- ma verilmesi suretile şikâyetin tutanağa intikal ettirilmesi ve O tibarile oy- kadınıdır. Anadolüda öyle| hi Yazan: Profesıır Kenan Öner Bunu yazarken bir tanesini pencereden gördüm. Müracaat üzerine komutan (Yazı ile kaymakamdan kesin emir aldım) cevabını vermiştir. KEllerinde vesikaları olmasına rağmen hiç bir Demokrat kazadan çıka- Miyor, Yalnız Demokratlar için değil bağımsızlar için dahi ferman böy- ledir. Bu gidişle tarafsız vatandaşlara bile, ecnebiler gibi ikamet ve sey- rüsefer vesikası, Köyüne gitmek pasaportu vermeğe kalkışmak şayanı hayret değil mi, sayın Başbakan?... Bu gafletleri önlemenin en çabuk, en kolay yolu bu gibilere seçimlerden sonraya kadar izin verilip mer- kezde gözaltı olmasıdır. Nitekim kendisini galiba padişah zanmeden biri bankasında ve ilâ fabrikasında Demokzat sandıklarına yermemekte ve işçileri teh- dit etmektedir. Dürüst ve itidalli bir seçim mücadelesi istiyorsanız, pek üne., Fakat bu güzel usül karşılıklı olmalıdır... Ho- miz olmuyarak değil, haddimiz olarak parti mücadelesinin her çeşidini bi- liriz. Fakat her şeyin üstünde vatanın ve milletin sükün ve emniyetini tutuyoruz. Halk Partisinin başkanvekili olmak sıfatile yarın tarih sizi mesul edebilir. Bütün doğru ve yanlış olanların başı yalnız sizsiniz. Seçim delelerini dürüst, serbest, kanunca ve kardeşce temini şerefi de Sizindir. Seçim dalaşmalarında ben de bir gün yahut bu günlerde böyle Bize uğrarsam we yapacağınızı öğrenmek İstiyorum, Eksilmez sevgi ve saygılarımı bir defa daha sunarım.» Not: Vesikanın suretleri yanımdadır, 't Halk Partisi, hükümet ve seçim komisyon ve kurullarile daimi te- mas halinde bulunduğu, dala doğrusu hepsi ayni şey olduğu için on- lar kanunun nasıl tatbik edilmesi icabedeceğini evvelden biliyorlar, hattâ bu kurullardan vâki olan istizahlar hakkında alınan cevablar ev- velâ Halk Partisi merkezine gönderilerek fikir ve niyetleri anlaşıldık- tan sonra, kendi noktai nazarları imiş gibi bize bildiriyorlardı. İl seçim kurulu, kanununun sarahatini ileri sürerek anlamak is- tediğim şeyleni ne kadar bedihi gösterirse göstersin, kanunda içtihada terkolunmuş hükümler de bulunuyordu. Meselâ seçim kanununda parti temsilcilerinin kurul ve komisyonlarda bulunmağa yetkili oldukların- dan bahsedilmekle beraber bunların tutanakları imza edip etmiyecek- leti hakkında müsbet veya menfi bir hüküm olmadığı gibi mazeretleri vukuunda başkalarile tebdile müsaade edilip edilmiyeceği de gösteril- miş değildi. Bunlar tarafından yapılacak itirazların mutlaka defterlere yazılıp yazılmıyacağını da bilmiyorduk, Fazla olarak sandık başlarında seçmenlerin aday isimlerini yazması için kâğıt bulundurulması tecviz edildiği halde buralara partilerin matbu listelerini koymağa müsaade edilip edilmiyeceği, basılan parti listelerine mensub olduğu parti ismi- ni yazılması hüviyeti izhar mânasında alınıp alınmıyacağını da kesti- remiyorduk. Halbuki bunlar taayyün etmedikçe komisyonların telâkki- sine uymıyan her hangi bir hareket, tasnif sırasında oyların iptalini istilzam edeceğine göre en ufak bir basiretsizliğin elim neticeler verme- si muhakkak bulunuyordu. Bunları anlamak için yazılan - dilekçelere aldığım cevablarda şu suretle izahatta bulunuluyordu : 1 — Seçim komisyonlarında bulundurulacak siyasi parti temsilci- lerinden maada yedeklerin isimleri komisyon başkanlarına hildirilmesi suretile değiştirilmesi mümkün görülmektedir. 