(Baştarafı 4 üncüde) beler tür endüstri Bu şubede 40 mühtelif renk süzücü, enfraruj ile lecektir. Film projeksiyonun! İan lmak üzere 1ısı maseden ve Ssı- 4 dayanıklı, dolayısile Slll(%&_ filmini ışık- kaynağının neşrettiği hararetten koruyan bir cam keş- fedilmiştir. Fotograf teçhizatına | gelince, —muhtelif tipte fotograf | mrkinesi, dakik âletler ve fotoğ- | cılığa aid sayısız yenilikler gö- gülmektedir. Bu meşherden firça dairesine ilmektedir. Burada her renk * bigimde fırça teşhir edilmekt €ir. Kazsıda fantazi eşya sergisi cİns ve desende çakı, sigara taba- Kası, çakmak, cep feneri ve sayıla- mıyacak kadar müteneyvi hâtıra ve hediye olabilecek küçük eşya zi yaretçiyi her halde bir hayli il) lendirip oyalıyacaktır, kalabalık olgcak bu kışımdan 'yük Holl'ün yanındaki bir salonda açılan yazıhane eşyaları dairesine geçilir. Burada büro ve yazılane- rde kullanılan en küçük zımba makinesinden en modern - hesabı makinesine kadar teşhir edilmek- tedir. Şimdiye kadar imal edilen en küçük yazı makinesi, kullanı- Ç lışı gayet kolay ve her cins kâğıt, tahta, metal, cam, lâstik, dokuma. ve plâstik üzerine renk basan bir makine görülmektedir. Bundan başka para sayan ber tipte vezne, dosya dolabı, dahili telefonlar, ka- salar ve yorulmadan rahat bir ça- lışma temin eden her cins yazıha- ne eşyası vardır. Empire Hall'da her tipte radar teçhizatı, polis, itfaiye, sıhhat tes kilâtları ve demiryolları idareleri tarafından kullanılan her tipte i- kaz cihazı teşhir edilmektedir. Bu #ubede radarla gerib bir arkadaş- lık eden piyano ve musiki âletleri bölümü de vardır. Minyatür dik piyanodan büyük konser piyanola rına kadac her cins musiki âleti ve bu meyanda elektronik (boru- suz) orglar da teşhir - edilmekte- “Yığınla teşhir edilen mamuller meyanında, en- modemn - otomobil, uçak; top ve gemi — modellerinden #utun da muhtelif desenlerde go cuk arabaları da bulunmaktadır. Bu hall'den, Fuarın en kıymet- ü kısımlarından birine, mücevher- cilik şubesine geçilmektedir, Lond ra kulesinde muhafaza edilmekte olan kraliyet müceyherleri hariç, burada hakikaten krallara lâyık taşlar görülmektedir. Prenses Eli- zabeth, gerek düğününde ve gerek 1947 deki Güney Afrika gezisi. sı- rasında kendi; hediye edilen pırlanta ve vherlerden — bir kısmmın. teşhir edilmesine müsaa- de etmiştir. Ayrıca Kemberley el- Ti modeli de ine müç 5 madenlerinin bir retçilerin gözleri önünde çalışacak lardır. Bu şubede en, büyük ilgiyi, Prenses Elizabeth'e düğün hediye- si olarak Güney Afrika Birliği ta- rafından verilen 54 kıratlık yon- tulmuş pembe pırlanta ile yine ay- ni Dominyonun Prensesin 21 inci doğum. yıldönümünde hediye ettiği pırlanta gerdanllık uyandıracaktır. Prensese aid diğer hediye mücev- herlerden çoğu da vitrinlerde gö- Tülebilecektir. Ayrıca da Bcera eti, Sierna, Leone işletmelerin do bulunan düny iri yontul- AAAAADODAAARDARRDADADE İdareci aktüal.teler W Solcu Hocalar Baş tarafı 3 üncüde (| — Mmanidir ve hundan rencide olur. Bu harekel tarzı demek. değildir ki; Brofesör her hangi bir koşkudan; İzah. ettiği nazariyeyi bir. netiçeye. bağlaraı. yor ve yahud. hağlıyamıyor. — Esason gözle Dünyanın en büyük ticaret fuar rinde ilmi kont ol metodlarile optik âletlerin kul ” lorıuşı gittikçe taammün etmekte- tonda ültra ğı nakleden camlar görü- a kul vardır. Burada görüleçek muhtelif l yapılmış olup, elmastraşçılar ziya- | YENİ BKRBAE muş elmasını, 770 kıratlık bir taşı teşhir etmektedir. Aymca pahalı sahici taşlardan başkax bir çok firma taklit fantazi mücevher kol- leksiyonları da arzetmektedir. Bundan sonra Earl's Coumt pavi yonlarını görmek istiyen ziyaretçi, özel otobüslerden birine atlar ve bir kaç dakika sonra hemen he- mep kendi başına ayrıca ve muaz zam bir Fuar olan bu kısma gelir. Binanın birinci katında, 800 den fazla firmanın iştirâk ettiği doku maçılık ve kumaşcılık şubesi yer- leşmiştir. Burada buruşmayan, kat tut- miyan kumaşlar, yünlü, ipekli ve pamuklular üzerinde yapılan maü- temadi araştırmalar neticesinde el de edilen her türlü tera ve yenilikler - tetkik - edilebilecektir. Bu, günlerde kadile kumaşlara pek azla rağbet olup, gerek bu ve ge- rek diğer cinslerde sayısız çeşitte kadın elbiseliği teşhir edilmekte- dir. Bu kısımda gösterilen mobil- yalgr bilhassa denizaşımı piyasala- rın talepleri göz önünde tutularak imâl edilmiş, gayet lüks, modern ve ştik ev eşyası bulunmaktadır. Amerikan yarıdmı süratlendiriliyor (Bastarafı 1 incide) dan temmuzdan sonraki devre-| ye aid yardımın da bugünler - den itibaren yapılması karar -| Taşmıştur Bu suretle donanmamıza il-| tihak edecek olan dört denizal- | tanın da şimdiden Amer üslerinden Türkiyeye m - ihen yola çıkarıldığı hüküme timize resmen bildirilmiştir. —| Bu denizaltılar Âmerikan mü | rettebatı tarafından Amerikan havrağile sefer — etmektedir.. | Denizaltıların yabancı baynaği- le Boğazlardan geçmesi Mon- trö mukavelesi hükümlerine ay. kırı olduğundan - denizaltılar | Goğmuca İzmir limanına gele -| ceklerdir. | Bayrak, çekme töreni. İzmir- de vapıtıcak, veni depizaltıları mız bundan sonra Boğazlardan gececektir. Kral Abdullah'ın yeni bir teklifi (Baştarafı 1 incide) ni olmak için bu tedbirin Yahudi lence de muvafık görüleceği ümidi ni izhar etmekte ve: <Bu doğta lamanın- durdurulması için her şe- yin müdahale yolunda- yaptırdığı- ne> söylemektedir. Konsey raporunu hazırlıyamadı- ği için Birleşmiş Milletler Genel Kunul toplantısı bugün yapılama- mıştır. Genel Kurul, Filistin mese- lesini görüşecekti, Bugün Filistinden pek az haber gelmistir. Arab. kuvvetlerinin Gü- ney Filjetindeki Yahudi müsta'me- relerine hücum ettikleri gelen hu-' berler arasındadır. Milletlerarası »Kızıl Haç teşki tının Kudüsteki delegesi, — bugün Kudüs Kızıl Haç'ın idaresine ver- mek hususunda- yapılacak teklifi müzakereye hazır - olduğunu tek- rarlamıştır. Mütareke müzakerelerinin neti- celeyi alınıncaya kadar Kudüsdeki (Ateş kes) emri, devam,; etmekte- dir. MUVAKKAT MÜTAREKE A Suk 4 (API Birleş. etler Himaye İdaresi Kop- seyinin dünkü toplantısında, Arab larla Yahudiler, Kudüsün sur için Ki kısnıynda; ateş kesmeyi kabul etmişlerdir, Yahud mümessili bu mütarekeyi muvakkat olarak kabu) ettiklerini, şehir kâpılarından Yahudileri: er belçe girip çıkmala çin yakında yapılacak müz: neticesiz kal dığı takdirde anlaşmanın da bozu- Jacağını belirtmiştir YAHUDI TETHİS HAREKETİ 'TEKRAR BAŞLIYACAK hoca bitaraftır. Belki buna. tarafsızlır B manidir. kaç tanesi, garak. telifi andıran kilabr. larında gerek toplama şeklindeki not darında, muayyen İlim erhabının tarif; taksim, ve istihadlarından başka ay- rICa bir İlmi noktainazar — dermeyan etmiştir, Bu husustaki