SAYFA :? ( IKTIBASLAR | Tıb terakkisinde son Oluz sene (Muharrir, dünya tıp litara-, türünde büyük bir göhret ka - ganmış bir şahsiyettir. Tıp — ve Alâçlar hakkında halkın anlaya- cağı şekilde bir çok kitaplar ve makaleler yazmıştır. Bu maka- lesinde tıbbın en büyük senele- rini teşkil eden son — otuz yılı canlandırmaktadır.) Babam, o vakit şeker hasta- lığı için yegâne deva olan yarı açlık halinde İ0 senelik bir Ber- hizden sonra 60 yaşında — öldü. Annem de şeker hastalığına tu- tulmuştu. Fakat onun hastalığı insulin keşfinden sonra başla- mıştı. Bunun - ve diğer keşifle- rin sayesinde 82 yaşına kadar yaşayarak 1948 de öldü. O, sa- adet içinde normal hayatın hu- dudü dışında yaşadığı halde, ba- bam 1917 de, bu keşiflerden is- tifade edemiyerek feda olup git- mişti. Bu hâl bana babamın ölümün- den sonra geçen 30 senenin, tıp tarihinin en büyük senelerini teş- kil ettiğini öğretti. Öyle ki bu 30 sene, daha çok insana, — 30 asırlık bir zamandan daha fazla hizmet etmiştir. 1917 de ne difteri, ne de teta- nos ,için, şimdi Toxoid denilen koruyucu ilâçlar yoktur. Vebayı kan zehirlenmesini, menenjiti te davi edecek sulfa ilâçları keşfe- dilmemiştir. Bu hastalıklar, bi- Tinin istilâsı esnasında Avrupa halkının üçte ikisini - öldürmüş- tür. Bütün medeniyete musallat olan malarya için ne bir DDT, ne de atabrine bulunmuştu. O sı- ralarda fena tağadiye karşı vi - taminlerden, daha doğmadan be bek ölümlerine karşı yeni sente- ftik hormonlardan eser yoktur. Penicillin gibi antibiotikler he- vüz tüplerde görünmemiştir; kan sere karşı röntgen ışıkları ve rad yum hücuma geçmemiştir. Hele Üümitsiz veremlere, dimağ nezfle- rine, kalbsektelerine, yüksek tan- siyondan doğan böbrek hastalık larına karşı ameliyat yapmayı kimse bilmiyordu. 1917 de sağlam doğan 1000 ço- cuktan 94 ü bir sene içinde ölü- yordu. O vakit doktor Herman Bundesân fena doğurtmalarla, kö tü pastörizasyon ve sütlerin fe- nalığı bebekleri öldürdüğünü keş fetti. " Bu yoldaki çalışmaların neti- cesi şu oldu: 1947 de Amerikada çocuk ölümü üçte iki nisbetinde düştüş bundan ©nce ölüme mah- küm, olan 2.600.000 çocuk yaşa- maya devam etti. 30'sene önce, dört esâslı ço-| dan olan Aureomye'inle öldürül- | mücadelesini yaktı e. il “sene önce, di yerin- < Mjm&m nııoı 'mektedir. Bunlar yalnız * başlan-|de müşahe etmiğlerir. “Ünteri teşkil ediyordu. O, İgiçtir. Daha ortada tecrübe e-| Amerikah mütehassısa — öğle- sırada Fransada doktor - Ronan bu hastalığın zehrini bir toxoid içersine sıkıştırarak bir çok ço- cukları kurtardı, hastalık — ista- tistik bakımından ehemmiyetsiz bir nisbete düştü. Meselâ — gika- goda senede bu hastalıktan 1000 çocuk ölürken, geçen sene bu şe- hirde hiç bir vak'a görünmedi: Buna benzer bir aşı boğmaca öksürüğünü hemen ortadan kal- dırdı, sulfa ilâçları kızıl - hasta- lığına, çiçeğe müteakip çocukla- 'Tın tutulduğu pnömoni nisbetini azalttı. Bu dört hastalık en kor- kunç çocuk katilleridir. Wiscon- sinli doktor Hary Steehboek'in keşfettiği D vitamini — raşitizmi artık çocuklara musalat olmak- tan menetti. Sağlık tedbirleri ve pastörizas- yon bu 30 sene içinde tifoyu yüz- de 99 nisbetinde ortadan kaldır- ğ İzhal de ayni âkibete uğra - ü Meselâ bu hastalıktan Ameri - kada 1917 de 80.000 kişi öldüğü halde, 1946 da ancak 8.000 kişi hayatını kaybetti. 1917 de vere- me ve pnömoniye ilâç bulunamaz deniyordu. Fakat 1938 de İngil- terede doktor Whitly, Sulfapyrdı ne sayesinde ölmekte olan fare - lerde pnömoni mikroplarını mağ- lüp etti. Bu keğif insanları da kurtardı. — Fakat ilâç çokla- rında deniz tutması — yapı - yordu. Nihayet Amerikan dok- 'tor Richard Robbin bir çok ar- kadaşlarile birlikte, sulfaların x- ralı sulfadiazine'i keşfetti. Bu, pnömokok Mikroplarını — hemen öldürüyordu . Senelerden beri veremin yavaş yavaş düştüğü sevinçle söyleni- iyor. Fakat yine senede 50 bin kişi tüberklozdan ölüyor. Nihayet Rutgers üniversitesin de doktor Selman arkadaşları stroptemisi: dular. Detroitli doktor O'Brien © göre daha evvelce bu ilâç kul- lamılırsa, — veremlilerde — vaktile imkânsız görülen — ameliyatlar mümkün olacaktır. Bu ilüç daha erken devresinde hastaların mik- tarını yarı yarıya — indirmekte- dir. Bu suretle o kadar kıymetli hastahane yataklarının çoğu bek- leyen veremlilere tahsis edilebil- mektedir. Bu büyük 30 senenin sonu bir çok mikropların ölüm senesi ol- muştur. 30 sene önce malarya Amerikanın cenubunu yiyip biti- riyordu. 1947 de Amerikada an- cak 218 kişinin malaryadan — öl- düğü bildirilmiştir. Bu ölüm ra- porlarında çoğunun sıhhati de meşkuktur. Şimdi ise DDT ve Atabrine sayesinde Amerikada bir tek malarya hastası görül- memektedir. Hele yeni — Aralen ilâcı daha çabuk tesir etmekte ve hastaları daha az rahatsız- landırmaktadır. Gizli olması ve ayıp sayılması dolayısile, — hastalıkların — eu korkunç olan sefilis, on se- ne — içinde 21 binden 13 bine düşmüştür. Son iki- senede Amerikan sağlık servisi, bu nis- betin yüzde 20 düştüğünü bildir miştir. Bu korkunç hastalık zin- ciri şimdi Penicillin'le birlikte, sun'i humma ve arsenik Ve biz- mut ilâçları kullanmak suretile 30 saatlik bir tedaviyle kırılmış- tır. Sinir sistemine hücum — eden epidemik menenjit ve tetanos son 30 sene içinde yüzde 76 nisbetin de düşerek ölüm yolunu tutmuş- tur. Müstevli, menenjit artık sul fadiyazınla durdurulmakta, teta nosu, menedici bir txoid ile anti difteri ilâcının müştereken bir defa şırınga edilmesile tedavi edli mektedir, Hele viras dediğimiz; mikros- kopla bile görülmiyen mikrop- lar, dünyanın en salim ilâçların- dilmemiş yüz binlerce küf var, bunlardan penicillin gibi yüz bin- lerce ilâç keşfedilebilir. Yeni keşfedilen Chloromyeetin tifoya hemen iyi ediyor. Halbuki önce- leri hastalardan onda biri — ölü- yordu. Bu ilâç tifüsü de tedavi etmektedir. Rugers gurupünün — bulduğu 'en yeni ilâç Neomycin'dir ki ve- Tem için en müessir bir deva- dır. 30 sene önce habis kansız- lık yüzde yüz öldürücü bir hâs- talıktı. Nobel mükâfatı şovalye- lerinden Bostonlu doktor Murp- hy ve Mimot 1924 de bu has'alı- ğa karşı kara ciğer gıdasını keşfetti. Doktor Morphy - bugü- ne bugün Amerikada yaşayan 100.000 kişi bu ilâç olmasa şim- di ölmüş olacaktır. Henüz kanser ve kalb hastalı- ğı gibi tedavisi bulunmamış has talıklar vardır. Fakat — bunlara karşı tıbın inkişafı “ muhakkak gibidir. 1917 den 1947 ye kadar Amerikan umumi ölüm — nisbeti çok düşmüştür. 30 sene içinde hayatları kurtarılanlar on mil- yon nüfusa baliğ olmuştur. Bu rakamların her biri nişanlısına kavuşan nişanlıyı, annesine iade edilen bir çocuğu, aileye dönen bir babayı göstermektedir. SEHİR HABERLERİ İstanbul radyosunun neşriyatı Cuma günü 24 saat devam edecek yayın yapılacak İstanbul radyosunun muvak- kat teslim muamelesinin hazırlık larile meşgul olmak üzere şehri- mizde bulunan Basın ve Yayın Umum Müdürü Ahmet Şükrü Es mer, bu akşam Ankaraya döne- cek bir kaç gün sonra tekrar şehrimize gelecektir. Diğer taraftan öğrendiğimize göre İstanbul radyosu 17 hazi - ran Cuma günü 24 saat devam edecek, bir tecrübe yayını yapa- caktır. Bu yayın, Türkiyenin ve Avrupanın her yerinden dinlene- cek, duyulmayan yerler tesbit lunacak ve gerekli teknik terti- bat alınacaktır. Bu arada Ankara radyosun- dan Amerikaya hitap edilmesi çin hazırlıklara başlanmış, bu maksatla, Ankara kısa dalga pos 'tası takviye edilmiştir. Milli Eğitim disiplin kurulunun kararları Vilâyet milli eğitim disiplin ku- rulu, dün saat 15 de vali muavi- ni Rüştü Ülken'in başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda disipline aykırı hi rekette bulunan 15 öğretmenden 9 u hakkında in cezası veril miştir. Diğer altı öğretmenin müdaf: alarının alınması - kararlaştırıl- mıştır. Bu arada bir öğretmenin, meslekten iki ay müddetle men'i için tahkikatın - derinleştirilmesi uygun görülmüştür. Millet Partisinin Beykoz ve Paşabahçe şubeleri Millet Partisi Ortaköy” Bucağı cumartesi günü saat 17 de Bey- koz ilçe merkezi de pazar günü saat 16 da. Paşabahçe bucağında yapılacak bir merasimle açılacak- tır. Sıtma tedkikleri Memleketimizde tetkiklerde bu- lunmak üzere şehrimize gelen A- merikan sıtma mütehassısı, dün beraberinde sıtma mücadele genel müdürü Seyfeddin Okal, ve sağ- hk müdürü Dr. Faik Yargıcı ve İstanbul sıtma mücadele teşkilâ- tı müdürü Mithad, Şileye gitmiş- lerdir. Heyet, burada ve Şilenin civar köylerinde sağlık teşkille- rinde tetkiklerde bulunmuş, sıtma den sonra da ilimiz sağlık teşkil- lerimiz gezdirilmiştir. Mütehassıs sıtma genel müdi ile birlikte yarın Ankaraya dönecektir. Mahrukat sevkiyatı Geçen hafta içinde şehrimize yeniden 1413 çeki odum ile 410 ton mangal kömürü gelmiştir. Bu arada belediye müteahhidi de, mahrukat getirmeğe başlamıştır. Kok kömürü tevziatı başladıktan sonra mangal kömürü ve odun piyasasının ferahlıyacağı söylen- mektedir. Kömür parkı Denizyollarının - Kuruçeşmede yaptırmakta olduğu kömür parkı Dın rıhtım ve saha kısmi ikmâl edilmiş, seyyar silolar yerlerine konmağa başlanmıştır. Parkın me kânik kısmına aid makineler İn- giltereden peyderpey gelmekte- dir. “Ankara, Marsilyada Amerikadan aldığımız ve mem- leketimize hareket etmiş bulunan yeni yolcu gemilerinden <Anka- Ta» Marsilyaya gelmiştir. Gemi buradan itibaren doğu güney Ak- YENİ Memloket Parti ve hüki imizin siyasi hayatında, met programlarında işçi yunulmuştur İşçi hayatını so1 dayanışma anlayışı ve gen yardımlaşma kavrayişile ni asusu, Cumhuriyet idaresine geniş ve devamlı çalışmalara konu olmuş- tur. Bu alandaki işler ve hizmetler imkânların sınırı içinde — zamanla programlaştırılmış, gerekli — hazırlık ve çalışmalara vaktinde ve sırasiy- le başlanılmıştır. Yurt içinde milli sanayiin kalkına rak gelişmaye ve ilerlemeğe b: onun yanısıra sosyal gerçek bir| emniyetin de sağla isüm ve sarüret halinde belirmiş- tir. İş kanununun sosyal yardımlara ilişkin hükümlerinin kabul ettiği şe- kilde, ayrıca endüstri “sahasında ve sosyal sigortacılığın uygulanmasında başarı gösteren memleketlerin tecrü- be ve üsüllerinden — faydalamılarak; yayınlaran 4772 sayılı kanunla 1946 yulnda, İş kazalariyle meslek hasta- Tıkları ve analık sigortaları — kurul- muştur. Milletimizin, ötedenberi top duluk hayatına ve sozyal dayanışma hk, faaliyet ve teşebbüslere — hızla, ve sebatla devam Oolunmuştur. Zaten sosyal sigortaların, çalışan, kitlenin ekonomik bakımdan uğraya- cakları bütün risklere şamil olması tabil ve zaruri olduğuna göre, —ça- hışmalara devam edilmek — suretiyle eksik kalanların tamamlanması veya tamamlanma yoluna gidilmesi — işçi hayatımızdaki mühim boşlukları dol- durmaktadır. İşte bu noktadan hareket edilerek davanın ciddiyet ve önemini, yerin de bir seziş ve hassas bir kavrayış- la benimseyen Büyük Millet Mecli- 17 geminin boşalttığı yük miktarı Geçen bir hafta içerisinde İs- tanbula 17 ecnebi gemi gelmiş bun lardan 9 u yükünü boşaltmıştır. Diğer 8 gemi tahliyeye devam et- mektedir. Bu gemilerden limanımıza 39 ton deri, 453 ton parafin mumu, 488 ton makine yağı, 138 ton de- mir tel, 300 ton teneke levha, 23 ton boya, 17 ton radyo tesisatı, 20 ton muşamba, 77 ton sodyum sulfat, 10 ton oyun kâğıdı, 20 fon vernik, 57 ton$lâç, 46 ton çe- lik boru, 118 ton çelik çubuk tah liye edilmiştir. Köpek muhaceretinin önlenmesi isterdi Başı boş köpeklerin, son gün- lerde çoğalması ve ısırma vak'a- larının artması karşısında, alâka h makamlar bu konudaki mücade leye hız vermişlerdir. Civar kaymakamlıklara yapı- lan bir tamimle de, şehre başıboş köpek muhaceretinin önlenmesi bildirilmiştir. Kabotaj bayramı 1 temmuz kabotaj bayramı ha- zırlıklarına başlanmıştır. Bayram programı bu hafta içinde tesbit edilmiş olacaktır. 1 temmuz, günü Beşiktaşta Barbaros abidesi önünde — tören yapılacak, ayni gün donanma gü 2509 kuzu geldi Dün şehrimize, muhtelif istih- sal merkezlerinden 2500 baş ku- zu — getirilmiştir. Kuzu - fiatları günden güne düştüğü halde, ko- deniz seferini yaparak limanımıza gelecektir. BÜYÜK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDİ — 0o0!... dedi, anlatılmaz. Roman, roman... Annemin ya- şamak İstediği hayat bir roma- 'a yazılsa, nacıl dideyim. Çok hayali bir eser olur. Selmin bir az düşündükten gonra devam etti: — Bakınız, babamdan ben bi- le korkuyorum. Kütüphanede konuşmamızı istememiştim ev- velâ.. Arkamdan — gelecektiniz, arabada buluşacaktık. Fakat ba- bam dün Ankaraya gittiği için, bir az rahat nefes aldım, * iz pederinizle mi oturur- sunuz? — Hayır annemle; Ayazpaşa da otururuz. Babam Kadıköyün dedir. Fakat bizim - taraflarda, bu taraflarda hiç eksik olmaz. — Pederiniz o gece baloda mı 1di? — Evet, biliyor muydunuz? — Bilmiyordum. — Biz de bilmiyorduk. Gelmiş bize görünmedi. Sonra başkala- rından öğrendik. — Sizin o baloya gideceğini- Zi biliyor muydu? — Biliyordu. Ben ondan izin- siz baloya gidemem. Nejad kendisine verilen mek- tu Mithat Acardan geldiğini an- ladı. Gülümsedi. Şimdi her gey ne kadar açıktı: Vildanın tren- deki korkusu, Nejada silâh kul- lanmasını bilip bilmediğini sor- Mması ve nihayet ona trende ras Tadığını inkâr etmesi artık bir muamma halinden çıkmıştı. Fa- kat yine de bu kadının hüviye- tinde karanlık ve cazip, insanı başka türlü derinliklere çeken bir sır kalıyordu. Onun bam bağ- ka bir hayat özleyişi de bu ga- rip Mizacının eseri olmalıydı. Nejad önüne bakarak miril- dandı: — Meselâ.. dedi, anneniz. ., nasıl bir hayat istiyor?. Selmin etrafına dikkatle bak- tıktan sonra alçak sesle: — Gülmezsiniz, değil mi? de- di. — Hayır, sizi çok ciddi dinli- yorum. Fakat Selmin gülüyordu. Söy liyeceği geyden utanıyormuş gi bi gözlerini bir an yumdu. ha- fifce kızardı ve; No. 10 — Babamı öldürmek isti dedi.. Nejad kaşlarını çatarak: — Söz verdiğim için gülmü- yorum, dedi, ciddi mi? — Ciddi. İntikam almak isti- yor. Babamdan kurtulmak — is- tiyor. «hayatım bana cehennem, Onun yüzünden. İkimizden bi- rimiz ölmeliyiz» diyor. Beni dü- #ününüz. Ne kadar zor değil mi, benim için? Zor... evet... fakat üzülme- yiniz... bunların hepsi - düzelir, hallolunur. — Düzeleceği yerde bozulu- yor. Annem geçen gün, başka- Bının el yazısile babama bir teh- dit mektubu gönderdi. — Ne diye? — Aklını başına almazsa öl- düreceğim, diye. Babam köpür- müş, beni çağırttı: «Ona söyle, 'onu ben öldüreceğim» dedi. Nejad artık gülmesini tutamı- yarak mırıldandı: — Bari düello etsinler. — Bir o kaldı. Babamın ra- poru olduğu için korkusu yok. Şimdi annem de bir rapor alma> yor, yun fiatlarında bir — değişiklik müşahede edilmemektedir. ğa çalışıyor. Kış ortasında bile tinyedeki yalımıza gidip koru da nişan talimleri yapıyor, silâh meslesi daima yer almış, onun hak 've menfantlerinin sağlanması, hayat ve istikbalinin korunması nüne isabet ettiği cihetle deniz İki genci tabanca ile yaralıyarak ö- birliklerimiz Dolmabahçe önüne |lümüne sebep olmaktan sanık Bayan geleceklerdir. Fikret Gülter duruşmasına dün 2 inci ağır cezada başlanmıştır. SABARH 14 HAZİRAN 1944 YAAARARRAARARARARARARAR KARARARARARAR AAA DA N Içti İhtiyarlık sigortası kanunu Behza in ve onun — hükümetinin, alâkam ve devamlı çalışmaları, ih- tiyarlık sigortasının da kısa bir za- manda çıkmasına hayatiyet ve kân vermiştir. Toplum bayatında ahenkli, genli ve adaletli amacını güden sosyal politikamız, bir çok mmeleketlerden ayrılmış ©- Jarak üçlü bir sislem dahilinde mu- vaffakiyetle — gelişmektedir. — Geçen nisan ayı sonlarında toplanmış lan İşçi Sigortaları Genel Kuruluna katılan İşçi temsilcilerinin, mık « ve hararetle tahakkukunu / dilemek- ten kendilorini alamadıkları ihtiyar- hık sigortası, Devlet, İşçi ve işvaren arasındaki samimi birliğin ve gerçok tesanüdün yeni ve canlı bir misali- dir, Yine bu alanda mübrem ve za- ruri bir ihtiyacı karşılayacak olan umumi hastalık sigortası ise, ayni işçi temsilcilerinin istek ve temen- nilerine uygun bir - ehemmiyet ve yeterlikte, tamamlanma ve gerçek- lenme yolundadır. fikrine verdiği büyük önem ve de-| 1ş hayatında çalışan işçi ve hiz-|lan ve bu devre esnasında, her yıl ğerin faydalı ve hayırlı — sönuçları| metli yurttaşlarımıza, ihtiyarlık hal-| için ortalama en az 200 münevabeli meydana gelirken; bu arada başta| Jerinde gerekli — sosyal yardım — ve| işlerde 160 günlük ihtiyarlık sigor- ihtiyarlık olmak üzere diğer sigorta| hizmeti sağlayacak olan — ihtiyarlık| tasi primi ödemiş bulunan — işçi ve kollarının da kısa bir zamanda vü-| gigortası kanunü, şüphesiz ki içti-| hizmetlilere, birer — ihtiyarlık aylığı çut bulması için, lâzmgelen — hazır-| mat dertlerimiz ve meselelerimiz a-| bağlanmaktadır. Bu aylık — onların rasında büyük ve önemli bir ge Ki kapatmaktadır. Büyük — Meclisin yerinde gördüğü bir lüzum ve kax Tar üzerine kanunun primle — ilgi maddeleri, 1 Nisan 1960 gününden itibaren yürürlüğe girecektir. İcabe- 'den tüzüklerle sicil karnelerinin d zenlenmesine ait bir takım hazırlı Jarı gerektiren mahdut — sayıda bir kaç maddesi ise, kanunun yayınlan- ması tarihinden itibaren uygulana- caktır. Bu kanun esas bakımdan, bütün ömrünü memleket endüstrisine vak- fotmiş bulunan işçilerimizi ihtiyar-. r | KISA HABERLER S * Veliefondi civarında açılan a: teziyen kuyularından — Bakırköye su verilmesi mümkün olacaktır. Sular idaresi 29 Ekimde Bakırköyde bir çeşmo açacaktır. * Şehir genel meclisi, bugün sa- at 15 de toplanacaktır. * Şehir Meclisi parti grubu yarin yapacağı mutad toplantısında, halk dilekleri ve muhtelif şehir — işleri üzerinde müzakerelerde balunacak- tır. *& Maltepe vapuru dün Adalar is- kelesi önünde Mehmet isminde biri- ine ait demir yüklü bir kayığa çar- parak batırmıştır. * Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Pakistan Parlâmonto beye- ti âzaları dün sabah momleketi den ayrılmışlardır. * İsmail Akgün adında bir bıç- | kıcıdan rüşvet almaktan sanık ve 9, uncu asliyo bulunan emni; larından Muhiddin Karapına hakemesi dün beraetle tir. * Evvelki gün Küçükçekmece ci- varında Vasil Karaura adında Yu- nan tab'alı bir şahsın şüpheli va- ziyette dolaştığı görülmüş ve noza- | ret alınmıştır, hakkında tah- | kikat yapılmaktadır. * Bir müddet evvel Sultanahmed- de Dizdariye mı ber do bol diği Müstafa adıı Sanık Fikret, dünkü duruşmada hâdiseyi izah etmiş, tabancayı ken- disini müdafaa için eline aldığım ve kazara patladığını, bir kasdı olmadığını söylemiştir. Duruş- ma şahitlerin celbi için talik edilmiş tir. kendisini: mektupları göndermeğe - kadar varıyordu. Selminin dediği gibi, Vildan da hayal içinde yaşayan bir kadındı. Karı koca arasında atıyor. — Dehşet! buna benzer anlaşmazlıklar iki- — Yabancılar için komedi. sinin de sinirlerini yorar, ve Fakat ben korkuyorum ve çok — muhayyilelerini kamçılar. Ara- üzülüyorum. Babam da, annem larında başlayan bu . çılgınlık de akıllarına koyduklarını ya- — yarışının nerede ve ne zamaa pan insanlardır, İkisi de Ççok Sona ereceğini kestirmek imkân cesurdur. Annem korkuyor ama, bu korkudan kurtulmak için en delice cesaret gösterebilir. Selmin gözlerini yumdu, ve silkindi — Affedersiniz, dedi, sizi ken dimize ait geylerle fazla yor- dum. Ben de bu kadar açılmak istemezdim. Fakat içim o kadar dolu ki kendimi tutamıyorum. Ağlamamak için dudaklarını asırdı. Nejad düşünüyordu: sahiden roman! Otuz yaşını çoktan geç- tiği için, böyle bir romanın baş- ka romanlara gebe olduğunu bilecek kadar tecrübe sahibiydi. Bu ailenin hayatındaki dram 80 na ermiş sayılamazdı. Vildanın bir erkeği çileden çıkarabilecek derin ihtiraslı, karanlık ve bü- yüleyici tipini göz önüne geti- ren Nejad, onun kocasının, ko- cası olduğu zamanlarda bile, o- na tamamile sahip olamadığını ve bu hâkimiyet ihtiyacı içinde kıvrandığını anladı, <Acar!» soy adını seçişinden de anlaşılıyor- du ki gözü pek bir adamdı. Ka- rısına ait bahislerde — ölçüsünü kaybediyor. Nejad gibi hiç t madığı adamlara imzasız tehdit sız olduğu için Selminin —üzül- mesinden daha tabii birşey yok tu, Fakat Nejad: Ş — Üzülmeyiniz, dedi, haklısı- nız, sizin de gözünüz korkmuş. Fakat ben öyle tehlikeli bir hal göremiyorum. Anneniz İstiny de silâh ata ata hevesini alır; babanız da boş yere onun peşin- de koşmaktan usanır, Genç kızın ona dikkatle — ba- kan gözlerinde bir «Acaba?> var di 'Nejad devam etti: — Emin olunuz... bir kere o- lân olmuş, silâh patlamış, ay- rılmışlar, facia büyük bir felâ- kete gebep olmadan bitmiş. Ar- tık ondan ötesi eski hâtıraların serpintileridir. Ağır ağır çayımı içen Selminin yüzünde bir az evvelki aydınlık tekrar belirdi. Bu sefer, ona bu ümidi ve cesareti veren Nejada Sükran dolu gözlerle bakıyor- du; — Hava ne kadar güzel, dedi, martta olduğumuz / belli değil. Mayıs havası gibi, İster misiniz sizi bir az gezdireyim? — Hay, hay, çok mermnun o Yazan: d İlhan |bulunan Adalet Bakanı Fuat Sir- | ARIARARARARARRARARARAAAA mai Meseleler lik riskine ka onunla yakından ilgisi ve malüliyot hallerini de, karyıla- mak amacını gütmektedir. — İhtiyar- lık sigortası kanununun — uygulanışı sırasında, edinilecek bilgi, ve teorü- belerden faydalanmak- süretile, — en kısa zamanda malüliyet ve — ölüm hallerinde de esa: li ve müsbet yar- nesi iğin, gerek- K çare ve tedbirler alınacaktır. Ev Sigorta — Kanunlarında bu kanuna da velce çıl olduğu gil dina- ramunun, şimdiden lâzımgelep fa- baş- bir aliyet ve teşebbüsleri almaya mış ve teşkilâtın gönderdiği bu mevzuda hazırlanı yollanması gereken hususları bildirmiş olduğunu işitiyoraz. Kanunun esas ve ruhunu teşkil e- den maddeler üzerinde — durulacak olursa, işçi faydasına şu hak ve ni- metleri sağladığı gör a) En az 25 yıllık bir çalışma dev resi sonunda 60 yaşına varmış — o- külerle, hayatı süreşince — ödendikten — baş- ka, ölümlerinden sonra da eşlerine ve çocuklarına — intikal etmektedir. Ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanla. rın ihtiyarlık yaşları, bu işlerde ge- çen hizmet müddetlerine göre — 54 yaşına kadar inebilecektir. b) İşçi ve hizmetlilere bağlanacak aylıklar, hizmet süreleri ve ortala- ma yıllık kazançlariyle — mütenasip olacaktır. 25 yıl çalışmış — bulunan bir işçi ve hizmetliye — bağlanacak ihtiyarlık aylığının — senelik tatarı, llık ortalama kazancının 96 40 1 nisbetinde olacak, — hizmot seneleri çoğaldıkça bu nisbette her yıla kar- şilık 96 1,6 kadar yükselecektir. Şu hale göre: 30 sene çalışana ortalama yıl- hk kazancının 96 48 i 85 sono çalışana ortalama yıl- hk kazancının 96 56 40 seno çalışana ortalama yıl- hk kazancının 96 64 ü, İhtiyarlık aylığı — olarak — bağlana- caktır. Yapılan hesap sonunda, — ih- tiyarlık aylığınin yıllık — tutarı 400 liradan aşağı düşmekte ise, bu gibi sigortalılara ea az ibtiyarlık aylığı| olarak yılda d00 lira ödenecektir. ©) 25 yıllık bizmet süresini doldur müş olan işçi ve hizmetlilerden 60 ya şını geçtikten sonra çalışmıyacak du ruma girenler de, 60 yaşına varanlar ibi ihtiyarlık sigortasından faydala nacaklardır. ç) Yukarıdaki esaslar de, ihtiyarlık aylığı almakta olanla- rin veya 25 yıllık bir hitmetten son 50 yaşını doldürmüş bulunanla- rın ölümleri balinde, — geride bırak- tıkları dul ve yetimlerine de aylık bağlanacaktır. Dullarn aylığı — ye- niden evleninceye ve yetimlerin ay- İğı, 18 yaşına girinceye kadar — &- denecektir. an eşine, ayni asaslara göre cak ihtiyarlık ayhiğinin çocuklarına ©6 20 besaplana 40 1 ve i her ay verilecek 4) İhtiyarlık aylığından honüz fay Jalanabilecek Birmeden ö- len veya malül olan işçi ve hizmetli lerin, gerek kendileri ve gerekse iş- verenleri tarafından ödenmiş bulı iyarlık aidatı, aynen — ge verilecektir. Ayrıca ölen sigortalıla dürüma riın cenaze masrafları karşılığı ola- rak, İşçi Sigörtaları Kurumu — tara fından (50) lira yardım — yapılacak €) Halen 36'dan yukarı yaşta bu- lunan işçilerin, 60 yaşına gelmeleri halinde kendileri için 25 senelik hiz- met süresi aranmaksızın hattâ — bir yıl bile çalışmış olsalar kanuni hiz- met müddetini dolduranlar gibi. İh- tiyarlık aylığı bağlanacaktır. Bütün bu yardım ve ödemelerin karşılanarak sigortanın — yaşayabil- mesi için, işçi ve hizmetlilerin ücret lerinden 90 4 nisbetinde prim ah- nacak ve ayni nisbette bir prim de işveren tarafından ödenecektir. Kül fet ve veciböler mevzuunda şilıklı bir anlayışın ve eşit bir br lanışın meydana getirdiği bu durum millet hayatında bize en — güzel bir sosyal dayanışma örneği vermokto dir. İşçilerimize bir yandan — haklı oldukları teminat yaratılırken, di- ğer yandan da — işverenlerimiz için menfaatler sağlanmaktadır. Bu ge- rantilerle, çalışanların hayat — ve ikballeri — üzerinde artık — düşün- ce ve kaygıları — kalmıyacağından; bunun tabii ve mesut neticesi rak da, iş güçleri ve çalışma — ran- dımanları fazlalaşacak ve memleket ekonomisi bu — yüzden daha Ççok gelişecektir Verim ve faydalarını -saymağa ve değerlendirmeğe çalıştığımız bu ka- nunun, yurtsever, fedakâr, çalışkan ve disiplinli Türk — işçisine; hayır- h, uğurla ve başarılı olmasını, ken- disiyle ailesinin aydın yarınlarına rahatlık, esonlik ve güvenlik getir- mesini dileri FN L F T L N Şüpheli ölüm Geçen hafta Kasımpaşada bir kahvede Osman — tarafından ya- ralanan İbrahim Kabak tedavi için kaldırıldığı Beyoğlu hastaha nesinde dün ölmüştür. Ancak, İb- rahimin ayni zamanda zatürrieye de tutulmuş olduğu göz önüne hnarak ölümünün sebebini tesbit in cesedi Morga kaldırtılmıştır. Adalet Bakanı döndü Bir kaç gündenberi şehrimizde men dün akşamki ekspresle An- karaya dönmüştür. * Sür'atini arttırmak — üzere| rüakinelerinde — tadilât - yapılan | Demirhisar vapuru yakında ha- vuzdan çıkarak tekrar — Filistin seferlerine başlıyacaktır. * Milletvekillerine açık düve- tiyei —tarafımdan (Büyük Türk milletine Seslenişler) adı altında verilmekte olan seri konferansla- rın üçüncüsü: (Türklüğü yarına kadar geliştirecek prensipler) ko nusunda 17 Haziran 1949 cuma ünü saat 18 de Eminönü Halke- vinde verilecektir. Bu seslenişi milletvekillerinin de dinlemesi ge dum, dedi. Nejad. Çayını bitiren Selmin çantası ni açtı ve rujunu çıkardı. Ne- jad da hesap verdi. Çıktılar. Arabada yan yana oturduk- ları zaman, Selmin Nejada sor- du: — Boğaza kadar gidelim mi? — Siz bilirsiniz ama, saat b si geçiyor. Geç kalmaz mısınız? — Hayır. Saat dokuza kadar dışarıda kalabilirim. Daha evvel yemek yemeyiz. Otomobil - Şişliden ayrıldığı zaman Selmin yüz kilometreye kadar saati arttırdı. Arabayı, çok iyi kullanıyordu. — Nejadın bir komplemanı üzerine — Biz ailece — şoförüz, dedi, babam, annem, dayı ve teyzele- rim beş araba kullanırlar, İki sıra ağaçların arasından görünen büyük tabiat parçaları- nın terleyen yeşilinde bir ilk ba- har hazırlığı vardı. Fakat sağ tarafın açık pençeresinden gi- ren rüzgür sertleştiği — için, Nejad elini kızın direksiyondi ki elinin üstüne hafifçe koya- rak: — Üşüyor musunuz? Dedi ve camı kapadı. Selmin ona sordu: — Siz araba - kullandınız mı hiç? — Evet, bir az. — Direksiyona gacmek ls- ter misiniz? Balıkesir sinemacıları da Belediyeye müracaat ettiler Balıkesir 13 — (Telefonla) Şehrimiz sinemacıları alınan fes min fazla olduğunu ileri sürerek indirilmesi için Belediyeye mü- racaat etmişlerdir. Sinemacılar rüsumlar indirilmediği takdirde şehrimizde mevcut bulunan üç yazlık sinemayı da kapatmak Mmecburiyetinde kalacaklarını ilâ ve etmişlerdir. Balıkesir - Bandırma maçında nahoş hâdiseler çıktı Balıkesir 138 — (Telefonla) — Şehrimiz Altı Eylâl Klübü futbol takımı, Marmara klübile bir maç yapmak üzere pazar günü Ban- dırmaya gitmişti. Maalesef bura da nâhoş hâdiseler olmuş, Balı- kesirli sporcular ancak sabaha karşı şehrimize dönebilmişlerdir. Devlet kâğıtlarına basılan otobüs karneleri Ankara, 13 (Hususi) — An- kara belediyesinin satışa çıkardı ği otobüs karnelerinden bazıları- nın filigranlı devlet kâğıdına ba sıldığı görülmüş ve keyfiyet ih- bar edilmiştir. Savcılık bu hur susta tahkikat yapmış ve ihbar teeyyüt etmiştir. Karnelerin resmi kâğıtlara basıldığı tesbit edilmiştir, bu kâğıtların nasıl ve nereden temin edildiği henüz an laşılamamıştır. Bu cihet Üüzerii de hassasiyetle durulmaktadır. 1 — Zonguldak ili içinde zarf üsüliyle eksilteneye p: 3 — İlk teminat akçesi kuruştur, 950 yılı özel idare büdcesinder datresinde teknik biri olmaz bul etmesi veyahut mahiyeti bulünü yaptırdığı veya idare leri hariç> valilik makamına cağı müteahhitlik vesikasını, banka mektubu ve bu yıla ait — Hay hay. (Devamı var). cak Zonguldak Valil teklife alt pullu mektubu mühtevi maddesindeki tarife göre hazırlanmış kapalı zarfların saatinden bir saat öncesine yâni esaat 10 a kadar> makbuz mu. kabhtlinde komisyon başkanlığına vermeleri, postada vaki ola« ecikmelerin kabul olunmıyacağı ilân olunur, Yüzüstü kalan göçmenler... Ben bir köylü ve göçmen — çocur Buyüm, Babamı <Moskof toprağın- da ve Moskof bayrağı altında gö- mülmek İstememi> diye malını mül- Künü sattış Üç dört yüz altın tutan bedelini koynuna soktu ve Türkiye- ye geldi;. nur İçinde yatsın; gelme- söydik Çarlık Rusyasına rahmet o- kutan bugünkü sözde domokrat bol- şevik Rusyada köle hayatı sürerdik ve şimdiye kadar mutlaka bir. çu- Kura atılmış bulunurduk. Çok- şü- kür Türk toprağında, Türk - bayra» ğinin mükaddes gölgesi altında, a- dam olamadımsa da adamcık — ola« bildim. sanırım. BİZ sekiz kardeştik. Bir tane de burada doğdu, dokuz olduk. O za- man İkinci Abdülhamidin — son sene deriydi;. göçmenlerin — yerleştirilmesi, Vllk buhran günlerinde yardım edil- mesi için hiç teşkilât yoktu. Bu yüz den mühite çabuk uyamadık. Geldi- Rimizden beş altı yıl sonra sefalet- len babam ve beş kardeşim öldü, en büyÜğÜ ise Medinede askerken şehit düştü. Yurtlarından — ayrılıp da — başka yürt edinen Insanlar yıllarca — yaşa- YIP köl saldıkları yerden sökülen a- Baçlardan daha — bahtsızdırlar; zira tablat nebatlardan ziyade Insanlara karşı İnsafsız ve zalimdir; — yahut insanlar nebatlardan daha kuvvetsiz yaratılmışlardır. Türkiyede göçmen meselesi impa- ratorluk hududlarının orta — Avrupa- dan vo Volga kıyılarından — geri a tılmağa başlamasile boraber — doğ- müştür; yüksek Todakârlık ve ve- saret örnekleri göstererek, zafer nâ- Faları atarak oralara giden, at oy- matan ve şan alan ataların çacukla- m, İdaresizliğin, cehaletin ve taassu- bun kurbanı oldular. İkinci dünya savaşından — sonra memlcketimize az miktarda göçmen Beldi;. bu zavallılar hükümetin pek UZzuN — süren — tereddüt — senelerinde çektikleri Iztırabı, geç de olsa cenne- te kavuşan bir müstüman — gibi u- futtular. Fakat şimdi mesut mudurlar? On lara karşı vazifemizi ve vicdan bor- cumuzu ödedik Mi? Yazık ki bir ço- Bu, hükümetin verdiği güzel — ka- rarlara, isabetli emirlere, bağışladı. Bi imkânlara rağmen bazı memurla- rın İhmalleri yüzünden hâlâ ıztırap çekiyorlar. Hemen henüz aldığım mek tuplardan biri de Eskişehirden ge- diyor; Içim sızlayarak, eski bir güç- men çocuğu olmak sifatile — onların iztıraplarını bütün kâlbimle duyarak şunları okuyorum : «Size son zamanlarda ana vatana sığınan ve Eskişehirde görebildiğim bir kaç göçmen ailesinin elim — va- ziyetlerini arzetmek — istiyorum. Üç ay önce gelen bu alleler bugün ( kân İdaresinin — her türlü himaye- sinden mahrum, çok acıklı bir hayat sürüyorlar. Bunlardan altı — nutus- lu bir vatandaş çok az bir Ücrütle Devlet Demiryollarında ancak ame- delik — bulabilmiştir. — Diğer — do- kuz nüfuslü alile şehrin — civarında fakir bir köyde sefalet ve himayesiz- Tiklo kucak kucağa bulunuyor. Böy le zamanlarda hükümetin İş verme Si yahut geçinebilecek kadar maddi yardımlarda — bulunması — İcabetmez mi? İlgililerin - dikkatini çekmenizi rica ederim.> Biz de dokuz çocuklu bir alle - dik, perişan olduk. Fakat o zaman İskân teşkilâtı yoktu, — şimdi — var. Yokken her şey olabilir, varken de olursa varlığın — mânası kalır mit Eminim ki Sağlık ve Sosyal, Yar- dün Bakanlığı lâzimgelen — emirleri ve tahsisatı vermiştir, fakat bu e- mirler yerine getirilmemiştir. O zas Vallılar adına rica ediyorum; «Bir Türk dünyaya bedeldir» — düsturunu koyan Cumhuriyet hükümeti biri al- 't diğeri dokuz nüfuslu olan hw ikl Türk allesini kurtarsın. Kadircan KAFLI r—l TAKVİM a RUMİ |Haziran 1919 — Hicri 1865 1 1368 Haziran Şaban 1 SALI 17T Huur: 40 - Ay: 6 « Gün: 165 Çait aü L L Öğle ı2 4 4 33 İkindi 16 15 B 38 a a z Yatsı 21 45 2 03 İmsâk 2 09 6 28 iğinden : Bartın — Karapınar — Kokaksa yolunun O - 000 — 38 - 380 kilometreleri arasında yapıla. cak 3657710 lira 75 kuruş mühammen keşif tutarlı sınal imalât ve stablize Işi, 15/6/649 gününden itibaren 15 gün müddetle ka konulmuştur, 2 — Eksiltmesi 1 Temmuz 949 cuma günü saat 11 de il dal. mi komisyonunda yapılacaktır, yüzde 7,5 hesabiyle 19135 lira 54 4 — Eksiltme evrakı Zonguldak Bayındırık Müdürlüğü ve daimi komisyon kaleminde her gün görülebilir. 5 — İşin bedelinin 220,000 lirası 949 yılı n verilecektir. ve bakiyesi de 6 — İâteklilerin sözleşme ve şartnamesinde yazılı esaslar veya böyle birinin istihdamını kı itibariyle buna benzer ve bu İşin keşif bedelinin yarımı tutarında bir işi iyi surette başarıp ka. ettiğini veya denetlediğini isbata yarar belge ile ihale gününden en az Üç gün evvel <Tatil gün. Vilekçe ile müracaat öderek dlk teminat makbuzu — veya — bir. t Ticaret Odası vesikasına ve esas 90 sayılı kanunun 82 nct ihile (s479)