June 5, 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

June 5, 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

/ Fransada 150 bin memur ;açıga çıkacak SAĞ — Kanunun ilk kısmı kabul olundu BELSĞĞER Paris, & (A.A.) — (Reu- ter): Fransız milli meclisi, 150.000 hükümet memurunun işine nihayet veren kanunun ilk kısmını 251 e karşı 350 oyla kabul etmiştir. Halkcı çumhuriyetciler, sos yâlistler, mutedil radikallerin Ççoğunluğu ve de Geaul'cüler kanunun lehine oy vermişler, komünistlerle — radikal de Geaulcüler ve — mutedillerin ufak bir kısmı kanun aleyhi- n& rey vermişlerdir. Kabul edilen metin hükü- mete daimi memurlardan bir kısmının vazifelerine nihayet vermek yetkisini sağlamak- tadır, Memurların sayısını azalt- mak teklifi Sehuman'ın koa- lisyon hükümetinde bir buh- ran yaratmıştı. Komünistler tarafından desteklenen s0s- yalistler daimi memurlara Tmemuriyetlerinde istikrarı temin eden kanunlarda deği- şiklik yapılmasına itirazda bulunmuşlardır. VİCHY HÜKÜMETİ GENE- RALLERİNDEN BİRİ MAHKÜM OLDU Paris, 4 (A.A.) — (Afp) Vichy hükümeti zamanında amiral Darlan nezdinde de- niz müsteşarı olan general Delmotte, yüce divanca iki yıl hapse ve müebbeden mil- N gereften iskata mahküm edilmiştir. General Delmotte, mukavemet hareketini çok üçleştiren ve işgal edilme- miş bölgede Almanların gizli verici radyo yonlarını, arayıcı cihazlar tesis etmele- rine müsaade etmekten ve aynı zamanda Alman istihba rat servisi $efi amiral — Ca- naris ile yapmış olduğu görüş melerden — suçlandırılmakta- dır. Bununla beraber yüce di- van general Delmotte'un mu kavemet hareketlerine işt! Tâk edenlerden - bazılarına yaptığı hizmetleri dikkat na- zarına almıştır. - Çeteciler Balkan Tahkik Komisyonunun uçağına ateş ettiler Selânik, 4 (AP.) — Birleşmiş | Milletler Balkan özel telkik - ko-| aüsyonu 6 üyesini taşımıkta olan bir C, 47 Dakota uçağı Gramos| dağları üzerinden geçerk'n çeteci lcrin ateşine maruz kalmştır. Key fiyeti açıklıyan Ameriksı Yardım heyeti kaynaklarına göe uçağın kanadına üç tüfek mernisi isabet | etmiştir. Vaşington, & (AP:) — Bugün bir basın toplaatısında beyanatta bulunan Dışişleri Bakanı George Marshall Temsilciler Meclisi Tah- gisat komisyonu tarafından yaban- cı memleketlere yardım program- larile ilgili olarak yapılması teklif edilen 533 milyon dolarlık kesinti- yi tenkid etmiş ve bu teklifin Av- rupa kalkınma programını — aelâ- de bir yardım projesi haline #oka- cak mahiyette olduğunü söylemiş- tir. Teklifin kongrede de şiddetli tar tışmalara yol açacağı tahmin edil- mektedir. — - Dışişleri Bakanı, Tahsisat —ko- misyonu tarafından dün teklif edi- len bu kesintinin kongre tarafın- ÂAmerikadan sonra Amman, 4 (AP,) — Umumiyet-) le iyi haber alan diplomatik mw kaynağa göre Birleşmiş Milletler Filistin temsilcisi Kunt Bernadetto bu pazar mahalli saatte 9 dan iti-| baren yürürlüğe girecek bir ates kes anlaşması tertibi işin müzake- relere girişmiştir. Kaynağa göre bu ateş kes anlaşmasına pazartesi saet 6 da başlıyacak mütareke ta« b edecektir. | GÖNDERİLECEK