9 Mayıs 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

9 Mayıs 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zonguldak komur işeileri sendika- sının faaliyeti Bir mndd(. evvel vuku- bulan — müessif kazada sendika üyesi. bulunup da ölenlerinailelerine (1000) er lira tazminat Zonguldak (Hususi) — Zon- guldak Kömür havzası İşci Sen ükası geçende Kozlu - İncirhar man ocağında vukua gelen mü: essif- Grizo hâdisesinde ölen watandaşlardan 13 ünün aile- lcrine . 10000er lira ve«yine bu kazada- ölenlenden -Sendika: üye si olmuyan 6 sının ailelerine de, 100 er lira ölüm yardımı olarak ödemişti. Yine bu Sendika, Yerli Mal- lar pazarlarından mübayaa et- tiği kaput bezini her üyeye be- ter metre olmak üzere beher met resi 70 kuruştan tevzi etmiştir | jimdiye kadar tevzi edilen kaput bezi mikdarı 118-482 metredir. Pek yakında da metresi 220 ku | ruştan 30:000 metre lâcivert iş | elbiseliği dagıta('ng) öğrenilmis | Ür. Diğer tımüen haber aldığı- miza göre Sendika Kozlu böl: gesindeki yardım sandığına tah sis etmek üzere 15200 - liraya, Kozlu çarşısı içinde bir - bina satın-almış ve böylelikle aydan aya 60 lira kira vermekten kur- tulmuştur. Bu bina satın alma- larının diğer bölgelere de teş: mil edileceği anlaşılmıştır. Sendikanın bu yerinde hare- ketleri Kömür havzası işcileri arastada memnuniyetle karşı- lanmıştır. ——— Havzada çirkin bir tecavüz ; —.. Havza — (Hususi) — Vezirköprü. 'nün Fala köyünden Şerife kızı Mey rem Şimşek', baba bir kardeşi Ha san Şimşek, ırzına geçmek suretile bikrini izale etmiştir. Yapılan ihbar üzerine muayene edilen Meyremin bozulduğu görülerek sanık, tahhi- kat evrakile birlikte C. Savcılığana verilmiş ve derhal tevkif edilmiştir. Zonguldak-Ereğli Kömür leri iş'etmesinin kararı Zonguldak: (Hususi) — E; K, İş- letmesi, işçilerine- senede: bir. defa parasız olarak dağıtılmakta olduğu ejbise-ve ayakkabıları. bundan böy le Ereği, Bartın. Devrek, Çaycuma, ve Safranboju ijçelerindeki esnafa diktirmek suretile 'bu ilçelerdeki es nafın kazanmalarını teminen, kay. makamlıklar vasıtasile — bu esnafa keyfiyetin düyurulması ve araların dan seçecekleri şahısları işletme ile sözleşme- yapmak üzere göriderme lerini kararlaştırmıştır. Kütahya ılar Konyada " mağlüp oldu Könya: (Hususi) — Cümartesi ve pazar günleri şehrimiz takımlarile maç - yapmaza gelen Kühatya genç Tik takımı cumartesi günki gençler takımımıza 3—1 pazşr günüde İd- man Yürdü takymımıza 6—1 mağlup I Anadoludan Notlar İ Garb linyitleri işletmesinde yüksek istihsal bayramı Gatb Ünyitleri işletmesi Tunçbilek mıntakası gerek yüksek few adamları gerekse çalışkan işcileri!e örnek olmaya lâyıktır. Gün lük kömür istihsali 2000 tondan 2800 e çıkarıldı. İşletmedeki işcinin çalışma tarzı — Yer üstü tesisleri — Yerallı tesisleri — 48 metre derinlikte kömür istihsal ocakları. Abdüalkadir Gürol Nisan ayındâ 31,400 tonla en üs tün kömür istihsalini sağlıyan Tav şanlıdaki Garb Linyitlerinin Tunç bilek mıntakası ve bu mânasebetle 90 nişan Cama