2 Şubat 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

2 Şubat 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 SUBAT 1048 A 4 İstâmda mezhehler ve nasıl doğdu? fırkalar bid'di — Haşimi ve Emevi rek. Muaviyenin sabrı — Halid Bi ders — Emirlerin toplantısı 45 RAF OGAN Yazamı M. Osthanın - şahadetinden Alinin de sorumlu tutulmasına gelince, bu iş- de Aliye uzak yakın herhangi müos. siriyet ve müşevvik vasfim yüklemek ve mes'uliyetlere onü da iştirâk et- tirmek dahi güçtür. Ali; Osmandan nasihat ve korumasını asla esirge- miş. değildir. Ölümüne müni olama- mışsa bu tetkisizliği; onda değil, Os- manıin kararsız idare ve zayıf irade- Sinde ve kendisinin âdeta bir <Cum. hurbağkanlığı umuml kâtibis. duru-| mundaki — akrabası, — ve- — müşaviri | Mervan) 1n uğursüz. entrikalarında e nüfuzlu akrabasının, kasden | katiyetle yardıma geçmemiş bu- alarında aramak -gereklidir İzahatımıza devam eyledikce, bü- tün bu cihetler daha çok açıklanmış olacaktır. ' | Osman'ın bütün akrabası bir takı- mının yaşları küçük olmasına ve ken dilerine tercih olunması lâzım gelen tecrübeli ve bilgili büyüklerin mev- cud' bulunmasına rağmen önemli böl. gelere vali yapılmışlardı. İhtiyarla- dıkca Osman'ın akrabasına — karşı| bağlıhğı-ve onların kusurlarım - gör- memekteki ısrarı, kararlarında tered- âüdden kurtulamaması artıyor, buna mukabil tâyin eylemiş olduğu emir- lerin baskıları da halkın şikâyet ve nefretlerini çoğaltıyordu. — Her- gün bir bölgeden gelen ya bir şikâyetin veya bir. ayaklanma - başlangıcının korkune haberlerile Halifenin huzur ve sükünu kadar, Medinedeki ileri Eclenlerin endişeleri de artıyordu. İlk Şia fırkası Sebe'yenin - vazı (Abâullah Bin Sebe') ise Basra, Kü- fe halkımı kışkırtmakla kalmıyor; Mi #ırdaki fült teşviklerine- şiddet ve vüs'at veriyordu. Osmanın her bici, birer müstakil hükümdar durumun- daki, akrabasından valiler değil, hat- tâ Umeyye ailesine mensub olanla- rın büyükleri de işi azıtmışlardı. So- kaki yafetler, önlerinde ve arkalarında si- | lâhlı maiyet vö kölelerile dolaşırlar- ken. yasakcıları bağırıyordu: — Emte'(.....) geliyor, “savulun | yoldan!.. İslâmiyette ilk kötü bid'at, Osman zamanında, onun ailesi Ümeyye ha- | nedanı büyüklerinin çıkardıkları bu dun yoldan) — âdetidir. —Halk kakiliyor, döğülüyor Ve yol ke- narınır çekilmeğe mecbür birakiliyor, ve her çekilişinde bütün bu münase. betsizliklerin sehebi saydıkları Hali- feye karşı kin ve gayzı artıyordu. Emeviler, gösterişi bu kadar ileri vardırırken, Hâşim- oğullarında da. hi onları çekememezlik ve içlerinden Düngeceki güreşler (Bastarafı 1 incider vis'e ittifakla ve sayı hesabile galib. Üçüncü müsabaka: 68 kito: İstanbuldan Mehimed Oktav; 1- da- Bay Pars'ın muhayyel bir ziyareti (Baştarafı 2 incide) — Aman üstad bırakın söylesinler, Belki ancak bu sayede bir daha millet- veklli seçilmeniz imkân dahiline gire- Bit Bu 'makul mütaleam karşısında bi- raz dürakladı. Fakat kabadayılığa yi- 'e leke sürmemek için: — Hayır, dedi, reyler açık, tasnit Bizli. kaldığı müddetce benim milletve- killiğim sigortalıdır. — Evet amma, seçim kanunu değir #iyormuş. — İşit de inanma! der gibi bir ha- Teket yaparak : 'Onu o zaman düşünürüz, diyo de- vam etti, ben senin patrona makale yazmak. için değil; başyazılarında ben- dan: bahsetmemesi — için — tavassutunu ricaya Onün - nazarında ben Müfritin Müfriti bir partiliyim, H Buki Halk Partisi üyeleri içinde ben- 'den hür düşüncelisi pek nâdir. bulu- nur. — EN düşüncetisi zatığliniz Iseniz Var gel alt tarafını sen kıyas eti diye Güşündümse de tabil Beri — etmedim. © göyle devam otti: — Sonra da memut hitâfma seçim kanunu değişirse - yenidon — intihabım Yüzde yüz