A!YET(İKA.V* SUBAYLARI 5 Vaşington, 4 (ALA.) (Reu-| ter): Her an verilmesi mümkün 0- lan ateş kes emrinin tatbikine yar €im etmek üzere Birleşik Amerika deriz, hava kuvvetlerine mensub birçok subay hava yolile Filistine gitmeğe her'an hazır bu- lunmaktadırlar. | Resmi çevrelerde bu maksadla diğer milletlerden de subay verme leri isteneceği tahmin edilmekte- dir. İSVEÇ VE BELÇİKA HŞA SUBAY GÖNDERECEZ | Stockholm, 4 (AP.) — İsveç Dış işleri Bakanlığı tarafından bildi- rildiğine göre, hükümet yapılacak | kal mütareke hükümlerinin yerine ge-| t.tilmeeini kontrol etmex üzere ri—l listine asker göndermeyi kabul et miştir. Brükşel, 4 (AP.) — Birleşmiş milletler ara bulucusu Kont Bern: dotte'un talebi üzerine Bel: hi | kümeti Pi sahid sıfatile Belçikalı subaylar göndermeği ka- rarlaştırmıştır. Keyfiyet bugün Dısişleri Bakanlığı tarafından teb| liğ edilmekle beraber müşahidliğe tâyin edilecek subayların hüviyete leri açıklanmıştır. BERNADOTTE'UN DEMECİ Kahire, 4 (AP.) — Bugün gaze teailere beyanatyta bulunan Birleş miş Milletler ara bulucusu Kont Bernadotte ezeclimle sunları söylı miştir: «Aratfarla Yahudilerin 4 haftalık mütarekeyi tefsir tarzl stine m İ Marşal, kendi plânında kesintiye taraftar değil Tahsisat Komisyonunun kesinti teklifi Kongrede şiddetli münakaşalara yol açacak Filistinde fiili mütareke Pazartesi başlıyacak Hükümetleride Filistine su ?ay gönderecek eee Z L dan onaylanması halindo, bunun Avrupadaki siyasi durum üzerinde vahim tesirler yaratabileceğini de beyan etmiştir. Amerikan - Avrupa münasebet- lerinin diğer bir safhasına teffas eden Marshall, Fransanın Amerika dan özel garantiler isteyip isteme diğini yorumlamıyacağını söylemiş tir. Dışişleri Bakanı her iki deve letin, geçenlerde Batı Almanyanın istikbaline dair Londrada tereyan eden müzakerelere iştirâk ettikle- riul hâtırlatmış, ve şimdiye kadar varılan andlaşmalar hakkında ya- yınlanmış olan resmi tebliğler ha- ricinde birşey ilâve etmek isteme-« diğini anlatmıştır. İsveç ve Belçika rı arasında farklar mevcud olduğu malümunuzdur. Bir iki güne kadar bu görüş farklarını imtizac ettir- meğe muvaffak olacağını ümid e- diyorum. Fakat, bu hususta kat'i bir söz veremem, Bu görüş farkla- rı crtadan kalkıncaya kadar tarekenin başlıyacağı tarih imkân yoktur.» Kont Bernadotte bu sabah Mısır Başbakanı Nokraşi Paşa ile de gö rüşmüştür. JENİN SAVAŞI Fayfa, 4 (A.A.) — (Afp): Tam 14 saattenberi Jenin etrafında şim düye kadar görülmemiş şiddette sa vaslar cereyan etmektedir. Tanı ruz ve karşı taarruzlar birbirini takib etmektedir. Topçu kuvvetlerinin büyük rol oynadığı bu muharebede de topla- rın sesi 16 kilometreden duyul- maktadır. SURİYEDEN DIŞARI ÇIKMA YASAĞI Şam, £ (A.A.) — (Afp askeri makamlarının hususi müsa- adesi alınmadan Suriyeden dışarı çıkmak yasak edilmiştir. BİR ARAB KOMUTAN! ÖLDÜ ahire, 4 (A.A.) — (Afp): Fi- listin yüksek Arab komit! Ramleh bölgesinde harekâtta bu- lunan gönüllülerinin komutanı Ha- swm Salma'nın öldüğünü bildirmek- tedir. Hasan Salma geçenlerde Petah- Tikvah civarında Raz el Alyn mu- harebesinde yaralanmıştı. Truman, seçim turnesine çıkıyor Vaşington, 4 (A.A.) — (Reu- ter): Beyaz Saraydan bildirildiği ne göre Cumhurbaşkanlığı seçim furnesine dün akşam başlamış o: lar başkan Truman son dakikada programını değiştirerek seyahati- ne seylâbın harab ettiği bölgeleri de dahil etmi Maiş bir mugalâta (Başmakaleden devam) ler toplandı. Bu dâvete icabet e- denler içinde din uleması, Jâlk mütefekkirler, gençler, ihtiyarlar, Farmasonlar ve dini bütünler var« dı. Köylüsü, taciri, mutavassıtı, zengini, fakiri, erkeği, kadını can- İarile, başlarile bu uğurda çaliş- mağa koyuldular. Hattâ başka İs- lâm memleketlerinin mücahitleri de bu İ: lâl savaşımızda bizlere yardımcı oldular. «Ulus» başyaza- rı o vakitler Halk Partisini hur- debin ile ve pertavsızla arasa a- caba bulabilir mi? Tarihi hakikat- lere bu kadar aykırı iddialar ve böbürlenmeler ancak saf ve ipti- dai kalemlerden çıkar. Biz eminiz ki, Halk Partisinin aklı başında ve dürüst erkânı —çünkü nihayet bu zümre içinde de makul düşünen namuskâr insanların - vücudünü kabul etmek lâzımdır— bu gibi neşriyattan ve palavralardan azab ve eza duyacaklardır. Umulur ki bu gibi zevat böyle müfrif kalem- görlâta lâzım gelen ihtarları ya- parlar ve böylece partilerini gü- lünç bir mevkie düşmekten kurta- rırlar, Anadolunun kurtarılması bah- sinde Halk Partisinin yardım ve himmeti lâkırdısı böylece bir fiske ile bertaraf edildikten sonra zafe- ri müteakib büyük inkılâbların ya- picisi olmak iddiası kalır ki o hu- susta da söylenecek çok söz var- dır. Halk Partisi hakikatte hiç bir zaman siyasi bir parti hüviyet ve mahiyetini taşımamıştır ki, muay- yen bir porgramla İcraatta bulun- sun. Parti zaferden sonra Müda- faayı Hukuk — Cemiyetinin — bir istihalesi manzarası göstermiştir. Halbuki Müdafaai Hukuk esasen adından da anlaşıldığı veçhile va- 'tan korunması için kurulmuş mem leket genişliğinde bir teşkil olduğu için hiç bir zaman muayyen çer- çevede bir parti sayılamaz, Nite- kim en mühim dâvalarda Halk Partisi içinde ayrılıklar olmuş ve inkılâblar Atatürk tarafından ta- hakkuk ettirildikçe muhalefet par tileri doğmağa başlamıştır. Bu mu halefet partileri de hep Halk Par- tisi içinden çıkmıştır. Son örnek ve nümuneyi de hepimiz hâlâ gö- rüyoruz. Demokrat Parti Halk Partisinin parçalanmasından baş- ka bir şey midir? Adına rağmen — Halk — Partisi Garblı ve 'Demokratik mânasile hiç bir zaman siyasi bir fırka mamıştır ve bugünkü akış ve dişini muhafazada ısrar ederse leride de olamıyacaktır. Bu keha- net için büyük bir falcı olmağa ih- tiyaç da yoktur. Ulusun ya bilmez ve yahud mü- taleacı yazarına / hatırlatırız. ki Halk Partisi pek siyasi bir mahi- yet almak için müsbet bir pro- gramla ortaya attığı içindeki kars makarışık unsurları tasfiye etme- li, hele fikirle alâkası olmıyan menfaat bağlarile bağlı şahısları sinesinden fırlatıp atmalı ondan sonra konuşmağa başlamak hak- kını kazanmalıdır. A. Cemaleddin Saraçoğlu AAARAMAAAAAANAAAAARAARAR Mareşal Montgomery nin yeni