16 Mart 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

16 Mart 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

Sayfaya ait küpürler

 Pasefikte bir harb vukua gelecek midir? 1984 te, bazı Japon mağaza vitrinlerinde (1936 da Birleşik Amerika ile vukua gelecek
 SERBEST. FİKİRLER İnsan Kıymeti ! Bir ordunun başkumandanı da lâzımdır, fedakâr Mehmedciği de. Yine bu muazzam makine; mun am
 R1i NCAN ER General KURTULULU Kâzım Karabekir | İKTİBAS VE TERCÜME HAKKİ MAHFUZDUR URUM. FIRATKIYISINDA VE ARAPGİRDE İrmağı
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A“/ PE| İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAHFUZDUR FIRAT KIYISINDA VE ARAPGİRDE CAN.ERTURUM. KURTULUZLU Kâzım Karabekir İrmağı Geçtikten Sonra Sırtlara . Çıkınca; Kar Başladı Ve Devam Etti Arapgire Vardığımızda Gece İlerlemişti. Hiç bir Evde Işık ve Ses Yoktu. Zaten Evlerde Kadınlariu İhtiyarlar ve Çocuklardan Başka Kim Kalmıştı? kerlerimiz. y“rüyüş halinde Madenlerde faaliyet yok. — Buradaki rumlı eski maden amelesi imiş. Maden camii kubbeli ve zarif bir tipte: 1210 da Kör Yusuf Ziya - Paşa yaptırmış. Bu zat sonra sadrâzam da olmuş. C: Müün bir de kütüphanesi ve yüzden fazla cild kitabı da Buradaki,maden gümüş ve kurşun imiş. Yu- suf Ziya Pa: ında pek zengin imiş. Made- hin keşif tarihi: 1170 (hiçri) imiş. Buna tarih ola- 'Padişah madende buldu mührüne lâyık misral söylenmiş. Fakat 1290 da masrafı çok güher meydan tatil olunmuş. Madenin garib bir surette çıktığı rivayet olunuyor: Güya bir Arab- li hayvaniyle geçerken, hayvanı sirt üstü yatıp kaşınmış, semerin kaşına bir parça girmiş. Arab- kirli Harputa gittiği vakit bu parçayı kuyum ra göstermiş Gümüş demişler. Bu süretle maden meydana çıkmış! Yolların ayrıldığı yere —darağacı adı- veril- miş; Vaktiyle burada Kabakçı Mustafa Paşa adın: da biri de valilik yapmış. Bir gün hayvanın çın. gırağı rahatsız etti diye sahibi olan kiracıyı bura: Ma çardağa gerdirmiş! Bu paşanın mezarı da Kal. Hane karşısında. Eskiden padişahlar - nasıl #rinin boynunu urdurursa - paşalar da Tahatsız. edenlerinkiz Kendilerini Kkkiükrnarrın sanı a aA l A LO Ça 'anar Cen d Şina vertimsüşi * Sabahleyin hareketten önce manzaram og olün cazil ziyazet ettim. “Kapın üzlünie Ja HaYA YE, GüaŞATANA el Zoaran Şünc Molla Aknc 1zt1) Cet bir yıl daha evvel yapıldığına göre kurşunları döşeyen bu usta kendi işinin tarihini yazmış. Cami mükemmel Fakat kütüph bir eser. yesi bakımsız bir halde. birkaç maden parça. Burası hakkında bilenlerle biraz - daha Hatıra olarak burada &1 aldım. görüştüm. İlk zamünlarda gümüşün dirkemi (44) paraya kadar mal olurken 1293 Rus harbi sıralarında (4) kuruşa kadar fırlayınca masrafı korumamış, yüz. Üstü kalmı Kasabanın mektebi, çarşısı orta halli, Hava. & ağır. Yazın pek sıtmalı imiş. Ahalinin dalakları bunda; Yolayı büyükmüş. Suyu kuyulardan içiyor- ve lezzeti fena. Fırat irmağı yakın, suyu da tatı; fakat filtresiz olduğu temiz değik Pekâz kimseler d buradan — getirti Firat nehrine geli Yol, bir yokuşı arım saatta gidilip inip çıkmaktı Kasabayı dolaştım. Sokakları paçavra, kemik vesalre ile kirlenmiş, berbat bir halde! Büyük u, Miden başka tahta minareli bir cami daha var, gerefesi harap. Eski, asırlar görmüş kabirler y kalm kabristanın etrafı Az hiz T çekilip kabirle atılırsa hem ölülere kar a bir d füzerine do biraz toprak Mmecbur. olduğumuz hürmet vazifesi yapılmış, hem de havadaki vahametin sebeplerinden biri ortadan kaldırılmış olurdu. Ortalıktaki paçavraların yakıl- ması, kemiklerin de gömülmesi suretile kasabanın havasının yarı yarıya iyileşeceğini halka, memurla- ra anlattım ve kaymakam beye de bu işe hemen himmet etmesini söyledim. Camüin ve kendimizin yol kıyafetiyle fotoğraf- larımızı çektirdikten sonra vedâ ederek atlara bin. H Hefakatimdeki zabltler pek üeüyar v Jağıla iki kaput giyiyorlardı. Hava gittikçe sertleşiyolllu. Saat 9 da büyük bir kayıkla Fırat ırmağını geçtik. Bu sanada Fırat boyunca üç yıl önce Ha- lep'ten Bağdad'a gidip geldiğimi ve Dicle boyun. daki Irak muharebelerini hatırladım. Geçidden sonra şose yokuşa tırmanıyor. Fakat bu da başkaları gıbi yapıldıktan sonra tamir gör- memiş, Denizli adında şirin bir köyün içinden geç- tik. Sağımızda açıkta kalan Seracık da hoş bir köy, Seracık hizasına kadar Fırat vadisinde kar yoktu. Sırtlara çıkınca başladı ve hemen 40 santi- Metre kalınlığında idi. Az sonra bir metreyi buldu. Harac karakolunda ö yemeğini yedik. Buradan aonraki Dişdirik düzlüğü dehşetli kar içinde, Be- reket versin ki hava sâkin ve güneşli, Fırtınalı bir havada berbat bir yer olacağı belli. Yük hayvan- ları karı bir karış kadar çökerterek bir iz açmış, fakat çok yeri merdivenleşmiş ve buz halinde, Yar 'ya yürümeğe mecbur kaldık ve çok zorluk çektik. Üstelik güneş de battı ve ortalık karardı. Hele ne ise biraz ay ışığı var. ARABKİR SOKAKLARINDA TADSIZ BİR DOLAŞMA abaya vardığımız zaman yatsı vakti Kay. N geçmişti. Burada menzilin konağı vardı. Ne nok. 'ta kumandanlığından ne de jandarmadan kimse görünmedi. Gerçi bu ayın ilk günü Armadin'e gi- rerken olduğu gibi yağmur yoktu; fakat soğuk pek çoktu. Sonra orası nihayet bir köydü. — Burası dağınık ve büyük bir kasaba idi. Hükümeti veya noktayı nerede bulacaktık. Hiç bir evde ışık da yoktu. Bir taraftan bir ses duyulmuyordu. Burada da bağırdık, çağırdık! Ne gezer? Herkes uykuda, Zaten evlerde kadınlarla çocuk ve ihtiyarlardan başka kim kalmıştı ki, Arkadaşlara şöyle dedim Artık cüddeyi tutar gideriz. Elbette hükü- met konağı veya nokta cadde üzerindedir. Beyhu. de yere evlerin kapılarını çahp halkı- rahataız etmiyelim! Kasabaya Ulupınar kısmından girdik. Bir sa. attan fazla yol aldık. Hem de yollara yarım met re kadar kar yığılmış ve her taraf tazyikle buz tut muf olduğundan elde baston, yaya B İnsan Kıymeti ! Her devletin vatan toprağı bir kül halinde olmakla beraber idare 've emniyet bakımlarından taksi - matı milikiye denilen vilâyetlere (Döpartementa) lere ayrılmıştır. Ve devlet makinesi birinci sü- varile diğer kaptanların idarele-) rinde işlemektedir. Bu muazzam makinenin de bir gök teferruati ve mülhakatı var- ır. Lâkin kümanda birdir. Veri- Jen bir emri ve işaretle çarhlar mun-| tazam dönmeğe; gemi harekete ve her türlü manevralarını tamam ifa- 'ya ve arızasız seyrine başlar. Lü> kin bu büyük makanizmade kü - gük bir vidanın, somunun; bir yay veya bir süpâpın noksanı da bütün dehşet ve azametiyle dönen ma-| kineye bir aksaklık — vermeğ — ge bep olur. Çünkü © vida, civata ve yay makinenin ayrılmaz aksamin- dan ve azasındandır. Vatan topra- Fındaki yürd teşkilâti da bunun tıp- kısıdır. Her ferdin ayrı ayrı hizmeti, mükellefiyeti ve kıymeti vardır. Bir ordunun başkumandanı da, Tüzımdır, fedakâr Mehmedciği de. Bu iki kıymet yekdiğerinin lâ- zim gayri / müfarikidir. Nitekim| başsız kalan bir ordunun manevi-| yatı kırılarak hezimete uğradığı önekte olduğu gibi kahraman Meh-| Taedcikleri olimiyen bir. kumanda| Heyeti deneye yarar | tazam bakıma ve titiz. temizliğe' muhtaçtır. Onun binbir çeşit par-) çalarını ancak bilgili eller, şaşmaz. gözler ve sağlam kafalar takabi- lirler. Bu sebepten her vatandaşın) kabiliyetinden istifade etmek yol-| Jarı bilinmelidir. Aşçıya marangozlük ve ayı cıya şarapçılık teklif olunmıyaca-| ından her insanın / tahsiline ve kıymetine göre vazife alması V- zımgelmektedir. İltizam ve intisap| defnedilmelidir. Kadirşinaslık hi siyle harekete kimse bir şey diye- Bir gemide birinci süvari; ma- kine yağcılığını yapmasını da pek. Âlâ bildiği halde onun vazifesinin) ağırlığını ve ehemmiyetini yalnız bir derece madunu ikinci süvari takdir eder ve yapabilir. O hiç bir| zaman makinenin yağıle ve dümenl zenclrinin baklalariyle meşgul ob-| Demek ölüyor. Kİ yürdün her kısım ve şubesi de ehil ve mü-| tehassis insanlara muhtaçtır. Böyle| teşkilâtta herkes vazifesini bilir ve| çerçevesinden taşmaz ve her şey-| de tamam âhenkle ve - şikâyetsiz| yolünda gider. Bu teşrihi en evvel koyan; in-| sanlarına ve tabaasına en fazla e-| kemmiyet ve kıymet veren müllet-| derden Harbi. Umümiden - evvel Müstemlekelerinde uzun — müddet| seyahat ettiğim İngilizlerdir. - Ve) bu nazariyelerinden katiyen ayrıl- mamışlardır. En aşağı sınıf seviyedek! aanlara dahi bir kıymet vererek â- eiz; kifayetsiz ve vahşi zannedilen iYük istifade ler etmişler ve onlara da yaşmak renkli unsurlardan lezzetini telkin ve ailelerini terfih eylemişlerdir. Terakki ve medeni-| yet yoluna sokmuşlar; rahat ve hul Zuru en vahşi ve iptidat kabileler- de bile temine muvaffak olmuşlar. dır. Bu muvaffakiyetler; hep insan| kıymetine atfedilen ehemmiyetten doğmaktadır Karada yola çıkan — süvaride| hayvanının nalının eksik bulunan | bir çivisine ehemmiyet - vermeze yarı yolda kalacağı ve atını da to-| uhakkaktır. Zira ih- Mal; daima nedameti mucibdir. /ermek her ne teşebbüs olur.| de hayatta (Kıymet ve ehemmiyet) | dar olüyor. ve harp patlamadı. Fa | ya Şimal Çinde hatırı | Sök küvvetli vaklaarını askeri tarihimi zkaydet-| men, mücadeleye daha uzun müddet Yine bu muazzam makine; mun-| fan alâkadar devletler arasına bü. ASKER KÖŞESİ Pasifikte Bir Harp Olacak mı? Bugün Pasifikte Hüküm Süren Ger- gin vaziyet; pek ümit verici degildir Pasefikte bir harb vukua gele- cek midir? 1984 te, bazı Japon ma- İ0 — Haza vitrinlerinde (1936 da Birleşik “Amerika ile vukua gelecek bir deniz harbına) — ait resimler konmuştu. — K 1996 — senesi geçeli üç sene ka. kat, Pasefikte bugün hüküm süren gerginlik pek itminan verici değil. dir. 1987 Temmuzundanberi Japon. iyılır dere, cede ilerlemiştir. Hankev, Kantonda ki son muvaffakiyetleri muhasematı nihayetlendirmemiş — ise de, Japon mevzilerinin — Çindeki mevkilerini bir şekilde tahkim et- miştir. Çin mukavemeti daha uzun #ürebilir ve hattâ gimdiki vaziyetin. revşini değiştirebilir. Fakat Japon lar, Çin harbının 937 temmuzundan 1938 martına — kadar 20 milyardan fazla masrafı “ mucip olmasına rağ- devam edecek menabia maliktirler. Bu vaziyet — güphesizdir ki, Çinir | mukadderatile yakından veya uzak. Yük endişeler tevlit etmektedir. Ja. Ponyonin göz dikdiği münbit ve zen- — — iın Mongolistannın eşiğinde bulunan — — | Sövyet Rüsya ehemmiyetli kuvvet. — — ler temerküz etmiştir. Fakat beyaz —— arka mensup devletler tarafından ya. ——— pilan en büyük müdafaa faaliyeti — İnğiliz ve Amerikalılar tarafından — | yapılmışta tnğilizler Hongkong ve Sengapur. da dünyanın en büyük toplarını yez | leştirdikleri muazzam — müstahkem mevkiler vücude getirmişlerdir. Ea-| cümle Filipin adaları hakkında endi-| ge duyan Amerikalılara gelince, bun-| Jar bütün - Pasifikte — sevkülceye| bir gebeke ortaya — koymuşlardır. Alasaka s€hillerinin ve Aleatyen a-| dalarının — buzlü — mintakalarında küvvetli hava Üsleri - yapmışlardır. Okyanusunun merkezinde bulunan Honolulu harp gemileri ve tayare ler için bir tersane hâline getirii. miştir. Amerikalılar “—ayrıca — (10:000) tayyarelik bir hava filosuna malik| olmağı istemektedirler. - Pakat Ja. ponların bu faaliyete pek aldırdık Jari yoktur. Amerika beş tane zıhlı yaparken onlar tezgâhlara altı ta- ne zihli asmarlamaktadırlar. Büyük| | gemiler üzerinde yüzlerce Japontu. deniz saydı bahanesile - Honolulu| cıvarıda. dolaşmaktadır. Ayrıca, Sanfransisko - Manil hava hattının civarından geçen kü-| çük Japon adalarını tahkim etmek, tedirler. Ve hâdisatın — inkişafına| İntizaren, gimdilik Amerika ile ga. yet iyi ticari münasibette buluyor-| lar. Bu münasebetle Pasifikteki — ba- z devletlerin bulundurdukları kara| 've hava kuvvetlerinin - mukayeseli| bir surette gözden faldeden hâli geçirilmesi de) ğildir. İü yavruları fakirane köyünün çok mahdut mubitinde dünya feyizle-| rinden mahrum yaşadıkça hayat ve| medeniyeti, refah ve İrfanı sabak| ve akşam karın doyurmaktan, da- var sürülerini seyretmekten ve bir| nebze kaval dinlemekten ibaret sa-| nacaktır Burada köy teşkilâtımızın sa- kinlerine ehemmiyet vermediğimiz| | tebarüz ediyor. Bunları kurtar mak ve hayattan feyz aldırm cihetleri de gayet basittir. Büyük şehirlerdeki umum! teş-| bir nüm tesisten İbarettir. Ve bu rada yüksek tahsilli bir öğ-| #il edebiliyorlar. Lükin zavallı köy-| hükümet teşkilâtımıza kırık san < 1 — Japon ve Amerikan — kuv vetleri: Birleşik Amerika Japonya Zırhlı 15 10 Tayyare gemisi 4 « Kruvazör 30 35 Torpito ns zz Denizaltı gemisi 84 & Amerikalıların (5) ve Japonla. rın da (6) adet zırhlıları hali inşa- dadır. y Tayyare — 2885 — 1670 2 — Japon ve Sovyet Rusya küvvetleri: , Sibiryada — harp edebilecek — aa- keri kuvvetler: Japonyanın / 300.000, Sövyet Rusyanın 800.000 askeri vardır. Tayyare mıktarına gelince Ja- Ponyanın 1.670, Rusların 2.000 tay. yaresi vardır. 3 — fağiliz, Fransız ve Hollân- danın Çindeki deniz kuvvetleri: Büyük Beritanya: (3) kravö () tayyare gemisi; (40) ha- | ff gemi, Fransa: “5 -3" kruvazör; (2) | deniz altı gmisi; “10" avizo — ve gambot. Hollada: “8” kruvasör; — (12) torpito; (15) deniz altı gemini. dalye, aşınmış sıralar köhne, boyas — O Sız ve camileri kırık biz mekdk 'Nası ve rengi solmuş sancak kati: yen yakışmaz. Yüksek ve bahusus — Ö fedakâr öğretmen olmazsa kültür. kalkınması hiç bir vakit olmaz. Okul; bir nur ocağı gibi parlak; temiz ve samimi olmalıdır. Dünya haberlerini ve faydalı bilgileri ve Mühim söylevleri köy yavrularına ulaştıran (radyo) teliyle de medı niyet dünyasına bağlı bulunmalı. dir Büyük şehirlerde Bu nimete nail olanlar gibi en küçük köylerde yaşıyanlar da müstefid bulunmalı. dır. Şehirli ve köylü ayni yurd mu: g dara eder. | cok şayanı temennidir. ğ En mensi bir köyde dahi — olsa H. Bahrl Özdeniz li

Bu sayıdan diğer sayfalar: