-40 — Bir insana iki yıl bazen iki asır kadar uzun geliyor Fakat ben oönün altın gözle - tinde şu sessiz istifhamı okuyor gibiydim: «Sanki bu kıymetli ve ateşli dakikalarda, bütün bu parlak Üvaadlerin ne “mânâsı var!» bunun için.ona izahat ver- mek mecburiyetinde kaldım ve söyle dedim: — Bu İki yıl zarfında, birbiri- mizi görmemiz lâzım Bettina!, Bu, mukaddes aşkımız hesabi - na, yaptığım büyük bir - feda- kârlıktır. Bu suretle, senisne-de- rece sevdiğimi isbat edeceğim. Şuna inan ki, Bettina, yanımda bulunduğun zaman sana sahip olmaktan kendimi alamıyorum.. Halbu ki, ben evlendiğimiz kadar, senin lekesiz kalmanı is- tiyorum, Bettina'nın yüzü — kızarmıştı. Başımı elleri arasına lerini gözlerime dikti; zun uzun öptü. Sonra vakur bir eda ile cevap verdi: — Peki dediğin olsun sevgi- Tim., Seni bekliyeceğim! Bunun Üzerine birbirimizden ayrıldık. Artık benim için çetin bir mü- cadele safhası başlıyordu. Fakat sanki dünyanın bütün kuvvetle- ri bana karşı koymuştu. İktida- yı ele geçirmek uğrunda girişti- ğim bütün teşebbüsler, boşa diyordu. Fakat ben yılmıyor, ta- Tihimi yenmeğe çalışıyordum. Bettina'dan ayrıldıktan üÜç ay sonra, onu, tekrar operada gör- diülm. Yanında, İtalyan olduğu- nu fahmin ettiğim kıvırcık si- yah saçh, yakışıklı bir delikanlı vardı. Bu delikanlı, Bettina'nın çıplak kollarını” bir mal sahibi kayıtsızlığile, okşayıp - sikiyor - du. Bu manzara, beni" perişan etmişti. Tiyatrodan, bir deli bi, dışarıya fırladım. Sonbahar gecesinin serinliğinde gerinerek kendimi teselliye çalıştım. Ben ki, Avrupa'nın en mühim adamı olmak ve bütün dünya, hükmetmek istiyordum, işte bi sit bir genç kız tarafından gü- lünç bir şekilde aldatılmıştım.. Artık bu andan itibaren Betti- na'yı unutmağa gayret edecek- tim. Demek ki, o, benim izdi- vaç yolile elde etmek istediğim geyi, belki de kendisine hiç bir vaadde bulunmayan bu kıvırcık Baçlı delikanlıya bağışlayıver - mişti! Aradan iki yıldan fazla - bir, zaman geçti.. Gerçi ben Alman- ya'da büyük bir şöhret yapma- mıştım. Fakat birçok siyaset a- damları bana itirhat etmeğe baş Tamışlardı. O vakte kadar Bet - tina'yı bir defacık olsun, gör - memiştim., Fakat bir gün tesa- düfen yine ona operada rastla- yınca kalbim, heyecandan, du- Tacak gibi oldu. Omu, hâlâ unu- tamadığımı anladım. O gece, göz lerime bir damla uyku girmedi. Yatağımda, bir gola bir sağa dönüyor, kendi kendime düşü - üyordum: <İhtimal ki, kısanç hığım, hakikati görmeme mâni olmuştu. İhtimal ki, Bettina, bekâretini bugüne kadar muha- faza ederek beni bekledi, dur - u...> Bu buhranlı gecemin Üzerin- den yine yillar geçti. Onunla tekrar karşılaştığım zaman, ben artık yüksek bir mevkie eriş- miş bulunuyordum. Bu — sefer, Bettina, beni gelip aradı. Hü- zünle dudaklarını bükerek: — İnsana bazan iki yıl, iki asır. kadar uzun geliyor, dedi. Bettina'nın efsanevi güzelliği | yine beni rahatsız etmeğe baş - lamıştı. Geceleri — uyuyamıyor. dum. Tereddüt, beni bir alev gi-| bi sarmıştı. Fakat bu sefer, ha- Tekele geçmek lâzındı. Ben ar- y bir delikanlı değildim. Daha çok sertleşmiş, a mesini öğrenmiştim... Bir gün Bettina, — ziya geldi. Yine güzelliği Çeviren Nâzım Kemal kızdan nasibini almış olduğunu anladım. Demek ki, şüpheye düşmekte hakkım — varmış.. O, benl iki yıl bekliyememişti. Bet- tina'dan ayrılmak bana eza ve riyordu, Bununla beraber önun- Ia evlenmekten vaz geçtim. İ- lerde, vücudü — beni bu. derece sarsan bir kadına raslamayaca- gımı bildiğim halde, ondan kaç- tim... 1944: Geçen hafta Madam El£rlede, | ahlâk zabıtasının bir araştıı ması sırasında, Moabit otelinde yakayı ele verdi. " Genç âşıkı, Mittervurzer adında iri yapılı bir parağütçüydü. Bu, hâtırı sa- yılır bir Nazi şefinin karısı için, gerçekten müşkül bir durum... | Hermann bana, Führer'in Ma dam El€riede'nin dosyasını tet kik ederken gülmekten kırıldı - ğamı anlattı. Güya bu kadın, po- lise verdiği ifadede kocasına tıp tuttuktan sonra şöyle demiğ: — Köcam olacak bu domuz herif, Ukraynalı genç kadınlar- la dilediği gibi yatmak için o1 ları kısırlaştırmakla vakit geçi riyor. Fakat beni hiç düşündü Bü yok.. Şu muhakkak ki, Almanya, ahlâkf bakımdan gitgide daha çok kötü bir vaziyete düşüyor. Benim evvelki gün Führerin ma sası üstünde bir gizli rapor gö- züme ilişti. Bu rapora göre, Al- manya'da, bir”hafta içinde tam 2722 kişi idam edilmiş. Bunlar- dan 219 u kadınmış. İdam edi- lenlerin en genci 16 yaşında, en * ihtiyarı ise 63 yaşındayını: 1944 Şimdi artık meşhur ve kor- kunç Himmleri, daha ” yakından ! tanıyorum. Zira o, son günlet de beni $ık 'sık ziyaret etmeğe başladı. Nazi gefleri arasında Himmler'den daha garip bir mi- zaca 'sahip olanı hâtırlamıyo - | rum. Onun en gülünç tarafı, malümat furuşluktur. Bürosuna girdiğiniz zaman işsiz bir adam | la karşılaştığınızı sanırsınız. Ma sasının üstünde bir tek dosya bile yok.. Himmler, esrarlı şey lere bayılıyor. Meselâ o bir düğ meye basınca arkasındaki dıvar, | otomatik bir şekilde açılıp için- den bir nöbetçi çıkıveriyor. He- le bürosunda karışık bir telefon şebekesi var ki, görülecek şey.. Buradan, doğrudan doğruya Ro maya, Budapeşteye, — Oslo'ya,| Stokholm'e, hattâ İsviçreye bile telefon edebiliyor. Fakat doğrusu, bu memurla- rın konuşmaları beni hiç ilgi - lendirmiyor. (Devamı Var) Sarıyer yardım sevenler balosu Barıyer Yardım Sevenler Derne-) ginin yıllık balosa bu akşam Ta. rabyadaki 'Tokatlıyan otelinde ve. rilecektir. Baloda çeşitli eğlenceler vardır. Hamal kavgası Karaglimrükte — Sarmaşık sokak j|84 numarada oturan Ali Ülper ile |kammpaşada “Kara salım Küm sokağında oturan hamal İsmail, Tahtakalede Yeni Çarşıda bir yük taşımak meselesinden Kavga cümiş İsmall Aliyi bıçakla yaralamıştır.. Yaralı Ali Cezrahpaşa hastahane ” “ha Kdi BBK yöslEml| tankıkata beşilamiztır. Denizde boğuldu Paşabahçede Sultaniye mahalle - sinde' Çayır cihetinde bir gecekan. 'duda oturan ve Paşabahçe gişe ve Cam fabrikasında - çalışan Ahmet Özer, evvelki gece Paşabahçe iske lesinde — gezinirken muvazenesini kaybederek denize düşmüş, yüz . Alhmhı.nmıı:hıu bir erkeğin bıııend mek bilmediğinden de boğulm'ış - jlar. Hububattan gayrı diğer ihraç Pahalılığı önleyemiyen tedbir 5d Tacire malını arz için, para darlığı yaratılırken hithalâta döviz bulunamı- yarakc katlık doğuruluyor| Merkez Bankasının her hafta t. davülde bulunan paradan bir kıamı hi çekmektö devam edişi, ellerinde stok malı bulunmnların bunla: yağaya nrzetmeğe mecbür birak - Maktı. Bu Süretle flatların di Bi umülüyordu, Bidayette yerinde bir karar oldu kanlığı, bu imkânları bir kaç sene denberi layıktle temin edemez — ol | muştur, İthalâta — geniş mikyasta imkân - verilmediğinden büyük mal | stokları yapılamamış ve bu seneki döviz darlığı yüzünden yeni ve bol İmiktarda ithal malı getirilmesinin kabil olamıyacağı anlaşılmıştır. Bundan dolayıdır ki Merkez Ban kasının aldığı tedbir, müsbet neti. | 'ce vermemiş, bilâkis 'aksi tesir yap mıştır. Fiatlar yükselmiş, piyasada mal kalmamış, para darlığı çoğal. miş, tâcirin ağzını bıçak açmaz ol muştur, İigililer, bu hakikatin mey dana çıkmasından sonra Merkez Bankasının hâlâ caki kararında 1s. rar etmesini yersiz bulmaktadır. - mallarımızın bol oluşundan bir Ü- mide kapıjmak istenmesi de doğru olamıyacaktır. Çünkü, bu sefer de | yeni ticaret — rejiminin tatmintâr olmayışı ve Avrupa piyasalarında. ki müşkül durum, beklenilen neti ceyi vermekten uzak kalacaktır. Bu itibarla Bakanlıkların hayat pahalilıği, para - darlığı ve mmal iyokluğu Üzerinde ehemmiyetle dur Jması İcap etmektedir, | Güzel Sanatlar resim sergisi Güzel Sanatlar Birliğinin resim Bergisi Galatasaray İisesinde açıl mıştır. Sergide Çallı İbrahtm, Hik met Onat, Şeref Akdik, Syfi 'Toray Zeki Kocamemi, Nazlı Ecevit, Edip Köscoğlu, Saim Özeren, Muhtar Aykın, Âli Halll, — Bedia Güleryüz, Şefik 'Bursah vesalr ressamlarımı. Zın muvaffakiyetli - taloları teşhir edilmektedir. Sergi 21 temmuza kadar umuma açıktır. Motosiklet kazası Birkecide motör tamirciliği ya - İpan Hasanın yanında çalışan İihan Albayrak, 26 plâka numaralı mo-| tosikletle yanında — kardeşi Ülker | ve Nizageddin olduğu halde Fatih. te Macar Kardaşler caddesinden güratle gitmekte iken bir didon hatasından motosiklet devrilmiş - tir. Motosiklette bulunanlardan Tlhan ile Ülker ağır surette yaralanmış - lar ve Cerrahpaşa — hastahanesine kaldırılmışlardır. — Hâdisenin nasıl meydana geldiği araştırılmaktadır. Şar YENİ < aa Fcağlin ı sarağlanı! kakand kAİR Gvarraim eli fahmin buyurürsunuz, okuduğum sa. u zannedilen bu. tedbirden gonral ırlert bir öden aşağıya ay Slrimahı Tazüh Böledi e£ bazted) ven alıyorum |birler 'de bulunduğu anlaşılmaktı (. Adalet sarayı ve İbrahim Pa. İdir, Bilindiği gibi, “tâcitin nalmi şa sarağı mos'eletine gelince: — Bir piYasaya arzetmek mecburiyetin - İgnzetede ndalek . sarayının. şimdiki de bırakılması, - elinde fazlarmalın ( verinde yapılmamazı için bana bita. bulunmasına Ve yerine yenleini ge- |ben yanlmış İKi yazıyı ökülum tirma imkânının sağlanmış olma < Haa Te yi gaa an aa sma bağlıdır. tükk büyatla iksalndalek (sarayiman Halbuk! Ticaret ve Ekonoml Ba- | Sultanahmette haplslane — binaşının yamında yapılması düşünülmüş İbrabim Paşa sartyının yıkılmasını icabettiren bir plân hazırlanmıştı. Durumu mahallinde tetkik etmek ü- tere bir komisyon kuraldu. Atatüirk beni de tarih kurumu —nâmma bu mes'eleyi tahıkika memur etti. Bele- salonunda — yaptığımız toplantıda sarayın yıkılmasına itiraz € Atatürk'e — verdi; da binanın yıkılmıyarak restore' e mesi şeklinde bi yapılmasın- | 'da bir mahtur bu teklifim ta: Onun için binanm yıkılman işi geri kaldı.. Hal- bu ki, benim bütün emelim sivil marimizit bakiyesi olan bu. eserin restora edilerek — gelecek — nesillere devrini temin etmekti. Bu defe Di- diye içtima im, n raporda İzmir postaları Yeni betile yapılmıştır. 18 ağustos 949 tarihinden ilibaren | Ordu: ki sürat postası yapılacak, sta İstanbuldan perşe ar tesi günleri saat 15 de kalkarak cu| ma ve gali günleri saat 10 da İzmire varacaktır. Dönüşte ise İzmirden cuma çar- şamba günleri saat tumartesi ve perşembo günleri sa- 'at 10 da İstanbula gelinecektir. Bu postalara ilüveten her hafta cu Martesi günleri bir de aralık posi sı yapılacaktır. Bu posta İstanbul- | dan saat I) de kalkacak gidiş ve dö libolu ve Çanakkaleye uğ- rayacaktır. Yeni programların tatbiki münnse- betilo 17 ağustos çarşamba günü İz- mire-kalkması icabeden <Etrüsk> va- puru seferi 20 ağuatos cumarleşi gününe kalmıştır. 7 | KISA HABERLERJ' Nai ea * Artist Halide Pişkin .yanında İhsan Balkır ve Süha Şon- man olduğu halde Caddebost İlerimizin gelmesi münase | Postasında - değişiklik vapuru ile İzmire haftada ) bu p bo ve 15 de hareketle | unda Aygün gazinosu garsonlarile kavga | Yoksullar kampı Büyükçekmecede kurulan ve Fa tih ve Eyüp ilçelerindeki okullarda * zayıf ve yoksul öğrencüere mahsus olan kaşıp, bu — sabah açılmıştır. | laşe ve ibala işleri Vakıflar İdare. | since yapılan ve bir ay devam e| decek olan kampta tecrübe mahi- | yetinde Amerikan usulü peregojik tedrisat da tatbik edilecektir. Başbakan dün istırahat etti Şehrimizde bulunan Başbakan Şem seddin Günaltay, dün Erenköyünde ki ovinde istirahat etmiştir. Ba; kan, bugün veya yarın hareketinden evvel C. H. P. il idare kurulu üyele- ri ve O, H. P. ilçe başkanlarile bir toplantı yapması kuüvvetle mühte- meldir. Kayıp anahtar Evvelki gün Eminönü Halkevi önünde bir anahtar düşürülmüştür. Bulanın Yeni Sabah — gazetesinde tur, Ahmedin cesedi lakele altında bulunmuş ve çıkarılmıştır. Bahri Özkana getirmesi rica olu « BÜYUK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDI — Yapamıyacak! dedi, Ve ayağa Kalktı. Çıktılar. Bir kaç çiçekçi dükkânını dolaştı- lar ve en taze gülleri Beçerek bir buket yaptırdılar. Neriman tekrar tekrar teşekkür ederek ayrıldı. Yalnız kalan Nejad eve dön- dü ve divana uzandı. Selmin hakkında verdiği bu karar için- den birdenbire doğmuştu. Fa- kat yarın Vildamı görünce his. leri yine bir fırtına geçirip al- tüst olmıyacak mı idi? Kendisi ne bu kadar nasıl güvenebilmiş ti? Bilmiyordu. Vildana karşı nasıl hareket edeceğini de bil- meden bu kararı vermişti. Ar- fık geriye dönmek bir cinayet- fi. Selminin böyle bir hayal kı- rıklığını hazmedebilmesi imkân Bız gibi bir geydi. Nejad cayar- Ba kız ölebilirdi. Artık - Vildandan garttı. Fakat nasıl? İşte, işte, işte bu tam, mesele, Nejad yarın İstinyeye geçmese ve bir daha onu hiç görmese ne ayrılmak olurdu? Selmine gizlice haber gönderip Ankaraya gitse, bir ay kadar orada kalsa Vildan- dan kurtulabilir mi 1di? Hayır! Böyle bir kaçış, Vil- dan gibi bir ihtirası kudurtabi- lirdi. O zaman kadının hayale sığmıyan oyunlara baş vurması ihtimali vardı. Nejad onun ne- ler yapabileceğini hiç tahmin edemiyordu; fakat hissediyordu ki, birşeyi aklına koyduğu za - man, kendi kendine musallat et- tiği sâbit fikrin tesiri altında cür'etine hudut olmayan bu ka- dın için, cinayete kadar, yapıl- mayacak gey yoktu. On sekiz senelik kocasına silâh çekmesi bunun delili idi; onu ve Zâfir'i öldürmeğe kalkması bunun deli- N idi; Safderin esrarengiz ölü- ü de az çok bunun delili idi. O halde, Vildan'dan, — yavaş yavaş, son derece hünerli bir tabiye ile kurtulmağa çalışmak lâzundı. Fakat bu da Nejad'a kolay, hattâ mümkün — görün - müyordu. Bir saattenberi zihni hep Selmin'le mesgul olduğu İ- No. 61 çin Vildan'ı unutur gibi olmuş ve tamamile unutabileceğini san mıştı. Fakat şimdi onun insanı bir tütsü gibi saran garip ve derin cazibesinin manyetik sa - hası içine girmiş gibi, onu dü- gündükçe, ondan ayrılmanın ko lay bir şey olmadığını anlıyor- du. Hele aralarındaki münasebet biraz daha derinleşirse ne ola- çağı hiç belli değildi. Öyleyse Vildan'dan ayrılmak için, ondan koparcasına, alâkayı birdenbire kesmek lâzımdı. Hayır! buna da imkân yok- tu. O zaman Vildan'ın ihtirası- ni büsbütüm azdırmış olacaktı. Nejad ayağa kalktı ve salon- da dolaşmağa başladı. Bu ka - dın hayatta oldukça, Selmin'le evlenmek ve rahat etmek im- künsız gibi bir şeydi. O zaman Nejad göyle bir hayâl kurdı Vildan herhangi bir hastalıktan ansızın ölüverirse bütün mes' leler hallolunur, Nejad onu bir daha hiç aramaz mıydı? Kendi kendine sordu: «Ben bu kadını seviyor muyum ?2 etmişlerdir. Mes'ele adliyeye intikal Tetmiştir. * D. P. Tophano semt ocağının | yeni Tokali açılış töreni 8.8.049 pazar tesi sant 18 de Tophane Karabaş | talümbası Sitki sokak No, 7 lokal binasında yapılacağından İstan bulda bulüngn milletvekilleri, © üeyelerimiz ve partili arkadaşlar bu ak İtoplantıya dâvetlidir. & 13 Ağustos cumartesi gecesi 21 den sababa kadar Tıp Fakültem Ta- lebe Cemiyetince Maltepe Süreyya Plâj gazinosunda bir mehtap balo- su tertiplemiştir. 4 Son zamanlarda Suriye ve Lüb. nandan bazı komünistlerin merleke- timize kaçtıkları rivayet tadır. Dün bu husust na müracaat etiğimiz Lübnan riye konsoloslukları böyle bir hâdi- seden haberdar olmadıklarını söyle- mişlerdir. malümatları- * Temizlik işleri müdüflüğüne ye İniden 700 bin ira tahsisat ayrılmış. dtar, Bu para ile yeni vasıtalar alın raktır. Bu sualin cevabı değişmiyor- du: «Onu gördüğüm zaman 0- nu, Selmin'i gördüğüm zaman Selmin'i seviyorum». Yahut öy- le zannediyordu. Herhalde Vil - dan ölürse, Nejad'ın ebediyen bedbaht olması ihtimali yok gi- biydi. Ne kadar kederlenirse ke derlensin, er geç onu unutacak- tı. Böyle bir ölümün her mes'- eleyi birden halledeceğine şüp- he yoktu. Fakat Nejad onu öl- düremezdi. Bütün bu çılgınlar a rasında henüz aklını kaçırma - mıştı. Yalnız. Nejad birdenbire un oör- tasında durdu. İçinde garip ve müphem bir fikir doğmuştu. He- men bir sigara yaktı. Düşün - dükçe kalbinin çarpıntısı artı - yordu. Fikir sür'atle belirmeğe ve olgunlaşmağa başladı. Evet.. tamam.. Nejad isterse, belki Zâfir Vildan'ı öldürebilirdi. Zâ- fir!.. Vildan'ın kölesi... Ona kar- g1 bütün iradesi sıfıra inen a - dam, eğer Vildan'ın deniz ge- zintisi projesini öğrenirse, bel- ki de kendini müdafaa için, onu öldürürdü. Mümkün mü bu? Nejad koltuğa oturdu ve da- ha ağır düşünmeğe başladı velâ, birinci merhale. Farzede- lim ki, Nejad, deniz gezintisin- den evvel, gizlice Zâfir'e Vil- 'ın maksadını haber verdi.. Ne olacak? Herif buna ya inan- Mmaz, ya tiye gelir, Fakat ne de olsa i- çinde bir şüphe vardır. Vildan tekneyi devirmeğe kalklığı za- Sayın Başbakanq uncu açık mektup |vermiştim. Sizden gördüğüm yakın Tmemnun ayrılarak Camhuriyet gaze- Vunda da (kör kazma hortlaya bilir İrayı olduğunu, yıktırmak eaiz ola - inanır, İnanmazsa gezin, SBABAN Yaz izerindeki bütün binalar yan yolü istimlâk edilmiş olduğu için adliye rayı İbrahim Paşa sarayının ba- i yıkılmadan orada — yapılması Ba; kür Benim İbana karar verilmi | bir Bu - sebeptendir İmin etmiş değildir. ki ü moktubu da capımı Vai k yazıyorum, Sizi de bir daha yormu: ğım, özür dilerim, döğru bir tarihçesini yapacağım 1938 yılı yaz başlangıcında e| Hapishane müdürünün odasına kur- | duğum resim masasında sükin — bir fikirle südece hapishane diye e binanın bir tari aldığım b olduğunu anlayınca ameliyatta isti- cal etmiştim ve neticeyi alır almaz 'da Ankaraya: (Buratı muazzam bir tarihi saraydır, yıktırılmamı caiz o- Inmaz) diye yazdım, bununla da ik- tifa etmiyerek bizsat Ankara'ya git- tim, Tarih kurumu sekreterine tele- fonla sordum. Mektubun gündeme a- hınmıştır. İki gün sonra müzakere adilecek, toplantıya iştirâk et, cova- bini ald Karuma gidip plânları açm, du- rumu izah ettim. Tarih Karumu iza- hatımı çok enteresan buldu ve bana Şemseddin bey, İstanbuldadır, ken- disine yazacağız, onunla temas —et ve mes'eleyi ona da izah et dedi - ler. İstanbula dönerek Zeynep Ha- mım konağında size de ayni izahatı alâka ve aldığım müzaharet vaadila| tesinin 1988 Haziran 5 tarihli nüsba mif) başlıklı bir makale arak burasının tarilii İbrabim yi |mayacağını, — öfkârı umumiyeye be - Brttim. Bunun üzerine Savcı Hikmet O- İnat Ankara'ya gitti. Ve Adliye Ve- kili 8: unu bu hakikat aleyhi- | 'e tahrik etti. Dönüşte de o vakib |ki İstanbul gazetelerini aleyhir şaklandırdı, — böylelikle gazetelerde | bir gürültüdür koptu. Diğer taraftan 'dâ AdliyöVekâletinden İstanbul Vü- lisi Üstündağ'a gelen talimata - göre bir komisyon toplandı. İlk toplan- fıyı 1038 Tommuz- 28 günü belediye içtim salomunda, — ikinci toplantrı 1938 Ağustos 3 te İbrahim Paya su tayanda yaptık. Bu iki toplantıda ko- misyon. bizzat Üstündağ da dahil ak üzere hakikate değil de, eşha- #a yaranmaktan — menfaat bekleyen ve bu ilim konusunda hiç selâhiye- ti haiz olmayan zevattan teşkil edil- Hakkın ve ilmin müdafii - İlarak Üniversite nâmına Mükrimin Halil Yinanç, Konya Milletvekili Os- man Şevki Uludağ ve Efdalettin Te- kiner'den mürekkep dört kişilik - bir azınlık, Hikmet Onat'ların İbrahim Hakkı Konyalı'nın elebaşılık ettik - deri kalabalığın kopardığı demagoji gürültüleri arasında kimseyo- hakkı İteslim ettiremiyorduk, o vakit anla- miştam ki, tarihi dediğim sarı İbir (komisyon çarmıhı) na gerilme Si kararlaşmıştır Ben Cumhuriyet sütunlarında dafanlarıma şiddetle devam /edi dum. O sırada mevsim sıcakları yük- selmiş, Tarih Kurumu — Atatürk'le İbirlikte İstanbul'a — gelerek Dolma- ahçede- çalışmalarına — başlamıştı, | aldi- h Kurumu nâ- |Kurum sekreterinden telefon İğım habere göre T mina İbrahim Paşa sarayında tetkik yapılacağı, benim do gelmem bildiriliyordu. Bu ziyaret te 1988 A- günü yapılmıştır. üustos 12 Tarih Kurumu Yusuf Ziya, Hikmet Bayur'u, mebuslardan Yahya Kemal Bayat - hi'yı, Osman Şevki Uludağ'ı ve - ku- yum sekreteri Uluğ'u — hâtırlıyorum. Bu zevata elimdeki — plünlara göre tarihi sarayı çeşitli maskeler ve e) lemeler arasında — göstermeğe çalış- —a — —— man onun boğazına sarılabilir.. Beraber derinliğe çökerler. Zü- fir kadını bırakmaz. İkisi bir- den boğulurlar. Bu mümkündür. Yahut Zâdir inanır ve korkar. Gezintiye gelmez. Bu fena. Vil- dan Nejaddan — şüphelenebilir.. Bu çok fena. Yahut Züfir in: nır ve kendine göre delice bâzı kararlar vererek gezintiye gelir. ©O zaman ne olacağını kestir- mek mümkün değildi Carışık mes'ele. Zâfir'i Vil- dan'a karşı hârekete getirme - nin neticelerini tahmin etmek imkânı olmamakla beraber, ada man ruh halleri adım adım takip ve idare edildiği takdirde Vil - dandan şu veya bu gekilde kur tulmak belki mümkündü. Şim- dilik Nejad yalnız bunda ümit görüyordu. O takdirde gitmesi ve Vildan'ın bütün çıl- gınlıklarına katlanması lâzım - dı. Bu arada, belki ondan kur- tulmanın b yollarını da bu- Tabilirdi. Fakat Vildan'ın tesiri altına büsbütün girmek ve ira- desini kaybetmek — ihtimali de yok değildi. Yalıya gitmeğe devam etm ten başka bir neticeye varama» dan sokağa çıktı, akşama doğ- ru apartımana döndü. Salonda onu yine bekliyordu. Nejad onu görünce biraz şa- gırdı ve sordu: — Hayrola ? Kız ayağa kalktı: — Hem iyi, hem de fena ha- Neriman sâmna rahmetli |© Şehircilik Bahisleri Ane e Sç csek Mimar Sedat Lelııılıışl tım. İki gün sonra da Dolmabalıçı de toplanan Kurumuna git Hiç unutamam, Saat 14 ten 19- Tarih nti devam ete âzadan b lif Közükenler de sarayın plânları üze- ve Osman Şev- '« kadar bep anat top rindo verdiğim izahat v ticede kurumun oradaki mevcut â- n tarihi u hakkın- ' oybirliğile - burası ahim Paşa sarayı a de ilk karar alındı idi. | Gerelk Cumhuriyette rarlı müdafaaları gerekse Tarih ku- katını gözünden — ka- Atatürk bu işi yakından Bundan sonradır ki, Atatürk'ün emri ile six Taril ili olarak b çüncü ve son toplantıy tos 15. tarihinde iştirâk ettiniz ve | ikinci açık mektubumda arzetmiş ol- duğum veçhile bu tarihi sarayı yık- manın bir Cinayet olacağını haykır - dınazdı. İşte mrasile ba olaylardan som dır ki, Tarih Kurumundan Ba; kanlığa bir teklif teskeresi yazldı. Bu tezkerenin meali şöyle idi: Var- iddia edilen sarayın evvelâ iç ve dış eklemeleri ve maskeleri yık- tarıp temizlettirilerek orijinal bünyesi meydana çıkarıltın. Ondan sonra ya pılacak ikinci tetkikatta burası haki katen bir karay ise oradan uzakla- gılsın. Şayet bir saray yoksa baştan başa yıktırılıp istenilen binalar ya- pilern, | Bu teklifi Başbakanlık alelusül Ma- nrife sordu. Maarif uygundur, ceva- bı verdi. Onun üzerine Celâl Bayar"- in Başbakan, Saffet Arıkan'ın Ma- mrif, Saraçoğlu Şükrü'nün de Adli- ye Vekili bulundukları Bakanlar Ku- | rulu bu esas dahilinde 1938 yılını bir karar aldı. Ben de hükümetime ve Atatürk'e milli duygularla dolu ka bimden dunlar ederek çetin bir sa- yaptığım is- takip ediyordu. vaştan yıpranmış bir adam gibi dok- toruma koşmuştum. Bugün bem hü- kümetin hem de Tarih Kurumunun oryaları elinizdedir. Tetkik buyuru- lursa vukuatı'ne kadar yakından ve doğru nakletmiş olduğumu görür ve umarım ki takdirinizi esirgemeasiniz. Sayin üstadım geçmişin olaşlarını ünü gününe burada sıralayışım boş değildir. Bu kadar kesin, vesikalara istinat Suretile” süğhi Kâfizamza Xu £ ifjmarak sözümü şu son Malta köşkü demecinitdeki “Atatürk'e vermiş *ol - duğunuz raporda: (Tarihi binanın yıkılmayarak Tes- tore edilmesi, şeklinde bir baray y pılmasında bir mabzur — olmadığını söyledim.. Bu teklifim tasvip edildi. Onun için, binanın — yıkılması geri kaldı) şeklindeki sözlerinize getire- ve bu sözünüzde bir zuhul bu- müsandenizi funduğunu arzetmeme istirham edeceğim. Sizin Atatürk'e rapor — verdiğiniz | 1938 yılında (İbrahim Paşa sarayı- gn restore edilmesi suretile yanın- da bir iki saray yapılması) ne Atı türk'ün ne de hiç birimizin aklına gelmiş birşey — değildi. mantıkan da imkân yoktu. Çünkü herşeyden evvel bu tarihi — sarayın ve hüviyeti ve bu şahsiy ide mevcut — olup olmadığı hakkında geniş bir — ihtilâf vardı. Bu ihtilâfın ne kadar geniş olduğu- nu arzedebilmek için sizin raporu - nuzdan hattâ bir sene sonra — yani 1989 yılında neşretmiş olduğum (sa- ray ve kervansaraylarımız arasında İbrahim Paşa sarayı) adlı broşürün 43 neü sahifesinde şu satırları (Bu bahiste mi ra V riyasetindeki komis - Zaten buna 'non naklediyorum nevver balkımız müsumdur. v yonda bar bar bağıran beş mimarla üç mühendis ellerine sarayın plâr olduğum balde yine ve burada saray ların vermiş birşoy anlayamamı, değil hattâ hiç bir kıymetli bina yok« tar! hükmünü vermişlerdi. Cu riyet kültür tarihimiz bu kadar a ber, dedi. — Nedir? beni meraka düşü dünüz, Buyurun, oturun. Neriman oturdu ve anlatti: Sizden ayrılınca dosdoğru Selmin'e gittim. Yatıyordu. Al- lahtan evde annesi yoktu. Ev- velâ gülleri verdim: «— Bunları sana Nejad bey yolladı! dedim. Aman! bunu söylediğim za - man yüzünü görseydiniz.. Göz- leri nasıl birdenbire parladı ve yanakları pempeleşti. Yüzüme İnanamayarak bakıyordu. Vallahi, dedim, beraber çıktı, çiçekçiden kendi seçti bun ları, ve bana rica etti sana gö- türeyim diye, Fakat annen so- rarsa, tabli, bunu ben getirmiş olacağım. Buketi, tıpkı bir bebeği ku- caklar gibi kollarının arasına aldı, sonra güllere baktı, bak- tı. Bir rüya görüyormuş gibiy- di. Sonra çiçekleri koklamağa başladı. Benim odada olduğumu unutmuş ve adetâ kendinden Bgeçmişti. Ne kadar sevindiğini ydiniz, gözleriniz yaşarırdı. de oturdum, bekledim. Son- Tra bir rüyâdan uyanır gibi doğ- ruldu, çiçekleri bana uzattı: <— Âh! dedi, lütfen... Anladım. Bunları suya koy - mamı istiyordu. Kendisinin ya- taktan kalkmağa hâli — yoktu. İstediğini yaptım ve vazoyu baş una kavduktan Sonra otur - düm, |zin bize bir çok yeni Türkiye e nei bir hüdise kaydetmiyecektir. | Bu mimarlar ellerindeki ——mimarlık | mam ile bünu anlayamaldıkları halde meslok barici münovverlerimle- den ne hakla itimat ve müsbot ka- oaat isteyobilirim Bu sarayın şahsiyeti üzerinde mil- letin umumi k ak hükü- metin, çok musip rının tat- bikinden sonra kazanabiloceğiz, (Dik- kat buyurulsun akitki Bakanlar Kurulunün almış olduğu musip ka- rarn işarot ediyorum.) Yâni - Bal -| tanahmed meydanı cephesinden » rayı kapatımy olan tapu daireleri, ev- ler, ve barakalar tamamile yıkıldık- tan, şimal cepbesinde hapishane nü- m verilen müzahrafat manzume- Si kâmilen kaldırıldıktan, arka cep- deki aakari bina barabeleri baştan başa kaldırıldıktan ve dabildeki bi tün ekleme, tahrif, dıvar ve bölme- leri temizlendikten sonradır. ki, tar rihl İbrahim Paşa sarayının şahsi- yeti tamamile ortaya çıkabilecektir. Evet efendim mahut komisyonda zahiren parlak tezlere sahip olan bu 'zekiz kişilik mimar ve mühendis ka- dabalığının içinde tarihten ve eski e- serden bahse selğhiyetli kimse bu -| tanmadığına kim inanabilirdi? Ban- ların hükümlerine dayanarak orta- hğı velveleye veren gazetelerimizi de kim ve hangi kuvvet susturabilirdi. İşte böyle bir darumda başta A - tatürk olmak üzere , benim tezime inanmak isteyen hepiniz mimar ve mühendis olmadığınız balde çok hak h olarak restorasyon - fikrinden ve herşeyden evvel sarayın orijinal bün- | Türkiye Atletizm şampiyonası 1949 yılı 'Türkiye ferdi atletizm| kleri bugün saat 15.30 dan| itibaren İnönü stadında yapılacak. | tır, Bü yarışmalarda bir çok yenilik ler tatbik olunacak, bu meyanda en son sistem ölçme Aletleri, çıkış takozları, sehpalar, çıkış mikrofon ve hopariörleri, netice levhaları, 4 garet flamalarından faydalanılacak ftır, Ayrıca her, yarışta herhangi bir tergddüde mahal verilmemek 1. gin filme ahnacaktır. Gittikçe ölmeğe yüz tutan alle - Hzm sporunu — Kalkındırmak için büyük bir hamle olacağı şüphesiz olan bu Türkiye ferdi atletizm bi rinciliklerinin ikinci bir hususiyeti de Türkiye - Avusturya ve Akda - niz şampiyonasında yarışacak ©0. lan müllt ekfbimizi meydana geti- recek olan atletlerin de bu yarış. malarda seçilmeleridir. Bu bakımdan milli formayı giy- K için çekişecek olan atletlerimi re- edeceklerine şüphe korları hediye etmiyoruz. Bu gün yapılacak olan yarışma- Jların programı gü şekildedir: Saat 15.30 15.50 1600 1610 1615 1620 16,35 1645 1650 16.55 1700 1740 Açılış töreni 110 engelli (seçme) Çekiç stma (final) 100 metre (seçme) Yüksek atlama (final) 400 metre (seçme) 1500 metre (final) Disk atma (final) 10 engelli (final) Uzun atlama (final) 10.000 metre (final) 100 metre (final) 17.50 400 metre (final) Yurdumuzun — değerli atletlerine bu günkü koşularda başarılar dile. İriz. ACI BİR KAYIP Fenerbahçe saloçığı Milli oyuncu Halit Deringörün annesi " Hürmüz, Deringör, hafta içinde çarşamba Bünü vefat etmiştir. Kiymetli sporcumuza ve bütün Penerbahçelilere baş sağlığı dileriz. KARAGÜMRÜK KLÜBÜNÜN BAYRAMI Bu yıl #kinci kümeye terfi etmiğ olan Karagümrük Gençlik Klübü . nün senelik bayramı pazar günü saat 15ten itibaren — Edirnekapı stadında yapılacaktır. Bu bayramda Fenerbahçe B ve A takımları Karagizarüklülerle iki inaç yapacak bu iki maç esnasında da Karagümrük tekatitleri ile Öz Fenerbahçe gazetesi bir maç yapa, caktır. Büyük bir alâka uyandırmış olan bu Bayramın çok — zevkli olacağı tahmin edilmektedir. FENERBAHÇE KIRKLAR. ELİNE GİDİYOR Başoksporun davetlisi olan Fe nerbahçe birinci takımı, gelec hafta cumartesi günü Kirklareline İgidip, pazar günü orada bir maç |yapacakgır. Birinci takımın bu e£r ayında alınan irâk edecektir. SPOR - BEYKOZ BAYRAMI Yarın Beykoz çayırında saat 15 ten itibaren İstanbulspor ve Bey koz klüpleri bir bayram tertip et. seyahatine İSTANBU mişlerdir. Bu bayramda her iki Kdübün B ve A futbol takımları kargılaşacaktı Safter YILMAZ Beden 'Terbiyesi İst, Bölgesi Mü dürlüğünden: Futbol hakemi yetiştirmek üze re ağustos ayında Bölge Merke de bir kurs açılacaktır. Kursa katılmak isteyenlerin şera- dti anlamak üÜzere Bölge Spor Ser. |müş, imparatorluk kaybotmiştir. oyuncular | 3 AĞUSTOS 1949 İttihatçı ruhu... ski İktisat — Vekillerinden Sırrı Bollloğlu geçen pazar Bünü dokuz sene dört günlük mahkümiyetini bitirerek sağ ve sağ- kamt İstanbul cezaevinden çıkti. A dahın bu Hütfundan dolayı kendisini tebrik ederlim. Çıkacağı günü yanlış bildirmemiş. ol bu mes'ut gün- do bizzat yanında bulunacaktım; bu- na karar vermiştim. Siyasot tolilikeli bir yoldur; ban fikir hayatını ve memleketo kondl Çapımda hizmet etmeyi tercih- ede- 'rim. Bunun için hiç bir partiye İntisap letmiş değilim. Bizde —henüz — siyas S0t de bir nevi Vurgunculuktur bence yalnız seçmen kalmak bütün parti- lerin üstünde olmaktır; esasen Türk milletinin yüzde doksası bu durum« dadirı zira siyasi — partilere girmiş olanlar bu milletin ancak — yüzde onudur. Hüküm yüzde doksanın e- lindedir. ve onların oylarına hürmet edildiği nladatte bu Millet selâmete yaklaşır. Yoksa partilerin karşılıklı atışmatarile düzelmez; bozulür. Ni tekim bir türlü düzetemiyor. Sayın Sırri Bolitoğlu cezaevinden Çıktığı sırada gazotecilere, daima İt- tihatçı katdığını ve İttihatçı kalaca- gını söyledi. Kendisinin vaktiyle İttihat ve To. rakki Cemiyetinden olduğunu biliye rum. Bu cemiyet Abdülhamit istib dadına karşı 1908 de Manastırda bir komiteci bayrağı kaldırdı;. meşruti- yeti kurdu; «Hürriyot, adalet, Savat> prensibini ortaya attı BU pronsibe sadık kaldı mi? Türk ruhunda komitecilik yoktu; İttihatçı lar Makedonyada Bulgar, Sırp, Yu- 'nan komitecilerile çarpışırkan kom! teciliği öğrendiler ve Türk tarihine bU Uğursuz Balkan ruhunu soktu- lar. Bir defa iktidarı ellerine geçir. dikten sonra başka partilere nefos Aaldırmayanlar, —muhaliflerini - köprü üstünde öldürenler veya Kâğıthana Poligonunda kurşuna dizenler, ikti- darı elde etmek için «Bâbıâlirye bas- kın yapanlar, başka partileri tastiya edenler, aşırı gayelerle ve İyi niyet- İle de olsa zümre istibdadını kuran- lar, Atatürk'e kıymağa kalkışaniar onlardır. Onların — şeflerinden — olan Enver paşaya bir mes'ele dolayısile: — Buhususta kanun yoktur Denildiği zaman şu cevabı vermiş: — Yap kanun, var kanun! Türk. Müllleti zümre Istibdadından ve entrikalarından çok — zarar göre di biz millete hizmet eden parti Isti. yoruz; milleti hizmstkâr sanan pars ti İstemiyoruz. İttihatçılık ruhu ara tik- tarihe gömülmüştür. Kadircan KAFLI İngiliz hava filosu için Karşılama program Türkiye bükümetinin daveilisi olan.. rük 19'ağustgs sabahı saat Ji do Yes, İköye gelecek olan 12 Vampire uça- fandan mürekkep İngiliz hava filosu 'nu karşılama programı , vilüyet ve hava —kuyvetlerince bazırlanmıştır. General Russel'in komutasındaki filo Yeşilköy hava alanında töreni karşılanacaktır. Öğleden sonra saat 15 de uçaklar İstanbul üzerinde gös teriler yapacaklardır. Gösterileri tas kip için halka hava alanında huşusf bir yer ayrılacaktır. 20 Ağustosta İngilterenin Ortaşark dtaki hava küvvetleri komutanı da şebrimize gelecektir. Filo 29 ağu: tos sabahı şehrimizden Ankaraya gi- decektir. Vampire uçakları Ankara- 'da Türk pilotları tarafından da kul- lanılacaktır. Filo mürettebatı, 90 ka İdardır ve şehrimizin taribi yerlerini geseceklerdir. Patlayan paket İstanbuldan 24 temmuz tarihinde kalkan <Aksu> vapuru ile Trabzona İgiden posta paketlerinden bir tanem sinin Trabson postahanesinde infilâk ettiğini dün yazmıştık. Bu hâdise hakkında İstanbul P. T T. baş müdürü şanları söylemiştir: &— İnfilâk eden paket 300 gram ağırlığında Beykozdan Ali Riza adın 'İn birisi tarafından gönderilen ufal bir pakettir. Paketin içerisinde olduğunu henüz tesbit edemedik. Gör 'derem şahsı da bulmadık, aramakta, yız. İcabeden takibat —yapılmakta- dır.> Milli Eğitim bakant Üniversitede Şehrimizde bulunan Millf “Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu, dün Üni- İversiteyi ziyaret etmiş, öğle yemeği İni rektör Ömer Celâl Sarç'la yemi bir. 'Dakan ba aâbah saab 11 db hi ba un-toplanlımı yapacaktır. (T ı c .şxvın_tR EESSE ll | 15368 Şevval Hızırı 83 - Ayı 8 - Güni 218 yasali — Ezan! Güneş 5 59 » Öğle 13 20 4 Ticindi wıs 8 Akşam 20 20 12 İ vatsı ı | 3 ( NöLetçi eczaneler 6-8-949 Aksaray — « Ethem Pertev Beyasıt — 1 Çarşıkapı Beyoğlu — 3: Galatasaray Bminönü —: Mehmet Kazım Fatih : M. Tanır Kadıköy — ; Büyük Ec. Kasımpaşa : — Yeni Turan Samatya Teofilim Topkapı —: Nazım Ec. Üsküdar — * İmrahor (Dovanı Var) visine müracaatları tebliğ olunur.