nutku Londra, 4 (A.A.) — (Reuter): Narvicek'de söylediği bir nutukta Mareşal Montgomery ezcümle de- | miştir ki: Çok istikrarsız bir devir yazıyo- ruz, Harbi kazandık. fakat barışı kazanmamız kalıyor. Şimdiki şart- lar dahilinde kuvvetli ve müstekar bir İngiliz imparatorluğu devamlı barış için en iyi teminattır. Bu maksada ermek İngiliz milletinin Yol vergisinin , sini Belediye alacak Belediye gelirlerini artırmak için hazırlanan kanun tasarısı komisyonda kabul edildi, yakında meclisd Ankara, 4 (Hususi) — Belediyo resimleri ve vergileri kanun tasa- rısı Büyük Millet Meclisi - geçici komisyonunca kabul edilmiştir. Ta sarı önümüzdeki günlerde heyeti| umumiyeye sevkedilecektir. Kabul | edilen tasarıya göre yol vergisinin üzde 50 sini hazine, yüzde 30 zu- (Baştarafı 1 incide) — Çok şişmanlamışsın, biraz da Haşmete ver! . Reşid Öönünde yürüyen Haşmeti göstererek güldü —O Gandiye döndü. Ne yiyor, ne içiyor, ne de uyuyor, dedi. Sanıklar mahkemeye alındıkları zaman dikkat ettim. Haşmet bil- hassa zayıflamış, bitmiş idi. Bir deri bir kemik kalmıştı. Yüzü sap- sarı, gözleri bir noktaya dikilmiş- ti, dalgın duruyordu. İkisinin de avukatları gelmemişlerdi. Haşme- tin vekili Feridun Söğütlügilin mu hakemeye gelemiyeceğini bildiren telgrafı okunduktan sonra, istina- belerin okunmasına geçildi. Hâlâ İstanbulda Adalar emniyet âmiri olan B. Osman Nuri Akgözün ifa- desinde Ankara emniyet müdürlü- ğünde iken hâdisenin tahkikatına el koyduğunu, Anafartalar kara- kolunda Reşidin gelip teslim oldu- ğunu, biraz sonra da Naci Uluerin gelip Reşidi alıp götürdüğünü, va- linin yanına çıkardığını işittiğini anlatıyordu. Bundan sonra Zon- guldak cezaevinde mahküm bulu- nan Tahsin Dumanın ifadesi okun du. Tahsin şöyle diyordu: — Bolu cezaevinde mahküm- dum. Berberlik yapıyordum. Bolu ağırceza mahkemesi Ankara cina- yeti hâdisesi şahidlerinden Celâdet Conku yalan şahidlikten tevkif et mişti. Celâdet bundan çok mütees- sir olarak «Bu işten nasıl kurtu: lacağım?» diye ağlıyordu. <Mah- kemeye bir dilekçe ile müracaat et. Hakikati söyliyeceğini bildir; seni tahliye ederler.,» dedim. Haş met Orbayın iddiası gibi, Celâde- tin bana «Allah var. Katil olmıyan Haşmete nasıl katildir. diyebili- rim?» dediğini işitmedim. Böyle bir söz söylemedi. Şahid Celâdetin intihar teşebbüsü Bundan sonra Keçiborlu cezae- vinde mahküm Mehmed Yardımın ifadesi okundu. Mehmed de şöyle iyordu: —Bir gün Bolu hap dürü birisini yanıma getirere «Bu Ankara cinayeti şahidlerin- den Celâdet Conktur. Yalan şahid likten tevkif edildi. Yatağı yok. Se nin yatağından istifade etsin.» de- di. Celâdet çok müteessir. görü yor, ağlıyor ve intihar edeceğini söylüyordu. Bir aralık elindeki ji- letle helâye gidip kendisini öldür- mek istedi. Güçlükle mâni olup ji- leti elinden aldım, teselli ettim. «Doğru söyle?» diye ısrar ettim. Buna cevaben: — Birader, nasıl doğru söyler sin? Bunun sonunda ölüm var. Doktoru vuran Haşmettir. Kısa boylu kıvırcık saçlı birisidir. Gör- düm amma söyliyemiyorum.» de- di. Bir arkadaş da: <O halde bun ları bir istida ile yaz da savcılığa ver?» tavsiyesinde bulundu. Celâ Acıklı Ölüm Tıb Fakültesi Dekanlığından Fakültemizin birinci # hastalık- Yenı Kiniği Ordinaryüsprofesörü leğerli hocamız Dr. Nşet Ömer İrdelp perşembe günü öleden ev- üı hayata gözlerini kaıyarak e- 'diyete intikal etmiştir Cenazesi 5. 6. 1948 tumartesi günü, Taksimdeki Kalmi apartma- zından kaldırılarak Bayzıt cami, İnde öğleyin kılınacak #mazı mü. teakib Üniversite merk: binasına getirilecek ve burada yapılacak Merasimden sonra Kaltöy yolu İle Karacaahmetteki ailmakbere #ine defnedilecektir. * (7843) — Tibbiyeli Arkaddara 8/4/1948 günü vefatden kıy. Metli hocamız Ord.?rof. Dr. Noş'et Ömer İrdelp'i cenaz bugün öğle namazınmüteakıp Beyazıd camiinden kdırılacak- fır. Bütün tibbiyeli rkadasl, rın hazır bulunmalarır hur, 1. V. Tip. Falltesi Talebe Cemretl / Bir zelzelede 800 kişi öldü * Nankin — Central news ajansının bir haberine göre ma yısın 25 inde tsing-hai eyale- tinde kâin Lihua'da şiddetli bir zelzele olmuşstur. Lihua'de bu yüzden 800 kişi ölmüş, binaların çoğu yıkılmış ve hasara uğramıştır. (AA.) Kolombiya nehrinin taşması * Portland: (Amerika) — Columbia nehrinin tehdit ettiği bentleri takviye için binlerce kişi çalışmaktadır. Askerlerden de yüzlerce kişi ahaliye yardı- ma koşmuştur. Diğer taraftan, Wohport cı- varındaki seylâpta 23 kişinin ölmüş olduğu bildirilmektedir. (A.P.) Mişel nişanlısını karşılamağa gitti an — Eski Roman 1 bugün öğleden son- nlısı Prenses Anne'ı kar » Lozan'dan Ceno- Prensesin bu ak K nn z Şiün ün enteresan haberler şam uçakla Kopenhag'dan Ce- novaya gelmesi beklenilmekte- dir, (A.P.) Nevyork borsasında * New York — Dünkü bor- sada başlıca hisse senetleri bi- rer dolar kadar düşmüştür. Buğday fiatında değişiklik yok tur, Kanadada büyük bir orman yangını * Toronto: (Kanada) — Şi mal ve şimal batı Ontario ile şi mal batı Çuebec'te 130 bin dös nümlük araziyi kaplamış olan #erman yangınına karşı 2 bin ki #i mucadele etmektedir. Yan- gin öonbeş muhtelif yerde ayrı ayrı devam etmektedir. Ateşin ancak bardaktan boşanır ASI- nayağacak bir yağmurla sönebi leceği tahmin edilme ktedir. Hükümete mensup tayyare- rden 30 u ve hususf şirketle- lerin ona yakın tayyaresi yan ginları söndürmek işine tahsis dilmiştir. (A.P.) —— m a m aa Pamsemrrrrmmmn elindedir. 2 Bir kömür madeninde çöküntü * Burgos: (İspanya) — Bri eva de Juarros civarındaki bir kömür madeninde bir çöküntü olmuş ve işçilerden 10 kişi öl- Müş, 3 kişi yaralanmıştır. (A.P.) İngilterede su baskını * Londra — Şiddetli - yağ- murlar ve karların erimesi ne- ticesinde, şimali Yorkshire'de Esk nehri taşmış, birçok yol, bina ve çiftlikler sular altında kalmiştır. Esk'in suları dün gece al- çalmaya başlamışse da yağmur lar hâlâ devam etmektedir, Müftünün teberruu * Kahire — Kudüs Müftü- sü Hacı Emin el-Hüseyni, Filis tindeki Mısır kuvvetlerine sar- fedilmek üzere 500 Mısır lirası bağışlamıştır (A.P.) Bir Yugoslav pilotu tehdid edilmiş * R diği bir 4 — Gazetelerin ver habere göre, Belgrat tan Saraybosna'ya