Bermencıkîe l] Partinin galelıasi Kasabamızda yapılan imuhdlar seçimini Demokrat! Barli kazandı. C. H. P. nin tazyikleri boşa gitti KAi Germencik: (Hususi) — Ger ik ilçesinin Bozköy muhta yılin istifası üzerine 15-5-948 gününde yapılan seçimi (105) oyla yüzde 99 çoğunluk köyün D. P. başkanı Mehmed Ulusoy kazanmıştır. N Peker iktidarı zamanında bu köyde Dentokrat Parti teşkilâtı nı kuran Mehmed Ulusoy ve'ar- kadaşlarının müteaddit defalar ilçe merkezine celbedilip neza - rete atılmak ve dövülmek gibi bir çok kanunsuz hareketlerle iş kence edildiği adli makamlara ve matbuata da aksettirilmişti. Hak ve hürriyet düvasına atı- lan vatandaşlar üzerinde kanun z baskı ve işkense yapan ikti- Har partisinin gelecekteki âkıbe tinin işte bu muhtar seçimleri bir örnek teşkil etmektedir. Edramıtlıı Yaşyer köyün- de C. H. Partisinden 70 kişi istifa etti Edöremid: (Hususi) — Geçen pazar günü ilçemize bağlı Yaş- Ker köyüne ilçe idare kurulu ile be raber bir çok partili vatandaş giderek köy haspihal yapıldıktan sonra ilçe başkanı Dr. Muharrem Tunçay, ikinci başkan - Hüseyin Arıkan ve ilçe idare kurulundan Muh- sin Bilen tarafından birer — ko- ynuşma yapılmıştır. Konuşma- ları müteakip C. H. P' sine ka yıtlı buluna ve aşağıda isimleri yazılı olan Yaşyer halkı tama- men C. H. P. sinden istifa ede- vek Demokrat Partiye geçmişler dir, İstifa edenlerin isimlerini sı rasile bildiriyorum. İamail kum, ayşe Kum, Dur- müş şarak, Hatma şazak, Hüse yın yudürim, aasan - Yudırım, Yusüt Arı, Alı Arı, Adil 'Yepe, Aysale 'lepe, Hatma Düzcam, Menmed Uuzçam, .Şerile. Düz- çam, tıavva auzçam, imüseyin #Sarlal, Kamazan martaı, — Mu- »a Kanat, Ummühan Kanat, Um mü Kanat, Ali Osman Çınar, Ay şe Çınar, Mahmud Çınar, Medi- ne Çınar, Hasan Ay, Ayşe Ay, Ahmed Bakır, Medime bakır, ha Jil-Bakır, dbrahim Bakır Hasan Kanat,, Fatma Kanat, Ali Ay- dın, Emine “Aydın, Mustafa A- teş, Hanife Ateş, Hüseyin Gen-| ger Gülsüm Genger, Halil Gen- ger; Hasan Karapınar, Ayşe Ka rapınar, Ibrahim Aynacı, MA Ji Brgün, Mehmed Gündoğdu, Mustafa Gündoğdu, Hüseyin Y darı, Murat Koç, M. Ali, Mü sal, Hüseyin Dal, Gülsüm Ay Hüseyin Andıkkaya, Mehmed Karayanrak, Hasan Ateş, Ali Yay, Mehmed L.ohaş, Mehmed Bakır, Mustafa *Kıryayla, Es- man Kıryayla, “Osman Yalçın, Hüseyiu Gülser, Mehmed - Gül- sor, Ahnicd Güneç İrsale Kılıc Mehmed Kınç, Mustafa Kaçar, İhrahim — Keçar, Mehmed Tolu, Mustofa Tonu, Mehmed Gülsor, Fatmu Baş, Mustafa Baş. Tevfik Ulutürk Cumaliköyü halkının iaşı tuttuğu adam Kemelpaşa' Ukuusi) — Ke- malpaşının Sinek itöyünden Mu harrem 'Topuz auında bir renç- per akşam namazını kılmak için gittisi Cumah, cav ralanmavtır. * rat Parti ocak h' mak isteyince b şı.hı;ıaı tara fandan taş yağmurıma tutulmuş tar n de bekçi-hâ diseye alâka göstermemişlerdir Bavcılığa mü: t-eden müs'e ki hâdisenin particilik yüzünden muku bhulduğunu iödia etmekte dir. DA y Balıkesir —mamlekt hastahanesi ücrete tâbi tutuldu Balıkesir: (Hususi) — Memle ke! ti 94 yatakla Ba- hkusire kifayet etmiyor diye feryat ederken, maaselef gerek li tetkirler atınacağı yerde bu kerrc Memleket hastahanesi üe Tete tabi tutulmuştur. Bir gece lik yatak bedeli 4 liradır; Fah- rihâl kâğıdı ile Fakir oldukları Hu ispat edenler hastahanede her) Baymdırda D p. faaliyeti arttı Demokrat parti kaza teşlâlâtının yirmi üçüncü ocağı parti erin huzurile açıldı. Törene köylü kadınları da işlerini bırakarak , geldi Bayındır. (Hususi) — pazar günü D. P. ilçe t Mızın 23 üncü ocağı Hasköy kalabalık halk” kütlesinin iştirs ki ve pek parlak bir törenle çıldı. 200 den fazla Bayındırlı hava nın yağmurlu olmasına bakma-- dan, çamur deryası haline gelen yolları nazarı itibare almadan iç ten gelen bir istek( kalbde De- mokrasi ateşinin harareti — ile partilerinin bir ocağını daha aç mak üzere Hasköye koştu. Burada bilhassa dikkatimi ce | ken'nokta, köylü kadınların tar lasındaki çapasını, evindeki işi- ni bırakarak köyün yoluna ka- dar Bayındırdan -gelen kafileyi çoşkun tezabüratla karşılaması oldu. Gözlerimizi yaşartan bu manzara; köylerimizin erkeğin den başka kadınlarının bile ar tık bu Gdâvânın kudsiyetin doğruluğunu anlamış ve bütün kalbi ile D. P. ye bağlı olduğunu gösteren bariz “bir misalinden bir şey değildir . Merasime evvelâ Ödemiş gezi sinin dönüşünde kamyon k: netii inde ölen arkadaşımız Sü Kü “ân ruhu için bir dakikalık tâzim sükütu ile baş lanmış ve sonra istiyen her va tandaşın konuşması için kürsü serbest bırakılmıştır. Bu arada bir çok kimseler konuşmuş, C. H. P. nin 25 sene içindeki fena lıkları bir kere daha tekrarlar üçüncü partinin bir Kin parti a bir parti olmadiğı h edilmiş ve Türk milleti biy bütün halinde D. P. etrafında kaldıkça geçen 25 senelik tari- hin hiç bir zaman geri dönmiye ceği belirtilmiştir. Milli oyunlar ve milli havalar dan sonra Hasköyün çoluğu, ço cuğu, kadımı, erkeği misafir ka fileyi karşıladıkları yere kadar uğurlamışlardır. Kemalpaşada bir dayak hadisesi Hakikata uymuyan ifade verdirilmesi için bazı yurddaşların Lövüldük'eri ileri sürülüyor Kemalpaşa: (Hususi) — Üç gün evvel ilçeye bağlı Cumalı köyde bir hâdise olmuştu. Sinek köyden Muharrem Topuz adın- da bir Demokrat vatandaş Cu- malı köy camiine giderken Halk Partili Hasan Hüseyin Kırca a dında bir şahsın tecavüzüne uğ- rayarak başından yaralanmış, bu yetmiyormuş gibi Halkçılar tarafından Demokrat Parti bina gı taş yağmuruna — tutularak camları kırılmıştır. Bu hâdise- nin tahkikatı için Cumalı köye gönderilen üc jandarmanm ta- rafsız olarak tahkikatı devamet tirecekleri yerde, köy odasında ve muhtarı ile birlikte celbettik leri vatandaşları hakikate aykı rı ifade vermelerini temin için tazyik ve baskı yaptıkları mağ- durlar tarafından iddia edilmek tedir. Nitekim jandarma Kâmii tarafınman Mehmed Dönmez a dında bir vatandaş tokatlanmış, Hasan Ali Baysal adında bir Demokrat da bekçi tarafın- dan sürüklenerek köy odasına getirilmiş ve tehdit edilmiştir. Ufacık köyle bu nahoş hare- ketler vatandaşların heyecanını Mmucip olmuştur. Dün ilçeye gelen bir mağdur kafilesi savcılığa mürâcaat ede vek göz yaşları arasında hâdise nin fecaatini anlatmışlardır. C. Savcılığı derhal harekete geçerek müracaatcıların ifadele rine müracaat etmışur Bu ara da idare âmirlerinin -kaygısızlı- ğı bariz şekilde görülmüştür. Sinek ve Cumalı köylüleri,'bu durum karşısında endişe içinde diler. Hâdise ayrıca İçişleri Ba- kanlığına bildirilmiş ve bir mü: fettişin ilzamı istenmiştir. — , izmir Tüccar Klubü faaliyete geçti Bir Mayıstan itibaren fuulizete geç dHüccar Klubü ıînlı, arasınaa anlaşmazık baş gösterdi. irleri istıfa ettiler ! Banka Mi İzmir: (Hususi) — İzmir Ti- caret ve Sanayi odasına 800 bin Jiraya yakın maletiği ve bu mü esseseyi, memurlarının maaşını verebilmesi icin tüccar aidatları nı bir misli arttırmak mecburi- yetinde bırakan tüccar klübü 1 Mayıstan itibaren acılmış bulun maktadır. İzmirin büyük bir - iktiyacını karşılayacağı için faaliyete geç abırsızlıkla — beklediği- in idare heyeti içerisin de bir takım anlaşmamazlıkla- rin çıktığını öğrenmiş bulunu-- yoruz. 'Tüccar — klübünü — personel kadrosu yapıldığı sırada vazife almak için müracat eden bir çok kimseler arasında iktisadi dev- let teşekküllerinden birinin emek li müdürlerinden olan ve geçen sene ilimizde çıkan gazetelerden birinin idare müdürlüğünü ya- pan tecrübeli ve şayanı itimat bir zat dört ay evvel bu klübde bir vazifeye tâyin için Ticaret Odası başkanlığına -istida ver- Mişti. Klübün o zamanki mücssisler kurulu tarafından yapılan incele Meler sonuncuda bu zatın mat- Tup vasıtaları haiz olduğu kanaa tine varılarak klübün küşadın- da işe başlamak kaydile kontro lörlüğe tâyinine - karar alınmış ve keyfiyet üç buçuk ay evvel kendisine tebliğ edilmişti. Klübün açılmasına sabırs inti ızlık eden bu zat. ninayet la gece için 2 ceklerdir. lira Ücret vere- Sağlık Bakanı Behşed Uzun nazarı dikkatini celbederiz. Bu arada açılma gününün gazetelerle ilân edildiğini görünce, başlayacağı vazife hakkında direktif almak üzere klfib müdürüne müracaa- tında kulübün idare kurulu baş- landığı tarafından bu vazifeye kasının tâyin edildiğini esefle enmiştir. Bu zatın mâruz kaldığı vazi yet garip olduğu kadar, başka- 'nın «Halk Partisi bu adamı ist yor, burası partinin malıdır» pgi bj mütalâalar beyan etmeği (i yâd eylemiş olması 'da iştiğra- ba şayandır. 'Bununla beraber eski idare heyetinin almış oldu- ğu bir karara karşı yeni idare heyetinin nakıs bir karar dahi almamış olmasına rağmen baş- kanın bu suretle hodbehod hare keti eski ve yeni heyet kararla- rına hiç de kıymet ve ehemmi- yet vermemek ve bilâkis onla- yan şerefile oynamak - cüretkâr lığını göstermekten başka bir şe ye hamledilemiyecekti: Haber aldığımıza göre bu ve diğer bazı hususlardan mütees sir olan idare heyetinden ziraat bankası müdürü bay Naci - ile Merkez bankası müdürü Bay Ni yazi klüb idare kurulundan isti fa etmişlerdir. İdare heyeti üyeleri arasında daha İlk günlerde zuhur eden zlık İzmirde müş- lışmalarile — sevilmiş iki kiymetli âzanın istifası kltibün İ dare kurulunun müstakbel çalış maları hakkında endişeler - ya- ratmaktadır. Ayrıca, klübün açılışım mü- teakip klüb müdürü Bahrinin ve aşçı başının da istifa etmeleri dikkate değer telâkki olunabilir. YEN!İ SABAB Hâlâ eski devir Balıkesirde C.H.P. gazetesi zerla abone kaytıl ettiriliyor ve muhtarlardan paralar Jandarma ile tahsil etliriliyormuş Galıkesir: (Hususi) — Şehri mizde intişa retmekte olan C. H, P. taraftarı (Türk Dili) gazetc sinin tahsildarlığını jandarmka rın yaptığını müteaddit defalar haber vermiştik. p hâl, yine devam etmektedir. Dün Brtuğ Tul Bucağına bağlı Karakavak köyüne giden bir jandarma eri (Türk Dili) gazetesinin yillik - bone makbuzunu köy yetine vererek zorla etmek istemişsede ihtiyar heye ti köylerinde zorla - sattırılmak istenen bu gazeteye ait makbu zu kabul r. Jandar- da köyden uzaklaşmıştır. Köy ihtiyar hexrhndcn lC’unext Şen türk) bu hususta Şikâyetine merci aramaktadır. Kuşadasında dikiş Kursu gezi sergisi Hirlğeen Törende İzmir Kız Enstitüsü öğretmenleri ve kalabalık bir hâlk bulundu ae 5ğ Kuşadası, (Hususi) — 7 Aydan beri faaliyette bulunan — Kuşada- sı 65 No. lu Gezici Köy kadınları dikiş - biçki kursu sergisi 9 Ma- yıs Pazar günü parlak bir le açılmıştır. Törene İzmir Cumhuriyet — Kız Enstitüsü müdür muavini ve mü- fettişinin başkanlığında 25 öğret- men ve.25 son &ınıf öğrencisi ser Bi dolayısile İzmirden — Kuşadası na gelmişler, misafirlere — birinci ilkokul salonunda - bir öğle yeme- ği verilmiş, saat 13 de Halkevi bandosunun çaldığı İstiklâl mar - şından sonra törene başlanmıştır. Kaymakamın dikiş kurslarımı - zın ve sanat okullarımızın —genç kız ve kadınlarımızı - yetiştirmek ve millet seviyesinde daha rahat sihhatli, refahlı ve zevkle yaşa - mak hususundaki yüksek faydala rını açıklıyan nutkundan — sonra öğretmen Naciye Akıncı davetli- lere hoş geldiniz demiş ve sergi kaymakamın eşi tarafından şiddet İi alkışlar arasında açılmıştır. Sergi davetliler için büyük bir Sürpriz olmuş, davetliler Kuşada- sının sanatkâr kızlarının meydana getirdikleri ince işlere hayran kâl mışlardır. Bilhassa içlerinde — Cumhuriyet Kız Enstitüsünün moda, nakış ve diğer öğretmenlerinin bulunduğu salâhiyetli kimseler eserlerinin her hangi bir akşam sanat okulu ve hattâ Enstitüdeki işlerle mukaye se edilebileceğini söylemişlerdir. Sergiden sonra davetliler izaz edilmiş, bu yıl mezun olan 54 ki- şiye törenle diplomaları dağıtılmış tır, Başta öğretmenleri olmak üze- re öğrencileri tebrik ederiz. Bergama Kermesi “bayramı başlıyor tören- 21 Mayista “bağlıyadak olan kermesi şenlikleri bir hafta müddetle tehir edildi d LĞi üü Bergama (Hususi) — Bergama nn on ikinci Kermes şenlikleri 29 Mayıs Cumartesi günü açılacak, pazar ve pazartesi günler devam edecektir. Bergamanın tarihi varlığı için - de zengin bir forklor ve halk mu- sikileri kaynağı olan Bergama ker mesi, bu on ikinci yılını mükem- mel bir proğramla kutlayacaktır. Kermes şenlikleri 29 Mayıs cu martesi günü saat 13 de açılacak, ayni gün saat 17 de Asklepyon a- çık hava tiyatrosunda hir tiyatrosunun tal rosu tarafından «Elektra» temsil edilecekti: Ayni günün gecesi saat milli bir kıyafet balosu ver gibi yine ayni gece muhtelif alan larda oyunlar ve eğlenceler devam edecektir. 80 Mayıs pazar günü sabahı sa at 8-11 arasında Antikitler gezisi, Bergama müzeleri müdürü B. Os man Bayatlı refakatile ve onun i zahatile yapılacaktır. Diğer tarattan pazar sabahı sa at 10 da cirid ve cop oyunları, sa at 17 de halkevinde temsil, — saat 22 de oyunlar ve eğlenceler - de- vam edecektir. $1 Mayıs pazarte$i günü' Kozak yaylası günü kutlanacaktır. ÖTT AYA DA PS Mes'ud bir evlenme Gazeteci arkadaşlarımızdan Bi - Jal Akbanın kızı Ülker Akba ile Bahçeli evler Nahiye Müdürü Şük- fü Urasın oğlu, Ziraat Bankası müfettişlerinden İhsan Urasın ev- lenme töreni bugün Ankara H, de akraba ve dostları arasında yapil - mıştır, tarafeyne saadetler dile - viz. EEdeblvat Bahisleri I Yenisan'atdünyası ve münekkid Fikir piyasasını tıka rabetlerle dolu sanat nin insang hayret ve ü ren Mmanzarası; mMünekkidi bir nevi süküta mahküm etmişe benziyor. Yeni bir çığırda emek leyen bazı sanatkârlarımız; yaz dıkları eserlerin ve vücude ge - tirdikleri tabloların hangi öl - Çü ve nisbete göre düzenleridi- ginden habersiz, kendi kendini tüketen bir yaratıcı güce sap- lanmış, her türlü sanat nazari- yelerini reddediyor, içine ka- pandıkları dünyalarının karan- lık bir duyuş yordamile anla- gılabileceğini iddia edip "duru - yorlar. Karık, dökük bir - bükülüşle mısrağ haline getirilmiş alelâ- de bir cümlenin çoğu zaman müphem ve yabancı örgüsüne şür; dört köşe bir tuval ne serpiştirilmiş bir renk küme gine veya gözleri kafa tasının tepesine oturtulmuş bir kaç çiz giden ibaret portreye resim adı nı veriyorlar. Bu sanat eserlerinin çıplak zavallılığı karşısında — münek- kid; bizzat sanat adammın ya pamadığını yapmak, yani her geyi baştan yaratmak, her şeyi yeniden düşünmek ve duymak Mevkiindedir. Sanatkârı pasif ve dilsiz bir belâğata, beyhude bir gayrete mahküm eden bir sanat görüşünün — gayesini, en az onun tarafdarları kadar an- lamadığımı itiraf -etmeliyim. Acaba saf ve çerçevesiz bir hürriyet iştiyakını — ruhlarına yatırıp her türlü sanat naza- riyesinden; her türlü kayidden uzak kalmağa yeltenen; tefsi - rine güç varılır, eserler, tablo- lar vücude. getiren bu sanatkâr lar, gerçekten ne düşünüyor, bize neyi anlatmak istiyorlar, ve münekkidden bekledikleri nedir? Herhalde onların -anlatmak istedikleri şu olsa gerek: Ki füre bulanmış bir kelimeler di- zisinin arkasında cesaret ve ka badayılığı; düzensiz bir tablo taslağının gerisinde düzenlinin hasretini; deli saçmasının öte- sinde hikmeti; bir nokta veya bir çizginin derinliğinde dün - yya yuvarlağının geometrik nis betsizliğini.. Bekledikleri — ise sadece şöhret! Yoksa, bu sis- temsiz ve aşırı yayılma arzu - sunda, girift oluşumuzu doldu- ran «sonsuzluğu» gün ışığına kavuşturmak uğrunda, eski san atın sınırı belli «mütenahi» i- fade cüceliğine karşı bir kasid mi var? Gene acaba münekkidi tehii- keli bir ihtimaller ağına düşü- rüp bayağı bir «ibhama> — sıkı sıkıya yapışan yeniye düşkün sanatkârlarımız, içine kendile - rinden başka bir kimsenin |gir- mesine asla imkân olmayan sanat dünyalarının “anahtarını şeytana mı teslim etmek fik - rindedirler? Bu-mâsum kurbanlar, — çıl- gin sanatlerinin dev aynasında azaplı bir uykuya varıp Tanı laşmak vehmini tatlı bir rüyâ halinde bir teviye yaşamaktan usanmayacaklar mı? Vaktile mütefekkir ve sanat kârlar; gözlerini dış âleme, ta biatin ve topluluğun çeşidli de ğişmelerine kaptırır, gören göz le görünen eşya arasında bir mesafenin lüzumuna - inanırlar dı. Halbu ki, Agoraya' inmeyi gaye bilen bugünün fikir — ve sanat havarileri eşyayı gene eşyanın gözile görmek; madde ye, mevzua katılmak istemek- tedirler, deolojiler panayırmda sürünün garkısını söylemeğe hayı dış realiteyi kendi renkli hayalinde tan daha çok onun mahremiye- tinde dinlenmek — azmindedir.. Ressam, perspektivin — zaranlı olduğuna kanaat getirmiş bir- biri- üstüne - katlanıp birbirini kakan — plânların - bağdaştığı mahsus bir mekân - anlayışına varmıştır Gerçeyi ve, güzeli yakalama- ği biricik gaye bilmöleri gere- ken bütün bu kâfa ve duygu sarhoşlarının, hayatın akışına, uymak kavsusile tablati taklid rleri- ntü ve Artık fikir adamı i- | andır. | aksettirip anlatmak | vende, “onun “âsi' gücile ını, iptidai ve barbar bir ilk duyuşun tazeliği hesabı na bile kıymaktan gekinmedik- le srüyoruz. kdirde iyiyi, Kötüden, Yazamn: Nâzım Kemal sahte kıymeti hakiki olandan ayırdetmek nasıl mümkündür? Aklın saf aşığını derinliği için de bir nevi zenginlik we «dü- şündürücü körlük» bulunduğu nu vehmeden bir görüşten f kırmış sanat eserleri karşısın da münekkidin- bilmem ki, lü- zumu var mıdır? Hiç - zannet- miyorum. Zira-münekkid, ne aklın ve ne sezginin yardımile kavranmayan kaotik bir sanat dünyasından haber — vermeğe muktedir bir sihirbaz değildi O, ancak şekli ve sınırı belli bir fikir ve duygu yapısı önün de harekete- geçebilecek ; 'onun hangi ölçü ve nisbete göre in- edildiği hakkındaki kanaati ni Şuphe yok ki/münekkid; san at yapısını vücude getiren ya- ratıcı dehayı kendisinde duy - masa bile, onu “ayakta tutan cevheri yakalamasını, onun 'ter kibine giren unsurları biner bi rer inceleyip tarttıktan sonra eseri tekrar inşa etmesini bi - len bir kimsedir. Pakat münek ADIKÖY Halkevi sat Kıanç salonunda, dai bir faaliyet göze çarpar. Buradaki faâliyet, çarpışma, de rin bir süküt içinde elleri $; kaklarında düşünenlerin fik mücadelesidir. Onları, hemen hemen her zevkten ayıran, bir oda içinde hapsedilmeğe mahküm eden hi si bir parca daha yakından gör Tek için ben 'de-aralarma :ka- yıştım. (Kenarda sessizce kalın bir kitabı karıştıran bir gencin yanına sokuldum, satranç hak- kında izahat almak -istediğimi. bana:bu'işi yapabilecek bir ar- kadaş tavsiye etmesini rica et- tim. Bu genc: — Eğer arzu ederseniz sizi bu hususta aydınlatabilirim. Yalnız salonda görüşelim diye- rek beni nezaketle dışarıya dâ- vet etti: Halkevinin kabul salonunda- yız. Meğer tam adamma düşmü Şüm. Bu genc iki senedir arka arkaya İstanbul şampiyonu olan Nevzad Süer imiş. Kendisine ilk olarak şunu sordum : — Satrancı herhalde çok viyorsunuz. Bu zevk size nasıl ve'nereden geldi?. Kendisine has sıkılganlık ve- ya tevazu' ile şampiyon - şöyle başladı — Benim satranç merakım Halkevinin açtığı bu salonda bizden yaşlı olan — oyuncuların | uıınh.nııı seyretmekle başl dimile ilk kaideleri öğrenip kar gı karşıya masa başına — otur- duk ve o günden sonra da - bir daha masadan- kalkamadım!.. — Sizi bu kadar bağlıyan bu oyunun acaba ne gibi hususi- yetleri var?. Bu oyundaki — hususiyet, başka hiçbir oyunda bulamıya- cağınız, baştan sona kadar; bir harb kaybetmenin korkusunu duyuran ve mücadele hissini ta- mamen tatmin eden bir kafa Bazı san'at-eserlerinin çıplak zavallılığıkarşısında münekkid bizzat san'atkârın yapamadığını yapmak yani herşeyi yenidan düşünmek ve-duymak mevkiindedir. San' atkârı, “pa dilsiz bir belâgate, beyhude bir ,gayrete mahküm eden bir | san'at görüşünün gayesini, en az onun tarafdarları kada anlamadığımı “itirâf etmeliyim. ve | ,*bu tahl aharetini, a ulaşamadığı bi na harcamaz. İsra, v0 çök İj bilir-ki, bütün ieakid mahat tini “böyle tehlikeli bir gah tüketmeyi göze aldığı * de, bir takım gülge —senb. rin ve Alegörilerin “çıkmzr iflâs-edecektir Bugün gercelten Mmür x<kid deli saçmasmı bikmet —&ayın yeni bir fikir vesanat dünyası- nın “hazin dürumu önünde, uf- kunun silindiğin hisset: e ve orta yerde dendi kri vurabileceği bir konu bulama- dığı için adetâ üstüne toprağın altından - kayıp * git ğine şahid olmartadır. İşte bu yüzder o, artık bizde olduğu kadar, hatıda da esk hayırlı »ehberin — vazifesin: ferağat edenek, düşümme a| nında âmansız bir — temizle hareketine girişmiştir. 'Hiç şir he etmeyelim ki onu, lüzüm ve zararlı bir ıik ha kan bu fikir anarşisi, karısı! dünya vaziyetinin —dü zamana kadar tir. Yegâne temesnim şudur bi insanlığın altında barbarlık çağ yıkıcı hareket duygusunu kında solmadan tazeleyer, lik düşkünü rün hakimiy lar devam etmesin! üp gi Kadıköy Halkevi Catısı Altında Krallar deviren, Kaleler zabteden adamla konuştum Mi LİH AREL yormanın zevki 'bulunmasıdır Rakibin gizli plânlarını keştet- mek ve mukabil plânlar tasarlı yıp tatbik edebilmek te oyunur baslıca karakteristik tarafıdır Her oyunda olduğundan dal fazla, sinir hâkimiyeti ve âzam dikkat oyuncuyu tamamlıyan ta vaflardır. Nevzad Süer. bunları a1 ken'ordusuna kat'i hücun etmri- ni veren bir kumandan gibi he yecanlamıyor, masanın iki rın. ellerile sıkarak mütemadi- yen anlatıyor... Bu heyecanda belli ki gencliğin de dahli Nevzad Süer 1943 ün 11 inc yında satranca — başlamış. İstanbul şampiyonasında 946 İzmir Fuarı turnuv 6 ncı olmuştür. Bu n da kazandığı muvaffakiyetler - ona şans getirmiş olacak ki MW7 de İstanbul birincisi olmus. 3 de de artık hak kazandığı sam piyonluğu başkasına kaptırma- mıştır. Konuşmamız sırasında bu rı öğrendikten sonra kend 'Türkiye ve dünya samnivon icin' bir-ümid beslevip besl, düğini sordum. Galiba bu bazı halledilmesi icab edi geller var ki burada biraz kinleşti ve şövle devam ett — Bunun için «Dürkiye < yanc federasyonunun kurulr ve dünya- satranc federasyonı va dahil solması lâzımdır.. Biz nu istiyoruz amma israrl: tu ve bütür rağmen kon! ma benim istediklerimi sö: heye olduğu - s öyle cevablandırdı — 1948 şampiyonasının — sö- ncu turundaki part bu partiyi kaybedersem ; yonluk gidecek ve ikinci vaz te düşecektim. Kücük bir dalg lık. bir hatâ herşeyi altüst e bilirdi, oyun gayet hararetli vam ediyordu, bizi seyreden bile bizim ka bi ve mer h idi. Rakibim ise hiç te (#Devamı 6 ncıda