| î i | | | | 14 Kasım 1950 ND İSTANBUL — I Bugünün işleri Saygı ve terbiye A — Dostum, haberiniz var mı? Ahlâksızlığa, terbiyesizliğe, sarkın. tılığa karşı tedbirler — alınacakmış Artık mektep kızlarına sataşan ser. Seri, müşteriye hakaret eten goför, Kocasını döğen talebe kalmıyacak- B — Nereden duydunuz acaba? İşitmemiştim. A — Gazeteler yazıyor. — Resmi makamlardan gayet sıkı emirler ve- rilmiş. Herkes edebiyle otursun diye. Bizim eski çapkın Ahmet Bey kudın- Jara 1Af atamıyacak. Çatlar doğrusu, B — Çapkının eskisinden korkma. yan. Her vakitki gibi hiç kimseyi in- Citmeden işini yürütür, avlıyacağını da avlar. Yenilerinden, korkun. On- Jarın bir çoğu sanki başka bir âlem- den atıhp aramıza düşmüşler. San: ki Türk değiller, bu vatarfın çocuk: darı değil. Kendilerini öyle bilseler, '€n terbiyeli bir milletin edep ve 84 £h kaldelerine uyarak erkeğine, ço: Cuğuna, kadınına hiç olmazsa şeklen hürmet ederler; namus ve gerefe el uzatamazlar. 'A — Gazetelerin haber tedbirlere bel bağlanabilirse.. B — Gazeteler de hepimiz gibi işin Jâfında, Halbuki her tarafa salmış hayasızlık ve saygısızlık, bir. milli seferberlik icap ettirecek kadar ge- niştir. - Kadınları rahat sokağa çı: kamıyan bir cemiyet bu kadar tep- kisiz kalırsa edep ve hayadan mah. Tum Üyelerini nasıl ayıplarız? Fa: kat ne kadar sinirsiz ve hareketsiz olursa olsun, o cemiyetin böyle bir hal karşısında irkilmemesi yardım 've himaye Ummaz olduğuna delâlet eder, A — İyi ya, İşte hükümet icabına Bakacak. B — İcabına bakması için her kül. hanbeyinin peşine bir polis, her kı: ı yanına Bir jandarma takması ik- tiza eder. A — Evet, daha geniş tedbirlere Başvurmalı, Âmma nasıl? Acele et- mek lâzım değil mi? B — Evet, pek acele etmek Iğzım. Madem ki memleketimizde terbiye ve '€edep namına pek az şey kalmış, ma- demkl ortada çocuklarını terbiye ede. Tiyen ve şimdi © çocukların birbir. lerine sarkıntılık ettiği bir. zümre var, Ve mademki bu hal, çocuklarını terbiyesiz büyüten zümrenin Jâyık olduğu bir ceza teşkil etmekle bera- ber Milli şerefimizi kendi gözümüzde olsun lekelemektedir, © şuursuz eüm- rini örtmek şuurlü — biri hükümete düşer. AA — Hükümetler böyle şeyleri pek düşünmez. Onlar canını korumakla mesuldür. Hertangi bir işe sarlmak için umum? efkârın çağırmasını ber. B — Umumul efkârı da gnzele tem- #il eğiyor. Milletçe yaşamayı — ta. Hammül edilmez bir hale getiren bu kadına tecavüzleri, her tarafa yayız. mış terbiyesizlik ve — saygısızlıkları matbuat eğer milli dâv sasfısı diye ele verdiği demeğe haçet yok: Terbiyesizlik bir çoğumuzun / İliğine işlemiş. İnkâr e- 1950 |Rumi KASIM Tz 14 ) Hicri 1366 YAKIT VASATI EZANI Günee ae Oasr Öğle ” a. Hüna ua — a Tet JzT 1SN Tmenk S0 azll GELECEK OLAN UÇAKLAR K BAA (Amerikan) — New York, " Boston, Londra, Brüksel, Fran — N40 D HY, (Türk) Ankaradan. — 1450 DHY (Türk Adana ” Ankara D Bakir, Elaziz, Malatya, A Tadan, — 19:20 PALA, (Ameriki hi, Karaği, Basra, Beyruttan. GİDECEK OLAN UÇAKLAR 610 BAA (Amerikan) Bey ta — 820 DHY (Türk) Adar Z sa0 DHY (Türk) Balike: Sir, Tamir, Ankaraya —— 1230 D. HY, (Türk) Ankaraya. — 1420 DHY (Türk) Tamire, — 2035 P. A, (Amerikan) Brüksel, Londra Şanon, Günder, NewYorl'a: GELECEK OLAN VAPURLAR 1800 Saadet, " Çanakkaleden. — Anatarta. İneboludan. İDECEK OLAN VAPUNLAR 900 Sus, Mudanyayar 1000 Bur- İskenderuna, — 1800 Beyyar, Ka: AX TRENLER (Ekar — tis TRENLER z30 BEYvALU ALKAZAR G2562) 1 — Kanlı 2 S Feliket Yolcuları. AK (44894) Korkak Kahraman, AŞ doKl6) Öldüren Hatıraları ELMAMRA G203) 1 — Alün H Melodlel, Çakırcalı Mehmet £ Çalırcalı Mehmet Efe Na: Akan. İNCE (4805) Bir Yetimenin Roma- EK (44240) Rebeka Cikiyci hafta) LÂLE (48300) Korkak Kahraman, MELEK (0865) Reboka- BAHAY Yunan Opere AUATFARK (eSlis) Z— Eararengis At İ — Manon. SÖMEN (iZSi) Nama diğer Par- BARK (G0Ö6Ü) Bir Yetimenin Ro- BEK (8720) 1 — Kılıçların Gülger DG AA Ka S dersek mlletimize karşı ihanet olur. Onu geviyorsak içinden çıkan soy- Suzları ayıklamak — borcumuzdur. Yoksa “Bizden terbiyesiz. çıkmaz” demagojisine düşmeği kendimize ya. kıştıramamalıyız. Kâmtl bir. millet, Kâmil insanlar gibi. kusurunu görüp Ççaresine bakan millettir. Bin Türk. fen bir tanesinin dokuz yüz doksan dokuzunu utandırmağa, cemiyet ve aile şerefini hiçe saymağa, her geyi kendi keyfine göre lekelemeğe hakkı olamaz: 'A — İşte hükümet... B — Evet, hükümei, Şuursuz ve- yahut bezgin bir cemiytte... (A — Niçin bezgin? B — Sözümü kesiyorsunuz, Bezgin, Çünkü şuursuz olmakla beraber me: det umduğu yüksek bir kuvvete de bel bağlayamadığından dolayı bez- gin. Biğ, aile terbiyesini dahi dev. letten bekliyen ailelerden mürekkep tuhaf bir topluluk haline geldik. Hal. buki eskiden her aile bir devletti. kanunu, nizamı, edep ve Adâbı vardı. Şimdi. ” çocuklarımızın — hocalarını kıymamağı — öğrenmesini bile dev letten bekliyoruz. İçtimat — terbiyesi en yüksek bir millet değil mi idik? Bugün, bir kadınla dolaştığımız so. kakta korkacak hale — gelmemizin hikmeti nedir acaba? A — Devletin müdahalede bulun. B — Böyle bir hükmü vermek ko. day. Devlet hakka tecavüzü önliyebi. lir. Fakat terbiyesizliğe karşı ne yapsın? A — Ne mi yapsın? Eline sopa- y alıp B — Ha şöyle! Ben de bunu bek- Jiyordum! Devlet ne yapsın yoktur. Bizde cemiyet terbiye Yermekten 4- ciz.. Devlet, müşterisine hor bakan #0förü bile yola getirmeğe mecbur. dur. Cemiyetimizde iyi ve kötüyü a. yirdetmek, müeyyidesini bulmak, her- kesin vebalini üzerine alan devlete düşer. Ve, kurtların cirit oynadığı ülkemizde ' kuzulara mahsus kanun- larla yaşadığımız da başka bir facia dır. İlk önce kanunları şiddetlendir. Mell, A — Gezetelerde buna dafr. B — Gazeteler vazifelerini Jâyı. kiyle yapmıyor. Yahut da pek gev şek yapıyor. Sarkıntılık, edepsizlik, terbiyesizliği içinden atmasını bilmi: 'yen Cemiyet namına isyan etmek on. İarın vazifesi. Bu dâvayı — cemiyet kadar hafif tutan devleti ancak on. Jar uyandırabilir. A — Hulâsa... Matbuat alâkasız, Fakat terbiyesizlik ve sarkıntılık hâ- kim.., Sizce ne yapmalı? B — Ben bilirim amma. A — Acep nedir 07 Merak ediyo. Tum, B — Meraklı tarafı yok. Adalet konusunda kısas taraftarıyım. Bun- 'dan başka, orta çağda olduğu gibi suçluyu / döğmek. teşhir etmek usu. Tündeki isabete inanıyorum. A — Fakat bu, iptidal adalet şek. didir. B — Bir deneyin de bakın, ne ka. dar İleri cemiyet oluyoruz! NOBEL MÜKÂFATLARI Edebiyat, fizik ve kimyadan kimlere verildi ? Her sene kasım ayının, günü İsveç Akademileri tarı A Nobel, miras olarak biraktıkı 38 iştir. illiyet farkı tockholm'da verilir. od Nobel hisse ayrılır ve din, biyat mükâfatları Geçen sene, edeb hem de 1950 için İkl mükâfat veri Mükâfatı ise Filoraf Bertrand B Bir mükâfat koyn fından edebiyat ve fen mükâfatları teval edi üş dekildi. Fakat İsveç Akademisi bir fiozof Vin ölümünlün yıldönümü olan onuncu mllyon kuronlük servetinden 1 mik Her sene bu servetin nemasından beş gözetilmeden tevzi edilir. Fen ve ede verilmiş bulunuyor. Nobel, felsefe için bu mükâfat n taltif etmek İstediği zaman kendisine edebiyat mükâfatını verebilmektedir. Nitekim Bergson için'd WILLIAM FAULKNER 1950 Nobel Edebiyat — Mükâfauını Amerikan hikâye ve romancısı Wile Tam Faulkner kazanmıştır. Faülkner 1897 de Missourl eyâle. tinin New.Albany şehrinde dünyaya gelmiştir. Görünüş itibariyle kendisi Şimdi kısa boylu, zayıf, siyah saçlı Ve kırlaşan biyıkları olan bir adam- dır. Allesinden hep Valiler, devlet a. böyle olmuşt damları ve siyasetle“meşgul olmuş kimseler yetişmiştir. Fakat Faulk- mer okumayı Pek sevmedi. Missouri Üniversitesine ancak bir sene gide- bilbiştir. Tahsil —hayatını biraktık- fan sonra'Fauikner New.York'ta bir kitapçının yanında çalışmaya başladı ve 1025 te Avrupayı baştan başa gezmek Üzere seyahate çıktı. Lâkin Seyahatten de pek hoşlanmadı: mu Asırları arasında en az seyahat eden Muharrir olarak tamınır. O daha zi yade doğup büyüdüğü - eyâlette or. man ve şıril şiril akan dere kenarın- da rahat ve sakin bir hayat sürüp kitap yazmayı tercih eder. Bu eya- Jette herkes ya çiftçi veya oduncu. dur. Zaten Faülkner, Nathaniai Haw. thorne gibi, edebi muhitlerden pek hazzetmez. Edebiyattan ziyade avcı- dıktan bahsetmeyi tercih eder. Roman. Jarından da edebiyat hakkında - dü. #ünen fakat konuşmayan bir İnsan Olduğu anlaşılır. Beğendiği - edebi Ççehreler, Kents, — Balzac, Pinubert, İSoyce ve Bilot'tur. Birinci Dünya — Harbinde İngiliz hava kuvvetlerine gönüllü olarak ya- zılmış ve 1918 de bir uçak kaza: Sında, yaralanmıştır. Bu — sıralarda yazdığı ilk romanlar lüzumundan faz. methedildi, hem de yanlış sebep: lerden dolayı: Sonradan yazdığı da- ha Üstün meziyetli romanları ise ya beğenilmemiş veya — unutulmuştur. Ancak 1945 ten sonra hakiki edehi Geğeri anlaşılabilmiştir. 1929 'da ilk kitabı "Sartoris” neş. redildi. Bu roman romantik alup oku yucuyu İkna edici bir mahiyot taşı: Tamaktadır. Lâkin muharririn dalıa, Sonra uzün uzun inceleyip İzah ede- ceği mevzuların temaları bu Ktitabın. da mevcuttur. Daha sonra neşredi. len kitapları arasında “Sanetuary” yomanlarının en küvvetlisidir. Bura. da muharrir keskin bir görüş ve L fade ile hayata karşı olan bezginli. #ini ve Ümitsizliğini tasvir eder. Fakat Faulkner'in en «uvvetli ve en muvaffak olduğu tarafı hikâye- Emgidir” Hikayeterinde zengin bir Mmuhayyilenin tasvir ettiği doğup bü. yerlerin havası yüĞÜRÜ ve sevdiği R. KENT niz “TAKSİM (ANİD1) Allah Kerim. 'TAN (S0N40) 1 — Kumarbar Ki 24 Lorel Hardy — Rüyalar Ülke: UNAL (48006) 1 — Haydutlar Ki- taliçesi. 2 — Öldüren Bune, YENİ (edT) 1 — Venedik Kah- Yırbı A7 Katraman Yanudi KÜçüncü harta) ALEMDAR (20 1 — Kılıçinrin İntikamı, 2 — İKi Kalb AZAK (SM9) 1 — Gece Kulüpleri Kıralı, 2 Üç Ahbap — Çavuşlar Eimaz Peşinde ÇEMBERLİTAŞ (C2N3) Bir Yetl. Menin Romanı, AYSU (21919) 1 — Ananin Günü- Mu 2 — Kara Şeytan, EMRE 1 — Gangölerler Peşinde. 2 — Kirmizı Güller. HALK (H$01) 1 — Vatan Kurta- ran Arslan, 2.— Ölümden Firar, İSTANDUL (aa g 2 — İntiras KARMET (2680) 1 — Kara Geytan. MA G3S0) Bir Yetimen 2 — Tabanca. KanıRör M SİNKMA (Dsküdar) 1 — Nehirler Kıratiçesi. 2 — Âleş Bek. gileri HALE (Katıkl) 1 — Ask Ai 1 Z Genç Kiz Kal- Bi ğ — Targan Maymun' Adam, BUNAR: 1 — Vatana Dönüş. £ — Kü Nehir, SÜREYYA (G0802) 1 — Bendi Çamazıın, 2 — Tarzan YELDEĞİKMENE 1—Monte kr donun İntikamı, 2 — Bir Mametçi Kizın Hatıraları. ANMARA Kara Kap Yardır. Faülkner genç Amerikayı ihtiyacında olduğumuz. herşey BÜYÜK (3001) Denizlerin Sevii- CEBECİ (13846) 1 — Tarzan May- mun Adam. 2 — MaCera Limanı PARK (illai) Harrow Kumarbazı, SUS (M0TI) Çete, ULUS (22284) Cehennem Geçidi. YENİ (4040) Günahkar Baba, BÖYÜK (T KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar, GAR GAZİNOSU T Bryanuz Re ANKARA PALAR PAVYONU Ge #a Seydi fanresinde - Viyana aC SŞÜREYYA FAVİYONU: İspanyol Örkesirani izim TAYTARE Allan Kerim. ü v e g e he AA LÜ , ZALE 1 — Zaferden - Üstün. 2 — Bakbger M ç, EMİNÖNÜ: — Eminönü — Cümind- YENEAlah Kerim. ÂN Tüka “tAlemdarı — Asadür ELMAMRA Aşk Rüyası, Tdedikpasay BEYOĞLU: Cemal Atasoy (âfer- İksei hancir (Takana) — Sağlık (Gala, ÇŞT — oriron u Şark alerkaz Siğir S Kurtunaş j ÖŞ S anctoklu Ginaköyr - FATİN: — Ünivereite (Sehzadeba- Kümedi küsmi hat * Ürğehremini — Eölrnekapı Temsil yok (Karaglmrük) — Gülseren. Ipahi, YENİ sze oğlu ÜPener) İRATaaaa, ErÜPi ArIf Beşer p 2048 te ESİKTAS: 8.Recep (Beşiktay) — Örtaköy — Gi “pivanlıoğlu “tar. 18 1ncl | Bavutköyr — Glerker (ebek) 4 verile | xanıkoyi süyük. atamköy — ol — Brenköy — A: Cafer KTt agalay (Bostancı) — Ömer Ki Öpera Kemik 3 perde eei Bt D ÇUMACIYAN MUAMMER. KARACA ANKANA: e— fa bllhassa zencilerin — çok bulunduğu Güney taraflarını sever. 1920 sırala- rında Ernest Hemingway Amerika. dan, nefret ettiğini söylerdi. Halbu. Ki Faulkner Amerikanın olgunlaştık. ça bozulacağını ileri sürer. Zaman. İn mekanik bir medeniyet olacağın. dan, genç ve ümitli halinden uzakla. gacağından bahseder. İlk kitaplarında 'aülkner alle sevgisine ve bağları. 'na kiymet verir. Fakat gonraları fik. Finl değiştirerek hayata karşı — kö. tümser bir tavır takınır ve bütün hıncını modern kadınları zemmet- mekle alır. a.t BERTRAND RUSSELL İngiliz filozofu Bertrand Russeli'in Nobel'in bir. edebiyat — mükâfatını kazandığını öğrendiğimiz bir çoklarımız hayret ettik. Zira Russeli hayatında ne bir roman ne de hikâ- ye yazmıştır. Bütün ömrünü felset Mmatematik ve sosyolojiye, vakfet- Miştir. Şphe yoktur ki bu mükâfat 'Ona insani Ve sulhçu — fikirlerinden doloyı. verilmiştir. Russeli, 1872 de doğmüştür. Arl- tokrat bir alleye mensup - bulunun, büyük babası — Kıraliçe Viktoryanın başvekliliğini yapmıştır. Genç. Bert- rand Üniversiteye girişine kadar ar ne Ve babasının verdiği terbiye İle yetişti. Cambridge'de matematik ve felsefe'ye büyük bir latidadı olduğu- nu farketti. Russeli 1 inci Dünya harp aleyhtarı olduğu için & ay hapsedildi. 1920 de Rüsyayı — alye Tet etti ve komünizme muarız bir tavır takındı. " Bundan Son. ra. Çine giden filozof, Çin ve Japon — medeniyetlerini * teferrunti ile inceledi. 1922 de Ruasell memle ketine dönerek İşçi Partisinden nam- zetliğini koydu. Seçimlerde kazana. mıyan Rüsseli, bu sefer ikinci karısı ile çocuklar için bir. mektep tesis etti. Bu iş bütün vaktini aldığı için filozof bu sefer Amerikadaki Üni: versitelerde profesörlük yapmayı ter. cih etti. Fakat bir müddet sonra cin- siyet meselelerinde fazla liberal ol- Suğu anlaşıldı. ve Amerikadan ko. vuldu, Bertrand Russeli belki — asrımızın e büyük filozofudur. İlk kitapların Matematik Üzerine yazmı Hel'e göre, her Siosofun matematik bilmesi lâzımdır. Eflatun Akademi. sinin kapısına "Matematik bilmeyen Harbinde Beyoğlu HS4 Ankara 00 Btanbul SAZE? Tamir zz Üaküdar 6008 K.köy GWT Karşıyaka 15086 HCCULCELİ İstanbul Beyoğlu — kanak Anadolu yakamı — G0s0n Ankara S Tamir B İ (Kemeraltr eai CA ANKARA — Ğ2N0 Üçüncü Adam TAYATROSU SanCak) — Aari (Berefpasa) Kim BELAMI Güzelyan Y ANKARA ĞD —K0 Türkülerle Dopu Anadolu Gezlel. — Kilar-türküler (pi — 8 yet Yüceneeii — 2010 Barbent aat — 9015 Radye &23 Günün prosramı ve hava Taporu' — 530 Çeşiili güzetesi, 30 Müsik Dünyasından çenitil örnek Gdiler (ph — 8.00 Kapanın. Ter (Di — 21i0 Radyo Klasik Türk Müsikiai Birlği 1228 Açılış Ve program. — 1240 M. 8. Ayarı, — Konseri. — 2180 Şilr Dünyamız, < 2209 Ağıs arme: 1710 Şarkıları © İx00' Haberler. (l — 1830 Öğle gazetesi, <— 1548 Ritmeller (pi ) Trogramlar ve dane müzizi 1460 Hava raporu, akşam programı ve k 0 Açılış Ve program. e- 100 M G, Ayarı. 1R00 garkılar. — 1830 Radyo Salon Örkesiram — 1500 M 8. Ayar Ve haberler, — 1916 Tarihten bir bir. bakiş (00 dak yaprak. — 1820 Yurütan Senler, — 1045 Rafyo ile ) 2 780 Dinleyici tetekleri- Hait münl İnilizce. — 2000 Opera aryaları (p1). -— 2015 Radyo ) (ödö m). — 105 Büyük Ötelden müsik U3 'da gözelesi, — 2030 İncesaz — "Bestenişir. Pasir ika) (OS m ). — 1140 Plaklardan serlimiş parçı ma — 2215 Viyolonsel soloları — 2145 M 8. Ayan Ka Motart (p (20 dakına Ki Ve haberler. — 2800 Program ve kapanış. B.B. C. Revü Örkestrasi (30 dakika) (46.84 m.) İSTAXNuz 1415 Hep beraber erteliyelim — (48 dakika) (86 148 Programlar ve dana müziği (pi.) hd li 15 dakika) (arda mo, — ZZ apaniş, l4 ve progr 1518 Melodiler Bikası ve santürle saz Bertrand. Rüsseli içeri giremez” düsturunu yazmıştır. Rüsseli ise bunu dajma modern filo: zoflara hatırlatır. Zira modern filo- zoflar Eflatun taraftarı olmalarına Tağmen hiç de matematik bilmezler. Russeli'in kendine mahsus bir felse- fesi yoktur. Buna rağmen, bir çok tenkiâ yazılarından anlaşıldığı — gibi Russeli, İngiliz felsefe tarihinin bir rüknüldür. Ona göre Kant felseteyi Karmakarışık — bir. Vaziyete — sok- maktan başka bir şey yapmamıştır. Bergsonu da anlamadığını defalarca tekrarlamıştır. Rüsseli, sosyolojik yazılarla Kıra. llçe Viktorya devrinin terbiye usul: İerine hücum etmiştir. Ana mektep: lerin çocuk terbiyesindeki — önemini belirten bir kitap da yazmıştır. Rus- eli bu kitapta terbiyenin iki yaşında başladığını ve beş yaşına kadar de- vam ederek, çocuğun — karakterinin bü yaşta tam mânamı ile inkişaf et- tiğini ileri sürmüştür. Bu sebepten dolayı çocuk bir yaşında İken ana mektebine gönderildiği takdirde, genç yaşında başkaları ile geçinmesini ve yaşamasını öğrenecektir. Russeli, birçok kitaplarında cinsi 'yet meselelerine temas eder, Ona gö: Te, ÇocURa Cinsi terbiye 10 yaşına varmadan evvel verilmelidir. — zica sokakta öğrenilen cinst bilgiler hiç bir zaman tam olmaz. Bu cemiyet içinde büyüyen çocuklar dalma cin- #iyet mesclelerini sakat ve yanlış fi- kirlerle mütalâa etmeye — mahküm- durlar. Rüsseli, 1 İnci “Dünya Harbinde harp aleyhtarı olmasına rağmen, bu son harpte Nazizm'e karşı cephe al- mıştır. Zira Russeli batı Avrupa me- deniyetine hayrandır. Bu medeniyeti yıkacak her hangi bir ideolojiye kar- # dalma cephe almıştır. Russell'in komünizme düşmanlığı buna bir mi- saldir. R.r. GEĞİL F. POWELL 1950 Nobel, Fizik Mükâfatını. ka- zanan İngiliz Profesörü — Cecil & Poweli, kozmik — gualar. bilginidir. 46 yaşında olan profesör. Bristoi Mektebinin müdürüdür. Poweli bir çok- araştırmalar yapmış Ve bu me- Şanda atam. nüvesi için kullanılan Bir. fotograf usulünü “geliştirmiştir. Profesâr, Bristol — Üniveraitesinde yaptığı birçok denemelerle, 1949 No- Bel Fizik Mükâfatını kazanan Japon Profesörü — Yukawa — denemelerinin doğruluğunu ispat etmişti. Profesör Poweli, İngiliz - Sulhçü Komitesinin ikinci başkanıdır. Ken- dini tamamen ilmi çalışmalarına ve Ten profesör, Sheffleld'e toplanacak #ulhçu kongreye İştirak edemiyece- Bini söylemiştir. OTTODIELS KURT ALDER Nobel Kimya — Mükâfatı Kiet V. niversitesinden Prof. Otto Diels ve talebesi Kolonya Üniversitesi Profe- sörü Kurt Alder'e müştereken veril- miştir. Kimyagerlerin dilinde “dle- igne” kelimesi, bir organik terkip meleküllerinin “ birbirlerine Iki çift bağla bağlandığını izah eder. Otto Dicls ve Kürt Alder dü, organik terkiplerin mı Jişini doğru olarak — gösterdiğinden büyük ilmi bir kaymeti hatzdir. YILDIZ Amiral NELSON — ve Yarın matinelerden LADY HAMİLTON LAURENCE OLİVİER — VİVİEN LEİGH Seven insanların dalma hatırladığı büyük aşk. Talihsiz sevgililer LADY I HİKÂYE irAS Köçükken bir arada büyü- müştük. O zaman da ne dik kafalı,,ne haşarı kızdı. Aradan on sene geçtikten sonra onu, insanı ezen bir güzellik içinde bulacağı: Mi hiç tahmin etmiyordum. Hiç unutmam bir kış gecesi bütün aile bir odaya dolmuş, Züleyha ile ben de bir Köseye çekilmiş ro- man okuyorduk. Şimdi ©, güzel bir tip olmuştu. Uzun narin hit boy, uzun siyah / kirpikler, eti Gudaklar, al yanaklariyle tam ro- Mandaki tip. Fakat ne de Bütün. çocuktak Jâkabinı takmı inatçı bir. kızaı, herkes ona Keci lardı. Hemen he- men ismini kimse - söylemezdi. O Bu İsme hiç kızmazdı. Sanki dik kafalılığının herkesce tanınmasın: dan hoşlanırdı. Bütün oyunlarda, bütün haşarılıklarda elebaşı hep © ddi. Bunlar on yıl evvel bir si- 'Nema şeridi gibi gözümün önün. den geçerken Züleyha elini uzat- mış bekliyordu. Sıktım... Gülüm. #üyordu. Ne ince, ne üstün bir ilümseyişi vardı biraz da Alay eder gibi geliyordu. Belki benim 'bir anda hatırla- dıklarımı © da aynı anda düşün: Müş, onun için böyle acayip bak- mis, alayla gülmüştü. Öyle ol madı, yarım — saatlik bir. Konuş. madan sonra ancak toparlanabil. dim. Fakat ne yalan söyllyeyim, Züleyha beni güneş gibi çarpmış- ti Hep çocukluk hâtıralarımızı e- geledik, onlardan — konuştuk. Ve Zaliba onun İcin yeniden çocuk- Taştık, O gece sinemaya gidelim de- dim. © bana: Biletleri ben dedi. Öyle gey olür mu canım ? — Elbette... 'Sen daha Avrupa- dan dün geldin, bir işe de girme- din, onün için paran yoktur. —- Şakayı bırak Züleyha. d4 hazırlar da gidelim. — Olmaz, benim dediğim olursa gidelim. Olamaz. İstersen taş tutalım. HAİA mi taş tutacaksın? alırsam olur, hay- — HAA.. — Peki.. dedim. Taşı tutfu, sağ eline — vurdum. Çılgınca — bir kahkaha — atarı AMERİKADAN İNTIBALAR : Sayfa $ l e0 Yazan : dim. Haydi bakalım. yürü, bilet- leri ben alacağım. * Sinema dönüşü gene tas tuta rak, eve yaya dönmeke karar ver dik. Yolda, 1ş gakadan ağırbaşlılı. &a İntikal etti. Yolda yürürken Den ellerini sıki sıki tutüyordüm. Ona; 'dedi. — Seni seviyorum Züleyha, ba- nimle evlenir misin? dedim. Hiç düşünmeden; — Hayır, dedi. Ertesi gün için, “Adaya gide- lim" dediğim zaman, o bana “Ye. #ilköye,, dedi. Velhasıl her gün bir Münakaşa, hiçbirinde de benim de- diğim olamıyordu. Taş tutuyoruz, neticede hep 6 kazanıyordu. Fakat ben günden güne deli di- vane oluyor, çılgına dönüyordum. Bütün zorlamalarıma rağmen o hep aynı seyi - tekrar ediyordu. Hayır... Hayır.,, Hayır Yine bir gece — baloya gittik. Dans, ikimizi de sarhoş etmişti. Kollarımın arasında - görülmemiş bir kıvraklıkla kayarken kendim. den geçiyordum. — Onu göğeüme çektim. Züleyha... Evlenelim... — Seni Çok seviyorum, — Hani bunü bir daha söyle- miyecektin, taş — tutmuş kazan- muştım, Z Yalvarırım Züleyha, — Evlenmiyeceğim, istersen bir daha taş tutalım. Pekl... Dansı biraktık, balkona çıkti Bana arkamı döndürdü. - yanıma gelerek: “Haydı,, dedi. Ben, uzan- Miş kolları arasında hangisine vu. ağımı — bilemiyordum. - Çünkü hep kaybediyordum. — Züleyha çok zalimetı — Vur. — Ya bulamazsam. Sağ elini tuttum. dudaklarıma götürdüm ve elini açtım. Küpe vucunda idi. Çılgın gibi boynuna sarıldım, onü öptüm? Öptüm! Öp- tümt Öptüm,. O. başını Bir yana eğmiş, ür- permeler, titremeler arasında sol elini sımaıkı tutuyor, açmıyordi Kalın parmaklarımın arasında çı tırdıyarak incecik Parmakları a- çıldı... Bir de ne göreyim?.. İki ci küpe de sol avucunda değil miz. Dâvamızı Amerikalılara duyurtmak Dâvamızı Amerikalılara duyurmak- Türkiyenin dünya — stratejisindeki ana rol ve mevkiini, bugünlerde A- ikan halkına her vesileyle anlat- Mak işi şüphesiz herkesten önce biz. Amerikadaki Türklere aittir. Diye: bilirim ki Amerikalılar bunu bizden daha iyi yapıyorlar. Geçenlerde - Cümhüriyet Bayramı münasebetiyle Amerikan-Türk Kuru- munun tertiplediği toplantıda söz a- dan meşhur Prof. E. Jackh, Türkiye- nin stratejik bakımdan — “Yegâneli: KİNİ” küvvetle — belirttikten — sonra #öyle demiştir. 'Âmerika ile Türkiyenin ebbirliği etmeleri, “Müşterek Güvenlik Sigor- tası” policesini ödemekten başka bir #ey değildir.” Bizim "başmakale,, dediğimiz nes viden olan bu yazıda, Atlantik Pak- tının eksiklerine işaret olunuyor. ve gazete tahrir heyeti adına gu kana- atler ileri sürülüyordu. 'Pakt noksandır, çünkü: 1 -- Anlaşma, çerçevesi içine Ak- Genizi almamıştir;. halbüki Akdeniz, Batı Avrupanın müdafaası için stra- ian elzemdir 'nizi ihmal eden bu proje, komünist aleyhtarı Türkiye ile İspan. hariçte bırakmıştır; hatbuki bu: nleketler Akdenizin tabil bekçile Tidir ve her Ikisi de Batı Avrupanın ehemmiyetli (Bu cümle esns metinde hususi hurufatla dizil- miştir). 8 — Bu iki Ülkeyi / hariçte tutan Batı Avrupanın en atratejik esine Takayt kalmıştır:. Kara- denize varan boğazlar da, vurulması kolay Fransayı yarımadalı İspanya- hesap dişi dan ayıran tutulmustur. itibaren Preneler de SİNEMASINDA HAMİLTON 'ün — Maceri YürdsFilm Yazan : Oğuz TÜRKKAN “Karadenize nâzır. bulunan ve Hazarın petrol kuyuları civarında Rusya ile sınırdaş olan Türkiye, ilk hamlede hazır 2 milyon asker çıkara- bilir. İspanya ise 3 milyona — yakın tecrübeli askere — gahiptir. Bu iki memleket, cem'an yekân S milyon kadar asker çıkarabilir; — hükümet- leri komünist aleyhtarıdır ve ikisin. de de kızıl “Beşinei kol” mevcuttur. 'Şimdi. Türkiye, — Şimal Atlantik Paktının “Müzakerelerine" davet e- dilmiştir; pakt biraz daha olgunla- Şınca hiç şüphesiz “işbirliği” me de ftam olarak davet edilecektir. “Türkiyenin — iştiraki, — Akdenizin doğu kıyılarını güven altına alacak- tır. Ve aralık birakılan kapılardan biri mütecavizler için — kapanacak- tiry Yazı, fapanyanın da pakta alin- ması tavsiyesiyle bitiyor. Colller's dergisi de geçenlerde bi- ze git çok etraflı İki yazı neşretti. Bu çeşit yazıların değeri hesapsız derecede büyüktür. 'Türkiyenin nere- de olduğunu bile bilmeyen Amerikan #fkârıumümiyesine — dâvamızı resni propaganda/ dalrelerimizin bültenle- rinden ziyade, Amerikan gazete, mecmua, radyo ve televizyon yayın: Jarı düyürtabilecektir. Kendi günlük işleri Ve “business” leriyle pek mı Kul bulunan Amerikan halkı, kana- atini okuduğu gazeteden, dinlediği Tadyo müfessirinden ve seyrettiği te- levizyon konferansçısından âdeta ol- duğu gibi marlama edindiğine görü, efkârumumiyeyi kazanmak niyetin- deysek, ona bu. kanallardan sokuül- Mamız şarttır. Bu ise Amerikada başlı başına - llm ve meslektir. Buna “publle re- Jatlons” diyorlar. Bu meslek mensup- Jarının vazifesi, — nüfuzlu kimseleri tanımak, onlarla dostluğu İlerletmek ve temsil ettikleri mücssesenin fikir- Jerini onlara hissettirmektir. Gaze- teciler, radyo Ve televigyoncular, ar- itler ve reklâmcılar, dostluğu pek Aranan kimselerdir. “Bunlar yoliyle “pübllsite” alanları, müşterileri he- #abına bedava reklâm temin ederler. Makale, konferans, oyun, skeç veya, film içinde — müdafaa edilen taraf veya fikir, okuyucu Üzerinde, paralı reklâmlardan çok daha fazla tesir mektedir. Hele pek az kişinin oku- yacağı resmi bülten veya yayınlarIn hİÇ #üphesiz — mükayese bile edile- mez. Önün için gönül ister ki pro Paganda faaliyetimiz, her şeye ter 'Publlc relationa, işine bi- rinci 'derecede önem versin ve yu- karıda naklettiğimiz ceşitten yazılar Amerikada daha çok görülmeğe baş- fasın, Örkentrası-Dyorak (i dakika) BU AKSAM SÜMER'E NECİP FAZIL KISAKÜREK'in NAM-I DİĞER PARMAKSIZ SALİ Kendisini ve karısını kumarda kaybeden adam, 25 sene birlcik oğlunu kümarhanesinde bulan - bedbaht bir BAŞ ROLLERDE: TALAT ARTEMEL — NEVİN SEVAL Film direktörü: FARUK KENÇ — Film âmlli; TURGUT DEMİRAĞ Alaturka şarkılı kopyası: Cuma matinelerden itibaren TAKSİM'de babanın yapacağı en büyük fedakânlığın çok hazin mkıbeti — MUZAFFER TEMA — MELAHAT İÇLI aradıktan — sonra, onü — kendi — Bu bir AZND filmidir.