Sayfar & —17 — Yazan : Eski bir politikacı Artık Vahdettin, vaziyetin vehametini bütün. genişliğile kavramıştır Vahkdettin, İngilizlerin temina- dandan sonra, İstanbula Milli hükü met kıtalarının ve askert mümes. silmin katiyen sokulamıyacağına gerçekten inanmıştı, — Bü süretle kendi tahtını, hiç olmazsa hayatını emniyette görüyordu, Mütarekenin resmi metni neşrolununta, padi - gahın yakınları ve bizzat Vahaer tin şaşkına dönmüşlerdi, Baş Mabeyinci Yaver Paşa, bir günde iki defa, İngiliz Siyast Mü messilliğine gitti. Zatı Şahanenin bu iş aklına, havsalasına sığmı yordu. İstanbula Anadolu asker. İeri nasıl sokulur? Fevkalâde as - keri mümessil adı altında bir ku. mandan nasıl gönderilebilir? Bu kuvvetler İstanbul sokakları- na ayak bastıktan sonra kendi sal. bükümetinin hükmü, nü Yavor tanatının, fuzu kaç paralık olurdu? liz sefaretinden bu sual. Fa paşa, İn; lerin cevabını almaya memurdu. kat saatlerce beklediği halde, şat| mümessil Sir Horas Rombul du görememiş, baş tercüman Mister İzmirin işgalini protesto için yapılan büyüt v messile karşı, Refet Paşanın tak Sultanahmet meydanında € tarihi miting ye kalacağız. Vaziyet meydanda DÜ K EER gi w vülekos e Halla ae damükf Ü “iletilrn BErE e SAA ble görünmeden son A KO yasiyetini ve Anadolü İnmsarında bir. patrikten farkımız C BU nun kendisi hakkında neler düşün. kalmadı vesselâm?. Her şey olmuş, mütareke imsa -| J lanmıştı. Mister Rayan, İi y mümessiline ne söyliyebilirdi? Yaz | g” ” * paşa, padişahı taâmin edecek | — - ğünü anlamak istiyordu. Bu se padişahın ver paşaya sıkı talimat ver Refet Paşa Kabntaş iskelesinde bir cevap getirememişti. Artık Vah dottin, vaziyetin vehametini bütün | Karaya ayak basar basmas, ön saf genişliğile kavramıştır. Kanburu (©€ bekleyen yaver paşa, sati şaha hirçin, asabi bir rina *ile ba biraz daha çıkmı hal almıştır. En ya ırmakta, en sadık bendelerini bile paylamaktadır. - Padişahın bu hâli #arayın içinde bir huzursuzluk, bir şaşkınlık doğurmuştur. — Hünkâra yaklaşmak, söz söylemek — imkânı artık kalmamıştır. En çok itimat ettiği ve yanından ayırmadığı mü- sahip Mazhar ağa bile kendisile te tini> ara ile iktifa etti. mas etmekten çekinmektedir. Sul-| Bu cevap Ankara hükümetin pa- tan Vahdettin, — Yıldız sarayında dişahlık diye bir makam tanıma - tam müânasile bir münzevi hayatı |dığını, Vahdettini halife olara) sürmeğe başlamıştır. O kadar sev- | kabul eden nin açık bir ifa- diği, bir an bile yanlarından ayrıl- desiydir İstikbal mera ha -| mak istemediği kadınlarına, birkaç 'zır bulunan ve bu konuşü: din-| aylık karısı ve sevgilisi Fatma Ni- leyenlerin hepsi bunu anlamışları <Zati bas yanı hoşâmediye memurum. V be- eti padişahi nâm nelerinin sevinç ve mahzuziyeti son suzdur!