Sirasi HATIRALARM Yazan: Profesör Kenan Öner — 4B5B— e CUMHURBAŞKANININ MEMELERET SEYANATİ OkUYUCU | DiyoR ki İçişleri Bakanlığının ce- vablandırmadığI dilekçel Resmi evrakı imha iddiasi- do 114114047 de vazileme ni- Memleketteki siyasi partiler içinde bu seyahatlere ilk itiraz eden v Milli Kalkınma Portisinin lideri Demirağ olmus, hattâ işe biraz >da hayet/ verildi. 'x:—h,_u;ıı..î:vn Mali gekil vererek iktidar partisi siyesetine hadim olmanın, bu propa- | | verilmesinik eç SD he gandalar ile —Cumhurbaşkanının millet kesesinden aldığı harcırah aAT ae llRlNd İar ile— kaça mal olduğunu soracak kadar ileri gitmiş, hükümetçe de| | #im dllelce - | Bi sayın İnönünün bu seyyahatlar için harcırah “almadıkları ilân edilmek | | huilet » tam Dir ey behe Da î:;. le buiddia tekzip edilmiş, akat maiyetleri hakkında bir gey| | vaplanDırldı eçi D DA lenmemişti. bu 4i tlerin mali kısmı işin en ehemmi; teşkil ediyordu. Asıl önemli nokta iki başkanlığın bir şahısta birl: mesile milletin hürriyet ve serbestisine vurulacak darbe idi. İki cep- heli bir başkanın memleket memleket dolaşarak halka, milletten faz- rinde sindi laş partilerden birine bağlılığını filen göstermesi millet ü: rici bir tesir vücuda getirdiği kadar bu caiz görüldükçe valilerle parti mürfettişlerinin, kaymakam ve bucak müdürlerile parti başkanlarının da birleşmesindeki mahzur ortada kalır ve böyle bir zihniyet karşısın- da Demokrasi denilen saadet meleğini ölümden kurtarmak kabil ola- Taazdı. Bu bakikati göz önüne alarak 21 Mayıs tarihli (Yeni Sabah) güzetesinde hukuki düşünüşlerimi (Anayasa ve devlet parti başkan- bğı) başlıklı makalede neşrettim: Devlet ve gparti başkanlığının birbirinden ayrılması hakkında memleket ammumi efkârında görülen temayülâta karşı muhterem Cumhur Başkanının mensup oldukları parti kurultayında ileri sürdük. leri görüş noktasının hukuki mahiyetini bir hukukcu sıfatile tahlil etmeği fayda maktayım, Meseleyi basit bir hale getirmek dünyadaki nazariye ve tatbikatı bırakarak sırf kendi hukuki mevzua- tımızın çerçevesi içinde mütalea edeceğin Sayın İnönü bu husustaki şahsi telâkki ve görüşlerini şu sözle hülüsa buyurdular: Ben ölünceye kadar çalışmamıza bu kadar ve imıza bu derece tahammül bağışlamış olan Cum- üyesi olara lacağım ve kabul ettiği müddet- € başkan S a mütalca milletin bir ferdi olmak haysiyetile derin bir minnetin gükranı mahiyetinde telâkki edilerek ahlâki bir kemali ifade etse de bu- nu göyliyen zatın alelâde bir ferd değil, hürmete- şayan bir milletin başı ve mümessili #ıfatını da üzerinde bulundurduğu müddetce izhar edilecek bir tevazu ve kadirşinaslık addetmeğe imkân bulunamaz. “Anayasamızın Cumhurbaşkanlarına aid hak ve vazifelerini tayin eden ve 32 nci maddesile başlıyan hükümleri arasında, kendilerinin iksek ve en gerefli mevkü muhafaza ettikleri müddetçe parti liderliğini de kendilerine toplayıp toplayamıyacakları hakkında müsbet veya menfi hiç bir sarahat bulunmadığını ben de itiraf mecburiyetin- deyim, Fakat kanunun bir noktada sâkit kalması kimseye keyfemayeşa hareket hakkını vermiyeceği gibi içtimai hususlarda bu kadar taham- Mül minneti de millet kesesinden ödenmez. Bütün kanunlarımıza emzire emzire hayat veren Anayasamızın üçüncü bölümünde <Eğemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu» göste- rildiği gibi 88 inci maddesi de Cumhurreislerini, intihabı müteakib Mec- lis huzurunda ahdü peymana dâvet ederken yemin şeklini şu suretle tesbit eylemişti «Cumhurreisi sıfatile Cumhuriyet kanunlarına ve Hâkimiyeti Mil- liye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine sadikane ve bütün kuvvetimle mesai sarfına ve deruhde ettiğim vazi fenin icabatına nefsimi hasretmekten ayrılmıyacağıma namusum üze rine söz veririm, Bu madde hükmüne dikkatle bakılırsa Cumhurreisinin riayet ve müdafaaya mecbur tutuldukları şey, mensub oldukları parti veya ef- radının değil, Türk milletinin hâkimiyeti olduğu gibi bütün kuvvetle mesai sarfedilecek şey de, yine Halk Partisinin değil, Türk milletinin Baadeti olduğu kayıtsız şartsız bir sarahatle görülür. Bir hakikat olmamakla beraber tek partili hükümetlerde o parti- 'nin bütün milleti içinde topladığı ve onu temsil ettiği, bütük bir mü- 'samaha ile, kabul olunsa bile bu sistemden ayrılarak çok partili bir ida- Te şekli kabul olunduktan sonra böyle bir temsil hak v& imtiyazı mev- cud partilerden hiç birine verilemiyeceği gibi millet denilen siyasi bir varlık da yalnız. bir parti mensublarından ibaret farzolunamaz. Durmadan inkişafına çalıştığımızı iddia ettiğimiz demokrasinin Anayasamızın 3 üncü maddesinde gösterilen milli hâkimiyetten başka bir şey olmadığı düşünülürse bu hâkimiyeti milletten alarak bir züm- renin eline vermekle de Demokrasinin olsa olsa isyankâr bir münase- beti olabileceği kolayca anlaşılır? Demokrasi ile oligarşi arasındaki fark da birincisinde hâkimiyetin millete, diğerinde de bir zümreye aid bulunmasından ibaret olduğuna göre böyle bir telâkkinin isbatı kabul edilince Demokrasi, derhal oligarşiye istihale eder ki bu da tek partili sisteme sarılmaktan başka bir şey olamaz ve Anayasanın 69 uncu mad- desi her türlü zümre, aile ve ferd imtiyazlarının ilga - edildiğini iddia edip dururken memlekette 'yeni baştan bir zümre imtiyazı tesisini hak- h gösterecek bir sebeb bulunamaz. Anayasamız, daha ileri giderek, 32 inci maddesinde: «Cumhurre- isi bu makamda bulundukça Meclis müzakere ve münakaşalarına i: râk edemiyeceğini» sarih surette bildirmektedir. Cumhurbaşkanlığı Bıfatı kendilerinde bâki kaldıkça milletvekili sıfatile de mütalea beya- nından menedilen /bir zatın —bugünkü mahiyeti itibarile— Millet Mec- inden farkısolmıyan Halk *Partisi kurultayında o partinin de lideri sıfatile millete taallük eden işler hakkında mütaleada bulunarak direk- tifler vermesi Demokrasiyi altüst etmekten başka bir şey demek ol- mıyacağı gibi Meclis âzalarının intihabile - seçilen bir 'Cumhurreisinin intihab mücadelesine ştirâk ederek memleket halkını, hiç değilse, ma- Bevi bir tazyik altında bulundurmağa hakkı olamaz. Hâkimiyet