A Afyonda /| p bir tuhafiye || mağazası =! soyuldu. ği veprrdiarn — . Haırsızlar yükte y hafifbahbadaağ şeyler aldı.. Afyon: (Yeni Sabah) — Ayın yirmmi dördünü yirmi beşine bağlı- yan Perşembe gecesi, gece yarısın- salan şanra burada, enteresan — bir Buzaazhk. vak'asi-olmuştur. Şehrin: tatijnimiş tühafiye tüccar ; Jarındanı Hac Şeyki Özkanıl ma: Bazasısoyulmuşlur. Harsızlık mağa zanın arka tarafındaki boş arsa- : dan damı - delerek içeriye girmek suretile yapılmıştır. Burada enmü || himrolü büyük kancalar görmüş 5 tür. $ Zar: fit ve bal 8000 - liradır. yaptıktan sonra büyük kancalar is timal etmek suretlle tekrardama çÇı karak firar etmişlerdir. Falller, yakalanamamış, buluna- mamıştır. Bunların yerliden olma yıp.dışarıdan gelme meşhur hıirsız, ve ziyat nakit ve yükte ha ada ağır olmak Soyguncular bu üzere işi ür, Zabıta tahkikat ve takibata baş lamıştır. Neticeyi ayrıca bildirece- - j e ö — Çanakkale Yardımseven- | ler derneği çalışmaları Çanakktle: (Yeni Sabah) | — gehrimiz Yardımsevenler- Derneği Vi Benelik genel kongresi Cumartesi Ü günü Halkevi salonundâ dernek üyelerinin iştirakile yapılmıştır. Köngre Halil Dilmaçın başkanlı- ginda açılmıştır. Evvelâ idare kuru J Ju raporu okunmuş. Bu - raporda derneğin dokuz ay zarfında umumi gelir olarak- (2950) lira sağladığını, buna 'mukabil (365) lira Malül ve | fakirlere aylık yardım, (297) — lira | — derleğe>mühtelif kamanlarda baş 'l vuran fakirlere, (210) lira. Erkek Sa nat Okulu - talebelerinin. giyimine, B (209) lirasyazın açılan Kazılay” Ço- ÜÜ — cuük kampımna, (90) lira Sanat Oku- lündan iki öğrencinin birinci taksit lerine; ve (100)lira”da: genel 'mer- | keze yardımda-bulunulmuştur. Bundan başka 'dernek 'bir. hasta' ye beş fakire her'ay muntazaman bakmakla vesikl fakir talebeyi de Sanat Okulunda okutmaktadır. Yapılan yeni idare kurulü - seçi- minde Münire Nomer - başlanlığa | Halil, Dilmaç ikinci başkanlığa kâtipliğe, ve Zeynep Oytun vezne- darlığa seçilmişlerdir. Muzaffer Seç 3% Bursada yaî başı gecesi Kaf ——— ——— 31 Aralik - 1 Ocak gecesi Bursanın eğlence yerlerinde bir cevelân lar olduğu ihtimal ve kanaati galip| i | Şafl Başak saymanlığa, Ekrem Uz kin, Sevim Tuncelli, Rifriye Uğur- YA Kurulalı insanlar; i'- tibâri bir hareket nokta- sından — başladıkları mu- ayyen bir zaman taksimi: ılbaşı saymışlar ve her sene bu deyrimi 3*[' kutlamışlar.. — Herkesin birbirini İ | tebrik etmesi, hediyeler vermesi ve giden sene ile gelen seneyi lüks bir müsasesede Sampanyalk bir ma- sanın başında teşyi' ve istikbal et- mesifdeğismez bir programdır. | Yılbaşı gecesi içilir, dans edilir, bilhassa kumar oynanır. İnsan de- nilen mahlük - bâtıl i'tikadlardan kendisini kurtaramadığı için yıle başı gecesi kumarda kazanırsa bü- tün sene talihin kendisine gülece- ğini “sanır ve her zaman — olduğu gibi vurgununu yine kumarhanc- | dövümr. | — Böyle yılbaşı kumarlarında nam Wwvak'alardan biri «Avantacı Ve- li> beyın (Hanâki) de ev parasını | — Bon meteliğine kadar (paseta) ya verdikten sonra üstü kırmızı ka- İş dife kaplı peykelerden birine uza- | narak- horul horul - uyumasıdır. Veli beyin bu Jâkaydisi o zama- nin kabadayılarından; Gani- beyin Weinirine » dokunmuş “va : “zavallıyı kasından — tutup - tokatlamaza şlayıış. 'Uyku 'sersömliğt' İle ne olduğunu - bilemiyen " Vet”'ber «Aman” efendim...” “Süçetif refte sualine knhı deli Arnavud: On beş lira ver Elim ayağım titriyor. Sen | bin altın verdin... Nasıl yatıp u- yursun? İstanbulda eskiden kumar ola- S. m — ki Üç gündenberi herkös-bir birine soruyordu: — «Yılbaşı gecesini nasıl 'geçirece Küçük gruplar - halinde - evlerde toplanacaklar var, hariçte şansla- rını depöyecekler yar, garden par tilerde sabahlara kadar dans ede- cekler var... Nasil-kiseski ramazanlar'la on bir aylık geliri bir - Ramazan ayı içinde tüketir idiysek, şimdi' de bir çok kimseler hayli aylara tekabül eden mevcutlarını bu bir gecede eritecekler Tam-on — gündenberi — şiddetini durmadan devam ettiren lodos fır- tması bugünün akşamı daha fazla vak korküne uğultular hâlinde şehri yalayıp süpürüyordu.: Ata- türk Bulvarını bir-uçtan-öbür u- ca, başlardan uçan şapka- ve kâas- etler kaplamıştı. Sahibleri arka- sından koşuyorsa da yetişemiyor, alk. yüzlerce — metre sapkalarını- başkalarının * yardımi- le ele-geçirebiliyondu. Caddele yürüyen insanlar bile uçmamak i- çin büyük bir gayret 'sarfettikleri görülüyor, cadde bir velhasıl ö koskocuman herc-ü-mere- manzarası arzediyordu. Bu sebebden ortalık ka Tarmaz — caddelerde - kimsecikle kalmamış herkes. yuvasına çekil- mişti. En akıllı iş de bu idi fabii İki gündenberi hummalı bir fa- aliyet göstererek kendi 'büyük -: lonunu dâvetlilerin — zevkiae: göre hazırlamağa çalışan Dağelık «Ki bü, dağlarda-çam bırakmamış hej sini klübe yığmış... Bir çok-l:im- seler bu. çamları 'tavan. ve vduva: lara takmakla maşgul balunuyors lar. Diğer taraftan Çelik Palaata da buna, benzer faaliyet devam evtiği göze çarpıyor. Çelik- Palasvdaha fazla şehrin çkâbirini . izan.edip. eğlendireceği için gok cazibı bir şe- kilde ihzar edilmekte... Garba-temessül bâbında zevk ve pğlenceye-o.derece fazla dikkat ve itina görteriyonuz ki, bütün. işleri- mizi ayni dikkat -ve ehemmiyetta takib etsek-muhakkak hiç birmok sanımız olmazdı. Nöeli kutlama kiçin 'göstergiği- Miz -bu dert gayret verintizamışa- yanı hayrettir?. Her ne>hâl'ise, Gece-tam saat birde Dağdılık Ki ee N lu, Leman Erkut âzalıklarda kâlmış lardır. Yeni idareskurulunun önümüzde ki yit çalışmalarında fakir “ve-yok, vi A masidaniğki taşıyor, kin, Sesim “Tuncelli, R: ederiz. rak en çok oypanan oyun barbud ve paseta idi. Sonraları ,(şimen- düfer bakara) ve (İki tablo:baka ra) moda oldu. Ayni zamanda kes kin kumarbazların (Firayun) adlı bir oyun oynadıklarını da - hayal meyal batızlarım; — simdi » hezkes poker oynuyor; hele - (Sosiyete) dediklerj “kibar muhitlerde bilhas- sa kadınlar. kendilerini öyle poke» re vermişler ki - sufak. bir vckrr yapalım!> mukaddemesile m: oturanlar bir (seans) da beş on bin lira alıp veriyorlarmış. (Brig) daharbugünkü kuda ammüm, etmeden: eyvvel 'vanurlar, dan (poker) /çok:oynanındı. . Huttâ kumarla geçinen :bazı sanlat 'ehli- nin, poker oynayıp pana- kaza: mak için vapurdan çıkmamak-sa boyuna Amerika seferi yaptı Tarı olurdu. Bu münasebetle poker mera hlarını ilgilendirecek bir fıkra an- latayım: Amerika postasını yapan biiyülr vapurlardan — birinin — salonunda biri Yabudi-olmak Üzere dört kisi poker oynuyorlar, Oyunculardam biri Kaybetmiş... Fena halde smir, en bütün - varını ' yoğunu teşkil- eden bır tütam: banknot kanp' örüne koyuyor hepelni deklrre ettimt> rdiyor, | Kâğıtları Veriyobler Bizinde “üç birli vur... Kaybeden kâğıdına bakıyor dört papas; Yahudi bakıyor floş ouna- a bir vâğıt eksik; üç birlisi olan çıyor; Yahudi görüyor, kayıblı önündeki bütün — parayı - sünerek arttırıyor; ikisi de kabul ediyor- RLEİ Kzarsa sirda e süzesi| Altmet Türko: bü-salonundan i lar normal- halindekinden — daha sık, — birbirlerine ekli imiş — gibi| tanzim edildikleri-- cihetle- içerisi | hıncahinç *dölü"bulunuyordu. Ca durmatan ço yor, garsenlar dür- düvetliler dur madan ' danâ-ediyorlârdı. - Burada toplananlar bâaşları mest ve mah- mur, neş'e ve şetaret dalgası ha» lihde yeni yılın -birinci santi içine dalmışlardı. Klübden çıkarak Çelik Patasa uzandım. Burası da başka bir lem... Otelin geniş salonu b başa dolmuş... Ekâbir yerlerinde Valisi, mealisi hepsi burada... Caz kıvrak kivralr çalıyor, çiftler dans ediyor, şampanyalar mütemadiyen şerefe patlıyordu. Şans masaları arı gibi işliyor. Bizim yanına s0- külamadığımız -deste deste bank- notcuklar saniye içinde bir elden diğer ele intikal ediyordu. Aklıma rar Cumhuriyet alanına übe g Şehir Klübü geldi. Tek çıkarak Burası ötedenberi irdim, şans deneyicilerin daimi bir mel- ceidir. Salonda herkes kendi âle- de... Videlo-bezik, briç, poker ne arzu ederseniz - hepsi mevcut. TTanzim edilau büfeden de istiyen ara sıra bâdenüş. oluyor, tekrar masasına dönüyor. Hemen hemen oğu klübün müdavim müşterile- Buradan çıkarak- rüz; de yalpalıya yalpalıya tanıdılılar- dan birinin evine doğru yürüdüm. Bir kaç komsu toplanmış tomhala oynarlarken - buldum. Fazla -ocur- miyarak dışarı fırladım. Her hal- devsnat düç falan-olmuştu. Eve gi- dip yatmağa-karar vermişken ak- hma>birdenbire şu kıyı ve kenar mahalleleri dolaşmak fikri Arız 0l- du. Haydi : bakalım Yıldınıma!... Bir çokevlerde ses seda yok, Kim- bilir kaçmar uykudalar... Bazı ev- 1 lerde işik Vvar, ses aksetmiyor. Bir kag sokak'daha dönüp dolaştıktan sanra, bir arabaya atlıyarak. bi: Muradiyeye geldim. Zavallı Muras 1 diyeliler yeni yılın girip te caki yı- hn geride kaldığından bihaber-öy- le derin bir sükfna dalmışlar ki... Sökaklarda ışıklar olmasa gayrı meskün bir semt hissini verecek... |Eve döndüğüm zaman” saat tam beşti. Bu yazıyı bitirdikten- sonra | sabahleyin erken — kaldırmalarını | tenbih ederek yatağıma — girdim, |Ben yatağa girerken fırtma kor- Ükuaçluğünu öyle arttırmıştı ki tev ,Zangır zangır sallanıyordu. YENTİ'SABAH TÇENLERD davler ve mil (g ) lete kırk beş, ellk sene hizmet <A denizdi etmiş, Akdenizde, Kar bayrağımızı — Ha gı am 1 g idiye) Üç anbarlı — Kalyonu hakkında uzun yıllardanbori> top Hiyahlldiğim - bilgileri okuyucularıma düştum. Muntazam tarih - vesi- kaları — tutulmamış — memleketlerdi böyle mevzular üÜzerinde yazı yâz maklığın ne kadar güç — olduğunu böyle işlerle uğrağanlar pek İyt bi lirler, O makâlede birçok eksiklikler Hülunduğunu ben de biliyordum v bünü söylemiştim. Meselâ — geminin yapıldığı tarihle gemiyi, yâni zama nının en büyük, en küvvetli ve en zarif harb teknesini yapan — Türk ustasının adını makalayo koyama- mıştim, Bu şerefli ve küdretli Türk sanatkârının adını Deniz. Müzesi ve- kaları içinde bulabileceğimi küv- vetle ummakta isem de aramağa vaki tim olmamıştı. İnşa tarihini de tah- mino bırakmak zorunda — kalmıştım Halbuki tesadüfün hayatımızda ç garib cilveleri vardır, kırk yıldır. a- rayıp bulamadığım o tarihi, (Mah- mudiye) Makalesini (Yeni Sabah) a bamılmak Üzere verdikten bir geca sanra eh kolay bir yerde, hem da biraz tafallâtlı olarak, bulmayım mu! İşto bu kayıddan -anlaşıldı. (Mahmudiye) 1229, Hieret senesi $ banının yirmi #ktnel pazartesi, günü, Tevsanede “İnşa - olunmuş.. Gemi / kie zaktan denize Andirilmesi için büyüle hazırlıklar yapılmış, zamanın — Pa- dişahı -Sultan Mahmudoda bu muüh« teşem hâdizeyi seyretmek Üzere Ter- saneye gelip münasib binyerde otur- Kurbalnar kesilip dunlar c- dildikten sonra kızağın muayyen bir mahalline ;sıkıştırılmış : olan. Ve azzam tekneyi kayıp gitmekten men eden yegâne engel olan takozlar balyöz "darbelerile bir yana atılınca, allı yeşilli yüzlerce sancaklarla do- natılmış bu. deniz. kalesi, olan denize doğru kayıp gitmeğe baş Böyle bir gemi inişinde bu Tunmiyanlar, yahut. yakından, ilgili olmıyanlar böylece başlıyan iniş dev resinin “ne- derin - hayecanlarla - dolu olduğunu, hele gemiyi yapan mesul mimarın 6 sırada duyduğu iftiharla karışık büyük -endişeyi (hattâ kor- kuyu) asla tasavvur ve takdir. ede- mezler, ©O zamanlar büyük harb gemileri nin inişlerinde yalnız mimarlar de- Bi teknik, şekilde- alâkalı olmiyan muştu: ga aslı- yurdu. lamıştır * kaptan paşalar bile korku duyarlar- aa | mek - istiyen »Padişahın o gün mürr S, Ahmed Türkozan dı. Gemi Anerkan, yahüt indikten sonra devrilebilirdi, veya- bütün ha- zırlıklar: yapıldığı; son mania tako- zu a alındığı halde gemi — denize doğru kızak Üzerinde bir-adım bile inmemekte Anad ederdi. Bü çeşid ş- ler yüzünden -Kaptan- paşanın azlo- Tundüğü, İdamyedilmek tehlikesinde kaldığı Osmanlı İmparatorluğu taj c görülebi İşte-o gün-de, Şevketli adile nam- Janmış - bü *büyük - geminin — inişini herkesin başı üzerinden Osmanlı İm paratorluğunun sen sert padişahların dan birl - söyretmekte — olduğundan sahnenin . bütür coşkunluk, saygı ve korku uyandıtan elemanları - lüzu- mundan fazla bile - tamam sayıla- bilirdi! Belâya bakınız ki: Gümi ki- zaktan yarıya kadar indikten son- Ta durdu... O kadar büyük bir ağır- liğı olan teknenin böyle dürmasında birçok âmiller- olabilir. ve bunların bazıları güçlükle, bazıları da >kola; ca bertaraf olunup gemi iner amma, Asil mesele o gşanlı, zevkli inişi gör- dina, nail solamaması- ve bundan in- fial duymasıdır. - Sultan “Mahmud .ıı.,..ı.. ——— —. Ti W.%â%ğ 40: UK 1948 E%%Ş%mrgemğğaşmğg '?ğğ’ g:x meşhur © “-Mahmudiye ,, Kalyonu gibi müste gemimizin muhafazası mümkündü,.çünkü o ondan yaşliı.olan İngilizlerin o meşhur ,, Viktory,, giliz deniz zaferlerııun hâtırası oıarak bugüne kadar saklanmıştır KA Nrını Bu makalemizle okuyucularımsaa Mahmudiyo kalyonumuzun meşbur. Victony kalyonunun bugüalel bir resmini de veriyoru 1925 yılmdanbeti yenilenmemişti. erlerinin yeni halatlar donattıkları görülmektedir.) arması (halatları) rasyı) Bu resimde gea YA —ei gak azimli, beral rt bir padişah olmakla T geniş fikirli olduğundan ge- nin böyle yarı yolda kalması oe eski vmüstebidler -gibi hareket elti mediiver sarayına gitti. — İntimak, Mahmudiye) nin o sırada — bütüm Hünya, devletderi “donanmalarındakt birinei smıf harb-gemilerinin en-bür yüklerinden olması. inerken - ortaya ıkannbu aksaklığın mazur görülme- sine de hizmet etmiştir, Bununla be- aber, (Mahmudiye) ” gibl- bir- denia sanayilıbedlasını ortaya» koymuş-ve hanı hayrette bırakmışyolan- Türik almarnnönüne-çıkan bungüçlüğü pek cablk yendi; o gece çok gayretli bür n ile vaziyeti düzeltti, ertesl bah Kkeca kalyon muvaffakiyetle Halicin'parlak-suları kucağına indi... Yilbaşı - H. Subhi Tanriöver'in 'Hükümdarlar ve âkibetleri - Mübarek nimet kâğıtlar almıyor. Üç birli kâ- ğıdı olan dördüncü 'i bulmuş. Yahudi 'de - bakıyor ki sıra- renk gelmis; yani pokerin en yüksek küğidı elinde... Kayıblı kâğıtlarını açara — Bende; diyor, (Kare Ruva) Ü binlisi olan: — Eaybettiniz, — diyor, bende (Dört As) var... Bütün varının yoğunun gittiği- di gören oyuncu kendini büsbütün kaybediyor. ve hemen cebinden tabancayı çekerek dört- birliğio- günkü lanı «Dan!> diye vurup yere seri- yor; ondan sonra Yahudiye dönü- or: - var? Ünüyor, ortedaki biltün ParAYı kendisine kazandıra- ak olapı küvvetli kâğıdihi hemen öbür küğıtların arasına İçarıştıra- ak — Ben! diyor, blöf yapmıştım! H, Subhi Tanrtöverin istifası: u haftanın en mühim h diselerden birl şübhesiz H. Subbinin iktidar partisinden istifasıdır. Fakat iatifanın tahak- kuk etmiğş 'bulunmasına — rağmen #” YAZANS ULUNAY! -ai daha kimse bunun sebebini bilm yol Acaba değerli hatibin bir mi canı sıkıldı? : Halk Partisinin şimdiki durumu nu kendi kanaatine uygun mu bul madı? ye Yoksa başlı başına bir par* kurmak istedi? Velhâsil bütün bu ihtimütler ce. vabşız. kalan suallerdie. Bu!mübhemat içinde mühakka olan bir şey var.ki o da Hamdı lah Subhinin istifasile iktidar tisinin en kuvvetli elemanlarından birini kaybetmiş olmasıdır. Amma denecek ki partide o ü- yarda gahsiyet yok mu? Olabilir. Fakat malüm a: istifası - Gül denir her güle ammâ gü ziybü başkal Böyle sebebi meçhüul 'kalan- va- ziyetlerde tablatile herkes düşün- Aüğüne. göre -hükümler verir. Hâ-> diseyi - bildiği ' gibl; tefsir cder. Pransa ricalinden Taleyran her bareketini ,bir sebebe: istinad (otti- v fakat bu #ebebiskatiyen ifsw et- meamis. Birgün kral (Luvi Fılip) Haşmetineâb! — demişler, Prens dö Talleyran vefat etti. Luvi Filip: - »Nasıl? demiş. Vefat mı etti? Acaba buszamanda vefat etmek- tenmaksadı ne idi? Hükünktartar verükibetleriz * * lalyaykralı yetmiş sekikyar Ulluda> yefat,, Bti viörullikr ndeki , Lütün « meheitelinp. gmen ölünceye kadar tacını tah- mumuhafaza - etmeğe — mülştedir olamamıştır, İhtiyar. halinde o, da menlayı boylamıya mecbur olinuşe tur. Viktor Emanucl 1900 scu: Ali Riza Seyfi | Aziz okuyucularım, İstanbulümu- Zun ihtişamlı tacı olan camlini göklere doğru yükselten M maar-Sinanlarımız olduğu gibi bu mil Tet «deniz mimar Sinanları> da yetiş tirmiştir, ne kadar yazık ki biz hâli varlıklarını kabul edebilmekten - bile uzak” bulunüyoruz. İlerideki yazıla- Tımızda Türklüğün bu deha ve kud- Tet örnekleri (Üzerinde dumtak tinde olduğumuzdan burada söz söyliyemiyeceğiz. fazla e ALINIZ insan bir noktayı dü- #ünmemezlik edemiyor: Aça- (Mahmudiye) gibi müstesna Dir ehemmiyeti olan gemimizin mu hafazası mümkün olamaz mı tahta çıkmış ve garib bir tesadüf olarak- veliahdın Çanakkale- civa- rında Truva harabelerini - ziyaret ederken babasının katlin ken- disinin İtalya ve tahtına — cülüsunu öğrenmiştir. Kralın Truvayı ziyareti esnasm- da Çanakkale mutasarrıfı Ziver paşa idi. Meşhur vüzeradan Arab Hakkı paşanın - biraderi - olun bu zat umunca — boylu: © Zamanın Adatı üzere göbeğine kadar siyah sakallı bir adamdı. © esnada Çanakkalede serkomi- ser bulunan ressam Gülib bey kra- lın iştikbaline aid şöyle bir menki- be anlatmıştı. İtalya veliahdini istikbal etmek üzere hepimiz atlara binerek kar- gıcı çıklık. Matasarrıf Ziver paşa da sırtmda siyah-bir redingot, ba- gında uzun fesi ve göbeğine kadar sakalı' ile atın üzerinde pek hkey- betli görünüyordu. Uzaktan ahdın gelmekte olduğunu görünce hayvanlarımızı sürdük. Fakat Zi- ver paşanın bindiği at gemi rzıya aldı.. Zabtetmek — kabfi değil, Yıldırım gibi uçuyor. Biz de aekâ- sından atlarımızı dört nala koştu- Tuyoruz. Yarışı andıran. bitişür'at- Je weltahdnsarabasının yanma Tah zada-vardık; Ziver, püğn atı yapte- demiyeceğini aalayınca dizgl gevgetti.. SAYülmüm” yaranıd: çerken- bir temennahla: — Safa geldiniz! Demeğe. ancal; ve>yolun ilerisindeki sırtır sında kayboldu. Koştuk. At, kan ter nişri bulabıldi arkah vakit içinde solu- sna . bir ehemmiyeti olan onunla çağdaş, hattâ Kalyonu İn- ez miydi? (A Kündü, çünkü,onun &. ondan belki de biraz dahâ yaş H olan, #ngililerin 6 mdşhür (Viçe ) iralyönü Hügüne kadar İngilie N N' deniz zafgrlerinim Ve mirali — Nelson'un, A 'essem hât ola geler erlisi, en yükaek he- y telsi yerini tutmuştur. » derderdeniz okulü tal, H Ki eliği bu g lerler, hele Amiral Neb Ti ür deniz zaferini ken- h erdiğirekim ayının 21 ânci çü- büyük törenle yiğit | d » imi ziyaret € kadar mâ Çünkü ,bu. ziyarette — tarihi amanlıkla “dolu bir rallistin mmüs Je kalmam avaş ala- at boğuşarak Misırin, Sü- , sapolyon ehi n - gel aştur, Napolyon hiç hab n adan- Fransı anmasını biz. erdüsyükliyerek-Mısıva / göli rasını zapteylediği sırada ami- Nejson sarkaaından - yetişip £ dönanmasını (Nüsir — kayi: (Abukir) : Abahor-önünde olduğa < bi ve Zzanl bir “surette müğklb et- gasüydi ve Alddanizi Fransız ge lerine sharam, etmekesüretile- Fran: dan Müsavdakk , kuvvetlerine - yazdımı edilmesini — imikknmz — birakmasaydı Napolyomın- veya Fransiz ordutünun gılumaşır kolay- olür bü hi Tnpasatorluğunca layılı işe amirele nişanlar, t he © izaman” yiğitı âmiral, Osmanlı takdirve iyeler verilmiştik. hatla.. kondisinin yağlı Boya bir resminde bizim ta- Tafımsadan verfimiş niçan, — bütüm başka nişan “vesmadalyelerinden -bâ- TİZ ve Tühteşem ol: göğsünde gü tedir Evet, Nelsonagerçekten bir vatas ve zaillet- kahramanı: idi. Bana ve fanın sonşanlı gi yi şahil tutarız 8 Fransız ve İngilin d>- yor. Ziyer-paşa yok... — Pilhakika karşımızda- biri var amma bi ai- yah redingotht siyah sakallı zat değil... — Bembeyaz-bir adam; Zk- valh haşvandan kendini birakmış ve tepeden tırnağa toza bülümmiş. Silkelemekle çıkar: gibi - almadığı için o-haldp döndük; prena-hopi- mizin ayrmeayrr elimizi sıktı; fakat bilhassa: Ziver-pasayı ebinidilikte gösterdidi mehnr dölayıevpek hareretli surotte tebrik etti. * Mütevcifa kiz “miryon İngilia-lişalık-bir servetcik: bırak- muği sAksakça>kara gün içindir> derler amma bu sarı liralardâ»ve- çıkmış ihtiyar - kralm - kara eriner bir: yardımı-olmamış! e Mübarek nö'met Ha yokluğunu, göstenme Si amma — «tekitimek- mekt günden güne kötüleşme dir, Hem hamur, hem de çıtır tir kum yahud.-toprak! Firancılar -ekini in . gittikçö.da ha fenalaşacağını söylemişler; hak Tarı vac. İlk cıktığı gün yenebile- cek gibi idi: Yavaş yavaş-bugünkü yenilmez hale geldi; demek »u dahın. Kötülükecel, , Nihayet sherkes Karaboraş d, beyaz, çkinok “teda- rik | #KESİYA İEk Şip- ekmeğihde yapı “me İsemethi: erpiye makk- manda> kallamılmak ü hillere satacak, Aeaba ekmekkirden $u topr kalkar ma?“der tecritbe sere mütenh: i kaldırsalar ak çıtırdıanda Toprak C Bir K nasıl olupt