> demiştir. Refet Paşa, padişahın bu h kârlığına kısaca: «Makami m hilâfete merbutiyet ve sadaka- lüs iminde mete bile eski alâkayı gösterme - Nitekim yaver paşa da aldığı ce - mektedi! vap üzerine benzi kül rengini al - Anadolu askerlerinin - İstanbula (Miş ve otomobiline binip — saraya | gelmek üzere olduğu haberi saray- | dönmüştü. da bir ölüm sesi Baş mabeyinci, Refot Paşa — ile sizliği yaratmıştı. Refet Paşa, mil- (olan konuşmasını padişaha aynen l hükümetin fevkalâde askeri mü- |nakletti. Vahdettin o sırada huzur. kelesine da bulunmakta olan Kiraz Hamdi yak bastığı gün, padişah, kendi | Paşaya dönerek: 1 namına karşılamak üzere yaver pa| — Paşa, görüyor musun” - di; şayı göndermeği haykırdı. Altıyüz senelik hukuku Bu suretle Yıldız #arayı, milli hü- |hükümranimizi ne hâle sokmak is- kümetle iyorlar. Saltanat hakkımı ürzeri - cakta. Vahdetti I — Kadın olsaydım, yeni alâka peyda ettiğim bir erkeğe hiç bir zaman eskiden tanıdığım erkekler- den bahsetmezdim. Böyle bir suale maruz kalsam dahi <Bundan evvel bep yaşlı hanımefendilerle, çocuklar la, köpekler ve çiçeklerle alâkadar atlerimi hiç kaçırmazdım. Sevgilisi olduğumu ve genç erkeklerle tanış- |ni bekleyen erkek ne de olsa sabır | mak fırsatını bulamadığımın söy -'sızlanır ve bu his onda bir ne lerdim. kınti yaratır bu sıkinti. tesiriyle Bir çok erkekler tarafından se- |beklediği kadının kötü huylarını vilmiş olan kadınların, erkeklerce |araştırmaya başlar. — Buluştukları daha fazla beğeniler , tama | vakit, istedikleri kadar iyi vakit ge men saçmadır. Böyle bir teori ancak çirsinler, filmlerde yürür. Hâkiki hayatta er |van gibi erkeği kadından ayırır. kekler, rekâbetten aslâ hoşlanmaz lar, 2 — Kadın olmydım, erkek arka daşımın yanında katiyen sarhoş ol mazdım. Çünkü sarhoş bir kadın, bütün güzellliğini elinde olmıyarak kaybeder, — Kadın olsaydım, randeya SUN © sıkıntı daima bir paru 4 — Kadın olsaydım her fırsat- | ta vünlet kullanırdım. genç kadınlara çıldırtıcı bir güzel: lik, orta yaşlılara da gençlik ve- rir. 6 — Kadın olsaydım. 'cevher takmaya heves ünkü tül, fazla mü- etmezdim. Çok şık bir emprime esvap Bevgili okuyucularım, bu yaz 6- müzsuz esvap modası son haddini bulacaktır. Daha şimdiden Fransız ve Amerikan moda desinatörleri e- muzsuz bolerolu elbiseleri teşhir etmeye başladılar. Onun için —bu yaz Banımlarımıza askısız sütyen- ler almak vücip olacak. Resimde gördüğünüz model, gece giyildiği vakit bolerosuz ve üst kısını yok bar. Göğüs altından başlıyan bol- lukların bir kısımı sağa bir kısmı da sola toplanarak elbisenin üst kıs. «i tamamen bedene oturtulmuştur. Etek (zarf) şeklindedir, üste ge- len parça sol kalçaya doğru hafifçe büzülerek büyük bir fiyonk ile ni- bayet bulmaktadır. Bolere — küçük yavarlak yakalı olup her iki tarafı düğme ila süslenmiştir. Kollar tak- ma ve trua kardır. Kol ağızlarır- nn istihlasından dolayı eati şaha- | al- | do İtaya, t Padişahın bu sözleri, kendisinin halife olarak bırakılacağından şüp hesi olmadığını açıkca DT - du. Fakat Vahdettin halifcüiğe ra- z değildi. O hâlâ saltanat hakkın. dan, hukuku hükümraniden bahse diyordu. Refet Paşanın hilâfet ma kamına arzı tazimat etmesini, ha- lifa sifatiyle kendi şahsına karşı gösterilmiş bir. bağlılık şayıyardu. Fakat bu gafleti de çok sürmedi Gazetelerin neşriyatı günden güne sertleşiyor, saraya ve — doğrudan ruya kendi şahsına karşı bü - 'cumlar şiddetleniyordu. Milli kıt'- Bul sokaklarına ç ve halk tarafından misli gi ahüratla karşılanmışt dişahın en andik bendesi Ali Ko mal, Beyoğlu caddesinin ortasında günün en kalabalık bir — santind tevkif olunarak meçhul bir yeze gö türülmüştür. Bendegân korku — ve dehşet içindedir. Saraya hor gün her 'saat fena haberler gelmektedir Vahdettin bu haberler — ortasında büsbütün şaşırmış, müvazoneyi kay beti Vaziyeti etraflıca — düşünmek, katl tedbirler almak ihtiyacını du- yüyor. Bir sabah, müsahip Maz - har ağaya Damat Forit Paşayı te- Tefonla dâvet etmesini iradı edi - yor. Padişah, damat paşayin dert- Teşmek, kendi durümü — hakkında, hep birlikte dü ünerek kararlar al- Genç bir erkeğin kadınlara AN İ Semra ARSLANLI | Zira erkeklerin yüzde doksamı sade adınlardan hoşlanır. 6 — Kadın olsaydım, eski sevgi- ekto olduğum bir lok: düfen yeni sevgilimle gi , oradaki garsonu ğ mı belli etmez ve her zaman otur- masaya oturmak arzusunu limle git tani dersem, orı duğum izhâr etmezdim. 7 — Kadın 0 da erkek arkadaşımla ken İisteden seçeceğim yemeklerde kararsızlık göstermezdim. 8 — Kadın olsaydım, man her hangi bir kâğıt oyunun- daki mahâretimden bahsetmezdim. Bu hal bütün erkekleri ürkütür. 9 — Kadın olsaydım kimsc mıma yaklaşamıyacağı gibi ge narlı şapkalar kullanmaz, kayığı gibi de gösterişli giyinmez- dim. Erkekler sokakta her kesin dönüp dönüp baktığı kadınlarla gez mekten katiyyen hoşlanmazlar. 10 — Sigara tiryakisi bir kadın olaaydım muhakkak ki tabakamı ve çakmağımı daima yanımda ta- gırdım. 11 — Kadın olsaydım, her firs satta: <Amam ne güzel!» <Bundan gık bir şey olamaz>'gibi beylik tü> l bir lokunta ydım, yemek yer- birler. kullanmazdım. 19 — Şıklıktan ziyade bakımlı olmaya heves ederdim. Çamaşırla- rım, elbisem, eldivenlerim temiz, çantamın içi derli toplu olurdu. 13 — Kadın olsaydım, arkam çı kık ve omuzlarım düşükse, ayna karşısında dik ve zarif durmayı meşkederdim. 14 — Dikiş dikmeyi, bir iki V- san bilmeyi, dans etmeyi, balıkla ma denize atlamayı, ve brip oyna İmayı muhakkak öğrenirdim. 15 — Kadın olsaydım, ayakkabi larımın güzel ve değişik olmasına Ha müsküter kapaklar yazdır. YENİ SABAH Yazan: Kathleen Norris —i7— Sunan: Semra Arslanlı Gözlerine dolan yaşları kimseye göstermı NİSAN 1950 Tetrika .Şimdi ihi kuvvetin müthiş bir inatla boğuşması seyrediliyordu söster kendini pehlivan! Bunu o kadar âni yapmıştı Ahmet ki çok usta bir pehlivan olan di. İhtiyar kadın devam ett «— Evet, her an gelmesin: liyoruz, Sosalito da iyi bit m tep var, bizde kaldıkları müd ça çocuklar orada çok iyi vakit geçirirler. Seninle şimdiye kadar çocuklar hakkında hiç mürakı in ediyorum ki bulursun de etmedik, öyle tahm yina haklı mi kızım?> Sonra bütün husnü- niyetine rağmen itidalini kaybe- dorek : <— Söyle İzabel yavrüm, neden yaptın bu işi> diyo hıçkırdı. İzabel pencereyo doğru yürüdü a yaşıyor. gibiy Ahi bilsem, bilsemı diye mek için başını Katerinin göğs üne dayadı &— Hoş geldin İzabel, seni gör) kikl ruhumu görmüş, anlamış o-) — Katerin atıldı düğüme çok memnun oldum kı-| lurdum. Eyvöriyle de Denisle ev| — <— Helo Yeltasız.> zım> demişti. Bundan sonra işler| Jendiğim gibi ânide evlendim. Ben| — <— Neden?> kolaylaştı, beraberce sofraya otu-| neden daima bir işi evvel yapıyo-| — & — Tabil Yelta — gelirse hiç bir rap çinli ahçının hasırladığı güzel | rum, sonra da tahlile kalkışıyo- | ,oy, bir şey bile yapamıyoruz.> yemekleri, nefis dondurmaları ye| #um, Allahım neden?...> | diler. Çocuklar babalarının oda-| — Dönerken yaşlı kadının' dizle- ülüştüler... merdivende ayak sina uyumaya gidince İzabel bir| rine kapandı, güszel gözlerinden | #etleri vardı, böyle hızla koşan kaç defa yutkundu ve gayret gös| yaşlar durmadan akıyordu. «Ço-| kim olabilirdi, kapı ardına kadar terip suklarımı da bıirakamam, ne ya-| *gıldi ve Deni aya girdi. «— Denis naml?> diye sorda, pacağım anneciğim, no yapaca- İzabol ağzı kuruyarak: Denis! <— Hamdolsun daha iyi.> Bım, sis söyleyin.> diye fısıldadı. Uzun bir müddet <— Nedon hasta mıydı?> Misis Hardisti şefkatle İzabe— | bakışları karşılaştı, gong adam bir <— Bataanda omuzundan yara-| Vi ellerinden tuttu kelime dahi Janımıştı, bir aydan fanla' hasta| — «— Ben ne yâpabilirim İsabel| gitti, sarıldı, gimdi güzleri ço- Kanediriygie Denis benim bir tek çocuğum, e-| cuklarındaydı, eğilerek ikisini bir İsabil Şaynşca ve hasta, yaralı, yorgün gelecek, | den bağrına bastı, gözlerini kapı <— No yazıks dedi. eHalâ evi-| onu iyi etmem lâzım değl mi?| yarak onları uzun kokladı, vie BN Salrncaklar v fo Her mektubunda çocuklarından | İzabel bu sahneye dayanamıyarak Denisin annesi büyük bir cüddi- | bahseder onlar hakkında plünlar| arkasını çevirdi yetle yün örüyordu kurardı. Öteiç nrk Dü A <— Göllderdiler bile, fakat b / , İzabel hekırıklarını sapta ça-| , CA Çülre Gere altmı ç mem ki neden daha gelmedi.» işarek 5- şeyler> diyebildi. «Kızlarım, yav << Bütün bütüne mi gelecekt3 | Hivet sahyarüaa, Gü ise gaa K a im, bilseniz nizi pacili öeler «— Evet artık gitmiyecek, Ba günü yazarsın, ben do m, basretinizle nasıl yandım. taanda gösterdiği yararlık için ma — ÇoCukları sizinle beraber oam kar | cRöL, söyliyerek gözlerinc dol dalya ile taltif edildi, bilmiyo — aa Y n D nise bir | Yaşları kimseya göstermemek (. Tum ne derece ama, sağ kolu da — L gi Yavrum, Dobise bir | cin başım Katerinin göğsüne da- sakatlanmış, simdi Sosalito da | Yüi 46 Söyliyebilir. miyimfe yadı. Püsi sevincinden — luçkıra Marinşip de çalışacaktnış ben de| ÜNi d9 söyliyebilir miyimte. — | Yaçkara ağlıyarak: <Anne, babam artık oraya taşınacağım.> ekerek döğrüldü ea da yünü.| *Shici babam geldi> diyordu, «— Ohl sizin için ne büyük maz — nü örmeye başladı. Ağladıktan | — Annesi gözlerini kurulayarak hâriyot 1 sonra kendinde büyük bir ferah-| — <— Denis yavrum, geleceğin- &- Evet ama yavrum, bu lk hissetmişti, şimdi ihtiyar ka| den bizi niçin haberdar etmedin> kadar çektiklerimi bir de bana | dına, uzun kirfpiklerin süslediği | diyo sordu LA ki, dün Honululudaydın, hasta- <— Aman yarabbi, ben çöcukla | — <— Ben de seninle böyle açık- | Kineden Tktim hu ün tay rı iktediğin zaman veririm der - | ça konuştuğuma memnun oldum | ile gönderdiler p İzalela dön ken harp hiç bitmiyecek sanmış | İzabel yavrum> Bu sırada kizlar | çÇosukları ara Bira annema ke- tim. Hal... halbuki şimdi no ya| uykudan uyanmış annelerinin ya| — girdizinden haberim yoktu İea, pacağım, bu kadar küçuk çoruk — nina gelmişlerdi. İzabel paltola' yep Mingen haborim yoktu. e- ların anneleriyle kalmaları daha | rını giydirdi, büyük anneleri eği-| şöylerken kızlarını siyal, baçlamın günasip değil midir ?> lerek torunlarını öptü aa üyüyordu Misis Hardisti yününü örmek- Bunları getirdiğine çok te ta devam ediyordu. İzabelin güzel | lerim İzabel> dedi 1 (Dovamı var) anbul Ziraat Okulu Müdürlüğünden 1 — (28) ilâ (30) ton manda sütü kapalı zarf usulü ile sa'ın acaktır, 2 — 7/Nisan,Y50 gününden 1/11/950 gününe kadar beher ki- losunun tahmini fiatı (65) kuruş ve 1/11/950 gününden 28/2/951 gününe kadar beher kilosunun tahmini kıymeti — (75) kuruş olup hepsinin muhammen kıymeti (19877) lira (50) kuruştur. 3 — Geçici teminat (3490) lira (81) kuruştur, 4 — Ihale 6/Nisan/954 günü saat 14 de İstanbul Ziraat oku- kında yapılacak o'up tekliflerin zamanında tevdi olunması ve şart- namesinin Halkalıda adı geçen okulda görülebileceği duy al rulür, inledi, «Belki ben de o zaman ha öğütleri masından ziyade itina ederdim, Çün ki erkekler kadınları yuk şağıya değil, aşağıdan yukarışa sü zerler. Bunun için giydiğim çorap ların çizgilerinin düz olmasına bil- hassa ehemmiyet verirdim. 16 — Kadın olsaydım, sevgilime katiyen dipte bucakta kalmış kuy tu Jokanlatalara gitmeyi tavsiye etmezdim. Çünkü erkek, o lokaı ların kadında bir. hâtırası oldu 'a inanır, zaten çok kere Lakikat de öyle değil midir? 17 — Kadın olsaydım, erkeği - min yaptığı esprilere canı gönülden gülerdim, fakat tin kahkahalarla değil. Erkeğime itimat ve itaat e- derdim, fakat körü körüne değil, Onun hırçınlığına karşı yumuşak başlı, sabırsızlığına karşı - sabırlı, kuvvetine karşı da ona muhtaç gö- Tünürdüm. 18 — Kadın olsaydım, ara sıra espri yapmak şartiyle iyi bir din- leyici olurdum. 19 — Kadın olsaydım, renk imti- zâcı sanatini öğrenir ve erkeğim- le beraber vakit geçireceğim odayı, rahatlık hissini verecek şekilde dö gerdim. 20 — Kadın olsaydım, hayatım- da çiçeğe ve müziğe çok yer verir dim. Çünkü bu güzel iki şeye merak zamanla bende deruni bir — şelkat yaratırdı. Erkekler müşfik kadlı lara bayılırlar. 21 — Kadın olsaydım, erkekleri anlamak hususunda çok mantıklı olurdum. Sevgili okuyucularım, bir neb - yyel olan ba genç erkeğin hakikat payı inlâr ledilemez. Buna mukabil bizim de lerkeklerden beklediğimiz bazı vasıf lar vardır. İsterdim ki bu yazımı - kuyan hemcinslerim, erkeklerden beklediklerini bana kısaca bildirsin ler, ben de bunları bir yazımda top lıyarak neşredeyim, ve böylece hor iki tarafın arzularını denk getire- rek insanların anlaşmasını kolay- laştıracak bir zemin hazırlanıış 0- ze muh öğütlerindeki İkürk ve mücevherimin değişik ol- layım, 43) Dömi spor bir tayyör Bu tayyör, ince vücutlu, uzun 'çine kadar inen kuplar yuvarlaktır. İstanbullu Şakir pehlivan bi- le gaşırdı. Muvazenesini kay- betti. Sırt üstü yere düşmesin: | bıçak sırti yer kalmıştı ki gü belâ dönüp kendisini yüzüko- | yun yere atabildi Halk heyecanla yerlerinden fırlamıştı. İkizler köylünün bu yüksel oyununu hararetle alkışlıyor | şa — Yaşa Bursahı! — Aferin Arslan! — Yaşa Ahmet pehlivan! İkizler köylü İstanoullu Ş: kir pehlivana ayağa kalkmak fırsatını vermemiş, derhal ken disini — bastırmış ve sarmay vurmuştu. | — Şakir pehlivan bu büyük teh likeyi atlatınca bu sefer sarma yı sökmek ve ayağa kalkmak için zorlamağa başladı. Fakat Bursalı sarmayı o şekilde vur muştu ki, bütün gayretine rağ men bunu bir türlü sökemiyor bir türlü ayağa kalkamıyor - dü. Istanbullu Şakir — pehlivan ilk- defa olarak hiç te öyle zannettiği gibi kolayca yene- bileceği bir pehlivanla güreş mediğini anlar gibi olmuştu. Vakıa ustalık bakımından bu Anadolulu pehlivan kendi de recesinde değildi ama kuvvet bakımından hiç te ondan Bi görünmüyordu. Alra şebbüs ettiği bir çok oyunları da zor oyunu bozar kavlince bozuyordu. Halk Şakir pehlivanın — bu üciz vaziyetini görünce gittik- çe çoşaraktan İkizler köylüyü Vur sırtüstü yere İstan bulluyu! Diye haykırıp duruyordu. Fakat İkizler köylü doldur Juğu kündeyi aşıramadı kir pehlivan birdenbire müş ve kündeyi falan bozduk- tan maada tek paça k: doğrulmağa muvaffak ol tu. Bursalı budayarak - ını kurtardı. mdi yeniden ayakta, omuz >ymuza gelmiş bulunuyorlardı. İstanbullu fena halde kızıaışa nziyordu. Böyle hiç tanınma mış bir pehlivanın - kendisini astırıp yenmek için zorlanıt olması, izzeti nefsini fena h de hırpalamış bulunuyordu. Bunun intikamını da ancak Anadolulunun sırtını b v vel yere vurmak suretile bileceğini de bilmiyor doğildi. Güreşe büyük bir hızla gir Karışık elenseler çekip hasmı- nı gaşırtmağa çalışırken Bur- salının tekrar bir dalış yaptı: Zı görüldü Fakat Şakir pehlivan bu se- fer aldanmamıştı. Bursalı pa- çalarını bulduğu $ırada o da boyunduruğu yetiştirebildi. Bu güzel fırsattan istifade etmek için de bütün kuvvetile sıkma- ğa başladı. Bursalı paçaları çok iyi dol- durmuş olduğundan bırakmak istemiyordu. Şimdi iki kuvve- tin müthiş bir inatla boğuş - ması seyrediliyordu. Fakat her geçen dakika Şakir pehlivanın lehinde oluyordu. Çünkü dur - madan boyunduruğu sıkıyor, Bursalının nefesini kesiyordu. İdira (67) alkışlamağa koyuldu. Bilhas - İkizler köylü birşey yapa - sa Şakir pehlivanın kendi baş - mayacağını anlayınca Ççaresiz pehlivanları Yusuf ağayı yen- paçaları bıraktı. Güreş âdeti- miş olması, hemen hemen bü- ne göre Şakir pehlivanın da tün halkı İkizler köylüye ta - i lâzimge- raftar yapmıştı. « lirken kendisinin hiç oralı ol- Dakikalar ilerledikçe İkizler köylünün nefsine karşı besle- diği emniyet de artıyordu. Şim di sarmayı boşaltmış, künde doldurmağa çalışıyordu. Halk da: — Haydi kündele Bursalı! mayarak boyunduruğu habire Bir dakika sonra ise itiraz- lar yükselmeğe başladı — Çöz boyunduruğu Şakir pehlivan! —— (Devamı var) Istanbul Jandarma Satınalma Komisyonundan nümunemize uygun 800 adet keçsit belleme paşadaki: komusyonumuzda I1/Nisan/950 Salı Üü *t on beşte kapalı zarf eksiltmesile isteklisine ihale olu- nacaktır. Muhammen bedeli (9200) lira ve ilk teminat (690) liradır. Şart kâğıdı ve nümuse her gün komisyonumuzda görü- lebilir. İsteklilerin ilk temina* Evsaf ve Taks m Ayası gü- mal sandığı makbuzu veya banka kefalet mektubu ve şart kâğıd nda yazılı diğer belgeleri havi teklif zarfları eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyonumuzda bulundurulmuş olmalı dır. (3756) Devlet Orman işşletmesı Dursunbey Müdürlüğünden 1 — İşletmemizin orman dışı istif yerinde mcı_uı (74) partk. de (3614,676) M3, çam kalası 3/4/950 tarihinden itibaren on gün müddetle açık arttırma suretile satışa konulmuştur, 2 — Arttırma 19/4/950 çarşamba günü saat 15 de işletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. her metre küpünün ta bedeli 110 liradır, Her parti 7,5 hesabile geçici teminat alınır, Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğün. Mühendisliğinde, İstanbul, Balık Adana İşletme Müdürlüklerile Konya Orman mini için 96 de Bandırma, Es Izmir Orman Ba sir, Bursa, kişebir, Bölge şefliğinde görülebilir, 4 — Isteklilerin belli gün ve saatte müspit evrak ve llk temi- Natlarile komisyona müracaatları, (8732) Bayındırlık Bakanlığından Eksiltmeye konulan iş 1 — Erzincan Su İşleri 11 inci şube müdürlüğü böl bulunan Erzincan Girlevik idro-elektrik santralı ve atı olup tahmin edilen keşif bedeli flat birimleri esas (633,477) Jha (04) kuruştur, 2 — Ekslitme 19/4/950 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat (11) de Ankarada Su İşleri Reisliği binası içinde toplanacak olan Si içinde su kısmi inşa. üzerinden su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. 3 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını, — sözleşme — tasarısını özel teknik şaztlaşma, fiat birimleri ve keşif cetvelini, Bayındırlı! işleri genel şartaamesi ve su işleri umümi fenni şartnamesini (31) kuruş karşılığında sü işleri reisliğinden alabilir 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (29089) lira (08) kuruşluk geçici tem'nat vermeleri ve bu, işin teknik ehemmiyetin. de bulunan diğer bir işi muvaffakiyetle - başardığını denetlediğini isbata yarar belgeleriyle birlikte eksiltnenin yapıla cağı günden en az (tatil günleri hariç) Üç gün evvel yazı ile Ba yındırlık Bakanlığına baş veya idare ve vurarak bu işin - eksiltmesine için yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır. 5 — İsteklilerin teklif mektuplarını 2 nci maddede yazılı saat ten bir saat öncesine kadar su işleri reisliğine mükbuz karşılığı: da vermeleri Jâzımdır, Postada olan gecikmeler kabul edilmez Daktılograf alınacaktır P. T. T. Fabrikası Müdürlüğünden boylu kadınlara çok yakışır. varlak küçük yakalı, dilimlerle bele kadar iliklenen uzun 'ca bir jaketi var. Belden kesiktir İki tarafta omuz dikişinden beş par mak aşağıda başlıyan ve bel diki. Yu -|Sol omuzda modelde gi kilde yavarlak dilimli bir Jakot, belden aşağı doğru açılmaktadır. Kol takma ve düzdür. Etek iki parçadan müteşek kildir, yine yuvarlak iki tarafa 1 Daktilo, dosya ve kâğıt işlerini ifa etmek ve Icabında eski ka yıtları da araştırıp suret çıkarmak Üzere mutlaka hizmeti fiiliyesini yapmış tam sıhhatli bir daktilograf alınacaktır 150 liraya kadar Ücret verilebilecekti. mi mesai müddetleri içinde, Sirkeckle lüğüne müracaat edebilirler, , Talipler her iç günü res Salkımsöğülte Fabrika Müdür (4058) 4