Sayfa 2 — YENİ İSTANBUL — 17 Ekim 1950 MEMLEKET MESELELERİ İktisadi ve içtimai siyasette psikolojinin faydaları —t- RTIK tek tek ilimilerin kendi baş. darına saltanat #ürme devrinden uzak Bulünüyoruz. Yalnız bir göze sokulan komşü İlimler değil, İlim tasniflerinde yerleri ayrı olan ilim kolları dahi birbiriyle münasebette Modern usül bilgisi, bu münasebet fikrini yalmız kapalı İlim çevrelerinde bırakmıyor, önü halk mühitlerine de sokmağa çalışıyor. İşte bir tarafta iktisat Ümi ve o. nun etrafındaki çeşitli Iİktisadt bil. giler. Bunların - coğrafya ile, hattâ farih ile alâkalarında göze — batanı, yeni gibi görünen bir cihet yok. Fa- kat ruh bilgisi ile nasıl bir ilişikleri olabilir? Suali yekten akla gelebilir. Bu İlişik ve bağlılık, yalnız meselâ iktisat doktrinlerinde ruhiyatçı m tep kolunun bulunması nevinden de- #i asıl ekenomik faaliyetin kendi. Sinde ve bu faaliyete vasıtalık yapan insanın özlinde aranırsa dâva büsbü. tü Başkalaşır ve büyük bir ehem miyet kazanız. -1 İstanbul Üniversitest tecrübi ps- koloji profesörü . Bay Peters, bugün. lerde önce kalabalık bir kütle önün: deki konferans ile, sonra bir pedagor İ dergisinde. çıkan uzun bir yazım ile dikkatimizi, memleketimizde pek Ahmal edilen bu meseleye çekmekte- dir. Filhakika İstanbul Muallimler Bir. Hiği Terbiye Encümeni — tarafından tertip edilen bir konferansta kıymetli ilim adamı “Tatbikt — psikoloji” nin bugünkl ehemmiyetinden ve ondan faydalanan ilimlerden — bahsederken iktisadi meselelere temas etmiş, ru. hiyattan en çok istifade eden ilmin Bütün kollariyle iktisat — olduğunu söylemiştir. Gerçi böyle bir düşünce, fırf nazari bir söz olarak pek © kı dar mühim görünmez. Fakat profi #örün temas ettiği meseleler, — Tür- kiyede yeni bir ekonoml rejiminin a- randığı, bilhassa devletçi, devlet ka- pitalizmi güdücü bir Iktisadi sistem. den tamamiyle veya kısmen. ferti gahsl teşebbüsçü bir sisteme göçik- mek, iktisadi devletçilikte çok faz- laya kaçan maliyeti indirmek istenil- GIği bir zamanda yol güsterici olsa gerektir. İktisat ile ruhiyat alâkasını, ruhi. yatçı ekonomlstler tarzında değil, el <ile tutulur müşahhas meseleler ha. linde llk defa ele alan Münsterberg- 'den bu yana bazıları tarafından ikti- sadi psikoloji, bazılarınca da palko- 'teknik adiyle anılan yeni bilgi kolu- 'nun ekonoml sahasındaki vasifeleri, husüsiyle iktisadi faaliyetin asık ine) san unsurunü / iktisadileştirme nok- tasında toplanmaktadır. Prof. Petera bu vazifeleri şu noktalarda toplamak- tadıri 1 — Herhangi bir işde insanın © İşe yararlık derecesini belirtmek; 2 Bu derecenin tesbitinden sonra deva- munu ve alacağı şekilleri takip etmel 3 — Herhangi bir işletmedeki cihaz. darın insan unsuru ile âhengini gö. zönlüne almak; 4 — Çeşitli ekonomik faaliyetler için lâzım İnsanları seç- mek; 5 — İşçi ve İşçi bulma büro- darında müracaat edenlerin elverişli oldukları meslekleri intihap etmek. Profesöre göre bunların içinde be- gincisi - psikotekniğin —en mühim vazifelerinden — biridir. — Konferanı- çıyı dinliyelim : “İktisadi psikolo- Sinin bu mühim işi, dK dera, meslek İntihap edecek olan gençlere veya şimdiye kadar tuttukları işlere den memnun olmayıp yeni bir mes- leğe intisap etmek istiyen genç veya yaşlılara meslek tavsiye etmek va. zifesidir. İşe yarayışlılık deneme ve. ya imtihanlarından gaye, müayyen bir meslekte boş bulunan - bir veya birkaç yere, müracaat etmiş bulu- 'nan, bazan yüzlerce namzet arasın- dan en uygün, en elverişli - olanları #eçip meydana çıkarmaktır. Bu iti- barla işe yararlık denemeleri bir ne- vi “müsabaka imtihanı” — demektir. Zira burada mesele, namzetlerden hangisinin veya hangilerinin - bahis mevzuu olan meslek işlerinde ehliyet göstereceklerini önceden kestirmek. Yazan : / Fındıkoğlu Z. Fahri Yetanbul. Üniveret tir. Halbuki meslek tavsiye eden pat. köteknikçi çok daha güç bir vazife fle karşılaşmaktadır. Çünkü o, mü> 'ayyen bir Iinsan için yüzlerce meslek içinden €n çok Muvaffak olacağını fahmin ettiği bir veya birkaç meslek intihap etmek zorundadır. Romantik fikirlere kapılarak bir insanın — her mesleği yapabilecekini veya yalnız tek bir meslek istidadiyle dünyaya / gı diğini zannetmemelidir. Meslekler ve meslek imkânları devamlı surette de. #işmektedir. Senelerden hattâ asır- lardan beri aynı isimleri taşıyan mes. lekler de mühtevaları İtibariyle ol dükça değişmiş — bulunmaktadırlar. Buna mukabil bugün yaşamakta bu- dunan İnsanlar ruhi teçhizatları iti. bariyle asırlarca evvel dünyaya gel miş olanlardan hiç de farklı değii. lerdir. Ancak zihni tekâmülünün sey- Ti esnasında insanın üzerine tesir ya- pan içtimat ve kültürel tesirlerin te. nevvüüne göre ruhi Istidatları - da Muhtelif tarzda, —muhtelif giddet ve istikamette inkişaf etmektedir. Bi. aenaleyh, her mormal insanın bir dereceye kadar muvaffakıyetle çalı: gabileceği mühtelif — sahalar olduğu Kibi, hiçbir başarı — gösteremiyeceği meslekler de vardır.(1)., Bununla beraber meslek seçimi ya- nında herhangi bir işe yararlık dereco. #i de iş ve meslek psikolojial ttibariyle aynı derecede mühimdir. Bazan muay- Şen bir işletmedeki işçilerin sayısı. nin çokluğu, / rasyonalizasyon ekslk. Jiği yüzünden beklenen faydayı ve meyebilir. Meselâ 120 kadın işçinin bulunduğu bir iş yerinde, o işe yar rarlık zaviyesinden / işçiler deneme; lere tâbi tutulmuş, “Gayet enteresan neticeler elde edilmiştir. — Neticede fabrikada çalışan 120 kadından yı muz 38 tanesi burada alıkonmu; Fabrikada çok az bir zaman sonra bu 35 kadının oldukça kısaltılan me- #ai zamanına rağmen evvelce 120 iş- çinin yaptıkları işi yaptıkları ve çok daha çabuk çalışmak mecburiyetinde kaldıkları halde işin sihhati bakımın. dan da neticenin yarım misli daha iyi ve daha fazla olduğu görülmüş. tür” —mt— Mesleki terbiyeden — bahseden ter- biyeciler kadar işletmelerdeki verim- İllik zaviyesinden yürüyen iktisatçı. lar da artık Türkiyede iktisadi hi defler güden bir terbiye ve ruhiyat- Çılık ananesinin - kurulmasını — iste. mektedirler. Bundan bir kaç sene evvel İktisat Fakültesi talebeleriyle ziyaret ettiğim