millete aid olacaksa ve vücuda gelecek her hangi bir hükümetin millet iradesine dayanması samimi olarak iltizam ediliyor- sa milleti serbest bırakmaktan, maddi ve manevi tazyikler tesis ede- cek yerde-onu -böyle »baskılardan kurtarmağa çalışmaktan başka buna çare bulunamaz. Bir şey ya vardır, ya yoktur. Olmıyan bir geyi isbat? kalkmak nasıl bir iğfal ise, cihanı sarsan umumi bir cereyan karşısındı. böyle yollarda yürüyecek kadar da vaktimiz kalmamıştır. Evet, Cumhurriyaseti parti intisablarına mâni değildir. 'Fakat bu intisab liderlik mahiyetini alır ve her hangi bir partinin tahakküm ve siyasetine âlet olursa bunun esasi ve -siyasi haklara muvafakat derece- sini tâyin ve isbat da bunu iddia edenlere aid ve raci kalır... (Devamı var) KUMAR (Baştarafı 1 incide) Moslekdaşımızın “bu “hile ve .kumar dünyası hakkında bir fikir edinebilme- si için daha çok seneler gazelecilikle çalışması Vâzımdır. Bu gibi kumarha- neler içinde öyleleri vardır ki - adam celbetmek için (Petalya) ları, geleni Bideni kontrol için (Erketeci) leri var- dır. Bunlar gizli kumarhanelerdir. Gizli denitdiklerine göre bir de aleni — ku- marhaneterin olması lâzım değil mi? Evet... O da var, Fakat herkecin elini “«kolunu “sallıya sallıya — Birdikteri bü aleni “kumarhaneler - ne hikmet ise - kimsenin tenkidine târizine dü- çar olmaz; oralarda da gizli kumar- hanoler gibi bin diraya Kâğıd çekllir; irda da servetler mahvolur ; ora darda.da hanlmanlar yıkılır ; fakat bu, pek tabil görülür. rhanelerde gelenleri oyur Na sokmak İçin açık moşreb, şüh kadın dar bulunür. Aleni, hattâ Montekar- doda olduğu -gibi -resmi kumarhaneler- de, idare hasabına çalışan ve — Çallü: Möz) yâni tutuşturucu, yakıoı yahur alevlendirici adı werilen «güzel kadın-| dar vardır ; bunların kira İle kaldırdık-i darı mücevheratın “masrafını bile — ku-, Marhanenin tesviye settiği söylenir. Gazetelerin — yazdıklarına — bakılırsa, memleketimizde —kumar — atabildiğine Benişlemekte. Bu İbtilâ bir kere alır Yürürse ondan sonra artık önüne ge- çilmez ve kumar yüzünden dilenciliğe, hırsızlığa, katliliğe düşmüş ne adam- dar gördüki Hükümet ve zabıta bu mes'7' de no kadar sıkı davranırsa — bu göstereceği faaliyet memlekotin ekseriyetince o| kadar momnuniyet ve minnetle karşı-| danacaktır. — Sarhoşlara karşı yapılı ioraat kumarbazlara da tatbik edil lit Hattâ daha şiddetle.... etsiz tarafını | çin yaprlan muamelorin das- hihini dilemek maksadile İç- işleri Bakanlığına — verdiğim 21-12-947 tarih ve 160 sule No, İt dilekçenin ni hiflâ —alamadım. Dahası yar: İçişleri Bakanlığı Evrak müdürlüğüne, mezkür dilek- genin nereye havale edildiği- nin bildirilmesi için verdiğim 21-2-048 tarihli dilekçem de cevabsız . Uğrad ğ zeltilmesile d vablandırılmasını orum. Karaağac Kurumları İsta- Mehmed Öz tistik evvelki memaru İstanbul Çatışma Mü- dürtüğünün dikkat nazarına Kocamustafapasada — otu- ran adresi malrfuz bir okuyu cumuzdan şu mektubu aldık: Mart ayı ile beraber 3 ay oluyor ki Mensucat Santral» beş buçuk saat ça- oruz. ve tabli o mis- hette ücret alıyoruz. Âki ay- dır evlerimizin kirasını dahi veremiyoruz. Mümessillik va sıtasile iki ay günde beş bu- çuk saat çalışacağımızı bize bildirmişlerdi. İki ayın geç- mesini beklerken fabrikanın gece işini kaldırıp hep gün- düz olmak üzere yine beş bu- çuk saatlik mesaliye devam rendik. Fena va . Bu fabrika, beş buçuk saatten fazlası İ- çin ücret veremiyecek durum da midir? Sesimizi - duyan, derdimize — çare bulan yok mu? Tavşanlı Sinzması hakkındatir dilek Tavşanli'da adresi mahfaz bir oküyucumuzdan şu mek- tubu aldık: 15 gün kadar evvel Türkçe bir film görmek için misafir ibir arkadaşla ailesile bir- dikte sinemaya gittik. Gitti- ize pişman olduk. Sigara dumanları elektrik ziyalarını bile karartacak kadar kesif- ti. Bu sinemada ayni hal te- kerrür ettiği için Belediye ı | I ı ı MAARİFTE Orta öğfetimde tatil —— Lise ve Ortaokullarda âkinci kar ne tatili bugünden itibaren başla. miştir, Derslere ayın 21 sinde başla nacaktır, Bazı okullar, tatilden isti fade-ederek yurd gezileri tertib et mişlerdir, *Öğretmen okullarının 100 uncu yıldönümü yarın kutlanıyor Öğretmen okullarının 100 üncü yıldönümü münâsebetile, yarın Ça padaki Eğitim Enstitüsünde, büyük Reisinin önleyici tedbirler al- masını rica ederim. merasim yapılacaktır. r — Harbı Umumide Banka- nın müdürü değil mi idin? — Hayır; Kemal beyin za- manında dahil değildim. Ke- mal beye intikal ettiği zaman bendenizi alıkoydular. — Bankanın sermayesi ne kadardı? — Eshamın rubu olan 375 bin liradır. — Bu aksiyonlarda Kemal beyin alâkası nedir? — Efendim bunlar mütevelli imişler... Bankanın hissedarla- Tı mütevelli olan beş kişidir. Bunlar Vehbi, Salâhaddin, Ed- hem, Tevfik, Ferid beylerdir. 375 bin lirayı bunlar koydu. Diğer sermayeyi koymağı taah işler. Veznedar ayni za manda mütevellilerin emini i- di. (Riza beyle Mehmed Ali bey müvacehe olundular.) Veznedar Riza bey «Hisseler Kredi Liyone bankasındaki ka- sadadır> dedi. Reis — (Mehmed Ali beyo) Siz niçin haberdar değilsini — Efendim hissedarlar his- selerini saklamışlar ben nasıl haberdar olurum. — Kemal beyin hesabı <carisi var mı? — Senedatı terhin ederek pa a aldılar; yirmi üç bin lira ka- dar. — En #on Kemal bey sizden ne kadar para aldı? fENİ SBABAR P, T. T. genel müd ücretlerin ödendiğini bildiriyorsa da alâka- darların böyle bir şeyden haberleri yok.. İstanbul P. 'T. 'T. memurla- yının fazla mesai ve palto a - vansları hakkında 8 şubatta neşrettiğimiz bir yazıya P. T. T. işletmesi 'genel müdürlüğü cevab vermiş bulunmaktadır. Bu cevabda fazla mesai Uo| retlerine temas olunarak göyle denmektedir: — 948 yılında fazla mesai ve kanuni tatil ücreti almağa hak kesbetmiş olan idaremiz memur ve müstahdemlerinin is tihkakları ödettirilmektedir. İstanbul P. T. T. bölge baş- #müdürlüğü mıntakasında Phüs tahdem olanların tahakkuk e - den istihkaklarının ödenmesi i çin İstanbul Başmüdürlüğüne de tahakkuka göre gereken ö - denek verilmiXir. Ödeneğin kâ fi gelmemesi gebebile bir kasım memur ve müstahdemlerin ala cakları düyuna kalmış ise de düyun tertibinden temin edile- cek ödenekten bunlar da tediye edilecektir. P. T. TT. işletmesi genel mü- düzlüğünün verdiği bu malâ - mat üzerine, yaptığımız tahki- Darüşşefakanınikinci| müdürü de istifa etti h gl İki ay kadar evvel Darüşşefaka | Liseşl müdürü Reşad Alasya, Türk Okutma kurumu ile arasında çıkan 4htllâf dolayısile istifa etmiş ve ye rine emekli General Mazlüma tâyin olunmuştu, Fakat kurumun yeni müdürle de arasında ihtilâf zühur etmiş ve müdür vazifesinden ayn! mak mecburiyetinde kalmıştır. Darüşşefaka — öğretmenlerinden İhsan Tok, yeni bir tâyine kadar| müdür muavinliğini deruhte Ü L A L l Te'lif haklarını Koruma Cemiyetinin gayeleri İstanbulda teşekkül —eden *Telif Haklarını Koruma Cemi yetir umumi Kâtibi verdiği iza- hatta, cemiyetin — gayelerinin Türk edebiyatçıları, muharrir - leri, güzel sanatlar mensubları arasında dostluk ve gaye birli- ği yaratmak, telif haklarını ve Müşterek menfaatlerini koru - mak, ilmi ve edebi tercümelerin yanlışsız ve eksiksiz olmasını sağlamak, adaptasyon “ile çal-i malara meydan vermemek, bey nelmilel telif hakkı andlaşmala yına Türkiyenin de iştiraki için çalışmak, kıymetli Türk eserle- rini yabancı. memleketlere ta - nıtmak, muhağtir ve sanatkâr- larıp emeklerini korumak ve:bu hususda meslek sigortalarının tesisi için gereken kanunf ted - birlerin alınmasını sağlamak ve cemiyet mensublarını kontratla çalışmağa teşvik etmek olduğu- nu söylemiş ve daima ilmf DAHiLi HAB P.T.T.memurlarının ödenekleri ne oldu? aslâ siyasi bir maksad gütmedi- Bini ilâve etmiştir. rlüğü mesai fazlası kat neticesinde, İstanbul P. T. T. memurlarına 947 yılının son iki ayına ve 948 yılının da Ük üç ayına aid fazla mesai ücret lerinin, halen ödenmemiş oldu- Bunu öğrendik. Genel müdürlük ilgili ödene- in verildiğinden ve fazla mesai retlerinin tediyesinden bah - setmekte: fakat — gehrimizdeki alâkadarlar bu İstihkaklarını a- lamadıklarından — dolayı derd yanmaktadır. Hallâ, diğer tarafdan Posta dasmındaki memurların (Şeken Kurban ve Cumhuriyet bayram larına aid fazla mesai ücretle ri aradan beş ay geçmiş olı sına rağmen henüiz ödenmemiş ir. P. T. 'T. genel müdürlüğün- den gelen yazının sonunda «me murlara palto alabilmeleri için yardım sandığı tarafından borç para verilmesine başlanılmış - tır» deniliyor; halbuki bu yar - dim yapılmış ve memurlardan borçlarına mukabil maaşların - dan bir mikdar kesilmiş bulun- maktadır. İki sandal battı, bir kişi boğuldu ea Evvelki akşam limanımızda feci bir deniz kazası olmuş, Bakırköy- den kalkarak İstanbula gelmekte 0- lan Halil Güner idaresindei 16 ton luk Nur motörü, köprü yakınların- da, Yusuf ve Osmanın idare ettiği iki sandala çarpmış, müsademe ne ticesinde batan sandalların sahible rinden Yusuf kurtarılmışsa da, Os man suların cereyanına kapılarak boğulmuştur, Çoruh bugün Amerikaya gidiyor Amerikadan yeni satın alınan ve bir ay evvel Jimanımıza gelmiş bu lunan Çoruh şilebi. bugün 7000 ton krom yüküyle Nevyorka müteveeci- hen hareket edecek ve dönüşte A. merikan yardım malzemesi getire. cektir ——— İlkokul çocuklarını ilgilendiren filmler Fatih ilçesi dahilindeki ilkokulla rin kooperatifleri ” birleşerek, hem film çeken ve hem de film göste- ren bir sinema makinesi satın al. nuşlardır, (Umumi sinemalarda ilkokul ço- cüklarını ilgilendiren film gösteril mediğinden çocuklara bu makine ile hazırlanmış filmler gösterilecek tiz, —— Otelde bulunan ölü Alamdarda, Mahmudiye ote linde 25 numarada 4 aydır otur makta olan Ahmed dün odasın | da ölü olarak bulunmuştur. Cesedi muayene eden Adli tabib ölümün kalb sektesinden ERLER Mütevellid olduğunu bildirmiş, gömülmesine izin vermiştir. — İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? Atatürk'e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü Yaran €. B. Şubattan nisana kadar ©- tuz bin lira para aldı. — .En son aldığı ne kadar? — 8 Nisanda üç bin lira al- di. — Hengi fırkalara dahil ol- dunuz — İtühaf ve Terakkiye-gir- dim. Bir sene kadar kaldım. İs tanbula gelince fırkalara gir- medim, Esasen memurların si- yasetle uğraşmamalarına dair bizden taahhütname almışlar- di, - Terakkiperver fırkaya gir diniz mi? — Hayır hiç bir fırkaya gir- medim. — Riza bey İktisad Banka- sının veznedarıdır, değil mi? hun iki vazilesi vardır. nkanın veznedarıdır. Teirika No, Hem de mütevellilerin vekili- dir. Şimdi söylediği malümat mütevlliler namına — söylediği malümatıdır. — Kemal beyin yeni faaliye- ti hakkında malümatınız. var mı? — Bendeniz bankaya gelince ye kadar Kemal beyi tanımaz- dım Siyaset ile katiyen konuş- madırı. bendeniz vazileşinas bir “emurum. /Bunun üzerine muhakemeye nihayet verildi.) Komiser Cavid x< kâhy nü satt on d mahkemesinde — ce Maznun mevkiinde ; rü Hilmi efendi bult Tıbbiyenin yıldönümü 121 inci yıldönümü törenle kutlanacak e— Dün Tıbbiyenin 121 inciyıl- dönümü idi. Bu münasebetle, bu yıl da, Tibbiyeliler bayramı İs- tanbul ve Ankarada törenle kut lanmiştır. Sabah saat 10 da, Üniversi- te konferans salonunda bir top lantı yapılmış ve, Tıb Fakültesi dekanı Muhiddin Arelin rahat- sızlığı hasebile, açış nutkunu Prof. Nihad Reşad Belge açmış tır. Profesör fakültenin bir ta rihçesini yapmış ve Tibbin e - hemmiyetini tebarüz ettimiştü Bilâhare, ebediyete göçmüş doktorlar ulmış, Prof. Dr. Tev | 'e Tıb ta nuşmalar yapılmıştır. — | MÜTEFERRİK | Madenieşya san'at- kârları kongresi bugün a. | Madeni eşya sanatkârları is tihlâk kooperatifinin yıllık kon gresi bugün saat 9 da Eminö - Halkevinde yapılacaktır. İdare heyetinin, bir kısım kooperatif azaları tarafından it ham edilmesi sebebile toplan - | tının giddetli tartışmalara se - beb olacağı tahmin edilmekte- | dir.. * C. H. P. Bucak kongrelerine dün de I1 semtte devam edildi | C, H, P, Bucak kongrelerine de- vam edilmektedir. Dünde, İstanbulun on bir semtin den kongre yapılmıştır. Saat onda yapılan Kasımpaşa merkez bucak kongresinde milletvekili“-Profesör | Mekki Hihmet ve Mim. Kemal Ö-| ke, C. H, P. il idare kurulündan Me Hiha Avni,şehir Meclisi üyelerinden bazıları hazır bulunmuşlardır Fatih Merkez kongresi de. saat i6 da yapılmış ve C, H, P, il idare'ku rulu, başkanı Sadi Bekter de bulun muştur. Saat 14 de-yapılan Rami bucak kongresine, İstanbul millet- vekili General Refet Bele ile İçşi milletvekili Ali Rıza Arı iştirak et- miştir. —< Bundan başka, dün Bakırköy, Ar navutköyü, Anadolu Hisarı, Büyük | dere, Yeniköy, Alacalı, Kisiklı ve Ya lovanın Çınarcık bucağında kongre- ler yapılmış.-hepsinde de muhtelif mahalli dert ve dilekler öne sürül müş, hararetli tenkidlere yer veril | miştir. Yeni gelen otobüsler E. T. T. idaresi tarafından | İsveç Scania Vabis firmasına ısmarlanan otobüslerden beş ta | nesi daha İsveç bandıralı «Bar | daland» şilebi ile şehrimize gel- miştir .Bu suretle ısmarlanan 50 otobüsden 25 i teslim alın - mış bulunmaktadır. Son gelen otobüsler Şişli - Beyazıd hattına tahsis edilecek tir. Diğer tayafdan Sütlüce, Has y, Kasımpaşa, Şişhane, Kara köy, Sirkeci otobüs hattı dün - den itibaren faaliyete geçmi: Hir. 3 Beyaz sakalile Hilmi efendide altmışlık bir ihtiyar hali var- dı. Maznun Kazanlıklı olduğu- nu, (İstanbulda “Davudpaşada ikamet etmekte bulunduğunu 327 de telgrafcılıktan ayrıldığ 'Kara Kemal ile bir kalemâe lıştığını, kendisinin müme (Kara Kemal müsevvid oldu; meşrutiyeti müteakib tensikal neticesinde memurin — kalemi müdüriyetine geldiğini, Kara Kemalin de şubelerden birinde mümeyyizliğe tâyin vedildiğini, Kara Kemalin vazifesini benim semediğini. İstanbul, “Edirne, Selânik arasında, gezdiğini, 'bir gün Kara Kamale bu halin böy | le devam edemiyeceğ mesi —üzerine 337 senesinde anu, Kara Kemalin| istif ettiğini, İHER SABAH Beylerim Yalova safasına c mı gidiyorlar?. ENEVREDE tonlanacak «Bir« deşmiş Milletler Basın hürriye- tir kontoransına bir zamanlar hürriyati şallamaya — kalkışmış —olan profesör Nihad Erimin — gönderilmesi etrafında yaptığım muhayyel mülâk: 'tın Üzerimden bir-hafta geçmeden bi kiyamettir. koptu, “Meğer — sadı profesör değil, Frongistana — yapılan hor gazeteci —soyahatinde, — kafilanin Kösemenl wazifesini gören sabık «Tar nin» başyazarı da, yetmiş yaşına ve makamsız nazır gibi, elyevm gazalır siz başyazar bulunmasına rağmen, sey yahin listesine dahilmiş. — Hattâ yine Bazotesiz gazetecilerden — Falih Atay a hürçiyet gdiyarında ( Bası hürriyeti) etrafında konuşacak gazole- ciler katilesine katilasakmış. Karaköz perdesinin meşhur (Yalova-safası) na benziyon bu teferrüc alayına, ciliğe nisbeti s tündedsmi bulunn meslekleralâkası (C. H. P.ynin n yat dalresi şefi olmaktan ibaret bur dunan Cemil Barlası da ilâve etciniz mi (Cenevre) de — (Basın hürriyeti) konforansında Türk gazeldciliğini tem- an ibare sii e heyet hakkında ibir ikir payda etmiş olursunuz İşte Jİstanbul Gazeteciler — C. Başbakana ve Basın Yayın Genel Mü- dürlüğüne birer teessüf telgrafı çeke- vek, bu acalbliği protesto etmiş. Fa- kat göreceksiniz ki bu teessüf telgraf- larına rağmen (Cenovre) de toplana- cak olan ÇBirleşmiş — Mitlotler- Bağın Hürriyeti) Kkonferansında — Türkiyeyi, bugün hiç birinin gazetecilikte alâka- sı kalmamış veya hiç olmamış bulunan bu sabik kalemşorlar temsil — etecoli- derdir. * Ben geçen yazımda da anlalmıştım. Bu itirazımı sakın: — Acaba Fıkracıda da mı beles ve- yahat hevesi uyandı? — yolunda tefsir etmeyin, çünkü Frengistana öyleruzun yolculuklara valde müsaade etmez. Ce çen gün «Vatan» başyazarımın - Tesad ve tezvir dosyalarını elde etmok için Yunanistana kadar yaptığım tayyare seyahatini bile hâlâ valdeden -saklıyo- Tum ve-boşboğazın biri tarafırdan ha- ber verilecek diye ödüm kopuyor. #Bizim patrona gelince onun da mil- et Ku len böyle seyahatlere — ya- naşmıyacağını belirtmiştim. Bu itibar- da nalıncı keseri gibi hep kendi tara- dına yöntüyor! İthamuna, maruz kal- maktan korkmadan düşündüklerimi x- gıkca Söyliyebilirim. Zira «Yeni Sa- bah> cılar arasında bu sayahate uzak- tan, yakından talib ve hovaskâr olan dün nasıl yok ddise bugün de yok... * Benim merak ettiğim cihet başka: Paris konleransına, ehil olanlardan zi- iyade hep böyle ahbab ve yâran gönde- #ilmesi yüzünden * şu Amerikan ikt- aadi yardımının esirgenmesi hengânı- Si üzerinden daha bir ay bile geçme- den eş dost kayırmak Zzihniyeti nasıl olurda hâlârbir tarafa tırlatılıp alil- | maz? Düşünün bir kere: “Bir yanda —bir (Basın hürriyeti konteransı), öte yans da hürriyeti şallamaya — kalkışmış >bir profesör Erim; ÇUlus) ta çeyrek asır durup dinlenmeden totaliter bir -gidi- gin meddahlığını yapmış bir FalihRWl- j kı Atay; gazetetilik bahsinin iyrabın- ya değil, etrafında bile hemyeri, hem de behresi -bulunmuyan bir Barlas ve ni- hayet Uzun ve mihnetli —bir yazarlık | ömrünün son yıllarını #zad kabul et-, mez bir kalem Köleliğile tetvic (!) me- haretini ve işbilirliğini -göstermiş bir Yalçın... “vâni en şümullü —münasite üç kalemşorla ve bir de kahve dövücür) lerinin hınk! deyicisi * . Milletlerarası konferanslarda — âdet midir, değil midir pek bilmem amma| şayed o (Basın Hürriyeli) konferansı- mın idarecileri yerinde ben olsaydım, | bu Yalova safasına çıkmış — Bazetesiz| kalemşorlar kalilesile yamaklarını : — Yanlış selmişsiniz.bayler! Cümle- | Sile istikbal eder ve kendilerine (İspan-, ya istikametinde yollarına devam bu-! yurmalarını kemali nezaketle rica eder dim, Yârabbi, şu-millot parasile tarafdar sevindirmek we yâran ağırlamak sev- dasından «ne zaman vazgeçeceğiz aca- ba? Hâlâ anlaşılmadı mi ki bu sadle- ce ayıb olmakla ;kalmıyor, memlekete zararlar da veriyor. FIKRACI ... —— * FAKWVİRİ * MART 1948 .e.r.. ... kendisinin de mezunen 'Kazanlı İİ— — 1867 ğa gidip bir müddet sonra av- İj 1964 KBlcri det ettiğini söyledi Rumi Cani- at memuriy baslattış| Mart evvel nı, kendisine - taşrada fi >9 4 vetilmek istendiği- | —< öntesi MNT FÇT NE TÜ li c n AT beyin -kendisin İ Kasım 129 —AY 3 — GÜN T5 diye müdüriye Vakitler Nasatl Ezani re iken Talâ İ S D. 8 D. Kemal i rüştükten Sonrağı — G Z slağ olama ini nakletti. () — &; a öndi Derack v vvıd«Kara Ke İkindi 150044 9 *29 mal ia; Kava Kemal-olx YSt 8 16 12 du. T derecede idi; im-İl — y ie ı ) & 86 10