Devlet Şürası kararı- Na gelince; Devlet Şürası bilmez mi ki, kararları memleketin vaziyetine ve zamanına göre mevzuata bir elesliki: İ yet verir, Ve mevcud bütün Devlet A Şüraları bu zihniyet — altında, çalışır 've memlekete çok nâfiz hizmeltler- gö- Tür, Bugün müllet, bu elestikiyetin te- Üİ — essüsünü istiygi Büyük Millet Meclisino gelince: BU bek Dasit mes'eleye - gelinceye kadar, P bu yüksek meclis ne büyük ve ne azar Metli İnkılâbları büyük bir. muvaffa- Kiyetle başarmıştır. Milli Ek&itim Bakanının tereddüdü- Nü veya prosedür sevdasını bir hamlor 'de parçalayıp atamaz mı?, — Momleketin Yüksek menfaati, mitle- tin kanun harici telâkki ettiği bu mov zuda daha kiskanç hi Smirdir Mület bunu İstiyor. İDARECİ areket etmelerini Esasen üniversite hocalarının ıgıuaf Tel—Aviv: 4 (ALA,) — — Yahudi adile Abbasiye saltanatının bi- rinci halifesi olan zattır. Birçok vak/alardan sonra 124 te Mu: hammed da ölüyor, vasiyeti. mu- cibince yerine büyük oğlu İhra- him imamete geçiyorp, Dâvet işi yine de devam eylemektedir. Bu ntın: zamanında kuvvetli ve ted- birli bir hükümdar olan Hişam vefat ederek yerine İkinci Velid Bibi: bir edepsiz geçmiş, diğer f taraftân Ebü Müsfim adlı Hora sanlı cesur bir genc de İbra- f bim nam ve hesabına çalışmağa baslamıştı. Velid; hilâfet maka- mamdan ha ve katlolunmuş ve p. yerine geçen üçüncü Yezid ile İbrahim dahi &ir sene içinde tahttan uzaklaştırılarak mukte- dir ve cesaretil olduğu kadar da talihsiz bir hükümdar olan İkinci Mervan (Mervanı Himar, Merwanı Ca'di) makama gecmiş ise de, Ebü Müslimin ayaça kal- gırdığı halk ihtilâl ku mukavemete imkân kalmarı ine Avrupaya Rus ayısı (Baştarafı 1 incide) W lanan vecizeleri — taşıyıp tası- madıklarını sordum. &l Fakat hayır, meğer bu ilân ların da dillerâ değişmiş ve: | Büyük Sovyetler Birliğimize > şerej, Şeref şanlı Kızılordumuza, —| Garp cephesi savaşçılarınıa | minnetterız. | koruyucusu Stalin yoldaşa hamdolsun Kabilinden cümleler taşıyor- | larmış. | Hakiki halk nerede, — | Anayasa İşte «Brest Litovsk» gerinin g lekette herkesin, birbirine «mü- penbemtrak dıvarlarında — bun- | lar göze çarpıyordu. Bunlar- dan başka beş yıllık plânla da- hili istikraza aid büyük levha- Jar da vardı. : Bana öyle geldi ki, burası bit sömendöfer — istasyonu — değil, muazzam bir kabul resmi ma - halli idi. Bu kocaman resimlere, şu| kızıl #âma ve kordelâlara ba- | karken zihnimi kurcaladım ve | buna yakın bir manzarayı Fran sada «Salon» istasyonunda da gördüğümü hatırlar gibi oldum. Bu istasyonda Mazeşal «Peta- in» in memurları esirlikten dü nen yurddaşları — karşılıyorlur. | Ve onları avuçları içine almaya | çabalhıyorlardı. | Göğüslerinde sayısız nişan- lar taşıyan Sowyet, zabitlerile, siyah kanutlu milisler ya ara-| larında konuşuyorlar, münaka- sa ediyorlar veyahud da rıh - tımda garpten gelen biz. yolcu-, ları lâkaydane seyrederek ses- siz sadasız gidip geliyorlardı. Fakat buraya emir üzevine yerleştirilmiş olan bunlardan başka kimsecikler göze çarpm: yordu. Tfaİk, hakiki ahali ne -| Tede idi? Hani şu her şömen-. döfer istasyonunda — sgatlerca katar bekleyen ahali nerede i- di | İşte ben halkı istasyonun da hili holünde keşfedecektim. Lenin, gene o, dıvarda asılı durduğu mevkiden sessiz sada » sız iskemle ve sıralar üzerine yığılmış bu perişan halkı sey - rediyordu, Dakikalarca bu ihtiyarları, | bu kadınları, bu yavruları — ve | bu & ekleri süzdüm. Acaba uyuyorlar mı idi? Ha yır uyumuyorlardı, fakat. - Hiç| birisi de beni görmek istemi- yordu ve (Lenin) orada, asılı durduğu divarda kıpırdamadan duruyordu, bavullar kıpırdamı yorlardı ve bu halk kıpırdamı- 'yordu. 