'ğııın C. R. Maznun — Reis beyelendi, ka- üyen doğru değildir. Bu defa Mem lüh Şevket beyin bizimevdeki iç- imada bulunduğu katiyen: varid Beğildir. Fakat sizin dediğiniz gibi de Geğildir. Kara Kemal,. Canbulat beyler 'bir yol tütüyorlar, Bit ta- kım faaliyetlere. geçiyonlar, siz haberdar olmuyorsunuz, olur mu? | — Haberdardım fakat alâkadar Geğildim. — Bir de Maslub Edibin ifade- Bini okutalım. Dinleyiniz! (Mevzuubahis ifade — okundu: Bunda Cavid beyin suikasd için muaveneti nakdiyede bulunduğu, uzun tafsilât ile beyan edilmekte idü) Reis — Ne dersiniz? — Katiyen, efendim. — Muaveneti nakdiyeye ne der- Biniz ? — Hayır, katiyen yalan, Kemal beyin böyle Bir şey yapıp yapma: dığını bilemem, fakat şahsen mu- aveneti nakdiyede bulunduğum katiyen yalandır. — Neden böyle deniliyor? — Kendi ifadesi böyle - teveh- hüm etmi; — Kara.Kemal beyle sık sik gö- yüştüğünüzü — söylüyorsunuz, hes men her hafta. — Evet bir dost gibi evime ge- Tirdi, — İstiklâl mahkemesi kanaati şahsiyesine göre-hüküm verir, Si- zin:bu ifadeleriniz bizi ikna' et- ir Kara Kemal şahsı ile het gün görüşürsünüz ve sonra neler yaptığından haberdar bulun- Mmazsınız? — Efendim haberim yoktur. — Şimdi bu program şöyle böy- le yapılmış ve bir köşeye atılmış- tır; değil mi? — Evet hiç meydana çıkmamış- tır. — Şiikrü beyin- suikasd teşeb- büsü nasıl telâkki edilmiştir? — Sureti katiyede fena, — Pek âlü, Şükrü bey böyle bir teşebbüse nasıl atılabilir. —Belki arkadaşları vardır. — Onlar da bulunmuş ve siz de buraya gelmişsinizdir. Rahmi bey bu içtimalarda bulunmuş mudur? Mektubu var. Cahid ve Salâh Cimcoz beyleri Manisadan mebus çıkarmayı tavsiye ediyor. — Cahid bey sureti katiyede me bus olmak niyetinde değildir. — Bu mektubla Edible temasta bulunmakta — olduğunuz — anlaşılı- yor! — Bilmiyorum, mebus - olmak istemiş ve bu suretle hareket et- mir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? ŞELL ae Mtatürk'e suikasdın tafsilâtı ve İçyüzü Yol! siyâseti. (Baştaranı 1 incide) Sakatlanmadı? Yurdun- öyle yerleri vardır. ki mer- kezle -rabıtası- yoktur. Oralara ancak yaya olarak -yahud atla gidilebilir. Halbuki bu kadar seneleri boş bo- şuna geçireceğimize devlet bir yol si- yaseti kabul etmiş ve ona göre bir program hazırlıyarak . yavaş. yavaş 0- NU tatbik eylemiş olsaydı memlekette «yokluk» diye bir şey kalmazdı. Memlekelin büyük köylerinde, kasa balarında, şehirlerinde buğdaylar bit- Yenir, meyvalar çürür... Biz İstanbul- da çavdar ekmeği, yeriz, elmaya shas- retlik çekeriz işin Baribi yine aklı- Miz başımıza gelmez. Bir Amerikalı mütehassıs «Bugün- kü yol dürümümüzün — Amerikanın 1813 deki yol durumundan farksız ol- duğunu> söylemiş, Bunu mütehassıs tarafından bizi teselli için sarfedilen bir “nezaket eseri olarak. kabul; edebi> deceğiz... Bizim yol durumumuz öyle: kimseninkine benzer şey değildir. Mini mini bir misal; Kadıköyünden Pendik'e giden yol.bir çok moktalarda | Çukurlar peyda etmesine rağmen Kar. 