RAKYA kalkımmasında bağcı- T lik, apok: böcekciliği, hayvan- cılıkla, tütüncülüğü ve ağac- Tandırmadan sonra, meyvacluk. yapa- bileceğimizi birer cümle kabilinden kasaca belirtmeğe çalışmıştık. Topcağı verimli yapmak için onun üzerine kapanmak, onu terle yoğur- mak ve mayası gelinceye kadar bek demek icab ettiği aşikârdır. Bu türlü hir çabşma. ye, tonrada, şarılma ile herdker, modemn zirmat, vasılalarını Kullanmanın artık. kaçınılmaz. öldü. gunu kabul etmek, -gübre meselesini halletmek lâzımdır. Toprağın bir canlı, gibi, besleneceği ve beşlenmesi gerektiği. fikri eski olmakla beraber modern ziraat an- layışile daha etraflı olarak, kavran- maştır. Memleketimizde — modern zi- Tsat zihniyetinin yerleşmiş — olduğu nisbette, medeni vasıta ve malzeme. ihtiyac duyulmaktadır, Eğer bu- Kün, modern ziraat vasıtalarını şid- detle aramıyorsak, — bizi idare eden fikrin, henüz arama hareketine sev. edacek kadar üzerlerimize baskı yap. madığını düşünebiliriz. Bundan ötü: rüdür ki modern ziraatin fikir ve iş olarak hayatımıza yerleştiği derecede vasıtalarını karşımızda görüyor. ve- ya arıyoruz. Toprağı besleme ve gıdaca takviye meselesine gelince: Bu hüsus ziraat tfa aliyetlerinde en önde gelen bir iş ol- muştür. Dedelerimiz, — toprağı uzvt maddelerle beslemeği ötedenberi bi- lirlerdi. Adına toprağı gübreleme de- diğimiz bu ameliye bugün tohumun toprağa atılması kadar, lüzum ve #- nem kazanmıştır. Bunun için de top rağın beslenmesi daha esaslh şekil- de ele alınmıştır. Gübre sanayil bu yüzden doğmuş, tahlil edilen topra, ğin, üzerinde yapılacak ekime göre, meleri bulundurması lâzım geldiği an laşıldıktan sonra takviyesine geçil- e yolu tutulmuştur. Şu hrle göre verimsiz toprak dâ- “vası kökünden halledilmiştir. Esasen kimyevi gübre sanayil modern zira- atin bir kolu olduğundan, kimyevi gübresiz modern ziraat mümktn de- gildir. Çünküü modern ziraatin tatbik edildiği bölgelerde boz yer bırakılma Makta, toprağın ancak münaveba eitimine tâbi tutulmak süretile din- fendirilmesine çahşılmaktadır. — Ve böyle bir çalışmanın topraktaki cev- heri tüketeceği tabit olduğu içindir Ki çalışmaya ara çermemek prensini Edirne ve — — TrakyaDavası — Trakyada Devlete düşen vazifeler Hamür ve mümessil bir Trakyanın Foğuazlarla Meriç suyu arasındaki mukaddes topraklarına y Edirne ise, istanbala mütecoaz.r, tarihlime uygumn, şânına yakışan ayrı bir yaldız olarak parilayacalkdır olması, sebebile en. doğru bir İş-en 1- Sabetli,bir hareket olur, Bundan son Ta arazinin hali gibi yumuşak bir gekilde uzandığı. yerde, Trakya, top- Tağında açılacak kanallardan, cedvel- Yazan | ş. T. Şehidoğlu || derden. tarlalara uldğtirlacak Meriç Va Ergene sulârı bü tarlaları dünya-" Timn "en aü nimstlefile beziyecektir; Böylece' bugütkü azginlıklar karşı. sında yükselen feryadlar, kuraklıklar karşısında TTanrıya bir.damla su, için yapılan.yalvarmalar âtinin nesillerini düşündüren, ve. güldüren. birer. tariht sahne olacaklardır. Toprakla, sü ile iİlim ve bağdaştırılması neticesi bi kıyılarında ve toprakların — üz yaşıyanı insanların refah, ve saadet, leri- gelip geçicilikten — kurtulacak, çalıştkları müddetce tükenmez, hal alaçaktır. hesabja suların rinde Artık bugünkü ânücmyc( dünyasın da yaşıyan vakarlı bir. devletin, zi- raat teşkilâtını, tablat karşısında ilk insanın tavrı ve davranışı gibi âciz, görmek istemiyoruz.. Ziraat Vekâleti her köylünün, mevcudiyetini, işinde gücünde hissedeceği bir varlık olmar h bugünkü gibi bir iki çiftlikle, v lTâyet merkezlerindeki ziraat. müldür- lüklerinin kapılarına asılan tabelalar la varlıkların göstermekten - artık kurtulmalıdır. İşte böyle, bir, çalış. ma ve davranma için en- müsald vatan köşelerimizden. biri do Tralr. yadır. — r Bu maksadla Trakyada — modern ziraat dâvasının güdülmesi de ancağr Ziraat ve Nafia Vekâletlerinin taşı bir anlayış içinde, müşterek bir şekj) de su baskınları ve kuraklık felâket derini önleyici bir çalışma plâmı tat- bik etmelerile mümkündür. Bu suret le Trakya toprağı güzelce sürülür, icaba göre gübrelenir. zamanında sudan ve susuzluktan. kurtarılırsa bo şalmıyan bir anbar, en besleylei mah sullerle -doldurulmuş. bir. vitrin gibi vatanı özlendireceği ve — süsliyeceği şübhesizdir. Ancak bu zaman sığır ve koyun cinsleri üzerindeki hayyançılıktan başka geniş bir kümes hayvapcı- lığı da Trakyalı çiftçinin bir iş çe- ükseclem şidi,olur. Bugün dahi kümes hay- vancılığı için Trakya çok müsaid- dir. Eğer köylümüz- hamleci olsa sığırlarına, köylerine — gösterdiği ilginin, verdiği, emeğin. onda, birini yıvanları. için de- esirge- yük. kazanç temin edece- ği şübhesizdir, Hele bugünkü muz- tarib Avrupa karşısında, arasız bir çalışma ile istihsal çeşitlerini arttıyır, mikdarını çoğaltır. ve bun lara, ilâveten büyük boş hayvancı- dakla- hera ber kümes hayvanları ye tiştirilmesi işi ele alınırsa hem,in- sanlığa, hem kendimize edeceği- miz faydalar hududsuz olur, Trakya meselesine göz atınca onun devletten - gelecek Tohum Islah istasyonları, Haralar, dev- let çiftlikleri ile beraber — bunlar arasında yükselecek toprak tahlil laboratuvarlarına ve kimyevi güb re depolarına — ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız. Bundan — başka Trakyanın hçr şeyden çok hasre- tini çektiği, muhtaç olduğu şey de sulama ve su baskınlarına karşı koyma, tedbir ve ameliyelerine o- lan ihtiyaçıdır. Hemen cevab ve, rilmesi gereken, bu derdi bilhassa Nafıa Vekâleti ortadgan kaldırmak la mâna ve ehemmiyetini bölge halkına yani- hizmetinde bulundu- ğu millet efradına, vuzuhla anlat- ma imkânını temin etmiş olacak- tır. İşte bu ihtiyaçların yerine geti- rilmesile, Trakyanın insanları ça- lışma şevki içinde kaynaşacak, ço- galaçaklardır. Toprakları sürülmüş, suları ni- zamlanmış, arazisi ve yolları ağaç landırılmış, hayvanları — bakımlı; mahşulleri çeşidli ve bol, yer yer haralar, nümune çiftlikleri, bağlık lar, dutluklarla, kırmyzı kiremitli, güler yüzlü evlerle, şenlenen Trak ya, mamur, bir ülke olarak mille- timizi garbda en mükemmel tem- sil eden, birelçi olacaktır. Böyle mamur ve, mümessil bir Trakyanın Boğazlarla Meriç suyu | arasındaki mukaddes toprakların- da yükselen Edirne ise, lstznbıılıî Mütenazır, tarihine uygun, şanına yakışan ayrı bir yıldız olarak, par hyacaktır, Şaban Taşkın Şehidoğlu Karşısında toprağı zayıf düşürmemek için de takviye etmek zaruretini an- cak kimyevi gübre ile karşılamak mmüimheüündür. Halbuki bizim gibi topraklarını de- ll münavebe ile dinlendirmek, larca boş bırakan bir memlekette, el bette kimyevi gübre sanayil ini gaf edemez. İşte biz, Trakyada, yer, toprağın — tablatine, — tarlaların mevkline göre bir çalışma ve İşlet. me programını tatbik etmeğe başla. dığımız gün, kimyevi gübreyi yanıba, Bımızda gözmeli, elimiz altında bul-, malıyız. Ancak bu süretle toprakla- Tımıza hâkimiyotimizi kabul ettirmiş olabilir Türkiyemiz de bir modern ziraat, düvası yarsa ve bunu halletmek isti-, Yorsak bu, bir mecburiyetse, kimye- vi gllbre işinin kesin ve süratli ola rak hallini ve bu sahada Ziraat Ve Kâletinin kendininden beklenileni yap Masinı gürmek, vatanımız için bir Zaruretin yerine, getirilmesi demek- fir. Bu zarürete karşılık, bugün kimp yevi gübre bir idhal malı olup, mem, Teketimizin iş hacmine ve ihtiyac de Tecesine göre ancak *mostralık» ke. Mpesile ifade-edilir mikdardadır. Zirgat Vekületi kalkınmamızın. ba- #ında gelen zimi çalışmalarda ön deviği alıp tahum, kimyevi , gübre, toprağı işletme gibi ana faaliyetleri benimsediği gün, bir taraftan da bu, yeni ve memleketin muhtac / olduğu| anlayışı, mânadan işe kalbedecek ve bol verime kavuşturacak su ve su-| Jama düvasını dikkatle ele almağı unutmamalıdır. Bunun için de Ergene, Meriç sula», tın Trakya toprakları için bir âfet, bir belâ olmaktan kurtarmalı; bir b dâdan bir hayır, bir Afetten bir ni- aet yaratmalı, bu alanda. atılacak dlk adım İse, arazi besleyici bir du- Tuma sokulması şeklinde — olmalıdır. Memleketimizde gecimlerini toprağa bağlamış milyonlarla “İnsana, * zarar veren nehirlerin başlıcalarını, Seys han, Ceyhan, Gediz, Sakarya, Merlç, Porsuktur. Zaman zaman de Yeşilir. mak ve Kızılırmağın baş kaldırdığı Bgörülürse de bunların içinde, ara ver meden, hemen her yıl taşan ve etra- fi yıkan nehir, Meriçtir. Şu hale göre su baskınlarını ön ae derdini izalo için bir plân tatbi | Ki düşünülüyorsa bu işe Meriçlen baş | lamak' hem saçtığı felâketin büyük- Biğü bakımından, hem de Trakya a- Füzisinin sulanmağa daha — elverişli İstanbulun Sanayi -— Merkezi — VE SÜMERBANK Yazan: Bahni: ÖZDENİZ urdumuzda, muazzam,, ser W maye, teşkilâtile iş basa- ran, Sümer Bapk, biy, ta raftan, idpâk. ettiğimiz 1948 yevi | senesinde büyük. hamleler. yapa - x hakkında tatlı. vajdler ve güzçl tebşirlerde bulunurken, biz de, di- Ber taraftan, iyi - temennilerimizi sunmakla bahtiyarız. Zira bugünden, 1948 — yılbaşın-, dan, itibaren . genel / kadrosunda, kalifiye, mçmurlarla kaliteli mal- lar çıkaracak ve kırtasiyeciliği dej kaldırdıktan sonra meydana, gele- cek: yepyeni örnek -teşkilâtını. da memleket . heşabına - ve . hayrına hepimiz candan selâmlıyacağız. Baştan gona kadar yeni bir organi sation programile,. herkesi mem- nun kılacak düzenli tevziatile nü- zum bir âhepk içinde çalışmağı te- bazüz ettiren bu aydın, hamlenin güzergâhında muzir dikenlere. te- sadüf edilmezse her halde tebrike sezadır. Lâfı ve haraleciliği bir tarafa bırakıp fiiliyata geçecek ve iş ba- garıcı ve randıman Verici çprkin rın uğultularını, tezgâhların dür- miyan mekiklerini; yüksek fırın larm sönmiyen ateşlerini, blok de- mir ve çelikleri döken hmerdan çekiçlerini ve haddehanelerden çı- kan çeşitli çaplarda mevzun madeni çubukları, milleri, şaftları, leri ve ilk defa olarak Elâzı miryolu üzerinde P: tunda muvaffakiyetle Türkiye demir ve çelik müessese- si Karabük fabrikaları m dan şimendüfer raylarını; clb. mulâtın * ki ve yerli mamulâtımızın-eu mu. millet ihtiyacının büyük bir kısmı- nı karşılıyan ve gururumuzu okşi- yan bu teknik,eserleri görmek ve kendimize güvenmek zevklerin zev vaffak olmuş bir cebhesidir. Çünkü gimdiye kadar eski güm- rük- istatiatiklerine göre , Türkiye- nin muhtac olduğu bütün, mamyıl | ve gayrımamul demirler ve çelik- | ler hep hariçten (İngiltere, İsveç | ve Almanya) den celbedilirdi. Pik - (font) demir külçelerde | Amerika, Almanya ve Çekoslovak ya) dan gelirdi. | Artık (Karabük) fabrikalarımı- | zın semaya yükselen bacalarından | dumanlar çıkmağa başladığı bu | mutlu inkılâb ve mes'ud günden- | beri bu ihtiyacımızı hemen hemen | tatmin etmiş bulunuyoruz. | Buraya kadar şükran borcumuz | dan başka bir diyeceğimiz ve şi- kâyetimiz yoktur. Lâkin ayni zamanda sanayi ke- limesinin mefhumunu, delâlet et- tiği mânayı ve icabettiği saygıyı da bilmek ve icraatta bulunmak gerektir. Dünyaum en mebzul' ve işe ya- Fiyar maden cevketlerinden olma- 81 hağebile büyük önem — verilen demir, çelik ve pik dökümü sana- yilnin muhtelif branşlarında me gul olan sanayi erbabı İstanbulda Galata Kalafat yerinde yerleşmiş; lerdir. Pek müstaid tocrübeli us- talar ve kuvvetli kalfalar iş başın dadırlar. Bunların ne ağır şartlar için lıştıklarını herkes biliyor Tau? Zannetmem,.. Yahud merak edib bir kere sun Türkiyemizin en büyük şehri- nin bu sanayi mahallesinden geçi- yor mu? YENİ SABAR Göniş bir hapishaneyi endiran memloket umanya! Rumanyalıların ağzından kazara tâyize benzer bir söz çıkacak olsa Rus polisleri onları heme den, dolayı her söylenen. sö: kat onlar, akşamileyin, evli m-tevkife hazırdır. Bu sebeb- kavuk sallamaktadırlar. Fa- he dönünce radyolarını gizlice Türkiyenin Rumen lisanile yayınladıkları, hâvatlisleri dinlemektedirler ON günlere kadar. Rumanya, açmakla ve Amerikanın veya den memleketti; fakat hiç ol mazsa esir değildi. Ve Rumanyalılar kendi öz vatanlarında nisbi bir ba» Bimsızlık havası teneffüs edebiliyor. lardı. Birkaç ay var kâ Bükreş hüküme- ti, komünizmin dehget aalan tahak, kümüne boyun eğmek mecburiyet; de kalmıştır. Bu yüzden Rumanya hallı, yegâne kurtaluş yolunun, yaş bancı ellere kaçmakla elde edilebile- ceğine Inanmaş bulunmaktadır.. Halen Bükreşte hergey emirle ya- Pilmaktadır. Sokak başlarında, pro- Paganda yapan hatiblerin gürültülü Sesi atrafa yayıldığı bir. sışada Ru- Manyalılar, <Yaşasın Stalini> <Yaşa- sın Groza-> «Yaşasın Cheorgiu Dej> diye bağırıp alkışlamak ve bir takım emirler dağıtan Savyet — polislerine inkiyad. etmek. zorundadırlar, —Aksi takdirde vazifelerinden olmaları ve- ya <nilmayiş yaptıkları> iddia edile. Tek hapse atılmaları mukaddardir. Görünlüşte çok-uyaal ve politikaya fazlasile düşkün , olan. Rumanyalılar, Rusların her türlü; moamelesini hoş görmektedirler. Fakat Rumanyanın en büyük devlet adamlarından biri olan «Jullen. Maniy>-'nun bir hüere> de mahpus bulunduğunu düşünerek Kalbleri sızlamaktadır. Artık Ruman ya- halkı için milli;bayram günleri, matem günleri olmuştur. Rumanyada herhangi bir vatandaş daire veya fabrikadaki işinden — ol> mak istemiyorsa, kendisini partiye | yazılmak meeburiyetindedir. Partiye | fza olanlar ine komlinlstlerin organı | olan «Scantelas -alümmlam> gazelesi| ni okumak zorundadırlar. Bu gazete- de, üzücü veya.-uygdurma. haberlerden Daşka birşey bulmak, mümkün - de- Bildir: Meselâ.bir gün-önce tevkif e- dilanlarin Nistesi; Sowyet efendileri- 'nin - şerefine medhiyeler; «vaziyetten memnun halk> tarafından hükümete, gönderilen hayecanlı . mektublar; A> | merikada, hüküm #üren kıtlık, ve ni- , bayet, İngiltere, Pransa- veya Ame- | Rumanyaya” karşı beşledikleri caniyâne. prezelere ald yazılar, | Her, Rumanyah,, gazetesini büytül , bir ihtiyatla mütalea etmek lüzumu- nin hişsetmektedir. Zira, o cokiyi bi; | liro Ki dalmt nezaret.altındadır. Ca>| susluk,aşağılık. blr.vazifedir; amma damir pardenin; arkasında para eden de budur. Rumanyada, geçim derdi hayati,bir meseledir. Halbuki, günde 100 gram ekmekle yetinen ameleler rin ayda 250 gram zeytin tanesi ve 250 gram da şeker istihkakı vardız, Şu hale nazaran bumemleketin ge- niş ölçüde istihsal ettiği buğday ne- reye ,gidiyor? Cevabugayet başittir. Bu, ya Rusyaya.gönderilmekte veya bir harb, vukuunda kullanılmak Üze. re depo edilmektedir. Rumanyada, her türlü grevler, sb Tâh. vapıtasile. baştırılmaktadır. — Bu vazifeyi üzerine alan teşekkül bir CGT dir; Komlnletler, - işcilerine para veremeyecek vaziyete / düşen tüccar | veya fabrikatörleri sorguya cekme. e bile lüzum görmeden hapse at maktadırlar. | Yine,bu memlekette herkes, arzu- su hilâfina da olsa, konferanslana gitmeğe mecbur tutulmaktadır. Ve ameleler, bu yerlere toplu bir hakle kamyonla - sevkedilmektedirler. — Bu zavallılar, — konferans — salonlarında, Rus propagandasının — Kaldeleşmiş nakaratını. dinlemektedirler. Ağızla- rından kazara târize benzer bir söz kaçsa, Rus polisi onları hemen te' kife hazırdır. Bu sebebden dolayı h söylenen. şeye kavuk- sallamaktadır. lar. Fakat onlar, akşamleyin evleri ne dönünce radyolarını gizlice açar, Amerikanın - veya Türkiyenin Rumen, Tisanile yayınladıkları havadisleri zap tetmeğe çalışmaktadırlar. | Bir ziraat memleketi olan Ruman. | yada köylülerin durumu azıy ci gibi değildir. 1945 te vukun kalkınma, kalbleri çelmek hu Memleketimizin en ziyade muh taç olduğu demircilik sanâyiine n büyük hakaret edildiğini gözlerile görüyor mu? Bu Kalafatyeri s0- kaklarının — yürekler acısı; perişan ve bataklıktan - iğrenç bir- örmek almış halini kimse görmüyor mu İstanbul sanayi merkezinin bu de- rece başı boş birakılır mi? Konfor lu güzel ve temiz vapurlarile lima mmuza, gelen ve makinelerinde her hangi bir ârıza - dolayısile - tamir veya (yedek parça) yaptırmak ve döktürmek için yabhancı kaptanla- rın baş vuracakları yer, bu sana- yi merkezi Kalafat mahalli oldu- ğuna göre bu bataklığı geçmek i- gçin yabancılar ayaklarına uzun lâstik çizmeler geçirmek mecburi- yetinde kalmaktadır. (Bevamı & ncıda) Gerçi arazi Adilâne bir surette tak-| ortaya atılan bir. yemden: farkaızdı im edilmiştir. Fakat hükümet, istih, salin kemen yarısını masrafları. ört- miyecek kadar. yok, bahaşına, ele, ge“ ektedir. Köylüler, bu müşkül durumdan my| Tılmak. için mahsullerini — doğrudası doğrüya müstehlillere satmağı deş nemektedirler. Fakat polis kuvvetlesi el Burlamani olmağa çalışmakta ve| yakalananları ağir bir cezaya” tâbi kutmaktadır. Ben-Bükreş- sokaklarında, polislere| yakayı kaptırmak — endişesile - 20) Kg. kadar sütü içmeğe-meebur kas, lan bir sütcüyü gözlerimle, gördüm, Bu açıklı manzaradan sonra şehirde| bir damla SÜt bile-bulmak imkânsısi bir, hale girmiştir. İşte hürriyete müştak olan Rumam yanın, içinde — yuvarlandığı — işkence hayatı bu derece elemli bir manzara| arzetmektedir. Artık onun bütün ü midi, Birleşmiş Milletlerin dünya ba) şını tesis etmek hususunda göstek Harbde ve sulhde havai fişekler Havayi flşekler gençlere olduğu kadar büyüklere de.zeyk. vermekte| dir. Havalarda binlerce renkli yıl| dızlar saçarak kaybolan bu fişek- lerin gözleri okşaması kadar tabil bir şey olamaz. Havayi fişekler, tek| ni işmini — kullanmak. gerekirse,| *Piroteknik» fişekler, yalnız bir.gösi teri âmllt olarak kullanılmamakta| dir. Yüktel: eevsafta piroteknik imaj 1i İngilterede bilhasşa son derece L leri gitmiş bulunmaktadır. Para ve| döviz sıkytısına rağmen İngiltere,| de İmel edilen piroteknik fişeklere| gösterilen rağbet çoktur., İlk.atılan roket su,geçmez kartondan ve bir| sopadan imâl edilen derme çatma bir Roketti. Bunun ueu ince ipe bağ| h bulunmakta ve ipde daha kalıa| bir ipe merbut bulunmaktaydı. Rej et madeni bir tüpten atılmaktayde| Son gerece - basib-fakat tesirli - bir asuldü. Harb içinde Fransada, tele) fon hatlarmın geriden ileri alınma S1 gibi hallerde. Reketler kullanıl- maktaydı. Harb tecrübelerinden faydalanarak, Roketler - tekemmül| ettirilmiş ve aydınlık havada bile i- şaret olarak bir duman izi temin dilebilmişti. Bundan sonra bu basit; Roketler: yerine tabancalar -meyda | na çıkınış ve-ufak. havayi fişekler kullanılmaya başlanmıştır. İkinel dünya harbi vuku bulduj zamanlar savaşlar ekseriyetle har| valarda yapıldığından, bir projek- tör vasıtasile atılan PAC Roketleri| meydana çıktı. Altı Hibre ağırlığın- da bulunan bu Roketlerin ağızla-| rında birer pazaşüt bulunmaktay- dı. Paraşük-bir kaç yüz metre uzun, luğunda sağlam çelik telle merbut-| tu, Bu süretle kısa bir-müddet için| de.bir bazaj vücuda getirilebilmek- te ve alçak hava hücumlarına kar)| $ son derece müessir bir müdafaa| silâhi. teşkik edilmekteydi. Gene bal Roketler vasıtasile cankurtaran din| Billerk kazazedelere. — atılmaktaydı| Fakat çok kereler, bitap hale düşem| kazazadelerin - bu dingillere erişebil. meleri imkânsız - oluyordu. Bunun, üzerine, bu dingiller otomatik. Ra- ketlere raptedildi ve dingil denize b nekt inmez Roketler otomafik suret! te atez alinakta ve kazazedelerin kendilerin? kurtarabilmeleri için yü| zen bir hat vücuda getirtlebilmek- teydi, Bu dingilerde radyo ahizele ti de bulunn beraber, bu rad- yoların SOS imdat işaretleri anten, Terlne bağhı olduğundan, Tadar Va sıtaşile kazazedelerin yerleri tespitil güç çluyordu. Burlun özerine antet bir RpKetel raptedildi ve Rokek . #bilinek ünten kseklere fırlamakta ve - bu SOS işaret tespit- edilebil- eydi. Havb ile ilerledikçe yeni, zde bulunuldu. ve bombardı. ) uçakları: hedefleri bulduktan. sonra-diğer filoların ayni hedefi bu. Jabilmeleri için bir İz gösterici Ro- mekteydi. Harb . ilerledikçe yeni keşifler de bulunuldu ve bombardı-. vücüda getirildi. Bu bombalar hedel fe atıldığı zaman, hedef üzerinde| renkli lekeler vücuda g di Yazan Katar, monoton bi- gda İle hare ket etti. Sabahin İlk yaatlerinden beri-esen hafif rüzgür hentiz din« mişti: Masmavi denizi kız) bir tülle kuçaklayan. güneşin Şualaı, kom. partımandaki yanlız kadının içinde tahlili pek de kolay olmayan hişle; uyandırdı. Güneşin son ve — ölgün mç kadının güzel yüzündeki, ve tuhaf hislerin doldurduğu kalbinin aynası olan gözlerindeki münâların kolaylıkla okunmasına yardım edi yordu, Muhteris bir kadın, macera- uğ- Tuna her türlü felâkete göğüs gere cek kadar hayalından ve: şerelin- den vazgeçmiştir. — Önün yüzünde Böyle bir mâna-vardı ve bu;kadın, #ü dakikadaki kadar raerhamelşiz olmamıştı. Dünyanın belki en merhamnetsiz taş Kkalbli kadını o idi. Güneşin batışı ve samanın lüciyert örtü Mesi, asabını biraz daha bozmuşt O aydınlık, dalma aydanlık; güneşi hiç bir zaman batmayan, şen; şuh bir dünya arzulamıştı. Çılgınca ar zuların esiri olmaktan kurtulama, yan kâlbinde muhteris bir aşkın bu Tunmasını, daha genç kızlığının İlk Bünlerinden beri tahayyül ve ümld ederdi. Buadiyeyi, Bostancıya bağlıyan yolun doğum olmaz gecelerinde ar kadaşlarile birlikte gezerken, böyle İstanbuldan, plâjdan — eğlenceden, sinemadan uzak bir yerde, hiç de sevmediği bir erkekle yuva kuraca Öim aslâ düşünmemişti. Fakat ka der onu hayallerine, arzuladığı çıl Binca aşkına kavuşturmamıştı. Filhakika. Gönül, bütün kabaha- 'tin kendisinde, bir gecenin elem ve Fici saatlerinde vermek - cesaretini bulduğu kararda — olduğuna İnanı- yordu. Şimdi yanııdan kaçtığı er- keğin kendisini Nejaddan çok da- ha mesud edeceğine itimad besle- Mİş ve çok sevdiği bir erkeği, hiç sevmediği bir erkeğe tercih ediver mişti. Kararının isabeisiz olduğunu, da ha İstanbuldan ayrılışının llk gü nünde anlamıştı amma, gittiği yol Şimdilik dönüşü olmayan bir yoldu 've Gönül, Necip ile evlenmişti, Gönül bu teredatit icindi B hayata, ancak tahan edebildi. Kocası ile artık anlaşama mağa başlamıştı. Bundan başka Gönülün kalbinde derin bir tahas- gür yarası açılmış, arkadaşlarile do| Taştığı ve hayatının en güzel gecs | lerini yaşadığın: Suadiye, Bostancı yolunda kendisini bekleven Nejad kalbini mrpalamağa baslamıştı. İlk günler yuvasır daki sevimli kızır. edemedi Fakat ha ve bir yaşın | tercih | atının ayai mo Nejada motonluk içinde geçmesi ve kocası Nectbin kendisine- karsı bir alâka göstermeyişi, — Go çıldırtacak hale gelmişti. Neclb, durgun, ağır başlı bir. erkekti: Gö seviyor- du; amma onün anda diz çö Küp, zaman, za aşkından bah #etmekten — hoşlanmıyondu; daha doğrusu gurürü icabı büyle yapamı yordu. Gönül, kocasına hareketlerinden boşlanmadığını, bu hal biraz daha devam- ederse, kaçazağını söyleye mezdi; zira o bir kadındı ve guru- Tuna, izzetinetsine haddinden faz. la- kiymet veren bir insandı: Sonra Necibi sevmiyordu da. | Ve birgün herçeyi göze alarak kaçmağa kara p çocuğu, nu, biricik kız bağrıma;ba sarak saatlarca ağlacı, Artık, belki | de Leylâyı jhiç gözem Wecek, analı #anın bu tek mahsllünü bir daha bağrına basmanın zevkini duyamı- yacaktı...... İşte Gönül, böylece yuy: terketti n yav- Bu acı düşü nde kağbi- nin yumuşaya annetti ve yayrusunu, Nejadı düşünmekle u. | nutmağa çalştiı bir sırada konms partımanın kapısı açıldı. Genç kaş dan, birden a kalktı, giten aş damın boynu: di ve hiçkinik ları arasındı — Nejad, Ne benimi Kelimeleri döküldü. Genç-adam, büyük bir heyecan içinde idi ve.bu kendisine çi sarılan kadının kim olduğunu tanıyamamıştı — Ağamayınız güzel kadın, de- di; kaldırin, bakâyım yüzünüzli. Genç kâdın, büşini ağır ağır' Kaf dürdi, Nejaki Güye, yıllarcâ' evvelti sevgilisi Gönü! unu 'tananak | ta bir zorluk çek dakları | yılların aşk turduğu hasretle birl: v İ mezsin diğim — İçin mesud değ Fakat buna men . karımı — Sus! diye bağırdı. Evet beni se viyorsun, beni sevdiğin için mesud ağmen. karı. en aşkımız için değilsin; fakab bur w terkedeme : Muzaffer Kayar belki oszamanlar tamiri imkângız hatalar işledim, bir başkasile erç lenerek çoksuzaklara.gittim, amraş suçumun — büyüklüğünü anlıyarakç yolumdan döndüm, ve senden af dj lenmeğe geldim. Senin İçin bir ya şındakl kazımı çok uzaklarda birak tam. Ah ben ne budala bir kadınımi Yarabbi! ah bu muhteris kalbim wi Tüna- ne büyük cinayetler işledirmi Sana son. olarak- yalvarıyorum. Na Jad, aftet beni sevgilim, bizakma beni eml biricik- erkeğim! İnanki Nejad ben bu kapkaranlık hayatın içinde-yalnız seni sevdim. Sen buna nur yerdin Nojadi. Genç adam, karısımı ve çocukları Di bir de-büyük aşkını — düşündü. Yaşamaları için karısı ke çocukları onu bekliyordu; dakat Nejadın ya- Şaması içinidecaşk lâzımdı. Aşksız hayat, ona bir zindan gibi görün dükü günler-olmuştu. Fakat Nejad lary onu ; bekliyordu. Karısını. ser rdece kendi menfaatı için bu ego tüğe-el atamazdı. Karısı ve çocuk mese- bile; çocuklarının — habasız kalması ve- onların (baba, babal) seslerini duymaması onun için bü ik bir günah olacaktı. Boynuna sarılan genç kadını. kol tarak-geriye itti. Gönül n herşey - bitmişti Ovacan koşurak kaçmağa başladı. Nejad, kalbini kardım düşüncesile onu ta kip ediyordu. Gönül takip ediki! ni anlar anlamaz, yürüyüsünü 3“)r laştırdı ve yanından geçen yabancı adamın dâvetine uyarak onunla be raber- yürümeğe başladı Nejadın bütün asabı bozul: Bu kadın, insanı katil edebilir. Nejad'ona bakmadan uzakla : Gönülün hayatı artık sefik;bir şe kilde, geçmeğe başladı. Birgüm-r. devu evine, bir gece barasgidiyo: d Artık; herkesin kadını olmuştu. G3 fakat Nejadı unutamıyor; bu teris aşkın verdiği azabla — ken ne-göz 'an erkeklerin kuca ? da unutmağa çalışıyordu. Bir-gece bardan çıkmış, yı adamla yürürken, karşısına k» çıktı. İlksönce bir-silâh seel ydıv du. sonra bir feryat-verdahaso balıktan biri göğe üşüşen & rak — eBir yıldız kağdıın diyecimi »i 1 Zonguldakı. . P.m - kez kaza kon 1es Zonguldak: (Yeni Söbah) m Parzti Merkez ilçe kongrosi yapılmıştır. İT İdare kuruülü üyele.- rinden avukat Abdurrahman Boya cıgillerin başkanlık ettiği bu xnx £ tarlışmah, geçmiştir. zırlıklar devdya ngreye Deciok yekillerinden hur)'a r k edecekleri ö: Düzcenin: yeni:Ortackul mücü ünün, i-- hatı Düzve (Yeni aSbah) — Bir müddet teni.eri şehnimiz. ortaokul. müdü: ğünü £a eden Neşet Yelenin, Ka: monu vilâyeti kız ortaakulu müdür- lüğüne dolayısile inhilâl eden Ptiz aokulu müdürlüğüne Kılis ortackul müdürü Halis “Okan tâyin edilmiş ve iki ay evvel gelerek 2 başlamıştır. Yeni müğürün . bulunduğu — bu (ki ay zarfında okul çehresi değişmiş bir azada devamsiızlığın da önün çilmiştir. — Okuül dışında — taleh sıkı bir şehilde kontrolü temin miş ve sabah ikula, taleheleri zere bir kamyon temin: ed'l- Müdürün-Bu. teşabbüsü muhit yet uyandırmıştır. Bergemada: çarşı gece Lekçisi dükâ l soyarken yaka andı Bergama: (Yeni Sabalı) — Ber- gama Emmniyet kadrosu bekçil den Remiz Ağar adında bir —< bekçlak götevklenbı geceyleyili 6 Şirken Şaban — Ahmed kazdeşlerin dükkâna önüne gelmiş ve; yapın: bulundurmnuş olduğu bir anahtarla dükkânın kapısnı açarıkciçerk gü miş ve iğerde olan yükle hafli p>> Hada akı a toplamlışi fak akallik 1 4 bü suralla ğ viT bekçi OKi geçetkön' aüt nn anahtarmı köntrol etmel mişse de itine kapının açılmış oldu 1 görmüş ve hemen dükkânm karşısında bülünan firmeyya nerek ikisi birlikte ve elektrik ça rak iİçeri girmişler ve bekei suçüstü yaalamışlardır. Samık £ bekçisi saverhğa verilmisse de suy, İdari: görevi terası sırasında — işle miş olmasından memurin ak mat kanunu gereğince muamele fasr için evrakile birlikte — kayma kamlığa verilmiştir