Fatoş'un yüz gomv—l aşında, büharının. filizlenen demlerini uğruna harcadığı #ümrüd tarlaların renginden çalın - “nış bir serab, sırtında altın başakla- ı tanesinden derlenmiş bir fistan, alımlı çalımlı yosma kız, elinde bir yaba dokurcunlardan barmana de » Şet yetiştiriyordu. Düğüncülü nahiyesinden dönen köy korucumu Durmuşun, ter kokan top rak renkli ellerile gözlerini kapayı: dena kadar, işine olanca benliğile Bağlı dalgın, dalgın çalışıyordu. Birden silkindi, bu yarenliği kim yapardı. Bir ginçek hizıyla hay - kardı Bildim.. Dumuş.. Terler ve nasırlar dünyasının bu iki adsız çalabi yüzleştiler ve sar - maştılar. Trlerinin sayvantarında tanışan, panar kaşlarında yaklaşan, safran Fenklı başaklar içinde anlaşan bu Çüft yallardanberi biribiri için çarpan birer kalb taşıyorlardı. “Artık harman sanu, bağ bozumu ardından tarlalar tava gelinciye kadar evlenecekler, gençliklerinin alln devrini biribirleri için yaşa - Gıklarına inanarak, — inandırarak İkisi de haniya o günler; der, gi- N bakıştılar. Yabaları kapışarak çalıştılar, çalıştlar. Artık ekinler ambara — yerlerimiz, yayla bağları bazulmun, pamit, ya | pıncak Gzümlerinden pekmenler ya- | Şilenş, tükenmesler kurulmurtu. Orgece Putoş kaşlık tartananın hamurumu yoğurürken Dürmüş da mikâk beyaanamelerini dalduruyor - du. Hörtesi gün köy odasında “Türk | Göes köylüleri büyüklü, — küçüklü toplanmış. nazlı romancıları imren- düren bu gomül dastanı kahramanla. ırım sişanlanınlarnı kutluyorlardı ki. kene âlemlerine dalın “Türk o- a hlari bir korma sesi harekete gelirdi. Kazabadan başta kaymakam | ee | bak geliyordu. izemamler. Beşdler, ağrteki - DA Kai ginde Vir saatse e- | vası için halırlenıp arandıkdarını an- | dadılar ve hazlandılar. | Kaymakam, — saçlarının rengini demleket davasına harcıyan hükü- Mt eisinin uğurlu el / inandırıcı 've katıcı dille açtığı “Hava Kuru- | u, na yardım #eferberliğinde ken- | di payianaa düşeni ellerinin erdiği, gönüllerinin dilediği kadar yapmala- muğ,, ua bu yallığında arttırdağı pa- n ile “Fatoş,, a akdığı bir, “Besi bir yende, yi gönülelerinin olanca özenci ile bu davaya harcamağa aöz- Teşiişler Bunü kendine has alçak gönüllü düğile Patoç orlaya attı. Ve haya- tanan dük ve belki de mon zinet eayu- sıini kaymakamın önüne bıraktı. Bu armağan, bu iki toprak çocuğunun Mnutulmaz gönül destanına ayırı bir | geğni veriyordu. üğü y ARİF YAYALAR Düğün hazırtığı bitmiz, k; aakıdan inmiş'nikâh saati yaklar Suşta. TTemadiifün eseri, Patoşun d vetsiz misafirleri nişanı gibi nikâhın /da da bulunmak üzene köye girmiş bulunuyorlardı. ikâh bitti. Bu ganlı gönül desta- n genç alemdarları büyüklerin eilerini öperek, küçüklerin gönülleri- Bi alarak mutlu günler yakarılarını fapluyorlardı ki: Kaymakam öne atldı. Patoşun göğ | #üne bir madalya takarak — Bu alımlı gelinimize Tayyare Yazan Tayyare Cemiyeti "bir alın ma- dalya,, sanı faziletli köy — gelinine “yüz görümlülüğü.. göndermişti. Sayvani ” Bvin / medhalnde vstü Ampabı giriş halü. Birçok köylerde | “enandurma,, tabir edilir. Dokurcun: 50 - 86 demetten iharet vığın. Türk obam: Trakyada: bir koy is- mi “eakanın - cereyan ettiği köyün iemi yerine oriğinalileri doleyisile kalinmalmıştır. AY Suvan, (Hami mahabirimizden) | — Siman orta Anadolımın, her ba - kamdan bariz inkişaf ve çalışmaları İkavuşan, bir gekridir.. Memlekatte W Gümhuriyet hükümetinin yapıcı kud etiker sahada büyük faaiiyetler ya- | Tatmaktadır. Memkkete geldiği gün Genberi her çalışmanın başında bü - | Şükbir yer alag değerti velimizi A- kil Byidoğan Sivan Feneliğinin spor | Ve yeni sahada derileri birhazale göz dermesine “Büyükbir. gayret sarfet- V ektedir. Memlekette epor hayatını yakın yillara kadar atil bir vaziyet- en sön. yıllar içerisinde ileri ve Sragramli 'bir esaş dahilindeki uğ- Tğaler İyi'nellmler vermektedir. Gümhriyet bükümetinin Sivan top- Taklarına kurduğu musazam ger a. telyeleri gehrin her anhadaki faali - Yetlerine her gün bir yenilik ilâve Tmektedir. Tiaa gae Hüleesinin” aeskiltı bir şekilde gençliği yetiştirmek ü Zere allağı adumlar memlekette e- Tiaç ve mesmuniyelle karşılarmak - | fadır. Hu hafta tertib edilen fud - bol maçi Deminspar ile - Yıldırdağ Hpor klübleri arasında yapıldı. lstas- Yan civarındaki - atadyomun etmfi daha erken saatten itibaren dolmuz bulunuyordu. Başta vali olmak ü- gere Dünkomulan, memleketin ileri gelenleri ve kesif bir balk kütlesi Toplanmışlı. Takımalar sabada gu #ekilde yer alınışt Demirspor — Ali, Hüsmü, Salih, | Zeki, Bahri, Lütfi, Osman, Receb, Kadri, Şemsi, Mehmed Yudeadağ apor — Ateş, — Ahmed, Niyasi, Süleyman, Mumeffer, Ertuğ: Sivasta spor faaliyeti Demirsporla Yıldızdağ kulübü arasındaki maç berabere bütti r Adana ı Ç Te — vaffak bi -& ir turnesi liğde ve Konyada dört temsil ve- ren genç!eı ça Adana Talkevi temscileri Adana, (Hususi) — Dört temsil vermek üzere Niğde ve Konyaya se- yahate çıkan Adana halkevi tem - Sil gubesi elemanlarından 14 kişilik Grup. seyahatlerini - bitirmişlerdir. Nüğde ve Konyada temsil edilen Dr. 'Tul, Sadeddin, Ali, | aeir. Oyuna hakem Abdullabın idaresin de başlarıdı. Oyun sonuna kadar he- 'yecan ve zevkle gençlerin çıkardık- İarı güzel oyunlarla iki tarafın da sifira kazşı sıfırla beraberlikleri ile 'Reticelendi. Bu suretle Sivaslilara günlerdenberi beklediği bir spor gü- nü yaşatılmız oldu. Sivas spor hayatının bu ilk adım- Kenan, — Lütli, Ja inkişafa kavuşması — memlekette, gençlik arasında çok iyi bir muhit yaratınıştır. Dumanlağla Adana civarında da petrol mevcut Adana, (Hlusüsi — Muhabirimiz - 'den) — Adanada Alihocalı köyü e - teklerindeki petrol arama faaliyeti- nin san zamanlarda hayli - ilerlemiş olduğu ve faaliyetin müsmir netice ere doğru inkişaf etmekte bulun - duğunu daha evvelce de bildirmiş. tim. Yapılan tahliller — neticesinde bu bölgenin bir petrol mıntakası oldu.. Ha katiyetle arlaşılmms bulunduğun. Gan “Yeni Sabalı, - okuyucularına | mnüjdeliyehilirim. Valimiz Bay Faik Üstün ve Türk Bözü gazetesi başmuharriri mebus 've Ankara halkevi reisi Bay - Peril Celâl Güven Alihocalı petrol aramı kazıpına giderek tedisiklerde bulun - | omuslardır. Sondaj yapılan sahanın 300 metre kadar aelenda — yeni bir. sondaj ameliyesine de başlanımak İ üzeredir. k alkışlaııdılaı Niğde Malkevinin önünde Vednd Nedim Tör'ün “Kör, piye- ile İbnürrefik Ahmed Nuri Sekizin. | cinin “Himmetin oğlu,, isimli eseri adetü bir temsil hüdisesi olmuş, a- matör sanatkârlar pek çok alkınlan. aaışlardır. Konyada ayrıca bir de ta- debe matinesi yapılmış, — talebelere “Kör,, piyesi oynanmıştır. Salonu dolduran bine yakın talebe hıçkı Jarla ağlamışlardır. Bilhasan 'Bayan Nuriye Üner ve Bay Hamdi / Paramyok / fevkalâde bir muvaffakiyet göstermişlerdir. | ( Hatice Kaynak, Yusuf Ayhan ve Ahmed Yurdsal muvaffakiyette his- sesi olan etemanlarımızdandır. kâr makaleler yazmışlar, aktör Er- *tuğrul Sadi Tek “Ekekon,, gazetesin de neşrettiği tenkidinde amatörleri- | mizin gösterdikle profesyonel sanatkârları kıskandı. Tactik derecede parlak olduğunu kay Getmiştir. Grup, dekor vesair sahne levazıma tını beraber götürmüştür. Rejisör Bay Coşkun Güven genç arkadasla- (zani tam bir vukufla talim ettirmiş, | koyduğu mizansenler takdir ve hay- ranlıkla alkışlanmıştır. Dekoratör B. Necmi Şenel ihtisas ve meleke sa - hibi bir sanatkâr olduğunu isbat et miştir. Kafileye mühendis Bay Fik- Vi Sayar riyaset etmekte idi. * |— Niğde ve Konya halkevlileri tez #ilci gençlerimizi büyük bir samimi- yet ve sevgiyle kucaklıyarak misa - Sirperverlik ve alâkanın en temiz ör- neklerini göstermişlerdir. -i muvaffakiyetin Belediye, Parti ve Halkevi reislerile maarif müdürü makamlarında ziya- et ederek gösterilen alâkadan mü- tevelid duyulan memnuniyeti beyan ve teşekkür eden kafile Konyada da ayni zişaretleri yaparak Niğde ve Konyada Atatürk heykeline çelenk | Kkanulmuş ve İstiklâl —marşı söylen. | — Niğde Tümen komutanlığı gencle- rimizi ordudvine davet ederek teb- rik etmiş ve mükellef bir siyafet vermiştir. Müjdenin daha - süratle tahakkuk | ve inkişafını bekliyen Adanalımr se- vinç içindedirler. AYRAN 'Niğde ve Konya gazeteleri takdir- | Niğdede vali, Tümen komutamı, | Ti pekiivan, biribirini Kezcrok güreşin bitmesini almaşa x hışıyorüu. Fakat; Koca Yusuf daha karıcı hareket/ ediyordü.. Her tarafta, elense ve, Urpanlar boyun- daruklaria. biribirlerini. öldürmiz tü Güregin ikinci eati başlangıcında Koca Yusuf hasmına meşhur çap Tazım taktı. Hergeleci, gayet mahir ve üstad bir pehlivan olduğu için, ona kareı yapılacak oyunlarda dalma temkinli Gimak gerekti. Koca Yusuf, hasmına çaprazı dolu dizgin girmemişti. Ne olur, ne ol İ mazdı. Hasmı fazlaca dessas oldu için belki “de bir marifetle m: | düşürebilirdi. | — Nitekim de böyle oldu. Hergeleci | çapraza girer girmez.. mukabele ede- Ceği yerde serbest kaldı. Hattâ, hasmının çaprası daha zi- yade doldurmasına müsaid oldu. Yu- Suf, Hergeleciyi biraz geriye sürdü. dikip bükerek çengelleyip altına al mak isted | Üukat; fevkalüde mahir olan Her- geleci, Koca Yusufun dikilmesine Mukabil birdenbire kendi de beraber havalanır gibi dikildi. imşc süratile çaprazdan kayıp yılan gibi sayrıldı. Ve, bir gimşek süratile tek paça “Yusufu kaptı. Yusuf, bu ani hareket karşısında kendini” mağlübiyetten Kurtarmak için derhal alta düştü. “Yoksa, Koca Yusuf mağlüb ola - caktı. Hergelecinin harikulâde kar “Türk pehlivanlarını P süşürmüştü. | “Zaten, Hergeleciden her denebilirdi. Onun eline düçen pehli- | van, her vakit ve her ân yenik düş - . İ telüieina meras kalırdı | Üxoca Yusuf bile Hergeleciden kor kardı. Yuzufa, samimi arkadaşları bir çok kene sormuşlardı: — Yusuf, pehlivanlar içinde, Ada- Uldan ma, Kürtdereliden mi, Hergele- ciden mi? Kimden korkarsın O. düşünmeden cevap vermişti: — Kürtdereliden korkmüzn.: çünkü güreş tarzı malümdur.. kavidir.. fa- Kat, ne de olaa mukabil. kuvvetle idare olunabilir. — Adalıdanı. — Ondan da korkmama. Çünkü, tek taraflı güreşir.. oyunları malümdur. Küvvetle karşı karşıya çarpışır dü- yulur. — Ya, kimden korkarsın? —i kişidir.. Molii bir, Hergeleci Torahim iki, — Amıma, yaptın - pelilivan be: Bunlar küçük okkada pehlivandır. — Mallâ, yetmiş okkadır amma.. dünamit gibidir. Ustalıktaki / mevküi | üksektir.. Umulmadık yerden - ada- M bozar.. — Hergeleciye gelince.. bu, hep- inden tehlikelidir. Çünkü, onun gü- Teş taraı biç birimize bensemcz. akıl ve hayale gelmiyen oyunları vardır. Bakarsınız.. bizim bildiğimiz oyun - Jardan ve, yüzde yüz sağlam tamdı. #ımiz hareketle kaparsınız.. netice de mağlüb düşersiniz... ©, bu, bizim bildiğimiz oyunlara bir baçka açmaz ilâverile adamı bozuverir. Fakat muavini bu işde pek toy gö- rüzüyordu. Binaenaleyih eğer bir sey Yapsbilmem kabil oluma, ancak o - ua vasilasile muvaffak olabilirdim. Trtesi sabab odanın kapısna vu- rulan hafif darbelerle uyandım. Ge- len Anına İdi: — Madam geç kaldılar da merak #itim, Bir arzuları var mı? — Hayır,, fakat sen dün akşam öen geldiğim vakit merede idin? Şaşırdı: — Bir bata işlemediğimi zanne - diyorum madam, Bana gece yarını- 'a kadar dönmezsem, git kamarana vat diye emir buyurmuştunuz. — Ben daba mi geç geldim? — Herbalde öyle olacak madam. Çünkü ben yarıma kadar sizi bek- dedim. Celmeyince yatmağa gittim. — Pekllâ öyle ise.. ben yokken. Vemi arıyan oldu mut” — Hayır. — Kamarama kimse girdi mi? — Olu hayır madam. Fakat bunu İ ebilir ve kamarama bu kâğıdı bıra- 'neden sordunüz? Yokan madamn bir | #ey mi kaybettiler? Hayır, hayır Sonru güzlerimi Annanın gözleri- me dikerek devam cttim; — *Yalmız biraz karıştırlımış da. Doğrusu şüphe ediyordum. Anna- dan d şüpheliydim. Yoksa © da mı gasustu? Hangi tarafa çalışıyordu? Onların adamı miydi? Yoksa bizim adamımız mi? © görmeden, onun haberi olmadan gece vakti kim ge- Kabilirdi?. Fakat Annanın bakışı o kadar saf ve biraz da budalaca idi ki buna iza- kân yoktu. Böyle bir sual sormam 've gözlerinin içine sert sert bak - mam, onu biraz da korkutmuş ola - caktı ki: — Vallahi ma: n kimse girme - ni düzeltir, ka- 'a ban de yanın: 1 temizlerk Tefril vermem doğru olmiyacaktı: — Telâş etme! diye mirıldandım. Mühim bir şey değil. O gün kamaradan öğleye doğru (a No : S1 Baronun sesini duydum. —O siz misiniz, buron, teşekkür e- derim. Biraz daha iyiceyim. — Başınıza gelen bu kazadan do- çıktım ve Annanın omuzuna daya- | Jayı gok üzüldüm. Yoksa bunu yapan Şaraktan topallıya topalhya güver. | bizim serem Peitseh mi? tenin bir ucuna gittim. Ve bir şez- | — Güldüm: donga uzanarak elime bir kitab ah | — — Hayır, hayır. Bömin olumuz ki dım, okumağa başladım. onun bunda hiç bir kabahati yok. Onların gelmesini bekliyordum. / — Birar öteden beriden, havadan, Güverteye çıkınca beni görmemeleri- | sudan bahsettikten sonra baron sor- ne imkân yoktu. Dün akşaraki hâdi- | e: | #eden zonra batırımı sormaları kar İ — — Siz nereye gidiyorunuz ma> dar tabii bir şey olamazdı. dam? onra aldanmadığımı diye — Sizin gittiğiiz yere.. Ttstansul mur Bveti — Ne'hos tesedlif? Demek yolcu- hağumna beraber. geçecek de merak sailinsiyle gidiyorsunuz. nasibatte bulunanlar çek oldu. p Sözümü kesti: Pa ÇU»R»;._; | bi biçimine getirerek hasmını açık düşürmeğe sAy eyliyordu. Güreşin birinci saati bitmişti. Ti | Her hat | — Tamamiylet — Böyle bir harb vaktinde yal- maz başma şarka / seyahat etmek için çok cesaretli olmalısınız. - Da- ha evvel İstanbula gittiniz mi? — Hayır! ei hangi tarikle gitmeği at —- Valtahi tü hususta hiç bir fik- Fim yak.. Hele bir defa Avrupaya yarayım. Elbette oradan da bula uzmmanın yalünü bi Bördlerimi arzunuza bir tecavüz | saymamanızı rica edeceğim. F bundan vaz geçmenizi tekrar tavai | ve edeceğim. 'Dünyada gezilecek yer İ ni kalmadı? Kendinizi tehlikeye at yorsunuz. — Teşekkür ederim. Bana ayni Er var EZ BĞ AZA! YEL budıya.. eze eze yenmek ttzmdir. | Diyordu. Yomır bile Hergelecinin ne derece pehlivan skduğuna ber yere Ge söylerdi. Meşhur Mollâ da böyle ci Mollâ ayni zamanda iki koldan n sakattı. | Sağ kolu Girsekten kırik ve oyna | saantı. Ağetü çengel göbi t0i S0 ko: |a da karıktı. Fakat iştiyordu. Moll, yetmiş okkadık bir pehliven. &ı Tıpkı Hergeleci gibi föi. Fakat; Allah omu namağiüb yaratamıştı. Acı ber yıldırım gibi hareketli bir adam. d Ayni zamanda da fevkelüde ma - hir ve üstad iâi. Sırası gelmişken Mollâyı gu kadar cakla tarif edeyim.. Moltü, Koca Yü aıfan hayatı müddetince meydan « dan cıkaramadığı Adalı Halil pehli- vanı iki defa yıldırım süratile yeni Yüz otuz ökkalık dev cüsse Adal- Mollü, birizinde yirmi dakika » irisinde de kirk beş dakiksdn b cderek meydan yerinde ço- Cuk gibi ağlatmıştı. İşte; Mollâ, Böyle bir Mollâ idi. Koca Yusufun çekindiği kadar van. di &u, Yusuf, Adalı ile bütün güreş ba- 'yatı müddetince müteaddid. kerdler Çarpıştığı halde bir türüü ve tam o- İarak münazanmız meydandan çıkarı Pakat, yetemiş okkalık Mollü, Ada- tayı ağlatımıştı. Meliya, Çelek 3a amin de derler. Mollü, aslen Sercli n iken / ckuyasularımı Yüf Hergeleri ile olan güresini olduğu yerde birakayım da biraz merakli Olan çahsiyetinden bahsedeyim. Hem, buruda Melledar da bahsct- amem münasib olur. Çözkü, bu vesile ile Koca Yusufu, Aliçoyu, Hergelsci Aörahimi, Adalıyı okeyumtarım gü - zelce ik mükayese elmiz elurlar Bir kere, Aliço pehlivanların peh - akvandır. Bu, bir ümparatordar. Vkoca Yuzula sommuçlustü. | — alicoyu nasit hai O. cevab vermişti. çoyu elli beş yaşumla meydan | gn çkaramı yaşında bizim akranımız vakit bizler ancak t | yer alırdık. demişti. | gliço; Arnavudağlu, Kavasoğlü, Yozgath Karabei tan idi, Yusufun, Aliço güreri vardır.. bir de idım Zateo, bu güreşter bi Kürtdereli gibi p Bu saydığım. pehli birisi tana mana: | yip Aliço göbi min babası, 5 ündan interinden i n |a olla, kolları ir Çocuk ol - İ auğu için bahası onu zgektebe yollur O gün alkşama kadar gevemclik ct - | tik Akşam yemağinde masada ba- zen Von Ellndel ile Pritsoh ara - zında olurdum. Nogleyle yemek ge - dim, Kahvelerinzi içtikten sonra ziden oyun salanuna geçtik - Baran bana beraber oymamamızı teklif et Bizim ikimiz birlik olunsaralet ma aasnda himse / karçımıza — gelmeğe | eraret edemedi. Anlaşılam onun da beniin gibi açık bir paraya kiyaset v Oyundan sonra gene bara gittik. | Ve geç vahte kadar içtik. Ben mah. sustarı sarheş takiidi yapıyor. ve Pritağin görlerisin içine uzun e zün betayardum. Barorun çene ve tecrükesiz kâtibi hana cevab vermük te gecikmedi.. —— (Devamı var)