SAXFA: $ Yazan: Bu fıkral hükmiyenin cevaplandırdığı iddialardan 1 — 4 numa- ya altında zikredilenlerin birden dörde kadar, mı, yoksa yalnız birinci ve dördüncü numaralar mı, kasdedildiğini katiyetle — anlayamadığımı itiraf zaruretindeyim, Bununla beraber bu fıkranın birden dörde ka- dar devana eden: dört gikâyetin dahill olduğu ihtimalini galip bulduğum için tahlilimi bunların: hepsine teşmil ederek izah edeceğim. Tutanakları inceleme' komisyonunun zannına göre bu*iddim ve şi- kâyetler umumi ve mücerret şekilde ifade edildiği ve muayyen hi lise neeleme konusu kabul edilmezmiş ve bu de zikrolunmadığı İçin itiraz ve iddialamın: seçim: ve neticesine tesir etmediği ve tesir derece: Yaznamedeizab:edilmemesi ayrıca şayanı dikkat imiş... Halbuki yuk: bahislerde tesbit edilen makaleler, açık mektuplar ve gazeteleri doldu: ran hüdisefer malümm ve aşikâr bulunurzken komlsyonun muayyen bir hâdise zikredilmediği kabul etmesine bir tecahülü âzifane mi, yoksa te- grüfi cahilane mi demek daha doğru olatağıtı kestiremiyorum. Evet, bit kere daha itiraf zaruretiadeyim ki gün geçtikçe şiddeti nrtan ve nevileri goğalan, millet iradesialeyhindeki, tazyikler; bunlar fevkinda şiddat ve kuvvet ifade eden milletin cesaret ve azmi önünde erimiş, İstanbul seçimlerinde, bunun tesiri mahsus olsa'da, Halk Par- tisi aleyhindeki neticeyi —bütün kantnsuzluklara rağmen— tebdil ede- memiştir. Bunun bir hakikat olması, umumi' ve mücerret şekilde ifade edilse de; Büyük: Millet Meclisine hiç bir zaman göz yummak hakkını bahşedemezi İç tüzüğün ikinci babında seçim hakkındakı itirazın tetkik usulü gösterilmekle Bu hususta millete itiraz hakkının vücudü kebul olundu- gu gibi Anayasamızın ikihci faslı da intihab olunabilmek ve etmek hak- kmu bazı şartlarla takyit etmiş bulunmasma göre bu şartların mev- cud olup olmadığını tetkik edecek bir mercün vücudünü kabul etmek kadar da tabil'bir şey az bulunur. Fazla olarak bu konuda - milletin hakkı ve meclisin vazifesi yalnız seçim hâdiselerine inhisar etmiyerek, Anayasamızın 82 inci maddesinde tasrih edildiği veçhile, her Türkün gerek şahıslarma, gerek âmmeye müteallik olarak kanun ve nizamlara muhalif gördükleri her hususta Türkiye Büyük Millet Meclisine yalnız başına veya töplu olarak ihbar ve şikâğyette bulunabilirler. Ve şahsa aid olarak vuku buylan müracaatın neticesi müsted'iye yazılı olarak tebliğ olunmak ta mecburidir. Burada (şahıs) âm olarak gösterildiği için/cevab itası vecibesinin hükmi şalnalara da sirayeti tabiidir. Herkesin bildiği gibi; seçim hengümesinde memleketin her tarafın- da baş gösteren hâdiseler yalnız seçim kanununa göre suç addedilen fi- Hllere inhisar etmemiş, Türk Ceza Kanımunun bir çok maddeleri arasın- da MA, 142:174, 170, 181, 228; 230; 240, 288 ve 285 inci maddelerinin hüldüm vesşumulüne giren bir sürü suçlarla memleketi doldurarak bu ef'- ali cürmiyenin mübah baline sokulması 'suretile de yurdun her tara- fında» tarl! bir anarşi tevlid eylemiştir. Bunlar birer hakikat olmasa ve kurtr birer iftira farzedilse dahi, hiç bir tahkika tâbi tutulmadaı çim neticesine tesiri gösterilmediğinden veya olmadığı itiraf edildiğin- den balısil& bu iddiaları gelişi güzel reddetmek şübhesiz millet hâkimi- yetini elinde tutan ve vatanm en büyük mürakabe merkezini - teşkil edet Büyük Millet Meclisitin vazife ve salâhiyeti dahilinde sayılamaz. Bu şekilde bir vazife telâkkisi, hiç şübhesiz, bir Millet Meclisinin ka- nunsuz intihab olunmuş mebuslarla dölmasından çok fazla içtimai bir ehemmiyet arzeder, Çünkü kanun hükümlerinin şu veya bu - sebeble tâdili-caiz görülen bir memlekette huzur, sükün, istikrar ve asayiş ta- hayyül bile- edilemez. Hükümet ve zabıta kuvvetlerinin parti teşkilâtile elbirliği yaparak Beçim faaliyetini müştereken idare ettikleri de... sayfaya nakledilen fotoğrafi ve bu hususta tarafımdan o zamanki Başbakana yazılan açık mektubun tekzib edilmemesile tahaklık eden bir hakikattir. Pilhakika ub fötoğrafinin sumulü zahiren Bolu vilâyetinin hududuna münhasır gö- Yünse de seçim: balamından bu vilâyetin ötekilerinden farkı, olsa olsa seçmenler ve seçileceklerin daha-az' olmasından başka bir şey olmama- sına göre orada tatbik olunan el ve iş birliğinin başka vilâyetlerde caiz görülmediğini izah ve isbat bunüu yapan ve yaptıran hükümet için bile © kadan kolayı olamaz; olsa da Boluzayrı-bir hükümet ve kanuna tâbi bir yer olmadığı için yine görmemezlikten gelinmez. Bu el ve iş birliği, iddiamız hilâfına, tedhiş ve tehdit derecesine çıkmamış. olsa bile bu farziye vaziyetin vehamet ve fecaatini örtecek kadar kalın dokunmuş bir kumaş değildir... Tâ Monteskiyo zamanından beri devlet, muayyen bir hızbın değil, kendisini terkib eden ferdlerin mütekabil menfhatlerini birleşmiş kuvvetlerile temin ve muhafaza için gını şmiş iasanların teşkil ettiği siyast ve içtimai bir toplantının adı- (Devamı var: Bir istatistik albomu (Baştarafı I incide) Velhasıl atbomun bütün muhteviyatı ti ruhümda' —ne yalan söyliyeyim— gıbtadan dahâ küvvetli bir his uyan- dırdi. Kiskandmı — Başkar memteketler rin takib ettikdöri” gayelere erişmeleri benim hased damarlarımı tahrik edi- yor: No için biz Kalkınamıyoruz” Eksiğimiz. nedir? Na için iştimal: yardımı tanzim ede- medik? Ne için içtimal — sigortamızı bir. türlü'müsbet bir'şekter sokantadık? Ne -İÇİN- yurduMUZ. eçifiçi momleketir dir> diye- barbar — bağırdığımız. hatde İstanbal civarırı biler kara' sapandlan, çakmak taşi düğenden kurtaramıyos ruz? NE? içim ölüm vakalarımı — azats famıyoruz? No için çocuk ölümünü ön Tiyemiyoruz? Süd istthilikini. arttırmak şöyle dure sun südü sudan kurtarmağa bile muk- tedir olamıyoruz. Südcüler, süde su değll suya süd katıyorlar. Bu kadar basit mewzular karşısında. böyle apışıp - kalmaklığımızın — esbabi nedir? «Komşunun tavuğu — komşuya - kazı Börünür» meselihin- burada: yeri- yak- ture Bugün bulğday, yarm arpa, öbür- gün' şeker buhramlarile uğraşmaklığı- mızin eshabi; bir türlü' Bu: beceriksize dikten sitkinip Kalkinamamış olmaklı- | Bımızdan İleri geliyor. Unumuz var, yağımız var, şokerie Mmiz' var fakat bir türlü helvayı pişi- TİP yiysmiyoruz. Galiba aşçımız yok! Mehlika, boşanmadan önce, ko- casile aylarca dargın durduğu sı- oli başına bir eve çıkmayı tasarlâmış, babasından kalan Mah mudpaşa yokuşundaki Tarakçı dük kânını satıp beş altı yüz lira eline Beçer geçmez burasımı tutup he menıt(nsmmış. süsü, tuvaleti yolu- na koymak için çeşit çeşit ç fofler; fistanlar diktirmişik —— Para suyunu gekince sıra san- dıktaki yadigârlara gelmiş, anne: in gü ollarla işlemeli ge- i, telini, duvağını geyizini çimenini birer ikişer sat- mağa başlamıştı. Büunların da tükenmek üzere ol düuğunu görerek Unkapamindaki Paliveyle binayı Yahya Beye okut mağa, gönlünü de celbederek bir tasla iki kuş vurmağa kalkışmıştı. Yengesi, oğlu Ecved. ve kızı Nerrin'le Kadıköşünün — Hünkâr imamında, yenganıma — ölmüş ba> başından miras kalaa konak yav pusunda. otururlardı.. Ceved, geca hayatı yok diye Kad.köyünü sev- Tatz; Kuşdili, Yoğurtcu, Doreho- yu piyasalarından hoşlanmaz, Be- yoğlundan. kendin? alamazdı. Afehlika ile cmiş kamıştı. Hattâ bir aralık sevişmişler, hemen he. pan evlenevk | | Aşırı eereyanlara karşı ahmacak raddeye gelmiş- tedbirler ler, oğlancı bir baltaya sap ola- SAĞ Meyışı ve ieride ©2 olamıyacağı Ankara 31 (Husust) — Aşım, Bağı ve sok cereyanlarla mücadele için alınacak - tedbirleri- inceleyen parti komisyonu bugün de çalışı- Malarına: devam. etmiş, ve- Başha- kanla Dr.-Fahri Kurtulaşun/ - ve Suut Kemal Yetkinin bu . hususta vermiş, oldukları sizahatı dinlemiş tir. burvaf meşvehliği. çiçekten çiçeğa konmak tabiati kuzininin aklını ba> Bına-aldırmış: — Beh, senin nikâblı karın o lamam, çünkü ikimiz de — (volaj) karakterliyiz; beraber yaşıyama- OKUYUCU T DiYOR ki Esenler köyü halkına dağıtılan toprak geri- mi almacak ? Bizler — Bakırköy — kazası- nn Mahmud B bağlı Kser halkıyız, köyümüz çok fakir, günlük nafakasını güçlükle temin e- debilen bir köydür. Bu halimize medar oln üzere hazinenin h toprak - tevzi komisyonu köyümüzdeki boş araziyi biz lere tevzi etti. -Biz köylüler do sağda solda amelelik yap- tık, borg harç ettik, dağıtı-, iyi sürdük, gübrele- çocuğumuzun — evi yoktu, ev yaptık. Velhasıl se derco yatmış, mahsul getir bir hale gelmiş toprağı imdi bizim bu me terbiye et kadar sılantı şısında bü araz kıyor, hazineyi y İstanbul sekizinci asliye mah kemesinde düvayı kazanıyor ve arazinin tahliye kararını alıyor. Bununla beraber şim diye kadar yapılan — mahkes me ve avakat masraflarının bizden alınmasını taleb edi- yor. Bu vaziyet karşısında biz zavallı 4, 6, 7 çocuk baba sı köylüler günlük — maişeti- mizi temin etmek için bir çok zorluklar içinde kıvranır ken başımıza hiç te suçumuz olmadığı halde mahkeme işi çıktı. in olunsun ki zavallı köylüler - ekseri lerimizi kuru ekmekle geçi- ritiz. Bizler yer yüzünde Al- Tahın insanlara balışettiği ni- metlerden fazlasile mahrum kimseleriz. Bir de yok yere cereme mi terelim? Yukarıda zikrettiğimiz a- raziyi bizler hazinenin bir nu maralı toprak tevzi komisyo nundan aldık. — Suçlu varsa tevzi komisyonudur, biz de- ğiliz. Kimin malını kime ver miştir ve bu salâhiyeti nere- den almıştır? Bizler bir çok fedakârlıklara — katlanarak bir çok mahrumiyetler içeri: sinde — kıvranarak — toprağı mahsule elverişli bir hale ge- tirelim ve daha hemüz ödeye mediğimiz borçlar ile imar e- delim, ondan sonra bize tah- 'e ediniz denilsin. Bizler tar iyette de Talardan çıkacak vazi, Dâvacı arazisini ve mahke me masraflarını bir numara- L tevzi komisyonun- dan istesin. Adres: Esenler köyü hal- a yvum Plâjlar ne zaman halka açılacak Yazlık sinemalarla plâj ve de- Liz “hamamlarının açılış tarihleri henüz belli olmamıştır. Şehir Genel Meclisine yazlık si- remalarla plâj ve deniz hamarala- Tının açılış ve kapanış tarihleri- nin tesbiti hakkında zabıtai Bele- Ciye talimatnamesine madde ek- lenmesine dair bir teklif verilmiş bulunmaktadır. hir genel meclisi haziran devresi çalışmalarına dün saat15 de yaptığı bir toplantı ile baş - mş bulunmaktadır. nasebetle vali ve be - lediyereisi D, Lütfi Kırdar açış nutkunu okumuştur. Vali ve belediye rei kunda belediyenin yaptığı, yap- makta oldüğu ve yapacağı işleri anlatmış ve ezcümle şunları söy lemiştir — Ayrıca halk dileklerine büyük ehemmiyet veriyoruz. Bu yıl daimi amele ile şehir içinde 235 yol ve sokağın onarılması - na çalışıyoruz. 125 cadde ve so kağın da kaplamalı kadam parko ve mozayik parko olm» | suretiyle müteahhitlere ihale e-i dilmiş ve yapılmasına başlan-İ muaş ve başlanma ere bulunan yollarında inşasma devam edi - yoruz. Nutkun okunuşunu mütea - kip yoklama yapılmış ve gün - dem gereğince başkanlık divanı daimi komisyon ve ihtisas ko - misyonları seçimine geçlimiştir. Bu arada çok garip bir'b se olmuştur. Seçime geçilince i- yeler kendilerine verilen evvel: Türkiyede çiçek hastalığı yok Ti Sağlık ve Sosyal Yardım mü- dürü Dr. Faik Yargıcı'dan aldı- gamız mektubu. aynen — neşrediyo- ruz. Gazetenizin 14.V.948 tarihli nüs Pesının ikinci sahifesinde intişar eden (Sağlık merkezi teftiş. edile- cek) başlıklı yazı incelendi: Bu yazıda; — (Son zamanlarda görülen Çiçek hastalığı vak'aları| arşısında Sağlık ve S. Y. Müdür- löğü faaliyete, geçmiş, — ilgililere umm gelen direktifi vermiştir) tar zındaki ifadeden Türkiyede hasta- hk olduğu kanaati hasıl olmuş bu- lunmaktadır. Halbuki Türkiye. hu- dudları dahilinde Çiçek hastalığı görülmediği ve yalmız bazı komşu: memleketlerde çiçek - vak'alarının tesbit edilmiş bulunması de üzerine ilimizde de gerekli tedbirlerin a- Kndığı ti h olunur.» Cezaevinden firar eden katil Alman kadını Jozetina: Şinayder isminde bir Alman: kadını bir müddet evvel An karada cinayet işlemiş ve 4 sene 25 gün hapse mahküm olmuştu. Jozefina 2 sene 5 ay yattıktan | | sanra bir kolayını bulup Cezaevin-| öen firar etmiştir. Beynelmilel şöhreti (!) bulunanı Jozefina aylardanberi aranmakta idi. Gene kadın nihayet dün Top- hanede bir evde yakalanarak suv- cılığa verilmiştir. — Şehir Genel Meclisi Haziran toplantısı Dünkü toplantıda Başkan vekillikleri için müretteb bir seçim yapıldı ve işler ber- mulad komisyonlara havale edildi den tanzim edilmiş aday listele pusulaları dağıtılınca listed Simleri oy puslalarına aynen ,Tanzim edilen listedeki aday ların seçimde kazanmaları, seçi min mürettep olduğu kanaatinı Seçim yapılmadan evvel bir bir kat daha kuvvetlendirmiştir lindiği üzere birinci başkan ve- killiğine Atıf Ödül Ikinci başkan vekilliğine de Sırrı Enver Batur seçilmiştir. Kâtipliklere Sadi Özden, Ta- cettin Özgüder, Said Kesler Yekta Ragıp getirilmiştir. Daimi komisyon üyeleri de gunlardır: Bican Bağcıoğlu, Ek- rem Tur, Meliha Avni Sözen, Mehmet Ali Gökçen ve Ekrem Amac Daimi Encümen toplantıla - rında bilgisiyle temayüz eden Hamdi Rasim Bütün, bu defa a day listesinde gözükmemesine rağmen üç oy almıştır. Bundan sonra aleni reyle ih- tisas komisyonları seçilmiş — ve gündemdeki maddelerin komis - yonlara havalesini müteakip per Şembe günü saat 16 da toplan mak üzere toplantıya son veri' mistir. Demokratların Trakya mitingi gi Demokrat Parti son Ankara mitinginden sonra Trakyada da mitingler tertip etmeğe karar vermiştir. Tiğililerin söylediğine göre Çiftetelli oynıyan sanık Kocasını öldürmekten sanık Radının yargılanması başladı aa Bir mülddet Silivride kocası Ah medi başına topuzla vurmak su- retile öldürdüğü 1 ağırcezaya verilen Nazifenin ruşması dün yapılmıştır. Tıbbi Adliden — gelen — raporda samğın akli ' muvazenesinin - kıs men bozuk olduğu bildirilmektediz. | Dünkü celsede Nazife: hkemede mahrem şeyler ğim, gizli duruşma yapıl- Hasile 1 İnci dü: masını isterim» demiş, mahkemo talebi kabul ederek celseyi gizli yapmıştır. Fakat celse yında — Nazife jandarmalı ıya indirilirkeni Gifte telli oynamağa başlamış, son ra da kriz geçirmiştir. — —e BELEDİYE NF Pazar yerleri - kuruluyor ——— | Halkın ucuz fiyatla ve kolay- lıkla sebze ve meyva ihtiyacını karşılıyabilmesi için belediye şeh- rin muhtelif yerlerinde daimi ve- ya hafta pazarı kurmağa — karar vermiştir. Bu arada Arnavutköyünde bir kafta pazarı kurulması —düşünülk mektedir. POLİ-TE 12 yaşında bir çocuk iki kamyonun birden altında can verdi SA daşgğ Cerrahpaşada — Kürkeübaşı mahallesinde Çeşme sokağında 32 numarada oturan 12 yaşında İhsan Gürgün evvelki gün Sa - matyada bir tramvaya atlamak Demokratların Trakya mitingi pazar günü Çorlu veya Lülebur gazda yapılacaktır. Bu mitingde genel başkan Ce Tâl Bayar'ınd3a bulunması kuv » vetle muhtemeldir. DENİZDE “Yozgat,, şilebi Amerikaya gidivor Evvelki gün İstinyede tâmiri bi- ten eYozgad» gilebi dün gece İs- kenderuna hareket etmiştir. Gemi buradan krom yükl i kaya gidecek ve dönüşte yardım malzemesi getirecekti Diğer taraftan yardım malzema gi getirmiş olan Amerikan ban dızalı Noah Brawn'ın tahliyesi bit miş olup, diğer bir yardım gemisi de bugün Himanımazda olacaktır. L Z İstanbula Türkler nasıl girdiler? Şişli Halkevinde cuma günü sar At 18.30 da emekli tuğbay M. Ha: lid Göktüğ tarafından (İstanbula Türkler nasıl girdiler ) mevzunn- da bir konferans verilecektir. HOGÜ ĞORUĞ 550 -e a 396000059000500T e HDGAT GATTAAUTARAUUAM AAAT AAA TGTUUDUĞUĞTGTGUTTDĞAU OUU Agobun Kazı ——— . o Yazan : SERMED MUHTAR ALUS evlerine sık sık girip çıkmış, ku zin hanım apartmanı tutunca poz: tu oraya sermişti. On beş, yirmi günde bir Kadı köyüne geçip annesine uğrar, Ne rir. #elir. bazan gece kalır; çaylara, danslara giderler; — ada- a Boğazda, kırlarda gezinti ler yaparlardı. Nesrin de (monden) kızlardandı. Ağabeyisinden üç yaş küçük, mektebinde okumuş, üç yılın için de iki kere nişanlandığı halde ai- ganlılarının ikisinden de ayrılmıs, beğendiği kocayı henüz — bulama- mış; zamanenin küçük hanımla- rındandı; hem de çiçeği- burnun: dası, Mehlika eve girer girmez Gül tere sordut? — Gelen giden oldu mu?.: Tele- fona çağırdılar mı? Kız, (Hayır) de ce girdi. Peçesini, çarşafını, bluzunu, eteğini çıkarıp tı. Korsasını tikbutonlarından — «Gv gp markalı, yanları bazetli çoraplarım fırlattı. Omuzlardan — kordele 'atağın üzerine at üD, haftada bir iki kere bunlara benaber 20 sinde, Yeldeğirmenindeki- — Sörler odasına artiyerin Vüs çekin ile yız. Samimf dost kalalım! diyerek tutturulmuş krepdöşin, tozpembesi başka kocaya varmış; kuzen bey renginde kombinezonla gezlonya POLYLAOLAAITINALLUAAALL LAŞUALAMAMALML 33 uzandı. © zamanlar, İstanbulun alafran- ga hanımlarınca pek moda olaa, nağmeleri cenaze havasına andı: zar mahud romansı yavaş: sesle süşüemege- başladı: Fowrguoi faut il gue la tristesse Ce soit dans mon cocur enfermee ? Odanın halini görmeyin; köpek Lağlansa- durmaz. Şezlongun altında boydan boya köminin altı delinmiş, kiminin at- kdarr kopmuş, kiminin — ökçeleri: çarpılmış, renk renk, biçim biçim kaçtane iskarpih, bot. Gardrobun çekmesinde iplikleri akmış, — her tarafı delik deşik bir yığın mus lin, ajurlu, fildikos çorap. yanıı- da darmadağın bir sürü iç çama: rı; gecelik gömleği, göğüslük, askorse, don. Yukarısında. çen- gellere üstüstüne takılmış kışlık den çarşaf, mevsimlik — fistan, i- pekli sabahlık, kimeno, rabdöşanı ber, Hepsi bumburuşuk, — birçoke yerleri sökük. Ha deyince giyile- , miyecek haldedirler; mutlaka Ü- tüler söküklerinin dikilme- Bi Vüz Daracık odanın içinde karyolu gezlong, gardrobdan başka bir de lavabo var. Altındaki kofa dolup tasmış, kirli sular akıp yol yol fuzamış, Tavabonun — üzerinde ne a meleri, yok ki?.. Çoğu boşalmış kolonya, Javan- ta, krem, diş suyu, yanak ruju şi- geleri. Portakal şeklinde ve ren> ginde, kapağının sapı kırık püud: ralik; ponpon yerine paketi yır- tık, tozlar? bulanmış pamuk. Kaş kirpik kroponları, göz kapakları- nt gölgelendirmek için kibrit isi le karartılmış bir çay fileanı ta> bağış ucları stmsiyalı üç beş kür dan;: menmetin üzerine bastıcılığ söndürülmüş iki cigara izmarit Pencerrain 1storu çarpık, yayı da bözük; nö aşağı iniyor, ne yu- karı çıkıyor. 'Tül perdeler su yi zü görmerliğinden alaca Bulten Havaf maviye badanalı duvarlır. Peyaz beyaz fekelerle pıtrak; tah takorusu kazlarını makasın. ter- sile kazımışlar.. Mehlika, öteki odaya seslendi: — Beet. — Ne var*, Ne yiyeceğiz? — Sana sormalı — Bugün işimiz ters gitti, sı kıntıdan patlıyorum. Bakkala def teri yolla, birşeyler aldır işte! Caddede, sıra dükkânlar arasın. daki Rum bakkaldan veresiye alış veriş ederlerdi. Tereyağına kıril mış yamurtadan, ömletten, sütten SASSŞLAŞAAAALAAMLAMAA AMAY KYT LAHAMAKAALAALAMAA LAĞAMA isterken arkadan gelen kamyo - nun sâdemesine maruz kalmıs - tır. Bu esnada oradan geçen ğer bir kamyon da yere düşen çocuğu çiğnemiş ağır surette ya ralamıştır. Thsan kaldırıldığı Cerrahpa - şa hastahanesinde ölmü Diğer taraftan Kar de oturan Ramazan ax çocuk da evvelki akşam tram - vay altında ezilip ölmüştür. Her iki cesedin de defnine | ruhsat verilmiş ve hadiselerin tahkikatma başlanmıstır. Bir Amerikan gemisini soymalk: istediler Galatada sandaleı Alimed ile ar| kadaşları Turan ve Ali adında üç| gahıs hir gece sandalla Tophane önlerinde bulunan Bir Amerikan tica ret gemisine gitmişler ve halatları fırmanarak içeri girmeğe muvaf- fak olmuşlardır. Deniz polisi tarafımdan takib e- dilen korsan mukallidleri bir sım eşya çalıp halatlardan aşağı inerken yakalanmışlardır. Samıklar dün 2 nci asliye ceza mahkemesinde sorgularını mütea- kib tevkif edilmisi 66095 | | çaydan başka evde hemen: hemen Riçbir gey pişmezdi, tencere kay- namazdı. Hep çerezle, çeşitli pey- nir, salamura zeytin, tarama, luz lu balık, kutu sardalyası, et kons servesi gibi şeylerle karın doyu rTurlardı. Bakkala defterle hesabı açmış: lar, 70 - S0'lirayı bulduktan sonro birkaç kere borcu ödemişlerdi. Bu Kidişe devamdaydılar. — Bakkalın #imdiki alacağı 100 liraya yaklaş, mışti. Adam” müterndiyen çitle- tıyor, (Sermayem dar; mal alma hıyım. ki müşterilerim kaçmasın, taşka dükkâna gitmeğe — mecbur Balmasın!) diyerek kafa tutuyor; aldırış etni — Biz (rantiye) yiz. Ortalığıt halint biliyorgun. Kiracılardan- 2 lacağımızı muntazaman alannyo> ruz. Yakında, belki bir hafla on gür. içinde Trakyadnki çi€tliğimi zi satmak üzereyiz; elimize on' Gi bes bin lira geçecek. © valktit bor- cumuzun hepsini temizleriz! deyiy yine veresiyeye batıyorlardı. Takıntıları yalnız bakkala do apartmanın kirasını ayı ayına ver mişti; beş altı aydır da sallıyors du. Sahibi yaşlı, hâlâ içi ölmemiz; bir tatlı su frengiydi. Kira istes meğe geldiği gün salona alm frenkce dili tutturarak a: rinden, kibarlıklarından Mehlika piyanoda mor mış, tatlı su-frengi indirerek: — — Acelem yolk; toplu para aldı ğiniz vakit borcunuzu verirsiniz! deyip gitmişti. (Devamı var! N 948 2 HAZİRA| —— gea HE R SABAH Tekrlemeye karşı mukabil tekerlemc.. Üün sahat Halk Partisi- bik Yüklerinden bir zat bonl mat banda aramış, öğleden sonra da yina damladı va bani akşam ga: tolerini süzorken kıpırdamıya dahi var kit hirakmadan bastırdı. — Daima hu manda otmoğe alışkan bir zat olduğu belli idi. İtirazıma ehemmiyat verme- den benit köşeye çekti ve — Fıkraaı, dodi, biliyorsun Wi istan bulda Edhem-İzzet Benice e Nizas meddin Naziften başka bir sözsümüz kalmadı. Tanrının Hikmeli, hangi ga- zete bizim İarafımızı tuttu 150 ya kaz pandı:. <Tanim gibi zÜlker Bibi Habare gihi; yahud.da Can - Çökişi- yor: «Son Telgraf> gibi, <Ulusv Bibi, «Vakıt gibiks Sirf (C. W. P.) hosar bına- kihiç çektiklerimden dolayı artık nam ve gani unütülmüş — düzincierle muharrir de sana cabası. Müseyin Ca- Kid Yalçın dut yemiş. bülbüle döndü, Falih Rıfkinin nerade ise Mohmed Ağadan farkı Poyami Safa bir yıldır sanki Baiblera karıştı ve şair Yusuf Ziya Ortaç bu- gün umumi efkâra <Rabon dranat Ta- göre» kadar yabancı. Bilmem bizi sarı çizmeli Ggursuzluğumuzdan mı, — yoksa — kendi beceriksizliklerinden midir nedir, Dizi tutan gazeteci, müharrir, vessam ve Şalirin iki yakası bir araya — gelmiyor, eninde, sonunda perişah oluyor. Cobinden çıkardığı Mit Eğitim Bar kanlığının bastırdığı klâsik eserler bir yüklüğündeki som alttın tabakasından bir sigara aldr bana uzattı, bir tanosi: ni do kendisi ateşledikten sonra sörü me şöyle devam ottü: — Düşündük, taşındık yeniden ağu masraflar altına girerek yeni yani ga zeta ve macmualar çıkarmaktan, asta rı yüzünden pahalıya gelan broşürim bastırmaktansa — mevcud — gazetelerdi Çalışan söhretli muharrirtüri kazamş ontar vasıtasile propaganda yaptırma yi ehvan bulduk. Damdan düşer gibi “yüzüme karşı beni avlamıya geldiğini söylemesi te- Na hatde canımı sıktı. Ters ters yüzü- ne bakıpz — Ziyaretinizin sebebi bu a idit | diya sordum. Bir kahkaha attı. Dikkat ettim, gür / derken göbeği de hopluyordu. — Kana kana güklükten sonra dedi ki: — Yok ganım, seni kandırmağa gakk medim Fikracı. Biz hangi kalemlerin Satılık, hangisinin kiralık — otduğunu pek iyi biliriz. Üzülme maksadımı se- ai kazanmak, kandırmak dağildir. Ti- ra senin me kadar dürüst bir yazar olduğunu bilirim. — Maksadım. sadece senden akıt danışmaktır. Na yatan söyliyeyim, bu kadar mü- him mevki sahibi bir zatın bendemar kıt danışmaya kalkışması koltuklarımı kabarttı, hiddetim gerhal geçti. Tatlı bir sesle: —. Estağfurullah dedim, benim: se- çim meselelerinde Halk Partililire a- Yo öğretmek ne haddime?... Onlar bu alanda — Makyavele Bila kütâhınr ters Bgiydirirler... —Soracağım şey şundan — ibaret Fıkracı: Domokratlar bir. takım - te- | kerlemetorle mitinglarda bize hücunt | ediyorlar. — Mesolât... — Meselâ son Ankara mitinginde Arpasız geçim, hilesiz- saçim. Diye bir tekerleme tutturdular. Biz bu. tekerlemeye nasıl mükabil bir. tek kerleme ile cevab veretim. Bu sefer gülmek sırası bana gelmiş- Ü. Düşünmeğe bile lüzum görmeden cevabi. yetiştirdin — İâhi devletlim, bunda'bu kadar Üzülecek ne var? Siz de onlara: Hilesiz seçim, gider elden geçim! Der, bildiğinizi okumakta devam e- dersiniz. Cevab değil, selâm bile vermeğe lü- zum görmeden çıktı, Bitti. FIKRACI Not: Mühtemel Başbakanlarla mu- hayyel mülâkatlara yarın devam ede- ceğil AAT RARE AAA Sultanahmedde bir ev çöktü Sultanahmette Divanyolun - da Eminpaşa sokağında 12 numa ralı ev, evvelki gece yarısı bir - den çökmeğe başlamışlır. Bu esnada içerde bulunanlar feryat €derek dışarı fırlamıslıv- dir. Yarısı kâğir olan evin ah- şap kısmı tamamen çökmüştür * — Celbedilen itfaiye mizlemiştir. Nufusea zayiat vok tur . rererrrrrrrrnrn kazı he g FTANWEME 4 HAZİRAN 19418 Çarşamla ——— 'Ruz> Hzir 28 - AY - 6 Gün 154 Va leg Vasatt Kcum & D Be İ » Güneş 5 29 Öğle 18 12 İkindi ı7 12 Akşam 2035 Yatsı 22 354 İmsâk s 17