| Bayfa 2 —rrnı İSTANBUL 14 Aralik 1080 Sınat Kalkınma Bankası ve zirai mahsullerin değerlendirilmesi Banka Umum Müdürünün gıda ve zirai mahsullerin değerlendirilmesi işlerinin progra- mın başına alımacağı hakkındaki - beyanatı, realist bir görüşün tam ifadesidir 'Yazan : Prof. Dr. Kerim Ömer ÇAĞLAR SINAİ Kalkınma Bankası | kurutma tekniğinin mucidi Umum Müdürü — Bay|olduğu halde kullandığımız Tucker, bundan bir kaç gün | usul'erir. iptidailiği, modern evvel yaptığı bir basın top-| tesisler kurmak için kâfi lantısında, başına geçtiği| miktarda bilgi ve paraya müessesenin çalışma gaye- | Sahip bulunmadığımız - için leri hakkında bilgi verirken | bu sahada en ufak bir iler- “Türkiyede kurulacak sana- | leme kaydedilmemiş, kuru- yiin her şeyden evvel döviz| tulan mahsulün miktar ve femin edecek neviden olma- | kalitesi yılın iklim gidişleri- &ı lâzımdır,, dedikten sonra | ne tâbi olmakta bulunmuş- örnek olarak gıda Madde-| tur. Bu sahada yüzümüzü leriyle zirai — mahsullerin| güldüren tek mevzu, kuru işlenmesini ele âldı ve “zi-| üzümcülüğümüz hâlâ ne mü- ral mahsulleri değerlendir- | him teknik müşküller - kar- mek programımızde mühim | sısındadır. r yer tutmaktadır,, sözü| — Konserve sanayiimiz, he- ile beyanatını tamamladı. İnüz en ufak bir hareket Bay Umum Müdürün| göstermemiş — durumdadır mevzuu bahsettiği zirai ü-| Halbuki Türkiye ölçüsünde, Tünleri değerlendirme işi bi-| meyva ve sebze tenevvilüne zim istihsal gayelerimizden | ve bunları yetiştirmeye el- biridir. Ne yazık ki, bu iş| verişli ıküm hususiyetlerin. şartlarımızın verdiği imkân- | Sahip memleketler parmakla lar ölçüsünde bir inkişafa | Sayılacak kadar azdır. —— henüz mazhar olamamıştır.| Zeytin yağı başta olmak Ziraat sanatlarından bu-|üzere umumiyetle nebati Bün için memlekette en iler-| yağ istihsal ve değerlendir. de olan kol gekerçiliktir.|me işlerimiz. çok üzücü Son yıllarda 135 bin tona| bir manzara arzetmektedir. kadar yükselen senelik şe-| Marmara havzası hariç di. ker istihsali ile, muazzam | ğer bölgelerimizde verimli bir döviz tutarının dışarıya | yıllarda zeytin yağı mahsu- gitmesi önlendikten başka|lünü koyacak kaplardan Büyük bir paranın köye ak-| mahrumuz. Bu mahsul bize ması da — sağlanmaktadır.| dünyanın imtiyaz halinde 1949 kampanyasında dört | sağladığı bir madde olsa bi- şeker fabrikamızın — çevre-| le bu dürum karşısında bun- sinde yüz bin çiftçi ailesi| dan rilli varlığımıza ne ka- 512 bin dönüm pancar ek-| tabiliriz? Yağ tâsirhanele- bu sayede 40 milyon| rimizin, rafineri fabrikaları- lira pancar bedeli ve 11,4 | mızın, — sabunhanelerimizin milyon lira şeker primi ile| hulâsa yağcılıkla alâkalı her ceman 51,4 milyon lira ge-|türlü tesislerimizin yüzde lir çiftçinin kesesine girmiş- | kaçı dededen kalma usuller- tir. Bu yıl da buna eşit bir| den ayrılabilmiştir? —— kazanç temin edilmiştir. Sütçülüğümüz, yağcılığı Mamafih şeker fabrikala- | mız, peynirciliğimiz ve sütle rının memlekete gördükleri | alâkalı bütün işlerimiz he- hizmet yalnız bundan ibaret |nüz bir mutfak işi duru- değildir. Şeker pancarı, ye- | mundadır. Yıllık değeri 900 tiştirmede ihtimam ve bilgi| milyon lira tahmin edilen isteyen bir nebattır. Ekile-| süt hâsılatı, Türkiyede, ke- ceği tarlanın iyi hazırlan- |limenin tam mânasiyle he- ması, çapalanması, gübre- | der olmaktadır. lenmesi, sulanması gerekti-| Et sanayiimiz, mezbah: ği gibi hasadının da bilgi ile| lardan itibaren âcil bir dü- dikkatle ve usulü dairesinde | zenleme ihtiyacı karşısında- yapılması şarttır. Şeker pan- | dır. Bir kaç büyük şehrimi- carı ziraati bununla uğra-| ze inhisar eden mezbahala- şan çiftçilerimizin bilgi ve| rımızın çoğu etin fenni mu- hayat seviyelerini yükselt- | hafaza tesisatından mah- mekte mühim âmil - olmuş-rumdur. Hele kesim artık- tur ki, memleketin bu yön-| larının — kıymetlendirilmesi den olan kazancı, köye her| için hiç birinde en ufak bir. yıl giren 50 milyonun ve| tesisat yoktur. Değeri mil- yurdun tasarruf ettiği bir| yonları bulan kanlar denize * kaç yüz bilyon dövizin çok| veya derelere akıp gitmek- üstünde bir faydadır. te, vunlardan faydalanmak Şeker sanayiinden sonra, | şöyle dursun üstelik mez- diğer ziraat sanatları kolla- | baha civarları — sağlığımızı rının bazılarında — ancak| tehdit eden birer mikrop ufak kıpırdamalar olmuştur | yuvası haline gelmektedir. diyebiliriz. Dünya bağcılık| Bir çoklarını daha sırala- dördüncüsü olan ve 5 mil-| mak mümkün olan bu ör- yon dönüm bağ sahasından | nekler, memleketimizin gıda 'de 1,5 milyon ton yaş| ve terım mahsullerini kıy- im hasılatı alan Türkiye- İ metlendirmek için ne kadar de üzümün Aancak yüzde| geniş bir ihtiyaç karşısında üçü şaraba tahvil edilmekte- | bulunulduğunu göstermeye dir. Senede 12 - 20 milyon| kâfidir. Bu itibarla Sınai litre arasında değişen şarap| Kalkınma Bonkası Müğürü- istihsalâtımız, 20 milyon| nün gıda ve ziraf ürünlerin litreyi geçmeyen bira imalâ- | değerlendirilmesi — işlerinin tımız, ve umumiyetle ihti-| birinci plânda ele alınacağı Şehir köşesi Küfür kutusu ( ŞEHİR HABERLERİ ) “Karpiç,, Lokantasının bar kausmında, bir. küçük vardır. Bu masa, akşamları gazeteciler tarafından — işgal edilir, başka kimseyo veril Hemşirelik “aasa, — yuvarlak — olduğu Açin, her kim meresina otu- — rursa otursun, / yanındakine | | Sağlık Bakanı, dün de bu Grya Kergemdaline naseran | |— mevsu üzerinde durdu bir üstünlük elde etmiş sa Yeni kararları bildirdi yılmaz, müsavatın hâkim o 'ver masadır. Onun et-İ | — Bir kaç günden beri — gehri- da muhaliflerle mizde bulunan Sağlık ve Sosyal foldar yanyana, dizdise otu- | | Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hay- rup, gülüşürler, şakalaşırlar, | | A Üstündağ dün yanında Sağ. sayıns cepriler yaparlar. — | |nk Müdürü Dr. Palk / Yargıcı Bir müddet evvel, masava, | | olduğu halde Haydarpasa Has- bir kumbara konulmus, her- | | tahanesine giderek — tetkiklerde kim sürçü anda bulunursa, | | bulunmuştur. Bilâhare Hemşire cesa olarak 10 kuruş atılma” | | Ookulunu da gezen Bakan, hem- © kararlaştırlmıştı. / Kum- | İ gire ve öğrertcilerle bir. hasbi. barada bir haylı para birik- H, götürülüp İş — Bankanna yatırıldı, banka da meblağı .00 Tiraya iblâğ ederek An: karada iki vetim çocuğa ve- rildi, dd Bu kumbaraya “Küfür ku- tumu, adı. verilmişti. İki gündür, Ankarada ha- va bir haylı / sertleşmiş bur Tunuyor. Buna sebep gensoru ve. bütçe meseleleridir. — Bu Mmünasedetle gazeteciler ma- /Küfür. kutunu, ve e mesleği meslek haline getirileceğini söy leyerek: *— Emeklilik Kanunu gere- | dir. fince 30 yıl çalıştıktan — sonra tekatlde hat aiyyer dazamalerağran bir. hizmeti — müteakıp olabilecektir. Ayrıca, hemgşirelerin sıhhi du- Yumu ile de yakından alâkada- mız. Bunun için de bir hastalık sigortası kanunu çıkarmak Üze- reyiz.., demiştir. sasında niden İhdas edilmiş bulı atle dolmaya ba Beyoğlunu ıslaha başladı teklifim var. Gazeteciler ma- sasındaki bu kutu sistemini, bütüm resmi dairelere te etmeli. Eminim ki, toplana- cak para ile, memurlardan Beyoğlu — Caddesinin durumu- NU düzeltmek için polla ekiple- M.Eğitim müdür yardımcıları kadrosunda tensikat yapıldı . .. istihdam edilenler adedini | fettişiğe nakıı mının tenalkina karar verm tir. Mevcut büro ad 'nan müdür yardımcıları mikta- n 9 dür. hal yaparak, hemgireliğin — bir | Amiri vaziyetindedirler. bir memuru ve bir müdür yar: dımcısı bulüna yrılan bir hemşire' ye- | gıkicat ni hazırladığımız bir kanun ta-İtim müfettişliği kadrosunda bu- tekalit | çesini tedvir Öğretim Müdür Yardımcım Şev ki Erksonla Kültür Yardımcısmı Cemal öğretim. mütettisliği miş ve bu husustaki emir İs- tanbul Valiliğine tebliğ edilmiş- başından itibaren bürolarda e-| ed saslı değişiklikler miz bu süretle Mit Eğitin Jâtında. daha, çüretiyle bunlar kas- | dan açılan. vazifeler diğer. mü. dür yardımemları arasında tak- im edilecektir. Haber aldığımıza göre müdür Bunlar Adeta kalem | Yardımcılıtı - kadrolarında yeni Hatta | tensikler yapılması da — muhte- Tüşülmüş bürolar da var Karaşi Üniversitesi versitesini 'ziyaret ederek Hu: leri Müdür |Kük Fakültesinde Borçlar Hu- Önceli | Kuku dersini dinlemlştir. Profe- sör Kemaleddin Birsen ile birlik- te 2-3 sömestr dersine gelen mi- Bafir, dersi müteakıp, Türk-Pa- vazifesine yor, ve ai Bakanın bu izahatı, hazır bu- | Ça kistan — dostluğuna temas eden İsat Fakliltesinde ikinei konferan. dadı. Fakat dalma — gülüşe, | (yunan. hemşirelerin — sürekli al- | *" İngilizce bir. konuşma yapmız- oynaşa. kişlariyle mükabele görmüştür. | Diğer taraftan İstanbul Mili |tır. Profesör, başlangıcta — iki Bu sefer toplanacak para Ekitim Müdürlüğü bazı bürolar- İ memleketin " görüşleri arasında ile ne yapılacak? Henüz bir Emniyet Müdürlüğü — |€& muamelâtın aksamakta oldu- |bazı farklar bulunduğunu, fakat karar verilmedi. — Benim bir Kunu nazarı dikkate alarak yıl-| bugün için bunun tamamen izale miş olduğunu. — belirterek, yapacak ve Teşki- | yahatlerinde bunun — delillerini verimli ve daha | gördüklerini ilâve etmiştir. verecektir. 500 üncü fetih yıldönümü tihin hatıra: Belediye İmar iştirak etmiştir. aldığımiza . gü d'in hâtırasına 14 yık bir anıt inşası etrafında gö. ve millelerarası - bazı| yaptırılmamı veya hepsinin bir- Mümessilleri de Sanatkârların isimleri Üzerinde dürülmüştur. Anıt komitesine İnar ve heykeltraşlar, toplantı yapacaklardır. Prof. Röthacker inci konferansı Profesör Röthacker dün İkti. Sını vermiştir. Dinleyicileri tara fından büyük alâka ile takip e dilen bu konferansında profesör mühtelif kültürlere hâs görüşlerinden ve bunların diller: de Ifade bulmasından bahsetmiş: Türk talebelerinin Pakistan se- İtir. Profesör Röthacker Belediyenin ucuz evleri Dün toplanan Komisyon, bil ıt inşası Üzerinde kati bir karara varamadı. K ; durülüyor Çalışmalar devam ediyor Teftiş kadrosundan maaş alan iki müdür Ko KErü ea Ke'Gİ T İetanbulun — 500 Üncü Fetihi / Belediye Dalmi Komlsyonu yardımcısı esas vazifelerine iade edildi. M aayaee a aa Foi Pör nnn z geşti ee — u Müdürlük, bürolarda yeni ıslahat yapacak — | müzede Aziz Oğan'ın başkanlığı | kanı Prof. Gökay'ın — başkanlı. Milli Eğitim Bakanlığı İstan- |rasyonel bir çalışma sağlanmı; öhde COCbERU ĞK LĞ VNKT Çarlutaiağ GEr deki müdür yardımcılığı vazife İki müdür yardımcısının mü- | Komitesi Başkı a. Arolartala, PöinlerU Höstlnde Töttüklek.. yüşr miştir, Mevcut — tekliflerden üç odalı ve iki katlı bir tip ile iki alı tek katlı tip Üzerinde du- rulmuş, kabul edilecek — tipten evvelâ 'nümune olarak bir tane den ihalesi hususları incelenmiş fakat henliz bir karara varılma- mensup mi- İ mıştır. Bundan sonra — Vali ve Belediye- İ komisyon üyeleri — Beşiktaş Üniversitesi — Vair” ati anıdına tahsis edece. | Mecidiyeköyüne giderek — vcus Bakanlık bu fazlalığı nazarı| — Profesörünün dünkü — Ü&i mahallin etraf ve çevresi|evler inşasına müsait / Beledi- alarak enasen lk öğre konuşması hakkında, Belediye İmar Müdü- İ yeye ait arsaları gözden Keçir: Karabı Üniversitesi — ahiyat İ rü ve mümensillerinin verecelde- | mişlerdir. - Komisyon bu - 'hafta yallık (lunup müdür yardımcılığı vazi- | Fakültesi dekanı profesör Ali | ri izahatı dinlemek üzere, önü- |içinde tekrar toplanarak şehrin edenlerden — Özel ber Şah, dün İstanbul Üni- | müzdeki günlerde — tekrar bir | İstanbul yakasında — Belediyeye ait ve bu işe elverişli arsaları gözden geçirecek ve kesin bir. karara varacaktır. Diğer taraf- tan iki tip evin müstakil şekik de ve bahçeli olarak — inşasiyle blok sistemine göre — yapılması ai d arasındaki maliyet hesapları da İmar Müdürlüğünce — hazırlanar rak bugünlerde komlayona verie lecektir. hayat konferansını bugün saat 17 de | / Çay * 16 aralık cumarteri snat 15 te Kabataş Lisesi mezuları Park Fi dün akşamdan itibaren faali- yete geçmiştir. Her akşam de- vam edecek olan bu çalışmalar hakkında Emniyet Müdürü Ke- kaldırdacağı sövlenen Anka- ra mesken zammı karşılana- bilir. , İspanyol dans ve müzik trupu dün şehrimize geldi W Otelde 15 ten 19 a kadar de- 'vam edecek bir çay tertip et. mişlerdir. BİR İSTANBULLU | |mal Aygün bir arkadaşımıza: - İki Üç gece zarfında Be- yoğlu “Caddesini behemehal İs- tanbula lâyık bir hale getirece- Riz. Bu geceden itibaren Emni- yet Mmemurları müavinlerimden birinin nezareti altında faaliyete başlamış. Lulunmaktadır.” Arkeoloji Müzesinde yeni bir teşhir salonu tstanbul Arkeoloji/ Müzesinin betonlaştırılma işine son günler de hiz verilmiştir. 'Aynı zamanda üzun senelerden beri depo olarak kullanılan mi: 'ıalyan;;î:l marf salonunun yanındaki — kir şehrimizde sım, üç bölme halinde teşhir sa- Tonu ittihaz edilecek ve bu kı: | İtalyanın yeni Ankara Büyük sımlarda, İstanbul Üniversitesi | Eiçisi, — Ankaradan — şehrimize temel kazısında çıkan ve adetleri | gelmiş ve dün akgam saat 17 de 100 Ü aşan Romalılar devrine a- | Vilâyette Vali Prof. Gökay'a bir İt eserlerle, Slâhtarağa hafriya- | nezaket ziyaretinde — bulunmuş- tında bulunan heykeller ve bir | tur. Elçi, lk defa geldiği İstan- de klâsik devirlere ait hitabeler | bulu ziyaretinden — mütevellit 'teşhir olunacaktır. memnuniyetini belirtmiştir. Türkiye -Hindistan Kültür Cemiyetindeki toplantı dan Kültür Cemiyeti — tarafından dün saat 17 de Cihangirdeki Sefaret binasında bir toplantı yapılmıştır. Cemiyet üyeleri ve memleketimizin - tanınmış münevverleri. nin hazır bulundüğü bu toplantıda memleketimize gelmiş olan Kalküita Üniversitesi Tarih Profesörü Kalldar Nag tarafından Türk-Hint kültür. bağlarının Milâttan evvel 15 inel asırdan bu- güne kadar olan safhaları hakkında — geniş açıklamaları Ihtiva eden bir konferans verilmiş ve yemek İsimlerinden — başlıyarak, Müsiki ve halk oyunlarındaki benzerliğe işaret edilerek ve mü- teakiben Hint müsikisine alt plâklar ve Hindistana ait filim. ler göterilmiştir. Resimde, toplantıda hazır bulunanlardan ” bir. grup mektedir. Türkiye - Hind görük 'Dün sabah saat 9 da, 105 kt- fından. karşılanmışlardır. Ekseriyeti genç ve güzel kız- lardan Mmüteşekkil olan bu he-| Mat. Josephine Veglison şunları Sanatkârlardan bir grup, b heyet resmi bir teşekkül olarak #ilik İspanyol dans ve müzik | vazife almıştır. Ve bütün e-İru hakkında bir. malümatım Safirelllnan, ftrupu husust bir vapurla şehri- | lemanları amatördür. yok. Yalnız Venedikteki müzikçi heylisi mize gelmiştir. Trupun dans ve — müziğinde | festivalinde, oyunlarınızı seyre Banldığı yer: Heyet, rihtimda — İspanyol| İspanyol — folklorü esas / tutul- İ den bazı arkadaşlarım fevkalâ- İ | YENİ İSTANBUL MATBAA- Konsolosiyle — şehrimizdeki İs-| muş, milli müzik ve milli oyun- | de bulduklarını söylediler. Gilre LiMİTRO GinKEri panyollar - ve gazeteciler tara-| lar ele alınmıştır. Memleketimizde — fülm sana MASMAASE Bundan sonra — mühtelif inti balarını soran bir arkadaşımıza 'Türk müziği ve 'Türk folklo yi oldukça ilerlemiş ve uluslar- 'arası şöhret kazanan sartatkâr- larımız olmuştur. *İÜZT. B. Ed. Fak. Talebe iyeti, 16 aralık 1950 cur martesi günü saat 14 - 19 mran sında Konak / salonlarında bir çay tertip etmiştir. ACI BİR ÖLÜM Merhum Münif Paşarın daman di Malatya eski milletvekili VASIF ÇINAY bir kalb krizi neticesi Suadiye deki evinde vefat etmiştir. Ce nazesi 14.12.1950 perşembe günü Bağdad Caddesi 403 No, lu evin- den alınarak Suadiye Camlinde öğle namazı — kılındıktan sonra İçerenköy mezarlığına defnedi. lecektir. Allah rahmet eyliye. Çelenk gönderilmemesi bilhası Sa rica olunur. Refikası Ülviye Çınay Oğlu Selim Çınay Kayinbiraderi Hüzeyin Ül- gen YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Bahibi: YENİ İSTANBUL NEŞRİ- YAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SARLICA erini fillan idare eden mesul müdür: Saclâ ÖĞET Yan Neşredilmiyen yazılar Abona: Türkiye için seneliki se, mar sanatlarımız gelişmeye | hakkındaki beyanatmın tam âdeta henüz| mânasiyle realist bir görü- ele alınmamış bir halde bu- | sün ifadesi olduğunu belir- tir ve yeni müesseesnin ha Türkiye, yabancıların da| şarılı olmasını temenni ede- müsait, fakat lunmaktadırlar. kabul ettikleri gibi, meyval riz. yet; 75 dansöz, 24 müzisyen, 6 | söylemiştir- idareciden ibarettir. Trupun ay rıca bir de papazı vardır. geliyoruz. Burada. birkaç Heyetin müdiresi Mat. Jose- | sit verdikten sonra, Beyruta, İa- phine - Veglison'un verdiği ma- İ kenderiye ve Kahireye gidece- lümata göre, 1936-1937 yılında | giz. — Güzel gehrinize Jik defa | h -| ökteden sonra Dün sabah, et valiyi trup namına Bir| altı aylığı 17, ç aylığı 9 Hiradır. ziyaret etmiş ve | Harlç memleketler iki mislidir. provalarına de- l vam ederek gece kalabalık bir | Hlâniar: Gncr sayfada santimeb seyirci kütlesi önünde ilk tem-| resi 2 liradır. flânlardan biç bir sillerini vermişlerdir. mesüliyet kabul edilmez. PEYAMİ SAFA YALNIZIZ Bi DD Otomobil kazamı tesadlir, — Tâcivert — tesadüf, meydan tesadüf, kalabalık tesadüf, — goförün af kalması tesadüf, Hamdi Beyin ölmeni te- Sadüf. Rüyada bu kadar tesadüf bir araya gelir mi? Besim sordu: — Peki, öyleyse her rüya yör? Mefharet başını yukarı aldı, aradığı ce- vabi. bulamayınca kızardı. Önün yerine Sa- mim kardeşine sordu: — Sen söyle: Neden her zaman zelzele olmuyor? Besim ayağa kalktı ve kutudan bir siza- ya alıp yaktı — Gayet gartları var. Samim sormaya devam etti: — Bunun da kendine mahsus gartları ni- gin olmasın? Oda kapısına doğru yürlüyüp geriye dö- Hen Besimin gözleri, zihninde aradığı geyi yerde bulacakmış gibi, önüne bakıyordu. Samimin karşısında durdü: — Olabilir, dedi, fakat zelzele başka. On- dan güphemiz yok. Olduğu zaman tam olu 'yor, Fakat her rüya çıkmıyor. niçin çıkmı- Dasit, dedi, kendine mahsus 457 Her zelzele tam olmuyor. Bazan daan- cak sismoğrafların kaydedeceği kadar hati geçiyor. Hem bizlm konuştuğumuz bu. değil. Her gey, olabilmek için, kendine mahsus şart- lara muhtaç. Rüya “pr&monitlon, ları da ni çin böyle olmasın? Tecrübe iradesinden ka- çan hâdiseleri inkâr etmek lâzım gelirse, lâ- boratuvarların emrinde olmıyan birçok tabiat ve cemiyet hâdiselerine de inanmıyalım. Tarihe inanmıyalım. Çünkü her hâdisesi ancak bir defa olmuştur. ve ilmin arzusiyle tekrar edi- lemez. Primonitlon hâdiseleri ise bir. değil, milyarlarca defa olmuştur. Sen geçen #sene, hiç aklından. geçirmediğin halde, — Şinasiden telgraf alacağını bir gece evvel rüyanda gör- medin mi? Sonra Şinasiye sordun. Bir gece evvel sana telgraf çekmeyi o da hatırından geçirmiyormuş. — Çünkü umüm . müdürün- de- Riştiğini o da ertesi gün öğrenmiş. Mefharet de ayağa kalktı ve iki karde- ginin arasına girerek bağırdı: — Ayol, hangi birini sayayım? Ben Na- eiyenin kocasiyle kavga edip Adanadan İs- tanbula kaçtığın rüyamda — görmedim mi? Hem de iki ay evvel gördüm. O zaman model karı koca idi onlar, Sonra Nazanın ölü çocuk doğuracağını, sonra, Samim onun sözünü kesti — Pek çok, Yıllanmış münakaşalara dön- miyelim. Besim bu rüyaları da bize farelerin gördürdüğünü söyliyecek. Besim tekrar kapıya doğru yürüdü, dön- dü, fakat olduğu yerde durdü — Farelerin bizden daha zeki oldukları- 458 m zannediyorum, dedi, karın doyurmaktan başka bir şey için zihin yormuyorlar. Bize rüya “gördürmekle uğraşıp vakit kaybetmek istemezler. Kendi rüyalariyle hayatı arasın- daki benzerliklere de boş yere mâna vermez- ler, Meselâ, bu gece rüyasında şu bisküviler. den birini yiyen fare, yarın hayaline kavut A, bunun arzu İle irade arasındaki normal Münasebetten başka bir gey olmadığını his- seder ve bunun Üzerinde düşünmeye lüzum görmez. Besim hemen kapıdan çikmak istediği halde, cesaretle yanaşamadığı bu mevzuda nüktesinin zayıf kaldığını hissettiği için, ara- dıği zafere doğrü gitmek hayaliyle - geriye dönüp oturdu. Samim kardeşinin dünyadaki yeni fikir istikametlerinden uzak yaşadığı için, klâsik #öhretlere daha fazla inanacağını düşünerek Bergson'un meşhür misalini tekrarladı. Harp- te bir Fransız subayının karısı, evde, kocas dun cephede nasil vuruldüğünü sahnenin bir- çok teferruatiyle birlikte görmüş. Sonra bu trajik hayal, noktası noktasına doğru çık- mış. Bir mecliste, kadının ağzından bu hikâ. yeyi dinliyen bir doktor — şöyle demiş: “Bir hayal bize yakınlarımızdan birinin öldüğünü haber verirse bu va doğru veya yanlıştır. Eker döğrü çıkarsa, burada bir tesadüf olup ol- madığını anlamak için, buna benzer hâdise- lerde doğrularla yanlışların sayılarını muka: yese etmek jAzımdır,,. Aynı mecliste bulunup kadını dinliyen Bergson, eğer onun gördüğü hayal, gerçeğin tıpatıp aynı ise, tesadüftin burada hiç bir rolü olamıyacağı mütalâasın- 450 dadır. Ezberden bir harp sahnesinin tablos hu yapan ressamın, gerçek bir harp sahne- sinde döğüşen askerlerif resimlerini ve tavır- larını tesadüf olarak aynen çizmesine imkân yoktur. Bu kadın da © ressamın durumunda: dır. Mühayyilesi bir tablo yapmaktadır. Eğer bu, harp sahnesinin aynı ise, mutlak olarak kabül etmek Jâzımdır ki, ya kadın o sahneyi evinde otururken görmüş veya gören bir gı ürla temas halinde bulunmuştur. İstatistiğin burada ne işi var? Besimin dudağının ucunda şüphenin ince bir bükülüş haline geldiğini gören Samim d ha yeni misalleri hatırlattı Londradaki “Ruhi Araştırmalar. Ce- miyeti, nin İkinci Dünya Harbindeki müşa- hedelerinden birini anlatayım sana. - Biliyor- #un ki, 1942 haziranında, Rommel orduları İs- 100 kilometre — yaklaşmışlardı. Tarihlere dikkat et. İngilizlere takviye kıta- Jarı geliyordu. 1 temmuz 1042 de El Alâmeyn savaşları başladı. Ağustosta — General Mont gömery 8 İnci ordunün başına getirilmişti. Ekimde büyük İngiliz taarruzu başladı. Ka- sımdan sonra Remmel orduları darmadağınık bir halde ricate mecbur olmuşlardı. ve bu bozgun onların Afrikadan tamamiyle atılmz dariyle neticelendi. Bu ricatten aylarca ev vel, yani 30 haziran 1942 de, İngiliz âlimi Drayton Thomas, medyum Osborne Lfonard vasıtasiyle babasının ruhundan 28 ve 20 ekim günlerinde ricatin başlıyacağını haber ahyor. Düşün ki tecrübenin yapıldığı tarihlerde he- 'nüz & inci İngiliz ordusundan eser yoktur Ve 400 askert şefler bile taarruzun hangi gün başlı- yacağını bilmiyorlardı Besim gittikçe — zayıflıyan İtirazlarından vazgeçmedi ve münakaşa uzadı. - Samim fo- nografın (gramofonun) ilk- icat edildiği de- virde bunu gören bir doktorun gözlerine bile inanmadığını ve yanındaki adamın karnından konuştuğunu iddlaya kadar vardığını hatır- latarak: — İşte sen bu doktorsun, dedi. Besim bağırdı: — Hah! Bence bir karın gürültumü yüz felsefe dersinden daha büyük bir hakikattir. Ve bu caprisinin himayesinde odadan çı- karken, içeriye Hasibe girdi - ve telâşlı bir sesle, Samime haber verdi: Sizi acele, çok acele telofondan isti- yorlar, samim koştu. Besim salonda kaldı. Mefharetin gözle- rindeki hummalı tecessis ve endişe, bir müd- det Samimin peşine düştükten sonra, kardeşi- 'ne çevrildi. — Boşuna inat ediyorsun Besim. Var bir gey, var, ben de her zaman içimde hissediyo- Besimin çekingen bakışları, uzaktan, bis- Küvi tabağı Üezrinde küçük bir tereddütle çırpındıktan sonra Mefharetin gözleriyle kar- gılaştı. - Ne hissediyorsun — yahu, abla, senin hissettiklerin hakikat olsaydı, bu ev felâket- ten felâkete düşerdi. *Aydın çoktan — sizlere ömürdü. 461 (Devamı var)