'Topuklarımın zemin üzerinde cıkardığı sesleri uzun müddet dinledim ve kendi kendime bu adamları anlamanın güç birşey olduğunu mırıldandım ve., dı- şarı çıktım. Bir oparlör neş'eli bir sesle uluyordu. Fak-t sövlediği şey enternasvonal marşı dağildi — «Karmen» onerası idi. Kar yağıvordı Uluvan Moskof trenleri Rusva Sovyetler ği ton- raklarında trenler düdük — cal. mazlar. Bir nevi uzun ve hazin tedhiş hareketine mensub - olan Stern çetesi, bugün FisiJtindeki İn giliğlerle mütarekenin sona erdiğini bildirmiş ve bilhassa şöyle demiş. tir; düşmanlarımızla — doğra dan doğruya yaptığımız savaş ye- niden başlıyacaktı 7 Bü hususta ni redilen ve Filisti. ne İngiliz takviye kıtaların gönde. rilmesine bir cevap teşki) ettiği söy lenen tebliğde, Stern grupunun he defi, İnglliz ordusunun. mukaddes topraklarda nizam ve kanuna rla- yet ettirmeğe muktedir bulunmadı yürüyen makamla acı acı ulurlar. Her kumpartyyanda dört ki- şi idik, Kumpartımanlar da ol- dukça geniş, oldukça temizdi ve yavru kuş ağzı pembe perde -| İerle süslü idi. Orada buna (yumuşak — va- gon) diyorlar: Evet, Rusyada (yumuşak vagon) da var, (s vagon) lar da, Haydi canım, Sovyetler hü- kümeti istediği kadar kelime- ler üzerinde oynasın, fakat he' yolcu Rusyaya ayak basar ba: #caz, pek âlâ anlıyor ki, bu mem savi» ve kardeş «sayılmaları- na rağmen, diğer kapitalist memleketlerde olduğu gibi, ka- tarlarda sınıflar vardır ve bu rada da tıbkı kapitalist ülke - lerde olduğu gibi hükmeden pa radır. Sonra gene her yolcu, yapâa- cağı müstakil seyahatler neti: cesinde pek âlâ kavrayacaktır ki, bu «yumuşak vagon» lar an cek Kızılordu zabitleri, yüksek memurlar, parti koğamanları ve karaborsa mensublarının şa hıslarına mahsusdur. ”İnturist,, in azizlikleri — Ââvet efendim, pek - raha- tiz!... Hareketimizdenberi ©en defadır bu cevabı ruz. Bizi «İnturist» himay #imıştır ve bu seyahati seyesinde yapıyoruz. Hududda — pasaportlarımızı kim muayene etmişti? İnturist. | Bizi katara kim «yerleştir - miş» ti? İnturist. Moşkovadan dört yüz kilo- ımetrelik bir mesafede — bulun- maklığımıza rağmen, oraya va yınca ineceğimiz otelin ismini, hattâ oda numaralarımızı- kim tesbit edip bize haber vermişti” Gene İnturist, belki | veriyo -| sine onun Buğday ihracı (Baştarafı 1 incide) mek istemesi. yeniden bazı tefsir Te yol açmıştır; O:zamanki - hükü- metin bazı âzalarının bu şekilde-bir heraberlik hisseleri yani başında Ih rac müşadesi almış olan ve ismi or | taya atılan şahsın da tek adam 0). madığı, bu işin böyle bir zincirlenie vasfı mevcut bulunduğu ve zinoirin halkalarının oldukça mühim - baz; isimleri de ortaya atacağı muhak: kak saşılıyor, | Diğer taraftan toprak oflisindeki tahkikata dalr - geçenlerde verdiği | miz- haberleri tamamlayıcı mahi-- | yette yetkili ve alâkalı bir zat bana | şu beyanatta — bulunmuştur «Toprak ofisindeki tahkikat evva lâ teftiş mahiyetinde olarak ocak ayında başlamıştır, Gazetelerde bi nun için rivayetler vardı. Bu pisi lerin ne dereceye kadar doğru duğunu anlamak İstemiştik. Tahıki katın daha bitarafane olması icin| ticaret müfettişleri - yerine maliye | müfettikleri Ikâme ettik, Tahkikat | heyeti bir şef ve Üç Maliye mufetti | şinden terekküp etmektedir, Bun. lar o zamandanberi teftişler val lar, Teftiş safhasında soruşturma yapılması Jüzumu hasıl olursa tah kikat safhaşına girmişlerdir işin . leri,de teftiş kısmını bitirerek tah kika safhasına girmişlerdir işin i- ol | çinde kirli şeyler varsa muhakka ortaya — atılacaktır, - Karakterim böyle şeyleri saklamak için katiyen müsalt değildir Şöhreti belki sizce de malün zarif hanımlardan — aldığımı: mektuplardan: Hayranı olduğum KREM PERTEV Bini İsbat etmek istediği kaydolun maktadır. ması itibarile de sizi tebrikt | | | n hakiki bir Türk mahsulü ol i KETETMERRE| |C. H.P. Meclis Grupu Rusya hakkında tahkikat acılması teklif olundu Londra: 4 (AP) — Doğu ve Orta Avrupa memleketlerinden — Batıya kaçıp Londrada bir teşkilât kuran sıyazi mülteciler bugün Rüsyaya ba Tışı teklikeye sokmakla ithane et- mişler ve Birleşmiş Milletler Gü- venlik Konseyinin vatanlarında Ko münizmin yayılışı hakkında tahki kat açmasını talep etmişlerdir, Vesikada Ruthenya, Ukranya, Ru| manya, Litvanya, Bulgaristan, Mil| li Çek Komitesi, Estonya ve Latrla temsilcijerinin de — imzaları bu lunmaktadıı Amerika, 4 sene sonra Avrupayı terkedecek (Baştarafı 1 incide) yım. Çok tabil olarak ne birinde ve ne de diğerinde değişmez bir | mahiyet mevcud — bulunmaktadır. Bizim devletimiz de dahil olmak üzere bütün devletler bazı devlet teşebbüslerine girişmişlerdir. Ame rikada devlet teşebbüsünün daha iyi galışabildiği bazı sahalarda bu yola baş vurduk. Fakat kanaatim- ce Amerikanın dünyanın her tara- fındaki diğer milletlere yardımda bulunacak bir kabiliyette olması keyfiyeti tabii bir dinamizmle mü- cehhez olan ve geniş bir ölçüde bağlı bulunduğumuz özel teşebbü- sün bir neticesidir. Fakat bu ba- his mevzuu değildir. Arzu. ettij miz şey Avrupanın kalkınması ve refahidir. Durumumuz çok — basit ve açıktır. Görevimiz Avrupanın kal kınmasıdır. - Görevimizin Avrupa kıtasına gitmek ve bu kıtayı ıslah etmek veya buna mümasil bir şey yapmak olmadığı zannındayım. Avrupanın kalkınması programı mı halk kütleleri üzerinde bir bas- kı icra etmek için kullanmak yo- Tunda hiç bir niyet mevcud değil- dir. Avrupayı dört seneye kadar terketmek arzusundayız ve terke- deceğiz. Bu Avrupa memleketleri- ni Dominyonlar veya tâbi devlet- ler haline koymak arzusunda 0- lup olmadığımız sualine verilecek en iyi cevabdır. Yunan kabinesi d2ğişiyor (Baştarafı 1 incidej de vilâyetlerde olmak üzere 151 komünist kurşuna - dizilmiştir. Bunlar, 1944 isyanında suçlu İ diler ve temyiz |talebleri red- olunmuş - idi. Yunanistandaki| müşahidlere göze idâm kararı, | komünistler tarafından Yunan ! Adalet Bakanının katledilmesi- ne karşı hükümetin cevabını teskil etmektedir. Umumi âsar Bakanı, muvakkaten Ada- let Bakanlığına getirilmiştir. toplsntısı — * (Baştarafı L incide) üretinin doğduğunu, ayni şekil idrofil pamuk — imalâtçılarının ihtarlarına de bakanlığın müteaddit aldırmamaları yüzünden hariçten 20 bin liralık pamuk getirildiğini bildirmiş ve 20-bin liralık pamuk- | tan ne gibi bir istifade temin edi- lebileceğini milletvekillerinin tak- dirine bırakıyorum» demiştir. Bu sırada Çemil Said Barlas müzal relerin aynen