giden bir Yu goslav — tayyaresindeki yolcu- lar, pilotu tabanca ile tehdid e- derek, İtalya'ya gelmeye ve Ba ri'ye inmeye mecbur etmişler- dir. Tayyarede 22 yolcu, 6 mü- rettabat vardır. Amerikadan yabancı memleket- lere gönderilen kitabların paraları * Washington — Yabancı memleketlere gönderilen kitap, mecmua ve filimlere mukabil bu neşriyatın sahipleri tarafın dan elde edilen ecnebi parası- nın borsa farkını kapatmak ü zere kendilerine prim verilmesi kararlaştırılmış ve bu hususta ki kanun tasarısı ile tesbit edi len 10 milyon dolarlık tahsisat dün mümessiller Meclisi Tahsi- sat Komisyonunca kabul edil- miştir. «Chicago Tribune» gazetesi bu paranın başlıca altı mecmu anın bütün dünyaya dağıtılma- sına tahsis edileceğini yazmış- tı. Bu haberde adı geçen Newşs- (| week, Time Life, Readar's Di- gest, N. Y. Herald Tribune ve N.Y. Times gazeteleri bunun V| doğru olmadığını, hükümetten yardım istemediklerini - bildir mişler (A.P.) mamamann J e görüşülecek zu özel idare, yüzde 20 sini de be- lediye alacaktır. Ayrıca satılan 'Tekel -maddelerinin yüzde beşi de gene belediyelere verilecektir. İl- ler Bankasile geniş kombinezonla- ra imkân veren yeni tasarı eski kanuna nisbetle belediyelere yüzde 30 fazla varidat temin etmektedir. Ankara Cinayeti det: <Allah var. ' Katil olmıyan Haşmete nasil katil derim?» gibi bir söz sarfetmedi. Bilâkis, kati- lin Haşmet olduğunu katiyetle söy ledi? Şahid polis memuru Hayreddin Ergünay da, alınan ifadesinde ci- nayete serkomiser Vahdetle bera- ber gittiğini, Doktor Neşet Naci- nin vurulmuş, yattığını gördükle- rini anlatarak şunları söylüyor- du: — İki reçete ile bir boş kovan bulduk. Komiser Vahdet - bunları topladı. O sırada savcı rdımcısı Kâmil Okay ile vali Nevzad Tan- doğan, biraz sonra da Ankara sav cısı Kemal Bora geldiler. Bana re çeteleri vererek Sebat eczahanesi- ne gönderdiler. Bunlardan bir ta- nesinin arkasında bu eczahanenin mühürü vardı. Bu reçeteyi kimin yaptırdığını sordum. Reçetede a- dı yazılı olan Reşit Mereyi tanıma dıklarını, eczahaneye günde yüz- lerce kişinin gelip ilâç yaptırdığını söylediler. Ankara savcısının mektubu Müteakiben Ankara savcısı Ke- mal Boranın Doktor Neşet Nacinin üstünde çıktığı söylenen bir mek- tub etrafında malümatının sorul- ması üzerine gönderdiği cevabi mektubu okundu, Kemal Bora, bu mektubunda mahkemenin kendi- sinden iki noktayı sorduğunu an- ladığını söylemekte ve bu iki nok tayı şöyle tasrih etmekte idi: 1 — Maktül Doktor Neşet Na- cinin üstünde çıkan mektubun ne- rede olduğu, 2 — Bu mektubun diğer evrak arasında neden bulunmadığının ve cürmümeşhud zaptında niçin zik- redilmemiş olduğunun bildirilme- si. — Bir kere bu mektub katiyen doktorun üstünde çıkmış değildir. Odadaki bir koltuk üstünde bulu- nan ceketinin cebinde bulunmuş- tur. Zira doktorun üstünde bulu- nan eşya birer birer tetkik edil- miş ve mermilerle beraber muha- faza edilerek savcı yardımcısı Kâ- mil Okayın tanzim ettiği zapla yazı larak imazalanmıştır. Biz o sırada zabıtanın hariçteki faal in- tizaren, emniyet müdürü inasi Tulga ve Kâmil Okay ile cinayet hakkında fikir teatisinde bulunu- yorduk, Bir aralık gözüm, koltuk- lardan birinin üstünde duran bir cekete ilişti: — Bunu aradınız mı? diye sor- dum, Yoklanmadığını öğrenince, polis memurlarından - birisine ceketin ceblerine bakmasını ve ne olursa getirmesini söyledim. Cekette bu- lunan kâğıtları tetkik ettim. Bun- ların çoğu, Maliye Bakanlığından, Sümerbanktan doktora berayi mu- ayene gönderilen hasta memurlara aid müzekkereler olduğunu gör- düm. Aralarında bir de zarfsız mektub vardı. Arab harflerile ya- zılmişti. Doktor Naci bunu Ame- rikada hekim olan bir arkadaşına yazmıştı. Çocuğunun geçirmekte olduğu çocuk felci hastalığını an- latıyor, ne gibi çarelere baş vur- duğunu, ne suretle tedavi ettiğini, şimdi de karısı Nilüforin çocuğu i- le beraber hastahanede olduğunu yazıyor ve Amerikadaki çocuk fel ci tedavi usullerini kendisine bildir mesini rica ediyordu. Mektubun tarihi vaka gününe veya bir gün evveline aiddi. Bu mektubu oku- yup üzüldüm ve orada bulunan di Berlerine de yüksek sesle okuya- rak yavrusunun hastalığından gaş kın ve Üzgün bir halde bulunan doktorun bunu arkadaşına dahi göndermeğe fırsat bulamadan ca- navarca bir şekilde öldürüldüğünü söyledim. Bu hislerime onlar da iştirâk et- tiler. Mektub muhtevası bakımın- dan tahkikata hiç bir fayda temin edemiyeceğinden tokrar cekelin ce bine konuldu ve şimdi de ailesine intikal etmiş bulunmaktadır. An- kara adliye hekimi Behced Sama- yın ifadesinde dediği gibi dokto- run üatünde hiç bir mektub bulun- mamıştır. Ne Fransızca, ne de baş ka bir dillle yazılmış bir mektub görmedim. Behcet Kamay bugün hayal karıştırarak hakikatten ayrılmaktadır. Aradan iki buçuk O gece Behcet Kamay aat süren mesaimizin ne geçti. yedi & W areci —— —— gözile aktüaliteler İctimat seviye im resmi bir vazife ite İstanı N bula gelen — Ziraat — müşavlel ve ziraat mühendisi iki İngk Tiz dostumuzun bir. gazinoda yemek Tistosini İyico tedkik ettikten sonra Barsona yalnız bir türlü yemek ısmat laması nazarı dikkatimi colbetti. Birf hin yaşı diğerinkine nazaran biraz da” ha göçkin olmasından dolayı, goncine «Sİz de çok yememeyi sıhhat Icabi mi telâkki ediyorsunuz» dodim. Hayır, bütün İngilizler, nerede olur larsa olsunlar, İngilteredeki vatandaf larından fazla bir şey yemeğe mezuf değillerdir. Onlar, İngilterede- azami Üç kap yiyebilirler Biz de burada aynl mikdarı muhafaza etmeğe borg tuyuz /dedi. Fakat, yemek olarak garsona yalnız ir kap söylediniz, demekliğim üzeri- ne, t Çünkü ekmek ve salata da birer kap yemek — mesabosinde değil mi?... İngilterede de bu telâkki meve cuddur, dedi. Moyva bu tahdidin haricinde kalıe yormuş. Bu muhavere beni uzun uzun düşün moğe sevketti. Hayale daldım. Köylü, şehirli, küç memur, büyük memur, kodaman memur gözümün önünden sinema şerldi gibl seyrediyordu. Sus- tum. Hiç bir şey söylemedim. Daimi Encümenin Daimi âzalığı İstanbul umumi Meclis âzaları, par ti tarafından — gösterilen - namzedleri, dalmi encümen Azası olarak seçti. Her memlekette, pek tabil olarak, ekseriyet partisi namzedleri bu gibi mühim Vazifelere intihab edilir. Bun- da kimsenin şek ve şübhesi yoktur. Fakat, bu zevatın, daimi encüme- nin daimi âzası olması, umumi efkâr üzerinde iyi tesir yapmamaktadır. Cumhuriyet rejiminin bidayettenber Fi aşağı ve yukarı, ayni isimlerin da- imi encümenin daimi âzaları arasında tekerrür etmesi, belki ekseriyet parti- si için de'pek faydalı olmasa gerek- tir. — Nihayet, bilâkayduşart — herkes, her yerde bir değişiklik istiyor. Bunun sebebi acaba nedir? İntihar bat sırasındaki geçmiş ve gelecek hiz metleri düşünülüyorsa, bu defaki İstan bul seçimi bu noktainazara pek güzel bir cevab verdi. Ayni şahıslar, ayni isimler, ayni u« suller partiler için kuvvet değil, hilâ- kis zaaf tevlid etmektedir. Biraz ye- nilik Ve bunun için de biraz gençlik. Otomobillerin klâksonu Saat yirmi ikiden sonra, otomobil klaksonları sustu. Şikâyetçiler, yatak- darında, mişil mişil uyuüyabitirler. Fakat, caddelerde yürümoesini öğren -miyenlerin, otomobil önünden kaçmar sını bilmiyenlerin, ve hele maddi ve manevl mesuliyet tasıyan zavallı şo- förlerin halini görmeli. İnsan, bazı vakalarda gülmekten ve bazılarında l 40 acımaktan kendini alamıyor. İşittiğimize göre, son zamanlarda, yirMİ ikiden sonraki otomobil kazalar rı çoğalmış. Bundan dolayı, bu mem nuiyetin kaldırılması ihtimali movcuç imiş. Yaya yürüyenlere, şoförlere ve si- gorta şirketlerine Allah yardımcı ol sun, Yalnız şu ciheti tebarüz ottürmek is tiyorum ki, klakson çalınmasının mem Nu bulunduğu saatlerde, askeri oto- mobliler İle belediye otomobilleri, oto büsleri mutad veçhile yine klaksonlar rını işletmektedirler. Şikâyotçiler, hor halde, derin bir uykuda olduklarından dolayı, bu sesleri işitmiyorlardır. Nas zarı dikkatlerini colhetmeyi bir vazife bilirim, Emir ve nehiler hor yerde ve herker için ayni olmalıdır. İDARECİ omammamammamammm aa bir kaç dakikasını alan bu şahid intibalorını unutmuş olacak, Beh- n ifadesini esefle kay- dederim. Bir defa kendisi yaşlı ve miyoptur. Ben dahi gençliğimle u- zak mesafcden gösterilecek — bir mektubun ne dil ile yazıldığını an- hyamam, Kaldı ki, kendisi her han Bi bir yazıyı gözlerine yaklaştıra- rak okur. Nasıl olmuş da uzaktan gördüğü bir mektubun Fransızca veya bir başka ecnebi dille yazıl- miş olduğunu anlamış? Böyle bir mektub bulunsaydı, savcı sıfatile bunun mahiyetini öğrenmeğe ça- lışmak birinci vazifemdi. Kısaca söyliyebllirim bulu. nan mektub arzettiğim — mektube tur ve bugün allesindedir.» Rois Haşmet Orbaya okunan İs tinabelere karşı ne diyeceğini gore du: Haşmet: — Tahsin ile Melimed Yırduî ifadelerine iştirâk ederim, kabı eümvn. Doğru söylemiyorlar. Dİ. ğorlerine karşı bir diyedeğim yoke tur, dedi. Regid de bir diyeceği olmağığı her şeyi malıkemenin rukdlrinzmgî lığını, gelecek celsede avykatle 'nin müda/aasını yapacağını söyles di. Mahkeme heyeti müzakereya gekildi. Savemın talebi Bunu mütcakib savcı söz alarak öyledi tub mevzuunda Ankara (Devamı 5 incide)

Bu sayıdan diğer sayfalar: