! | D S PT !Vğmiî;(iklâl Mılıkeı;ıesinde neler gördüm? Atatürk'e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü zan (. R BK — O halde niçin bulunmadınız? — ©O gün İstanbuldan çıkacak- tık. — Nereye? — Almanyaya, — Kim kim gidiyordunuz? — Talât paşa, Enver paşa, Ce- mal paşa Bahaeddin Şakir, dok - tor Nâzım beyler, bendeniz. — Sene nereye gidiyordun? — Pen de Almanyaya gidecek- tim, Biraz rahatsızdım. Fakat pa ga sen de gel dedi. — Onlar niçin, sen niçin gidiyor dun? ir gün Talât paşa merkezi umumiye geldi. Eğer mütareke- den sonra Talât, Enver ve Cemal paşalar kalacak olurlarsa İtilâf- ciların teşvikile bir ihtilâl çıkartır lar ve belki memleketi işgal etti- rirler. Anadoluya gitseler belki oa ları almak için memleketi işgal e- derek bu bahaneden istifade edçr- ler. Onun için memleketi terket- meleri münasib görüldü. — Bek âlâ... Doktor Nâzım bey niçin gidiyordu? — © da cemiyet işlerinde bulur. muş, tanınmıştı. Esasen kün ister se beraber gitsin denmişti. Onun için gitti. en niçin gittin — Talât paşa söyledi. — Demek içlerinde en uslu ve bigünen sen idin.,Dünya altist ol- duğu raman tedaviyi bahane ettin Giderken para, pul aldın. — Benim yüz elli kâğıdım var- dı. — Fırka parasından sen ve ar- kadaşların ne parası aldınız? — Arkadaşlarımın ne para al- diğını bilmiyorum. Altı aylık için beş ah yüz lira verdiler. Eve bı- raktım. —— Kimden aldınız ne kadar al danız? — Hatırlamıyorum, beş altı yüz lira &'dım. — YHakikaten sizi birer birer seçmişler ve hakikaten bu millet çok cexmiş. Bir insan bir para lır da kimden aldığını bilmez mi Eşkiyalık, hırsızlık suretile ald. le veya böyle aldım der- iniz. Halbuki Küçük Talât bey ikişer bin lira aldık diyor. O mu yalancı, sen mi yalancı, sen para- ları nereden aldın? — Yo veznedardan veya kâtibi umumiden. — Senin ağzından çıkmıyan sö- zün mânasını anladım. Arunızda gasbedilmiş bir parayı taksim e- İnönü Armaganları (Baştarafı 1 inolde) onlara natırlatılacak bir şey madı Kirt Bu mes'ele hakkında — gazetelerden birine beyanatta bulunan Celâl Esad Arseven hemen “hemen. yalnız- dediko- dulara temas ediyor; bunun haricin - de dise dokunacak malümat o kadar az ki ârleta gazete havadisincen iba - yapıl- Tefrika No. 142 diyorsunuz. Onun izini vermemek için söylemek — istemiyorsun, en bâüriz hakikati saklıyorsun. Küçük Talât bey iki bin lira aldığınızı söylemişti. İnkâr ediyor musun? — Hatırıma gelmiyor, almadım. — O halde onların n söyle- diklerini kabul ediyor musun? — Yalan isnad edemem. — Diğer arkadaşlarınıza ne pa- ra veri'diğini biliyor musun? — Bazı kâtibler vardı, onlara birer #enelik maaş verdiler. — Nerede konuşuldu? — —Merkezi umumide kon du ehzalara al'ı aylık —kâtiblere birer serelik muaş verelim» dedi- ler. Çönkü düşmanlar gelecek, dar Mmadagınık — olacak, açlıktan öleş cek. — Ağlıktan öleceksiniz, millet ne olacak, diğer İttihadcı arkadaş larınız ne olacak? Bu - paraları Bırf avanızda - dağıttınız, - bakiye parayı ne yaptınız? — Teceddüd fırkası aldı. Hesa- bını ona devrettik. — Firar edecekler nasıl tesbit edildi? rar edecekler için ti umumiyece konuşuldu, karar ve rildi. — Bu arkadaşların aileleri ve çoluk çocuğu için para aldınız mı? — Aidiğımız para onun içindi — Kara Kemalin elinde daha pa Talar vardı, ondan hisse almadı- nız mı? e — Hayır. — Rumanyadaki paralar ne ol- du? — Basri beyde olduğunu Be linde duyduk. — Rasri beydeki kimindir ? — Bilmi muştu. — O paralar memleketin gasbet tiğiniz paralarıdır. Hâlâ hıyanete sevketmektesiniz. Basrinin Ruman yada olduğunu —nereden - biliyor- sun? Kemal ile irtibatını muhafa za ediyor mü? — Hayır bilmiyorum. (Resin emrile para tevzüi hak- kında Küçük Talât beyin »fadesi okundu) 'Talât bey bunda merke- umumi âzalarına İkişer bin lira, kâtibi mes'üllere de birer senclik tahsisat verildiğini söylüyordu. — Ne doğru söylüyorsunuz gö rüyor musunuz? Bizim asık acıdı- ğımız vatan ve milletin senelerce sizin gibı adamların elinde kalm sıdır, ona acıyoruz. Yoksa vatan şimdi ikurtulmustur. — Vallahi bilmem efendimi. servet şimdi yorum, o mesele hallol- (Devamı var) AARAAAARARARARARAARARARAZ Haydarpaşa lisesini bitirenler toplandı Haydarpaşa Lisesini Bitirenler ce- müyetinin yıllık kongresi dün Şehza- debaşı “Letafet apartmanmdaki 10. Kalde yapılmıştır. Kongrede günde- min bazı maddeleri görüşülmüş ve üzun Mmünakaşalardan sonra — seçim yapılmak üzere toplantı gelecek cu- imartesi saat 14 de talik edilmiştir. ret, şin garibi, böyle mühim karar ve- recek olan jüri heyetinin de kimler - den iburet okluğunu “bilmiyoruz. Sayın Giresun milletvekili: <Bu İş- de mesgul olmak üzere - Başbakanlığa bağlı bir anakomisyon teşkil adilmiş- tir. Komisyonda kıymetli ilim adan: imiz ve san'atkârlarımız yer almı; tır.> Dedikten sonra «Profesör Bonaf, profesör Âkil Muhtar, profesör İbra- him Hakkı, Suud Kemal, Adnan Say- Bun» gibi bazı isimler sayıyor. Bu zevatın değerlerine inanırız. Fas kat böyle bir mes'elede daha başka yahsiyetler de görmek isterdik. Verilen mükâdallar ufak terok pa- ralar değildir. “Mühim — meblâzlardıı Meselâ şiir mükâfalı olarak Yahya Kemale verilecek para yirmi veş bin dira imiş. “Şaire 25.000 değil, 25 mül-| yon'lira da azdır. Fakat kiymetin ve Höhretin en yüksek muvkline — erişen bu dâyarda bir adama artık inlikâfat verilmez Bu mükâfatın biraz da teş- Vik mahiyetinde olduğunu unutmamm- d Kazananlardan en çok yerine mas- TUf olanı tiyatro mükâfatıdır. Cevart) Fehmi Başkut muvaffak — olmak içim Adeta mücadele etmiştir, — bıkınamaş, yılmamış Bayesine ermek İçin bütün mânlaları yıkmağa — azmederek Türk Sahnesine İki mühim eser — vermiştir ; kendisini candan tebrik ederim. İşte cİnönü armağanları» nın bu - Bünkü vaziyeti böyle oldu; bundan sonra Gaha geniş bir alâka uyandıra- sak şekilde tertib edilir inşallan! Amma ne zaman sokağa çıksa Kai Bısinda onu görmüş; yalvarmalarına Jayanamıyarak onunla bersder git. miş, sonra da gicliğine pişman ole mu$tu. “Bu yyüzü « kenaiai affedes miyor, zayıf oluşuca kızıyordu. Niçin, Bülendle yüz yüze iken, onu reddedemiyordu? İşte Verdayı öfke- dendiren bu idi. Fakat, vaziyet bir: denbire değişmişti. Bülend, yalvaran Aşık halini bırakmış, ona meydan okuyan bir tavır almıştı. Binaena- leyh, onun da bir karar vermek 20 runda bulunduğu aşikârdı, Bunun 1- gin Verda, bütün irade kuvvetini top- damış, onunla, kendi isteğile, llk ve belki son defa, görüşmeğe karar ver- miş, bunu Bülende bildirmişti. 'Ona ne #öyliyecekti? Bunu henüz Pek tasarlamamışlı amma herhalda aralarında ikat'i bir görüşme yapıla- cağı muhakkaktı. Verda buna hazır olduğunu hissetmekte idi. Bülendin vereceği cevablara göre, ya bir da. ha (görüşmemek Üzere ayrılacaklar, yahut da!.., -Hayır, Bülendle hemen nişanlanma Ahtimaline pek yanaşa- miyordu, Böyle bir teklif karşısında Kalırsa mutlak Metine danışacaktı. Sevgili, “dost ve fedakâr Metine! Genc kiz, Türhan Beyin ziyafetine Bid teferruatı Metinle konüşürken ayni zamanda bu düşünceleri de ba- Şınan çinden geçirmekte İdi, Metine danışma fikrine için için - gülümse- mekten kendini alamadı. Bunca 2a- mandanberi hâl? hislerini tahlil ede. —— ——— ——— .a :XZ iYORKİ | Köylünün koru | ve tarlasını satan muhtar Bi utumuzdan aşa- ğidaki mektubu aldık: «Köyümüz 84 haneliklir, nâ fusu 000 ilâ 1000 i aşmaks tadır. Bu 84 haneli köyümüz ve b köylüler, birlik —ola- rak köy namına senelerce ev- vel hatta dedelerimiz ve bu- balarımız zamanında satın n- hınmış ve köy salması olarak köyün vakfından sayılan tar- larla koruyu evlâdımız. gi- bi baka, k büyütmüş ve mey dana getirmiş bulunuyoruz. mdi bu köyün ve ki ünün korusu, köy — muhtacı Osman Doğrul tarafından şah sİ mentnati uğrunda (2) şalı- sa satı'mış veya - kiralanım bu İki şahıs da bu korü — içi- ne maudıra yaparak — (250) yi mütecaviz z keçi hayvanı le (50) yi mütecaviz sı ğır hayvanı sökmak süretile ko ruyu tahrib etmeğe başladış Abi, köy muhtarı tarafından da koru kesilmek ve kırılmak suretile harab edilmekte ve bir y Jan da temizlediği a Baçlık ve ormanlık yeri tar- laya — kalbederek — buralarını hileli ve sahte muamele tan- zimi svretile tescili — peşinde koşmuktadu Köy muhtarı - hem — kö- yün Ve köylünün — korusunu kesmek ve kırmak-#üretile ve hem de korüyu — başkalarına satmak veya küralamak — sa- retile ve ayrıca da tescili 1- çin sahte muamelelerle uğra- şarak şahsi menfaat — temini sevdayına ve gayesi peşinde koşm köyün ve hem de hak ve hülükuna — tecavüz ve gasb — ile kanuna aykırı hareket etmekte ve köy ka- mununu ihlâl etmektedir. Muhtarın bu yolsuz kanunsuz hareketini üst ma- kamlara duyurmak İsteğinde olan köylümüz, bu — kişinin baskı ve tehdidi - karsısında hiçbir kanun yoluna baş vu- ramamaktadır. Çünkü; mah- tar hahkında küçük bir çi- kâyetin sonu bir. cinayetle neticelenmesi çok / muhtemel bulundağundan köyümüz hal kı bundan çokinmektedir. Gerek tarlalırın geliri — ve gerekse kocurun geliri, kö- yün ovarımı ve düzenine ya- Famamakta, ancak köy muh- tarı Osman Doğrulun — şah- kta ve böylece — hemn köylünün Sİ mebfaatine yarama'ıtadı Binvenaleyh köy mahtarı- nn şahsi menfaat temini hır sile bu gayri kanuni — hare- ketlerini alâkadar - makam- Tara urularak — köylümü- zün Cevlâdı gibi yetiştirdiği bu korunun daha fazla tah- Tib edilmemesi için satırları: min sayın gazeteniz Sütunla- rile nesredilmesini ve alâ- kadarların nazarı dikkatini celbetmenizi vatan ve mem- leket uamına ve millet men- faatine rica ve istirham e- derim.v Adres: Beykoz Yalıköy E- mek fırınında Safranbolu- nun — Aliveren — köyünden Burhaa Er yörrera A_şk ve his romamnı ww Tefrika Mülli Korunma kanununun mevkil mer'iyetten kaldırılmasına karar ve- rilmiş bulunduğu İçin, bu kanunu 8 senedenberi tatbikle mükellef —olan Ankara, İzmir ve Zongul dak milli korunma teşkilâtının Ocak İstanbul ma savcı muavinleri yerinde kurula- caktır, Ay başında faâliyetleri #ona erecek olan mezkür mahkemelerin yerine 8 asliye ceza. 2 cürmümeşhud we 1 ağirceza mahkemesinin ikame olunması takarrür etmiştir. Şimdiki Toplu Millt Korunma mahkemettinir MÜTEFEFRİK Verem Savaş Derneğine yardım öt , Teberru olunan 200 bin lira ile dispanser yapılacak gi Verem Haftası münasebetile geh- timiz hâlkı Verem “Savaş Derneğine, yekünu 200 bin Jirayı bulan bir yar dımda bulunmuştur. Yeniden iki diz. panser açmağa yetecek olan bu para ile Kocamustafapaşada inşa halinde bulunan bina ikmal edilecek ve Ka- dıköyde Söğütlüçeşmede yeni bir Gispunser inşa edilecektir. Bu dis- panserin arsası Belediye terafından , Derneğe parasız olarak verilmiştir. , Şehrin kok kömürü ihtiyacı Kömlür Satış ve 'Tevzi Müeasesesi hesabına Zonguldaktan kömür yük- , M şilepler gelmektedir. Şilebi 17200 ton kok kömürü ile yüklü olarak Kurüçeşmeye gele- cektir. Diğer taraftan İdare «Suat> gile- biNL kiralamak için teşebbüse geç- miştir. *Her seferinde 1400 ton kok kömürü getirecek olan bu gilebin kiralanmasından sonra nakliye işle- rinde biraz daha kolaylık temin edil miş olacaktır. Et karaborsa satı değisiklik yok Et fiyatlarının artırılması için'ka- Sabiar devamlı surette “Belediyeye Mmüracaat etmektedirler. Şehirde dalmi surette et karabor. sası vardır. Kasablar, bugünkü fiyat- ların idare etmediğini ileri sürerek koyun etini 260 ve hattâ 280 kuru- şa kadar satmaktadırlar. Otomobil çarptı Şoftör Agob ldaresindeki 2278 sa- yılı taksi evvelki gün — Taksimden Harbiyeye doğru giderken Baki adın da bir şahaa çarpmış ve sol bacağın dan yaralanmıştır. Yaralı Cerrahpı ga hastahanesine kaldırılmıştır. tır, ağark Bugün de | ayı hitamında lâğvedilmesi katiyet kesbetmiş bulunmaktadır. — Şehtimiz Milli Korunma teşkilâtı kadrosu ay- nen adliyeye devredilmiş bulunmakla Bakanlığa arzedilen kadro kanunu tasdikten çıkmıştır. Yeni kadro ka-| nununa göre İstanbul C, Savcılığına bağlı ve başmuavinlikle idare edile- cek olan savcilik — binası, — şimdiki Yolcu Salonu Üzerinde, Mült Korun- ———RK———.” | Büyük Yalan MK, Mahkemelerinin ilgasından sonra kurulacak mahkemeler EE Bir ağırceza, iki cürmümeşhud, üç asliye ceza mahkemesinin kadroları tasdikten çıktı bir rels ve Üç âzadan mürekkeb hü- kimler heyeti, yeni ağırceza mahke-i mesi beyetini teşkil edecektir. Kuru- lacak olan 2 cürmümeşhud mahke- mesl de, şehrin asayişine mugayir hareket eden suçluların yargılanma- sına tahsis olunacaktır. Diğer 3 asli. | ye ceza mahkemeleri, Adliye binasın- daki asliye cozaların işlerine baka- caktır. Bu üretle bir dâvayı sene- lerce karara bağlıyamadığı vüki, as- ilye cezaların ağır işleri biraz olsun hafiflemiş olacaktır. lene Toplu Mil ll Korunmanın yerine ağırceza ika- me edilmekle, İstanbul gibi cinayot ve ağır suçları pek fazla yekün tu. tan bir gehirde ağırceza mahkemele- rinin yükü hafifletilerek adedi üçe çıkarılmış olacaktır. Blltün bu yeni teşkilâtın organize- Si için Jâzım gelen kadro kanunu gu bat ayının 1 ingen itibaren yürürlü- Be girecektir. POLİSTE Çıplak olarak dövüşen üç kavgacı hizinde hşayeir Hamamda başlayan münakaşa soka...a nihayete erdi Bvvelki akşam Eytibde Hasana ald Sütlüce> hamamma giden müşteri- lerden Ali Üçer ve Ali Civa isimlerin de iki kişi banyo yapıp çıkarken ha- mam sahibile kavgaya tutuşmuşlar- dır. Hamamcı dövüleceğini anlayınca, a Şında takünye ve sırtında peşte- mal olduğu halde sokağa — fırlamış ve diğer kavgacilar da aynı kıyafet. le peşinden koşmuşlardır. Hamam kıyafetlerile cadde üzerin- de boğuşan üç adam — takünyelerle birbirlerine vurmağa başlamışlardır. Etrattan yetişenler tarafından kav- ga yatıştırılmış ve yaralılar tedavi altına “alinmışlardır. t Cezaevinden kaçan bir mah- küm — yakalandı Ahmed Eröl sadlında —bir sabıkalr 4 ay önce Malatya Cez: n kaç- mış ve gehrimize gelmiştir. — Firari evvelki akşam “Hâlde portakal san< dıkları satın alırkan - yakalanmıştır. Dün sabah nöbetci aavcı muavinli- #inde sorgusu yapılan Ahmed ifades sinde: <— İstanbulda ihtiyar bir annem var, onu görmek ve hem biraz para kazanıp kendisine yardım etmek için firar ettim. Zaten bir iki güne ka- dar kendiliğimden avdet edecektim» demiştir. Tevkif edilen suçlu Malatyaya sev kedilmiştir. Arkadaşını yaraladı Tophanede oturan ve eski cibise dellâllığı yapan Talib ile Mehmed ev- velki akşam 20 Jira alacak yüzünden Kavgaya tutuşmuşlardır. Kavga es- Nasında 30 santimlik kamasını çekeni Mehmed, Talibi 5 yerinden yaralamış tır. Ağır yaralı kanlar içinde Beyoğ' lu hastahanesine ikaldırılmış ve — ca- zih yakalanmıştır. M k"=''"““""“'“""Ij(ııazzez_ Tahsin FERKAND meyişine, Bülendi sevip sevmediğin! anlamayışına şaşıyordu. Birdenbire Metine şu sunli sormak istedi: — Yanında tken beni çeken bu a- Gdam, yalnız kaldığım zaman hütira- sile beni üzüyor, öfkelendiriyor am- ma onu görünce öfkem düşüyor, yi ne ona gidiyorum. Bu sevgi midir? Böyle acaib bir bilmeceye benziyen Sua) karşısında Metin onunla alay et miyecele miydi? Ona: sen meğerse toy bir ço- cukmuşsun!? Aşkın ne olduğunu hâ- 1â bilmiyor musun? Demiyecek miydi? Verda bundan korküyordu. “Dün onu ven çok sinirlendiren yey gülüne bir vaziye- te düşmekti. Herşeye tahammül eder di amma kendisile alay edilmesine asla! Bahusus böyle his meselelerin- olince, sâkin — bir tavırla ziyafet teferruatını münakaşa eden Verdanın acaib bir ruh halinde bu. Jundugunu anlıyor, fakat buna büs- bütün başka »bir mâna veriyordu, Genc kızın Bülendin kayıdsızlığı yü- zünden bedbaht olduğunu ve ibu za- vallılığı gizlemeğe galıştığını zannet. mekte idi, Onun Bülendi - sevdiğine arlık gşübhesi kalmamıştı. Bülendi seviyordu. Gizlice görüştüğü adam a Adi, Onun yüzünden Metine yalan #öylemeğe bile tenezzlil etmişti. Bunu anladığı dalhe, evvelce wer. Giği kararı yerine getirmek için, Vet day edecek miydi? Hak ati kevdi gözlerile görecek miydi? Kalbinin Üstünü dağlıyan —üzüntü ateşi, buna cevab verebilmek kv Tzi ondan dlmıştı, Bilmiyordu. hiç birgey bilmiyordu artık. sındaki ağaclı- Ba geldiği zaman akşam karanlığı ağı ağır basmakta idi. Bülendle bu Baatte bulüşmak - İsteyişinin sebebi vardı: Çocuklar evlerine girmiş olur lar, ağacların altı tenhalağtr, hem 'de yarım saydınlıkta yüzleri pak se- gilmezdi. Genc kuz sinirli ve öfkeli idi, 'Bülendin kendisine karşı bu kadar kahaca hareket — etmiş olmasını bir Vrlü affedemiyardu. Bu duygü- ların verdiği azabiyetle — Bülendo Şaklaştığı zaman onda öyle yüksek- 'ten ibakan bir hal gördü ki, ibir iki GAVIka evvel bir düziye - Öfkeme ikapılmamalıyım VEİK onun vereceği izahatı 4i Bv- Ekmek meselesi hallolunamıyor —ü ğ e) Alınan sıkı tedbirlere rağmen fırancala satışı berdevam sğı Şelirin bütün semtlerindeki ların devamlı şekilde kontrol edilme. Si Vilâyetco kaymakam — ve nahiye | müdürlerile belediye Zabıtasına " ta- mim edilmiştir. Bü tamimden sonra yapılan kontrol neticesinde 22 fırın hakkında adii takibat açılmıştır. O- fisten ayni kalitede un verildiği hal- de ekmeklerin değişik evsafta olu- şundan mes'ul tutulan fırınlar hak- kında sıkı bir takibata geçilmiştir. Bundan evvel fazla hamur çÇikma- &1 Üzerine, Belediyece ekmeklerin 880 gramdan 870 grama rar verilmiş ve bu karar alâkadar- lara tebliğ edilmişti fırin- ndirilmesine ka- Son günlerde bazı fırınların bu karar hilâfına ha- | reket ettikleri de görülmüştür | Diğer taraftan — şehirde — francala | Karâborsası devam etmektedir. Alâ- kadarlarca alınan tedbirler kaçak I- mal olunan francalaların daha baha- h satılmasına sebeb olmaktan başka hiçbir değişiklik husule getirmemek- tedir. Arabacılar cemiyetinin kongresi SA Dün yine eski idare heyetine şiddetli hücumlarda bulunuldu Haftalardanberi bir türlü neticeye bağlanamıyan Arabacilar - Cemiyeti kongresi dün yeniden saat 10 da Eminönü Halkevinde yapılmıştır. Gerek arabacılar gerekse eski he- yeti idare İle yenisi arasında öteden- beri mevcud olan Ihtilâflar &ebebile talik edilen kongrede dün yine şid- detle münakaşalar cereyan etmiştir. Üyelerden söz alan Said, at nesli- | nin Üretilmediğini, — hayvanlara iyi bakılmadığını ileri sürerek Arabacı. lar Cemiyet idare heyetinin kamyon üzerindeki düşüncelerine temasla 1s- kelelerde fazla kamyon çalıştırılma- masınt ileri sürmüştür. Diğer bir üye de harb yıllarında 7 ! kuruç olan kepeğin gimdi 15 kuruşa | yükseldiğini yana yakıla bahsetmiş- | tir. Lütfi adında bir arabacı Cemiyet tarafından bir eroinciye araba satın alındığım söylemiş, âza Kâüzım da başkan Yaşara hücum etmek ister- ken susturulmuştur. Azalardan Sab- ri, Arabacılar Cemiyetini medih yol. lu konuşmak isterken kekelemiş ve salondakiler: «— Sana ezberletilenleri unutmuş- sun, otur yerine!» diyerek bağırmış- lardır, Seçim çok münakaşalı ve kavgalı geçmiş ve toplantıda eemiyeti ilgi- lendiren bazı kararlar alınmıştır. çet Prof. Ahmetd Ali Özekenin konferansı -Eminönü Halkevi 7 nci yıl müsta- kil konferanslar serisinin 10 uncusu 12 Ocak 1948 Pazartesi günü saat 18.15 te İktısad Fakültesi İşletme ve İktısad profesörü Dr. Ahmed Ali| Özezken tarafından (Sınal kalkınma- mız hakkında düşüncecler ve teklif- | der) mevzuunda — verilcektir. Gırış> soerbesttir, ! 'tab bile etmez, onun 'bulunduğu mu- hitten uzaklara kaçardı. — Konserde ne işim vardı benim' — Nasıl ne işin vardı? Dandandan hoşlanmıyorum ben/ Sen mi? Halbuki bilâkis müzi- ği seviyor görünüyor, bana bir düzi. ye böyle söylüyordun. — Sen benim göründüğüme ve söy lediklerime >bakma! Genc “kiz *bu kabaca sözlerle büs- bültün saraılmıştı. Hele son kelime- ler karşısında Bülendi. “tokatlamak istedi amma buraya bir maksad İÇTN eererrr...r.r.rrr... gelmiş olduğumu hatırladı. Ne olursa olsun, begtin bu adamın tesirinden kurtalacak, onımla uzun konuşacak- fı. Onun hakikt maksıtdı neydi? Ay- lardanberi pesinde dolaşır, diller 08- kerken, birkac gün içiride neden 'bam başka bir kalıba girmişti? Demek senin görünüşüne danmamalı, öyle mi? — Evet efendim, Yarı aL Z OCAK 1048 —— OkUYUCU 'ı IHEII SABAH| Karabüklü Mustafa oğ'u Ali Doğancı dayıya cevat enim kara bahtlı köylü dayı» B 55. ma sizler de Hâlâ zehirden şila umu- dan hirini önünüze koyup şöyle — bir yökmuş : hiç umurlarlar mı? derek ve gür sözlerle vaadlerde bulu- takdirde köyünüzde adım başına çuş- me yapacağız, cennete çevirecekiz, sağ ll Bala t falar da yardım tatebinde burunduksa yorsak de, yaz-günlerinde susuzlukları çok sıkmtı çekmekle beraber, köy hai- SESLEER e Bürül sutar akacağımı umuyorsan şin- Si e S çalıp reylerinizi aldılar a, alt taratı İçinizden biri çıkıp “da: sınız, hükümet hep etinizde — idi, bu nen köyümüzde çeşme yapmayı dü yümüze su gelsin, ondan sonra oylur Mne Har Bgöz davranın “ve unutmayın «i Halk DözemRer z SErA Bi Domek ki su yok amma, civarda ba- Te eee E a l SETE ZK mayın. Ünlar siz köylüleri köyünüze tekete hürriyet ve Demokrasi getire- ceğiz diye avutuyorlar. * Amma bil- mem kendilerini mi aldatıyorlar, yoksa Köyünüz halkının firâde firâde ha- SA Z lâmlar ederim. Bana — öyle geriyor ki GKa Kacak, kar ve yağmur — sularına ey- vatlah aiyeceksiniz. Fakat dediğim Bi- —- pılmayın. Baki bütün memleket halkı ile birlikte cümleten hoşca kalın, bes nim kara bahtlı köylü emmilerim.» FIKRACI ve Mangala düşen çocuk Karagtimrükte Mimar Sinan mı hallesinde Yamaç sokağında 1 nu- marada oturan “Mebrurenin 6 yaşın- daki kızı Feriha evvelki akşam oda- da oynarken mangala düşmüş ve vü- cudunun -muhtelif yerleri yanmıştır. Feriha Şişli Çocuk hastahanesine kaldırılmıştır. x TAKVIN * OCAK 1048 1368 — Rumi Hieri K, evvel Bater 30 30 Pazartesi li sorta konuşmalyırı PGABERTD Z ., bire — Verda boğazını tıkayan yumruğu || Kasım 086 — AY 1 — GÜN 12 iye “talkinler <yaptıtı halde, bi — ÜUTCA b N— ——— Üüün, oğaamağa: — aait SÜ mokastak slamiyors | z Mağrur, biraz da hirçin bir gesler — ÜÜ Büsbütün gaşırmıştı. Kelimcler , l vııııD Binsi T aa dudaklarının arasından çıkmıyordu. İ Kltgoşi RiĞe & ,5’ Suali dudaklarından döküktü. ÜG gurber? Tükürenlüle di Öğle nn : 22 JZavallı Verda, bu Sözlerin o alçak I-W *'""'-'ıı" "ı *"“n'[':l':";:ı:“ İkindi 4 48 9 47 aü aa trdi N acatımı hiç düstinmemiş miydin? A a aa Bon mi? Ben mi sana hakaret DAT AT a u buluşman 41 müdhiş bir 1z. e Dam Yatdı Üa 197 zetinefis kırileliğile Yitecggini ümiş — TÜTÜSÜM? “Ne zaman? ANerede İmsâls 40 12 40 olsa, sormak şöyle dursun, ona hi- (Devavu var) Üi