BAYFA: Z l;mğr İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? Mtatürk'e suikasdın tafsilâtı ve içyüzl Ka Ü di K Müddelumumi — Efendim ken- Hisinin Şükrü ve Canbulatla müna- Bebatının hususi bir mahiyette ol- duğu anlaşıldığı cihetle gayrı mev merkuf olarak muhakemesine de- yam edilmesini taleb ederim. © Reis (Maznuna) — Muhakeme- kuf olarak devam e- nize gayrıme dilecektir. Maznun — Teşekkür ederim e- fendim Birlnci celseye nihayet verilmiş tir, İkinci Celse kinci celsede maznun mevkiine Y getirilmişti. Azmi beyin Küçük Talât Şadi namı müstearile gönder mektub hakkında maznunun imatı ve Kadri namında bir şa tanıyıp tanımadığını sordu. his Azmi bey Kadri beyi söyledi. Bunun üzerine Kâzım- anımadı- ğim Karabekir paşa ve Ardahan me- busu Tahsin bey müvacehe edil- mek Üzere getirildiler. Bu zevat zabıt kâtiblerinin önünde ahzı mev ki etmişlerdi. Reis, Azmi beye bu mektubun, yanında, ne kadar kaldığını sor- dü. Azmi bey, mektubun Tahsin bey tarafından verildiğini ve yanında bir kaç hafta kaldığını mektubu alır almaz açtığını ve mektubu 'Tahsin beye beyân ni ifade etti. hsin bey, mektubu açık ine göre bunu okumüş ©- ktır? Tahsin bey namuslu bir adam * dır. Okuduğumu zannetmem. Bana da açık bir mektub verilse ben de okumam. — Amma böyle bir vaziyette za ruri değil midir — Bilmiyorum reis bey, bende- nizce okumaması lüzımdır. — Sizin en karışık bir zamanda iniz bir mektubun nazarı dikkatinizi celbetmediğini süylü- yorsunuz. — Bilâkis ekudum efendim. — Tahsin bey: kalkınız! Mektu- bu mezede verdiniz? — Hâtâ etmişim, mektubu İs- tanbulda değil İzmirde Azmi beye verdim. — Azmi bey. ne kadar zaman ev vel aldınız? Bir buçuk sene mi? — Evet. — Tahsin bey size. Evet. Bir buçuk sene kadar zannediyorum efendim. İzmir me- busu idim. Üç buçuk senelik bir za mandır mektub da kapalı idi. - Yani başka bir tarafta mi i- &? — Evet kapalı idi, valli sabık beye hitaben yazılı idi. Kendisine rastgeldim. Kâzım Karabekir pa- şadan aldığım bir mektub olduğu- nu kendisine söyledim. Eve kızı- Tt gönderdim, mektubu getirttim, kalabalık arasında mektubu ver- dim. Açtı, baktı, cebine koydu. — Siz kendisine muhteviyatına dair bir şey sormadınız mı? Hayır sormadım. - Bir. sene evvel yazıdlmış olan bir mektubun münderecatına dair bir sual' soru- lacağı, hatırıma- gelmezdi. O m- rada zafer olmuş herkes gölmişti. — Mektubu nasıl ve ne vakit aldınız? — Bir buçuk sene evvel Balı- kesirde fırka kumandamı akrabamı dan İbrakim bey vardı. Kendisi İstanbula tâyinini istiyordu. Bir gün Keçiörene giderken Fevzi pa- gaya uğradım. İntizar odasında Kâzım Karabekir paşa vardı. Bana © sırada Azmi beyin Sarıkamışa gelip gelmediğini sordular. -Paşa hazretleri bana <Azmiye bir meks tub versem verir misin» diye sor dular. «Başüstüne veririm» dedim. Bendeniz burada kaldım. İzmire gittiğimde bunu kendisine verdim. — Mektubu Fevzi paşa gördü- ler mi? — Hayır intizar odasında ver- di: Kâzım Karabekir paşa — Evve- lâ.arzı malümat edeyim. Bu mek- tub cebheden geçmiştir. O zaman Antidemokratik kanunlar (Baştarafı 1 imetdel sini atlatmış oldu, Bu gün de polis vazife ve salâhiyot kanununa sıra ge- liyor Esas itibarile bu kanunların antide- mokratikliğine kall olmuyan Başvekil, bunları bir. kalemde kaldırabilir. miy- di? Kaldıramıyacağını biz. do biliyo- ruz, takat dünya bu ya, Başvekli böy- le bir icraatta hulunsaydı Demokrasi tarihine ismini altın harflerle işlemiş olurdu. Devlet adanıları çok defa böyle fir- galları kaçiriyortarı ——— rrrran Tefrika No, 177 Trabzonda fırka kumandanı Seba- ti beyin eli geçmiş ve ceblteye göndermişler- dir. Bu mektubların muhteviyatı- ni Enverin © taraftaki harekâtına düir bir şifre ile hükümete bildir- | e bir nevi mektublar miştim. | (Kâzım Karabekir paşa burada vaktile kendisine gönderilen bir gifre okudu. Bu şifre Azmi. beyin hükümeti milliye aleyhinde yazdı- ğa ve mücadele edeceğini söyledi- Bi mektubların bir şifre ile yazıl- mış süreti idi.) Kâzım Karabekir paşa bunu kânı Harbiyeye gönderdiğini ilâv& eyledi ve dedi ki: Bu gibi şeyleri ya Ankara bizden isterdi, yahud da gönderdiğimiz gifre ile iltifa ederdik. 388 nihayetinde Ay&ara- ya geldim. Burada Erkânı Harbi- yede karargâh verdiler. Cebhe iş: lerile meşgul idim. Azmi ve diğer beyler memlekete ti. Ben | Azmi beyin mektubunu bırakmıştım. Ali Said paşa v limdi. Said paşa bu mekt evrakı iade etmek mütaleasında bulunmuş esasen affa uğramıştı Büu bir atıfet mes'elesi idi. Kendisine nasihat etmek ve tün bu fena hareketlere rı affedildiğine işaret ederek mektub ları vermek mütaleasında bulunu- yordum. Tahsin bey bir gün ziya- rete gelmişti. Azmi beyin olduğunu ve burada bulunduğunu söyledi. Mektub muhteviyatından burada bahsetlim. Azmi beyin yol suz hareketini kayd ile kendisine bu mektubu verdim. İkinci zarfa koymak meselesi... Belki emir za- biti koymuştur. Fakat mektub a- çıktır ve Azmi beye geçmiştir. Artık kı si kalmamıştır. — Tahsin beye m viyatından bahsettiniz mi? — Evet efendim. Bu bir kusur, vesikasıdır. Kendilerinin hariçte takib ettikleri fena hareketten bahsettim. Bunun kıymetini bilsin ler diye izahat verdim, — Şarktaki Erkânı Harbiyeniz- den geldiğine nazaran bunun hak- kında muamele var mıdir? — Mes'cle şifahf olmuştur. Ali Said paşa hatırlar. Bendenize bir sual sorulmuştu. Bu sual bendeni- ze <«Azmi beye mektub yazmıssı- nız» diye sorulmuştu.Halbuki ben deniz böyle bir mektub yazmadı- ğim cihetle o suret Tahsin bey — Bendeniz hiç bir zaman kendilerile görüşmek iste- medim. Hiç bir vasıta ile müracaat etmedim. Eğer Azı dovu istemiş ise Ti bir mesele- dir. Buyurdukları gibi mektubu bana verdikleri zaman derhal ken disine götürüp vermekliğim icahe derdi. —Mektubun mündericatını Azmi bey benden iyi billyor. Fakat | cebhede ki- | bları ve bü. men hasta iadesi resme meti tarihiye- svab verdim. i bey bir ran- «çıkarmadım» demişlerdir. - Pasa | hazretleri biraz hâtıralarını yok- lasınlar. — Evvelce Balısettik. Mektubun 'a taallâku mündericatıdır. Mektubun Azımi beye tevdii mese- lesinde tahaddüs cden — tezaddır. Bunun içindir ki malümatınıza mü racaat edilmiştir Buyurunuz. (Kâ: Karabekir paşa ile Tahsin bey çıktılar, Azmi bey de çıkarıldı ve eelseya beş da- fasıla verildi.) Üçüncü celse ——— OkUYLCU DİYORKİ Gazete satışında güzel bir usul Geçen gün — İstanbulda ge- zerken biri büyük 'atih tramvay dura» durup saat- postaha- ne, biri B larce düşündüğü gayet ente- da herkesin resan hoşa giden iki manza- 6 karşı Ufak tun, nasa üslünde, dolap şeklin de camukân içinde a İlo dizilmiş envai çe: yanı ra at- mıya yarıyan bir kutu ve ön tarafta bir yazı |4 di Bu yazıyı bü a okudun t gazete ve mecmualar a p hası var- ük bir n evhada şöy- le yazıyordu: «Alacağınız ga zete vo mecmuanın döğerini kutuya atınız. Eğer bozuklu- | Bunuz yoksa — dönüşte veya bir dalfa alışta atarsınız» Al- tında da «Bir Üniversite ta- yazıyordu. Bu gok fo- oşuma gidebil- lebesi» diye yazı çok hoşun nama git di. Çünkü w arkadaşın bi p yapn ndaşları ası hiç Şübhesiz vatı iyi hu- ya alıştırmak içindi. Maam: ih bu dürüstlük dâüvetine aat etmeyip oradan gazete galanı da gördüm. Lâzim ge- le ati e ver- meği borç sayarak nasihatte bulundum. Bu hoşuma giden geklin az zamanda hor tara- fa yayılarak alıcı ile — satıcı arasında mevcud olması - lâ- zam gelen dürüst, itinaya da- yanır münasebatın — gelişme- sini dilerim, kendisi Ertuğrul Uruk; Adapazarlı 6 senedir iade edilmiyen pskslmntlerl Bundan tam altı sene ev vel 14.L1942 tarihinde dük- kânımda bulunan — peksimet- ler Eminönü emniyet âmirli- ğince satışı menmu diye mü- sadere edildi. Ve evrak 16.) 1942 tarıhinde ve 1684 No. li evrakla Şişli nahiye merke- zine gönderildi. Ben müsade re olunan peksimetleri Har- biye fırınından aldığımı ve Harbiye fırınının bunları ser | bestce satmakta — olduğunu söylemiştim. Tabii Şişli na- hiye müdürlüğü vaziyeti gö- || recek ve bana peksimetleri- mi, yahut da bedelini iade e- decekti. Aradan günler geçti. Gün- lori haftalar, haftaları aylar, ayları seneler takibetti. Şa- ka değil tam altı sene geçti. we hiç bir cevab çıkmadı. Bu müddet zarfında bir kaç se- Yer şahsen — müracaatlarda bulundum. Fakat Kiç bir ne- tice madım. Altı sene bekledim, cevab alamadım. Daha da bir çok yıllar - bekliyecektim amma ömrüm yetmiyecek diye kor- kuyorum. — Çolük çocuğuma pürüzlü bir iş bırakmamak İ- çin Allahı aşkına daha fazla bekletmeden bana - neticeyi bildirmeleri için — tavassuta ulunmanızı rica ederim. Sirkeci Vezir bahçe sa- hübi Süleyman Kırvayaç nun mevkünde sabık kâtibi mes'- ullerden Nail bey bulunuyordu. Reis — Siz İttihad ve Terakki- nin ne gibi vazifelerini ifa ettiniz. Hargi tarihte ve merelerde bulun- duygı? Üçüncü celsenin küşadında maz — Fakat, ya haslalığının getirdi- €i Zzayıflıkla bana kendistle evlen- meyi teklif ederse' O zaman ne ya- parım? Onu reddedebilir. miyim Bu düşüncenin tesirile Verda rinden firladiğ odası: dolaşmaza başladı. Sinirli adımlarla, üdeta Ko. şarak gidip — geli yumruklarını gıkmış, Kaşlarım. çatmın, bir. düzt- ye düşünüyordu. — Göliyor:.. Gelecek — Onunla Si karşılağacağım? — Bana ne diye. cek? Ben ne yapacağım? Bu kadar Büç bir vaziyete düşecek — olduktan sonra İstanbuldan kaçmağa — değer miydi? Şimdi burada, yalnız, Metin- den, onun tavsiyelerinden ve teselli- lerinden uzakta iken — şaşırmamal, hislerime mağlüb olmamak için na kadar büyük bir irade kuvveti sar. fetmek zorunda kalacağım! Odanın ortasında birdenbire dür- dü. Kaşlarımı büstütün çattı. Haleaz olduğunu bile bile — Kâbahat tiep Met 'e düşündü. Beni bu vüziyete düyürmi- yerek, ne yapıp yapıp ya kendisi a- nunla beraber göecek, yahud baba- sım gelmeğe merbur edecekti. — Bir hastayı yalnız biralınamak en kemmel bir vesile :d istodiği kadar as: Hattt amcası istem lebilirdi! Fakat, bu düşünce zilninden 7a Çer geçmez kendi mAnasızlığına kaz- &. Omuzlarım sükti. * ——— — — — /Devamı var) geso> Aşk ve his romanı vv Tefrika KON sABAR ) el ĞÜ samel A 1amn & WEYFİ DAHBİ ABE d A KD Ve eeer damanzz B l d İ g » elediye açığını hükümet k Dün Ankaradan dönen Vali mesken buhranına karşıda bazı kati tedbirler | düşünüldüğünü — söyledi Istanbul- belediy 6 milyony TMaaşlarının - tediyesinden — sonra 350 biniralık açafli kapatmak İ-| verilecektir. Hükümetin hazırladı. çin Hükümctten tahıstsat ahnabüi | "i Kamrr “yardima muhtaç bütüm hakkında Ankara mehaflli ile belediyelere şamildir. Yeni kanun temaslar'da bulunan vali ve bele ©| la 11—12 milyon lira kadar m: y ı[w Neİsi Dr. TLüsil Jördar dün-saba'ıkı | dim yapılacaktar. N ekispresle sobrimize (Pnmüştür. Za| — Ankaradaki temaslarımda — geh g l gazetecilere| yın mesken bulranın; önlemek hu şunların söylem * — | susunda da bir takım kararlara va Ankara seyahatım muvaffaki Yetle olmuştur. İ ada mheminun rıdı. Ouuı_nuzdw baharda evkafa diarak dönüyorum. Hükümet Bele| *t Olam Çırpıcı çayınının kadastro Giye açığımızı kapatmağa karar ver ; Sü Yapılacak ve-derhal inşanta ba: miş bulunmaktadır. Ancak bu tah| İanacaktır. uşa edilmesi kararla, sisat Nisanda kabul edilecek olan yeni kanundan ve öğretmenlerin ADLİYED, İstanbul vapurundaki kaçakçılık tahkikatı a— İstanbul vapurunun geçen -Beferin- do yapıldığı İddia edilen kaçakçılık tahkikatına 8 incl asliye ceza mah- kemesi savcılığınca devam olunmak tadır. Bu hususta, kaçakçılık bürosu sav cılarından Reşgd Saka; hâdise etra- fında malümatı olduğu söylenilen 3 | zabıta memurile, birkaç gümrük me murunun ifadesine baş vurmuştur. —— FOLİSTE Günahkâr bir kadının marifeti özten Ahırkapıda Emrazı Zühreviye has- tahanesinde yatan Marika — isminde gena günahkâr bir kadın, hastaha- nedeki hemşire ve hastabalacılardan Üçünün para ve altın mücevberlerini çalmış, yakalanarak polise teslim e- âi'miştir. Mazika suçunlu itiraf etmiğ ve dün eürmümeşhud mahkemesi savcılığı- na sevkedilmiştir. ——— ——— ÜNİVERSİTEDE: Üniversitede yenâ kıyafetler —— Rektör, Dekan ve. Profesörlerin Merasim elbiseleri hakkındaki tet kikleri bitmiş ve kabul edilen esas lara uygun kıyafetler hazırlanmış tır. “Yabancı Üniversitelerdeki kıyafet leri de inceleyen kurul, nihayet es ki Türk Üniversitelerinin kabul et Hiği Üslüba uygun bir şekll seçmiş tir. Yeni esaslara göre, elbiseler si yah, uzun kollu ve bol cübbe şek. Hindedir. Merasimlerde — koltuğun — altına sokulmuş olarak kullanılacak orji- nal bir başlığı vardır. Rektörün elbisesi ayni şekilde, fa kat, beyaz renktödir. Yakalarda, Fa kültenin ismini belirtecek bir renk ve üzerinde hocanın rütbesini gös- teren bit işaret bulunacaktır. De- kanların siyah cübbesinin içinde y& Şil bir hami) bulunmaktadır. Bu el biseler, açış derslerinde ve bütün merasim günlerinde giyilecektir. ” Tuhs Şilebi tırılan 5 bin evin her biri 34 bin lira değerinde olacaktır» D_ENİZD Portokal yüklâ bir motör kayılğ Ai Cemal kaptan idaresindeki «Doğ ruyol» motörü bundan 10 gün evvel Finikeden portakal yüklü olarak İs tanbula müteveccihen hareket et- miş ve —motör ondan sonra izini kaybetmiştir. Alâkadarlara ve ll. man idarelerine yapılan müracaat tan hiç bir netice alınamamış ve Çanakkale Ilman idaresi de böyle bir motörün boğazdan geçmediğini bildirmiştir. Bon günlerde Yunan çetecileri ba zı motörlerimize saldırıp ateş açtık ları nazar; itibara alınarak «Doğru | yöle motörünün de berhangi bir hâ | diseye kurban gitmesi ihtlmali üze Tinde durulmaktadır. Şehrimiz Himan- idaresi mezkür motörün aranması için Eçe llmanla rına telgraf çekmiştir. Çoruh ve Yozgad şilepleri Denizyolları İdaresinin Amerika- dan yeni aldığı gemilerden — <Ço- enova Jlmanında tahli yesini bitirmiş ve 9 yolcu ile Pire ye müteveccihen hareket etmiştir. «Yozgat» şilebi de Lizbona yaptı G tahliyeyi 9 Şubatta - bitirmiştir. Gemi Amerikaya yük götü gin tekrar dönecektir. li ülğie üü Merdivenden yuvarlanarak öldü Küçükpazarda Atlama 18 numarada oturan Hasan ismir, bir genc evvelki akşam sarhoş bir, halde iken merdivenlerden aşağı yu- yarlanmış ve-aldığı yaranın tesirile biraz sonma ölmüştür. Cesedi muayene eden Adalet dok. ftoru ölümü şübheli gördüğü için Mor ga kaldırtmıştır. Yaşlı bir kadın diri diri yandı Üsküdarda Tunusbağında Dönme. dolab sokağında küçük bir kulübede | yalnız başına yatıp kalkan 70 yaz larında Nazmiye adında — bir kadır evvelki akşam yatağında sigarası e- | linde olarak uyuyakalmış ve — biraz | gonra yorganı tutuşmuştur. Yaşlı ka dın alevler içinden kendin! kurtara- mıyarak diri diri yanmıştır. Zuhur | eden yangın da etraftan yetişenler tarafından ancak — kulübe — kismen yandıktan sonra söndürülebilmiştir. ll Büyük Yalan I Muazzez Tahsin BERKAND — Ne budala wuzım beni! Zavallı Koskocamân Metin ne yapabilirdi te YaL Artık uyuşulduğu — bitmişti. Cümaya kadar geçecek — günlerde, bir adam, velevki hasta olsun, yalnız — hocasını Karşılamağa mânen ve mad seyahat etmekte inad ederse conun — deten hazırlanabilecekti. İçinde ga- imnadcılığı da meşhurdur: «Nuh der — rib bir heyecan vardı. Kendisine aid Peygamber demez> o ne yapsın! — birini görecek, bu yabancı diyarlar- Hem, belki de fazla ısrarın zararı da dost bir yüzle kargılaşacalş, o- dokunmasından - korkmuştur. — Kalb nunla kendi dilinden konuşacaktı. hastalıklarında beyle inceliklere çok — Büyük sanatkâr 'Turhan Yılmaz ehemmiyet verilir... Sonra belki de — Viyanaya geliyordi onun tehlikeli bir hali yoktur. İlle de beraber gelmek için 1.srar edilmesi münasebet almazdı, 6nu yersiz ev. hamlara düşürebilirdi Verda gidip geliyor, binbir ihti- mali tekrar tekrar zihninden geçiri. düurmadan yor, hiçbirisinin üstünde goçiyordu. Ancalş getirdiği haber ne olursa olsun, genc kız bu telgrafla kamçı- lanmış, canlanmıştı. Birkaç günden beri vücudunu saran hava birdenbi re dağılmış, enerjisi, mücadele kuv- veti yerine gelmişti. Şimdi, vaziyetin güçlüğüne rağmen, kafasını işletmek 'Tren garda durünca, gene kız ha- lecandan titriyerek vagon pencerele- rinde Turhan Yılmazın beyaz başımı aradı. Yoktu. Telâşli kalabalık biraz hafiflediği halde onun görünmeyişi kalbini endişe ve korku ile ızlatma- ga başlamıştı Ki bhinel sınıf kom. partımanlardan birinir Kapısında o- nu gördü. İik dügünce gu oldu: — Byvah! Ne kadar zayıflamış za vallı! Yüzünün kemikleri yeffaflan. miş! Fakat bunu belli etmemeğe mu- vaffak oldu. Neşeli bir tavırta ona Kkoştu. — Hocam! Bizi görmek'ne büy anadet! Bu sözlerinde çok samimi idi. O saniyede hergeyi unutmuş, — Turhi görmekten gelen candan sevinc bi tün başka hislerini örtmüştü. Onun etini hararetle öptü, ona ih- sa5 etmeden, vagondan inmesine yar dim etti. Sanatkârın yüzünde Hay ranlik, takdir ve bütün bunların (s- tünde derin bir heyecan vardı. — Verdat Ne kadar güzeleşmiş: sin ven! Seni tanıyamıyazaltım. Genc kız gülerek ona bakti. Müad- di, münevi, bütün darbeleri kargıta: mağa azmötmüşti. Hiçbir söze itiraz etmiyecek, onun en ufak bir sebehle üzülmesine meydan vermiyocokti — Siz her zaman beni böyle şi- martırsın!z. hocam., — Hakikat budür Verda! Gözleri me inanamıyorum. Sen hayalimdeki geno kızdan çok daha güzel olmuş. sun. BERLER)|) Bir beyaz zehir yere bir kadını öldürdü Kürd Mehmed ancak ayağından vurulmak suretile yakalanabildi — Bimekân takımından abikalı beyaz zehir kaçakçılarırdan Kürd Mehmed adında biri ki akşam Küçük pazarda bir bi hayli içtikten sanra Uzunçarşı cad desinde dolaşırken Ali ismindeki ar kadaşına rastlamıştır. Alacak mese lesinden l uraları açık bulunan iki eniden kavgaya tutuşmuş. a esnada tabancasını çeken € tmiştir. urşunlardan bi sı na ikli Pakize adında genç v kadına isabet etmişt se bunnunla da bitmem BAT 16 £ 1048 AAA DA a ÇÖŞT AÇAM TET ÇTT N DAT ARA ŞAÇ L AA SAA C. H. P. Ocak kongreleri Bir C.H.P, li dedikij «Aklımızı başımıza almalıyız aksi'takdirde yeni bir 1946 hezimetine uğrıyabiliriz...» H. P. Eminönü ilçosi, Taw c gantağı” ocağının, yülık/ kone B gresi, dün saat 18.30 da; Çar #ikapıdaki, Gedikpaşa semt ocağı bi ında yapılmıştır. Üçte bir ekseriyet, Büçlükle temin edilmiş; saat 15 de yapılması geraken köngreye, ancak saat 1030 da başlar Nabilmiştir. Kongre riyasetine Kâzım Tav Miş, yöllık mosal raporunun okunmas Ssını mütcakib niler diloklor. ve teme faslırla geçilmiştir Söz alan bir üye, ocak binasımın çok bakımsız olmasından şikâyet ottikten sonra; mahalle muhtarlarının Tâyikle le çalışmadıktarını ; belediyoye ai dik döklerin asla — yorine — gelirilmediğini Söylemiş ve «Biz, yeşil saha, meri'ivan istemedik, fakat yaptılar z0 bir Tâmba yapılı Tiyoruzt miştir nahallemi- likş hâlâ bek ni göyle bitire demiş; sözle İl Daşkanımızın dediği gibi, bi kendisini yakalamak isteyen bekel |— OTİSrN eline, diteklerimizi yarine ge ve de tabanca çekmiş ve bekçi tara | Gi LA findan atılan bir kurşunla ayağın | biç n aü taS” 'MMM dan. yaralanmak süretife yakalana | bi gua Karakter ve İmanını var ilr miş bulunuyoruz. Fatihte Haa TEağikinür | çot eee düniyersile me Mekteb #okağında 1 numarada Otü | aaa amllenle Kanaa aa Knel, ran ve bu'hüdise esnasında ağır | — aa ni Yoruzu Küvranıyonuz. Cat surette yaralanan: Pakize kaldırıl| e vu burum karsısında, milet C. H, dığı Haseki hastahanesinde ölmüş- B NS SY N tür. Mihlet; iltimas, denilen mel'un has- Süntğk aZ etRü talıklaş adeta ölüm halindeti.. Resmi nöbetçi savcı Muavini Katır Na | bir dalreye işimiz düşüyor, harıl harıt #ai abaiğdir. | torpll arıyaruz! C. H. P. ye elbet rah aa met okumiyacağız Partimizin bir an önce; mületin ser MÜTEFERRİK Palisini hazarimanı: tazımdir, A kal DN dirde, yeni bir 1936 seçimi hezimetini Şoförlerin durumu tahkik ediliyor ği Demokrat Parti Milletvekillerin- den Senihi Yürüten Nle C, H, P; Mil letvekillerinden M- Kemal Öke $0 förler cemiyeti âzalarmın dilekleri ni tespit etmişlerdir Öğrendiğimize göre bu let vekili vilâyet nezdinde teşebbüslere geçerek şoförlerin bu kül durumlarının önlenmesi husu- | sunu temin edeceklerdir raftan şoförler cemiyet ta temaslarda bulunmak karaya bir heyet gönderec Diğer ta- bu husus kdir iddetli bir grip salgını başladı Son nlerde, hüküm ğuklar münüsebetile üren 80 uğrıyabilirizt Diğer bir üye de şunları söylemiş- tiri K — Partimiz Atatürkün Iiktoştirdi: &i bir dâvayı diriltmek Üzere faaliyete geçmiştir. | Unutmamak — düzimdir. Kiş / Bizde (din) denince (taassub) akla — gelir. | Bu Çdin) dâvası, komünizme karşı a- | Çılmış bir dâvadır. Hatbuki kanaatim | ce, biz bu Çtaassub) dâvası ile onların e bir sifâh vermiş bulunuyoruz. Partimiz; milletin sempatisini kay- Bettiği için, İstanbulda — intişar eden her Hangi bir gazete tutulmuyor. İşte bu da ©. H. P. nin ikinsi bir zaalıdır. İtiraf ctmek Tüzamdır ki, D. P. mem dekette, büyük bir Kitleyi - kavramış, kazanmış vaziyettedir. Çünkü, mili- 'tin dâvası için savaşıyor. Kat | tiraf etmek zorundayiz ki, öni ki seçimde, muhakkak dâvayı kazana: veb zde- bütla HİrEyib Sesn) taşlamaiytır. | BERE tatil edilmesi muhtemeldir Almanyaya hareket eden ticaret heyetimiz Almanya ile ticari müzakerelerde bulunarak, bir anlaşma imzalıyacak olan: heyetimiz, dün .uçakla Fran fort'a hareket etmiştir. Heyetin Franktortta alması muhtemeldir. kadar Bir kamyon devrildi Bvvelki ralarında akşam saat meyva yüklü olarak İstanbula gelen 28 saşılı Babaeski kan Bakır Bahçeli evler geçer. İçinde | ed ağırca, u hasta- ken hendeğe yuvarlanmıştır. bulunan yolculardan Möhi ve Zeytijetnr kaldırılmıştır yaralanımş hanesine Verda kalbinin çarpıntısım bir kah| kaha ile örttiğ şakacı bir tavırincel vab verâi © halde gaksınız. Sizin Verdanız tık. değilim ar beni bir y Turhan gülür di yorgün yorgür artık bir kişinin — Verdası Bütün Türkiyenin, hattâ' kazandığın mü- iftihar ediyorum. Onun mübalâğâli kompllmantarına alışık olduğu Halde gene Kiz, Kıpkir mizi olduğunu hissetti. Mütevazi bir: sesle: bütün dünyanınsın, affakiyetlerle - Hocam, dedi. Ben her zaman siziğ küçük kazımnızım. Bugünümü sa' de size bordu olduğumu unutimak göyle dürsun, bunu bir” saniye bilö Hatırımdan çıkarmıyorum. Pöronda durmuşlar; Komuşuyorlar- &. Verda asıl mevzua tel K iâtememiş ona sıhhati hakkında bir S eti gey Sormammştı. Onun bastonuna kuvvetle dayan- dğim gördüğü halde bunu farket- giyen kayıdaz bir hal almağı müs tasib bulmuştu. Siz hangi otele gideceksiniz ho> abini beklem Onun den gülüm. siyerek Tlüve etti (Devamı var çıklamalarda bulunmuş; partinin, ye- '1ni bir inkişafa ve Demekrasiye dağru meytotmiş bulunduğunu İddia etmiş- ür. * €. H. P. Aksaray Lânga semt ocakı kongresi da, dün sabah saat 10 da, ocak merkezinde yapılmıştır. Üyeter, dilekler saflarında; mahalil derdlerini tobarüz — ettirdikten sonra; ©. H P. Ankara merkezinin gerekti- Bi gibi çalışmadığını — ileri — sürerok, muhalif partinin kendilerini devirece- gini söylemişlerdir. Hava iyice kışlamış bulunuyor ae Üç gündenberi firtina artan bir giğdetle devam etmektb ve bu yüz: den Küradeniz ve Egede normal sey risefer yapmlamamaktadır. Dün Trakya tölgesinde yüksek te pelere Kar yağmış ve diğer Bölge- lerde de yağmur devam etmiştir. Şrhrimizde dün öğleden sonra ha- raret sıfırın altıın düşmüş ve saat 12 de yağmurln karışık kar yağma> ga başlamıştır. Fakat fasılah yağ- dığâ için kar tutmamıştır. Rasadhanenin bildirditine göre bu gün de hararet düşecek ve bir ih- timale göre kar yağacaktır. ..... — x TAYWIM * ŞÇUBATIMS 1367 Höcr Reblü | ülur Pazarlesi —— Kasım 101 — AY 2 — GÜN Vükitler — Vasati Ezani 8. D 8. Di 6 583 1 ll 12 28 6 46 1538 8: 40 W 44 V gae 1916 1 sısn3