Dirilen Tıikı Yazan: Cafer Yıldıran Babam anlatırdı. Oğlum, gençliğimde ava bi haasa kışın karda, insanı dond bekliye- | ayazlı gecelerde saatlerce zek, kurnazlığın antikasını gi filkilerin avına biterdir Yine bir gün Tellinin ağıı açık, | Hstü çökük çardağında karlı ağaç kabakları arasına uzanmız attir çok hilekâr, tecrübeli bir tilki. | yi bekliyordum. Tiki, karın üstün- | e hedef yerine koyduğum leşin ü- | zerinden yıldırım süratile yarımşar aat aralıkla üç kere geldi. geçti. “Aradaki zamanda tilki, çardağın | üstüne gelir ve aaatlerce ayni vazi- yette kalan bu cismin canlı olmadı. İına kansat getirmek İster. Niha- yet karar kılmış olmalı ki karanlık- Jardan leşin üstüne süyüldü ve ge bermiş gibi çatır çatır. yerken. düm. Sıkısı fazla konmuş, şakağa da- yanan kabza dipçikli tüfek beni göz lertmde parlıyan şimşekler, yıldırım. lar arasında on beş dakika kadar is- tirahate mecbur etti. * Sabaha İki saat kadar vardı. Eve| girdim, odada Üç erkek, iki kız kar-, deşimin, annemin, babamın yatak. Jari arasından birinin bağırışmadan kanlı arslan ağrı gibi kızaran oca- a varmak için epey müşkülüt çek- tim. Ocağın kenarına henüz sıcak derisinde hiç saçma izi görülmiyen tülkiyi upuzun yatırdım. . Bir galip) kumandan gurürü ile yatağın bir- 'nin ucuna İlişiverdim. Henüz uyu- mamıştım; Annem uyanmış, ocağır. kenarına varmış, ateşi eşerken til kiye (Kökü kesilesice, karn meret, uyu bakalım ) diye marıldanırken birden amanın uşaklar diye bir çığ- Jikla karanlıkta / yatakların üstüne| kendini fırlatmasile, ben doğruldum. Bir de ne göreyim: Isınınca dirilive- en tilki kalkar kalkmaz, — yatağın| birinin içine giriverdi. Hemen orada| bizim hemşirelerin feryatları; ora: da rahatsız olan tilki başka yafağa| Siyriliverirken (bu ne be) diye kar-| deşlerimin figanı, derken herkes a- yakta tilki ile köşe kapmaca oyna, mağa başladık. Tüki bir yere bir| eüim ediyor, oradakiler avaz avaz bağırarak öte tarafa kaçıyor. Yak Biz ben, memuru mesulü - olduğum hayvanı kovalıyordum. Babam ba. 'a göyle kelli felli bir küfür savura- iyım derken annemin ilenmesi Çinti-| zar) gibi tilkinin bücunüu ile ilifa, 'tan mabadini çığlk takip ediyordu. Orust oldu bir mahşer günü, Yor.| giyor, tilki fırlanıyordu. Derken ku| Jakları çınlatan gürültüye burunları| dolduran pis bir koku da- karıştı. Ffilkinin beyni dönmüş olmalı ki kar Tundakini hiç bir yerin hakkı kal.| madan elbiselere, yataklara, alimal. Jah fiskiye gibi fışkırtıyordu. O e| — Bret, bakın buradan otomu. ilerinin ıyığı görünüyor. Bulundukları yerden, bir çit, or- manı göstermiyordu. Oliver ile Go dard otomobile atlıyarak bir açıklı. n geldiler. Vadinin öte tarafında ormanın kenarında kırmızı bir ziya görünüyordu. “Arabaya dönerken Oliver: — Bu anatte kimsenin - ormanda işi yok! dedi. Godard kolundan tutarak: —Va- dinizi unutmayın dostum. Oraya Çitmeyiniz. — Bir kadın tehlikede bulunu yor. Mis Bartendal da, burada olsa ©'da benimle ayni fikirde olurdu. Godard yanına oturarak: — Biz kalın, ben gidip bakayım. — Azizim, bu iş bana taallük e- Siyor. — Oliyer, siz işi bilmiyorsunuz, tehlike yalnız sizin için mevzuu ba, his.. ve yalnız. vuDadi. aolun üzerinde duran dikkatle kendilerini dinliyordu. Hodard, Oliverin belinden yakalıya- bitap kapıdan sıv nüz elbisemi soyunm kapının ardındak Tabil bu h İniz tilkiyi tar maksadile değildi Bvdekilerin hali pür a ihsan edecekleri hayır dua; kinin izinde düşünmeyi daha buldum. Şafak sökmüştü. - Ortalı hafif ağarıyordu. Ben karın üt zaman rastladığım kan damlalarını tetkik ederek gidiyordum. Bu da: İalar ehemmiyetsiz bir yaradan 5ı zan damlalardı. Aman nasıl bu til kiyi eve kadar ölü gibi elimde mıştım? Saçma bunun nere gelmiş bilmiyorum. Her yer iyics ağarmış, köyün inişe giden eteğin- den değirmen deresile ayrıl dağda bizim değirmenin üstüne ras- gelen dik yokuştayım. - Yer yüzü karla tamamen bembeyaz kapandı: Şından köyde damların üstüne y İmiş insanlar bizi iyice görüyor. lar ve bana bağırıyorlardı (retiş, koş, yetis, gayret!) ben| de tilkiyi görüyor, ona gittikçe yak- daştığımdan; - fevkalâde bitkin bir| hakle son gayretini sarf, yordum. Çok geçmeden yokuşta 9| Sıfırı tüketecek, ben de yetişecek. tim. Amma sonra ne yapacaktım. bilmiyorum. Acaba kuzu gibi önüme yatıp ta hadi teslim mi diyecekti” Köyde elimdeki sopayı tüfek zan nettiklerinden (vursana yahu, vur- sana) diyorlardı. Nihayet, tilkiye altı adım yak: laştım, bu az mesafe bele kadar gi mülen karda yine bir kurtuluş ihti Mali arzeder. Amma ne vakit ki dört adım yaklaştım, tiki kurtuluş yolunun olmadığını anladı galiba ki #on bir çare olarak birden döndü, #ivri sivrice bir sürü süngü gibi diş lerini göstererek üni bir hamle yap tit o zaman ucu küçük bir yara.| uk kedar olan takla değneğinin to. kalı yanını öyle bir ekledim ki nişan| aldımsa da, almadımsa da kulağının. dibine tok dedi. Artık tilkiyi oracık. 'ta yüzüverdim. Bir daha dirilip, di Tilmiyeceğinden endişe etmiyorum, zira postu iyice ele vermişti. Baştan aşağı tamamen hakikat olan bu av macerasını, babam anla- tirken zevk ile meşbu ' bir hayretlo dinlemiştim. - Şimdi düşünüyorum. hayat uzun bir avlanmadır. Kuvvet| 've kudretimizle - öldürdüğümüze i- man ettiğimiz tilkiltr dirilirse - ya-| gadığım yeri, hayat arkadaşlarımın. fstlerini, başlarını, akıllarını, fikir. lerini bu kadar kirletmesine müsaa- de etmeden enselerinin tönüne dank diye indireceğimiz öldürücü darbe- lerin potansiyelini taşıyan takla dez | neklerimizi dalma hazır bulundur-. Maliyız dersem babamın hatırasın-| dan ibret almış olduğumu göstermiş| olur muyum bilmem?.. rak: — Gitmeyin, allah aşkına beni inleyiniz, dedi, Fakat genç adam, yanındaki san ki bir çocukmuş gibi silkindi ve Go- dardı yolun öte tarafına çitlerin çine fırlattı. Dikenli çahların içi den zahmetle doğrulunca arabanın kırmızı fenerinin ileride kayboldu. #unu gördü. bir kelime söylemeden Vil'in bisikletini alarak bütün kuv. vetile ileriye atıldı. Fakat arabanın ziyası gitikçe kayboluyordu. Köye girerken de otomobilin Zayasını artık kaybetti. Bunun tize- Tine sevki tabilsine güvenerek vadi. 'nin kalın sis tabakasına daldı. Göz. lerinin önünde, bulmuş olduğu keli- me, korkunç mânasile ateşten harf- lerle dans edip duruyordu. Yokuşun tepesine — vurdığında, karanlık ormanın kenarında iki kır. zi noktanın durduğunu gördü. Go- dard, beş kişilik büyük bir otomobi. lin yanına çekilen Oliverin otomobi- ttiğini anbı | YENİSABAH FEYURTTA SABANCAR | WÇorumda Çocuk! Esirgeme K.Balosu ;:z:;ü—ğjiı:;f.j(,:,%":'%î;a::rı 300 Davetli Bayan Arasında Bir | srtde'dın « w XJ'Ü'X;İ'Tİ Milli Kıyafet Musabaka:ı Yapıldı | ;_':: imemişi. Canim elalarak Semih Beyi gördüm. içeride bir k dının bulunduğunu görünce, irkilâ Fakat kargısındakinin kim olduğunu anlayınca gülünç gekilde eğilerek, fazla caali bir hareketle — Vay, siz misiniz Cahide ha. nim?... Sizinle böyle rastladığım: 'ne kadar memnun oldum. bilseniz! dedi. ve yanımdaki koltuğa oturdu. Tabakasını çıkarırken Çorümda çocuk esirgeme kurumu halesund : bulunanlardan bir gru> Çorum (Hususi) — Çocuk Eir geme kurumu Şehrimiz şabesi ta | Tafından Halkevi salonunda kostüm İ bir balo verildi. Baloya 500 t mü. tecaviz davetli iştirak etti ve milif kayafet giymiş 300 kadar bayan ara. #ında giyim müsabakası yapıldı. 11 kişilik jüri beyetinin kararile şehri- miz gençlerinden Türküân Kavukçu oğlu birinciliği kazandı. Balo büyük | bit neşe ve müvaffakiyet icinde geç vakte kadar devam etti. Diğer taraftan her işde büyük | bir faaliyet gösteren Çocuk Esinge- me Kurumu çocuk bayramında giy. direceği yavru adedini arttırmak . | çin hummalı bir faaliyet sarfetmek- tedi — Bir sigara içmeme müsaadı eder misiniz? diye sordu. / Müsbet #ürette başımı sallayınca ilâve etti: Yoksa siz de içiyor musunuz — Ben mi? Ne münasebet!.. Sa- dece kokusundan hoşlanırım. Sige- Te içmek erkeklerin işidir. — Öyle değil, nice kadınlar, genç kazlar vardır ki sigaradan hakiki bir | zevk alırlar. — Öyle.. Ben anlardan değilim. Bundan ne zevk alındığını bilemiyo- — Tecrübe eder misiniz? Bakın önünüzdeki masada ne güzelleri var. | Pekâlâ. Tecrübesi bedava 0l-| duktan sonra, | .. . Yakarak bana uzattığı siçarayı Trakyada keten ve dudaklarıma götürdüm. kenevir zeriyatı lerek biraktım. | Bdirne (Hususi) — Trakya için — Bu küçük şeyin ağızda bulan- yeni bir ziraat olan keten - kenevlr at da e tuhaf, bu gekilde kimbi. | riraati de son yıllarda ehemmiyetle dir ne şekildeyim? tutulmuştur. 'Trakya topraklarında Sadece çok sevimlisiniz. — | incelemeler yapan keten - kenevir İ — Ağzm açık, karşımdaki genç a. | mütehassısı — Celâlin - raporundan dama baktım #onra Kocaeli vilâyetinden - tohum Benimle alay etmek için mi 5. ÇımI Betirilmiş ve mütehassısın göster- bunları söylüyorsunuz | Giği Kaynarca köyünde ekilmiştir.|birinciliği kazanan Bayaz Türkân | , —— Sizinle alay etmek mi? Böyle Bu sene ketencilik için Trakyada bir fikri nasıl aklımdan geçirebili- İ bir kurs açılacaktır. Çanakkalenin| Jağında bu tohumun denenmesi için| rim ben. örmkeye t erm DST S RESADI e M | kumaş nümüneleri Çanakkale zira- | İ"ti tarafından mahallerine gereken | Nail göründü... Birazdan Semih be- | 'at müdürlüğünden gönderilmiştir. | tahsisat ve tohumlar gönderilmiştir. | yin şaşırdığı Çibi, vasim de hayret Orada da bu iş sağlam tutulacak ve | Ayrıca Keşana gönderilen bir çırçır | gösterdi. fakat sesi başka idi: Benişletilecektir. makinesi faaliyete geçirilmiştir. Bu Cahide, burada ne arıyorsu Aann BĞ | Zakine köylünün “elinde / bulunan nt | TTekirdağ İahisarlar - idaresinin | Pamukların çağidini kolaylıkla ayır. — Ve birden kaşları çatıldı. Ve si- kiymetli hamlesiyle birkaç sene | Makta olduğundan köylü tarafından | ması, şimdiye kadar görmediğim bi denberi Marmara sahil - köylerinde şekil aldı: anason ziraati tecrübe edilmiştir. Te D aa KUN FEN DEM O ÇERE K bu ziraat te bu sene genişletilece ti rörüşdek derimde elilmekte olan yecli cine pamk mençdlerik büdara yeree | Tamlmanı yülkeek, - slgafı iace İ;âî.'î.':“.ı.îf':ık.."".CĞİ"DİTİ haş, Diş, Nezle, Grıp, Romatizma sene içinde pamukçuluk ta düzene Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal kesı r* konmuş olacaktır. Keşan ve Tekir- İcabında günde 3 kaşe alınabilir. miş, ölen Kot'un ruhunu çai 'dü: Ağacın etrafında bir kaç ka daha vardı ki onlar da garip bir şar. kı söylüyorlardı. Oliver: — Birakın beni, dahi fazla tahammül edemiyeceğim, diye bağırdı. Şu gazeteci, zavallı Kot'u: tam öldürüldüğü yerde duruyor. Ka- Tefrika No 48 eviren : P. SAGAY — Öi veya erkek, bu seyyahlara gös Tet Çeviren £ P SAĞAY v ae aNi Oliverin otomibilindeki kalın örtü- — malıydılar. Ah, ilerideki herifi bili- ““ Giğendiği yerden fırladı. Go yü omuzuna alarak, ormanın için. — yorum, Şu gazeteciyi bir elime ge- deki açıklıktan geldiğini zannettiği — çirirsem. hafif bir ışığa doğru yürüdü. Nlerle- — — Hiddetinden soluyordu. dikçe, iniltiler, istenik bağırmalar Birakın bunü şimdi. Gecele- — Ne yapması lâzımdı? Bildiği na ta- da işitti. Birdenbire, önünde sürüne. — yin ormana girmiyeceğinizi Lunaya —mam hakikat bu hususta bir plân zek ilerliyen bir cisme çarpmamak — vadetmiştiniz. Eve gidin, ben on- tertip etmesine mani oluyordu. Ar- dard da, arkasından gitti. Korktuğu hâdisenin vukua geleceğini anlıyor, fakat bunu tacil etmemek istiyordu. için durdu. Jarın hakkından gelirim. 'tık hüdiselerden istifade etmek yo — Çok şükür! Oliver seni bul- — — — Azizim, burası da benim top- “lunu tulmayı zihninden geçiriyordu. dum. dedi. Taklarım. Her taraf bana ait! Oliver, açıklığa gelmiş Bir çalılığın arkasına gizlenmiş — — Kulaklarına bir nevi şarkı geldi, —cinin önüne dikilmişti. glan arkadaşı da: — Evet benim! — Godard, önlerinde ne cereyan ettigi- — bir tavırla: — Burada ne yapıyorsu- Yetiştin mi? diye cevap verdi. — — ni görmek için ayağa kalktı. muz? diye sordu. 2 — Haydi geliniz. Burada kalma Yorde yatan bir kütüğün üstüne — — Bu ni vaziyet karşısında şağı. manın hayırlı olduğunu ve buna söz bi " TErRD bir otomobil feneri konmuş, gazete. — ran ve söyliyecek bir gey bulamıyan. Hinin arkasına gelince bisikletten ye. —de vermiş bulunduğunuzu unutmar — vi ma- ci Curt elinde kâğıt kalem, yıldı. — Crtie ancak ve Bir röportaj ölye Toatlıyarak etrafına baktı ve nereden — Yn Oliveri Tımla yanan ağaca bakıyordu. Ağa. — bill. g #geldiğini bilmediği bir hiasin sevkile — — — Ami onlar burada bulunma- — Gın gövdesi içerisine bir kadın gir- — —- Burada benim topraklarım, Nakleden: ORHAN S- Bu sigara da nef. Ve sen mih ne yapıyorsun Sesi sert ve kısıktı. Ciddi nazan ları altında, sebebini izah edemedi. #im bir utanma duyuyordum. ih bey de pek arzu edilir va- yette değildi. Bunu halinde anlı Buna rağmen lükayt bir. min benden - bir gey öğ- renmek fstiyordu. Bunun için val sigaranın nasıl içileceğini gösterdiler, bunda fena bir şey var mı? diye maheubane sordum. Çün- kü vasimin şimdiye kadar alışık ol adığım ciddi nazarları altında ezi Tiyordum. Fena bir şey... Haddi zatinde Çök tabil-. Fakat bu üdet kadınlar, hele genç kızlar için hiç te iyi değil Semih bey Bira Nail, senin fikirlerin ma Tüm. Bu cihetten çok eski kafalısın. Bana gelince, bilâkis bunu hoş ve sevimli buluyorum. Bu noktadan fikirlerini bana kabul ettiremezsin. Şüphesiz, fikirlerinde tama. men serbestsin.. Fakat ben terbiye ve ahlâkile mesul olduğum Cahideyi T altında / yetiştirmeğe bu prensi mecburum... Cahide, bu sigarayı ae tıp benimle geliniz. Size iki çift lâ- kırdım var. Sessizce takip ettim. Nail doğ. ruca çalışma odasına gitti. Yazıha- 'nenin önünde duran - bir iskemleyi isaret ederek oturmamı söyledi. Kendisi de koltuğuna geçti. Çehresi çok gükükr eski halini almıştı. Hafif bir tebessümle Böyle korkak bir tavır alma- yınız, diye söze başladı. Sizi muaha- 'ze edecek değilim. - Yalnız tecrüber Sizliğiniz karşısında, faideli olabile. Cek bazı tavsiyelerde bulunacağım. (Devamı var) Kanunlar önünde — mütlak müsavat kabul eden ve hiç bir ferde, hiç bir aileye, hiç bir s aufa, hiç bir cemaate imtiyaz tanımıyan fertleri halktan ve halkçı olarak kabul eden Cüm- huriyet Halk Partisidir. W ni Milletimizin büyük fedakâr- duklarla elde ettiği inkilâp esas- Jarını muhafaza eden, ve inki- Jâp prensiplerinin hiç birindem fedakârlık kabul etmiyen teşek- kül Cümhuriyet - Halk Partisk dir. &.. x Devlet idaresinde bütün ka- munların, nizamların ve usulle, rin ilim ve fenlerin muasır me- deniyete temim ettiği esas ve şe- killere — ve dünya Ihtiyaçlarına çüre yapılmasını ve tatbik edil. arazim üzerinde bulunuyorsunuz. Vahşi bir hareketle, karşısındaki adamın boynunu tutmuş, — şiddetle sarsıyordu. Kadınlar: — İşte canar var, diye korkudan bağrışmağu baş. ladılar. Oliver: — Hayır, canavar filân 'yok. Sadece bu arazinin sahibiyim. dedi. Derhal buradan uzaklaşmanı. & istiyen bir arazi sahibi. Anladınız değil mi? Ve hem şu çam yolu tam #izi, otomobilinizin yanına çıkara: bilir. Gazeteci: — Sizi rahatsız etti. #imden dolayı çok Üzilldüm diye ce. vap verdi. Fakat bana karşı yaptı. #aniz bu hareketten bir şey anlam: dim. Biz sadece burada cereyan ». den hâdiselerin - büründüğü csrar Perdesini aydınlatmak- istiyorduk. Bu sebepten, gördüğünüz Madam Robinson da.. — Sabrımı tüketmeden buradan gekllip gidin. Yanınızdaki kadınla- Tin bulunması size İyf bir ders ver. meme manl oluyor. (Devamı var)