tehlikeye düşeceğinden o- uN matbansında bir gazete çıkarmak İstiyorum. — Gazete muhalif mi olacak- eter dime — Tabll; mültetvekili seçitmedikten #onra gazetem muvafik olatak değil Dedi ve hepinize ayrı ayrı voda Ederek çekildi gitti. FIKRACI | <ETiT geliyör, Savulun yoldan» — İslâmiyelte iük la, eaddslörde Mükleşem f TTtve—tyenı hu toplantılara' devam köl abeti — Mühim bir hâdise — in Velidin oğlunun verdiği Resulü Ekremin yetişmiş olmasının verdiği *öğünme hisletile <«Bizler, da- ha çok şerefli ve ileriyiz.» denilmeğe başlamıştı. Câhiliyet devrinin (Hâşi- mi) ve (Emevi) rekabeti “yeniden doğmuştu, gün geçtikce- genişliyor ve iki büyük âile arasındaki açıklık dahma Çoğalıyordu. — Halife Osman; | bütün bu' anlaşmazlıklara —çare tedbir arıyacağına, akrabasına inan- | makta ve onları en verimli, en chem | miyetli Ülkelere emir ve vali yap-| makta devam eyliyordu. Böylelerden biri de; Osmanın Kü-| fe valisi ana bir kardeşi olan (Velid | Bin Ukkabe) olup yirmi üç yirmi dört | yaşlarında — mübalâtsız bir - genedi. ve| Velid; makamının iktiza ettirdiği a- | far başlılığı uzun zaman muhafaza edemedi, Sefahete ve içkiye — daldı. Hattâ bir sabah namazı vakti; ak- şamdan kalma sarhoşluğun baş ağrı- sını gidermek üzere sabah keyfi ya. payım derken gıda (!) sını taşırmış- tı! Bilindiği üzere, o devirlerde na- Mazlarda imamet vazifesini emirler, ve en Üstün idare ümürleri ifa eder- lerdi, (Velid) de sabah namazını kıl- dırmak üzere —Meseldin mihrabına vardı, amına sarhoşlukla dört rikat kıldırdı. İş bu kadarla kalsaydı, yine İyi olurdu. Kendisine uymuş cemaa- 'te dönerek — İsterseniz, rikatleri daha da ço- | galtayım, nasıl ister misiniz?- deyin- | Ce, cemaatin şaşkınlığı dehşet şekli- 'Ni aldı. Durumun vehametini anlıyan adamları onu koltuklayıp — sarayına götürdüler. — Şikâyetler üzerine Os- | man onu değiştirdi, amma yerine tâ-| yin eylediği (Said Bin-ül-Âs) <da ak-| Tabamı idi. Bu adam, da makamını dolduramadı. Memleket büyüklerinin gönüllerini kazanmak için, akşamla- Ti onları emaret sarayına dâvet ey- ler;'orada konuşurlardı. Küfenin eğ- eylemekle beraber ne emirlerine x- miş, ne de onu tâyin eyliyen Hali- feden memammmr - Külmışlardı. Yine biz | gece sohbet olunurken, (Emir Said) in ağzından: — Irak bölgesi, Kureyşin öz bah- çeleridir! çıkıverince, başta meşhur kumandan (Eşter) olmak Üzere bir. Tunanlar öfkelendiler, Eşter daha ile- Ti gitti: — Kilclarımızla ” fethettiğimizden ötürü Allahütealânın bizlere genimet kıldığı, Trak bölgelerini senin ve se- nin kavmin (Kureyş demek İstiyor) babalarından kalmış sanıyorsun! bostanları mı (Devamı var) Ia yendi. Dördüncü müsabaka: 62 kilo İstanbuldan — Hâşim 9 dakika 517 saniyede Atinalı Sudis'e tuşla galib Beşinci müsabaka: 67 kilo Gazanfer Retme sayı hesabile galib. Alfincı müsabaka: 73 kllo İstanbuldan Kandemir 1 dakika 20 saniyede Atinalı Krosteridis'i tuşla yendi. Yedinci müsabaka: 87 Kilo İstanbuldan Mustafa Çakmak 13 dakika 55 saniyede Atinalı Kabaz. tis'e tuşla galib Bekizinci müsabaka: Ağır sıklet Mersinli Ahmed 4 dakika 21 sanl- yede Çardis'e tuşla galib. Atinali güreşeller İkihe karşılaş- malarınr Ankara güreşcilerile yapa- caklardır. Kış Olimpiyadlarındaki takımımızın dürümü ümid verici 1 (A.A.) — Anadolu Ajansının özel muhabiri - bildiri- yor:” İki buçuk kilometrelik iniş ya- Tışına yarm girecek olan takımı- z son yaptığı denemelerde bu Mesafeyi dört dakikada inmiştir. Bu denemede kayakçımız Kerami Sakarya ayak bileğinden: Bakatlan Tıştir. İniş yarışına girecek diğer bazı namzedler bu inişi üç buçuk dakikada yapmışlardır. Milletlera- Tası Olimpiyad komitesi iniş mü- Babakalarına — girecek milletlerin kayakçılarını bundan evvelki mil € İttifakla ve (Baştarafı 1 tcide) Gandiye yapılan sulkad — serisina dahil olup olmadıkları sorulunca, 3U cevabı vermiştir — «Bunu size şimdi açıklıyamıy cağım. Hadise, adliyeye intikal et- miştir ve bu konuda, söz söylemem doğrü olmaz. Fakat şuna emin ola- bilirsiniz ki, ortada bir Tevkifata devam edil- ülkasder şes beke vardır. mektedir SUİKASD! ŞEBEKESİ Yeni Delhi, 1 (ALA.) — Hindistan Başbakan Muavini Serdar Patel'in bugün bildirdiğine göre, — Gandi'nin öldürülmesinden Sonra-yapılan tah- kikat neticesinde Hindistan hüküme- tinin belli başlı üyelerinden bir çoğu: nu öldürmek — gayesini - güden — bir komplo- ortaya çıkarılmıştır. Serdar Patel kendisinin, Hindistan Başbaka- ni Pandit Nehru ve Müslüman olun Millt Eğitim Bakanı Mevlâna Azad- Ja kendisinin de öldürülecekler ara- sında- bulunduklarını ilâve etmiştir Yeni Delhi polisi buzün — öğleden sonra Mahasabha'nın genel sekrete- i de tevkif etmiştir. Bombay böl Tini gesinde 20 kadar-şahis tevkif edil- miştir Bombayı 1 (AA.) — (Reutet)i Gandinin katlinde suç ortağı olduk- Tarından yahud sadece Gandiyi değil, fakat «ölüme mahküm edilmişler lis tesi: dahil diğer milli liderlerin öldürülmesi için hazırlanmış sulkasd e münasebeti olduklarından şübhe edilen 20 kişi Bombay polisi tarafın- dan tevkif edilmişlerdir. Yapılan dikkatli araştırmalar sa- dece Bombayda değil, fakat “Dell Batı Bengale ve ayni zamanda doğu Pencab eyaletlerine- kadar- uzanan bir suikasd: tertibatım meydana Çı. karabilecektir. Polis teşkilâtına mensub — yüksek rütbeli” memurlar âzamt çabuklulda tahkikat yapmak için uçakla domin- yonun muhtelif kısımlarına hareket etmişlerdir. Yeni Delhi, 1 (AP.) — Gandinin katilini tevkif etmiş olan emniyet makamları, bu adamın itiraflarını a- çıklamıyorlar. Delhideki gazeteler " pazar günü yaptıkları yayında, katil Gödsenin bazı itiraflarını açıklamışlardır. Godse, Hindistanın çeşitli bölgele- rinde bulunan ve bu suikasd Şebe: kesine dahil olan birçok şahisların ismini bildirmiştir. Gandiyi öldürmek istiyen bu şahıslar isimleri açıklan- mıyan başka şahısları da öldürecek- derdir. Godsenin İtirafi — Üzerine, — Delhi, Bombay ve Punjabım doğüsile Ben- galin Batısında, faaliyette — bulunan bir çete meydana çıkarılmıştır. Gandi öldürülmeden birkaç gün ev mıştı. Nehrunun verdiği bir nutuk- sıra- sında, cebinde bir bomba gizliyen ve derhal tevkif edilen adam; daha God se ile yüzleştirilmemiştir. — Sotuları münferiden devam etmektedir. SUİKASDIN SEBEBİ Yehi Dalhi: 2 (AP) — Hind Ma- sabha Partisi, askeri bir teşeşekkül dür. Teşkilât mensupları, eski Hind kanunlarına dayanan dini bir Hin distan yaratmak hedefini gütmek- tesirler. Bu teşkilâtın yaptığı propaganda Jar yüzünden, Hind Müslümanları na karşı düşmanlık artmıştır. Beyanatta bulünürken çok yor- gun görünen Pâtel demiştir ki: Hükümet ve polis teşkilâtı bü yük bir hassasiyetle çalışıyorlar, ve bu sulkastçı şebekesi ezilecektir..— Tafstlâta girişmek İstemeyen Pa tel şunları eklemiştir: «—Pakistana, — ve — umumiyetle Müslümânlara karşı fazla müsama hakâr davrandığımızdan, bizi top-/ yekün ortadan kaldırmak İstiyor. lardıas— GROMİKAYA GÖRE Lake Success: 1 (A.A.) — Güven lik konseyi delegeleri M Gandhinin hatırasını hürmetle — anmışlardır. Sovyet delegesi M. Gromiko Hin- diştan — milletine teessürlerini bil. dirmiştir. M. Gromiko - Gandhinin büyük bir - politika şefi - olduğunu söylemiş ve adının Hind milletinin bağımsızlığı için yaptığı savaşın nin son toplantısında takımımız gefi Asım Kurt ve Amerikalılar bu karara itiraz etmişlerse de istenen netice alınmamıştır. Takımımız ya rışa pistin hemen - bozulmuş bir sekilde bulunduğu anda iştirük e- decektir. Bu iniş yarışına 125 ka- yakçı girecektir. Slalom yarışları- na iştirâk edip etmiyeceğimiz, ya- pılacak son denemelerden sonra karar altına almacaktır. Bern elçimiz Yakub Kadri Ka- raosmanoğlu ile — ataşemiliterimiz Hakkı Atıl ekibimizin yarışların. Tetlerarası yarışlarda aldıkları de- Tecelere göre, altı sınıfa ayırmış. tır, Bu sınıfların en iyilerinin dere celerine göre ve kur'a çekilmeksi- Zzin önce yarışa gİrmeleri komtte tarafından karar altına alınmıştır. Yani en iyi kayakçılar en iyi şart- lar altında yarışlara girecekler ve küçük derece alanlar da en kötü Bartlar altında yani pistin hemen bozulmuş bir zamanında müsaba- kalara gireceklerdir. Milletlerarası yarışlarda adaletsizlik vâki değ böyle dir. Komite- da bulunmak Üzere St. — Mortiz'e gelmişlerdir. St. Mortiz: 1 (A.A.) — Anado Tu Ajansının özel muhabiri bildiri. yor: Olimpiyad komitesinin teşkilâtı bir çok tenkidlere mâruz kalmak- tadır. Hattâ İsviçre resmi mahfi- Tinde bile komitenin — fşaliyetinin koşnutsuzluk ü uyandır Bgörül. mektedir. Başlarında Sovyet spor teşkilâ- tınm ikinci başkamı olduğu halde açılış merasiminden bir gün sonra buraya gelen Rus sporcuları Olim. piyadlara müsahit olarak istirâk YENİ SAPARH Gandi'nin katlinden sonra &tmektedirler. bediyen ba ilâve etmiştir. Teessür devam ediyor Yeni Delhi: 1 (AP.) — Pazar gecesi, Gandinin' küllerinin yanma arzı ihtiram mahiyetinde bir de- met çiçek bırakan Pandit Nehru, ağlamıştır. Nehru, küllerin yanın- da iken dedi «— Bapuji! Bapuji! İşte çiçek getindim. Hiç olmazsa bunları bu- gün küllerinize ve kemiklerinize takdim edebiliyorum. Yarın bu çi- çekleri nereye ve kime sunabilece ğim?> Bapuği, Hind lisanmda, müşfik bir mânada kullamlan baba anla- mına gelir, Küllerin yanından ayrılan Hin- distan başbakanı, akrabalarının ibadete devam etmelerini söylemiş tir. «— Burada bir saline yaratmak istemiyorum... Eve dönmeliyim... diyen - Nahrunun — gözlerinden 1r- mak gibi yaşlar boşalıyordu. Şimdi öğrenildiğine göre, külle- rin bir kısmı, Delhide, mukaddes Jumana nehrine dökülecek, ve ke- miklerin diğer parçaları ise diğer mukaddes- nehirlere atılacaktır. Gandinin cesedinin külleri, bir yığın halinde tuğladan bir plaformun üzerinde duruyor- du, Merasim bittiği vakit, küllerle lacağı henüz - tesbit edil- kalacağını sözlerine miştir. Küllerin Ganj nehrine mi, yok- sa Jumna, nehrine mi atılacağı he nüz kararlaştırılmamıştır. Adet mucibince, küllerin arasın- da Gandinin tam olarak yanmıyan bazı kemikleri bulunmaktadır. Merasim bitmedi Yeni Delhi: 1 (AP.) — Gandi- nin oğlu, katledilen babasının kül- lerine karşı yapılan merasimin bit mediğini söylemiştir. Pazar sabahı, mukaddes Jam- nu nehrinin yanıbaşında cesedle- rin yakıldığı yerin etrafı muazzam bir kalabalıkla çevriliydi. Herkes ibadete devam ediyordu. Halk Gandinin vurulduğu. yerden toprak-alıyor Yehi Delhi 1 (AP.) — Gandinin katledildiği yer, taraftarları tara- fından altmış santim derinliğinde ve otuz santim kadar genişliğinde bir çukur hâline getirilmiştir. Zi- ra herkes, vurulduğu. yerden bir avuç toprak almaktadır. — Polis, james değneklerle . herkesi dağıt- Mağa çalışımşsa da, toprağı yüzle Tine süren ehaliyi dağıtmağa mu- vaffak olamamıştir. Mahatma Gandinin sevdiği bü- tün esşyalar, cesedinin konmuş ol- Uran karşılaşmas; (Baştarafı 1 tncide) kurultayımızIn — vermiş — olduğu prensip kararımın tatbik şekli şu- batın ilk haftasında toplanacak 0- lan divanımızda görüşülüp karara bağlanacaktır.» Bundan sonra Marshall plânına dâir konuşan Hilmi Uran şunları söyledi: <— Marshall plânı henüz kat'i geklini almış değildir. Dışişleri Ba kanı bu hususta Meclisin pazaı tesi günkü oturumunda gerekli izahlarda bulunacaktır. —Bununla beraber, — gunu — söyliyebilirim ki hükümet iddia edildiği gibi dâva- nin ehemmiyetini kavramamış de- ğildir. Vaşington elçimiz Ameri- kan hükümeti nezdinde gerekli te Masları yaparken, Ankarada da dâüva en ön plâma alınmış bulun- maktadır. Bu arada Amerikan bü yük elçisinin faaliyetini şükranla anmak isterim. Ankaradan ayrıl- madan önce edindiğim — malümata göre, Amerikan hükümeti mesele- yi yeniden ele almış, bizden dökü- manlar istenmiştir. Marshall plâ- mının kredi karşılığı yardım gör- mek esasından faydalamacağımız- dan ümidvarız.» Sözü, antidemokratik kanunla- rın değiştirilmesi mevzuuna geti- ren Hilmi Uran dedi ki «— İç politika hayatımızda iti. dale doğru bir gelişme kaydedil. ğini belirtmek isterim. — Her parti bu yoldaki ilerlemeyi gel tirmek için gerekeni yapmak zaru- retindedir. Antidemokratik kanım ların değiştirilmesi bizim için a: tik emrivâki olmuştur. Esasen bu hususta Metlis grupunun prensip kararı üzerinde çalışmalara- baş. landığı malümdur. Bu çalışmanın ilk tezahürlerini çok yakında gö receğiz. Bu arada seçim kanumu- nun tâdil edilmiş gekli ile kabulü- nün bir oy meselesi olduğunu söy- liyebiliriz... MHilmi Uranın sözleri Yozgad. (Hususi) — Domokrat Parti il kongresinde bulunan baş- kan Celâl Bayar partili arkadaşla rına hitab ederek aralarında bu- lunduğundan büyük bir zevk duy- duğunu söyledikten sonra istikbal hakkında çok ümidli olduğunu be- lirterek demiştır ki: Bir partili demek fikir birli- ği yaratmak demektir, biz burada iki toplamp — memleket — mesclelemti konuşur ve görüşlerimizi birbirimi ze anlatırken, sonunda bu mesele- ler üzerinde bir görüş beraberliği- ne varırız. ikir tesanüdü yarın gayemizin tahakkukuna yardını e- yapılmış | —e Btemristendarne-kadar yar- Amerikan politikası (Baştarafı 1 Mmolde) mülkiyet hakları hakkında tömi- nat verilmesi. Andlaşmanın müddeti tâyin edil Memiştir. Andlaşma” müşterek bir andlaşma veya andlaşmayı imza eden taraflardan birisi tarafından feshedilebi Roma radyosuna göre Londra: 1 (A.A.) — Roma rad yosu, Amerika ile İtalyanın yarın Romada bir dostluk ve ticaret and laşması imzalıyacaklarını - bildir- miştir. Andlaşma hakkında het mufassal malümat mevcud de; se de ajans haberlerine bakilı bu andlaşma mahdut müddetli ol- mıiyacaktır. Bu suretle Amerika, harbin son bulduğu gündenberi ilk defa olarak bir Avrupa memleke- tile andlaşma imzalamış olacaktı: Ayni andlaşma gereğince Amerika ile İtalya arasında on senedenberi kesilmiş bulunan resmi ticaret mü nasebetleri de yeniden başlamış o- lacaktır: Amerikan Dişişleri Bakanlığı haberi teyid ediyor Vâşington: 1 (ALA.) — U.SI. Amerika Dışişleri Bakanlığı, ya rın Romada İtalya ile Amerika a- rasında imzalanacak olan andlaş- manin tel ulaştırması, gümrük re- simleri, para râyiçleri, muhacı ret, hükümetle yapılacak ticari ler, hava seferleri, ticari metodlar ve teb'aların himayesine müteda- ir hükümler ihtiva ettiğini bildir- mektedir. ayni zamanda en zi- adeye- mazhar - millet hükmünü ihtiva etmektedir. Türkiye ve Yunanistana Amerikan yardımının mânası Vaşington: 1 (AP.) — Marshall geçen hafta, İngiltere ile Birleşik Amerikanın stratejik bir bölge lan Akdenizin müdafaası için müş terek bir plân hazırlandığını ya- lanlamıştır. Amerika hükümeti, bu bölge i-- çin hiç bir gizli andlaşmanın yapıl madığını, fakat bu sahanın emni- yette bulunması için kesin karar« İar alındığını teyid etmiştir. Türkiye ve Yunanistana gittik- çe gelişen yardım bunu gösterme- ğe kâfidir. Akdenizdeki Amerikan harb ge- milerinin varlığı ve Mellaha hava üssünün yeniden kurulması, Ame- rikanın tiddi tedbirler aldığını gös terir. Önümüzdeki Aaylar içerisinde, Sövyetler Birliği ile Amerika ara sında bir çok cebhelerde krizin en yüksek noktasına varacağı anla- şılmaktadır. Amerikanın, Yunanistanı ilkba- harda çetecilere karşı genel taarruzda destekliyeceği mu hakkaktır. Çetecilerin Yugosla dim görecekleri tamamiyle meç- hul ise de, dizginler Kremlinin e- linde bulunacaktır. Roma: 1 (AA.) — L. P. İtalya — Dişişleri - Bakanlığının bir sözcüsü dün, İtalyan limanla- rında bulunan Amerikan gemileri hakkında izahat vermiştir. Sözcü, Amerikalıların - normal yollardan bu limanları ziyaret mü saadesini talebetmiş olduklarını ve İtalyan hükümetinin buna mü- sait cevab vermiş bulunduğunu ve esasen bu işte tek ilgili ve yetkili tarafından da İtalyan hükümeti olduğunu söylemiştir. Sözcü, İtalyan hükümetinin bu ralinasebetle Sovyet Rusyaya bir nota vermiş olduğunu da ilâve et- miştir. ——— — decektir. Arkadaşlar, şurasını — katiyetle ve salâhiyetle söylüyorum, Hürri yet Misakı tahakkuk edecektir. Sadece ve sadece vatandaşın ta bit haklarını ifade eden on-iki Temmuz beyannamesi cumhuriyet kanunlarına uygun - olduğundan elbette yerini bulacaktır. Baskı i- lânihaye devam edemez. Hürriyet Misakını bu millet bu kadar kuv- vetle ele aldıktan sonra, tahakku- ku elbette gecikmez.» Bunlar tahakkuk edecektir, di- ye kuvvetle- söylüyorum. — Bunun sebebile ne olabilir, Meclis ekseri- yeti onlarda, hükümet cihazı on- larm elinde, devlet otoritesi onlar la beraber, biz neye güvenerek ideallerimizin tahakkuk edeceğini bu kadar kuvvetle iddia edebiliyo- ruz? Unutmayınız ki bizim bütün bun ların karşısında yenilmez bir ku vetimiz vardır, 6 da milletin bize müzaheretidir» demiştir. Bündan sonra din meselesine temas eden Celâl Bayar göyle de- Mmiştir: «— Her ana baba - evlâtlarına din dersi vermekte muhtardır. Bu nu ilk gününden itibaren kabul et- miş ve programımıza koymuş bu- lunuyoruz. Bu sahada ana ve ba- balara yardım etmek de Demok- rat Parti için bir borgtur. İktida- ra geldiğimiz zaman bu meseleyi ak programımız dahilinde ele a vicdanımızın * sesine tâbi - olarak elbette ki halledeceğiz. D. P. genel başkanı sözlerini şu cümle ile bitirmiştir | Dünyada, millet — iradesine karşı durabildiğini tarih kaydet- memiştir. Bunun içindir ki, daima ve daima milletin İstediği olacak tır...> Kâğıtlara yapılmak. İstenen- zamlar (Baştarafı 1 tnetde) larak gazete kâğidı işinde biz ay- rıca bir siyasi maksad dar sezmek- teyizki bu cihet Millet Meclitihde sayın Ahmed Remzl Yüregir tata: fırdan kâfi derecede belirtilmemiş tir. Bu ciheti de açıklıyacağız. Harbden evvel en iyi cins gaze- te kâğıdının kilosu, İstanbulda devri teslim, bütün gümrük, nak- liye, hamaliye taşıt ücretleri de dahil (9) ile (10) kuruş arasında oynardı. Hem de ne kâğıt! Ki- losunu bugün gazetelerin (65) kuruşa mal ettikleri İzmitin gaze te kâğıdından ziyade güllaca ve yahud sünger kâğıdına benziyen, kaba, perdahsız kâğıdı ile kıyası dahi kabul etmiyecek gefasette bir mal, larbin patlak verre)sile her şe- yin fiyatı yükseldi fakat şurasını belirtmek yerinde olur ki harb i- çinde bile Almanyadan, hattâ İs- veçten, hattâ hattâ tâ Kanadadan getirtilen kâğıtlar bile burnumuzun. dibindeki İzmit fabrikamızın büs Bün kilo başına taleb ettiği (95), (105) kuruşun yarısına dahi yak- laşmış değildi. Buna rağmen harb harb sonrası Türk h yüzünden neler çekti bilir bir de mecmua ve gazete sahib leri. Münakale zorluğu, döviz almak Müşkilâtı ve her şeyin üstünde de mahud eyerli malı kullanalım!» te kerlemeleri arasında elinde para- sı devlet kapılarında dilenciye dös nen bütüğn tacirler gibi, Türk ga- zeteci, mecmuacı ve kitabcıları'da didinip durdular, hâlâ da didinip durmaktadırlar. Sümer Bank — müesseselerinin hemen hepsinde, işçiden ziyade memur kullanmak. hastalığı, israf ve iş bilmemezliktir mi ki, kayatların içinde ve sınının kâğıt ini bir Allah da mahalle bakkalından bile doğru| dürüst alış veriş etmeyi becereme- miş kimselerin, hısım akrabalık ve yahud- yaranmak gayretile hiç an- lamadıkları işlerin başına getiril- Meleri ve bithâssa ticaretin nazımı olan rekabetin meveud bulunmama, S1 yüzünsen masraflar muttasıl na- sıl artınışsa İzmit gında da hal böyle olmuş ve bir gün gazete kâğıdının kilosu ayda (15000) kiloya kadar (60), ondan fazlasını da (85) kuruşa * sattığı halde bu- müessese ziyan ettiğini ileri sürmek gibi feci bir - dalâlet içinde yüzer bir hale gelmiştir. aye muhalefeti sustarmak - olmasın Döviz verilmediği için dışarıdan kâğıt getirtmenin imkânsızlığı kar şısında kâğıt fabrikalarımız, aha- rın kesesinden mirasyedilik kabi- linden, işçiden ziyade memur kul- lanır, beş kâğıt. hamuru kazanın- dan üçünü, sırf cehalet yüzünden, kullanılmaz bir hale getirip o çat lak kazanların düşük randımanlı çalışmalarından doğan israfları da mamullerine ilâve — suretjle güya ticaret ederken bu müessese, en büyük müstehliki ve - binaenaleyh müşterisi olan gazetelerden baş- ka Maliye- Vekâleti kırtasiye de- polarını da canlarından bezdirmiş ve bugünkü durumun tahassülüne sebebiyet vermiştir. Biz iddia ediyoruz ki İzmit kâğıt fabrikası iş bilir ellerle ve tama- mile- ticari bir zihniyetle Idare e- dilmiş olsa idi, Avrupadaki kâğıt sanayinin harb yüzünden meflüç bir hale geldiği şu günlerde yal- nız memleket ihtiyacını ucuz fi- yatlarla karşılamakla kalmaz, ay- ni zamanda çeşitli kâğıt, mukavva ve saire ihracı suretile memlekete bir hayli döviz dahi temin edebi- lirdi. Diği £tan ziyan ettiği ( gazete kâğıt fiyatlarına zamlar yapmıya kalkışan İzmit kâğıt fab rikası müessesesinin bu sene, bi- rinci hamur kâğıdın kilosundan (40), gazete kâğıdına çok yakla- şan ikinci hamur kâğit fiyatından da (30) kuruş tenzilât yapmak mecburiyetinde kaldığı göz önüne almacak olursa gazete kâğıt fiyat larına yapılmak istenen zamların biraz da gizli siyasi maksadlara dayandığı iddia- olunabilir. Zira kilosunu (95) ve (105) kuruşa kâ- ğit alıp da altı sayfası (10) kuru: şa satılan bir gazeteyi neşre de- vam —müskül değil imkânsızdır. Bayilere nüshası, toparlak hesab, (7) kuruştan satılan altı sayfalık bir gazetenin yalnız kâğıdı nüsha başına- (4,50) kuruşa — baliğ olur. ki, aradaki farklar tahrir, tertib, istihbarat, tabı, müstahdem ücre- ti gibi en zaruri masrafları karşı- lamak nasıl kabil olabilir? Muhülefet susturulamaz. Ancak İstanbulda Halk Partili gazeteler rağbetsizlikten birer bi- rer sönüp gittikten sonra mulale- fet basınını da bu suretle yok et- mek arzusuna da hamledilebilecek bir son fiyat arttırma munevrası- nın muvaffak olabileceğini biz ken di hesabımıza sanmıyoruz. - Zira, gayed maksad bu ise, acaba-düşü- muhalefet bası gündelik büyük gazeteler yeri- hattâ yazı kâğıdına pedallarla minnacık, fakat yine ten: nülmüyor mu ki, ni kid edici yazıları multevi: nüslin- lar halinde intişar edebilirler, haftada btr. vDeş günde bir çı: Habilirler amma — mutlaka çıkar- lar. Yerli Mallar müesseseleri mex mur çokluğundan kadın hamamti na döner, ve halk, müessese tatij edilirken «Holivud boşandı!, diyö alaylar eder, fakat bütün bü fazlâ masraflar halka ödetiliri Kâğıt fabrikalarımız bir fabrika dan ziyade bir müdürler ve me- murlar klübü haline gelir, kazaı lar çatlar, müessesenin başındal mütehassıs elden - kaçırıldığı için ziyanına çalışan bir «dostlar ıı; verişte görsün!s tezgâhı haline lir, fazla masraflar matbuatın ve dolayısile yine halkın sırtına yüke lenmek istenir. Sonra da bu memlekette'bütür bu israf kaynaklarının bağlı bu: lundukları bir bakanlık vardır vö bu bakanlığın adı —zalim istih- za— elktisadı Bakanlığıdır. İşte bu iktisad nedir bilmiyen teşkille- rin bağlı bultmdukları - eİktisadı Bâkanı kalkar, Mecliste <Maliyet fiyatları» nın yüksekliğinden dem vurmak cesaretini kendinde bula- bilir ve buna da «Devletcilik yapı- yoruz!» ismi verilir, Bu gaptaki bir komedya gülünç olmaktan çıkıyor da bir haile ma- hiyetini alıyor: 18 milyonun zara. rına oynanan bir haile. * Şurasını” da- ilâve edelim h «Yeni Sabah» n elinde kendinl ancak on üç gün idare edecek kâ- ğit kalmıştır. Kilosu (95) kuruş- tan kâğıt mübayaası bahis' mevs zuu olamıyacağına göre 1947 yılı- na aid olup parasını dahi - tediya ettiğimiz kâğıda da yeni fiyat tat- bik edilmek istendiği ve bu yüze den mütebakisi gönderilmekte ge ciktiği takdirde - intişarımız dahi tehlikeye girebilir. Bu - ciheti de alâkalılara açıkca” bildirmeyi faya dalı görmektey YENİ SABAH Kimya Enstitüsüne verilen tahsisat (Baştarafı 1 incide) lar varsa temini cihetine gidilecekti. Diğer taraftan perşembe günkü kongre münasebetile mezkür — der- nekten aldığımız bir mektubu da ay- 'nen neşrediyöruz: Gazetenizin 29 ocak 1948 - tarihli nüshasında 28 ocak 1918 de yapılan | Kimya Öğrencileri Derneğinin kon- gresinde söz alanlardan Enstitü di- rektörümüz Ord. Prof. Dr. Arndt'in kiraya- enstitüsünün, — hârablığı — ve bakınsızlığila dekanlığın hiç alâka- dar olmadığı yazılmıştır. Halbukt Profesör Enstitüde öğretim vaziyetir ni izah tederken: 1 — Zikredilen — antipodluğun blr konfigürasyon farkından ileri geldi- gini konfigürasyon farkının ise hef yil Enstitüye kabul olunan - öğrendi sayısı ile, çalışmaya müsald yer sa yısının farkından ileri geldiğini; 2 — Fen Faküiltesinin bütün dal ları için birer bina yapılırken, Kim- ya Enstitüsü — binasının - plânlarının gerl birakıldığı, 3 — Enstitüiye bir yıldanberi — hiç Kâfi tahsisat verilmediği hususlarına işaret etmiştir. Vaziyetin “aydınlatılması — için bu açıklamanın yayınlanmasını saygıla- Tımla dilerim. İstanbul Üniversitesi Türk Kimya Öğrencileri Derneği Genel Sekreteri: Muammer. Çi inçelik Bir şantaj hâdisesi Bastaro derecede bir maliye memuru olduğu nu söyleyince hâdise polise bildirile- rek suçlu yakalanmıştır. Suçlu, Ek- remi bulmak Üzere' otomobille Orta- köyo götürülmüş, Ekrem bulunmuş. tur. Tam otomobil hareket edeceğh sırada Ekrem karısından mendil is- temiş, mendil getirilerek cebine kon: muştur. Buradan, salâhiyet dolayısl- le Eyüb jandarma karakolüna götü- Tülmüşlerdir. Jandarma komutanlığına- getirilen suçlular hakkında zabıt tutulurken Sabri Alkan (maliye memuru) anm- zın cebinde saklı bulunan - tabanoa: sını çekerek evvelâ fabrikatöre iki el ateş etmiştir. - Kurşunlar kolima isabet etmiş, Sabri — korunmak İçin yere yatmıştır. Sabri, fabrikatörün öldüğünü zannederek bu sefer kara- Kol komutanına ateş etmiştir Çıkan kurşun çavuşun sol göğüs cebindeki madeni 1 kurüşa isabot etmiş, bü- yük bir tesadüif eseri olarak kara« kol komutanı muhakkak bir. ölüm- den kürtüulmüştür. Bunun üzerine e- dada çetin bir boğuşma başlamış. bir hayli mücadeleden Sonra — tnbancs sahte hesab uzmanının elinden alın. mıştır. Bu sırada tabâncadan bir kur gun daha çıkmışsa da isabet — vüki olmamıştır. Madent kuruşa isabet e- den kursun, para Üzerindeki yazıla- rı emdiğinden kurşunda yazılar ay- nen durmaktadır. Yapılan tahkikat noticesinde ta- bancanin, otomobile binerken cebine Konuları mendilin içinde otmrak Ek- teme vebildiği, Ekremin de seri ble harekelle tabancayı Sabrinin cebine aktarma ettiği anlaşılmaktadır. İki suçlu da tevkif edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: