiş olmaları şarttır. 7 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmanın 34 Üncü — maddesindeki izahat Gdalresinde (Eksiltme evrakının her parçasına 50 kuruşluk | pul yapıştırarak imza etmeleri ve bu evrakı zarflarına koymaları) | hazırlayacakları yüklenme mektuplarını ikinel maddede belirtilen | günde asat 15.30 za kadar alındı kargılığında eksiltme komisyonu relsliğine vermeleri lâzımdır. Şdırdiği 1 Eski yetim kızların emek- lilik kanunu hakkında temennileri W Yaşlı yetim kızlardan otun imı yeni kendilerini kanununun halbuki memlekete hizmet mevsuun | da herhangi bir tarihin rolü olame | yacağını ileri sürerek yeni hükümet ve Meclisin acıklı durumlarile alâ | kalanmalarını temenni ler, Müşkül vaziyette olan bir genç İş arıyor Eyüp — Otakçılar Fethi Çele lrlW etmekter caddesinde 38 numarada oturan Ab- dülkadir — Özgüvenç'den — aşağıdaki mektubu aldık «Otuz iki yaşında evli ve iki cuk sahibiyim. bakmaktadır. İş yurmadığım yer kalmadı. Fakat bir | Hâlen ailem çalışa: rak biza için baş türlü iş bulamadım. Orta mektep Şikinci sınıf tahsilim vardır. Askerlik şübelerinde, satın alma — komisyon- | larında, askeri mülessese ve — hasta- hanelerde çalıştım. Dışarı da gidebi. lirim. Bana bir iş vermek lüâtfunda bildirme: rica ede î bulunacakların adresime lerini insaniyet namına İstanbul - Valiliğinin nazarı dikkatine Keşanın İpsala caddesinde | nu marada oturan oku, icumus Kadri | bir | Alparslan gazetemize gönder mektupta yunları yazmaktadır: Belediye — muhasibi | iken gayri kanunl olarak Belediye Reisi tarafından verildi. — Silivri varifeme nihayet Hakkımı aramak için Mec dis dilekçe komisyonuna ettim. 2442 sayılı iade edilmeme karar aldım. Fakat | belediye reisi inat etti. Beni - vazi- | Teye almadı. Son olarak - 10/6/950 | de İstanbul valiliğine —müracant et tim. Gene bir netice alamadım. Mağ duriyetim devam etmekte ve müracant kararla vazifeme aile min perişanlığı devam — etmektedir. Durumum ile alâkalanılmasını - rica ederim.» İki senedir Temyizden çıkmıyan karar Hayraboluda okuyucumuz maran- gor Fihem Gülçüz'den aldığımız bir mektupta, Hayrabolu Sulh — Hukuk Mahkemesinin mer'a ve diğer gayri- menkullerin hissedarlarına — taksimi ne dair verdiği 213 ve 157 numara: h kararın 19/7/948 de Temy tiğini ve aradan iki sena geçti de hâlâ bir metice alınmadığını, tarihten sonra giden Kararların Tem yizden geldiğini kaydederek — alâka- Tıların nazırı dikkatinin ce bedilme vi istenmestedir. Akyazılıların bir ricası Akyarıdan aldığımız bir mektup- ta, arka — tarafında — gıda maddeleri satan dükkânların yoldan çarşının hela geçen vesaiti nakliyenin kal- liğin muhafaza edilemediği yazılarak vesaitin kasu ba içinden yavaş geçmesinin temini rica edilmektedir. SOLDAN SAĞA 1 — Sakat, bir, 2 — Madenleri yapışlırma, bir nota, 3 — Sonun - dan okunursa — gürültü olur. 4 — En sona kalan, 5- fin okunu, Taktir.6Bir har , Şenişlik, kunuşu. 7 — İstikbal, sonundan o- kunursa — kadınlarda " daima İşler. 8 — Bir harfin okunuşu, orta Ana- doluya ilk gelen Türkler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — İlgili. 9 — Lâtiflik. 3 — risİnİn Üstüne vermek, dahil. 4 — Sonundan okunürsa «dullar>” olur 5 — Asrımızın vaafı, 6 — Şöhre bir barfin o- bir Bir vevumüuz 8 — Ormanlarımızı mahveden hay Evvelki bulmacamızın halle - dilmiş şekli m<>z—o Ez—z E Ş E L E M B A L *Ü B E S İm z A—r—ovfRE<m î z <A -E<>r Z|DİZR —İTiZAR — $ Pehlivan ve L la çokluğundan dra » Nevyork Havaya Uçurulacaktı adlı telri- kalarımızı — koyamadık, em okuyacularımızdan özür den bir defter alır, kaydını ya- |zilya! par, tekrar size iade eder!... — Evet, Bu hareket, ne bir nezaketsiz| — Zengin memleket, llk ezeri, ne de bir terbiyenizlik | — Zannederim, tezahürüdür. Bilâkis tabil birl — Zenginlik ne püzel a — — S Postada olacak gecikmeler kabul edilmem. (8430) İ dileri. —— — ——— —0 | damar Dini Bahisler Din insanla doğdu ve onunla beraber yaşıyacaktır Beşeriyet tarihini tapmıştır. İptidaf insanın inancı ile aydın ve olgun bir İnsanın inancı ae rasındakl fark, o küdreti tâyin et mekte ve ona verilen İslmlerde yvarıflardı dır. Bu düygunün kaynağı | ne zaman ve nasil başladığı, bü. gü- eki a birbirine a da bix | htri olduğu fikzin ne kadar devam edip gelm Amilia ne elduğu hakkı beremiyen düşünceler v bu hisaln menodi deyiz, Evei, din düygusunun, Allah fikrl nin, kaynağı insanın aklı selimidir; fıtratıdır. O, kendisini anladığı gün denberi kahir ve külli kudrete tek lim olmak, ondan ilham almak, on: dan yardım beklemek, hayır ve ger her ne oluran ondan bilmek duygu- | sanu kendi içinde sezmiş, © kuvve tin ahibine korku ve ümit ile bağ- | lanmış, onun önünde dir. çökmüş, yalvarmış, kürbanlar ve ibadetlerle | ona yaklaşmak İstemiş; — küinattaki maddi kuvretlerin zararlarından ko- | ranmayı ve hayatın her türlü acıla vına kargi koymayı ona İmanda bul- | . İhsanların elsimlere, ruhla | anMEN, canlıya, ateşe, #nya, gim geklere, yıldırımlara; hülüsa kendi- sinde Bir kuvvet var sandıkları her | geye tapmış olmaları hep bu dan, bu duyguüdan sonradır. ve dalâlettir; sapıklıktır, Bu, sndece İp tidaf İnsanlara has değildir. Her va kit görülmüş, hâlâ da — görülmekte- dir. İnsan bir kerre yolunü gi mıya görsün, tekrar doğru yola ge- lebilm>k çok güylür Şu halde din, insanla beraber dof muştac. Kendini duymak, kendinin kendi. >ldu; Nu #nlamak İnsanda na v Sedihi bir g D d Deşi | din bar yaratıcısı clduğunu anlama ya çalışmak ve anlamakta ona yakın vediki bir anlamadır. Şu kadar birincisi çok açık, ikincisl ise gizli- dir. Bununla beraber herhangi bir hâdise veya tembih ile, gelişmeye ittir, âlükt ve enlü; ba duygunun gelişmesine hizmet e- der. Bunun içindir ki, Adem likte dünyaya gelmiş olan bu duyga ve hareketler, ondan ayrılmadan o- nunla beraber devam - edip gelmiş tir. Onun bu güne kadar söndürüle- memiş olan hakikf meşaleri, İnsan | var oldukça, ebediyete — kadar — hiç | sönmiyecek ve söndürülemiyecektir. | Biz, kendi varlığımıza ne kadar Ananıyorsak, buna da öylece İnanıyo- | ruz. Garplı büyük bir filorofun de | diği gibiz sevdiğimiz bayat nimet | ve İerzetlerinin sermayesi — sandığı miız her gey bir anda yok olabilir. | Akli, İlmi, sinat küvvetlerin serber kullanışları — sekteya — uğrayabil Bunlar hep mümkün şeylerdir. Dün yada olamıyacak tek bir şey vardır «Te dil atılm leyyün fikrinin büsbütün yok &« dinin sökülüp aktır. Ve din, her şeye rağmen, ebedi olarak acaktır. Sade yaşamakla d nla beral kalplerden a. İşte bü. olamıy miyacak, bün T İns fikrini, düşüncesini maddt mur bayatı gibi dar bir sahada #ik bir halde bulundurmak isteyen | ve burnundan İlerisini bir ça gerçekten kör ve sağır materyalist- gaşırlıcı ve sapıtıcı fikirlerinin mahiyetlerini ortaya çıkaran en be liğ bir delil teşkil edecektir. Dinin bakikatine, hakiki menşi ve kaynağına nüfuz edemiyenler için bu güne kadar belki de bir iddia*| halinde devam edip gelen bu fikri artık bu gün kimsenin şüphe etme- diği bir mesele balinde yeniden or taya çıkmıştır. Dün, bütün kudre- riyle, bütün teşkilâtiyle dini yok et- | mek, din duygularını kökünden sö- küp atmak, vücudünde böyle bir | n bulunduğunu — bissettikleri | kimselerin damarlarını — sökmek is | tiyenler, bü gün, o damarlara iltica milli varlıklarını - onunla kurtarabileceklerini, onun — yoklı demek her varlığın yokluğu demek | olduğuna anlamış bulunu, yine ona dönüyorlar; o1 ne sarılıyorlar. İşt © Franan ki dinsizli yet Rusyal millt bir din diye sarılan ve adeta bir ilim haline sokarak dün- yaya yayan İlk önce orası olmuş O Sövyet Rusya ki bu duvgüya öl- | dürmek için | dığı, hatır ve hayâle çelmiyen çare- lere başvavmuyuur! Ferdde ve cemiyette din İhtiyacx nın sebepleriz n havanlasının alma | Frantız fila pflarındaa ve meşhur | ilâbiyat ölimlerinden Ogust Spaty «Dinler Felsefesi> adlı — kitabında | şöyle diyorz «Ben ne İçin dinliyim? | Sunlinl nelslme 101 yabı alıyorum: Ben dindarım, kü başka türlü olmamaya muktedi deği benliğim Bana diyorlar ki dindar olmak, varlığım ve | in zaruri bir — ihtiyaçtır. Sendeki bu hal, | &lszektir. YAZAN: dim. Lâkin gördüm ki bu gibi dü- | günceler, meseleyi —ç da | halledemiyor; benden er. letiyoran gacaba yelkilere ye onlardan öncekilere bn hir nereden gelir kargşıma çıkıyor. Bununla beraber gahsi hi yatımda görmekte ve daymakta ol. anali düğüm din iftiyacını, — beşerin İçti. mal hayatında daha kuüvvetli ve en büyük kuvvet olarak görmekteyim. Çünkü dinin eteğini sanda o da benden değilidr. sarılmak husa- Diya- net gayet küvretli bir a; saniyetin geçirdiği inkıli sinde hayatını, mevendiyetini muha faza etmiş ve edecektir. Gerçi bu » facın meydandaki kökleri, ançakla: rı, dalları, badakları, binlerce defa kesilmiştir. Lükin çok derinlerde ba | Tunan asıl kök dalmi sürette — yeni | yan dallar, budaklar, yapraklar ye tiştirmekten asla hali kalmıyor. O halde din, ezeli ve ebedidir. Kökle- Fi ereliyata dayanan, — ezeliyete ka dar uzanan dinin yok edilmesi mtim kün değildir. «Zaman geçmekle menbamnın kurü: ması göyle dursun, bir taraftan fel- sefi fikirler, diğer taraftan bayatın elim tecrübeleri gibi iki müessirin tesiri altında blz, o menbaın gittikçe derinleştiğini, genişlediğini görmek teyiz. Öyle İse dine düşktün dini olanlar görünüşünün dış yüzünün, ba z âmillerle zayıflamasına bakarak, pek terahlanmasınlar; din taraftar- Tarı da, kederlenmesinler; çünkü ev velkilerin sevinciyle ikinellerin ke- deri her iki tarafın da dinin asle na, menhama vakafa olmadığından ilerl gelmektedir. Eğer bunlar ken- dilerini iylce tetkik etmiş olsalardı, dinin dış görünüşü nekadar - tehdit a İse, kendi Iç hayatlarındaki gerçek hayatın o kadar pâydür, © ka dar masun oldüğünu — görürlerdi. (Dıp görünüşten maksat — sonradan dine karıştırılan hurâfelerden — Iba- rettir.) İnsaniyetin hayatı diyanetle bap lamış olduğa gibi, diyanetle kavvet kazanacak, diyanetle sona — erecek- Filozofan ba sözleri büyük bir tles (1) kikatın Waderldir. İnsan akıl ve guura İle başka hay vanlardan Üstün bir mevkidedir. İn- sanda birl geçmişe, diğeri geleceğe bakan ikl cephe var. Mari hayatın kaybolmıya yaklaşan geçmiş hâdise lerl tarafından dimağımızda birakı» lan İzler demek olduğundan onunla mıkı bir alâkamız vardır. Hayatımı bu eep- aahalar | zın geçmişa çevrilmiş olan hesl bize ara mra ezeliyet rında da fikir yürütmiyı zın sebeplerini anlamıya yarlığımı | sevkeder, | hikim olan ezeli ve ebedi kadreti aratır ve bu bize mebdelmizi ve on arayış bizde başka sevklerle ölçüle miyecek manevi bir sevk hamnle ge bakan ecp | '€n son gidece | Çünkü bia, bu gün Hayatımızın geleceğe hesl de yarınımızı vi Himiz yert düşündürür, anda ge hat yalnız Bundan yocnımua kargi kayıtı dolayıdır. ki, için değiliz. | kalamayız. Ru gila elimize nekadar bol nimet ge # yino asıl düşüncemiz yarındır, Insan bu günün nimetlo- rine kancat etmiyerek asıl hayatım etmek İster. Mazl nekadar tatlı ve nae derece mühteşem artık yok olmuştur. - Hal dediğimiz de her an mazi oluyor. demektir. Bunun içindir ki, ba günkü yaşayış ve refah ne kadar mükemmel olur # olsun rüh, geçlei şeylere kanaat etmiyerek ni na var olmak arzusu insan da futri, cibilli bir urzudur, Demek İlöklalle 'sörür va dülnin 6ö üK | aö el | | ebedileşme: Ki İnsan, sadece mazi ve hal dedi: Himlz anları geçerek göçüp gitmiye | ve yok olmiya malikâm olmayıp &« bedileşmiye namzettir, İnsandaki « kıl ve göür anl bunün içindir. halde İnsan görünmiyen bir âlemden her dakika kendisine tevcih edilen «Sen nesin Nereden geldin? Niçin geldin? Nereye gideceksin?» Sualle- kolahilir mi? rah, ae rine kargı - kayıtsız Bunlara cevap vermedikçe kıntıdan kürtülür. ve aradığı ral ve aüiküna bulabilir mi? İşte İnsan- ların hemen hepsinin ba varlık - | leminin bir yaratıcısı, bir sahibi, bir idare edeni olduğunu anlamıya ça- Tışmış ve ona tnanmış olmaları bun- dandır; bu fıtratta ve bu fitratta ve bu kabiliyette yaratılmış olmasından Bazı kavimlerin Allah hakkın- daki garip itikatları bunun aksini isbat etmez. | bir. takım ki, kimse e güneş ay, yıldız, hayvan, taş ve ağaç gibi can- | h eansız bir çok şeylere tapmışlar, fakat onların bu halleri fikri bir da» |tar. Çünkü yalnız kalbde Milettir. — ve katup tetkik edenler 1- noktamna dönmek çin en heyecanlı Ah H do Ak . le detikrarımı te ea met Hamdi seki | dan hiç güphe yok ki Diyanet İşleri Başkanı miknatisı İbrenin | dinil hisler ve he kararmalığı — gibi- üzerinde durulmuya değer mevzular | diyorum klı Vakıa ben d& kendi | he yok ki Hak mâbuddar, yaradanın dır. Mükaddek kitaplardan ve dinler | kendime bir çok defalar ba - yolda | kendiridir. Lükin banlar, ama; tarihinı #reniyoruz ki: İnsan en | Itirazlarda bulundum; — kendimdeki | na ulaştıracak doğra yöola bulama- erki zamanlardanberi kâinat dediği- ı.ı... duygusunun ana ve babamdsn | dıkları için, bir çıkmaza — saplanıp beri Görülüyor ki Iradari bültün kilinat Hizerinde hikim, küllt kudrete ma- lik bir yaratıcının varlığını anlamak İnsana mahine akli ve htrf bir ke mildir. Ba bakımdan dinin menşel htrattır. İnsandakf aklıselimdir. Lü- kin yakarıda da söylediğimiz gibi, Insanda hürl ve bir etiretme halİnde mevcut olan ba his ve gaur, İlâht yahy İle beyan ve takviye elunmuap süme, Allahı bilmek ve — erlar emirlerini, hak ve vazife hadatlarını mebde ve mandi anlamak için KAf değildir. Bunü —aydınlatacak — elan Peygamberin — beyanıdır. - Binsene- leyh beşerin dinf ve huknkf mebdel kendisinde fitrf olan akıl ve basiret At de onün İnklşafı, ahi / vahyile- dir. Bunan İçindir ki İslüm itikadı- na göre din hem akli, hem de n İldir. Dinin vahye dayanması akli ve makül olmasına münt değildir. Kur'an haber veriyor kit Adem ollu kendisini anladığı günden Hi baren kendisine Allahı ve enün ke nanlarını bildiren ve Hakka giden doğru yolu gönterem yüksek ve üs tün şahsiyetler, peygamberler ekefk olmamış ve her aaman har ümmette Döyle, kilevekber gözeike Bti bir aca ezeliyetin karanlıklarında, ven İstikbalin — seneazlufunde | kaybolan yolanu onlar aydınlatmış lar, Insanı düşündüren musmmaları katf olarak onlar çZarmti; Ölümün matlak bir yoklük elmayıp ebedi ngret eldağıamu, he yir ve şer, fazilet ve resalet esadle rını flk önce onlar talim etmişler dir. Adem oğla hakikat yelenlerının ellerinde tattakları kuvreti meşaler lerle, bunların nurlu ve feyizli ke Tavnzluklariyledir. ki yaradam ten> mış; kendisinin ne olduğunu, nere den geldiğini, niçin geldiğimi, nere ye gideceğini, haklarımı ve verifele rini anlamıştır. Tasanların kendi içlerinden şakı ve Allahın vahyine, fİbamma map har olan ba ilâht kılavazlara Pey gamberler, bunların beşeriyete gör |terdikleri doğra yola da Hak dini denir; semavt ve mükaddes kitapla- rin heptl esme İtibariyla, böyle bir göhslyetin tebligatına hak ve büyük dinler, de bunların tebligeti elan ki taplara dayanır, Yine Kur'andan öğremiyoran bi Haht tecelliye erişmiş olan Pey grmberler dalma bir Allaba (badete çağırmışlar ve Allahtan başka - ber hangi bir şeyi mukaddes ve tapmır ya Tüyık sanmanın sapıklık ve - girk (Tanrıya ortak koşmak) — oldüğunü söylemişlerdir. Manmafih, İnsanlara doğra ” yelu göntermiş olan bu peygamberlerden sonra da nlce beşer kütleler yine bu doğra yoldan ssparak nefsanf arım- larına aymaşlar, maddi ve — rahant gekllleri tekdis ederek onlara tap- mışlardırı ve İşte bu yüzdendir ki, bâtl ve hurâfi dinler meydana gel miştir. () Dülretülmaarif, — Elhadikatül- fikriyye, Mecelletül Ezher, C. I. Ş. 228—12 Tanıştırma Klübü Yazılanlar 1000 Jira kazanıyor Ayai çekilde adima . İüml- mış 100 nerf, 100 mek$apluk kâğıt, 100 kartvisit veya asir aldıktan soora ö deyeceğinin “alta lira e Klü- ak ve hasırlanmak- ta olan büyük ve güzel bir mecmuada da resim- ve adre- sinis bedava basılacaktır, BAKIŞ Klübüne yazılanla- re bir çok mağasa ve müsa sattıkları mal fiyatın- e 5 - 25 iskonto yapır Böylece sonede 1000 lacaktır. lira kazanacaksınız, Beş kuruşluk posta pulu yollayarak dört renkli Tür- kiye haritamızı isteyinis. Ha- rita arkasındaki izahata göre ekli kuponu doldurup yollamam nız kâfidir. Haritalarımız İstanbul sere gisindeki SCHAUP — radyoları Paviyonunda bedava verilmek- Telefon: 42100 Zarfın üstüne (Galata P. K 1298 Bakış gelir, Klübü) — yasının