2 — Temsilciler seçim kurul ve komisyonlarında müşalit olarak bulundukları ve tutanakları imzalamağa yetkileri olduğuna dair bir hüküm meveud olmadığı cihetle komisyonca tutulması gereken tuta- nakları imza etmelerine imkân yoktur. $ — Mer türlü şikâyetleri dinlemeğe ve kabule kanunla memur edilmiş olan seçim kurul ve komisyonlarının bu konudaki şifahi dilek- deri kabul etmemeleri vârit olmamakla beraber böyle bir halin vükuu takdirinde şifahi dileğin yazılı olarak komisyon veya kurul başkanları- leklerin de birlikte gönderilmesinin sağlanması mümkün olduğundan işin mü- makaşaya dökülmesine ve seçim düzeninin bozulmasına meydan veril- memesi lâzımdır. 4 — Kanunun maksadı seçimin tesir altında kalmamasını temindir. Bu sebeble sandık başında ancak boş kâğıt bulundurulabilir. Seçim bü- rosu partilerin matbu listelerini sandık başında dağıtmazlar. Sandık dışında herkese kanunun tecviz ettiği şekilde liste dağttabilirler. 5 — Oy pusulalarının üzerlerinde adayların mensub olduğu par- tilerin adları gösterilebilir. Ancak seçmenin hüviyetini her hangi bir su- retle belirtecek imza, mühür ve işaret konulmaz. Yapılacak hukuki münakaşaların kurullar zaten yeri — olamazdı. Yalnız bu tefsir bize mukabil tarafın ne yolda hareket edeceğini göster- mek itibarile ona göre tedbir almak imkânını verdiği- gibi listelerimi- n de ona göre basılmasını temin. eylemiş oldu. v bi Onlar calışıyor, biz: de çalışıyorduk. İktidar partisinin, daha doğru- su hükümetin baskısı altında halk bize rabıtasını göstermekten korksa da herkes muvaffakiyetimizi temine gönülden uğraşıyor, memurlar; müstahdemler, serbest meslek sahibleri, işgiler, hasılı her sınıf vatan- das, hiçbir yardımdan geri kalmamak için adeta müsabakaya girmişe benziyor ve bu hareketlerile, hakikaten milletin azzu. we ihtiyacına- ce- vab verdiğimizi anlıyarak bunun, yalnız: bunun için zevk ve fahin du- yuyorduk. Bu yardım seçimin son günlerine doğru o kadar artmıştı ki Halk Partisi merkezinde, vilâyet, belediye ve seçim kurullarında olup bitenler takarrür ederken bize bildiriliyor, bu; suretle muktazi ve mu- kabil tedbirlerin vaktile-alınması temin ediliyordu. Meselâ bir gün, De- mokrat Parti temsilcilerinin fazla tezahürat yaptığı bahanesile emniyet müdürlüğü ve Örfi İdare kanalile sandık başlarından uzaklaştırılarak istedikleri gibi oynamak fırsatımn elde edileceği emniyet şube müdür ve muavinlerile en kıymetli komiser ve memurlara, Halk Partisinin kazanmasını temine yarıyacak, direktifler verilerek kazalara dağıtıldı- &, köylerde Demokrat Partinin oy kâğıtları köylünün elinden alınara! yerine Halk Partisinin listesini attırmak için hususi memurlar gönde- rildiği; başka: bir gün Demokrat Partiye tarafdar işçilerin pazar güni çalıştırılarak seçime iştirâklerine meydan verilmiyeceği, her sandık ba- şinder üç sivit ve bir Kaç resmi memur bulundurularak. bunların Halk Partisine lehine yardım edecekleri Halk Partisi mensublarının bir kıs- na silâh tevzi edildiği, intihaba iştirâk etmiyenler namına sandıklara, Halk-Partisi listelerinin atılacağı; diğer bir gün kaymakaların —hepsi bir arada olmamak şartile— teker teker vilâyete celbolunarak kendi- lerine oy tasnif kâğıtlarının nasıl kesilip muhayyel oyların eklenmesi (Devamı var) Evlerimizi düzenlemeli (Baştarafı 1 incide) | bu. teklif kabul edilmiş. Bu hâdiseyi bir intibah eseri olarak kabul ediyor ruz, Evlerimizin düzenini bozan, yapı> sını çatırdatan lükse karşı yapılacak nücadelede memleketin istikbalini teş- kil eden gençliğin ön ayak olması pek mühim bir adımdır. Bir dişi kuşun bu. hakikat üzerinda durması müstakbel yuvaların; sağlamlığı - hakkında — bize büyük ümid veriyor. Evlerimizin varlığını lükse feda e- dilmekten — kurulacak — aile — âhengini santiviç devrinden kurtarmak Tâzim-” dır. Türkün (Öd ve Ocak) dediği bir an' anosi vardır. Türk kadını yaradılış - evler gördüm ki evin ağası hattâ gecej yarısı evine yirmi misafir götürse kısabir zamanda: sofralar döşenir, mi-; safirler ağırlanır... Öyle nineter biliriz; *Ki bir karınca sebatı İle'kilerlerini yak, bal, pekmez küpleri, sucuk, pastırma, hevenkleri; kıyma kavurma tenekele- ri, pirinç erişte kazevileri ile “dalma dolu bulundururlardı. Garb kadınları ©v kadınlığını mek- teblerde tahsli ederler. Bizim kadınlar rınız, kadınlığı 6 kınalı saçlı Türk ni- nelerinin dizlerinin dibinde öğrenirler- di. Evlerimizi düzenlemek ve ev kadını yetiştirmek bir vatan borcudur. Zira Şeye ancak onunla dayanabiliriz. / OkUYLEC E' efradı ailemle sefaletin kor- kunç kucağına atıldım. Bu uzun yıllar zarfında & davenin her şubesinde çaliş- tam: Bundan beş sene evvel tünel atölyesine gönderilerek tünel yollarındaki cereyan te DIYOR Ki —| İstanbul Elektrik daresinden bir işçinin şikâyeti 3 enedenberi İstanbul E- Tektrik idaresinde çalışan ve hayatının verimli anlarımı bi işletme uğrunda Teda eden Bugün ise 60 yaşında bir va> tandaşım. Uğradığım pek a- gik bir haksızlıkla işimden u- Bisatını kontrole memur edil zaklaştırılarak beş nüfuslu di a. Son zamanlarda tüne- ustabaşısı bulunan İsviç re tebaasından Hanrini riçte şahsına aid açtı; tölyenin levazımatını idareye aid olan tünel atölyesinden temin ederek getirdiğini gör düm. Keyfiyeti umum müdür lüğe şifahen ve tahriren bil- dirdir ha- bir a- se de her nedense alâkalı —âmirleri e- tahkik: ve ince- teri vaziyetine düşürerek işi- yet verdiler. Bu vazi essil- ederek' uğ- yet karşınında işçi lerine müracaat radığım haksızlığı - söyledim. Mümessiller - hâdisenin Tenmesi için umum müdürlük nde — tavassut teklif et- fakat bu defa da alâ- ce- neri sirlerce haklı olduğum kannati hasıl olmuş olacak ki diye bir şey verilmemiştir. Alâkadarların — dikkat na- arlarını çekmenizi rica ede- mümessillere vermiş oldukla- rı cevabda; Beni — cezali öla- rak çıkarmadıklarını, iş ka- nununun 18 üncü maddesile 'ani tazminat — verilmek su- a. retile çıkardıklarını bildirmiş Kurtuluş Bilezikci sokak No: 223 de. ler. Halbuki bana — tazminat Rıza Özteoman Ruhsatsız inşaat hak- kındaki şikâyete cevabi İstanbul belediyesi Neşri- yat ve istatistik müdürlüğün den: Yeni Sabah gazetesinin 21., 8948 — tarilili — nüshasında «Ruhsatsız inşaattan — şikâ- yet» başlığile intişar eden Yazı incelenmiştir. Göztepe Kadirga sokağın- da 28 numaralı arsa, içinde müştemilât olarak yapılma- sına 8.5.947 / tarihinde izin verilmiş binanın tasdik edi- len projeye uymadığı görül- düğünden dolayı inşası tatil edilmiş ve tekrar yapılan tet kikat neticesinde saddak projeye — gürer ıslahir alâkalıya- bildirilmiştir — Bu dmüamele üzerine verilen di- lekçe, son bir tetkikin icrası zaymında dösya birlikte: imar müdürlüğüne gönderil. miştir. Alınacak. neticeye: gö- re geri ça mur yapılacaktır. Spor ve gençlik bayramı hazırlıkları. ilerliyor —— 19 Mayıs bayramı spor gösterileri hazırlıklarına — alâkalılarca devam edilmektedir, Tlk prova, Erkek tale. beler tarafından 27 Nisanda yapt Jacaktır, mız Hüseyin Avni, Vasıf, Salâ- haddin Beylerin Şeyh Said is- yanını hazırlıyan Bitlis meb'u- su Yusuf Ziya ile görüşmüş alduklarını işitmiş — olurdunuz. Hamiyetli olanların da günün birinde devlet aleyhinde çalış- tıkları görülüyor. Sizin bir tek lehdeki makalenize mukabil Halk Fırkası aleyhinde müte- selsil neşriyatınız vardır. Yine bunları bırakıyoruz, fakat su mektubun münderecatı hakkın- da bizi tenvir ediniz? — Arzettiğim gibi İstanbul bir kerku geçireecktir, diye bir kacç gün evvel intişar eden ha- vadisi müteakib muhabirlerimi- zin gönderdiği telgraf hakkın- da Rauf Beyin noktai nazarıni öğrenmek istedim. — Siz teşekkül etmekte bulu- nan bir fırkada Fevzi Paşanın şu ve bu tarzda bir kalıba so- kulması cihetinden baliseriyor- sunuz, Bu nedir? — Arzettiğim gibi Ankara- dan alınan bu telgrafin meali sebeb olmuştur. O vakit gaze- telerde tesadüf edilen haberle- rin sebeb olduğu korkudur. — Bu korku ne idi? — İstanbul bir korku geçire- cek diye gazetelerden birine ak seden bir haberdii — Siz ifadelerini değilsiniz? Fevzi F de samimi ışa için «He- —a m e mr ao o mrm AAA KA A L e GA A A ZENİ SABAR Darüşşafaka Lisesi bu gıdışle Müdürsüz Müdürl Bundan bir müddet evvel, — eski Darüşşefaka müdürü B, Mazlum- dan açılan müdürlük makamın: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Cemal Artüzün namzet gös- terilmiş olduğunu; fakat Darüşşa- faka' lisesinin milessisi durumunda bulunan «Türk Okutma Kurumu» nun bu nâmzetliği kabul etmediği ni be bilhâhare Kurum tarafından müdürlüğe namzet olarak gösteri. len, eski Haydarpaşa lisesi müdürü Saffet Şaşlının da Bakanlıkça kabu lüne intizar edildiğini bildirmiştik, Öğrendiğimize göre, «Türk Okutma Kucumu> nun namzeti Saffet Şav lının da, Darüşşafaka müdürlüğüne inkü olunması, Milli Eğitim Bakan lığında, hoş karşılanmamış ve şeh- timiz özel ve ecnebi azınlık okulları müdürlüğünün bu - hususta fikrine müracaat edilmiştir, Verilen malümata nazaran, alâkalı lar, hiç bir afikir» serdetmemiş ve ade-i malümat» — beyan etmiş- HKi Üİi reeryeranrn MÜTEFERRİK Beşiktaş İlkokulunda “Ukrayna,, şarkısı S M. Eğilim müdürü, H. Vedad Fıratlı zamanında âğretmenler| korosuna okutulan şarkının, ilkokullarda söyletilmesine cesaret edilemiyeceği kanaatinde —if Geçenlerde, Eminönü — ilçe kongresinde, bir üye tarafın- Can, Beşiktaşta bir ilkokulda, anilli şarkılar yerine «Ukrayna Şarkısı» söyletildiği iddia edil- mişti. Mevzuubahis Beşiktağ 56 ncı kokul müzik öğretmeni Celâl Erbul; bu şarkının, (Teknik Ünversitede verilen müsamere- de) çocuklara söyletilmesinde hiçbir mahzur, görülmemiş ol- duğunu; çünkü bu (şarkı) nın| ilk olarak, Halil Vedad Fıratlı zamanında (öğretmenler koro- Ssu) tarafından da söylenmiş bulunduğunu ileri sürmüştür Diğer taraftan, kendisile gö- üştüğümüz Milli Eğitim Müdü- rü Murad Uraz bu hususta de- miştir ki: «— Böyle bir hâdiseden be- nim zerre kadar hberim yok. Yeni işitiyorum. Müsamerede (Ukrayna Şarkısı) nın da söy letilebileceğini tahmin ve tasav vur edemiyorum. Çünkü; söyle- tilen hakikaten bir (Bolşevik) şarkısı ise, buna kimse cesaret edemez. Ayrıca şarkının, Rus- yada hangi tarihte bestelenmiş olması da dikkate değer; çün- kü (Çarlık) zamanında beste- lenmiş ise, hiçbir menfi şübhe-, Atatürk üğe Saffet Şavlı da kabul olunmadı bu şefkat ve irfan ocağının bir kaç kişinin kaprisine âlet edilmesi kalacak i cidden ayıb oluyor!.. lerdir, İddla edildiğine Bakan likda, Okutma Kurumu arasında tekrar ihtllâf baş göstermiştir. ve yeni namzet Saffet Şavlının — da, Darüşşefaka müdürlüğüne kabul € dilmiyeceği anlaşılm: Diğer taraftan, mevzubahis «ihti IAf» yeni geğildir, Bir yıla yakın bir zamandanberi devam etmektedir, Mütevazi ve g nirbette de değer 1 çaşılmalarile memlekete çok kay metli unsurlar hediye eden bu şef kat vö irfan müessesemizin bir kaç kişinin kaprisine alet edilmesi, Da rüşşafakanın şerefli mazisine ya- kışmayacak bir hareket olduğu gl bi istikbali bakımından da — hoş Karşılanmayacak bir vakıadır, Zaten anasız 'Türk yavrularının diye sığındıkları müess ben kavgaları neticesindi rakılmaları cidden yüz k zihniyetin ifadesidir baba: z yetişen ocakları sede sen— başsız bi artıcı bir ADLİYFDE Bir şoför ölüme sebe- biyetten yargılanıyor aa Çek sefarethanesi şoförü Ser | kis Koçoğlu bir müddet evvel | Fındıklı ile Dolmabahçe arasın- da sefarethane otomobilile g derken Mehmed Ali ve Hasan | adında iki şahsa çarpmış, Meh med Alinin ölümüne ve Hasa- nın da ağır surette yaralannın- sına sebebiyet vermişti. Mevkufen 3 üncü a mahkemesine sevkedilen ğın dünkü celsede sorgusu ya- pılmiştir. Okunan iddianamede Serkis Koçoğlunun kaza esna- sında otomobili yolun ters ta- rafından sürdüğü ve sarhoş ol- ğirceza sanı- şahidle- rin celbi için duruşmayı başka güne talik etmiştir. Dostunu keserle paralıyan bir kadtn hapse mahküm oldu Topkapı'haricindeki bir bara- kada oturan 33 yaşlarında Sa-| liha adında bir kadın iki sene| evvel tanışıp münasebet peyda | ettiği 15 yaşlarında — Sadeddin | adında bir genc ile dün sabah kıskançlık den münakaşa ya tutuşmuştur. Genc kadın kavga esnasında fsâbına hâkim olamıyarak sev gilisinin keserle başına vurmuş ve yaralamıştır. Dün öğleden sonra sulh c mahkemesinde yapılan — duruş ma sonunda Saliha 1 ay hapse| mahküm yi çelbetmemesi lazımdır.» Öğrendiğimize göre, şarkının güftesi Türkçeye adapte edil- miş ve (İzmire Hasret - Vüsi- yet) adı verilmiştir. mamrmmm. — Dün burada bulunsayd. İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? suikasdın tafsilâtı ve içyüzü edilemez. yeti Vekileye idhal Şu halde birşeye iştirâk ettiri- lemiyecektir» diyorsunu - Kor ku ım.m.lı,suun alâkası ı.ıı' —* Efendim gazete - kolleksi yonlarını tedkik buyurabilirsi niz — Korku meselesi hakkında mektubunuzda — hiçbir. - kayıd yok. Başka bir endişe var? — Ne olabilir efendim? — Cumhuriyet meselesi endi- şenizi mucib olmuştur. $ — Arzettiğim korku tesirin- de kaldığımdandır. Başka bir gey değil. — Şu halde veche almak is- tiyordunuz? — Müteakib ve okuduğum nesriyatım bunun hilzfinı gös- teriyor. — Başta bulunan liderlerin Tefrika No. 230 bazıları: «Rauf Bey bize Kara Kemal ile birleşmeği katiyen söylemiştir.» diye fadede bu- lundülar. Siz de Rahmi Beyle alâkadar olduğunu söylemezsi- viz? — Aldanmış. olabilir, dim. — Mhalesef söylüyorum ki siz Rauf Beye zurnacılık yap- mak istemişsiniz. Sonra — size bir sual sormak mechuriyetin- deyim: Size bir İstildâl madal- yası verilmiş, siz iftiharla ta Maşsıniz. Bunu inha eden zat da, biçare diye tavsif ettiğiniz Fevzi Paşadır, — Bunu okuduğur nasıl kullandığıma h yorum ve başka ilâ züm yoktur. — Bunu başka birisine söy- efen- zaman £ edi- cek sö- Husust otobls tramvay rekaheti E.T.T. idaresi, halktar en seri vasıtalarla seyahatini düşüne- yerde tramraylarına müşteri arıyor zk E, T, T, İdaresi, arsıldığını ileri müracdatla evvelce işleme sürerek belediye müsaa desi verilen hususi otoböslerin satiyelerinin alınmasını veya bun- ların başka - hatlarda istemiştir. Bugün şehrlü muhtelif semtlerin de 60 kadar hususi otobüs işlemek tedir, | Diğer — taraftan E, T, T, idaresi nin de 30 otobüsü — işlediği halde, | henüz şehir dahilindeki yolculuk fe rahlamamıştır. E, T. T, idaresi, tramvayların boş gidip geldiğini iddia etmekte ise de hakikat hiç de böyle değildir, 60 hususi otobüs, bugünkü h h | işletilmesini ar | dan alındığı takdirde, halkın şikâ yetleri bir kat daha - ortacaktır. | Çünkü idarenin elindel otobüslerin 181 haziran ayında ancak 60 a aşacaktır, Bugün, bu hatlarda hususi — oto- büsler yanında, tramvaylar da yol cu taşıdığı halde, ne tramvaylarda ki, ne de otobüsletdek nüne geçilememiştir Esasen E, T. T, idaresi evvelce kâ fi miktarda otobüs temin edildiği n kaldırılacağı 1 İzdihamın ö L0 NİSAN 1948 ABAH İHER : Demoktrasi yalnız size mi var ? in ben yömekte iken, matbar aya iri yarı bir zat gelip heni aramış. Bektaş bu habori ver rirken Elinde çarşaf kadar iki mektut vardı! müjdesini vanmeği €k “bmal et medi. Kendi kendime; - Eyvah! dedim, —galiba ya vıuk bir dilekçe sureti dinliyecağiz, yahud da Yalan bakana hitaben yazılmış döri tabaka eseri - cedit kâğıdı — do Çıran bir. açık mektub. Nitekim akşamın beşine doğru, yâr Nİ işin en civcivli zamanında arzı en. dam etti. Sahidan elinde bir tomar kâ ğit da var. — Fıkracı siz misiniz? — Evat efendim, bir. emriniz mi var? — Bir mes'ele hakkında akıl danıe şacaktım da. — İlâhi beyetendi, bende akıl olsaye di hiç hu mesleği seçer mi idim? Va Halk Partisine yanaşır yarı resmi mü- essasalerden Hirinin meselâ — naşriyat müdürlüğünü elde ederdim, yahud da ille gazeteci olacaksam hiç olmazta Ulus> a intisab eder Avrupa seyahat- lerine, Amerika teferrüdlerine başlar- dim. Görmüyor musunuz? #Toplu- Ü- nes yi bile, hatırı kalmasın diye Hiç olmazsa Yakımşarka günderdiler... Gülüştük, o tekrarladı: — Efendim, mütaleanızı istirham & deceğim mes'ele mühim bir şey değil. Sade müsaade ederseniz şu yazdıklarır Ve kocaman: sekiz dört değil Mi bir akuyayam. tabaka (Baktaş yanılmış, Sekizmiş) eseri - cedit kâğıdını açıp okumuya hazırlandığını kemali dehşet de görünce can havlile atıldım: — Zahmet etmeyin efendini, birakır bendeniz okurum. takdirde tranıyaylar e — Hayır, hayır! Yazım pek iyi de Di şehir içindeki — yolcu.nakliyatı- | edin de ben okuyuvereyim. nın otobüsle yapılmasının sağlana — igildin helki okuyamazsınız. — Müsaade cağını bildirmiştir. Diğer taraftan halk da tramvay ların kalkmas:mı şiddetle arzulamak tadır, İdarenin halkın menfaatini hiç| de nazarı itibara almadan sadece halka işkence yapmak gayesile ken di otobüslerinin — işlediği hatlarda | çalışan 23 otobüsün başka hatlara verilmesini istemesi (halk ve husu, si teşabbüs sahipleri arasında hzx' ret uyandırmıştır. * Bundan başka halk, -belediye o tabüslerine, ücret bakımından hu susi otobüslere nazaran pahalı ol ması dolayisile rağbet gösterme.| mektedir, | —a EKON _()_İİ_İ_ İstanbul Limanında Tahmil ve tahliye Tüccar Derneği, Liman İş'ı enW inceleme komisyonu tarafından kazırlanan liman hizmetlerinin | daha verimli hale getirilmesi| için ne gibi tedbirlerin alınması nın lâzımı geldiğini gösteren va- porun müzakeresi, dün saat 16.30 da Liman lokantasında yapılmıştır. , Raporun) okunmasından son va söz alan Bölge Ticaret Mü-| dürü Remzi Saka, raporun in- celenmesini istemiş ve hazır bu- lunan üyeler, bu fikri kabul et-| mişlerdir Rapor, "Tüccar - Derneğinin| zakere edilmek üzere toplantıya aylık toplantısında yeniden ıııııi son verilmiştir. | lemiş olsaydınız hatanızı kabuli edebilirdik. Fakat siz bunu Ra- uf Beye yazıyorsunuz? — Etfendim arzettiğim gibi, telgfafın tesiri altında idim. Hatam vardır. Fakat sözlerim samimidir.. Ankaradân gelen bu haberlerin tesirinden uzak kal-i mak muhakkak değildi. Kontvol. edilemiyen bir haber üzerinde; hatâ muhakkak ki vardır. Müddeiumumi Telgrafla mektubun mahiyeti: anlaşıldık- tan sonra vaziveti de anlaşılmak tadır. Ankarada birşey yokken,) devlet sükün ve huzur — içinde iken bir takım haberler uydu- rarak hükümet aleyhinde sisle- matik bir şekilde muhalefette | bulunmuşlardır. Eski bir cemi- yeti muhafazaya tarafdar olang Velid Beyle Rauf Bey aansında; karabet-i- fikriye vardır. Bü- tün bunlar, bu şiddetli tenkidat, nazarı itibara alınacak - olursa) Velid Beyin serbest olarak gez-İ| memesi lâzım gelir. Fakat m.ıl-ı buat cürmü olduğundan, müru-f ) bulmuşlardır. — Biz gazeteciler dünyanın en kör tü yazılarını Çiçimden en-münasız yar zatarını dahi kaydını ilâveyi unutmar dim) akumiya alışmışızdır. — efendim. Korem buyurun... — Vahtâhi olmaz. Ben böyle olurdu olmazdı diye çokir şirken bir taraftan da — derüni hir tas zarru'la — Yarabbi şu kâğıtlar bir pançalan- sa da o da kurtulsa, ben de... diye du- adan kendimi alamıyordum. Fakat bak tim Ki karşamdaki belâ — öyle dua ile olunacak cinslen değil, bu seler Başka bir tâbiyeye baş vurdum: — Efendim, şimdi iş zamanı; teş: rifinizda yaru dum. Lütfedin da mevzular birbirine karışış zihnimi altüst etmesi: Bu ritama ne cevab verse beğenirsi: niz? Gözlerini açıp: — Efandim — memlekette — hürriyet var, Damakrasi: var.... Kaspânek din: Tiyaceksiniz! demez mi? Bamim de kaf: raki — Beyetendi, deyiverdim, hürriyet ve Damakrasi sizin için var da benim için yok mu? Benim: de bu. akşam si- zin Sekiz eseri cedit —sayfası — dolusu edebiyatınızı dinlemek canım — istemi yor. Yoksa başıma — Halk Rartisi mi kesildiniz? Size var, başkasına yokes. Nerede bu bolluk 1 Sahiden bir Halk Partili yahud es- Ki bir Halk Partili olmalı. ki ses çı karmadı. ve: — Bunları size posta ile gönderirim. diyerek çıkıp gitti. kızmıştı. Cevab ola FIKRACI POLİSTE |Üç yaşında bir çocuğu köpekler parçaladı Beşiktaşta Balmumu çiftliğinde oturan Fatma adında bir hastaba- kıcının 3 yaşındaki oğlu Yilmaz, evvelki gün evin önünde yol üze rinde oynarken köpeklerin hücumı namaruz kalmıştır. Zavallı yavrucak feryada başla- mış ve a: ayvanların hepsi bir den üzerine çullanarak — kendisini parçalamışlardır, Etraftan yetişenler sopa ve taş kullanmak suretile köpekleri dağıt nuşlarsa da küçük Yılmazın vücu dunu lime lime parçalanmış halde Baygın halde bulunan çocuk Şişli bastahanesine kaldırıl mak istenmişse de biraz sonra öl müştür, eee .... ** TAKVIM * NİSİAN 1948 210 5 Cumartesi Kasım 155 — AY —& GÜN 101 zf__ v Ha m,ı ıvveı vu zamana uğradığından — ser- A aklllm . RNN NK best bırakılmasını - taleb cdı:r. D. zim. Güneş 41 Reis — Heyeti muhakemena-İ) — öğle 34 mına son olarak şu sözleri söy-' İkindi 4 lemek isterim: Fe Paşa mı*m! a leket için en tehlikeli anlardaj| 35 fedukârane Çdlışmıştır. Kendi. 05 (Devaynı va