SAYFA: X Ortaşarktaki Mesuliyetlerimiz V çerda SAhmet / Emin Yalman bu başlık altında yozdığı makalede, Dişişleri Ba- kanımız — Necmeddin - Sadak'la lere Hariciye Nazırı Ernest Bevin arasında evvelki gün vukubulan görüşmeye temas e- diyor ve Türkiyenin Ortaşark ve Asya kapılarında dünya sul- huna ait en ağır yükü taşıdığı nt belirterek makalesine — şöyle son veriyor: Türkiye, bir istikrar örneği ve Ortaşark milletlerile - türlü türlü sıkı bağları olan iyi ve dürüst bir komşu sıfatile Orta- Şark ve Asya kapılarında sulu ve istikrar kurmakta çok mü- hira bir rol” oynıyabilir. Fakat bunun için ilkönce zeminin ha- zırlanmasına ihtiyaç vardır ki bumun da başlıca âmili; Ameri- ka ile İngilterenin, petrol me- se'eleri dahil olduğu halde, müş terek ve tam mânasile ahenkli Bir Ortaşark siyasetine tâbi o't- malarıdır. Eğer bu iki hükü- metten biri falân memleketteki filân zümreyi, diğeri falân züm reyi ve falân menfaatl destek- Byerek, Ortaşark'ta Rus ve Na> zi usulü (dost ve kukla bükü- met) nazariyesini yürütmeğe kalkışırlarta ve İsrail mesele- sizde birbirine zıd siyasetler takip ederlerse; mânâsız bir kıs kançlık veya mahdut bir maddi menfaat hesabına Moskova si: temine varlık imkânı temin edil- miş ve pire için yorgan yakılmış oluz, Bu takdirde Ortaşark'ın iyasi İklimi, hiç bir zaman nsanlığın esas menfaatlerine vun bir şekilde düzelmez, 'e, Ortaşark'ta bir is- tikrar unsurudur. Bu sahahın istikrarına alt en ağır yükü, cüs sesine nisbetle. bugün Türkiye cekiyor. Yarın silâhlı bir he- saplaşma olursa, yine — âzami 'yük bizim üzerimizdedir. Bu i tibarla Ortaşark'ın istikrarına ve tçüncü bir harbin önlenme- sire ait dâvalarda faal bir rol oyramak vazifemiz bulunduğu biri menfaatimiz, diğeri Ki dostumuz ve yeni bir dün- kurmak yolunda candan vo!- olan Birleşik Amerika- mcaat ederek, Mmüşterek Ortaşark giyasetine sahip ol malarını ve harb zamanında de- vam ettirdikleri ahengi sulh iş- lorinde de tekrarlamalarını is- temek elbette hakkımızdır. * Misafirlik oyunu © vmhuriyet'de Doğan Na di, yazdığı bir fıkrasın- da, yakında yayınlanan bir ha- bere göre kaymakamlar ve mek tupçular arasında nakillerin baş Tadığına işaretle diyor €Yayınlanan bir kararname» ile kaymakamlar ve mektupçu- lar arasında nakiller yapılmış. (Baş tarafı 1 incide) Bir Türk ailesi 1914 - 18 harbi de Almanyada bulundu. Evin ha - nımı anne olacaktı. O mintakanın doktoru kadının hâmile olduğuna dair belediyeye rapor veriyor. Er- tesi sabah apartıman kapısının ö- nünde bir litre süt dolu bir şişe durüyordu. Çocuğun hakkı derhal temin ediliyordu. Yalnız sütle de- Bil, annenin gıda karneleri çift o- luyordu. İşte bu teşkilâltır. O teş- kilât ki, bizde yoktur. Kendimizi aldatmayalım... Biz daha halka hilesiz süt içir- mekten âciz adamlarız. Borlin'de anne olacak bir ka- dına - hangi milletten olursa ol - sun - her gün karnındaki yavru - nun hakkını düşünen bir hükümet, Köyünde çocuğu aç ve bakımsız bi- Takır mit. Çocuk dâvasında büyük şehirle- Fi birakmalı; köylerden başlamalı. Bunun için de Çocuk — Esirgeme Kurumu teşkilâtını. köylere teşmil eylemeli, Yani açıkcası bu mücsso- senin gayretli âzası paçaları sıva - YIP' köylere girip yerleşmeli. Nu yapamayız. Mâzeret olarak da Valışmamışızı,, deriz. Ne demekt — Alışmamak diye bir- şey var Omidir? — İngilizler, Framsizlar, — Almanlar, — medeni Alemden — kalkıp — dünyanın — in> san yüzü — görmemiş — muhit- lerine gidiyorlar, oralarda yerleşi- yorlar, çalışıyorlar. Hiç birinin şi- kâyet ettiğini görmedim. (Nis) de bir Fransız dostüm. vardı. ki, bü- 'tün ömrünü Hind-i- Çinide geçir- miş. Buradan muhabhetle, hürmet- le ve minnetle bahsederdi. Biz bağırsak İşitilecek bir küye Bİdip — oturmağa tahammül edomi- yoruz, Sokaklarımız sakat dilenci — ço- cukları İle dolü... Bunlar — noden böyle? diye bir kere sormak aklı - mıza gelmiyor. İstatistik doğan 800000 çocuktan 450000 nim öldüğünü yazıyor, fa- kat yaşayanlardan da kaçının sa- Kat olduğunu söylemiyor. Onu biz tahmin edecekiz. Yakat aymı haberin iki sü- tuncuk ötesinde bir başka ha- vadis: Yurdda karakış. -Karın Falınlığı bazı yerlerde iki met- 'eyt bulmuş filân, Nasıl? Beğendiniz mi? İnsa- mn sokağa çıkmaktan çekindiği ğü zamanlarda, adedi yüze va- ran bir memur kütlesi ister temez, sefil ve perişan olacak. Yaşasın, sözümona, memurla. rını düşünen Cumhuriyet Hükü- meti! * miz, yâza kald ürriyet'de İğne ile Kuyu Kazan muharriri, «Ne 2a- man yapmalır adlı fıkrasında, iktidar partisinin karakışta hal- Kan odun “ve kömürünü temin edememesi yüzünden, — seçimin siyasi cereyanlardan ziyade me- deoroloji raporlarına bağlı kal- diğımı kaydederek şöyle — ya: yör: Yirmi yıl evvel yurdumuzu ziyaret * eden komşu bükümet- lerden birinin Başbakanı, lâkır- dı arasında, ağzından kaçırmış: — Memlekete dönünce hemen seçimi yenileteceğim.. — Zaman geldi mi, ekselâns? — Gelmedi amma bu yaz mah sul bereketli oldu. Halkın fe- rahlığı, bize ekseriyeti kazandı rır. Gelecek yıl nasıl olacağı bel N değil! Seçimde. meteoroloji raporla- Tının, siyasi cereyanlardan dâ- ha tesirli olduğuna bir misal. İktidar partisi, karakışta, hal km odununu, kömürünü temin edebilseydi belki yeni bir seçim görebilirdik. Şimdi bütün ümi- €imiz hareketli bir yaz mevsimi ne kaldı.. Yeni seçim kanunu, ehermmiyetçe, bundan sonra ge- liyor! * Cevapsız kalan bir sual A kşam'da Dikkatler nunda, son günlerde Os- manlıca ve Öztürkçeye dair mu harrirler arasında başgösteren münaztra gayretine dokunula- Yak şöyle deniliyor: Bir muharrir, öbür muharı Te soruyor: — Tükçede «domaine public» Hasıl denir? — «Halkın malı olmuş eser> diye yazıver, gitsin. — Peki andma, iptidaf kabile- leir fertleri gibi meram ifade- Bite başlamış sayılmaz mıyız? O takdirde, (Sigaramı tablaya silktim) diyecek yerde, meselâ: (İnce kâğıda dürülmüş kuru 0- tu, kül tabağına silktim.> de- $ gibi, kulağımızı tersinden göstermiş olmaz mıyız? —H Tefhuma, karşı bir söz gerek- mez mi? sütu- YN K. Sabun ihraci durduruldu Ekonomi ve Ticaret — Bakanlığı yayınladığı 289 vo 287 sayılı sir- külerle iç piyasada sabun fiyatla- rında yükseliş görüldüğünden pi- rina yağı ve pirina ile yapılmış her türlü sabunun ihracını 12 şu- bat tarihinden, gene — fiyatlarda yükselip kaydedildiğinden — zeytin - yağı ihracını 8 şubat — tarihinden itibaren durdurmuştur. Bakanlığın bu kararı ilgililere tebliğ edilmiş- tir. Iştirâk edeceğimiz fuarlar Geçenlerde Ankarada Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında muhtelif teşekküller vo mücsseseler temsilci- lerinin iştirakile yapılan toplantı - da bu yıl ilkbahar fuarlarından Mi- lâno, Lyön ve Brüksel fuarlarına iştirake karar verilmiş ve gel hazırlıklara başlanmıştır. nanın Ilıklığı süzülüyordu. Sen hiç bir şey Ben senin en amansız düşm: ki sen onu fakirleştirerek zevi lendiriyordun. Mukaddes - sul! nıtı, düşman