Eskişehir demiryol- Jları cer atelyesinde vücuda getiril- miş, bizde bildiğime göre ilk tecrübe olan küçük bir tatbikt psikoloji mü- essesesine — rastlamıştım. / Sonraları Maarif Vekâleti teknik öğretiminin bu işe ehemmiyet verdiğini ve - bir tecrübeye — başvurduğunu — öğrendik. Birkaç seneden beri güzeleler, Av- rupada artık ilmi bakımdan da za- Türl teslim ve kabul edilmiş olan Ppsikoteknik için yapılan milletlera. rası köngrelere Türkiyeden de mü. messil gönderildiğini yazıyorlar, fa- kat işin hoş tarafı yanında faydaları. 'nun hesaba katıldığına ait bir haber vermiyorlar. Bir aralık İktisat Fakül. tesi profesörler meclisinin bu işi dü- #ündüğünlü de hatırlıyoruz. Terbiye lle Alâkalı bazı muallimlerin müracaati. üzerine “İstanbul Muallimler Birliği, 'ne evvel bir “Meslek seçimi kurduğunu da öğrenmekte- yiz. Bu büro, son günlerde Fransada tecrübi ruhiyat ve meslek seçimi tet- kikatından dönen kıymetli muharrir 've muallim Halis Özgü'nün idaresi altında çalışmağa başlamış bulunu. yor. Bununla beraber ortada ciddi ve taazzuv etmiş bir teşebbüsün bulur duğunu pek iddia edemeyiz. — Sayın Profesör Bay Peters'in değerli tec- rübi ruhiyat döçenti terbiye doktoru Mümtaz Turhan Bey tarafından ter- eüme ve neşredilen konferansını gö renler, diğer taraftan ekonomik ha. yatımızın akllleştirilmesi iktisatçıla. Tın tâbiriyle rasyonalize edilmesi za> Türetini düşünenler, ruh ve terbiye Şehir köşesi Cemiyetler ve oyun Aki gün bir sanat cemi: kongresi vardı. - Müsa- kere yapılırken, âzadan Basıla- 'ı, cemiyete varidat temini için oyun oynattırlmasını — tavsiye ettiler, uzun münakaşalar 80- 'nunda, teklif kabul edilmedi. Bu münasebetle mühim bi voktaya da temas edilmis oldu. Bugün İstanbulda mevcut mü- himce cemiyetlerin hemen hep- #i, kuruluş. maksatlarımı unut- muşlardır. ve hayatlarını ida- me ettirebilmek için çara ola- rak kumara, balolara başvuru- yorlar. Şayet, bu maksatla mü- vazi olarak yapılmış olsa — bir dereceye kadar müdafaa edile- bilir. Ne yazık ki, hadise öyle değildir ve cemivetleri bu yol- lara sevkeden Amil, - büstütün Başka bir içtimal kusuru orlaya koymaktadır. O da, Tarın taahhütlerini ifa veya, ce- miyetlerin Dütçelerini -Azaları. sun maddi imkdnları ile tahdit etmemslerinden ileri geliyor. güsen bizce, bir Mtiyaç karı Hdt olmuyan cemiyete Tüzum yoktur. Bir cemiyete daa kay- dolünan — kimse de, kendisine böyle bir mecburiyet tahmil e- dilemiyecedine ve oraya şahsl Grzusiyle girdiğine göre, mun> fasam bir gekilde avlık, sene- dik ve agir taahhütlerini yeri- ne getirmelidir, vahut istifa e- dip avrılmalıdır. tanbulda yedi yüze yakın cemiyet / vardır. tahsilâtmı munte biliyor? Kaç cemiyet man yapa- BİR İSTANBULLU ŞEHİR HABERLER Teknik Üniversite dün yeni ders yılına girdi Güzel Sanatlar Akademisi birer tören yapılarak 1950-81 öğrenim yılının baslaması dolayısiyle dün Teknik Üniversitede bir tören yapılmıştır. 'Törende Kor. general Şükrü Kanatlı, Emekli Orge- neral Fahreddin Altay, Adnan Adı var, Amerikan Koleji " Müdürü Mr. Black ve Yıldız Harp Akademisin Ki Amerikan Eğitim Heyeti Relsi ha- Zar bulunmuşlardır Sant 10.38 te hep birlikte söylenen İstiklâl Marşından sonra Rektör Hul Ki Erem #öz almış ve ercümle şun- Jarı söylemiştir: *— Bu yıl İstanbul yüksek tahati tedrisatının 384 üncü ve modern tek: hik tedrisatın da 68 inci yıldönümü: Hü İdrak ediyoruz. Açmakia bahtiyar olduğum bu 68 inci ders yılının mem- leketimizde ve kardeş üniversitelerde Sulh içinde geçmesini temenni - ede- Geçen dera yılında hain bir elin attığı kurgunla bugün aramızda bu- Tunmiyan. Feyyaz Gürsanın — ufülün- den büyük bir elem duymaktayız. Değerli / hâtırasını hürmetle - dalma yadedeceğiz. Rektör yukaridaki sözleri, gözleri yaşararak söylemiş, bundan sonra Eminönü Halkevinde faydalı bir kurs Eminönü Halkevi bilgili ev — kızı yetişmek ve — aile — hastabakıcılıfı yapmak steyenler için bir kurs aç- Dün de bu gördükünüz otomobil çarpmıştır bilgisinin memleketimiz için orijinal olacak 1a- boratuvarın bir an evvel kurulması gerektirdiği bu yeni ve lüzumu Üzerinde birleşecekler, me- Selâ / Maarif ve İşletme Bakanlıkla. riyle ruhiyat öğretimi yapan Edebi. yat Fakültesinin ve iktisadı, içtimat Politika öğretiminde bulunan İktisat Fakültesinin hemen teşebbüse geç- melerini İsteyeceklerdir. Bu neviden müşterek bir hareket ânına kadar hiç değilse İstanbul / Muallimler Bir- llğinin “Meslek seçimi bürosu”nu bir nüve halinde beslemek, gelişmesine çalışmak, bu iş ile alâkalı terbiyeci, iktisatçı ve ruhiyatçıların esaslı va- zifesi olsa gerektir. (4) Bu pek mühim konferans, “İs- tanbul Muallimler Birliği"nin organı olan (Bilgt) adındaki pedagoji me muasının 42 nel sayısında çıkmıştır. Sık sık rastladığımız manzaralardan Bazı soförlerin dellcesine otomobil sürmeleri hemen hemen her gün böyle kazalara şebebiyet vermektedir. Yukarıdaki resim karşısında insan neye acıyacağına saşıyor ve bu kadar geniş olan bir yok biyet verenlerin elinden ehliyetlerinin neder Derslete 1 kasim 1050 çarşamba Künü başlanacaktır. Kayıtlara devam edilmektecir. Dolmabahçede sürat yüründen akaca bu kal alınmadığına hayret ediyor. Şehrimizde konferanslar verecek olan profesör Paris Üniversitesi profesörlerinden M. Etlenne Vassy Teknik Üniversite- de ve Fen Fakültesinde iki konferana vermek Üzere şehrimize gelmiştir. Dün kendisi ile konuşan bir muha- birimize profesör demiştir. ki: “ÜNESCO — tarafından — mühtelir memleketlerde konferanalar vermeye memur edilmiş bulunuyorum. İstan- buldan sonra 'Tahran ve Karaşide de konferans vereceğim, Konferansları. min mevzuu “Atmosferin fiziği, dir. Böyle bir mevzu Üzerinde ilmi netlce- lere varabilmek için dünyanın her ta- ında araştırmalar Yyapmak lâzım- dir. İşte UNOSCO'nün bu konferans- ları verdirmekten gayesi, beynelmilei araştırmayı teşvik etmektir., ile Teknik Okulda da tedrisata - başlandı * geçen yılın bilânçokunu yaparak de- miştir kiz “— Geçen yil haziran devresinde Üniversitemizin İaşaat Fakültenin. den 84, Mimardan 28, Makineden 44, Elektrikten 21 öğrenci mustur. Henüz Belli olmiyan eylül devresi neticeleri ile beraber mezun adedi- 'nin 200 ü geçmesi muhtemeldir. Bu rakam şimdiye kadar alınan netice- lerin üstündedir. Bu yıl Üniversitemize yeniden alı- nacak 375 talebe ile mevcudumuz 1760 olacaktır ki, bu sayı elde mev- Cut MMboratuvar. ve bina için maxd: mezün ol mumdur. Fakat yakında tamamlana- cak inşaattan sonra bu rakam - bir misli arttırılabilir. Subay mühendislerin ordu için olan ehemmiyetleri gün geçtikçe artmak- tadır. Şimdilik yalmız İnşaat Faküil- tesine subay kabul ediyoruz. Fakat yakında bütün fakültelerimize subay kabul etmeye başlıyacağız. Yönetmeliklerde - bu yıl yapılacak bazı değişikliklerle talebelerin tatmin olunacağını Ümit ediyorum. Bütün talebelerime yeni ders yılında başa- nlar dilerim.” Hulki Eremin nutkundan #onra Milli Eğitim Bakanının aşağıdaki telgrafı okundu.: 'Üniversitemizin açılışında ranız- da bulunamamaktan Çok müteessirim Bu yeni ders yılının da çok Başarılı geçmesini temenni eder, profesörleri. mize hürmetlerimi ve genç Üniversi- telilere sevgilerimi sunarım. Alkışlarla karşılanan bu telgraftan sonra, Talebe Birliği Başkanı Galip Baloğlu kısa bir hitabede bulundu ve Rektör de onu, yanaklarından öpe. olarak bir buket vererek elini öptü. Rektör de ona, yanaklarından öpe- Tek mükabelede bulundu. Son olarak Ord. Prof. Salih Mu- rat Üzdilek bir konuşma yaptı. ve törene nihayet verildi. Dün ayrıca Güzel Sanatlar Akı demisinde ve Yıldızdaki Teknik O- kulda' da birer tören yapılarak ted- risata başlanmıştır. Güzel / Sanatlar Akademisindeki merasimi Prof. Zeki Faik İzer açınış ve bilahare ilk dersi Akademi öğret menlerinden Avukat Safa Ş. Erkün vermiştir. Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı bugün toplanıyor İCAO, Milletlerarası Sivil Hava- cilik Teşkilâtının ikinel ortaşark ha- Va seyrüsefer mıntakavi toplantısı bugün saat 15 te Şale Köşkünde gılacaktır. Hazırlanan gündeme göre celsenin Benel sekreter Orhan Batı tarafından açılmasını müteakıp Valı, delegelere #ehir namına bir hitabede bulunarak “Hoş geldiniz” diyecektir. -Bundan sonra Ulaştırma Bakanı veya onun tensip edeceği biri konuşacak, bu ko- Buşmalara LC.A.O. — temsilcilerinden Mr. T. 8. Banes cevap verecektir. Ko- Nuşmalardan sonra Başkanlık Divanı #eçimi yapılacak ve celse kapanacak- tır.Toplantıdan sonra Malta Köşkün de davetlilere ve delegelere bir kok- teyl parti verilecektir. Dün bu münasebetle Şale Köşkün- Ge yapılan basın toplantısında D. H. Y. Umum Müdür Yardımcısı — Riza Çerçel'in bildirdiğine göre, 15-20 gün devam edeceği tahmin olunan toplan- tılar müddetince boş vakitlerden isti fade ile delegelere İstanbulun tarihi ve görülmeye defer yerleri gezdirile- cektir. Hazırlanan husüsl bir. programa göre 28 ekim cumartesi günü delege- ler Denizyollarının liks vapurlarından biri ile İzmire götürülecek ve orada 2 gün kalındıktan sonra geri dönüle. cektir. Bir dersten kalan sanat ve ticaret mektehbi öğrencileri Ortaokul ve liseler için tanınan istiyorlar Mülli Egitim. Bakanlığı, ve liselera ortaokı bir dersten bütünlemeye lan öğrenellerin müktesep hak ol- mamak şartiyle bir üst sınıfa devam. larına ve ene nihayetinde kaldığı derslen bütünlemede muvaffak — ol duğu takdirde Üst sınıfta gösterdiği Hiyakate göre terfi edeceklerinin ka- rarlaştırıldığı malümdur. Sanat mektepleri ve leri öğren bir çok mek tuplar. almaktayız.Bu arada pek hak. h olarak diyorlar ki; "Orta ve liseye ftanınan bu hakkın sanat ve ticaret Ücaret lise lerinden de mekteplerine / tanınmamasındaki v bep nedir?Eğer Bakanlık öğrencilere kadirşinaslık gösteriyor ve bir yılla Fının heba olmaması için bir avantaj veriyorsa, aynı memleketin yavruları olduğumuz. halde bizler neden haktan istifade edemiyoruz?" Pek yerinde bulduğumuz bu mürs caatlara terctiman olmaktan başka bu bir gey ilâve etmiyoruz. Yeni bir tiyatro teşekkülü Haber aldığımıza göre gehrimiz yeni bir tiyatro teşekkül etmiştir. Ek. seriyetini amatörlerin teşkli ettiği heyet, flk temallini bu ayın 24 ün. Cü günü Pangaltıda İnct Bineması. Tün sahnesinde verecektir. Oynayı cak eser Avni Givda tarafından Kugöne O'Nelel'den tercüme edilmiş Farklı* isimli piyestir. Yeni tiyatronun adı “Ülgür'dür, »- eri sahneye Sabahaddin Tözüm koş Bu ger leriz. teşekklile muvaffakıyet di. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Maddeler Komisyonuna gidecek delegelerimiz Birleşmiş — Mületler " Uyuşturucü Maddeler Komlsyonu 30 kasımd Lake Success'da toplanacaktır. Bu toplantıda memleketimizi Dr. Cema> deddin Orun başkanlığında bir heyet temsll edecektir, P. Salzman'ın orkesira ile konser Filârmoni Derneği Senfonik Orke trası 1950451 mevsimi birinci abon. man senfonik konserini Cemal Reşit Rey idaresinde ve şehrimizde bulunan İsrael piyano virtüozu Pnina Sata- man'ın iştirakiyle 19101050 - pere şembe günü verecektir. -Programda Beethoven - Caesar Franck ve Çaye kovakt konçertoları vardır. Yürekler acısı bir manzara ! radenizden İstanbula koyun nak leden Bakır vapuru, dün içinde 7800 koyun olduğu balde 'Tophane Rihtimı na yanaşmıştır. Güvertedeki Bayvan. Tarın asağıya indirilmesi her ne kı dar kolay olmuşsa da ambarlardaki koyunların boşalması, dünyanın hiç Bir yerinde eşine rastlıyamıyacağımız bir manzara arzetmiştir. Ambarlarda- ki 2500 koyun, onar onar olmak üze: Te, tek ayaklarından bir ipe bağlana: Tak Vinçle asağıya İndiriliyorlardı. A yakları İncinen hayvanlar bir müddet Topallıyor, sonra sızlıyan bacakları ile Mmezbahanın yolunu tutuyorlardı. H: Vada şırpınan bu koyunları görüp de Hayvanları Koruma Cemiyotimizi ha- tirlamamak mümkün değlidir. Alâkadarlar bu tarzdaki tahliye işi- 'nin senelerden beri böylece devam et tiğini ” söylemektedirler. — Vasıtaların Pek bollaştığı bu devirde, BAİ& iptldni taradaki hayvan tahliyesini, düzelte: memiş olmamız ve hayvan korunma: #a büyük bir ehemmiyet Veren yar ancıların gözleri önünde bu İsi yap: mamız her halde bize iyi bir not ver dirmiyecektir. PEYAMİ SAFA eli gç demeye/ başlamı demediği ne malüm?,, lar da susuyorlardı. yoktü. Biliyorlar mı kat. yırmıyarak sordu: girkin iftira yarsa ne der? cevap verdi: Bana bir rezalet korkusı yet.. İş bir nikâha kalır. YALNIZIZ Bu ilk duygu Bgeçtikten sonra zekâsı iş- . Evvelâ ona değil, kendi kendine sordu; “Nasil olur? Ferhatla bozuş- mamış miydı? Yalan mi7 Şimdi yalan söye Bamimin ve Besimin yüzüne baktı. On- Fakat ikisinde de hayret Danışıklı döğüş mü? Üçü birden onu aldatmak için söz birliği mi et- tiler? Nasıl olur? Besim deminden beri burada Adi. Selmin büyük dayısiyle beraber girdi oda- ya Bu ikisinin, aralarında anlaştıkları bell Her geyi bildiği Samimin halinden belli. Fa- Nasil olur? Ağabeysi yalan söylemez. Mefharet gözlerini Selminin yüzünden a- — Nasıl olur? İnsan kendine bu kadar lar mı? Nasil olur? Nişanlın dü- Selmin hep © sakin ve inandırı; — Onun haberi var. Beraber tertip ettik. vermek için. Başka türlü Ferhadı kabul edemiyecektin. namıyacak kadar sevindin, değil mi? Niha- Mefharet öfkeye yakın bir heyecanla: P bilir! diye bağırdı. Besim ürkek ve ze karıştı: hazırla, — ablacığım. Zemzemle yıkanmı elur. Mim, gözleri yerde, Börlünce, kederli bir — Çık dişarıya, gelme. düşündü. Agabeyim kat, — Ağabey, sen olamıyacağını sana — Biliyor muydı — Hayır. Fakat Selmin. haliyle Mefharet kendi Samim gülümser Simdi. ina: bi bir gohit var, 11 — Yedi ayda doğan çocuklar da var. M gele kalmadı. Sen altın torununun kundağını ganlım. Kocası demektir. Bugün değilse yarın > / Mefharet ağabeysinin yüzüne baktı. 8: du. İçeriye #ofrayı kurmak için giren Aygeyi Bu kederin kaynağını bilmiyen Mefharet AÇ adam rezaleti daha mi iyi di? 'Ona döndü ve sordu Samim bir siçara yakarak cevap verdi: — Ben hakikatin göründüğü kadar çirkin Jamam, Biraz evvel, İnanayım ni? dedi. Tabil inanacaksın Besim yine küçük bir kahkaha salıverdi — Hem gahit, hem fadl. Fakat hududu aşan bu nükte gayreti ara- larından bir soğuk hava dalgası geçirdi. Sami- neşeli bir kahkaha ile sö- Ferhat aç adama göre ır. Ne de olsa kızının ni- kımıldamıyor ve susuyor- sesle emretti: Biz çağırmadan — evvel de Ferhadı istemez. Fu 'ne diyorsun? #öylemedim. mi? lun 6 zaman? genin gibi çarçabuk par- yukarıda söyledi. bana h Kendine sorar gibi: ai Ortada Ferhat gi- n 115 min oldukça sert bir bakışı karşı Besim başını önüne eğdi. Mefharet omuzlarını kaldırmış, teslim ol- mak için son mukavemet ânını ağabeysinden beklediği imdadın ye- tişmediğini de görünce, derin bir nefes alıp biraktıktan sonra, omuzlarını indirdi: — Ne halleri varsa görsünler! dedi, zarla dekil a, ben o Ferhadı sevmem, fakat seven varsa buyursun evlensin onunla, Ben ne kı Tışırım? Koskoca kız. Sonra iki kardeşine bakarak, gittikçe a tan bir hayret içinde söylenmeye başladı: — Ne yalanlar! Avrupaya gidecek, piçine baba arıyacak, evlenecek, boşanacak, yumur- Nasıl oldu da benim bir esir gibi, cağı alıp gelecek!, tarafıma inmedi? hiç ka bir rezalet. Selmin de bir sigara yaktı ve dumanları Besim cevap verdi: — Senin mukavemetini iyi hesaplar Mefharet o ağır vücudiyle Bibi bir hareket yaparak bağırdı — Aman, vallahi bundan sonra kendimi Bir canım var. Ne oluyorum? Ne halleri varsa görsün- Fakat geç kalmasınlar. Nikâh çabuk ol- sonraya kalırsa, o da baş- böyle geylerle - Üzmiyeceğim. Doğumda: havaya savurarak: — Ben Ferhatla evlenecek Haydi, haydi, ben öyle çirkin şakal sinda susan yaşıyan bir uçmak ister değtlim! dedi. Mefharet bir omuzunu kaldırarak kızına 'yan baktı ve sol gözünün altır fılan bir nefret buruşuğiyle bağırdı: dan kavrılıp da- Selmin bağırdı: Deli misin sen? — © da yalan! dedi. 'mem. Artık sen benim safiyetimle fazla — Valalhi şaka değil, anne! Yüzü kızarmaya başlıyan Mefharet bü- tün vücudiyle kızına dönerek sordu:; — Evlenmiyecektin de bu oyunlar nedir? Yalanlar nedir? Karnındakini ne yapacaksın? Selmin önüne baktı ve alçak sesle: bestçe: . Selmin ayağa kalktı. lamanın zahmetinden yeni kurtulmuş gibi ser- — Artık benim de bir şahsiyetim var, de Nişanlımı sevmek veya kovmak yalnız be- nim hakkımdır. Sen karışamazsın, Onunla is- ter evlenirim, ister evlenmem. Annesi iki avucumu yanaklarının Üstüne koydu, ağzını açtı, bir adım geri çekildi: YENİ İSTANBUL SİYASI İKTISADI İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibir YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kamal H SARLICA Yazı ielerini fillen lânre eden Mesul müdü Sacld ÖGET Neşredilmiyen yazılar dade edilmez. Baslldığı ver 1 Nİ İSTANBUL MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI Nedir, ne biliyor? Ne biliyorsun? Bir kelimeyi hatır- F h Mefharetin vücudu. Selmine doğru uzadı. Dedi, dürdü. Sonra ellerini indirerek, Sel- ve gözleriyle sesi bir anda alev aldı: mine yan gözlerle baktır — Hangisi? — Sen, sen. Selmin tekrarladı: edi, yine durdu. Kelimesini aradı — ve Gelmin el Dedi, yi du. Kelimesini aradı yüzler? vap verdi. — Bundan. İzmaritle dürüp birini yakıyordum. Mefharet kızının Üstüne yürüdü ve (li eli- ni de onün yüzüne doğru sallıyarak bağırdı: — Peki. Samimi gösterdi: — Dayım biliyor, n den sordu: 176 Samim ve Besim de, büyük içinde, evvelâ birbirlerine, sonra kıza baktılar. Mefharet ayağa kalktı ve bağırdı — Ne söylüyorsun ayol? Çıldırtma: beni. Neydi o sabahki mide bulanlıları. O sapsari Selmin elindeki sigarayı göstererek sabahlara kadar sigara içiyordum. Birini sön- Nedent Niçin? kadar yalana ne lümüm vardı? Selmin oturduğu sandalyeyi geri çekti ve dedi. ARabeysine bakan Merhüret bir hayret ikisine bir- » v Oda kapısına doğru gidiyordu. firlıyan Besim onun yolünü kesti: Duür ablacığım, yahu, Yüzünde afiş kadar büyük bir hayretle ağr beysine yaklaştı. Selmin de hayretini onların. kine karışurmak İstiyormuş gibi büyük dayı un S0l tarafına geldi doğruldu. Sen görülmemiş bir münasebetsizsin. Yüzlne bakmam bir daha senin. Yerinden 'ne tuhafsın val v Jahi... Bu kız bir günah işlese münasebetsiz, işlemese münasebetsiz... Ne var şimdi? Altın M Kördün. Her gee bebekten mahrum kaldın diye mi? Mefharet kendisini kadeşinin kollarından kurtararak bağırdı: — Çekil, Besim! Kapiya en yakın sandalyeye oturdü. — ve Sebep ne? O hiçkırmaya. başladı. İki erkek kardeş yine bakıştılar. Besim, ve sessizce durdu. (Devamı var) 'it