'tala kadar asfalt olarak gelir; oradan öteye yol yoktu... Evvelki sene. çimen fo fabrikasına kadar olan kısım yapıl- di; bu . şene Pendiğe kadar olan kıs- u bir. müteahhide verdiler, Müteah> hid bin müşkilâtla — mücadelo ederek yolu yapmakta devam ediyor. Geçon- lerdo yapılan kısımdan geçtim. Ne gö Feyim? Yol, tamamen tahrib edilmiş,.. Sebeb? Elektrik hattı döşenecekmişi «Neden bunu evvelden döşemediniz?» Giye sorulsa, bin dereden su - geti- rirler. Amerikalı mütehassısın sözünü ne- Zaket esori ve teselli diye kabul edişi- min sebebi budur. Zira orada yapılmış bir yolu celektrik döşemeği unutmu- Suml» diye yenldan sökmeğe kalkana ÇAferiniş demezler; zannedersem ona » bülün yolu tazmin pettirirler ve şübhe. Yok Kİ pek İyi Yapmış olurlar! Biz de bunu yapabiliyor muyuz? O Zaman anlarım. Tefrika No, 162 miş. . — Cühid bey me&bus olmak iste- miyor, Rahmi beyin-bu suretle ha- reket etmesini nasıl telâkki eder- siniz? — Bit kaç arkadaşın — Mecliste bulunması arzusundan ileri gelmiş tir. (Maznuna bit mektub. gösteril. di.) Reis — Bu kimin mektubudur? — Diyarıbakır. mebüsu - Föyzi beyin mektubudur. Çocuğumun te münasebetiyle — gönderil- miştir. — Sureti malisusada görüşm istediği nedir? — Hiç efendim, arkadaşlık, ah- bablık, ilk meclisi mebusandanbe- ri arkadaşımdır. — Oskan: efendi ile dostunuz kimdir? — Düyunuumumiye kâtiblerin - den Arslan efendi. — Milliyet itibarile nedir? — Lâtin, efendim. — Diğer bir dostunuz daha var, © kimdir? — Sason efendi — Şunu doğru söyleyiniz. Bağ- dadda gizli bir şahıs var galiba!.. — Hayar efendim, Sason efendi- dir. Oskan efendinin - tabiati bu- dur: İsim yazmazdı. . — Diğer bir dost kaydı var. — O da Arslan efendidir. — Diğer -bir mektubda da dos- tumuz- diyorsunuz. — Yani meçhul olan dostunuz! — Beyefindi Bağdadda Oskan efendi ile Sason efendiden başka hiç bir dostüm ve tanıdığım yok- tur. Reis (bir mektub göstererek): — Bu kimdir? —Polis müdüriyeti mudürü mu avin sabıkı Vehbi beydir, birisini memuriyete tavsiye etmiştim; ce- vab veriyor. — Ali İhsan beyin ifadei evye- liyesinde calibi dikkat bir nokta daha vardır. Onu da okusunlar dinleyin! (Okunan ifadede Ali İhsan bey Kara Kemalin Almanyada ikon. çok iyi düşündüğünü, Anadoluya Müdahalenin aleyhinde olduğunu İstanbüla geldikten sonra Cavid ve Şükrü beylerin tahtı tesirinde kaldığını söylüyordu.) — Dinlediniz mi? Kara, Kema- lin harekâtının saiki sizin ve Şük- Tünün olduğumuzu söylüyor. — Kâmilen hayaldir. Tahayyül ediyor. Müddelumumi — bey geçen gün iddianamelerinde bir. Kemal bey tasvir ve tarif 'ettiler ve ma- kasidini uzun uzadıya şerhettiler. Böyle makasit 'besliyen bir. adam nasıl olur da benim tahtı tesirim- de kalabilirf? Soruyorum: Müddeiumum? — İddianamem- de ben yalnız Kara Kemali tarif ve tasvir etmedim. Makamı âcizi- nin iddianamesi yalnız Kara Ke- bütün — arkadaşlarına müşterek Reis — Doktor Nâzım beyin fa- aliyeti- hakkında-ne — malümatınız vardır? Cavid — Bir-şey bilmiyorum, — Bükin- Şükrü'beye yazdığı mektubda ne diyor: (Döktor Nüzım beyin mektubü okundu.) (Devamı var) — Evet, Ötekir isyanla - bağırdı | — Fakat o yaşlıbir adamdır. Se- “ninle evlenemez. Bizim saadetimiza 'neden engel oluyor? Genc kız yorgün bir tavırla öna baktı: —-O engel olmuyor. Metin; Niçin “anlamak istemiyorsun? O birgey de. 'er, birşey yapmıyor. Bunun için: P ki ona bü kadar acıyorum. Onun *gibi bir-adamın- ne hale — geldiğin| görmüyor musun? Ona -sen de acır yorsun; İnkâr etme. Bütün isyanına Tağmen -Sen de çiğneyip geçemezsin. — Geçerim. Hele sen razırol. Fakat sesindeki vahşi sertlik biraâ hafiflemişti. Verda mahzun mahzun ona “balctı. — Söylüyorsun amma bünu sen de yapamazsın. — Onu çok - seviyorsun, Görmüyor muyum ben? Metinin yüzündeki mâna biraz du- ha yumuşadı; bâğı-önüne düştü. Mağ 1âb olmuştu.. — Sahiden onu hem sever, hem sax yarım. — No büyük bir sanatkâr, sonra da ne yi blr insan! * Bana kargı çok fedakârlık et. miştir. Benim ikincl bubamdır 9. « — Gürüyorsun yat Bile bile oha Hasil işkence edebiliriz? Gene-adamın başı' busbütlin önüna Güştü, sesinde derin bir şiküyet wz. ladı. — Biz genciz. eaadet bizim hak —e AU VST AAA GA GA DA OkUYUCU , DİYORKİ EvkafUmum Müdürlüğünün dikkat' nazarına Karabük bacağı Çerçiler köyü Demokrat Parti ni İsmail Çetinka aldığımız mektubda deniliyor kiz Safranbölu. Çerçiler. köyü- nün — Dayılar — mahallesinin suyolları vakıftır. — 80 sene evvel kayınpederimin babası Halil ağa, sadrazâm — Halil Hamid paşa- vakfından para alarak suyollarını tamir et- tirmişti. © zamandanberi ta- mir görmediği için suyolları mahvolmuştur. 1943 deki zek zelede- suyollarından- hiç ha- yır kalhadı) Nereye baş vürs duksa Ticamız kabul: edilme- di. Köyümüz 17 hanelidir. Su yarım saatlik mesafeden gel mektedir. Yağmur yağınca halk büsbütün bulanık su içe mektedir. Bu. durum günün birinde hastalık'da yapabilir. Evkaf umuüm — müdürlüğü- nün, Sağlık Bakanlığının, ve bilcümle - alâkadarların dik- kat nazarlarını çekmenizi ri- ca ederim, e AYASOFYANIN- TAMİRİ ETRAFINDA BİR: DİLEK 2602.1947 tanihli gazeteni 'zin üçüncü sayfasında (Aya- sofyanın tamiri) başlıklı ya- okudum. Hünkâr mahfi- 1 ile ikametgâhi hâline konmak için — yapılan — oda, mutfak gibi inşaattan dolayı geçen sene — gazetelerde bir hayli şikâyetler çıkmıştı. Ge “çen akşam Maarif Matbaa- dönerken cami mah- önür sın filinin ahşap kapısu de bir kadının maltız. ocaj nn Şüzerinde tavada bir şey kızarttığını gördük. Rüzgâr- dan: etrafa - ateşler de sıçrı> yordu. Maazallah bir yangın çıkarsa bu kaca bina ne 0 lur? Bütün - dünyanın gözü üstünde olan bu âbideye kar $ı reva görülen bu Yâubalili ğe ne demeli bilmem. Bu işlerle -kim mesgul ve hangi makam ilgili ( kat nazarını çekme gılarımla rica ederim. Okuyucularınızdan Nuri Çağ İst. kız lisesinden mezunlar kongresi di «İstanbül Kız Lisesinden Mezun. Olanlar» cemiyetinin — yıllık Ikinci kongresi; dün saat 15 de, İstanbul Kiz Lisesi binasında yapılmıştır. Kongreyi, cemiyet başkanı Cemi le Yarman açınış ve koöngre — baş. kanlığına Doçent Hayriye Ağmal, seçilmiştir. Cemiyetin birinci-kongresinde ya pılamamış olan - Mürakib seçimine geçilmiş ve matbu oy kâğıtları bas. tırılmamış olduğundan, açık. - oya başvurulmuştur. Seçim sonunda Maşuka Pekin va Şevkiye Özpınar mürakibliğe geti- rilmiş:Bunu takiben: yapılan Hay- siyet Divanı seçiminde de 43 oyla Efser Unar, İffet Cin ve Zaime Kes kin kazanmışlardır. Bilâhare Anayasa, kelimesi (Tü. zük» olarak değiştirilmiş; bazı ta- dillerden sonra da Tüzük yeni şek. kile kabul edilmiştir. İdare heyeti Cemile Yarman, Ve dia Tem, Neclâ - Dâl, Dr. Handan tiva ettiği şeklindeki ifşaatının dedi koduru hâlen devam. etmekte ve ber dedi un Ofis, değinmencller - v fırıncılar azasında meydana getirdi Bi ihtilâf. sürüp gitmektedir. Toprak: Mahsulleri Ofisinde yetki N bir zat, bü husüsta bir muhaeri rimize şunları söylemiştir: <— Bu ifşaat üzerine Töprak Ofis tarafından mühtelif değirmenlerden alınan un nümüneleri tahlil edilmiş, neticede çavdar mikdarının- hakika- ten 9686 ten yukarıda olduğu tesbit olunmuştur. azı nümünelerde İse çavdar mik- darının az olduğu, başka maddelerin de bulunduğu görülmüştür. Dün değirmencllerle yapılan bir toplantıda kendilerine hileli yollara sapmamaları, bu ihtarı dinlemedikle- ri ve yapılan — kontrol — neticesinde Tma uygun un çıkarmadıkları tes- bit edildiği takdirde haklarında ka. nunt takibat açılacağı tebliğ — edil: miştir. POLİSTE Artist kaçırmak istemişler eee Selâhaddin Şevket, Behçet ve Sü leyman adında dört arkadaş evvel- ki akşam sarhoş halde - Beyoğlun- daki «Elendi Bar» a gitmişler ve burada bulunan Süheylâ adlı güzel bir kadını kaçırmağa karar vermiş lerdir. Azılı sarhoşlar barın kapısı na Niyazi adında bir şoförü bıraka rak - kendileri içeri girmişler ve Süheylâyı tutup sürüklemeğe baş- lamışlardır. Bu esnada genç kadın| feryad etmiş ve müşteriler de dışa, Ti kaçmak - İstemişlerse de hâdise. nin polise aksetmemesi için dört ar kadaş bıçaklarını çekip kapıyı kes milşlerdir.Bu suretle . Süheylâyı dışa Ti çıkârıp otomobile atmışlar ve son: ra da Büyük dereye götürmüşler- dir. Mütecavizler genç kadının ırzı na tecavüz ettikten sonra dâ- yol ortasına birakıp kaçmışlardır. Zabıta tarafından yakalanan suç lulav savcılığa teslim edilmişlerdir. Ş S ni zel okullar yeni umum müdürü —— Milli Eğitim Başmüfettişlerinden Ali Teoman, Bakanlık Özel Okul lar Umum — Müdürlüğüne tayin o- lunmuş ve vazifesine başlamıştır. ——— Gecekonduü sahibleri merhum Kâzım Karabekir için Mevlüd okutacaklar et ği Kazlıçeşme D. P. ocağı ve civarda, ki Gecekondu sakinlerinin teşebbüsü ile bugün merhum General Kâzım Karabekirin ruhuna mevlüt okuttu rulacaktır. Ayin, — Kazlıçeşmedeki Şenocak, Dr. Hale Akoğuz, Jale Kök sal, Server Bürgeden mürekkeptir. oosan Aşk- ve-his romanı l kamız değil mi? — Doğru:.. Pakat 'Turhan Yılmaz pek çok geyini bizim için feda etti. Hele ben hemen herşeyimi ona borc- luyum. O olmasaydı. ben silik;bir kız olacaktım, Hattâ belki sen de beni sevmiyecektin. — Hoyır, aldanıyorsun! yavrum. Ben seni sanatın ve yüksek kabill. yetin için değli, sadece sen olduğun için seviyorum. — İnsan takdir etmediği kimseyi tam olarak sevemez. Nitekim sen de lelâde bir adam olsaydın banim sev. lml çekemiyecektin. — Senj - takdir ettiğim, beğendiğim için daha çok Beviyorum.. . Metin bir şaniye düşündü. Gözleri Gallı. Uzaktan — gelen — mütereddid, dalgin bir sesle Cevab verdi: b Hakkın, yar.. Belkide farkında çimadan beritm aşkımı — daha fazla Körükliyen sana kargı —düyduğum Bonsuz hayranlıktır. Birbirlerine söyliyecek sözleri tü- "“"“"'“'"""*l Muazzez. Tahsin BERKANİ Fatih Sultan Mehmed-Camlinde ya Pılacaktır. kenmiş gibi sustular. Akşam karan- lğt ağır ağır ve kat kat inen kur« Şun bir tül: halinde ortalığı örtme- e başlamıştı. Uzak tepeler morars Tığ, ağacların yeşili koyulaşmış, de- nizlerin Üstü. Kızıl hâvelerle burüş. muş, başlarının - arkasındaki' — gök parçası yol yol kurşuni, eflâtun, ki- zıl ve turuncu renklere bürünmüştü. Bu renkler havaya, ağaclara ve kır. lara toz halinde şerpiliyordu.. — Ne güzel bir akşam değil mi Metin? — Evet, Bu gece yine harikulâde olacak. — Arka arkaya hep gümüş gece. ler... — Yemekten sonra benimle bahçe- ye çıkar misin? — Hayır yavrum. Dün aikgamı hai tırlamak tüylerimi Ürpertiyor benler Birdonbire onu, bir uztırab " heykeli gibi Kapinın eşiğinde dikili görmek ne müldhiş bir manzara 1di. — OÖn yaş ihtiyarlamış — görünü. iyi olmasa idi Ekmeklik una; mısır; yulaf; fasulye; bakla karıştırıb halka- yedirmek- mecburiyeti hasıl ola, Bir fırıncının tek tip ekmeklik u-j nun €470 çavdar ve ©630 buğdayı Ih e: ee cakmış ! Ekmek gramajımın 860 a İndiril- Mesi, Belediyanin karaına- bağlıdık. Fakat gunü belirtmek — 1 ir Kİ mek gramajı İndiril: ihtiva A8İ kalorl düşünülmüş — deyildir. ajıin düğmestne, rutubet dereces inmesi sebeb — olmaktadır. ve banclar bundan birgey kazanma- aktadır, Şimdiki stoklar, bu ekmeğin ye- nilmesini bir mecburiyet haline ge- tirmiştir. Ekmeğin içine çavdar Ka- rıştırılması ayrıca bir zarüret icabı- Gır. Zira bu yılın çavdar - rekoltesi geçen yılıh fld mislidir. Pğer çave dar rekoltesi de büğday gibi düşük olsa 1di, bu defa buğdaya mısır, yu. laf. fasulye, bakla karıştırmalc icab edecekti. 'Temenni edelim, Ki bu tek tip ek- Meğt aynen devamını sağlıyabilelim. Tek tip ekmeğin İstanzul, Anka- ra; İzmir gibi büyük şehirlerde imâl edilmesine sebeb, bu şehirlerin buğ- day spekllâsyonuna müsald bir dü- Tum arzetmeleridir. ——— — I FH AARİFYTE —— Üniverıiteye yeniden yazılan talebe e Üniversitenin bütün Pakülteler rinde, dün öğleden sonra, birinci sömestr. tatiline başlanmıştır. Hukuk Fakültesinden maadâ, bü tün-Fakültelerde sömestr usulü ka bul edilmiş bulunduğundan, ikinci sömestr devresi için yeniden tale. be kaydına başlanmıştır. Bu münasebetle; Edebiyat Fakül tesinin Coğrafya branşına 7, Türko lojiye 15, Tarihe 55, Felsefeye 45, Fransız Filolojisine 20, İngiliz filolo Jisine 20, Alman filolojisine 30, Şar kiyata 40; Sanat TTarihine 25, Klâ. sik filölojiye 40, Arkeolojiye 40, Ö- nasya dillerine'S0 öğrenci; diğer ta raftan İktisad Fakültesine 40, Pen Fâkültesinin F. K B. kımyna 40, Kimya Mühendisine de 9 'öğrenci alınacaktır. — Açıklama 'Trabzon Lisesinden Y miyetinden: 30 Ocak tarihli ve 3212 No. lu ga zetenizin- ikinci sayfasının beşinci sütununda, Cemiyetimizi ilgilendi- ren- ve (idare heyeti feshedilmiş. tir) şeklinde çıkan yazınızın doğru olmadığı bilâkis çoğunlukla itimat reyi aldıtını bildirir ve bu hususun gazetenizin ilk çıkacak nüshasında ayni sayfa ve ayni sütunda neşrini diler saygılarımımı sunarız. G. Sekreter Ahmed Selim- Tah- mur, Başkan: Sabahattin. Kundu- poğlu. —iğimi Eyüb Halkevinin vereceği müsamere ö-bübedi Eyüb Halkevi gençleri tarafından Şubat ayı içinde, «Sağır, Kör ve Dil sizler» cemiyeti menfaatine, Ses Ti- yatrosunda bir müsamere verilecek ti işenler Ce Tefrika : 56 mwvx ll yordu. — © büyük sanatkârın benim yü- zümden böyle küçüldüğünü, şahsiye- Uni kaybettiğini görmeki — beni ne kadar üzüyor. bilemezsin. Genc adamın yüzünden, birdanbi- re, bir kuskanolık rüzgârı geçti. Kuv vetli eli Verdanm bileğini yakaladı. — Ona acıdığımız. yetişmiyor mu Verda? Aramıza her zaman - onun Bölgesi mi girecek? Yoksa... Verda ona - hayretle baktı. — Niçin sözünü bitirmedin? Yok- Büler Metin yenemediği bir öfke ile des vam . otti: — Bu acımak geni ona yaklaştı- miyor mü — Ne demek'Istiyorsun? — Açık- konuşatım: Ona acıdığın İçih' nihinyet ağun İstekierini yörine Bettrecek misin ? — O bönden birgey Nişten — Belli olmaz. Befki mek teklif eder. iYör aa. ana evlens Musevi Melek, büyücülükten dönmesi mahküm. oldu SN e Kürtuluşta — Kükürtlü oturan Museviden dönme — tanınmış büyücülerden Melek adında bir ka- dıh. Kendisina müzacat eden Tahsin isminde birisinin k. 00 lira- sını bulacağını aiş Ve kendisi. ne: e— Şübhelöndiğin. kirnselerin tır- naklarını kes getir. Bu, parayı ça- lanların idrarlarını keseceğini, — bu süretle-çaldıkları parayr geri verme. Be mecbur kalacaklar» demiştir. Bunun Üzerine Tahsih, evimde. ki- racı bulunan ye yakın kiracının tırnaklarını kesip falcıya göndermi; fakat hiç netice alamayınca da poli- 8e müracaat « Yakalnarak asliye 2 za mah Kemesine verilen sa: din 1 ay Hapis Ve 34 lira para a mah küm edilm Milli Türk Talebe Birliği kongresi dün de yapılamadı yE dkafa 29 Ocak 1948 perşe: ması gerektiği hal min edilemediği | edilen; Milli Türk Talebe Birliği Genel kon- gresi, dün saat 1430 da, Eminönü Halkevinde yapı Kongre başkanlığı fakla, baş Muharrir ve Had Baban si Bilâhare; gündem; Müzakere edilma: da, bir üye tarafından tilinin başlamış ol üyelerin hemen he dünmadığı, binaenaleyh kongrenin, sömestr tatilinden sonraya - bırakıl- Ması istenmiştir Diğer bir üye de; kengrenin usul- Süz olduğunu, üç gün önce- den gazetelerle ilân edilmediğini söy lemiştir. Şekib Altınahtar adında bir Üye de; Birliğin 2000 üyesi — olduğunu hazır-bulunan 200 kişi ite <Komü- nizmle müc: şulamıyacağı teklif etmiştir. Başkan;. kongar ni oya Ki edilmiştir. ———H—— Doğumdan sonra öldü Kasımpaşada Hacihüs lesinde Tmam Tada oturan'30 y isminde hami gün öğleden sonra sancılaı doğumu kib Ku seki — hastahanesinde Hâstahanede yapılan muayenede e- benin irtibat — kordonlarını - kestiği Börülmüş ve ebe Safinaz Erbil tede birsizlikle ölüme sebebiyetten sanık olaraksorgu altına alyanış eli Yakalanan hırsızlar Uzun zamandanbderi Kıisıklı, Çam hca Büyükdere, Beylerbeyi ve Ada lar semtinde yapılan hir: fatlleri nihayet zabitaca- y mıştir. Bünlür sabı rdan Hasan Aksoy ile Muharrem: Köt. dür. Hasan çaldığı eşyaları bir kis- mını bavula doldurarak, hapisane de iken borclandığı: Cafere gönder« miş ve zabıtaca'ele geçirilerek mü. sadere olunmuştur. müt; diği Ha- ölmüştür. — Evlenmek mi? — Olmyacak birşey deği bu. Ma Gdemki seni seviyor, ilânihaye böyle uzak kalamaz. Iztırabın, — feragatin G6 bir hududu vardı — Fakat ben onu bir baba gibi seviyorum. Böni himaye eden, bâna yyel gösteren fedâkâr bir baba.. Metin omuz silkti. Boğazından hıç kirığa benziyen bir kahkaha çıktı. — Bâba... Onun-sana kürşı düy- duğu his bundan me:kadar uzak! — Öyle'olsa da bunu kabil oldüğü kâadar gizlemeğe çalışıyor. Bana kar #4 çok hürmetkâr- davranıyor. — Olabilir. Amma 'sen benim so. rüma cevab- vermedin. — Neydi 0? — Şayed sana evlenmek teklit o derse kabül eder misin? — Ne münasebett Metin çok ciddi bir tâvırla: ona biraz dahâ yaklaştı. — Baüna bak Vürda. Amcamın bizi birbirimizden ayırdığını görüyorum, İkimizin 'de “çaresizlik içinde çırpın- diğimizi da vanlıyorum. Sana- Karşı düydüğüm . derin sevgiye'rağımen beki Ismoğe, harekete geçmemeğe; amca- ni Üzecek bir kararı bugün için ver. memeğe müvafakat ediyorum! amma bir şartla Seni kendime her zaman yakın görmek... Buun 'ne kadar emin olurşam . sabrım o derece artar, seni fazla sıkmam, aksi takdirde sağa so. la bakmadı 1 alır buradan glde- “Devamı var) İZER SABAH | Bir okuyucuma cevab D Ün akşam aşağıdaki mektubyr aldım. Yalnız imza sakibi il; beni- değli, gazetpnin mı Terini de — korumal için iki mânay: ee Bön kelima te Gi ça hafifletimek- suretilo aynen neşrediyi rumz «Sayın Fıkracı, (Yeni Sabah) gazetesinin eHer Sat bahs sütununda kıymetli yazılarınızı her gün zevkle — okumaktayım. aı; dakikalık bir zamanımı olsun yazıla: rINIZ. sayesinde neş'eli geçirdiğimden dolayı size bir moydan sinisi mantı & le Peker fâsulyesinden yanılmış ve üs zerine. Ağralı — zeytinyağı — dökülmüş bir. kayık tabağı Yasulye- piyazı, bune Tarın üstüne de ağız tatlılığı olarak bir. kutu Atf inan üzümü yedirsem doğrüsu yino hakkınızı ödemiş ol mam. ul Aziz Fikracı, şimdi sizden bİP ricas da- bulunacağım. Sırtini Halk Parliki sine dayamış, bu pârtinin müfrit âzge sından Pars, Kaplan ve B: pundan olup Sındırgıda Di tarafından biri hayli hırpalanan: Balıe kesir meşhur millotwekili 'Süreyya -Örs Be evren ile muhayyel birer mülâkat yapmanızı istiyorum. Okuyucunuzun bu. kadarcık bir ris caşınt- esirgemiyeceğinize eminim, Şu Mektubumla; sizi rahatsız ettiğimrlen dolayı kusurlarımın. affinı diler setam Ve hürmetlerimi sunarım efendim. Okuyucularınızdan Şükrü Toksöz AzİZ Şükrü Toksör, Ben dertok sözlüyüm amına doğru sunu/ söylemek tâzım b0 atarır da Siz-beni. ferah. forah gölgade bıras kıyorsunuz. - Bu- ilibarla- mektubunuze da bazı cümlelerin noksan çıkmasına. hayret etmeyiniz. Ayrıca- Receb Peker rin; gider ayak Türk malbuatına ha. diye bıraktığı yeni basın kanununun bazı maddelerini” de. bilmodikinizi an- liyorumz / Damdan- düşmemişsiniz. ki halden anlıyasınız. — Bu-bakından da sizi mâzur gördükten sonra &mirlerie nize geliyorum. Ben şimdiye) kadar. gerek- Rasih Kaplan, gerekse Muhiddin Sana Pars Ja çeşitli muhayyel mülâkatlar yap- mıişlim. Hattâ sayın Kaplanta mul rem. Parsın bir. hasbihal sırasında; — eveni Sabahe n Fikracısi yiz bizi diline- dolamış, fakat gel zör kâ költehora kızmak elimizden gelmiyor, çünkü Iâkırdıları batmıyor! demiş ol dukları da kulağıma kadar geldi. Bök ki bu zevat böyle dememişlerdir de; — Mel'un bir gün gelir de elimize Beçerse biz. ona Hanyayı, Konyayı öğretiriz! demiştir de muhavereyi ba- Na nakleden - zat beni için mahsus öyle konuşmuştur. Maa- Mafik >ben bu zatları” mühayyel bir Âstiklât mahkemesinin üyeleri olarak Fırıldakçıbaşı Yalman Çölebiyi, Bizim Patronü >ve- hatlâ-kendimi. sığaya çakı tirmiştim. Süreyya Örgeevrenle mülâkata ge- Tince- bu zatla mühayyel “dahi- olsa, bir mülâkat — yapmaktan Tanrr banl muhafara buyursun.- Çünkü işittiğime Böre kendisi pek- heyecanlı olmakla; maruftar. İster misiniz; benimle 1âtie fe ediyor diye Ankarada karşılaşın. ca gırtlağıma - sarılsın... — Maamafih sizi momnun- etmek için ilk fırsatta kendisile muhayyel biT mülâkat yapı mıya çalışacağım. n mülâkatlarım nasıl muhaye sizin ziyafetler de o derece has getirse ürkütmemek Hele Atıf İnan üzümüne bayıldım. Ancak bu çeşid ekstra ekstra meyvar ya fakir midem alışık - olmadığı için mide fesadına uğrarım diye korkuyo- rum, Ben de. selâm ve hürmetlerimi su- narım amma karilerimin aklına eser de daha tehlikeli kişilrle muhayyel Mmülâkatlar yapmamı isterlerse bunun Bünah ve vebâli de size aid olacağını unutmayın! Bâki hoşca — kalın efen- dim...> FIKRACI 'ktisad Fakültesinde de söıı:eslr usulü tatbik edilecek Sömesir usulünün İktisas. - Fâ4 kültesinin yıl sonundaki imtihanla rında; behemahal tatbik edilmesine karar verilmiştir. Diğer taraftan, iki yı! üstüste ay ni sınıfta kalınış bulunan öğrenci: lerden üssümyzandan 385 numarayı İsdoldurmuş olanlar bir: üst sınıfa geçmiş sayılacaklardır. Büna muka- bli, her dersten en az 5 numara al- mış olmaları şart koşulmuştür. Karar; öğrenciler arasında mem- nuniyet uyandırmıştır.. — , A TAKWİRE e ŞUBATINI Rumi sâni 19' | pazar Kasım 886 — AY'1 — GÜN 32 Vakitler Vasatl s D Güneş Yt 1A Öğle 12 28 İklnat 15 08 Akşam y 2i Yat$ı 18 59 İmsâk 5 S1