ldari Bahisler ışmde Devletin rolü — fi — Rasyonalizasyon işinde dev< letin vazifesi: Devlet kuvvetli rasyonalizasyon — meselesile Bul olurlar, Bir. noktaina halkın. kendisine tevdi.ettiği otori- teyi her hangi bir şekilde istimal eder. Nezaret veya velâyet orga- ni olmak itibarile her hangi bin şekilde tarifler yapar. Bu organ- ların vazifesi, halkın refah men- balarının inkişaf ve idaresini te- min etmekti Diğer noktainasardan bu kuv- vetler, idare bürolarında ve sana- yi mülesseselerinde sarfedilen sâ: in mahiyetini nazarı dikkate ala: rak, hizmet, teşebbüs ve İstihsal gefleri gibi hareket ederler. A — Devlet: Otoriti Devlet saltanai ümmenin mü: messili ve cemiyet menfaatlerinin hâmisi, bir kelime ile, bir otorite olmak sıfatile, umumi işlerde ve bilhassa hususi sanayide rasyona Üüzasyon mes'elesinde esaslı bir ne- tüceye varmak mecburiyetindedir. Bu fikri, ta'mik ve melhuz mahzur ve muhassinatı tayin ve tesbit et mek lâzımdır. iki - noktadan Rasyonalizasyon ile alâkadar meselelerin heyeti umumiyesinde yapılacak mufassal ve afaki bir tetkik, rasyonalizasyonun inkâr kabul etmez lüzum ve faydâsı ida reyi bu hususta ikna' ve tasvibkâr bir vaziyet aldırmıya kâfidir. Bu- nun için efkârı umumiyeyi tenvir maksadile propaganda tertib et mek, teşkilât vücude getirmek ve nihayet bazı fenni meselelerin tet- ü için laboratuvarlar ve tecrübe: stasyonları ihdas etmek lâzımdır. Binaenaleyh rasyonalizasyonun lüzümunu yapacağı — bilyasıta ve bilâyasıta hareketlerile devlet i- Zzah etmelii Fakat biz burada yalnız, devle- tin vasıtasız yaptığı hâreketlerin- den yani devletin rasyonalizasyon sahasındaki faal rolünden, bir ke lime ile, muhtelif âmme hizmetle- rine azami randıman verdirmek için devletin, idare —metodlarını tekemmül ettirmesi teminen itti- haz ettiği teabirlerden bahsedece- B — Devlet: İdareci ve sanayici| I — Umumi mülâhaza: Devlet ve koramon kendi idare- lerinde ve kendi - teşebbüslerinde sâin tanzimi hususunda yeni ve gayrı muntazır Bir takım mesele- lerin halline memur edilmiştir. Bunları, son rabi' asrin değişiklik leri icabettirmiş. Ve kuvayı umu> miyenin faaliyetine yeni bir tarz Vvermiştir. . Evvelce otoritelerin — vazifeleri hükümet icra etmek idi, Halbuki otoriteler bugün idare etmektedir ler. Bünun sebebini efkârı siyasi- yedeki inkılâblarda ve yahud hü- kümet sistemlerinin değişmesinde değil, belki içtimai ve iktisadi. ha- yattaki değişikliklerde aramalıdır. iğer taraftan şahsi, menfaatleri- nin temini, gerek, kendi araların- da ve gerek kendilerile cemiyet a- rasında, müşkülleşmiştir. Umumi nüfuz tezayüd etmekte ve halkın: köylerden şehire tehacümü küuvvet lenmektedir. Bugün cemiyetin idaresi için a- Bayiş ve umumi muavenetin temi- ni kâfi gelmemektedir. Fakat bilükis iktisadi” faaliyetin tanzimi bugün için devletlerin en mühim vazifelerindendin. Bincenaleyh devlet, iktisadi ha- yatın faaliyetini tanzim. ve reka- betle mücadele edebilmek için s metodlarını istimal ve tatmin et- melidir. Şu halde devlet, rasyonalizasyo nu, idarelerinde ve teşebbüslerin- de tatbikte gecikemez, Zira rasyo : nalize cdilmiş bir sât, eşyanın tet kininin istihsalihin ve mübadele, Hin, bir kelime ile iktisadi haya-| fan-en mühim bir âmilidir. Rasyo- | nalizasyon her sahada insan faa- | liyetinin mütehakkim bir kıımmuw hükmündedir. Ve bu kanun, fik- ri anevi, hareketleri, fenni | taharrileri, idare, san'at ve umu-i mi muavenet sahasını idare e!mek. tir. Rasyonalizâbiyon hakkinda bugü ne kâdar ryalistlerin noktai- yazarı hâkim idi, Ve bu noktaina- Zzâfa göre rasyonalizasyon esasın- da mali ve bir ratıdıman meselesi idi. Muayyen bir nisbetten, ne dev- letin harici münasebeti ve ne de cemiyetin iktisadi ve içtimai şart- larının - münasebet ve - rabıtaları düşünülmeksizin, azami kazanç te min etmeğe bakılırdı. akat, yukarıda izah. ettiğimiz veçhile, bugün — rasyonaliz: yalnız teknik. ve iktisadi sah Mmahdud ve mukayyed değildir. Bugün rasyonalizasyonun içti- mai ve ahlâki cebhesi vardır. Bir kelime ile insani bir cebhesi var- mat asyon - iBtiyeceğ dir ki hususi - iktisad — sahasında muhakkak surette bunun dikkate alınması şarttıı ve kommonun ri, devlet ve- İtommon. teşebbüsle- ri; evveliemirde - prensibe - imtisal Toplayan —— LD4recı | etmek — meeburiyetindedirler prensipe göre insanın her hare ti, insaniyetin yüksek rini alâkadar etmeli ve birinci recede cemiyete faydalı olmalıdır. Mahara- Sölis- poull Süyreno lex Mütearifesi bilâkayduşart - tatbik edilecek demek değildir. Filvâki Res puplica sadece şa> haslardan- mürekkeb bir cemiyet» tir. Muayyon bi erazideki halkı heyeti mecmuasıdır. Esasen dev Tet ve kommon, — halkin — manevi fikri ve maddi' saadetini temin i- çin ihdas edilmiştir. Cemiyet kuv vetinin mümessili- olan memur va- zifesini ifa ve - rasyonalizasyona mütemayil olan hareketlerini iz> har ederken, devler umumi idares sinin kendi kendine — mevcud. olar miyacağını; ve kendi kendine ha- rekete geçemiyeceğini ve nihayet kendisi için müessis bulunmadığını hatırlamalı: ve her tasarrufundan kalbi müsterih olmalıdır. Nihayet devlet umumi idşresinin şahsın ol nazarı Devletin umumi - daire Bu menfaatle. duğu kadar, cemiyetin. de menfa atlerini temin için iktisadi atiyeti terakki: etti makinenin muğ vi ver£ileri. ha; ren muğlak bir lak çarklarından başka bir madığını hatırlamalıdır. Binnenaleyh kendisi olmayıp bilâkis ların mevcud. olmadığını ve idare- hizmetlerinin teşki- şey ol edilecek andaş- hizmet nin ve âmme lâb ve fanliyetinin halkın ve vatan daşın ihtiyacının tatmini için mey dana getirildiğini- katiyen unutma malıdır. İdarede ve âmme hizmetlerinde onalizafyon iktisadi bir temas yülü. ile tezahür etmektedir. Pa: kat bunu, meselenin heyeti umu: miyesi gibi 'değil belki bir cebhesi gibi telâkki. etmelidir Hiç sübhesiz ki daima ve her yerde tasarruf yapmalıdır. Ve hat tâ tasarruf devlet kommonlar için bir ihtiyaç ve bir. lüzümdür. Ve hakikaten ehemmiyetli — tasarruf lar da yapılabilir. Esasen harbden sonraki zamanı — mamul bir — hale getiren güçlükler, mesarifi tenki: se teveccühkâr bir vaziyete getir- miştir. Ve bu tasarruf pek doğru: dur ve pek psikolojiktir. Şu cihetin de unutulmaması lâ- zımdır ki tasarruf demek bir ba> tme aid bir masrafın diğer bir batına devri demek olmadığı gibi devlete aid' ve yahud kommona a- id bir masrafın vatandaşa tahmi- li demek. değildir. | Gün ün D_Sdikodusu | Üçüncü (Baştarafı 1 Incide) ce uykularını kaçıracak kadar bu tehlikeyi yakın görmekte - dirler. İdare başında Yeya yüksek siyasi mevkilerde bulunanlar i se Moskovanın yaptığı: hamle - Ter karşısındâ VAZİYeİ eÜ veha — metinden bahseden nutuklar söylemekte, —meselâ Başvekil Attle bütün Avrupada körku - nun hâkim- göründüğünün, ma reşal Smuts dünyanın şimdi en vabhim, buhranı: geçindiğini, Da nimarka maliye vekili vazıye - tin 1939 dakine benzediği mareşal Titonun Marküs huku metini tanıdığı zaman cumhur reisi Truman da bunun vahim neticeler doğuracağını ve ni yet Çörçil harbi tehdidinin ufukda yük selmekte: olduğunu ilân etmek- | telerken, zaman gecip de bu ye ni vaziyete alışılınca bu sefer Rüsya ile barış ümidinden, sulh den yine bahsedilmeğe başlan- maktadır. Şu noktayı er yakın bir ihti mal olarak kabul edebiliriz ki Rusya atom ve emsali: silâhları | hazırlıyıncaya kadar, bir harbe müncer olacak silâhl tecavüz- , lere bizzat geçmemeğe dikkat etmek istiyecektir. Ve hattâ şimdiye kadar yaptığı teşebbüs lerde kanşı tarafdan bir ültima tom almak imkâmı bulunsaydı- | ricat. etmekten, bile cekinmiyece ğini. düşünmek mümkündür. - Çünkü Rugsya vaziyetinde ye ni harbden çıkmış bir memleke tin başta atom silâhı bir üçün - cü dünya harbine hem de taars ruza geçecek gekilde iki sene, zarfında hazırlanması pek müm kün görülemez. Moskovanın bugün fütursuz ca yaptığı ve daha da yapmak cüretkârane istilâ ham leleri öyle zannedilebilir ki an; cak kanşı tavafın bunları vesile ittihaz ederek bir harbe atılamı yacak kadar âciz olduğunu her kesden daha iyi, görüp bildiğin- den dolayıdır, Bu- sebebledir ki yaptığı te gavüğkârane hareketler karşı- sında başkaları sinirlenerek | vehametten ve harb tehlikesil den bahsederken Moskova Kr- | z Yıldız gazetesi vasıtasile «ka | ti olarak bi cud olmadı şimdiki halde, | kaydile bevan etmek salâhiye- tini kenrdisinde görüyor. Bul- garistan Başbakanı G. Dimitrof Bile yeni bir dünya harbinin | yaklasmakta olduğunu söyliy cek kadar: vaziyete hâkim ve | teşebbüsün Kendi ellerinde ol- | duğuna inanıyor. Amerikayı idare edenlere ge lince: Vallas da — dahil olduğu | halde Ruslar nerelere tecavti; ederse bir harb çıkabileceğini Günyaya açıkladılar: Bu 1980da | harb tehlikesi mev ne' Dünya Harbi yakın mı?. Yazan: Ekrem RİZE İngilterenin Alman tecavüzü - ne karşı çizdiği son hududa ben. zemekle beraber Stalin Hitler değildir. Binaenaleyh Moskova nın Kizil Yıldız gazetesinde i- lân ettiğini bir hakikat olarak kabul edebiliriz. Bugün için ya kında bu hatta silâhlı bir teca- vüzü biz de beklemiyoruz. An - cak komünist elinin buralara u zanmasma atom ve buna ben- zer silâhların Rusyada hazır - landığı zaman intizar etmek lâ zımdır. İşbe o zaman merak edile - cek cihet şudur ki, atom ve bir na benzer silâhların kâfi dere - cede Moskovanın elinde bulun- duğu haber ahındığı zaman aca ba Vaşington hükümetinin ha li ne olacaktır? Çünkü bir yazımızda da işa ret ettiğimiz gibi 23 milyon ki lometre kare steplerden ibaret, ahalisinin dörtte üçü mahvolsa aldırış etmiyecek bir memleket ile 9,5 milyon kilometre kare fa kat kesif nüfusu ve her tarafı mamur, medeni ve kalabalık bir sanayi memleketinin sema- sında atom patlamasının veya mikrob harbinin ayni neticeyi vermiyeceğini tasavvur etmek güç değildir. Malik olduğu atom kudreti le Amerika hemen burnu kana madan ancak bugün bir harbi göze alabilecek ve bu suretle de harbsiz Rusyayı yola geti - recek bir durumda olduğu hal de buna cesaret edemiyerek ya nında tirtir titreyen İngiltere i le birlikte Yunan çete harbinde. askerleri olmadığını yeminlerle Moskovayı tekrar tekrar iknaa Ççalıştıklarına bakılırsa Rusya- nn eline atom geçtikten sonra vaziyetlerinin bundan daha ce saret verici olmasını temin e- den bir delil henüz elimizde yok tur. Bu Yunan çetelerini teşvik onlara her türlü silâhları veren kaçtıkları zaman hududları içi ne alan ve nihayet bunları meş ru bir hükümet tanıyan Mosko vadır. Mart bidayetinde Vasington da Avrupa kalkınma plânının İmüzakeresinde Vandenberg bi vrupada son dakikada gö, len Sövyet ilerlemesinin bir çok memleketlerdeki dahilf ma ralar neticesi> olduğunu, bun rın »le alâkası bu« Tunmadiğ' yliyerek Sovyet leri mazur görüyor ve müdafaa ediyordu. Ayzenhover ise Rusyaya karşı sabir ve müsamah ederek bir barış İ arelerin mekteblerde tedki istiyordu. Maamafih yine Bugünkü vaziye - kini Ayzenhover tin atom silâhlarile yapılacak a ntf bir taarruza meydan verebi leceğini de ilâve etmekten geri Devamı 5 neide 12 MART 1548 ilgili muhtelif derd ve dilekler Trabzon Jandarma Arsen Bucağı karakolunda eziyet gören okratlar 287117947 gününden — 13/12/947 gününe kadar köyde dul bir kadın kaçırma vakasından dolayı ifadele ri alınmak üzere Arsen bucağı Jan dârma karakoluna — celp ediler sırf Demokrat olmaları basebile bu cak müdürünün de mâlümatı tah tında 16 gün tütuk bulundurulan, dipçik, sopa, falaka altında - kaşı, Rözü, ayağı patlatılan mezkür bu cağa bağlı Sincan Mesahor köyün den 9 vatandaşımız bu amansız iş kenceye tabi tutuldukları müddet ge Jandarma onbaşısı Şerafettin ve Jandarma eri Ahmed tarafından pa ra ve cep saatı gibi kıymetli eşya ları alımıştır. 18/12/947. günü Arsen bucağınca yaki: ihbar üzerine Demokrat Parti il Idare kurulu başkanı Kemal A« tal ve arkadaşları derhal hâdise mahalline giderek yaptıkları asaslı tahkikat neticest mahallinde tutu- lan tutanaklarla saatları jandarma onbaşısı Şerafettinin satmış oldu ğu yerlerden geri almaya muvaffak olarak Trabzon C- Savcılığına — el- zem tahkikat avrakile tevdi etmiş, İlgililer hakkında kanıni takibat açtırılmasına muvaffak olmuştur. Bu olayı Müteakip Arsen bucağı Jandarma karakolunda dipoik, so- pa, falaka altında tutuk bulunan 9 vatandaş serbest bırakılmıf olup, hâdise adliye ve umumt efkârca a lâka ile takip edilmektedir. Demok rat Partinin bu yerinde âlâkası mu hitde takdir ve memnuniyetle kar şılanmıştır. Trabzon Demokrat İl İdare Kurulu Başkamı Kemal Atal © * Sırger kumpanyasından bir şikâyet #an Ankara Caddesi 12 numara dükkânda terzilik — yapmaktayım Yirmi sene evvel Singer kumpanya sında almış olduğum makinenin ip Jik çeklel yani horoz tabir ettikli ve en cahil bir adamın yerine taka bileceği basit bir parçayı taktır mak için Singer kumpanyasına mü racaatımda (makimeyi buraya geti rin biz takacağız) dediler, Ben de (bu kırılan parçanın fiyatı kaç kü ruştur) dediğimde (bunu size söy lemek mecburiyetinde değiliz, ma kineyi buraya getirirsiniz. biz taka mız ve fiyatını o zaman bildiririz) dedilen Ben de (kırılan horozun, yarı parçasın kasden mi kırmı da size getirdim) dedim ve bunun üze rine (fazla işgal etmeyin, gidin va ziyetinizi polise Aanlatm) dediler. Dedikleri gibi Eminönü Merkez na hiye müdürlüğüne müracaatımda (başkomisere ait, vaziyeti ona söy le) dediler. Dedikleri gibi Başkomi sere müracaat ettim. Aldığım ce- vap (bu işe karışmak salâhiyetine biz sahib — değiliz) - oldu. Beni İstanbul. müddelumumiliğine gön- derdiler. Kapıdaki polise vaziyett izah ettiğimde bu işi böyle şifahen anlatmak olmaz istida ile müraca- At etmek Jâzım kardeşim dedi. Ve oradanda ayrıldım. Aradığım parçayı kendim takahil diğim halde niçin kumpanyanın iş çisine ve yelip vitmek için hamma la para vereyi? Bu sanı iştir? Ankara caddesi No: 12 de Toyzl İsmall Türkcan * *Bir köy öğretmeninin acı feryadı Hakkımız varsa soruyoruz Öğretmen ne halde talebe ne ha) de; ihmalemi uğradık yoksa — sıra Mi gelmedi? Yoksa, llk öğretimin gerçek duru munu maskeliyenlere siz demi ken dinizl kaptırdınız. Mükaddes — ilk öğretim dâvası, *özde kahraman, hakikatte üvey evlât muamelesi gö ren biz öğretmenlerin zavalh omuz larma yükletilmekle mi gerçekle- şecektir? Bu dâva ayağını çarıktan kurta- ramadığımız, valın ayak başı ka. bak bir lokmaya muhtac olan ba- kımsız çocuklarla mı, bu dâva, sı. nıfında akşam yiyecek — ekmeğini ağlıyan çocuğunu düşünen, geçim derdile sahtekârlık yollarına sap- mağa kendisini mecbur edön, elin de dağarcık kapı, kapı ekmek dilenen hattâ, ayağında carık, elin de çapa, sırtında azık Bayındır. o« vasında amelelik yapan biz öğret. menlerile mt tahakkuk edecektir Artık yetsin, tahammülün de — bir hadil vardır, Al sana $0 lira: Al sana 300 lira, al sana 3000 lira bu memleketi bu şekildemi kalkındıracağız. Ne acı —— Okuyucularımıza ——< Adetleri pek fazla ve ayad zamanda (Okuyucu Diyor hi) sü- tunumuzun mahdud hacmine sığmıyacak derecede uzun olup da bizzarar sıraya kasmın tiğimi , aşağıya derci özlü yazılm akdir ceklerine em niz. v ne hazin Haddimiz olmıyarak tekrar sara yorum: Ihmalemi - uğradık. Yoksa ira rm gelmedi. — Kemal Yoltaş Kaş İlçesi Öğretmenlerinden * #iy ayda bir maaş alan köy öğretmeni — Biz köy enstitüsü mezunla- ri *köy ilkokul öğretmenleri> ay- da 77 Nra üzerinden 3 ayda bür maaş almaktayız. Bu müddet bar zan 4 - 4,5 ayı da buluyor. 4274 sayılı kanuna ek çıkan kanun bizli ne kadar müşkül durumda: bırakk tığı malümdur. Gene ayni vazifeyi gören diğer öğretmen okulu mezunu ve köy okullarında öğretmenlik yapanlar her ay kesimsiz 115 lira aldıkları halde biz niye mağdar - ediliyo- ruz. Bilhassa yiyip içme — giyime bakımından öğretmeni bulunduğu muz köye örmek olmamız Vâzum gelirken bilâkis onlardan daha faz la-sefalet içindeyiz. Ücretlerimizi alma müddetleri- Din diğer memurlar gibi - aylara indirilmesini, bizim de bareme tâ- tutulmamız için alâkadarlarım nazarı dikkatini - celbederim. Bu *hususta «Hürriyet ve hakkım yık maz müdafi> lerinden yardım bek Biyoruz. Eskişehir, Osmaniye köyü baş öğretmeni Turan Sözüşen> * Tarabya 5i inci ilkokul aile birliğinin mektubu Sayın gazetenizin 3246 sayı ve 4 mart 9448 tarihli perşem- be günkü nüshasının 4 üncü sa hifesinin 4 üncü sütununda: (Millf- Eiğitim Müdürlüğünden yerinde bir dilek) yazısı nazarı dikkatimizi celbetti. Alâkanıza teşekkür ederiz. Tarabya 51 inci ilk okulum tam teşkilâtlı olmadığından ço cukların Kireçburnu 36 1ncı ilk . okuluna kadar karadan uzum bir mesafe katedilmek süretile yavruların zor bir durumda bu İundukları acı bir şikâyet key - fiyeti idi. Hakikaten bu çok doğ ru idi. Halbuki okulumuzda ku rulan aile birliğinin teşebbüsü neticesi olarak okulumuz 5 sb mfa kavuşmuş ve bir öğretmen ilâvesile Kireçburnu okuluna gidip gelen 4 ve 5 inci sınıf öğ Tencileri Tarabya okulunda çolk tan derse başlamıştır. Bü yav rular da zorluklardan kurtul - muştur. Bu işe yakın alâka gös terenlere bu vesile ile de, teşek kür ederiz. Tarabya 51 inci ilk okul aile birliği reisliği * Sümerbant tevziatındaz şikâyet Sümerbank tarafından belli &x mayan zamanlarda halka nüfus cüdanlarile tevzi — edilen pamuklu ve basmaların yeniden tevzi edilebi leceğini — işittik. Kati olarak edindiğim kanaat ve bilgiye göre; İstanbul kazalarının bir kısmında — tevzlat başlamasile bitmiş ve bi - kısmmda ise başla- mak- üzeredir. Kadıköyde ise 1 Martta başlıyacakmış. Eskiden Sümerbank - tarafından tevziat günleri ve malların fiyatlam beş on gün evvel gazetelerle lân e dilir ve- halkın bir İsmida az çok ihtiyacını temin ederdi. iŞmdi ise başller malları alıyor, dükkânma yerleşti: Kimsenin haberi yok. Habeyi olanlara verik len cevap şudur: —Tevzlat emri gel medi. Fakat emir gelinceyö kadar dükkânda mal kalmıyor— bir kaç gün içinde kârlı olan malların hepsl nl”karaborsaya sürüyorlarmış. Bilhassa bu mallarni İçinde bâl. Ka en fazla Jâzım olan kaput beni, pazen ve basmalardır, Bir metre bi o verilmiyor: Nasıl, verilsinki 105 kuruşa veriğ 1 Jâzım gelen kaput bezi kaza barsada 160 kuruşa toptan müşte- r! buluyor. Basma ve pazen kesa onun için hiç bir beyi verilen mal ları halka göstermiyor. Satılmayan ve karaborsada eksik fiyat verilen malları satışa çıkarıyor. halkta an ları almayınca bayi ziyanına o mal tâbi tatulan ekayucu mektublürından ancak bir yoruz. Ewvelce müteaddit defalar rica et- hdut sütunlarımızdan buna benzer fedakârlığı her n yapamıyacağımıza göre, ekuyacu —mektublarının kısa ve olması zaruretlri sayın okuyucularımızın. bâdema A ları devrediyor. Neden ziyanıma vermesin diğer mallardan (20i 30 misli kâr ediyor Bu'ne biçim tevziat sistemidir Rİ senelerdenberi tatbik edilip hiç bir netice vermediği bilindiği halde nede israr ediliyor. Bayi biç — bir kontrola tabi tutulmıyor. Kime nekadar mal verdiğine da ir kendisinden hesap ve vesalk İtenmiyor. Alâkadarların dikkgt na: gekmenizi rica Ederim Hüseyin Parkoz. Şemsitap sokak No, 6 Kadıköy Erbaa'lılar müşkl vaz yette Edbaalılar müşkül vaziyette, E- vet, size bir zamanlar Yeşiljirmak Havzasının en zengin bir kasabası iken şimdi açlıktan, sefaletben, pe larını Tisanlıktan inleyen Erbaadan bah. sedeceğim. Üç şiddetli elzeleden sonra oturu lacak bir evi kalmayan Erboa, oza manki Tokat vali İzzeddin Çağpa rın delâletile hükümet. tarafından 1 km. Cenuba kaldırılmasına ka- Tar verilmişti. Depremlerle maddi ve manevi bütün varlığını kavbeden balk bu karar karşısında adetâ ür permişti. Bu ürpertiyi sezen hükü met bol yardım vaadile halkı «Ye ni Şehir» e taşımmağa adetâ mec bur ediyordu. Diğer taraftan vurgunc! kümette dayısı olduğu söylenen- ler bu bol yardımdan ilk firsatta kolayca ve bolca istifnde ettirilmiş, gelmeyenlere proposanda olsun di ye arza ettikleri mevkilerde, arzu ettikleri genişlikle araziler rek Batovari evler yaptırmış!ardır. Geride kalân hakiki felâketzedeler bu yardımın ancak kırıntılarını bir dötüf olarak alabilmiş, buna ban- kadan tütünü için aldığı avans; buğdayı için aldığı tohum parasını eklemiş, kabını, kacağım satmış bin lerce lira borcun altına girerek an cak bir göz evceğiz yaptırabilmişi (Halen eski şehirdeki fakirler riç) Şimdi ise, Ege bölgesinde tütün atışlarının serin gitmesi borç altır da inleyen halkı büyük bir endişe yye sevketmiş, Piyasada para suyunu çekerek yerini açlığa ve sefalete bi rakmıştır. Halk, halihazırla. tek ü mit kaynağı tütününün, Mart 15 deki fiyat süprizlerini sabırsızlıkla beklemektedir. Diğer taraftan, Ustamemed, Ka yatgeliş. Ahretdağ, gibi dağ köyle Tinde şimdiye kadar — görülmemiş derecede açlık hüküm sürdüğü köy Tülerin ot yedikleri, halkta gıdasız hıktan mütevellit albumin hastalığı man görüldüğü inamlır ağızlar tara fmdan söylenmektedir ve yine ka sabanın ileri gelen — hayirseverleri bu köylülere yardım için mahalle muhtarları vasıtasile yine aç ma hallelilerden arpa, çavdar, bulgur, ekmek, para gibi yiyecekler toplattırmaktadır. Bir araba içinde mahallede kapı kapı dolaşan muh tarın «Ey ahali!, Din kardeşlepiniz açlıktan ot yiyor. Onları bu açıklı durumdan - kurtarmak. için eliniz- den ne gelirse gönlünüzden ne- ko: parsa verins sözlerini işitince Kayri thtiyari ağladım. Evet ağladım. Çünki daha 15 gün evvel İstanbulun gözler kamaştıran vitrinlerini seyretmiş, Beyoğlu ka Tontorlarının: bir gecede zevkleri İ çin harcadığı yüz lralıkları görmüş tüm Tekel Bakanı ve Tokat milletve killeri alâka bekliyoruz, M. Sahbnhaddin. Kaçar Hayvan: Sağlık Memurları Okulu Son Sınıf Selimiye — İstanbul * brikaları sa'anundaki oyun ve hü verile. Karabük * nema hakkında 16 Şubat 1948. perşembe akşamı yeni şöhirdeki; müesseseye ali ma salonunda gene müesse findan oynattırılan; ve çarşıda bü. yük yazılarla herkes girebilir, duhu e tara liye serbesttir diye ilân edilen tü yatze esnasında — artislerin tekrar sahneye çıkması için halkın el şa- kırtisı ve islıkla yaplığı arzuya eni önde bulunan müessese müdür mu avini .B Selman sinirlenerek halka döndü: Arkadağlar aşağıdaki kong nizdede bahsettiğimiz üzere sina manır mu aşağıdangelen kim seler Selp ediyor alkış var faküt 5 hk yoktur. Serhest gece yaptıysak hata ma €ttik. Bi şçilerimiz da hi yapmiyorlar dedi. Bunun üzerine Biz aşağıdan gelen 10 kadar arka daş derhal. tiyatroyu — terkettir. Şimdi B. Selmandan soruyoruz! 1 — 125 kürüş vermek suretile girdiğimiz 1 acaba bay Sek Man bile dershane Ve müşterileri e bit talehe mi - zamnetti. Yoksa #alonda,polis, Varken kendisini emnlyet amiri olarak mı gördü — Bây Selman aşağıdan gelen mseler diye hitap etti ve bunlar ÂT ettiğini söyledi. A” Karabükte yukarda oturanlar bir n € lar arasında D) ği Mi ve Yahut n lyet değişikliği mi var ki kongre de, tiyatroda, sinamada, toplant da dıdaki insanlardan bahse diyor! 3 âr olan salonu B. Selman kendisinin bir malikanesi mi zannetti? 4 — Salonda artisleri alkışlamak ve ıslık çalmak acaba Karabüke ga len bütün artisleri fab kişilik hususi alıp hanesin de aylarca mn oturtmaktan başka her akşam sahneye hususi a rabalarla götürüp getirmek ve sa atlerce sinama — kapısında 3 bekletmek ve paydosdan susi salonlarda kendile ayrıca bir seans hazırlamaktan da ha mı fenadıt? B, Selman, bunları ink. sa veyahut — tekzib edecel doğrudan “döğrüya inkâr ediş Mektir. Gene hakikâti kendi ağzındı rarını bekliyoruz. İbrahim Sesv İnönü Caddesinde Terzi Karabük Burhaneddin Gündoğan Süslen Giyimevi Karabük Sefilleri turterıniız Hamiyetperver Türk namuskârane bir şekild hakkını çalmadan, k mar etmeden kazandığınız sel ri Tanrnın: rahmetine kavuşurken balkar olursa oK de hayır işleriae vakfettii gazete lerde oküyoruz. Adı: madiği- mız bir çok zenginlerimizir sağlıkı rında bütün — servetl: hay sarf ettii €e de eminiz. Ca çeşme, mekteb, hastahane mak millete ve memlekete karşı u nutulmaz hizmetler etmeki Bunlar kadar himmetinize muhtac mir mesele da r: 2 kilde çalşmaktan kaçına: yourdsuzt serseri kurtarm 'nbulda 30: bi; malümdun Bi rek kama daki sefilleri de katars düun 100 bine var: şüphe etmezsiniz. Dünamın şu ka: hayatımı, cemiyet anarşiye sürüklemek fenalığı istimalden ç letee mücadele ettiğimi: D her in her türlü inmiyen, mil yerji har cadığımız imse'erin faydalanabile ceğini takdir buvurursunuz. Kümi nizm mikrobu her halde Allah sev gisi, vatan ve millet aşkı, alla mu hahbeti silinmiş bir serseri ruhun dan daha müsait zemin bulamar. © serseri ü düştütü ahtâksız'ık v yar İş l kendi. İglinizde Hrettiğimiiz bu zibi vi ak. sizin himmetini ze kalıyor. Bu 15 için hastahaneler gln, esrar, alkol, ah ü ker teker tedavi e demezsiniz. Çünkü buna — milletce Fakat onla t pekalü teort edilmiş geniş bir arazi p kı bir d siplia altınd tçki lerder eçir ihsal 1 şi öğzretemei ddeten ve mafen takviye pit sonra cemiyete ta de edeb Disiplinli ve-syhhi bir yantazam çalışma - hiç değlise yürüder TüvinlMazbut Biret Bunlar sakin milletin bu gü nüpü ve y kürtaracağımda « min olumuz, Memleletimiz baştarı başa çal ahan, — vatandaş hakvebitelyetime tağymasımelm, 9 Nesine, milletine karşı vazifele fa etmeklen haz duyan yurteda: Tın- vatamı olacak. Eminiz ki bu ka dat büyük ve hayırlı bir düvayı « muzlamak istemiyecek hakiki bir Türe aynghil yoktur Naim Tanyeri