düşman. kindar kocakarı tırnakları: arasında tutuyordum. İnce örti ye bi kunmuştu. Avinyon çanları Çaldı, çalacak Bin bum bum, Kanı çekilen Jak artik işitmi yordu. felâketimizi örtüyordu. Akşam oluyordu. Bir araba Kısa tırısı ile at akşamın sisi geliyordu. Arabacı kamçısını Balladı, yerinden atladı. Üzerimize e banketin üstüne yerleştirmek Parmaklarımın arasından ka- anlamadın, Kçük ahmak, cahil tafra furuş, nındim, gençliğine düşman, ü- mitlerine düşmandım. O düşman ve sükünunu çiğnediğin temiz nasiyeli, gür kahkahalı düşma- . Ben seni n nmüş gurük Aallara do- Uzun iniltisinin rüzgârı ne bürünmüş olan bize doğru ildi ve kötü bir SEHİR HABERLERİ Şehir hatları Yeni vapurlar ge İtalyan Ansoldo' — tezgâhlarına ısmarlanan 4 yolcu gemisinin in- gasına nezaret etmek Üzere Ma- kine Yüksek Mühendisi Bahaed- ©r Engiz ve Gemi İnşalyo Mü Hendisi Müsa Tebi'nin — İtalyaya gönderilmesine karar veriin tir. . Diğer târaftan Hollanda Werse hüre / tezgühlarında yapılmakta| alan. şehir — nattı / vapurlarından | Büyükada ve Haydarpaşa bu haf ta bir cer gemisinin — yedeğinde olarak llmasımıza — müteveccihen yola çıkarılacaktır. Bu gemllerin getirilişi 90 liraya mal olmaktadır, Merhum Bursa Millet Sadık Arsever bin vekili defnedildi Bursa 16 (Hususi) — Evvolki gün Ankara - İstanbul treninde eden Bursa Milletvekili Sa- dik . Tahsin Arsal'ın cenazesi bu- ÇELE, Y af teşekkülleri — ve halk kütlesi tarafından karşılan - mıştır. Ti gelenleri, es- kalabalık İstasyonda acelo bir - tevakkulu müteakip otomobillerle Bursaya ba- reket edilerek Yeniyoldan Bursı getirilmiştir. Cumhuriyet — moyda- nma - gelindiği zaman Sadık Ar - san'ın kırmızı bayrağa butu arabadan indirilerek üstünde Ulu camie — göti cenaze namazı kılındıktan önde matem havası — çalan gohir bandosu ve polis ve nakor kıt'aları olduğu balde mezarlığına götürülerek aile kat - sonra ristanına defnedi Merhum Sadık Arsan, iki sene- He dir. Milletvekili bulunuyordu, nüz 46 yaşında idi. Vaktile A rada Türk ocakları kâtipliğini yan- Bü vazifede iken hükuka devam ederek mezun olmuştu. Bir müddet do Bursa belediye başkan- lığımı ifa eden merhum temiz kalb- li ve halük bir zattı. mıştar. Bir cinayetin muhakemesi sanık ayni köy halkından Ramiz ve Hüseyin Cey- hun kardeşlerin duruşmalarına 2 inci ağır cezada devam edilmişti Dün bu davanın kararı verilo- cek iken Hüseyin gömlekteki kır- mızı Jekelerin hayvan böyası oldu- ğunu söşlemesi üzerine - lekelorın adli tıbda müayenesine karar ve- rilmiş, duruşma 2 mart saat 16 ya Kurşun boru hırsızı mahküm oldu Kâmil Kut adında birisi adiiys binası helâsından kurşun boru larken adliye emniyet memuru Sa- dettin Şenor tarafından yakalan - mış ve 3 üncü sulh cezada suçüstü ne göre yapılan muhakemesinda ay 10 gün hapse mahküm olmuz tur. 1 i Çimento işçilerinin ücretleri artırıldı iyet Hakem heyeti, dün saat 15 de toplanarak Kartal çimenlo fabrikası işçilerile işverenleri ara- sında çıkan ihtilâfı halletmiştir. Varılafı karara göre, saatto 50 kuruştan az ücret alanlara yüzde 165; fazla alanlara da — yüzde 20 nisbetinde bir zam yapılmıştı Bu zamma göre işçilerin elino vasati olarak ayda 16 Tira fazla bir para geçecektir. Kürar, bugün ta- YENİ ge İk ÜN on asırlarda dünyada n kudretli hâkimiyet kuran memleketler, im paratorluklar göz önüne getiri- lirse bu eğemenliğin daha ziya- de ekonomik olduğu ve kudret- li bir paraya; adile, sanile, altı- na dayandığı tesbit edilebilir. İngiliz imparatorluğunun üç yü ze yıla yakın beş kıtaya dal bu: dak salması mübalâgasız İngili: lirasının, -Sencore süvarilerinin münakaşa edilmez üstünlüğüne atfolunabilir. Altın sisteminin bütün —Avrupaya şamil olması çok mümkündür ki İngiliz para usulünün Avrupaca taklit edil- mesinden başka bir mâna taşı- maz. İktisat bakımından en kuv vetli devlet nakit sistemi olarak altını kullanınca çaresiz başka ülkelerde bu bedeli takih etmec- ge ve altına dayanarak kuvvet kazanmağa mecbur've malıküim olmuşlardır. Dünyada askerlik bakımından en kuvvetli devlet. mecburi askerlik bul edince yavaş yavaş ve & yet yolile diğer — milletlere de Mmecburi liği kabul etme- ğe mecbur İngiltere, netini ka- oldular Sarılâcivertliler, Fenerbahçe Wackerle dün İnö- nü stadında ikinci ve son —maçı-| & xa yaptı ve 2 — 1 mağlüp - oldu. Yunanistanda yapbığı beş — maç-| tan sonra çok yorgun ve eksik bir kadro İle şehrimize — ğelerek | pazar günkü oyunü & - 2 kaybe- ğen Wacker dünkü maçta da Fe- nerbahçe İçin Kolay yütülür bir. lokma olacak zannediliyordu. Fa- Kat netice tahmin edildiği — gibi Çıkmadı ve Wa;ker maçı kazan- &. Fenerlilerin dünkü mağlübi - yetlerine secep, Wacker'i küçüm zemeleri <sakatları çok, eksik oyuncuları da var nasıl olsa ye- neriz> diyerek oynamaları olmuş tur, Buna mukabil de Viyanalı- lar her ne Dahasına olursa olşun maçı kazanmak azmile oynamış-| iar ve bu azim neticesi — oyunu kazanmışlardır. Maçın taisilâtne gelince; ev- velâ misafirler sonra da Fener - bahçeliler sahaya çıktı ve — kısa güreri merasimden sonra — oyuna başlandı. Oyuna başlıyan Wacker'in kar, şısında Fenerbahçe şu — tertipte dizilmişti. Cihât — Necati, Hilmi, — Sa- Tâhattin, Samim, Müjdat — Fik- ret, BoT Süphi, Lefter, Halit, Tik anlarda. Wacker'in hâkimi- yeti altında geçen oyun yavaş ya vaş Fenerin baskısı altına girmi- ye başladı ve altıncı — dakikada Sarı - Lâciyertliler mühim bir fır sat kaçırdiler, Bunu — doküzüncü dakikada Fikretin yaptığı ortayı Lefterin kaçırması takibettikten sonra Fener baskısı arttı ve Wac ker kalesi çenber içine alındı. 18 inci dakikaya kadar devam eden bu hâkim oyundan. kâh şanssız- lik kâh - beceriksizlik — yüzünden netice alınamadı ve bu sıralarda soldan bir akın yapan Viyanı lar Necatinin hatasından istifade €derek solaçıkları vasıtasile ya - kından ve kapalı zaviyeden — ilk göllerini yaptılar. Gölden sonra kendilerine iti - madı artan misafirler hücümla- rını sıklaştırdılarsa da bu otuzun| cu dakikaya kadar devam etti ve raflara tebliğ edilecektir. a k h gin Jak'ı kat'i bir tavırla ben- den çekti aldı. Onu kaymaktan menetinek ve tutmak için yanına çöktüm. Adam bizi şehre doğru sürük lüyordu. O söylüyor ben cevap vermiyordum. Bir beyin sarsıl- masına uğradığımı fark ederek hâdiseyi kendi kendine izah edi- yordu. Âhenkli, atırlı, eflâtun rengi bir akgamdı. Kokular havada göze görün- miyen izler bırakıyorlar, nteş böcekleri kısa alevleri ile uçu- ü " - guyorlardı. Çiçekler büzülmüş ve sakları siyahlaşmış gibi idi, 1 Gece semanın sonsuzluğunda kesif bir halde kalıyordu. Ufuk bütün aydınlığı yutuyordu. 1- — Jakın üzerine örtüyü çektim, Yazan ; CLAUDE CHAUVIERE hâkimiyet tekrar Fener'e — geçti. Elini ihtitas ile sıktım. Ruhum- la, tenimle, samlamla, gözlerim- le, aldığım ve beni en büyük hazza garkeden hayatın mulite- gem mahlüku artık tabiatın si- nesine gömülüyordu. Onun vücudü, benim — vücu- dum... Bunlardan ne kalıyordu? Zevklerimiz ayni yaşta idiler. Arabanın sarsıntısı bizi bir- birimize yaklaştırıyordu. Fakat kısılmış dudaklarını öpmeye soğumuş yanaklarını okşamıya cesaret edemedim. Artık onu arzu etmiyordum. Artık ona acımıyordum, Fakat bu Akdeniz gurubunda onu hâ Jâ seviyordura. Benliğimin en uzak hatıra: 'na kadar çıkan duayı Bon bir #gifa çaresi gibi ona mırıldanmı- forvetinin Tefrika No. 21 BABAR tisadi Yazan: Z Ord. Prof. Şükrü BABAN | Amerikada bile gimdi mecburi askorliğe kadar yollanılmasının saiki başka ne olabilir? En kuv vetli donanmaya —malik olan devlet gemi nda çelik kul lanmağa başlarsa onunla boy ölçüşmek — dâiyesinde olan ğer devletlerin de gemilerini çe- likten yapmak mecburiyeti var dür, İngiliz altın lirası o kadar kuvvetli bir cazibeye malik ol- muştur ki hemen bütün dünya ticari — muamelelerinde bu kıy- met ölçüsünü kullanmağı itiyad edinmişlerdi. cir Brezilyalı bir tacir ile mu kavele aktederken H rinden anlaşıyorlardı. -Böylece İngiliz lirası cihan mübadelesi- nin ve bütün kıymetlerin müş- terek ölçüslü oluyordu. Bu Kadar yüksek ve şerefli bir vaziyetin İngiliz bankalarına temin ede- ceği sonsuz faydalar kolaylıkla vur olunabilir. Hemen bü- age müamelesinin mer Wacker2-F. Bcıhçel beceriksizliği ve müdafaasının kötü oyunu yüzünden yenildiler Bütün, uğraşmalara rağmen gol çıkmazken 32 inci dakikada yyac ker müdafaası bariz bir penaltı yaptığı halde nedense hakem bu Nü vermedi. Devrenin son anları oldukça heyecanlı geçerken 42 in cı dakikada — Fikretin çekinğen bir hareketi bir göle mal oldu ve devre, Fenerlilerin beraberliği te min için çalışmalarile — geçerken son buldu. İkinci devreye Fenerhabçe azim ll bağlıyarak hemen hâkim du- rüma geçti ve & dakikada Fikretin ortasını Wacker kalecisi güçlükle kurtardı. 7 inci dakika- du Fenerlller hiç ummadıkları bir zamanda hücuma geçen Viyana- pların, solaçığının kavvetli bir şu tile ikincl golü yediler. 2 - 0 mağ- Jüp dürüma — düşmesine rağmen Fenerbahçe gene hâkim oynıyor ve sıkıştırıyor, 16 ci dakikada Lefter bütün müdafaayı atlata - rak kaleye girerken — müdafiler tarafından Güşürülünce hakem bu nu penaltı İle Cezalandırdı ve pe naltıyı çezen — Fikret durümü 2 - 1 yapan golü attı. Fenerbahçe oyunun sonunda sa hadan 2 - 1 mağlüp olarak ay - rıldı. inel Cihat ARMAN Uludogdu Kav:ık nııı—.ıba kası yapılacak Bursa, 16 (Hususi) — 24 Şu- batta Uludağda başlayacak olan Uluslararası Kayak müsabaka- ları hazırlıkları ikmal edilmiş- u ? olan yabancı milletler kayakçı- larının - bügünlerde şehrimize gelmeleri muhtemeldir. - Yarın şehrimize gelecek olan Yunan ekibi Mudanyada törenle karşı- lanacaktır. Kar ile kapalı olan Uludağ yolu Kirazlı yaylâya ka kezi Londra oluyordu. İsçi partisinin, Makdonald başkanlğında iktidare #eçmesi bile bu hâkimiyeti Barsamadı Ancak 1931 eylülünde Sterlinin asından ayrılmasıdır ki, Fransız frangı tekrar altın esa sına irca edilmiş bulunuyordu ve bir takım Fransız iktisatçı- larından - Sterlinin boş kalan Postuna — yâni para olmak tahtına frangı 6- turtmak hevesi kabarmış ise de e gelen Sterline olan itimad altın franga vene üstün gelmişti. A- lışkanlıklar, cihan piyasalarının İngiliz bankalarına olan güveni, Londranın bütün Asya ve cenv bi Amerika paralarını yakından tanımaları böyle bir di pek imkân vermemiş idi amma İkinci Dünya Harbi kesin ola- rak Sterlini de, Frangı da ikin- ci hattâ üçüncü plâna attı ve dolar parlak bir ilkbahar güne- şi gibi 1931 denberi sahibi meş Kük olan milletlerarası tediye parası ve kıymetler ölçüsü tahtı na cülüs etti. Dikkati çekecek noktadır ki önce İngiliz lira: nasıl altın idiyse gimdi de dolar altına dayanacak. kudrettedi Dünyadaki altının yüzde yetmi- #i —fazla değilse— Birleşik merikadadır. Dolar da en ku vetli döviz olarak cihan pazar- lafının gözlerini kamaştırmak- tadır. Dolar serbestçe Avrupa- da, Asyada, Okyanusyada, Af- rikada Amerikada dolaşabilmek Çeşitli rüzgârların ve bas- kıların tahribatından hiç körk- mamaktadır. Esasen altın esa- sına dayanan bir nakdin en can l vasfı böyle pervasızca ve de- ğerinden kaybetmek korkusuna marüz kalmadan piyasalarda dolaşabilmesidir. Vaktaki bir nakit himayeye —muhtaç olur. İthali bir dert, ihracı büsbütün başka bir elem olur. Şu sahaya, bu sahaya hasredilmek ıztırarı duyulur onun birinci nevi kıy- met ölçülük vasfında beheme - hal, cüz'i de olsa, bir ârıza pey- da olur. Böyle bir ârıza ise bir para için en ağır bir yüktür, bir zaaftır. İngiliz hâkimiyeti ve üstünlü parasına ve deniz hâkimıye- tine dayanıyordu. Şimdi Okya- nuslara hâkimi ve parasının altın ile bir ayarlığı dolara geç miş bulunuyor. Sterlin devrin- den dolar devrine intikal edil- Miştir. Hemen bütün dünya memleketleri bu iktisadi üstün- lük ve hâkimiyeti ister istemez kabul etmişler hattâ daha ileri giderek dolar kaynaklarından 'dim ve destek istemişlerdir. Yalnız doğuda büyük bir devlet, Sovyet Rusya, bu kombinezon- lara katılmamış ve ayrılığını, bu umumi cereyan karşısında, mu hafaza etmek istemiştir. Böyl bir ayrılık iki esasa dayanabi- h 1 — Tamamile kapalı bir â- lem içine çekilerek kendi mu - kadderatına kaderini bağlıyan- larla birlikte hususi bir kül teş kil ederek yaşamak ve böylece dünyanın yarısından fazlasının halile ilgilenmeden ve para ba- dar hususi traktörlerle açılmıya başlanmıştır. Müsabakalara yabancı millet- lerden İtalya, Avusturya ve Yu nanistan iştirak etmektedir. ya başladım — Seni selâmlarım Hazre- ti Meryem... Bu gnnemin mütevazı sesi i- di... “Adam yolun kenarında bize hayretle bakan geçicilere bağı- rıyordu: — Bütün kanı akmış! Işıklar içinde ve süslü bir tren sahilden kayıyordu. Kayıklar limana dönüyo di. Seyahatin sonuna — yaklaşır- ken karar vermek, icad etmek mecburiyeti beni rahatsız edi- yordu. Fakat karar almak hu- Susunda erkekçe, bahamdan te- varüs ettiğim bir azimle hare- Çeviren : REFP kımından da altın ile alâkadar olmamak... Nazi Almanyasının tatbik ettiği sister 2 — Doların hâkimiyet ve üs tünlüğü karşısında onunla yarı CEV/ D ULU! ketim, takip edeceğim yolu ba- na gösteriyordu. Yosunlu kaldırım taşları ile döşenmiş bir avluya açılan ka- pıdan girdik. Pencereleri par - maklıklı iki bina, kiremitten bir saçak altında bir çalar saat, bir lâle göbeği, taşra havası. Hapishane mi? Manastır mı? Hastahane mi? İşte hastabakı- cıları bir sedye ile geliyorlar Başım aş; rı takip ettim, Jak ebediyen ben den ayrıldı. Bu yabancılar nim eserimi tamamlıy Nihayet acı duyuyorum Mel'un bir boşluk göj doldurdu; matem içime y t. Onunla yalnızım, onu öldür- düğüm halde yine benimdir, Şim eğilmiş onla: — Bahisler # KAARARAAAARANA AAA AAARARARIRARARAA DA AAARAAARAR Sağlam Paranın Hâkimiyeti hayli kargagalık ve tereddüdler den ve İkinci bir dünya savaşın dan sonra, Sterlinin yüksek tahtından yuvarlanmasına bep olabildi. İhgiliz lirası altın | temelinden ayrıldığı o — tariht milletlerarası | gabilecek diğer bir altın altın ruble ortaya sürmek. Bilindiği gibi Sovyetler Rus- yada idareyi cle aldıkları vakit parayı ihmal etmişlerdi. Fakat 1924 tarihinde rubleyi 0,00,77 gram altın olarak tarif etmiş- lerdi. Filhakika” fiiliyatta altın ruble tedavül etmedi. — Çünkü Sovyetler kendi dç Alemlerine ve kabuklarına çekilmiş olarak yaşadılar amma nazart olarak Tuble altın esasına dayanıyor- dü. 1936 tarihinde rublenin altın değerinin dörtte üçü feda e- dildi. İkinci harbten sonra da 1947 de değerinden yüzde dok- san nisbetinde bir fire verilmek süretile rublenin altın - temeli tavzih edilmiş bulundu. Bu al- tın ruble istikrar peyda ederek milletlerarası mübadelelere bir asıtalık yapabilir mi? Hiç ol- mazsa (ruble sahası) denilebi- Tecek ve doğu Avrfupayı kaplı- yacak bir alanı sinesine alabilir mi? Sterlin ve dolar sahasına mu kabil ruble sahası kurulabilir mi? akit, Bu suallere verilebilecek ce- vablar bütün iktisatçıları alâka dar eder fakat Sterlinin asırlık hâkimiyetini bir hamlede berta- raf edip dolarla uğraşmak ko- lay olabilir mi? Prof Şükrü Baban ı: Dg“ pllüu.'iı statistik işlerine ehemmle yürüyen Insana benzer; doğru lerde telirar doğrulmak müm - ya o zaman ne yapmalı?. Bum ve nüfus vaziyetini İncelle 17 ŞUBAT 1949 ŞaRLE OD Hedef: altmış milyon n yet vermiyen bir devlet karanlıkta el yordamile yolda gittiğini sanırken bir de bakar ki sapmış. Bu gibi haller kündür amma bir hendeğe hat. tâ uçaruma da — yuvtrlanmak Sağlık ve Sosyal Yardım Bas kanlığı memleketimizdeki do« yormuş. İlk haberlere göre do« ğum nisbeti binde 45 dir. Bu he- sapça her sene — nüfusumuzan 800000 artması — lâzımgeliyor. Halbuki, artış mikdarı yalnız 250 - 280 bin arasındadır. Kü - çük bir kesap yaparsak doğu - mun hakâki nisbetinin yüzde 14 olduğunu dehşetle görürüz. On sene evvel yapılan incele- melere göre doğum nisbeti bin- de 23 dü; demek ki son yıllarda yüzde dokuz azalmıştır. Biz esa- sen coğrafi vaziyetimiz, toprak- larımızın besleme ve barındır- ma kabiliyeti noktasından binde 28 ü az buluyorduk; bunun-art- tırılmasma çalışmamız icabedi- yordu. Üç yüz sene evvel bugün eli- mizde bulunan topraklardaki nil fus 27 milyon tahmin ediliyor- du; cumhuriyet idaresi ancak 14 milyon nüfusla kuruldu; de- mek ki bakımsızlık, hastalık, fakirlik, uzak imparatorluk top raklarının muhafazası uğrunda ölmek gibi hallerden dolayı nü Hindistandan — çuval t Bakanlığın- göre, 1949 yılı ihtiyacımızı kar- v distan hüküme- tinden memleketimize dan bildirildiğine çuval vo kanaviçe nak üzere H şimdilik 10 bin tonluk bir kota sağlanmışt Başlıca resmi teşekküllerin itha- lât ihtiyacr doğrudan doğruya ken- dilerine yapılacak tahsislerle kar - gilanacaktır. Piyasadâ ' icabına göre — tanziın satışları yapmakla da vazifeli Ti- Caret Ofisinin getirteceği miktar - kalan 5. bin ton jüt mamulünün ilgili “ith: sında tevzi e ilar ara- ile İstanbul, İz- mir ve Mersin Ticaret ve Sanayi ©- daları vazifçlendirilmiştir. Bugüne kadar mezkür Bakanl verilmiş olan çuval vo kanaviço it- halât talepleri muameleyo konma- yacaktır. VeT KT YA LK! A HABERLER) 4 Ankarada Ekonomi ve — Ti- PE.e komisyonlarında — görüşül -| mekte, olan Sanayi Kanunu ta -| sarısı Üzerladeki çalışmalar bitb miştir. »x Perşembe günleri Mudanya| seferini yapmakta olan vapurla rın gidiş ve dönüşte İmral'ya| da uğratılması — kararlaştırılmış-| tır. & ©- H, P. İstanbul Bölge mü fettişi Dr. Sedi Irmak dün sabah ki ekspresi> Ankaradan şehrimi- ze dönmüştür. Galatada — oturan ” Kemal Genç ile Ahmet Suner kavga et- mişler, Ahmet, Kemali — yarala- mıştir, — * b Kocamustafapaşada oturan Mümin, arkadaşı Kadiri bir ka-| dın meselesinden bıçakla — yara- lamıştır. 60 sabıkası olduğu söylenen İlya adında hir yankeslci ile - 70 sabıkası olduğu — söylenen — Nuri ve Sıtkı, Mastafa İsak, Mehmet — —— RTED DA L F OURUR LA LTRA AAT LA A bir gebeke halinde hırsızlık — ya- parlarken yakalacımışlardır. di başkaların oluyor. Onu ben- den alacaklar fikri bana şu ka rari verdirdi. Onu muhafaza c- deceğim! Mermer merdivenden sonra girdiğim odada dairen madar sıralar konmuş... Yığıl- dım. Sediye artık sallanmıyor. Ameliyat salonuna girmeden evvel sanki orada — dinleniyor. Halsiz ve renksiz olacağım ki bir hastabakıcı beni — tuttu. cismani zevkle birlikte götüre- cekleri bu vücudü benden sak- lamak için önümde durdu. Artık ona tahakküm edemiye Yumruklarımı ısıriyo- ceğim. rum, 'Teskin edilmemiş şiddetle ha- rap olan ilk âşıkım... Ben; mes'ut olmasını bilmiyen ve hâ- lâ beni arıyan Şarl Frada. Ya sizlerden dünyaya geldi - ğim zavallı insanlar! Anlaşılmaz tahrip kudreti. Cehennemi zincir... - Zevkimi dolduran — tahteşşuurumdaki ci- nayetle Jak benim âşık çocuğum! A- nalık muhabbetile şehvet zevki ni karıştırdığım sevgili yavrum ! (Devamı var) fusumuz 13 milyon — azalmış! Yirml beş senede ancak dört veya beş milyon arttık, şimdi de pek az artıyoruz. Nütas siyasetinde Türkiyenin hedefi altmış milyondur. Bu sa- yıya ulaşmak için bugünkü do ğum nisbetini muhafaza edebi- lirsek en az yüz sene lâzımdır, Fakat, Allah göstermesin an ma, bir harb felâketine uğrar- sak ön veya yirmi senede arftır dığımız nüfasun bir senede kay bedilmesi ihtimali vardır. Bir milletin en mühim ve değerli milli serveti nüfusudur; varlığı- mızi koruyabilmek, — yardumuz senlendirmek için kısa zamanda altmış milyon olmamız lâzımdır. Bu da çalışan elleri çoğaltmak, emeği kıymetlendirmek, doğan ları yaşatmak, yaşıyanların ü« mürlerini uzatmak, hayat sevi- Hükümetin birinc' vazifesl de budur; bunu yapamıyorsak vazifemizi yapamıyoruz demek- tir. Kadircan KAFLI Berberlerin bir müracaatı Berberler, belediyeye — müracaaf ederek tarife yapmak — hakkıana kendilerine bırakılmasını, belediyor nin ancak hazırlanan tarifeleri tası dik etmesini istemişlerdir. Belediye, berberlerin bu müra < cantini tetkik etmiş, fakat kanu 4 men buna imkân olmadığı cevabını vermiştir. Ölüme sebebiyetten mahkümiyet Bir müddet evvel Tophanede va kubulan bir kaza esnasında Muazı zez adinda bir kızın ölmesine ve 'Novzat 'adında bir gencin de ya: lanmasına sebep olmaktan sanıl goför İsmail Aktaşın 2 inci ağır ce- Ki duruşması sonunda 1 yıl 4 ay hapsine karar verilmiştir. Büyükadanin kazanı patlfadı Dün saat 19,46 Köprü - Büyük- ada seferini yapan — “Büyükada,; vapurunun, Büyükada — civarında kazan borusu müthiş bir gürültüye le patlamıştır. * Hadise yolcular arasında büyük bir heyecan yaratmış, fakat hiç « bir kaza olmamıştır. talik olunmuştur. Sahte karne basan mahküm oldu Sahte ekmek ve çay karnesi baz mp satmaktan sanık Kâzun adın« da birisi 2 inci a r cezada 1 yıl hapso mahküm edilmiştir. AAT ŞUBAT 1919 7 Perşem Kasım: 102-Ay: 2- Vasati — Ezani 6 S1 1 07 12 28 6 44 15 24 — 9 40 17 46 12 3D..ML Ki Gclk ll