neşri için başkanlığa bir takrir vermiş ve bu takrir ka- bul edilmiştir. | Tekrar söz alan Kâmil İdil, ga- zetolerde çıkan fıkralardan ve ya zılardan bahsederek bunlardan ba zılarını okumuş ve Behcet Uz'a cevab. venmiştir. Söz. alan - eozacı milletvekillerinden Muzaffer Akpı- nar- da; Bakanlığı yerli ilâç imalâ tını himaye etmemekle itham et- miştir. M, Kemal Öke ve Refet Bele İstanbulda bulunan laboratu- rın himaye edilmesini istemiş ç— ĞG islâamda Mezhebler ve Fırkalar nasıl doğdu ? Yazan! . Ralf Oya Keysan ve Muhtar — Şehreatani ne divor? — (Din, racüle itaattir) den Tefrika N. 118 e Muhta Şi çıkan — mdânalar! — İslâm tarihinin karanlık ve korkunç bir siması — Amca ile veğen — Yine Mehdi! — Tövbe- kârlar — Kerbelânın intikamı -— Mehdiliğin alâmetleri — Altın tepside Resik — kelleler! — Yalancının yalanları! —— Güvcrcin melekler ! — Koysaniye'nin garib inançları — Dünya v Ahiret — Öldükten sonra Tuhun hayvanlara Zaten, bütün memleket ayaklan mış. her taraf bir başka başbu- ğa uyarak baş kaldırmıştı. Dev Teti Emeviyenin inkırazı ve hilâ feti Abbasiyenin teessüsü tari- hini yazmadığımız için fazla i- zahattan çekiniyoruz. Ehü M lim Horasani İmam ihrahimden aldığı talimatla hareket eyledi. gini açıklayına; Halife Mervan İbrahimi yakalatarak zindana kuran Şi'a fırkaları attırıyor, fakat İbrahim yakala» nacağını ve kurtuluş çaresi kal» madığını anlayınca, kendisinde ki imamet yetkisiyi » kardaği Abdullah (Seffah) a vasiyet ey- lemeğe fırsat buluyor. İbrahim zindanda ölüyor, yahud. zehir- lettirilerek öldürülüyor, amma Ahdullah yakalanamıyor; niha vet ihtilâl kuvvetleri. muzaffe geçişi — Bir devleti batıran ve yeni bir devlet Emeviyo devleti batırılınca, Mu> hammed B. Hanefiyenin oğlu A- bi Haşimdenberi intikal eyle miş olan (imamet) yetkisile ve Şia fırkasının himmetile Abba- siye hilâfeti kuruluyor ve İmam Abdullah, Devleti Abbasiyenin birinci hükümdarı (Abdullah) oluvor. Fi onnavarecasına kandö kücülüğünden dolayı Seffah lâs bını AARARRADI < (Baştarafı 1 Incide) dir. Ankaradaki konuşmalara iştirâk eden Kenan Öner, bu akşamki ekspresle İstanbula ha reket etmiş ve kendisile görü- şen gazetecilere buradaki te- maslarından çok memnun ol duğunıe ve işin nihayet tahak- kuk ettiğini Nöylemiştir. Kenan Öner'i bu akşam gar- de uğurlayanlar arasında Hik- met Bayur, Osman Nuri Köni Mustafa Kentli, Enis Akaygen ve Osman Bölükbaşı da bulun- muştur. Öğrendiğimize göre, Mareşal Fevzi Çakmak da par tinin kurucuları arasında — bu- lunmaktadır. Kendisile görüştüğümüz ku - ruculardan birisi Mareşalin ye- ni partinin lideri olmayı kabul edip etmediği sualine henüz kü- Tulmamış bir partinim liderliğ ne kimin seçileceğinin biline - miveceğini sövlemis ve bu gibi usüllerin ancak Halk Partisin« de cari olduğunu sözlerine ilâ: ve etmiştir. Alâkalılar, yeni parti için vesmi makamlara ya- pılacak müracaatın henüz er- ken olduğunu, hazırlıkların da ha bir müddet süreceğini bil - dirmislerdir. Hikmet Gayur'un makalesi Ankara: 4 (Hususi) — Bugün- kü Küudrette İsmet İnönü ve Celâl Bayarın yazıları dolayısile başlık- li makalesinde Hikmet Bayur, şöy le demektedii «İsmet İnönünün yazısında il esas göze çarpmaktadır. Birincisi onun partiler ve her şeyin üstün- de bir durum almasıdır. İkincisi ise 12 Temmuz anlaşmasından | sonra Demokrat Partiye tutturu- | lan yolu övmesidir. Hem devletin hem de iktidar partisinin başkanı bulunan bir yazı yazmıya hakkı çıktır. Herkes biliyor ki Anayasa- | nin hükümleri ne olursa olsun | Bay Hilmi Uranın C. H. P: si baş kanlık yetkilerini ne kadar deyr almış görünürse görünsün yurdu- olmadığı apa- | muzda her işte son söz hattâ bu- | nu istediği vakit tek söz sahibi Bay İsmet İnönüdür. Bu böyle olunca halkı ezen kötülüklerle cid- di hiç bir mücadelede bulunulma> dığı ve bir çok tahkikat dilekleri- nin örtbas edildiği bir devinde Bay | İsmet İnönünün her şeyin üstünde yüksek bir hakem tavrı alması ta Mamiyle yersizdir. ve eğer tâbir caizse manevi salâhiyetinin: dışın- Rusya ile (Bastarafı 1 inside) Kuzey Almanyadaki üç işgal bölgesinin Avrupanın kalkın - ,Mesı plânına tam mânasile iş- tirâk etmeleri hayati ehemmi: yeti haizdir. Batı Birliği Brüksel andlaşmasına — tel- mih eden Bevin, şöyle demiş- tir: Bu andlaşma, alâkalı memle- ketlerden hiçbirinin hükümran lığına müşterek bir- mahiyet yermemektedir. Bu andlaşma, federal bir Avrupa kurulması- nı da hedef tutmamaktadır. Böyle bir proje; hayalperest lerin hoşuna gidebilir. Fakat biz mlletlerarası işlerde pratik islere daha çok ehemmiyet ve- riyoruz. Biz ancak müşterekem ler, Mazhar Germen, Muhiddin Ba ha Pars, Feyzullah Uslu da Sağ- lhk Bakanlığının aldığı kararların yerinde olduğunu. belirtmişler ve son olarak söz alan Faik Ahmed. Barutçu da bu mevzuda. izahlarda, bulunmuş ve müzakerelerin aynen: neşri kararından hükümetin mem nuniyetini tebarüz ettirmiştir. Bu arada verilen bir kifayeti. müzakere takriri kabul - edilerek toplantıya son verilmiştir. Grup Behcet Uz'un vermiş oldu- Kenan Öner bugün şehrimizde senin bu tarzda | dadır. Onun biltassa gu cümlesini hayretle okuduk. Dünyanın nere- ye varacağı belli olmuyan bubranı içinde Türkiyenin Demokratik ge- lişmesinin zahirsiz ve saliae bir h va içinde ilertemesi hayati bir ehemmiyettedir. Her hangi bir sağ duyu sahibi pek gü- zel takdir eder ki dünya buhranlar içinde yuvarlanırken. bizim en sağ- lam dayanağımız halk da iktidar- dakilere karşı tam güvenin olmar sıdır>. Bayur bu makalesinde bu giülve- nin - bulunmadığını kaydettikten sonra — Celül Bayarın — makalesine temas etmekte ve: «12 Temmuzdan önce Demok: rat Partinin başındakiler ana dü. vanın şahıs ve zümre egemenliğin! yıkmak ve bu amaçla kanuni her çareye baş vurmak olduğunu an- cak bu sayede gelişeceğini anlar gibi davranıyor ve mücadele edi- yorlardı. Hürriyet Mısakını da bu uğurda bir vasıta sayıyorlardı, herkes de bu yüzden onlara yar- dimcı olmuştu. Şimdi ise bu yok daki mücadele bırakılmış- ve biz iktidam gegersek her şey düzelir gibi bir parola ortaya çıkarılmış- tır. Bir yandan halka bu söylenir- ken öbür yandan Demokrat Parti- nin kurucuları Bay Hamdüllah Subhi Tanriöver vasıtasile iktidar partisi şefine C. H. Partisini sarar mayı ve devirmeyi istemediklerini ve kendilerini en iyi Cumhurbaşka nı saydıkları teminatını ulaştırmış lardır. Bay Hamdullah: Subhi Tan- Töverin bundan bir ay önce 3 NE sanda Tasvir gazetesinde hu key- iyeti açıklamış olmasına. rağmen henüz hiç bir yalanlamaya kalkır şılmamıştır. Bu biçim teminat alan Bay İsmet İnönünün, Demokrat Parti kurucularından. sabık müsta kil grup başkanı Bay Rana Tar handan daha: memnun olmasına ve onların gidişlerini bir makaleda övmesine şaşmamalıdır.» demekte ve Demokrat Partiyi memleketin asıl yaralarına el koymamakla. it tiham ettikten sonra makalesine şöyle- son vermektedir: «Bütün bunlar başlıca iki par- | ti arasında belki tatlı bir hava ya- ratabilir. Ancak halkla iktidar ve onun örtülü destekleyicileri arasın da en zehirleyici havaları doğurur ve yaşatır. Muhalefeti samimi ve ciddi kılarak düzeltilmesi ve orta- dan kaldırılması gereken hava ise budur. Bunu anlıyan: ve-hig olmaz- sa anladığını açığa vuranımız pek azdır.» anlaşmak ertaya konabilecek olan şeyle ri ortaya koymak taahhüdün de buğunduk . Şurasını da belirtmek lâzım- dır ki, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafsızlıkları hak kındaki kanaatlerine son — ve- ren ve tamamile yeni olan bu siyaseti kendi arzularile seçmiş lerdil Brüksel' andlaşmasının' aske vi hükümlerine ve — Landra'dz toplanan müdafaa komitesinirn çalışmalarına. temas eden Be- vin, anlaşmanın tecavüzi mahi- yette olmadığını söylemiştir. “ALMANYA İTTİHADİ ŞİMDİLİK. TMKÂNSIZ Bevin sözlerin devam ederek de miştir ki — Biz Berlinde bulunuyoruz ve orada; kalmak niyetindeyiz, Sinir harbinin yerini müzakerelere terk edeceğini ümit etmek istiyoruz, İn giltere Ajmanyanın birliği tarafta rı olmakta- devam.ediyor; Fakat ha kikati-olduğu gibi- kabu) etmek mecburiyetindeyiz, Bu birliği ger- gekleştirmenin: şimdilik mümkün o , Jamıyacağı anlaşılmıştır. İNGİLİZ—RUS MÜNÂSEBETLERL Bakan bundan sonra — Ingiliz— Rus münâsebetlerini incelemiş - ve , demiştir ki: Bu izahatı tatminkâr olarak karşı- lamıştır. Şu özet izahattan dahi anlaşı-ı lacağına göre Abbasiye saltana- tanın kuruluşunda dahi - (Mez-; heb firkaları) en büyük - rolü! oynamış, Şiilik ve İmamet dâva-ı sı bir devleti batırmış ve yeni bir devlet kurmuştur. Ve ne ga-| ribdir, ki- Abbasiye hilâfetinin! meydana. getirilmesinde en çok! gavret ve himmet gösteren Şii- ler; bu devletin beş yüz yirmi dört yıl sonra ortadan kaldırılı- şında yine başlıca- müessir ol- muşhurdır. Şiilere; kendi kanları; kahasına ve kendi kuvvetlerile: tesis eylediklerini, kendi ellerilei yıkmak; mukadderatın anlaşıl- maz bir cilvesi olsa gerektir. * Keysaniye kökünün — bunlar-i dan başka bivçok şubeleri daha, vardır. MAĞ AansssansaasAsDdAENÖRÖNÜ AANAARARKANKANAANABRDİRDDAEONAKKELĞĞEDRRDEİERRĞRRRADARRAR AAA A an n “A ya varmanın münkün — Moskova Ile münâsebetlerimiz de yalnız Rus Millf menfaatleri dik kâte-alındığı takdirde bir anlaşma olacağını zangediyorum, Fakat majeseft Ko münizmi de dikkâte almak lâzım- dır, Moskova, taralından yapılan ve- bize sunulan bülün tekliflerin he- defi yalnız muayyen bir meselenin halll değil, dünya, Komünizmine hiz et etmektir, Kremlinin. ideolo- Jik — telkinlerinden — kurtuluncaya kadar-devami; bir- anlaşmayar var- mak ümidi vek zayıfdır, Rus emperyalizmi ve Türkiye Londra 4 (AMA — Bu ak- şam Avayı Kamarasında Dişiş- leri Bakanı M Bevin'den son- ra söz alan Dışişleri Bakanlığı €ski müsteşri -Richard' Butler ezcümle şunları söylemiştir: «Aramıza Rus emperyalizmi nin yayılmasını takip: etmeğa çalışanlar, bu. - emperyalizmin Çine kadar uzanmakta — oldu- ğunu görebilirle Bu emperyalizmin Tban — ve Türkiye üzerinde yapmış oldu- gu haskıyı henik mutmadık, tehlikeli ve nevra noktalar yalnız Pilistin ve Hindistanda değil, başka yerlerde dahi bus lunabilir.»