İımır İstiklâl Mıhkemesınde neler gördüm? Atatürk'e suikasdın tafsilâtı ve İçyüzü ğııın C. R. — Esasen merkezi umumide mevzuubahis edildi mi? — Hayır esasen morkezi wnu- minin nüfuzlu âzaları kabinede İ- di. Merkezi umumiyi dâvete lüzum | görülmedi. — İstifanızdan sonraki nasıl teşekkül etti? — Bu esbabı Talât paşa Vahi- dettine izah, o da Tevfik pasayı kabine teşkiline memur etti. Uzun zaman arkadaş aradı, —muvaffak olamadı. İzzet paşa memur edildi. Bu suretle mütareke müzakeratı- na girişi — Arkadaşlarınızdan bir kısmı- nın gerek kabine dahilinde, gerek haricinde memleketi terketmeleri- ne nasıl karar verildi? — Terkettiklerinden — haberdar değildim. İstifadan sonra mükâle- memiz esnasında İngilizlere teslim olmamak için firar niyetinde oldu- ğunu Talât paşa söylemişti. Diğer âza ile münasebetim yoktu. Firar- larından malümattar değildim. Lâ kin hissediyordum. Sonra Talât paşa bir gün beni telefonla aradı ve kendisi ile birlikte firarımı tek- lif etti. Bendeniz şahsen buna razı olmadığımı ve burada kalarak he- Bab vermeğe amâde olduğumu söy ledim. O da: «Ben kendimi İngiliz- lere ve itilâfcılara teslim etmem. Bâde gelir hesab veririm.v - dedi ve firar etti. Sot kongrede bulun- madım, Nesimi bey reisin bir sualine ce- vaben kongre neticesinde İttihad ve Terakkinin Teceddüde inkılâb ettiğini gazetelerde okuduğunu, © günlerde Kemal bey ile hiç gö- rüşmediğini söyledi ve sonfa te' kif edilerek Maltaya gittiğini an- lattı. Ve men'i ihtikâr komisyo- nunda bulunmadığını, bu işle alâ- kası olmadığını ilâve etti. Müddeiumumi, Nesimi beyin Zi- raat ve Ticaret Nazırı olmak do- layısile men'i ihtikâr meselesinde alâkadar olduğunu söyledi. Nesi- mi bey böyle bir dâvadan haberi olmadığı cevabını verdi. — Maltadan geldikten sonra nasil vakit geçirdiniz? — Uzun esaret hayatı sıhhatim üzerinde tesir etmiş, zayıf düşmüş tüm, Avrupada — tedavi — edilebil- kabine dim. Büyük bir ameliyata muhtac tım. Fakat kuvvetlenmek içia Ti- rolda kaldım. Münihte ameliyat yaptırdım. Nesimi bey hastalıklarını ve 1z- tırablarını anlatarak tarzı tedavi- Zabıta tarafından tutulup muaye - nesi yapılmak Üzere belediye doxtor- luğuna götürülen içkili adama — dök- for ne yapacak? Ağzını koklayacak, 4 ikı içtiğini tasdik edecek. mnııı huzuruna çıkmak için rakı içmiş ol mak kâfi değildir; bunu da doktor - /(dan ziyade polis takdir eder. Yaksa her rakı içeni yakalayıp merkeza gö- türecek olsak hapishaneler sarhoşlar- da dolar. Hükümetin — yaptığı bu — mücadele, Fakı mücadelesi - değildir. Zira bir devlet otoritasi için rakıyı olduğu Bi bi yasak etmek güç bir düva otamaz. Hükümet rakı ile değil, rakı İçmesi- ni bilmiyenlerle mücadele ediyor. Zım- nen? «İç amma, diyor, insan gibi iç..> Asıl düva bu değildi mes'ele bu milleti içkiden kurtarmaktı Gozete- derin fıkara muharrirleri rakı fiyatının indirilmesinden sonra sarfiyatın — alar bitdiğine yükseldiğindan — bahsediyor- dar, Raki sarfiyatının artması, umu- Mi sıkhhatin zararı sayılır; bu mes'ele ehemmiyetle üzerinde durulacak hale elmiştir. İçkinin Önüne konferansla, felkimle, mecmua İle geçilmez, — halkı rakıdan. tiksindirmek- Tazımdır. Eski İkdam sahibi merhum Ahmed Cevdet, İsveçte hükümetin harkın so- Buk yüzünden sikole düşkünlüğünü, bizim sabtebci güyümteri şektinde man Ballı Kahtar içinde hazırlattığı. sıcak Sütle önüne geçtiğini — anlatırdı; an- gak meyhane zevkinin Üstüne çıka - cak zevkterle hatkı eğlendirmek saye- sinde onun ayağı bu ahlik mezsaha- sından çekilebilir. Bu şarttar içinde sarhoşlara — karşı yapılacak müamete, muvaksat tedbir- derden. İbarettir. Devamti — Takiblerle belki bir müddet için “bedmest» Tiğin arkası ahınır. Fakat sarhoşlük dalma #anvoee katacaktır Tefrika No. 135 sini hikâye etti. 1922 senesinde İstanbula gelerek tedaviye bir se- neden ziyade devam ni ve morfin sayesinde yaşıyabildiğini söyledi. — Avrupada — arkadaşlarınızla, Cavid ve Cahid beylerle görüştü- nüz mü? — Hayır, yalnız Halil beyi gör- düm. — İstihlası müteakib İstanbul- da hükümeti milliye tecssüs ettik- ten sonra eski İttihadcı geçinenler cöt den bir. takımı sizi bir içtiman dâvet ettiler mi? — Evet efendiri bu - sırada idi ki günün birinde Kemal beyden bir tezkere aldım. Gazi Paşa haz- retlerile vuku bulan mülâkatı ü- zerine bazı beyanat için Cavid be- yin hanesine gitmekliğimi bildiri- yordu. Gazi Paşanın — beyanatını tetkik etmek üzere gittim. — Ke- mal bey yoktu. On kişi kadar var» dı. Gündüzdü. Öğleden ve yemek- ten çok sonra idi. Canbulat, Cavid beyler vardı. Kemal bey gelmemiş ti, Hüseyin zade Ali bey, Saba Hamdi bey vardı. Şükrü bey var mıydı? Hatırlamıyorum. Cahid bey? Onu da, Ardahan mebusu Hilmi bey? Vardı. Rahmi bey? Tahattür edemiyorum. Mithad Şükrü bey? — Hatırlamıyorum. Hasan ve Vehbi beyler vardı. — Nail bey? — Hatırlıyamıyorum. Teşkilâtı esasiye kanunu yapılmamıştı. İn- tihabat arefesiydi. Bahis, muhtelif hükümet sistemleri üzerinde cere- yan etti. Ben ilmi ve nazari malü- mat verdim. — Rois. kimdi? — Reis yoktu. — Bu içtimam sebebi ne idi? İükümet sistemimizin görüşülme- sine ihtiyaç neden hasıl oldu? — İntihab münasebetiyle görü- şüldü. Esasen Kemal beyin sözle- rinden Gazi paşa hazretlerinin ev- velce hizmet etmiş ricalden de hizmet beklediklerini söylemiş ol- dukları ayrı bir teşkilâtı kabul et- miyeceklerini söylemiş — oldukları anlaşılıyor. izi Kemal beyin toplaması- 'nın mânası nedir? Yani siz bir res mi teşekkül müsünüz? (Devamı var) Etrafı heyecana veren bir infilâk İzgürde bir sabun fabrikası kazanı damı delerek havaya uçtu İzmir muhabirimizin bildirdiğine göre evvelki gün 1130 sularında garşı içindeki Muharrem Canbula- tın sabun fabrikasında, müthiş bir infilâk olmuş, etrafta telâş ve he- yecan uyandırmıştır. — Önümüzde kaç ay kaldı ki za- ten. “ * Bu sözü Coşkun söylemişti. Müm- taz ona cevab vermek için ağzını a- çarken Nuranla Yıldız bir ağızdan: — A... Bülende bakın! diye ba- gırdılar. Gazinoya gelmiş, — yerle, miğ... — Ne iyi tesadüf! Ben onu İstan bula indi. sanıyordum, Mümtazın sesindeki sahte şaşkın. Dği yalnız Birsen — farketti, ona yaklaştı. Yavagca: — Bu oyun ne oluyor? dedi. Bü- lend niçin bizimle gelmedi de ayrıı geldi? Sonra sen bunu neden biz- den gizledin? Mümtaz kıpkırmızı olduğunu göz termemek içiğ mendilile yüzünün te- Tini sildi. — Sus Birsen, Bülende bir iyilik yapmak istedim, Verdanın kendisin- den kaçtığını samyor, Üzülüyor za- vallı, Birsen kaşlarını attır — ç — Pülendin bu acayib halleri hi hoşuma gitmiyor doğrusu. Verda ka gıyor diye ona oyun oynamağı ilini- ze da yakıştıramadım. Coşkun, etrafında geçenlerin far- kında değildi, Gülerek Bülend> sen- lendiz — Hâlo Bülend! Gene adam daldıği düşüncelerden uyanınış göründü — yesinden . frtadı: — Hâlo çocuklar! Üç essayı birleşlirerek bir. büyük ——— —— ——— — Okt v l DİYORKA Ecnebi kelimeler hastalığı din Ural — ismindeki cumuz billiriyor: « Kimbilir benim — gibi siz| de kaç defa — gördünür, bilir sizin gibi daha yüz blı lerce insan gelip geçtikçe me) kadar — görmüştür? — Bilmiyi rüm, tenkid edildi mi, yoksaj Tâkaydane bakılıp geçildi. mi, bildiğim bir gy — varsa, o daj köprüden her - geçişimde gö-| rür üzülürüm. — Yataklı — va gönlar - sirketinin - köprü a| jantasının — Üzerinde — yazılı framsızca tâbirli yazıdan bah| setmek — İstiyorum. — Meşhur| (Vagonli) yazısından bahset-) mek istiyorum. Bu — kelimeyi) okuyacak Türk, mânasını an-| lamıyacak, Fransiz ise belki mâna - verebilecek. zısını anlamıyacak. görülüyor ki, bizde kendi kendine bir. şey mak heveslisidir. müz almak — için gittim. Merdiven başında (YVe| saktir) diye bir yazı gör düm. Caddeleri gezerseniz bir. çok gayri müslim — vatandar şın kendi şivelerile yazmış ol- dukları birçok yanlış yazıla;| . Biz Tisanımı- çemi lâübaliliğe uğratılıyor? Bizim bir lisanımız ve bir yazımı vardır, buna — saygı — göster-| mekte her vatandaşın — vazi- fesi olmalıdır. Gözlerimiz öz türkçe yazımızın hasretini kiyor. Artık itina ve titiztik-| le kullanılan bir türkçe k yoruz. Bu hasusta alükadı İarın nazarı / dikkatini — çek- mek üzere gazetenizde —neş- rini saygıyla rica ederim.» * OKUMA YAZMA — BİLMİ- YEN BİR MUHTAR Karabtik İnönü — cadde- sinde Alle Bakkaliyesi sabi- bi Fehmi Kalyoncu isminde- ki okuyucumuzdan — aşağıdı ki mektubu aldık: Halk Partisinin delâletiyle Safranbolu İlçesinin — Camli- kebir. mahallesi — muhtarlığıe mu seçilen Mestan Körkçü dmndaki şahıs sırf karacahil olduğundan — kendisine — her hangi bir evrak — ilmühaberi tasdik etmek için yanında bu yazıları endisine — okuyüve- recek künse kalunmazsa, bu gibi işleri tardikten çekine- rek haftalaren bu. evralıları cebinde taşımakta ve bu su- retle halk işlerinde güçlükler çıkmasına sebebiyet vermek te ve vatandaşları izrar ei mektedir. Alâkadarların na- zarı dikkatini çekmenizi di- lerim. -<— — — —- — İntikâka sebeb, emniyet supabı- bulunması — ve İslimin Kozan ani olarak infilâka uşmuş ve damı deldikten sonra 25 metre kadar yükselmiştir. Kazan anl olarak infilâkla uçmuş lara çarpmuş ve - tahribat yapmış- tır. Fabrikada başlayan yangın, kısa bir zamanda söndürülmüştür. İn- sanca zaylat yoktur. YENİ SABARH Üsküdar yangınının yeni tafsilâtı Geceyarısı çıkan y angın, Üsküdarlılara korkular geçirtti, 2 ev# 1 dükkân yandı Evvolki gece saat 24 sıralarında Üsküdarda İnkilöp — mahallesinde Kassan sokağında 21 numaralı tek katlı ahşap dükkânda yangın çık- mığtir. Havanın rüzgârlı olması do layisile yangın süratle yayılmış, bi tişikteki üç evi yaktıktan aonra söndürülebilmiştir. — Yangım — bir muharririmizin — yaptığı — tahkika ta göre şöyle cereyan etmiştir. Saat 24 sıralarından Denizyojları | araba vapuru iskelesi baş memuru işlerini tamamladıktan sonra evine dönerken uzaktan bir dükkândan | alevler çıklığını görerek derhal it- faiyeye haber vermiştir. Az sonra yetişen itfaiye, yangın mahallinde gerekli tedbirleri almağa başlamış tır. - Fakat, havanin fazla rüzgârlı olması yangının hemen çıktığı ma halde basi sına imikân verme miş az sonra kıvılcımlar dükkâna bitişik olan 25 ve 27 numaralı ev- lere de sirayet etmiştir. Vaziyetin elddi olduğunu ve yan ginin daha fazla ilerlemesi istida- rdiğini gören Emniyet yangın muhitimi — kordon altına almış ve kısım eşyanın da kurtarlması tedbirlerine başvurul- muştur. Kurtarlan eşyalar emni- yatli yerlere nakledilmiştir. Bu a- rada yangının söndürülmesi — işile meşgul olan itfalye teşkilâtı su sı. | kıntısına da düşmüştür. Etraftan su temin edilmesine çalışılmış - ve kuyulardan su — istenmiştir. Yan- gın mahalline bir müddet sonra Ka diköy iWfalyesi de gelmiş iki saat ten fazla süren bir çalışmadan son | ra yangın güçlükle söndürülebilmiş tir. | — DÜKKÂN SAHİBİ NE DİYOR Dükkân sahibi Sadettin diyor ki: — Her günkü gibi saat 19 da | dükkânımı kapattum. O zaman hiç bir şey yoktu. Saat 12 ye doğru evde gazete okuyordum. Yangın ol duğunu haber verdiler. Hemen ye | rimden fırladım. Dükkânın arka penceresinden alevlerin yükseldiği | ni gördüm. Başka bir şey bilmiyo rum. Yangının — dükkânda ateşten çıktığı sanılmaktadır. ziyet tahkik edilmektedir. Her iki evde barnan beş — alle yangın dolayısile açıkta kalmış- lardır. Dükkân ve evler Sadettin. ile karısı ve kızlarının malıdr. unutulan Va- ADLİYEDE Rizeden şehrimize kaçırılan kız hayatı anlayınca za- belaya iltica etti 17 yaşlarında Rizeli Nadide ismin deki bir genç kızı tabanca ile teh- dit eden Cevahir adında bir zorba yakalanarak adliyeye telsim edil- miştir Cevahir, Rizede manifatura tüc- carlığı yapmakta iken Nadideyi teh dit etmek 'surettle kandırmış, ve İs tanbula getirmiştir. Nadide, zorba aşık tarafından iğ fal edilmiş ve günlerce otellerde ya şadıktan sonra, düştüğü hayatı am layarak dün polise iltica etmiştir. Cevahir tevkif olunmuş, tahkika ta başlanmıştır. Hava parası alırken cürmü meşlud yapıldı Eyübde, Bülbüldere caddesinde 28 nolusevde mukim Cavit, adında bir bakkal, dükkân sahibi olan Meh- med Azmanın kira ihtikârı yaptığı nı Eyüb Emniyet amirliğine ihbar etmiştir. Eyüb Emniyet amirliği lâzım ge- ten tertibatı almış, ve Mehmed. Az- manı, kiracısı Cavitten 200 Ilrayı a- hrken suç üstünde yakalamıştır. Mehmed Azman, Milli Korunma: mahkemesine verilmiştir. MÜTEFEKRİK Sağlık Bakanının teftişleri Verem delegelerile birlikte dün Erenköy sanatoryomuna gitti «Verem Savaşı haftası» münâse- betile şehrimize gelen Sağlık Baka nı Dr. Behcet Uz ve 46 vilâyet dele geleri, beraberinde Sağlık müdürü Falk Yargıcı ve Tevfik Sağlam oldu ğu halde dün sabah Erenkoy Sana toryomunu ziyaret etmişlerdir. Bakan ve delegeler, Sanataryo- myn baş doktoru taralindan mü- detn tesisleri tetkik etmişler, yeni ilâve olunacak pavyonları geziüiş ler, bu arada Homşire okulunda ta lebelerle hasbihallerde — bulunmuş- lardır. Delegeler, bugün sabah 10 da Cer rahpaşa Verem pavyonunu Kasım| paşa ve üb dispansererini ğeze cekler, öğleden soura Etibba odasın da, Milli Tüberkülor Cemiyetinin tüzük tasarısı üzecinde ki çalışma- lJarına: başlayacaklardır. İsveç bandralı şilep bayfasının durumu şübheli - görüldü Evvelki gün Hmanımıza gelen İs- veç bandiralı bir şilepte, tayfalar. dan Gustav isminde birinin âni o- larak öldüğü, 5 tnel şube Müdülüğü ne bildirilmiştir. Savcı yardımcısı Cihad Tüveray, hâdiseye el koymuş, Adalet doktoru tarafından muayene edilen cesedde yara ve bere izleri görülmüştür. Cesed morga kaldırılmış, hüdise de cinayet emareleri sezilmiş tahki tahkikata başlanmıştır. HNHHII ması yaptılar, sandalyeleri etralına dizdikçe taze demlenmiş çaylar ge tirttiler. ellerindeki paketlari — aça- rak saadviçler, bimkililer, yemişler gıkardılar, gülüşe oynaşa — yemeğa koyuldular. Bu eğlence, akyam ka- ranlığı basıncaya kadar nege ve ate gini kavbetmeden devam eti YaKat, dönüş ya. . da, agacların ve dömin üstüne açir ağır inen m- yahtül bir hayal buğusile - örttüğü za- man, Vorda, bir dakika oldu Ki ya- ninda yalnız. Bülendi. gördü. Arkı daşların kimi önden yürümüşler, ba> zıları adımlarım - ağırlaştırarak kada kalnışlardı. Bu değişiklik zaman? nasıl olmuştu? Güzel tabi- ati seyrederken bunu farkedememİş ti. Canı sikildi. / Zoraki bir gülüşle ana baktı. Sâkin bir sesle — Ne güzel akşam değil mi Bü- lend? dedi, İşte bu sade cümle, gene adamın firsatı ona daka yaklaştı saatlerdenberi beklediği verdi. Verdaya birnz Muazzez Tahsin SERKMID elini onun kotuna koydu. — Güzel olan bu akşam: değil sen- sin Verda! Tablat sentn günetliğini belirtmek için yaradılmış bir dekor dan başka birşey değildir. Genc kiz bu sözleri, hiç: beklemi yordu. Buna hazırlanmış ta değildi. Ancak, bu saatte ve bu emsalsiz manzara karşısında söylenen bu. çılk gınca sözler ve bilhassa — Bülendin boğuk sesindeki meakik en himsiz bir. Kalbi bile titretmeğe — Kâdi iâl Verda, birdenliire, garib. bir- yekildie sarsıldığını hissetti, Böyle iken yine sükd setini muhafaza etmeğe muvaf- fak oldu. Dundü. — Yavaşca — Kolünü Çekti: günkü onun avucundan. sızan ateşin, kolundan başlıyacak. — Lübün vücuduna yayılmağa- başladığım an> Bu vaziyette rahat neüca a ve müvazenesini kaybet- he Imkân olnadığını da için için itiraf etmek zorunda Idi, Büyük Bir irade kuvveti kullanazak: v ne güzel kompliman şair *K Bey! diyebildi. Sesinin tamamile sükin — olduğun- dan pek emin değildi. Bülend öfkeli bir tavır aldı — Kompliman değit Verda, sami- Mt düşüncem budur. Sana bunu çok, eskiden de söylemiştim amma sen aramızda geçen o tatlı, o içli saat- lerin hâtırasını bile sildiğin için ba- na İnanmoyersun, İnaamak istemi- yorsun, Buna ne kadar üzüldüğümü Bile görmüyorsun. —Ben senin için yokum artık, Halbuki sen de senin benim için ne olduğunu bilsen Ver- da! Verdüciğim! Bu son kelimelerde acılaşan, tit- rzeyen bir ahank vardi. Genc kız, te- sir altında kalnak, büyülenmek kor künlle sansıldığını hüssetti. Neden Dü kadar güursüzca- korli> muştu? — Bunu sonradun uzün uzün düşündüğü halde sebebini pek Bulü- madi, O akşam Bülenikler miçin kaç- larını arklaşlararak ve mek için — düdüklarını aa — aa ——— —a e ÇAA Arabacıların toplantısı Eski ve yeni idare heyetleri taraftarları tartıştılar lüği — Arabacılar Cemiyetinin — yılık kongresinin, dünkü Pazar gününe tehir edildiğini evvelce bildirmiştik. Dün sabah saat 9.30 da Eminönü Halkevinde toplanan kongre de yi- ne büyük münâkaşalar yapılmış ve hiçbir iş halledilemeden kongre dağılmak zorunda kalmıştır. Saat 9.30 ta kongre at baş kanı Yaşar Ermöz tarafından — bir nutukla açılmış, riyaset divânı baş kanı seçimi salonda elektirikli bir hava yaratmıştır. | İşçi Milletvekillerinden Ali Rıza | Arının delâletile münâkaşa bastırıl Muiş, Başkanlığa Abdurrahim — Üy- gun, başkan vekilliğine de Nüzhet Öniş seçilmiştir. Bundan sonra cemiyetin bir yıllık faaliyet raporu biraz evvelki sakin leşen havayı yeniden alt üst etmiş tir. Eski idare heyetinin iktidar mev kilne gelmesini isteyen muhalif ü- yeler, yeni idare heyetini şiddetle itham' etmişler, bu idare heyetintn düşmesini istemişlerdir. Bu arada söz alan eski idare he- yetine mensup bazı üyeler, yeni ida re heyetinin kepek yolsuzlukların- dan arabacıların haklarını koruma dıklarından bahsetmişlerdir. Cemiyet başkanı Yaşar Ermez, buna cevaben şöyle demiştir: «— Hiç bir cemiyetin yeni idare Beyeti, ilga olunan idare heyetini yolsuzluklarından dolayı mahkeme ye vermiş değildir. Bu gibi hâdise- ler, dalma kötü bir zihniyetin mah sulü olarak örtbas edilmiştir. Halbuki yeni idare heyeti cemiye tine zararı dokunanları meydana çıkarmakla vazifesini " yapmıştır. neticede demiştir. Cemiyet başkanının bu sözleri sa- | donda / gürültü çıkmasma — sebebi- | yet vermiş, salonu dolduran — yüzler- | ce kişi münakaşaya tutuşmuşlar ve hâdise büyük bir meydan — kavgası | halini 'almak Üzere- iken' hazır. bu- Tunan” polis tarafından işe vaz'iyed edilmiştir. | Kongrenin gittikçe gürültülü ola- cağını tahmin eden alâkalılar top- | lantıya son vermişlerdir. İhtiyar bir kadın, yandı Beşiktaş, Dikilitaşta — Sakızağacı sokdğında 20 nolu evde oturan 110 yaşında Selime Haydaroğlu, man- galında kömür yakarken, eteği tu- tuşmuş ve muhtelif yerlerinden ya ralanarak kaldırıldığı Beyoğlu has tahanesinde ölmüştür. a oe Bayındırlık Bakanı gitti Bir müddet evvel şehrimize gelen Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek, dün akşam Ankaraya hareket et- miştir. Bakan Ocak ayı sonunda tekrar İstanbula gelecek ve yapacağı bir basın toplantısında — gazetecilerin muhtelif suallerine cevap verecek- tir. mangalda mırarak, Yıldızla Nurana yetişmek- te neden acele ettiğini de anlya- madı, Bülende açıkca, o geçen macere- fin bir çocukluktan ibaret olduğunu niçin söylememişti? Anlamadığı da- ha çok şeyler de vardı: Metinden bu gezintiyi niçin gizlemişti? Yemekte ve sonra Turhamın yanında - piyano çalarken neden o kadar neşeli Idi7 Bu neşesinin altında gizlenen ve pa- niğe, hattâ acıya çok benziyen o gu- rib titreyiş neydi? Bülendin sözleri onu sevindirmiş miydi? Bedbaht mr 1di? Mes'ud mu? Unuttum sandiğı eskt hâtıralar — sadece — uzaklaşmış. gizlenmiş miydi? İk fırsatta Rücur ma geçmek istiyen sinsi, hat hütı- ralar. Bütün bu sualler günlerce gene ki- çekle gibi Zan beyninin içinde bir vurdu. dürdü. Zavallı Verda, 6 akşam arkadaşla- mna veda ettikten sonra — Bülendin yüzünde, dudaklarında beliren, şey- fanca gülümseyişi, gözlerinde parlı- yan fena parıltıları görmüş olsaydı büstütün titeiyecek, büsbütün — kor- kacaktı. Bülende gelince, © kendinden mem aundü. Çizdiği planı — umduğundan düha Kkalaşr ve çabule tatbilke edeceği- ihanmıştı. Bu. plânin — tathikinde, Bagünkü gibi, Mümtazın saf kalbin den ve dostlüğündün, öteki arkadaş- İarın da iyi niyetlerinden — İstifade edebilecekti. (Devamı var) ne BOCAK 1918 HER SABAH Gazetelerden inciler D ÜÖN pazardı, Üstünüze — üfiyet biraz dü kiriktiğim — olduğun- dan matbaadan bir yere çıka- madim. Vakın — Belediye — Roisimizle yaptığım muhayyel — mülâkat — Halk Partisinin yeni — İstanbul — mümosslil doktor. Fahreddin Kerim Gökayın da ağzının sularını akıtmış amma ne ya- lan söylüyeyim, şöyle kandimi bir te- Parlayıp üstadın — ziyaratine — gideme- dim. Kömür tevzi işlerindeki — güçlükler yüzünden valde de kömür alma gil - nünün tarihini geçirmiş, ben de dışa- rıda idim, bu itibarla henüz kömürü- müzü alamadık ve hâlâ — mangal başı safası ile kendimizi avuttuğumuzdan mdır nedir, kendimi Üüşütmüş olaca- Bim ki, dediğim gibi, düm bir — külçe kamik halinde mathaada — pinekleyip dürdüm ve diğer gazetelerdeki inciteri Bözden geçirmekle meşgul oldum. Her Büm muhayyol bir mülükat — yapıcak değiliz a, biraz da başkalarmın boşa- rılarını Öymekle meşgul alalım. Cumhuriyet> Şükrü Kayanın yaz - dıği bir makaleye — «Şefler ve Bene- gin fikri> başlığını koyanu; Fıkracı — Bu konu ctrafında Be « neş'in değil Baskan Truman'la Baş - bakan Attibe'nin fikir ve mütateola - Fını sormak deha döğrü olur gibi geti- yor bana, * Tasvir> Mühimt İfşaatına davam ederek yine kırmızılı yazile saruyor: «Komünizmle nasıl mücadele — rdece Biz?» Fıkracı — Vallahi azizim, o şeta - fatlı n ile şaat di yeni bir. gi - n. Mesolenin aylar Ca evvel frank meomualarında çıayo resim ve yazılara inhisar etliğini gö- rünce hayal sukutuna uğradı. — hela © tertib ediler mahud «Kamünist ta- nima> ceçelesi yok mu? Masil — diye- yim, bende hayal sukulundan da de- rin bir tesir yaptı, âdela gidiklanı - yormuşum gibi saatlerce bemi gütdür- dü. Bana öyle geliyor ki böyle him Mittt dâvatarda — işin x: ve gazetecilik tarafı bırakılsa ha lüplü ve daha esaslı yazdara &- hemmiyet verilse hi ç de lena ol- mıyacak gibi geliyor bana, Bu tarz - daki ifşaat ÇI) devam edecek olursa Bgünün birinde okuyucuların hakilki i1- Şaata da omüz silkip — geçmelerinden korkulur. Hırsız var diye ikide birde halkı ayağa kaldıran — mahud çabam fıkrasını unutmamak Yâzım... da da- Vatan> da yedi sütum üzerine ter- tib edilmiş olan yodi sütunlük man- şette: «Demokrat müllelvekilleri, mar aş farklarını partiye verdiler» denili- yor. Fıkracı — O paralar şu takir müb letin bir kere cebinden çıktıktan son- ra ister partiye verilsin, isterse har yır. cemiyetlerine. * «Son Posta> relikimiz yana yukula haber veriyor: «Mül Eğitim Bakan lğe yangını işinde (Gönen) — adliyasi tahsisatsızlık yüzündem telle — cevalı veremedi.» Fıkracı — Bir de her gün, hem de Boş yere, telsizle dahi konuşarak bir çok paracıklarımızı sarleden Basın ve Yayın Genel Müdürlüğündeki — tahsi- sat bolluğunu düşünün, artık — güler misiniz, ağlar mısınız, bu cihet sizin. viodanınıza kalmış bir meseladir. «Son Saatı ın :—ı—ı. süteman 'da da, Velkovan haber veriyar: «E - Tendimiz memnun değil. Fıikzası — Yazıyı okuyunca (Efem dimiz) in köylü vetinimetimiz otdu - Bunu anladım, amma sornameyi gö- TÜp geçenler Hatk Partisine hulüs çar kiyor sanabilirler. Malâm a, efendi - mizin hâlâ kimler olduğu Kâyıkila an- daşılamadı. Gözünü seveyim — Yeikor vancığım açık konuş... FIKRACI ——— Kolunu. makineye kaptırdı Ayvansaray Çeltik fabrikasında çalışan işçilerden Mümin — Ozkan, kurma makinesine kayış takurken, sol kolunu makineye kaptırmıştır. Mümin Özkan, Balnt Musevt has tahanesine kaldırılmış, tahkikata başlanmıştır. ..r.rrrrrrrrrr..... x TAKRVİM * OCAK 1948 V oas7 Hieri Baler ı Pazarlesi Kasım 59 — AY1 — GÜN 5