günü yüiksek istih. Sa) bayrammı kutlamıştır. Yeni Sabah adına iştirak ettiğim bu bayram münâsebetile Tünçbilek mıntakasında görmüş olduğu — yer üstü ve bilhassa yer altı âleminin iç yüzünü nakledeceğim: Böylece küreklerimizle sobamıza atmak ka kadar bir zahmet ihtiyar eyliyerek yaktığımız kömürün, ne büyük emek ve feragatle elde edilmekte olduğu daha iyi anlaşılacaktır, SOMA, TUNÇBİLEK, DEĞİRMİSAZ BÖLGESİ Tavşanlıdaki Garb - Linyitleri İş Tetmesi Soma, Tunbilek ve Değir misaz olmak Üzere üç mıntakaya sahiptir ve bu üç mıntakadaki kö- Mür ocakalarında 4700 Türk işçisi çalışmaktadır, On yı) önce günlük kömür istihsali 2 bin ton kömür ü zerine - kurulan işletmenin istihsa 1i bugün 2800 tona yükselmiştir. İşlekmede senelik istihsal aylara taksim edilmek suretile tanzim edi len bir programa tabidir, Bu prog rama göre tam randıman elde edi lebilmek için üç faktörün birleşme si şarttır: 1 — Tanzim edilen prog rama göre o ayın istihsalini elde et mek, 2 — Geçmiş aylara ait borcu olmamak. 3 — Randımanı tam. ol mak İşte Tünçbilek mıntakâsı, progra ma göre mayıs ayında sağlaması ge reken istihsali müddetinden bir ay evvel ve bu üç faktörü de birleştir mek şartile en üstün istihlali sağ lamış ve bu zaferinden dolayı bay ram yapmağa hak kazanmıştır, İŞLETMENİN- ÇALIŞMA TARZI 'Tünçbileğe vardığımın Jik günü yemekhane, yatakhane, sıhhi - teş- kilât. malzeme ambarları gibi bü. tün yer Üstü tesislerini gezdim ve ge rek Tunçbilek mıntakasının — baş mühendisi Nihat Üstünel gerekse genç ömürlerini vatanın bu buca- Bında çalışmağa vakfetmiş mühen disler ve tesisler hakkında geniş i zahalarda bulundular, Verilen iza hattan öğrendi; da>24 saat içinde üç vardiya yapıl- makta ve kömür işçileri Üç vardiya hajinde çalışmaktadır, Bir grup ça hşirken diğerleri istirahat halinde dir; Nitekim bayram yapıldığı hal- de istihsali durdurmamak için bir. grupun ocaklarda olduğunu öğren. dim, Kemençe ,davul ve zurna nağ meleri. arasında , oynayıp eğlenen kömür işçilerini coşkun bir neşe i- çinde gördüm, Burada yajnız ser- best işçiler değil, cezaevlerimizden gelmiş hükümlülerde — çalışmakta, İçlerinde beş seneden yirmi seneye kadar malikümiyeti olân bu kara Jafihliler, kömür mmtakasında hem olmuşlardır, PARARARADARADAAADARDAARADARARARDARARAAAA Yeni Parti ve Şu siyaset ne acaip birâlemdir.Ye ni tekekkül etmekte olan parti «rü- geym- balinden e halin> ge- Jinceye kadar gerek- gazetelerde, gevek- siyasi muhitlerde re kadar tetsirler; tekzivler, telkidler- yapıl d Politikecılar bir taraftan par- tiyi kurarken diğer taraftan soru- Tan sualicre- büsbütün aksi cevap lar- veriyorlardı. Meselâ mücadele cilerin viri ve üstadı volan Ketran Öner daima: — Böyle»birşey yoktur. Bunlar gayiadan ibarettir Deyip kesiyordu ücesi görüldü hhi halbi ki nasıl Halk Partısi, Demokrat Partiyi — doğurdu ise, Demokrat Parti de ü partiyi doöğuürüyor. Bütün ber — ihtilâr dikodu- İar, muarazalar, münakt: aft Büzafdan ibarettir. İsin doğrusu şudur: Demokrasi Hülemünli ierar ediyo Ahlât ekmeği, mısır koçanı vesairç... Milletvekillerimizden -Abmed Çı- nar'ın Meclis kürsüsünde göster diği-- sözüm ona - ekmek, hükü- kümet mahatilini fena halde sinir Tendivdi. Bütün kâinatı toz penpe Bi renginde bir gözlükten seyreden Başbakan yardımcısı Faik, Ahmed Barvtçu, o - tatlı eyimserliğile: «Herkos, dedi, böyle mısır koça'- pından ekmek yaptırabilir'; Bu sö Ze kimse itiraz etmedi; fakat ne- e göre, ocaklar- | büyük bir serbest - içinde çalışıyor. tice kendini gösterdi: Parti gazetelerinde Ahmed Çı- mar'ın ismile müsemmâ, beyninde- ki tezada bakın. Bu ekmeği (Ye- şilova) köyünde hususi olarak yap tırdığı görüldü. Ahmed Çınar Ko- çan ekmeğin (Yeşilova) da yaptırı yor! Fakat biz koçan ekmeği der- ken de'ahlât ekmeği çıktı.. Bu bana meşhur şarap hikâyesini hâ- tırlattı. Şarapçı ölürken çocuğunu — ça- Birmiş: «Oğlüm, demiş, ben gidi- yorum. Bündan sonra bu ticaret sana kalacak... Hopsini sen idare edeceksin; nasihatlerimi iyi dinle Evlâdım! biz garapçıyız. Şarap pı- rasadan yapılır... Şarap, mayalah- mış havuç otundan yapılır.. Şarap, kokmuş zerzevat süprüntüsünden yaptlır... Şarap, bazan da üzüm- den yapılır! Biz de merak ediyoruz. Acnhâ buğdaydan eki ıi rm? Muhterem- efendim: Akgşamın Dikkatler sütunu, hak JI olarak gere lisan möselesine dö- kunuyor. Öz Türkçe yapacağız der ken, ortayu kaba bir beyan tarzı çıktı. Halbu ki, Türkün hali gibi, kalıbı da gayet naziktir, müteva- - lehce zıdır, Anadolu köylerinde bertaraf - amma. doğru (amır vi lüğüt paralamak isteyen kö lere bile rastladım. Öz Türkce nâ- mına Hisana bu satırı atmak zen- in Türkçemizi fakirleştirmektir. î.ullh'ı! memleketin — tekâmülü m üci Jiştikh t ahıyor; hem de her ça * gün cezalarının iki günü ne tekabül ediyor, İşçilere giyecek Terinden Başka işletme tarafından günde Ikl öğün yemek verilmekte- dir, İşletmeye yakın köylerde otu. rupta yemeğini ailesile yemek İsti. yen işçilere bu Istihkakları çiği er- zak olarak aynen verilmektedir, 'Tünebilek mmtakasında eczanesi dejiçinde olmak Üzere 22 yataklı bir hastahane mevcuttur. Hastahane- nin iki döktoru, bir operatörü bir de diş tabibi vardır. YER ÜSTÜ TESISLERİ Tünçbilekteki yer - üstü tesisleri nin en mühimi (Gripaj) dalresi ta bir edilen ve ocaklardan çıkan kö mürleri üç kalite Üzerine tasnif'e derek vagonlara sevkeden kısımdır, Ocaklardan vagonetletfle gelen köz mürler, Gripaj datresinin üst tara fında bulunan havuzvari bir hazne ye dökülür, Buraya dökülen kö. mürler üç elekten geçer, 80 den yu karı kömürler birinci elekten, 30X80 -ebadındaki kömürler ikinci elekten , 0X30 ebadındaki kömürler ise üçüncü elekten geçtikten sonra saç oluklardan hususi yerlerine a kar, Yalnız kömürler saç oluklar- dan akarken olukların iki tarafına sıralanmış işçiler tarafından içinde ki faşlarda ayıklanmaktadır, Üçüncü elekten geçen 0X30 eba- dındaki kömürlerde üç cinse aynl maktadır: 10X30 ceviz, 5x10 fındık, 0x5 ise halen istifade edilemiyen toz kısmmıdır, Bu kömürlerden ceviz ve fındık cinsi yıkanmaktadir, (Lav- var) adı verilen yıkama tesisatı ya Pılinca halen İstihade edijemiyen 0X5 ebasındaki kömürlerde yıkana rak istifade edilebilecek hale getiri) mektedir, K YERALTI TESİSLERİ Yel üstü tesisjerinden sonra yer a)jtı âlemini gezeceğiz, Bana ocakla: rı getdirencek olan yüksek maden mühendislerinden yer üstü ve yer altı koordinasyon şefi Tahsin Yala | bak, ilk önce Tunçbielk kömür Hav zasını gösteren şema üzerinde iza- hat verdi, Genç mühendisin izaha tandan bu mınatkada tahmin edi. len kömürün 97 milyon ton olduğu nu ve 12 kilometre (Galeri) açıldığı nı ve bu gajerilerde tahkimat için 80 em, ijâ bir metrede bir maden dirett-dikildiğini, tahkim işinde kül lanılan direklerin ise ağaç ve de- mir olmak Üzere iki cins ojduğunu. pahalhı olmasına râğmen ekonomik bakımdan demir - direkletin daba faydalı olduğunu fakat — mevcu- dun pek mahdut ölması yüzünden demir direklerin ancak mühim yer Jerde kullanıldıklarını öğrendim, 48 METRE DERİNLİKTE KÖMÜR OCAKLARI Artık yer altı âlemine girecektik. Ayaklarımızda Jâstik madenci çiz-. meleri, ellerimizde ise birer karpit Armağanlar köyü muhtar seçimi yeR ĞA gn Seçimde D. P: adayları kazandı Bergama; (Hususi) — Be ya bağlı Armağanlar köyünde yeni den yapılan muhtar ve ihtiyar kuru lu üyeleri seçiminde, halkın hepsi geçime iştirâk etmiş ve neticede Muhtar ve âzalıkların hepsine D, P, adayları seçilmiştir. “Bergamayı sevenler, cemiyetinin — Midilli gezisi Bergama: (Hususi) — - «Berga. mayı sevenlere — cemiyeti tarafın. dan öhümüzdeki günler - de Midilli gezisinin tertib edildiği bildirilmek tedir, ili. sahillerinde yakalanan kalıkçılar Bergama: (Hususi) — 'Türk kara sularında balık atlarkan yakalanan üç Yunanlı Dikili zabıtasınca yaka lanarak adajete tesjim edilmişler. dir, Türk kara sularında balık âvla gıklarından dolayı 948 yılında yaka Janan Yunanlıların yektünu böyle- ve 9 a baliğ olmuştur, Konyada gençlik bayramı hazırlıkları Könya: (Hususi) 19 mayıs spor ve gençlik bayramı için provalara başlanmıştır. lise ticaret L, ve sanat okulları hep birden müzikle hare« ket yapacaklardır, Askeri ve kız öğ renciletde hazırlanmaktadırlar, Karaman hastahanesi operatörlüğü Könya: — (Hüsusi) — Karaman hayır severleri tarafından açılan hastahanenin kâdrosündaki eksik Tik tamamlanmaktadır, Operatörlü ğüne Mardin hastahanesi operatörü Dr, Nevzat Balkır tâyin edilmiştir. —— —————H——— Jâmbası, bü numaralı ocağin önün- deyiz, Ocak ağzında rakım '790 me yilli bir galeriden aşağı doğru ini yoruz, Ağaklarılmızın altında kay- gan bir çamur tabakası, Üzerimiz den yer yer yağmur gibi sular dö külüyor. Her taraf zindan gibi ve ben alışkın. olmadığımdan olacak: ki Karpit lâmbasının ziyası etrafı seçmeme kâfi gelmiyor, Mühendis arkadaşım anlatıyor: — Şimdi 300 metre mesafede - 40 metre derinliğe inmiş olacağız, Son ra düz bir hat üzerinde yola devam edeceğiz, Gözleri m alışmış olacakki içinde yürümekte olduğumuz galerinin 1- ki tarafında açılmış, mağara - gibi boşluklar görüyorum, Sorduğumda, bunlara (Fopuk) adı verildiğini, iş) çilerin girip çıkmasında vagonetler den sakınması ve dinamit patlatır ken gerek kendilerinin gerekse mal zeme ve makinelerin korunmasına hizmet ettiğini söyledi, İnerken sağ h sollu bu boşluklara sık sık tesa güf ediyoruz. Bazısında ise munta- zam sıyanmış duvarlar gözüme ili #iyor, Bunlarında (Yangın barajı) olduğunu, çift sıra tuğla ile örülk dükten sonra muntazam bir şekilde kalın sıva ile sıvandığını çünkü bu ocaklarda (Grizo) - olmamakla be raber bazan kömürün kendi kendi e yanmasından — mütevellit. boğus cu gaz (Karbonmonoksit) neşretti ğini, bu gazın galerilere ve iş yer Jerine sirayetini önlemek için de yangın barajlarının yapıldığını öğ- rTeniyorum, “Yine bu arada Izgara vari, tava- na kadar istif edilmiş, galerilerde kullanlan ağaç tahkimat direkle- rinden gördüm, Bunlarında işçi a. rasında (Domuz Damı) tabir edi. Jen bir nevi usulü o)duğunu izah et ti (Devamı yarın) YENI SABAH Tarihden bir yapraîl 948 Meşhur Suikasdler Fransuva odaya girer girmez hançerini çıkardı. Homurdanarak kadını aramağa başludı | N beşinci agrın sonunda 0 başlıyan İtalya - harbleri Fransa ile Avusturya a- rasmda devam ettiği sıradâ bir de ortaya Almanya tacı mese- lesi çıkmıştı. Birinci-Fransuva, Avusturya İmparatoru Şarlken ile yaptığı harbde yenilmiş ve esaretten Osmanlı İmparatoru Kanuni Süleymanın ordularile Avusturya hududlarına dayan- ması sayesinden kurtulmuştu. Uğradığı bü mağlübiyetten bezmiş olan Frânsuva, hayatı- nn mütebaki kısmını - saraya, daha doğrusu kadın ve eğlence- ye hasretmişt Daimi bir sarhoşluk - içinde gecirilen günler Kralın ömrünü bir mikdar daha kısaltıyor ve sıhhatinin bozulmasına — sebeb oluyordu. Nihayet öyle bir an geldi ki Kralm hayatının teh- likeye düştüğünü gören döktor- Jar bu işe müdahale etmek mecc buriyetinde kaldılar. Bunun ö- nüne geçmek için yegâne çare, Kralı kadınlardan — uzaklaştır- maktı. Hazırlıklar büyük bir sükü- net ve ketümiyet içinde ikmal edildikten sonra - Kral Paristen ansızın — ayrılarak mechul bir semte hareket etti. Ancak döktor ve çok yakın- farmın : bildiği Rambov'da bir satoya yerleşti. Sade eşyalarla döşenmiş olan bu şatoda, Fran- suvada bu dekor, uygun bir ha- yat yaşamağa daha- doğrusu havatım büyük bir sessizlik i- çinde geçirmeğe başladı. Fakat bu ne kadar sürebilcekti? Eğer terkettiği kadınlar izini — bula- Tcazlarsa belki bulurlarsa ölümü bir an mese- lesiydi. Nitekim öyle oldu. Ellerinden Kralı ve dolayısi- le lüks, debdebe ve bol ihsan- ları kaçırmış olan bir takım haris kadınlar, bu defa veliahdi elde ederek ona nüfüuz edip eski Kraldan intikam almak çarele- rini aramağa başladıları Bun- lar arasında en meşhur ve en korkunecları Madlen ve - Biyan idi. Kimsenin bilmediği bu şa- tonun esrarengiz, tenha kulenin odasında bu iki kadın baş başa vermiş, Kralın aleyhine suikasd plânı hazırlıyorlardı. Bu iki kadın şatoya nasıl gi- rebilmişlerdi? Madlen, alıman bütün sıkı tedbirlere rağmen Kralı Ramboveye kadar — meş- um bir gölge gibi takib etmiş ve nihayet bir kolaymı bularak şatonun bu odasına yerleşmeğe muvaffak olmuştu. Madlen, esrarengiz kulenin o- dasını Fantanblada Kralı elde ettiği evin odası gibi döşemişti. Burada da ayni büyük a; ni ipekli perdeler, ayni “geniş karyola, Krala yabancı olmıyan ayni koltuklar görülüyordu. Di- yana ile Madlen işte bu evdeki konuşmaları bir saat sürdü. Madlen Diyana bir mektub ver- dikten sonra bu iki kadın bir an birbirlerine bakıştılar ve Yeni parti ve- Ahlat ekmeği, mısır koçanı vesaire - Muhterem efendim - Hani sşunu bileydin - Robot€ilar dünyası « Dairelerde yeni teşkilat in yapılır; Din inkilâ- et de böyle olma- bir ve ni nilen Yoksa bu kadar geniş isahı böyle küçülten, daraltan ha reketlere inkilâp denilmesi bilmem ne dereceye kadar doğrudur. #mühterem ına şidüçtle taraftardır. 'cma'larda sarkadağlar! efendim H kşam, tabı yerine «muhlerem efendim» diye başlanmasını bile muvafık gö rüyor. Halk arasında konuşulan İisa bildiğimiz- Türkçedir. Öz Türkçe, yahud terimce yâni uydurmasyon tlarla konuşmalr isteyenler-me ifade edemedikleri -için konuşuyor - ster istemez Türkçe lar. Yâlmz geçen gün bir arabacı ile bir hamalın kavgasını işittim. Arabacı tos vuracakmış gibi geri- ledi-geriledi de. — Ulan! dedi hdi senin Ö- zetini, özünü bellerim ha! Ha şunu bileydin... İyi haber almaklü tanınnışıgaze -—yq,AN—x ULUNA YJ n ça- besaplarımı tet- telerden biri: «Denizvoll. lışmıa tarzını ve kik etmekte olmm mürettişler, lışmalarına devam etmektedhier; eait bir kaynaktan öğremldiğine göre, Denizyolları İdâresinde yapı lan tahkikat, idarenin hiç bir * kımdan iyi işlemediğini göstermek tedir.» divor. Müeesesenin iyi; yahud kötü iş- ledi için müfetti rin gayrete acıdık: ini -anlam sarfettikleri doğrusu.. Denizyolları idaresinin ne halde eldüğunu görmek, işlemesi hakkım da bir fikir vermeğe kâfi değil mi- dir? kalmi ak'lüi kard' mı? önüne düşünce belli olur. demişler Bü da böyle Mürfettişler — bü kere köprüden altiyr çeyrek va- purile Haydarpaşaya geçsinler... O Zaman, idarenin nasıl i: i an- larlar Robotlar dünyası Robot, makineden yapılmış a» damlarmış... Bunlar insanı - Har fazanallah - menenjit illetine uğs rotacak bir takım İnce hesaplar- la işler, hareket ederlermiş; Hat- k uzun, fakat . .. ——— — x— hiçbir şey-konuşmadan ayrıldı« lar. Diyan odadan, çıktıktan son ra doğru Veliahdin anına, gitti: e Yakmda iş olacak! Birinci Fransuva dedi. ın oğlu bu Yerdü; —— İCemati YENER| cümlenin mânasmnı tahlil edip ağır bir kâbusun altından sıy« rılmağa çahşırken kadın da gel diği gibi odadan İsessizce çe- Kildi. İntizar odasına giden Di yan, Kralın sadık adamı Ba4r- yok'u meyiüls ve düğünceli bul- du. O sırada doktor da Kralımi odasından çıkmıştı. Diyan yerinden fırlıyarak te- cessüsün verdiği bir merakla: — Nasıl? diye sordu. Doktor bu entrikacı dikkatle bakarak: — Madam meraklanmayınız, hâlâ ümid vardır. Fakat... de- di ve birden durdu. İKendisini tecessüsle dinliyen Diyan bu defa daha büyük bit merakla, — Ey devam ediniz. Diye 15- rar etti. Doktor da kadınla ba- ga çıkamıyacağını anladı ve: — Eğer Kral bir gece dahi kadınlarla gecirecek olursa, lüm muhakkaktır. Diye ilâve etti. Doktör bu sö- zü söylediğine pişman oldu. Fa- kat iş işten geçmişti. Diyanın yüzünde şeytani bir tebessüm basıl olmuştu. Tasavvurlarını mümkün mertebe saklamaya ça lhışarak mühim birşey söyler gi bi vaziyet aldı. Doktorun yüzü- ne bir an dikkatle baktıktan sonra: — Doktor, ben Kralı görmek isterim. Deyince, doktor: — Mâadam şevketmeab uyu- yerlar. Diye beyhude yere mâ- ni olmağa uğraştı. Zira Diyat — Hükümete aid bir iş! di- yerek aralık bulunan kapıdan Kralın odasına daldı. Kral ha- Kkikaten uyuyordu. Ayaklarının ucuna basarak yatağa yaklaş- tı. Getirdiği mektubu usulca yastığın altına koyup yine dı- sorıya çıktı. Kral, saat altıya doğru uyan dı. İlk kımıldanışta eline mek- tuh ilişti. Merakla açıp yüksek sesle okumağa başladı. «Fransuva.. — Fransuyacığim. Senin aşkınla yaşıyan, senin son buselerinle ölmek istiyen bir-kadın seni bekliyor. Gel ev benim sevgilim gel de beni bir daha sev... Sonra istersen beni öldür.» Kral mektubu tekrar tekrar okudu. Bir türlü gözüne inana- miyordu: — Fakat bu bir rüya değil. Mektubu elimde tutuyorum. Malüm fahişeyi yazısından ta- nıyorum. Büraya kadar geldin!| Beni istiyorsun öyle mii Pes kâlâ gelivorum. Seni gebertme- ğe geliyorum. Diye homurdana- | rek yatağından kalktı. Ömrün-| de ilk defa olarak kendi ken-| kadıı KARAARARARAAARARA NAAAAAAARRAAAA AA AAARARARARAA ARARARARAR AD AAA ARARARARA ARARDAARADARA DA tâ evişleri filân da görürlermiş.. Geçenlerde «İngiliz Veliahdi Pren- ses Elizabet, Londrada bir sergi- de 8 kadem boyunda ve 560 libre ağırlığında bir Robotla konuşmuş! Prensesin bu mülâkattan pek mem nun olduğu söyleniyor. Roöbot insanların yarattığı insan lardır. Beşeriyet bu yolda yürü- yecek olursa, bütün dünya a mı değişecektir. Nüfus isteyenler bol bol sipariş edecekler. Parti mi kurulacak? Şefin ya - hud liderin bir işareti ile hareket eden on bin Robot maksadımı te- mine kâfidir.. Ev adamları — için de böyle... Bu uşaklar ve hizmete çiler, yemek istemezler, içmek is- temezler; yatak istemezler. Ak- şama kadar çalışacaklâr, ondan sonra kendiliklerinden dölaba gi - rip emrinizi bekleyecekler, Robotcılık gündengüne terakki nlar da yavaş yavaş caklar, Zaten Avrupa - açlığa idman ettirilmesi tek - lerden buğdayın gittikçe hafif letilerek — kaldırılması, dünyanın Robotlanmaya doğru gittiğini gös teren en bariz nümunedir. Allah bizi bir «rizk kaygusu» le ikide bir de feryadı koparı; ruz. Robotlarda -0 da olmadığı gin yap yap... koyuverı... Bektaşinin hikâyesi gibia. Bir Bektaşi fıkarası bir takım ciğer almış, evine götürürken bir gaylak birden pertâb etmiş; ciğe- Robatla ni yaratmı |3 dine giyindi Ucu püsküllü çekti. Birkaç defa salla: Tin sesi üzerine dışarıda nanlar otoya koştular; Kralhı giyinmiş görünce herkes hayret içinde kalmıştı. O, doktorum iti- N sulu- yaz ve yalvarmalarıma-rağmmen Beni kuledeki odaya götü Tünüz, diye emir verdi Dört. kuvvetli uşak iskemle- nin uclarından tutarak — Kralı kuleye götürdüler. Kapımın;önü ne gelince — İçeriye kimse nasir. Orada benim görülecek işlerim var: Dedi ve içeriye girip demir kapıyı arkasından & meledi. Bu vaziyeti uzak reden Diyan, koşa koşa Ve Hanri'nin. odasına gitt Kral ölüyor. Yaşası diyerek boynuna ğ yeni vrilip Kral! öptü. Fransuva küledeki 0: rer girmez hançerini Homurdanarak kadını ara başladı. Madlen ya> ipek celikler giymiş ve/ yarı bir halde yatağında yatı Kavı birdenbire açıldı. K-ıl bir elinde hançer, diğer elihde bir şamdan olduğu — halde: içeriy girdi. Yuvalarından — £t gözlerile etrafı süzdü. Burada hiçbir şey kendiğine yabancı gelmiyordu. Avni- d-- aza a ze plak kor, ayni hava ve ay gvel adın... Gözü Madlene ilişince sıcak bir şeyin bütün damarla- * rından süzülerek aktığını hi seder gibi oldu. Bıçak ve şâm dan elinden düştü. Titrek aö « larla karyolaya yaklaştı ve bü- ,; tün ihtirasile kadına — sarld , Gece pek karanlıktı... Derin — | bir semsizlik içinde geçen daki- — | kaları şimdi öldürücü bir ıztı- V; rab takib etmeğe başlamuşti Kral ölüm ihtilâclarile - icıyr> nıyordu. Onun bu halini dal, yakından'görmek istiyen b muhteris kadın Kralm üzerir doğru eğildiği zaman Frans va, birdenbire doğrulu MaAS lenin boynundan ısırdı. Disleri nin açtığı derin yaradan fışlr ran kanlar etrafı kızıla- boy- mıştı. Bu defa ikisi de- kıvraz mağa başladılar. Birbir'ni t kib eden derin hırıltılarda ra iki derin nefes, gece keri içinde kavbolu Fronsuva ve Madlen ö Teşekkür Beyazıttaki evimizin bir Kaza ni ticesinde yanmasından gerek yan- gını söndürmekle büyük Cedakân lıklar gösteren itfaiye mensuplar, na ve gerekse-yangından w iteveli teessürlerimizi tahfif ve izale ma sadile telefon, telgraf, mektup ve Si * Hüzemi yadla eeei İ aa ya bizzat teşrif eylemek suretile bi W leri teselli Jütfunda bulunan akraba ve — tanıdıklarım şükran ve minnet borçlar: rı ayrı ifaya imkân — bul: ğindan saym gazetenizin * tünu rica ederiz, Kastamonu Ambar: Fuad Altıoğlu ve ar: l ri kapınca - havalanm küfürleri — sıralama; hâdiseyi gören bir adam — Baha erenler! demiş. etme.. günahdır. Allah d kımı böyle vermiş Bektaşi, — Birşey dediğimiz y demiş, böyle senden bend: ile besleyecek oldukltan k rat, yarat, koyuver! Dairelerde yeni teş Yaktı demiyi bu Yüzigâr.. endi gitti; is yâdigar! Fakat okuyucularımız: bir müjde verelim:, Ya kat neticesinde akademi da «kasd olmadığı; a: arif Bakanlığı son gün! kat neticesini efkâzı u açıklayacakınış, Yangında kasd. yolân ihirlâl' Va tiçe - bakınında kist de binanm yahmasıma olduğu için bağlam kâygaldlarakı uldığımız bir Baberi göre, sonra resmi dairelerde y yangın söndürme: teşki cakmış. — Bunlar ayrı bi başlarında. tas,-belerinde ellerinde balta, omuzların casile oturan müdür, müm ve müsevvid'lerden müsmcüleb lacaktır. Günde birkaç defa gın söndürme» talinleri ya ve bir anda binayı boğ; de Amerikadan. mütah tirilecektir)

Bu sayıdan diğer sayfalar: