Eski tas eski Hamam. © vahuriyet'de Doğan Nadl aKaramanın - koyunu» İ- simli fıkrasında, Belediyenin o- tel ve lokantaları sınıflara göre ayırmasının — faydasızlığını be- lirterek göyle diyor: Belediye otelleri, lokantaları vergi, fiat vesaire bakımindan sınıflandırmış. Bunlara - birinci, ikinci, Üçüncü sınıf diye ayrı, | ayrı muamele tatbik ediyor. Fakat zaman zaman terfilere ve tedennflere rastlıyoruz. Me- selâ, ikinel sınıf bir otel birin- ciye geçiyor, birinci sınıf da - kinciye düşüyor. Otel yine o otel. Yemesi, iç- mesi, yatması, kalkması Ayni. O halde bayram değil, seyran değilken bunları kim ilerletip geriletiyor böyle acaba? Anla: lan otellerin mobilyasına, lokan- taların tabağına çanağına bir takım dersler verip, sonra im- tihan eden acaib muallimler de var, * Yumruğuna değil, kafasına oy. verdik H yit iğne ile Kuyu Kazan Muharriri, siyasi ahenksizliğin şimdi de musiki alanına intikal etmiş bulundu- ğuna İşaretle göyle yazıyor '“'cîçm akşam, tanınmış iki musiki üstadı, çalgılı bir gazino- nun sahnesi arkasında boğaz boğaza gelmişler; sebebini 80- rarsanız, ya kürdili - hicaz fas- Fakat ha- kikati araştırırsanız, işin içinde, bir kadın parmağı var diyor- a Siyasi ahenkteki bozukluk in- cesaz takımlarına da sirayet et- miş demek; musiki üstadların- dan bir hafta evvel, Mecliste, milletvekilleri dövüşmüşlerdi! Şu var ki iki san'atkârın dö- vüşmesini garipsemiyoruz; zira, kavganın musiki veyahut kadın yüzünden çıkmış olması, onların izacına uygun düşüyor, ve va- ziyetlerini kurtarıyor... Yumruğuna değil, kafasına oy verdiğimiz dövüşçü milletve- killerinin kusurlarını hafiflet- mek için bu kadarcık bir maze- ret bile bulamıyoruz. * Yolcu yolunda gerek atan'da Yedekçi'nin, bu başlık altanda yazdığı bir fıkrasında şu satırları okuyo- ruz: Müfritler, Parlâmentolar Bir- liğindeki üyelere baskın yapmış- lar! Sebeb: İdare heyetini ele almak, Avrupa seyahatlerine Parlâmentolar Konferanslarına gidebilmek! Bırakınız canim, —şu müfrit denilen zevat da, Avrupaya git- sinler de Parlâmentolar Konfe- ranalarındaki temsilcilerle Par- lemanter insan görsünler! Fâzil Ahmed Aykaç, onlara güzel hezel okur! Süreyya Örs geevren Sındırgı hâdisesini an- Jatır! Rasih Hoca tecvit fizere İstiklâl Mahkemesinin müdafaa- Bını yapar! Evet, hele bir gitsinler. Çün- kü başka türlü bir yere gire- cekleri yoktur! * Kadın hırsızları kşam'da Dikkatler — sütu- munda, Gerede — tarafla- rın bir takım kadın hırsızlarının türediği; bu gibilerin İse evli genç ve güzel kadınları kaçırıp ihtiyaç sahibi erkeklere sattık- ları bahis mevzau edilerek şöy- le deniliyor: Gazetelerin küçük haberleri e “TAKViMDEN 2 Bil YAPRAK İnönü Armağanları — Baştaratı 1 incida — yaklaşan bir şaire verilmesi ile de anlaşılmış bulunuyor. Ne yapmalı, yapmalı... Ganç ise tidadların İnkişafını kuvvetlendir- eli kİ hissin beyanına vasıta olan bir şiir devri açılmış olsun, <Kabakulak — virüsünün — tavuk ambriyonu — Üüzerindeki — kültürsü tabil bizim salâhiyetimizin çok ha- ricinde kalan bir bahistir. — Fakat | tavuk vebasının önünü alacak bir Keşif olsa zannedersem memleket- 1o daha ehemmiyetli bir alâka u- yandırırdı. Sonra: <Elastik bir düz- Temedo sabit gerilmeli serbest sı- nırları olan denge — dürumlarının belirtilmesi. do ben ve benim gibi pek çokları İçin anahtarsız bir mu- ammadır. Bunlara beşer bin Jira | değli, eli boşer bin lira verlise ni- gİN? neden? demeğe takatimiz yok- fur... Çünkü bir keltme anladıksa Kömür gibi arab olalım! Edebiyat kısınında —mükâfatın Bedefinin Tâyıkile tâyin edilmediği kanaatindeyim. İnşallah gelczek seneyo - bu te- menni husul bulur, arasına sıkışmış vak'alardan bi- ri dah; " Gerede - taraflarında kadin hırsızları türemiş. Evli genç ve güzel kadınları - kaçırır, başka l 'tlerdeki Ahtiyaç sahibi er- lere 250 lira ile 2000 lira a- Fasında Bİr fiata satarlarmış. Nihayet, Bayram isminde bir vatandaşın Sabriye isimli dört aylık karısını da kaçırmaları Ü- zerine, zavallı koca, aramış ta- ramış; Geredenin Samat köyün- de, kaçıranı t.'muş. Sabriye, Cihanbeyli'de, Mandıra& köyün- de, Receb ismindeki yeni erke- ğinin yanında bulunmuş. Bu, maalesef münferit vak'a değil... Kızlarını, akrabalarını para mukabilinde Zevceliğe, metres- liğe, hizmetçiliğe verenler çok oluyor. Bir senelik gazete kol- leksiyonlarını karıştırın, mace- ralar sayısız. Yirminci asrin ikinci yarısına sene kaldı! bi N. K. e ARGİ Tesf | EISA HABERLER. | ç Dün sabahki Edirne treni ile gehrimize, Batı Trakyadan kaçan 20 Türk mülteci gelmiştir. Mülte €i ırkdaşlarımız Sirkeci göçmen e vine yerleştirilmiştir. x Amerikan bandralı Exscutor yapuru, bir motöre çarparak batır dığı İddlasile dâva edilmişti, ayn! vapur kaptanı kazaya motörün sebebiyet verdiği iddiası lle muka bil dâva —açarak 100 bin lira iste zaliştir. 4 Dün sabah toplanan beledi- ye Daimt Encümeni — şehrimizde Taliştaki) bir belediye zabıtası tep Kili işini incelemiştir. Müsbet bir karara varılırsa şeh rimizde 150 kişilik bir belediye za bıtası kurulacaktır. x Dikran Kabaran adında biri arkadaşı Hamdiyi bıçakla yarala maştır. 4 Tepebaşında Melek Çıkmazı 17 No: da oturan Sahak evinin halkonundan düşerek ağır surette yaralanmıştır. x Kurtuluşta Sine sokakta bir evde oturan Hayrullah Bakışan a dında bir esnaf evinin balkonun - dan düşerek ölmüştür. »4 Beşiktaşta bir randevil evi ba mılmış ve $ çift suç Üstü yakalan mıştır. 4 Bir müddet evvel Yeniköy Palasta karımı Perranı tabanca fle vurarak ağır surette yaralamak - tan sanık Hüseyin Kuşkunun du- ruşmasına dün devamı / edilmiştir. Sanık vekili ehlivukuf — raporuna itirazda bulunmuş, bunun - tetkiki için duruşma tâlik edilmiştir. a& Dün sabah Üsküdar öntünde fıçı yüklü bir motör devrilmiş, mo törcü 60 yaşındaki —kaptan İlyas etraftan yetişenler tarafından kur tarılmıştır. z Osmanbeyde Hakkı Eğilme zin odasının kapısı kırılarak giril mlş bir radyo çalınmıştır. Şisan-aDirL* sdrtunu unu nunu * Yoğürt mevsiminin başlama- m münâsebetile İstihsal — merkezi nin sıkı bir kontrole tabi tutulma #ına karar verilmiştir. 4 Haydarpaşa Nümune hasta- hanesi nisaiyo mütehassısı Dr. Ze- ki Tahir Ankara doğum evi baş- bekimliğine tâyin edilmiştir. 4 İsrali hükümeti iktisad dal zesi müdürü Türkiyeden mühim miktarda mal alındığını, Türkiye 'nin de mal atması lâzım geldiğini eöylemiştir. 4 Avge adında bir hirsiz kadın nereden bulduğu kenüz tesbit edil l Ekmekler niçin bozuk Ofis mes'ul Belediyeye yüklüyor Sön günlerde” ekmeklerin bozuk Çkması Üzerine Toprak Mahsulleri Bölge Müdürü Enver — Gürelii dün şaat 15 de bir basin toplantım ya parak ofisin vazife ve istikbaldek! çalışmaları — hakkında g gazetecile- Te geniş İzahatta — bulunmuştu: Enver Gürtlli demiştir ki: <— Malön şehirle- rin un ve ekmek işleri ile hiç bir alâkası kalmamıştır. Büyük Şehir) derin fapesi için lüzumlu hububat ihtiyaç miktarınca bu - gehirlerde ki değirmencilere Borsalarda « maktâ, verilen bububat okmoklik 'un imâline yarıyacak lüzumlu bü- tün vasıfları haiz tulunmaktadır. Hububatın satışından sonraki iş ler ofisle alâkalı GLayıp buğda - 'yın un haline getirilmesi ve ek - mek imâli hususları, resmi mücası Olarak yalmz belediyelerin kon trolüne tabi bulunmaktadır. Bu sebeble zaman Zaman un ve ekmeklerin bozuk çıkması halinde ceki tatbikatın tesiri altında Kalı narak ofisce un Veriliyormuş gibi mütalâa yürütülmeri doğru değü dir. > Diğer taraftan öğrendiğimize gö re belediye değirmenleri kontrol etmemekte, ekmeklerin bozulması a murakabesizlik aebebiyet ver mektedir. Belediye Iktisad Müdür- lüğünde değişiklik Belediye İktisah — Müdürlüğü Müstahdemin gefi Rakım Ziyaoğ- u, İktisad Müdürlüğü kadrosun - dan çıkarılarak belediye yazı işle Ti müdürlüğü kadrosuna geçiril- miştir. “Bugünlerde belediye İkti zad işleri müdürlüğü kadrosunda bazı değişiklikler yapılacağı söy - lenmektedir Uygunsuz ve ve: kadınlar Beyoğlu semtinde bazı bar ve kokteyi salonlarında yapılan araş- tırmada vesikasız ve kaçak çalı gan bazı kadınlar totulmuş bunlar toplanarak zührevi kastalıklar has tahanesine sevk edilmişlerdir. Bu gibi kadmları çalıştıran mücssese ler hakkında takibat yapılmakta- dır. Tekel toptan şarap satışına başladı 'Tekel'in şarab salışını toptan o Israk tüccara devir suretile terk ettiği malümdur. Dün sabahtan Jtibaren tacirler toptan alıma — başlamışlardır. 'Te- el şarap kalitelerinin tüccar'&lin €e bozulmaması ve serbest bırakı lan fiatlerde artma vuku bulmama S1 için tedbir alınacaktır Cezalandırılan Sinemacılar Cumartesi ve pazar günleri Pilan kontroller ” neticesinde Ar, Saray, Lâle, Atlas ve Yıldız &ine malarnda lüks Koltuk — sayısının #rltırıldığı görülerek bu sinemalar hakkında zabil. tutulmuştur. İpek #inemasında ise birinci mevki yer ler için lüks mevki bilet ücreti tes bit edilmiştir. — Yılbaşından itiba- ven Jüks tarifesi geri alınarak bi rinci sınıfa indiriler Atlas sinema #ında, halâ lüks tarifesinin tatbik olunduğu tesbit edilerek sinema bakkında kanun! tekibata geçil - mlyen 1500 lira değerinde mücev heratı satarken yakalanmıştır. — Deli misiniz?... dedi; hay- d... Sevgilim... Daha çabuk... Daha çabuk yürüyelim!... Bununla beraber ruh gişesini aldı, kokladı. — Asıl siz sapsarısınız... Barhoş gibi yürüyorsunuz. hasta değilim. Hattâ canım şarkı Ve tiyor... Şarkıya başladı: Elbiseleri bir yaz bahçesine benzi Ve bir yaz... Küvvetine çok fazla güven- mişti. Sesi birdenbire boğazım- da düğümlendi. Onü götürmek... Yumuşat - mak... Belki de korkutmak fır- satının kendini gösterdiğini dü- gündüm... Onu kuvvetle kendi- me çekmeğe teşebbüs ettim: — Klara... Benim güzel yav- rum... İnsan kendi beşeri kuv- vetine meydan okumamalı..; Ruhu ile iddiaya girmemeli... Dönelim... Rica ederim! İtiraz etti: r, hayır... Bırak bes söyleme... Bu ehem bir şey değil mes'udum. Ve benim nüvaziğimden şid- Ben pek detle silkinerek kurtuldu. — Görüyorsun ya... Kundu- Talarımın Üzerinde kan — bile yok... —— —— — — — —a miştir. Yazan İngiltereye çürük ceviz Octave Mirbeau YK AAA iç gübhesiz Amerika- zan güç anlaşılan ta- raflarından biri de, bu Memleketteki beyaz halkın zen- d nüfusa karğı takındıkları va- ziyettir. Herkes gibi ben de A- Mmerikaya gitmeden önce bu mevzuda-bir çok geyler işitmiş- tim; fakat işin doğrusu, keyfi- yeti bizzat yerinde göçmek fır- satını bulduğum zaman evvelce bende mevcud fikrin çok kit yetsiz olduğunu anladım. Amerika nüfusu beyaz ve renkli olmak üzere ikiye taksim edilecek olursa renkli nüfusun ekseriyeti azimesini zenciler teş kil eylemektedir. Zenci nüfus mikdarı 13 milyon yâni aşağı yukarı umumi nüfusun onda bi Tidir. Bunların.büyük bir ek: riyeti cenub devletlerinde yaşa maktadır. Meselâ cenub devlet- lerinden Alabamada yaşıyan, halkın yarıdan fazlası siyahtır. Geri kalan kısım hemen hemen bütün diğer Amerikan gehirleri ne dağılmış vaziyette bulunmak tadırlar. Nevyork, Chicago gibi büyük merkezlerde bu mikdar yüz binleri çok aşar. Amaerikanın gimal ve cenubun da yaşıyan bu zenci nüfusun hayat tarzları, beyazlar tarafın dan kendilerine karşı takınılan vaziyet çok farklıdır. Hattâ belki bu bakımdan Amerikayı füiçe bölmek lâzımdır: Cenub dev letleri, gimal devletleri ve bu ikisi arasındaki Illinois gibi dev letler. Bu gün cenub - eyaletle- rindeki zenci nüfusun durumu kelimenin tam müânasile kötü ve gayrı müsaittir. Buralarda her türlü haklar ve bunların istimali bakımından fiili olarak ve bazen mevzuat gereğince halk ikiye — ayrılmış bulunmaktadır. Zenci halkın durumu beyazlardan tamamile ayrıdır, Bunların ekseriyeti top- rağa bağlı işçiler vaziyetindedir- ler; küçük kulübeler veya evcik- ler içinde şehirlerin kenar ma- hallelerinde ve çok kötü şartlar altında yaşarlar. Mektepleri, ki- liseleri, gidebilecekleri ginema- lar, lokantalar, meyhaneler mah dut ve muayyendir. Hapishane- ler, çocuk islâh evleri içinde be- yazlar ve siyahlar ya ayrıdır yahutta bunlar ayrı — ayrı kısımlarda ve birbirlerile hiç temas etmeksi bulunurlar. Nakil vasıtalarında kat'i bir ay rilik vardır: Trenlerde zencile- rin seyahat edebilecekleri vagon lar, bekleme yerleri ayrılmıştır. Otobüs ve tramvayların ancak arka kısımlarında seyahat ede- bilirler. Ve hiç bir suretle be- yazların önüne geçip oturamaz” lar. Bu son cihet sadece örf ve adet dolayısile bu suretle tees- süs eylemiş değildir; Keyfiyeti kanunlar da böylece tasrih ey ihrac elmişiz Londra Ticaret Ateşeliğinden Ti caret Bakanlığına gönderilen son raporda Jisansı Noelden evvel alı narak İngiltereye ihraç — edilmiş olan külliyetli miktardaki ceviz - lerin yüzde 30 unun çürük oldu Bu anlaşılmıştır. Keyfiyet, İngil- tere nezdindeki ülcari itibarımızı #arsacak bir mahiyet arzettiğin - den Ticaret Bakanlığı gereken ta Kibata başlamıştır. Sonra, rahatsız olmuş bir e- da ile: — Aman!... Bu sinekler de ne kadar muacciz'.., Neden bu- rada bu kadar sinek var?... Ya bu pis tavus kuşları!... Neden onları susturmuyorsun ?. Onları kovmak - istedim... Bazıları kanlı nafakalarından vazgeçmediler; bazıları da ağır ağır uçtular ve daha muharriş Çığlıklar kopararak bizden pek uzakta olmiyan sedlerin üzerine ve ağaçlara kondular... - Kuy- rukları göz kamaştırıcı mücev- herat ile işlenmiş kumaşlar gi- bi dökülüyordu. Klara — Pis hayvanlar! dedi Uzun uzun kokladığı rukların Mmüsekkin tebahhüratı sayesin- de, daha doğrusu bayılmamak hususunda sarsılmaz İradesinin kuvvetile çehresi penbe rengini, bacakları sinirli ve yaylı hare- ketlerini tekrar buldu... O za- man yeniden küvvet kesbeden seda ile şarkı söylemeğe başladı Elbisesi yaz bahçeleridir Ve bir bayram günü mâbedi- dir. Sert ve yuvarlak göğüsleri Bir çift altın tas gibi parlıyor Mestedici içkilerle dolu. Mestedici kokularla dolu..c Benim üç muhibbem var..< Biraz süküttan sonra, böcek- lerin vızıltılarının kapladığı da- ha kuvvetli bir sesle tekrar gar kı söylemeğe başladı: N Üçüncüsünün saçları örülmüş tür. Ve başının üzerinde sarılmış... Onlar hiç bir zaman kokulu ney, —3 — lemiş bulunmaktadırlar. Bu yazı ların muharririnin başına hattâ bü yüzden garip bir vak'a da gelmiştir: Alabamanın Montgö- mery gehrine ora hapishanesini incelemek Üzere gitmiştim. Ba- 7 vulumu otele bıraktıktan #onra cezaevi müdürü mülüki olmak Üzere otobüse bindim ve arka- dan ikinci sıraya geçip oturdum. cezaevi müdürüne mülüki olmak ğa başladı beyazların boş bul- dukları her yere geçip oturma- darına mukabi! zeacilerin benim yüzüme baktıktan sonra arka- daki tek sıraya geçip oturdukla- rını görüyor ve dört kişilik ye- Te, otobütse bir hayli bög yer olduğu halde'on kişinin sıkışma ğa çalışmasını bir türlü anlıya- miyordum. Biraz sonra otobü- #ün goförü yanıma geldi ve bi- raz da huşunetli bir eda ile «ya hu ne için gu adamlara da şana vermek — istemiyorsunuz> diye çıkıştı. Tavır ve hareketlerim- den yabancı olduğumu anlamış olmalı ki vaziyetini hemen de- Biştirdi ve gülümsiyerek bir kaç, Bıra ileriye geçmemi ve oturma- mı rica etti. Zenciler “buralarda o kadar kötü görülmektedir ki hattâ ba- letlerde bir zenci ile sokakta jyan yana yürümek suç sayılmış tır. Bütün bu fiili farklara rağ- men tabil mevzuat zencilere de tabii bazı istisnalarla — mü- savi vatandaş hakları tanınmış bulunmaktadır. Fakat eski esa- ret devrinden kalmış — bulunan örf ve adetler ve düşünce tarz- ları kanunların verdiği teminatı hiçe indirmiş — bulunmaktadır. Meselâ seçimlere takaddüm e- den günlerde zenciler üzerine türlü tazyikler yapılır; zenci nüfus üÜrkütülür. Ve bunlardan hiç kimsenin namzetliğini koy- masına değil hattâ rey verebil- mesine dahi imkân verilmez. Bu gebep dolayısiledir ki meslâ A- labama gibi nüfusunun yarıdan fazlası zenci plan devletlerde, devlet idaresinden yer almış bir tek zenci mümessil yoktur. Se- çimlerde yapılan tazyiklerin tür lü yolları vardır. Meselâ seçim- lere tekaddüm eden gün ve ge- celerde meşhur eski Klu Klux Klan meydana çıkar ve şehrin bir tarafında cübbe ve maskele rini takmış mümessillerinin hu- zurunda bir haç yakar. Bu man- zara karşısında eski günlerin dehşetini hatırlıyan zenciler se- çim günü rey vermek şöyle dur- sun evlerinden dışarıya bile çık- mamayı tercih ederler, Yine ba- zı devletlerde rey verebilmek için okuma bilmek lâzımdır. Zen ciler rey vermek üzere sandık başına geldikleri zaman derhal bir imtihana tâbi tutulur ve mu vaffak olamazlar. Amerikada bulunduğum sırada bir gazete- de bu süretle bir zenci kolej pro fesörünün imtihanda — dönmüş bulunduğunu okumuştum! Bu mıntıkalarda yaşanyan zenti nüfusunun sıhhi ve ahlâki durumu da çok aşağıdır. Beyaz doktorlar, zencilere bakmazlar; zenciler arasında ise doktor mik tarı çok azdır, zencilere mahsus hastahane ve yatak adedi çok cüz'idir. Esaret devirlerinde her yağların yumuşaklığını — bilme« mişleri Şehvet ifade çehresi yamrı yumrudur. eden Vücudü de domuzunkine ben- zer Dalma tekdir eder ve homur- danır. Göğüsleri ve karnı balık ko- kuları neşreder. Yatağı bir ibibik kı Ben bunu seviyorum... — Zira onda güzellikten daha esrarlı bir cazibe var: Hâhi tefessüh. Öyle bir tefessüli ki onda ha« yatın ebedi hararetl var! Onda istihalelerin ebedi yeni- lenmeleri var! Benim üç muhibbem var. Şarkı söylerken, sesi bahçe « Yazan: Doçent Dr. Sulhi Döıııııezerl eni doğan zenci çocuğu toprak Bahibine ait bulunduğundan tabif olarak toprak — sahipleri mümkün olduğu kadar fazla a- dette esire sahip olmak arzu ettiklerinden esir kadın ve er N kok arasındaki gayri mogru cin- aİ mukarenetleri fazla ayıp gör mezler hattâ buna göz yumar- lardı; tabit olarak bu vaziyet zenciler arasında geniş bir ser- bestiye dayanan bir cinsi ahlâk geklinin tecssüsüne imkân ver- miş ve aradaki geçen yıllara Tüğmen bu cinsiyet ahlâkı ta- mamile ortadan kalkaniamıştır. Hülâsa cenup devletlerinde ya- şayan zenciler bugün de esaret manzarasından biraz yukarıda bir hayat gekli içinde bülunmak- tadırlar. Buna mukabil şimal devletle- rinde dahili harpten — itibaren zencilerin durumları çok daha müsait bulunmuştur. Hiç şüphe siz yine meselâ bir zenci, beyaz ların oturduğu mahallelerde i- kamet edemez; devlet hizmetle- rinde alabileceği yer ancak pek mahduttur; fakat şimalde bulu- nan zencilerin durumu cenupta kilere nazaran çok daha uygun bir vaziyet arzeylemektedir. Amerikanın orta devletlerin- den meselâ Ilinois gibi mıntıka larda ise durum bu iki vaziyet arasındadır. Meselâ - Tilinois'de 1940 senesinden beri Üniversite- ler zenci talebe kabulüne de başlamışlardır. Üniversitelerin talebelere mahsus kısımlarında, eğlence yerlerinde zenci ve be- yaz talebe arasında yapılan tef- rik ortadan kalkmıştır. Bunun- la beraber buralarda da zeci ka bul etmiyen kahve ve meyha- neler, lokantalar, kulüpler, mü- esseseler pek çoktur. Meselâ zenci bir erkekle gezmeğe giden beyaz bir kiz görmek imkâmı yoktur; aksi de öyle. Şu mevcut vaziyet dolayısi- le eskidenberi cenuptaki zenci nüfusu kesif kafileler * halinde şimale hicret eylemekte ve yer- leşmektedir. İkinci Dünya har- binden sonra bu nüfus harekei bilhassa hızlanmıştır. Fakat sö- zü geçen keyfiyet bu defa şimal de sıkıntıları mucip olmakta zenci ve beyaz nüfus arasında hâdiseler eksik olmamaktadır. Bu yüzden Detroit'de 1942 yı- lında beyazlarla zenciler arasın- da bu sonuncular aleyhine 6l- mak Üzere bir katliam başlan- gıcı dahi teressüm eylemiş ve ancak milli kuvvetlere müraca- at olunmak suretile feci hâx seler durdurulabilmiştir. - Zenci nüfusun hicreti dolayısile şimal de husule gelmekte olan asabi- yetin başlıca sebebi hiç şüphe- siz iktisadidir. Gerçekten zen- ciler hayat standartları düşük ve bu sebeple ihtiyaçları az iş- çilerdir. Beyazlara nazaran çok daha az ücretlerle ve gayri mü- sait gartlar içinde — çalışmakta ve bit rekabet havası yaratmak- tadırlar. Bu yüzden Union'lar zenci azâ kabulünde çok ihtiyat h hareket etmektedirler, Amerikada ve bilhassa cenup devletlerinde — yaşayan — beyaz halk her cihetten sevimli, sempa tik insanlardır. Diyebiliriz ki Çeviren : Refi* Cevad Ulunay nin menfur manzaraları atasm- da tanelenirken tâ - uzaklarda, yüksekte bir bulut - göründi Semanın sonsuzluğunda küçü penbe bir kayık tatlı bir la ilerledikçe büyüyen ipek yel- kenli mini mini bir kayık gibi idi. Şarkısım bitirdikten sonra tekrar pür neş'e olan Klara: — Ah! Küçük bulut... —diye haykırdı, bak! O mavilikte, pes penbe ne kadar güzel!... Sen Onu bilmiyor musun?... Hiç gör medin mi?... Bu esrarengiz bir buluttur... Kimbilir. belki bir bulut da değildir... Her gün, ay ni saatte nereden geldiği bilin- meden görünür... Dalma yal- niz, dalma penbedir ayar, kayar, kayar... Sonra kesafeti- ni kaybeder... İpliklenir... Par- çalanır.., Çekilir... Gökyüzünde AARANARAPRARARARRARAAAAAARAZARARANA, ei Amerıka Notları 5- ARARAARANINARAAAARAAADARALARRARDAZ “ Amerikada zenciler ve -. vatandaş hakları ,, ” Jutu seyretti Amerika kadar hiş bir memle- kette insan hürriyetl ve Insan- İar arasında müsavat fikri yoyv- vetle yer tutmuş değildir. Çe- gitli ırk ve milliyet köklerine dayanan halk gürüpları burada beraberce yaşamayı öğrenmiş- ler ve yüz yıllardanberi buna muvaffak olmuşlardır. — Cenup halkında bizim Anadolu köylü- Bünün misafirperverliği ile, kas, ma sıcaklığı İle, bütün güzel ev Bafı vardır. Bu itibarla zenel- lere karşı beyazlar - tarafından takınılan tavrı basitçe izaha im kân yoktur. Bunun tariht Içti- maf ve iktizadi olan muhtelif se bepleri vardır. Yâni keyfiyet a- sırların getirdiği sosyal sebep- lerin mahsulüdür. — Meselâ bir “Amerikalı beyaz ile konuşuyor- sunuz mezkür - vaziyetin gayri Tnsaniliği hakkı:?a sizinle tama mile mutabık olarak fikir beyan ediyor ve vaziyetinden şikyet ediyor, Fakat bizzat kendisi de Ayni suretle hareket eylemekte devam etmekten geri kalmıyor. Bunun gebebi açıktır: Arzetti- ğim sebepler dolayısile sosyal Psikoloji o suretle teesslis eyle- miştir ki başka türlü hareket edemez. Sonra. şunu da ilâve e- delim ki beyazlar tarafından ta- kınılan mezkür vaziyet dolayı- sile zenciler dalma gayri müsa- it durumlar içinde bulundukla- rından bu keyfiyet onlar arasın- da beyazlara karşı bir huşunet, nefret ve hattâ kin havası ya- ratıyor ve karşılıklı bir tazyik hali teressüm ediyor. Zencilerin içinde bulundukları kötü şartlar dartlara kargi ken- dilerinde mevcut olması lâzım- gelen hürmet itiyadını gevgeti- yor ve bu, gayri ahlâki hare- ketleri ve suçu meydana çıkarı- yor. Bu sebeple Amerika hapis- hanelerini dolduran nüfusun he men hemen yarısı zencidir. Bu, sebep olmayıp ancak bir netite olah vaziyet tabii olarak be- yazların nefretini daha ziyade teşdit ediyor ve bir çokları zen cilerden kötü tavır ve hareket- leri, suçlulukları ve gayri ahlâ- Ki tarzları dolayısile nefret et- tiklerini zannediyorlar. Hülâsa görülüyor ki vaziyet çok mudil ve karışıktır. Bilhassa İkinci Büyük harp- tentenberi Amerika'da zencile- re karşı olan durum esaslı suret 'te değişmek yoluna - girmişti: birçok şehirlerde zencilerin v: ziyetlerini düzeltme komiteleri kurulmuştur. Nihayet Traman' 1n cesaretle ortaya attığı vatan- daş hakları programı öyle zan- nediyoruz ki Amerikada zenci probleminin çözülmesi bakımın- dan şimdiye kadar tesbit edilen en ciddi hareket olarak gözük- mektedir. İleride bu yeni hare- ketlerden de bahsedeceğiz. ahlâki sta Murad Uraz'ın annesi vefat etti İstanbul Millt “Eğitim Müdürü Murad Uraz'ın — velidesi Pamuk Uraz evvelki akşam saat 24 de hayata gözlerini yummuştur. Merhümenin cenazesi dün saat 12 de Beyoğlundaki evinden kal - dirlarak öğle namazı Teşvikiy camlinde iılınmış ve Feriköydeki Gile makberine defnedilmiştir. Merhümeyo - tanrıdan rahmet, kederli allesine baş sağlığı dile - Tiz. erir... Gider... Nereden geldiği- ni kimse bilmediği gibi nereye gittiğini de kimse bilmez!... Bu radaki çok âlim müneccimler bunun bir cin olduğuna inanıyor lar... Ben, gezen bir rüh olduğu nu, benimki gibi kaybolmuş kü- çük bir ruh olduğunu sanıyo - Tum... Kendi kendine ilâve eyledi — Ya zavallı (Anni) nin ru- | | | hitab ederek hu ise Bir kaç dakika yavaş yavaş uçuklaşan ve silinen meçhul bu — İşte... Etiyor... Eriyor... Bitti... Artık küçük bulut yok!. Gitti!, Gözleri semaya dalmış, ve mahfuz, öylece kaldı. Ağaçlarda tatlı bir ürperme yapan hafif bir meltem çıkmış- tı; güneş daha az sert, daha âz yorucu idi; ziyası garba doğru harikulâde bir surette bakırla- r, gark tarafında nâ müte- İkte çeşitli bir sedef ve a- çık gri renklerle yumuşuyordu... köşklerin, büyük ağaçların, taştan (Buda) İarın gölgeleri, yeşil peluzların — üzerine daha İnce daha az teresslim etmiş masmavi uzanıyordu..« sükit (Devamı var) Yahudi istiklâl savaşı ilistinde kurulan — ve kurulur. kurulmas le- Üldül vavayına baçli « yan İarall devletinin Türkiye hakkında güya Iyi fikirler bose Temediğini iddla edenlere rasthe yoruz; halüld tamamile yan» lıştır. İsrafl devleti Dışişleri Ba kanı Şertok İstanb lladur, G: latasarayda okumuş, hukuk fas kültemizde yetişmiş, burada u- Zun seneler avukatlık etmiş bir adamdır; Türkderi İyi tanır ve sever; nitekdm şimdiye — kadar gerek sarih ve gerek belirsina olarak Türküye aleyhinde tek Söz söylememiş, tek harekeb yapmamıştır. Dünyanın bazı memleketle- rinde yerleşmiş bir Yahudi hus #umeti zaman zaman göze çar- piyor. Hitler Almanyası bunlu- rın başında gelir. Yahudiler, «Âsur» lar ve Fe- mikeliler gibi tarihe karışmış değildir; bugün dünyanın çeşit- N memleketlerinde zekâlarile, küttürlerile, ticarette gösterdik leri başarılarla mevki sahibldir- ler; onların da ana yurdlarında kendi çaplarına göre bir devlet kurmalarını çok görenler bu noktaları elbette dikkate alır- lar, Bazı kimseler tarihin en kor« kunç ve seri halindeki cinayete lTerile meşhur olup yıkılan Nasyo nal sosyalizmİn tesiri altında kal maş gibidirler; bu mevrud> ta. Tafsız olamıyorlar; hürriyet vı demokrat asrında, milletlerin haklarını daha geniş müsama- halı bir tarzda mütalea etmek, elbette ki, Insaflı bir hareket olur. Geçenlerde bir Yahudi bane göyle sordı — Yabancı devletlerin idare- sinde, yabancı baskılar altında zulüm gören milyonlarla Türk var; onların hepsi veya bir kısc mı, hükümetlerine karşı is; bayrağı açarak hürriyet sava- şına başlarlarsa siz bu hareketl kötü telâkki edebilir misiniz? Filistine Yahudilerin gitmeleri. nin aleyhinde bulunanlara raste hyoruz. Hindistandaki, Endones yadaki, Çindeki ve dünyanın her hangi bir yerindekl hürri» yet ve istiklâl savaşları takdir. le karşılanıyor da Filistin sava Ş1 neden bir başka mahiyet aX zediyor? Ben, hüdiseler karşısında bi- taraf olduğum İçin, bu fikirle- rin leh veya aleyhinde bir şey söylemiyorüm. Kadircan KAFLI Üniversite Talebe Birliği yeni idare hey'eti Üniversite Talebe Birliği kon gresine dün de devam edilmiş- tir. Kongre, geçen çarşamba gü gü ilk toplantısını yapmış, va- kit geciktiği için dünkü güne bırakılmışti. Dünkü kongrede bühassa dilekler Üzerinde du« Yulmuştur. Dilekler arasında ganlar vardır: - Bir Üniversiti Lokantası açılması, sene içinde talebeye yapılan 3 bin lira'ık yardımın artırılması, Milli Türik Talebe Birliğiyle birleşmesi, Uni versite Talebe Birliğinin Üm- versiteye kaydolunacak öğrete cilerin kayıd ve kabul muamo- leterini üzerine alması.. Müteakiben yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır. Heyet, tü güretle teşekkül etmiştir: Şükrü Ezer, Falk Güven, Orhan Ergüder, Orhan Fersoy, Cihad Ko- ra, Selâhaddin Karâcam, Cemaled Gin Çakır, Veliyidüin Sindel, Se < dat Akay, Yurdakul / Esemenli, Yıldırm. Kıllaş, Ziya Kaya, Kes Tatl Demirel, Hüsamettin Arçak Orhan Arıman, Mehmed 'Taşde- miroğlu, Sahne san'atkârlarının bugün yapatağı toplantı 'Türk Sahne san'atkârları Der neği Üyeleri, bir balo tertip et- meğe karar vermişlerdir. Bugün saat 17 de Eminönü halkevinde yapacakları toplan- tıda bü konu müzakere edilecek. tir. Toplantıya dernek tarafın. dan Şehir Meclisi üyelerinden Ekrem Amaç 'da davet edilmiş- tir. —. ——— OCARK 1949 Kumi Kevvel 1384 29 Güney Öğle Tkindi Akşam Yatsı İnisâk