— YENİ İYESTANBUL — 4 Ekim 1050 POLİTİKA Harp olursa Fransa çarpışa ANSADAN — Gönen — yolcuların hepsi, memleketin iktisadi kalkın- masını övmekle beraber, üçüncü bir dünya harbi patladığı takdirde Fran- ların — çarpışmıyacağı — kansatini beslemekte hemen hemen müttefik- tirler. Aynı kanant, milletlerarası müna- ecbetleri tetkikte ihtisam ölan bazı Müşahitler tarafından ecnebi gazete- lerde ifade bulmaktadır. Halbuki müttefiklerin aakeri müte- Massısları “ Fransayı mühtemel — bir Sovyet tanrruzuna kargı İlk kale say: maktadırlar. Bu yüzden — kaderleri herhangi bir şekilde Fransaya bağlı olan milletlerde bu hususta baklı bir endişe sezilmektedir. “On ikilerin., Batı Avrupanın mil- dafaa plânını Lesbit etmekle meşgul oldukları bir zamanda, — Fransanın Babzını yoklamak, yani dünyayı teh- Git eden yeni bir harp zuhurunda ha- Kiki aksülâmellerinin ne olacağını an- Tamağa çalışmak herhalde faydalı o- dur, "Hakiki aksülâmel diyoruz, çün- kü Fransızların, askeri hattâ milli vazifeleri bahli mevzuu olduğu / za- man, lâftan ibaret kalan bazı farfara. ca isyanlarına lüzumundan fazla kıy- met vermemeli. Bu demek değildir. Ki, Fransiz- darın - bozgüncü / hareketlerine — şa- hit olup bir. harp vukuunda bu milletin iştirakinden şüphe eden yol- Cular tamamen yanılıyorlar, — Fakat gu var ki, bozgunculuğun Fransanın iliğine işlemiş olduğuna ve bu illetin dünya için feci neticeler doğuracakı- 'a İnanmak doğrü değildir. Fransa- 'nın geçirmekte olduğu itimat buhra- u, idarecilerinin bazı hatalarına atfe. Gilebilirse de, İkinci Dünya Harbinin sonunda milletlerarası siyasetten me- #ul olan bazı politikacıların — yanlış hareketlerinden tleri gelmektedir. Bu hatalar düzeltilip, dünyanın içinde bu. dunduğu buhran hali bertaraf edilin. ce, Fransa müşterek tehlikeye karşı mücadeleyi benimseyip, hakkın mü- dafaasına kendiliğinden girişecektir. Fransanın tehlike karşısında günkü durumu kismen de Tiyle “bünye zafiyeti., il bilir. İngilizce "Spectator” gazelesin- cak mı? Selim Sabit de D. R. Gillle imzası ile çıkan bir yazıda bu zafiyetin sebepleri göste- tilmektedir. 'Fransanın — bügünkü — zafiyetinin bir çok sebepleri vardır. Fakat en mühimi şüphesiz ki, her biri bir ci- han harbine takaddüm eden iki bü- Yük savaşta tek başına bırakılmış ol Masından İleri gelmektedir. Birincide muvaffak oldu, fakat diğer — batılı devletlerden — daha çok zayiat verdi. İkinci Dünya Harbinde — taarruza karşı koyamadı ve 1914 - 18 dekinden gok daha büyük bir tahribata uğrı . Üstelik de İşgalin ruhlar Üzerin: deki tahribini ve bir milyondan fazla askerinin bep sene müddetle esir Kkamplarında kalışının feci neticelerini gördü.,, Bügünkü vaziyete gelince, 1039 ve 1040 ta, Sövyet / Rusya / tarafından yardıın gören muazzam Alman ordu- v karşısında yapayalnız. birakılan bir millet bu sefer de muazzam kızıl- Ordu karşısında tek başına kalmal fan korkmaktadır. Buna korku mu, tahaffuz insiyakı mi demeli? lar, bugün bir harp patlarsa, Sovyet kuvvetlerinin Pransız ordum 'nu, ne kadar cesurca çarpışırsa çar pışsın, altüst edip bütün memleketi İşgal edeceklerini biliyorlar. — Gerçi memleketin - sonradan / kurtarılmak imkânı vardır. Fakat o zaman Frar kurtarılmaya deyecek mi? Zira Fransadan ve Fransızlardan ne kal miş olacak ? Filhakika Fransanın harpten son- a küvvetli bir ordu edinmeye gayret etmesi icap ettiği ileri sürülebilir. F: kat gunu da unutmamalı ki, iktisaden kalkınmak ve memleketi imar etmek İçin Fransanın bütün imkân ve kuv. yetleri bugüne kadar seferber — bir halde idi. Bugün ise kendisine düşen Aağır vazifeyi Üzerine almak ve Atlan. tik Paktının askert teşkilâtına iştirnk etmek arzusunu bildirmiştir. Bu şe- kilde kendi iradesi ile hareket ederek mücadeleyi tam benimsiyecektir. Yazımızı gene D. R. Gillle'nin bir cümlesi ile bitirelim: “Pransızların savaşta gösterecekle. Fi enerji müttefiklerinin llk taarruza Astirak nispetine bağlıdır... M. Partisinin dünkü toplantısı Müllet Partisi dün saat 18 de Lü- delideki ” Çiçekpalas / salonunda — bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda söz alan MUP. Genel Başkanı Hikmet Ba> yür, uzün bir konuşma yapmış, taş- Kilâtlarının her gün biraz daha ge- nişlediğini, DIP. nin iktidara gelmek için nasıl muvaffak olduğunu, M. P. nin günkü ve bugünkü mücadele gartlarını, programlarının şümulünü. Aanlatmış ve bugünkü iktidarı gerek tuttukları yol ve gerekse vaitlerinin gerçekleştirilmediği” noktasından şid- detle tenkid etmiştir. Hikmet Bayu- Tün nutku salonda — hazır ” bülunan Millet Partililer tarafından - dakika- Jarca alkışlanmıştır. Sirkecideki dünkü yangın Birkecide bulunan Ekapres boya- hanesi dün sabah sant 10446 da yan- muştır. Yangının, kimyevi Hâçların tutuşması neticesinde çıktığı anlaşı- Vâki ihbar Üüzerine itfaiya ekipleri derhal vaka mahalline yetişmişler ve #öndürme ameliyesi ile meseul ol- muşlardır, Yangın, zündüz ve herke- sin iş başında olduğu bir sırada çık- mip olduku için mühitte geniş - bir heyecan uyandırmıştır. Civardaki iş sahipleri sirayet eder korkusiyle, ev- 'va ve mallarını bir an evvel tahliye etmek istemişlerdir, Fakat ittaiyenin Kayretli çalışmasiyle — yangın etrafa irayet —etmeden — söndürülmüştür. Bavcilık ve polia gerekli ” tahkikata girişmiştir. PEYAMİ SAFA YALNIZI —ef 'nüu karnının Üstünden geçirerek aynada çırıl- Çıplak. vücuduna baktı. gırlarını giydi - ve Üstüne Karyoladan pijamasını alamamıştı. Gelip tekrar yatağına oturdu ve bir siga- ya yaktı. Mefharet söze nasıl - başlayacağını bilmiyordu. “Ben senin için sekiz sene dul kal- dim' aydın..”, 'Kalmı dar karışmasaydın..". Hayı man, bu kızı minnet altında bırakacak bir şey göylemek mümkün değildi. içinde “Nankör! Sikti senin? Böyle ana nerede' İhtiyacı vardı, "Nankör! Nankör kelimeyi söylese, içini tıkayan büyük bir his külçesini boğaltmış olacaktı. Fakat birdenbire, 'ne münasebet? Bir vesile lâzım: Şimdi Mefhar et önü arıyordu. Bir v fakat, hemencecik, bu ana uygün bir vesile bulmak zor. Hiç bir gey hatırına 'Daha fazla susamazdı da, Kızı bü aaati onun buraya gelişinin sebebini anlamak iste- C.H.P. Genel Sekreterinin dünkü temasları CHEP. Genel Sekreteri Kasım Gü- dek dün sabah İstanbul Üniversitesi ve İstunbul Teknik Üniyersitesi Rek- törlerini makamlarında ziyaret etmiş 've kendileriyle bir müddet — konu, muştür. Kasım Gülek bugün sat 15 te Parti binasında - bir basın toplantısı yapacaktır, Genel Sekreter yarın akşam An: karaya hakeret edecektir. Geçen cumartesi günü İstanbul Radyosunun neşriyatı Umraniyeden — yapıldı Emlâk Bankasının ” Mecidiyeköyü civarında Levent Çittliğindeki Inşaa- tında kullanılan traktörlerden biri cumartesi günü İstasbul Radyosunu Ümraniyedeki — istasyona — bağlıyan Kabloyu kesmiş, bu yüzden o gün neşriyat, kablo saat 18 de muvakka- 'ten tamir edilene kadar Umraniye- de çalınan plâklarla yapılmıştı. Ökrendiğimize göre — kablonun e- #saslı olarak tamiri bugtn bitecektir. Kablonun. keslldiğini gördükleri hal- de Radyoevine haber vermiyen mü- hendisler hakkında “dliyece takiba ta girişilmiştir. Diğer taraftan, Radyoevi, ileride bu gibi Arızaların tekrar vukubuldu- Ku takdirde neşriyata Ümraniyeden devam edebilmek için piyesler ve çe- gitli müziklerden mürekkep iki gün- İük bir program hazırlatmış ve bu program plâfa alınarak Ümraniyeye Bönderilmiştir. (ŞEHİR HABERLERİ ) Şehir köiısî Esnaf ve Belediye Bir- inülddet evvel Belediye Afısırçarşısını tamir eti ve hiç güphesiz — güzel bir — gekle koydu, bir de iç mizamname va- parak, nerelere, ne gibi dük- Kânlar icap ettiğini tesbit etti, dükkânları, bu şartlar altında kirayu verdi, idi. İdi, diyoruz, arası meden, Munrçargunnun içi, eaki- sinden daha iptidal bir hale gelmekte gecikmedi. Çünkü ba- #4 esmaf, bakkaliye olması icap eden dükkânları kavaf, oyun” Cakçı ve daha bilmem neci ha- ine getirdiler. Yani kira gart- Tarını bordular. Buradan kendi- Teriyle belediye arasında bir AnfilAf çıktı, Belediye tahlive i- ÇİN müracaat etti, 9, mihavet 've hülen mahkemeye düşmüş, vaziyetin tesbiti için “Dilirkişi,, tâyin edilmiş bulunuyor. Çoktandır o taraftan geçme- miştim. Dün yolum düştü — ve hayretle - gördüm ki, Mtilafı dükkânlar birer — bonmarşeye dönmüş. Yani, #izin anlıyaca- dz, hemen hepal, önlerine bi yer teneke seytinyağı, — peynir gibi bakkaliye metar / koyarak birer göstermelik müdafaa hat- t tela etmişler Acıdım. ve aoindim: Bir hirde belediye ile esnaf, esmaf ila halk aym anlayış ve heme gerilik duygusu ile hareket et- merlerse pişecek aşın altındar Ki sacayağın biri eksilmiş olur, tencere de yattığı taraftan ya- naru Yazık olur. BİR İSTANBULLU pek geç Ulaştırma Ulaştırma Bakam Seyfi Küurtbek dün Ankaradan ekspresle gehrimize gelmiştir. - Öğleden sonra Denizyol- larında gazetecileri kabul eden Ba- kan kendilerine daktilo ile yazılmış gu beyanatı vermiştir: laştırma işleri üzerindeki tetkik. dlerime devam etmek tzere geldim. Hükümetimizin teslim — aldığı bü. tün millet işlerinde olduğu gibi, ulaş- tırma işleri de baştan başa yeniden organize edilmek ihtiyacındadır. U- zun müddet süren ölçüsüz, hesapsız, düzensiz keyfi bir idare sisteminin tabil neticesi olarak ulaştırma İsleri milletin ihtiyaçlarını karşılamak söy- de dursun millete devamlı bir eziyet ve astırap kayaağı haline gelmiştir. “Alınacak karar ve tedbirlerle bun- dardan beklediğimiz. neticeler hak. kında tetkiklerimi bitirmeden — bir gey söylemek İstemiyorum, Yakında bu hususta geniş açıklamalar yapa- cağım. Fakat vatandaşlarımız. sun- dan emin olabilirler ki ulaştırma is- derinin bu acıklı haline son vermek için Tüzümlü — radikal tedbirler en kısa zamanda alınacaktır.” Bundan sonra gazetecilerin — sor- dukları mühtelif sünlleri cevaplan- dırmaktan çekinen — Bakan Ankara yapüriyle Avrupaya hareket -eden bir. demiryolu heyetinden malümatı olmadığını söylemiş, Devlet Deniz- yolları Umum Müdürü Cemil Par- Mmanın yerine Yusuf Ziya Önişin ta- yin edildiğine dair gazetçlerde çıkan havadisler hakkında: '— İstanbul Valisini de kaç defa değiştirdiniz... Gazeteler daima yan- hp yazıyorlar" demistir. Ankara - İstanbul tren yolunun evvelki gece yağan şiddetli yağmur- T dölayisiyle yine Arızaya uğradı #ıni, sön günlerde sıik sik tekerrür e- den bu gibi vaziyetlerin önlenmesi için Bakanlıkça düşünülen bir. ted- bir meveut olup olmadığı a Avrupa Demiryolları Konferansında Toros ekspresinin süratinin arttırılması bilet Ayrıca, ücretlerii 10 ekimde Amsterdam'da — topla- nacak olan Avrupa — Demiryolları Konferansına iştirak edecek- heye- timizden Devlet Demiryollarını tem- Ail edecek olan Cemal Devrimel ve Zübeyir Akçaburak cumartesi günü Ağkara vapuru ile hareket etmiş- lerdir. Aynı konferansta yataklı va- gonları temsilen bulunacak olan Ya- faklı Vagonlar — irketi — Türkiye temsilcisi Hüsnü Sadık Durukal da birkaç güne kadar hava yoliyle gi- decektir. Hüsü Sadık Durukal dün kendisi ile kanuşan bir arkadaşımıza konfe- rans hakkında aşağıdaki izahatı ver miştir: *— Avrupa memleketlerinin işti. Faki ile yapılacak olan bu / könfe- ransta seyrüsefer #aatlerinin tanzi- mi, trenlerin. birbirleri ile karşıla maları, yeni tren münasebetleri ih- das edilmesi ve icretlerin tesbiti me seleleri görüşülecektir. Esasan her yıl bu mevzularda mü- zakerelerde bulunan konferansta. bu sene, bilhassa bizim memleketimizi alâkadar eden konülar da - mev- zubahik olacaktır. Bunlardan. biri 'TToros ekapresinin süratinin arttırılmamdır. — Bilindiği. gibi bundan bir müddet evvel Bal datta toplanan konferansta, gümrük 've polis kontrolleri 'Toros ekapresinin Bakanının yaptığı basın toplantısı Gazetecileri kabul eden Bakan, yazıl başka bir şey söylemek istemedi verdiği beyanatından *— Bu gibi Arızalar evvelce olmu- yor müydü? Köprü — yapacağız, yol acağız, kazık Ççakacağız.; Size Mi söyliyeceğiz?,, dedi, Bundan sonra” gazetecilerin, — bu konuların herkesi alâkadar ettiğini ve okuyucuların haberdar edilmesi zım geldiğini ifade etmeleri Üzerine Bakan: '— Halkın bu gibi seyleri öğren- mesi için seyahat etmesinin — Ki olacağını” beyan etmiptir. Halkı ilgilendiren umumt mevzu- Jar hakkında bakanlara — sordukları suallere dalma müspet cevaplar al- maya alışmış olan gazeteciler — ilk defa mâruz kaldıkları böyle bir v ziyet karşısında Ulaştırma Bakanına daha fazla sunl sormıyarak toplu bir halde salonu terketmişlerdir. Edinburgh Dükünün gönderdiği mektup Şehrimizi ziyaret etmiş olan Edin> burgh Dükü, İstanbul Vali ve Bele- diye Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Gökay'a gönderdiği bir. mektupta şehrimizi ziyaretinden pek memnun kaldığını, Üç gün süren misafirliğinin güzel hâtıralarını andığını ve dost- lar kazandığı İstanbulu ilerlde tek- rar ziyaret etmekle bahtiyar olaca- ginı bildirmiştir, Dün akşam Beyoğlunda seyrüsefer durdu Dün akşam Haat 1745 te Galata saraydan Tepebaşına ayrılan tram- vay hattının makası / bozulmuştur. Makasın tamiri 45 dakika — sürdü- Ründen Beyoğlunda bütün seyrüsefer durmuş ve yollar tıkanmıştır. - Oto- mobiller yollarına devam edebilmek için yaya kaldırımına çıkmak mec- buriyetinde kalmışlardır. n kilometre esası görüşülecek. Bu temin edildiği ucuz, hem daha mantıki olacak konuşulacak üzerine - tesbi takdirde ücretler hem daha geyri esnasında yapıldığı takdirde & #aatlik bir tasarruf yapılması müm- kün görülmüştü. İşte bu imkânın ta hakkuk ettirilmesi Amrterdam kon- feransında karara bağlanacaktır. Tidnci bir mesele de bilet ücretle. ridir. Konferansta, bilet ücretlerinin kilometre esası Üzerine tosbiti gö- Tüşülecektir. Bu temin edildiği tak: dirde ücretler hem daha ucuz, hem daha mantıkf olacaktır. Bütün bunlarla beraber hava ve denizyolları rekabeti - karşısında sar gılma İstidadı. gösteren demiryoll Fının bu rekabete mükabelede bulün” Ması için yapmak mecburiyetinde ol- düğü geylerin tanzimi; konteransta görüşeceğimiz en mühim madde ola- caktr.” İstanbulun - Kurtuluş Bayramı 6 Ekim İstanbulun Kurtuluş Bay- ramı dölayisiyle — gerekli hazırlıklar sona ermiş bulunmaktadır. O gün 'Takalm Meydanında bir geçit resmi yapılacak, Vilâyet ve Orduevinde de Tesmikabuller tertip edilecektir. Ve H, akgam saat 21 de Belediye Gazi- nosunda bir yemek ziyafeti verecek- tir. Beynelmilel Kalb Hastalıkları Kongresi Üniversite Tıp Fakültesi Doçentle rinden Dr, Cihat Abaoflu Londrada foplanacak olan Beynelmiler — Kalb Hastalıkları Konteransına iştirak et. mek Üzere bugün uçakla İngiltereye hareket edecektir. Anadolu trenleri sel yüzünden gecikti Bvvelki gece yağan . yağmurlar yüzünden Mekece ile Doğançay arı Sındaki demiryolu, sellerin getirdiki rüSUP yüzünden dün sabah trenler 5 saat rötarla Haydarpasaya gele- bilmişlerdir. Teknik Üniversite ve Akademiye gireceklerin karşılaştıkları bir müşkül Bu vil Teknik* Üniversiteye ve Gi gel Sanatlar Akademisi Mimar Şi hesine imtihanla talebe alınmasına karar verilmiş ve her ikt yüksek öğ- retim şubesi de imtihan günlerini bir müddet evvel ilân etmişlerdi. Fakat 9 ekimde hem Teknik Üni- versitede, hem de Akademide giriş İmtihanı yapılması talebeyi çok müş- ktl bir durumda bırakmıştır. Her iki öğretim şubesine birden mürncnat e- den talebeler, “bu güçlütün. nazar Alınarak imtihan günlerinde icap e- den tadilâtın yapılmasını İstemekte- dirler, İmtihan programını Akade. miden sonra İlân eden Teknik Üni- versitenin bu hususta kolaylık gö tereceğini Ümit ederiz. Doimi Encümenin ilk toplantısı İstanbul Umumi Meclisi Dalmi Ko. misyonu dün ik toplantısnı Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökayın baş. kanlığında — yaparak — çalışmalarına boşlamış ve ik iş olarak yeni yapı: Jacak “gehir yolları İhale doryasını incelemiştir. Üniversite Rektörünün basın toplantısı İstanbul Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâi Sarç, bugün * 15 de bir basın toplantısı yapa- saktır, Rektörün gazetecilere, — Üni versitenin açılma arefesinde geniş öl. çüde izahat vereceği beklenmektedir. Eroinle mücadeleye son derece hız verildi Milletlerarası bir şebeke yakalandı. Müteaddit fabrika ve tekkeler meydana çıkarıldı İstanbul Emniyet Müdürlüğü be- yaz zehirle mücadelesine bütün hi ziyle devam etmektedir. Son günler. de muvaffakiyetli neticeler alınma: #ına başlanmıştır. Evvetki gün Adana vapuru İzmir llmanına geldiği sırada makine da- iresinde Avrupaya kaçırılmakta olan 7 kilo eroin 'ele geçirilmiş ve bu ero- inlerin Petro isminde bir yolcu ile ateşcilerden Rizeli Hasan tarafından Kemiye sokulduğu. anlaşılmıştır. Yapılan tahkikat sonunda bu ero- inlerin yapıldığı — Küçükçekmecede Yeyilpark Otelindeki fabrika evvelki gece basılmış aletler ve ercinler ele Beçirilmiştir. Emniyet Müdürü Kemal Aygünün bizzat idare ettiği tahkikat sonunda bu gebekenin elebaşımı Hasan Kalka- van tevkif edilmiştir. Bu süretle milletlerarası bir - ka- çakçılık şebekeninin izi bulunmuş ve bunun asıl merkezinin Marsilyada ol- dukü anlaşıldığından Fransız polisiy- le bu hususta teşriki mesai edilmek Üzere müracaat edilmiştir. Ayrıca bu sabah 10.80 da Fener- de bir eroin fabrikası daha basılmış- tır, Bundan başka Tophanede — Lüleci sokak 11 numaralı Mehmet Ali Çap- Jının evinde işlettiği esrar kahtesine 10 günden beri bir müşteri gibi de- vam eden taharri memurları dün bu- Tasını basarak İstanbulun en mühim bir esrar tekkesini ortadan kaldır. mışlardır. Mehmet Ali Çaplı, karısı ve oğlu tevkif edilmiş, yapılan aramada ta- bancalar ve külliyetli miktarda esrar bulunmuştur. Kaçak — Yetvart aran. maktadır. Bütün suçlular adliyeye verilmiz- tir. Göçmenler arasında sâri hastalik yok Tatanbul Sağlık Müdürlüğü, —Bul- garistandan gelen göçmenlerin sağ- hik dürümlari ile- yakından İlgilen- mekte, göçmenlere muntazam şekilde giçek, tifo, tifüm aşıları yaptırmakta. dir. Sağlık Müdürlüğünden — bize veri- den malümata göre, göçmenler arz sında bugüne kadar her hangi / bir sari hastalık görülmemiş, bulaşıcı hastalık çıkmasını / önleyici - bütün tedbirler alınmıştır. Hasta nakliye arabosı ile taşınacak hastalardan ücret alınacak #ehir Meclisinin verdiği bir karar- Ja, ihbar Üzerine hasta nakliye arz bası istenildiği takdirde kilometre başına 60 kuruş alınması; — İçişler Bakanlığı tarafından tasdik edilerek İstanbul Belediyesine bildirilmiştir. Bundan sonra — vAki” müracaatla çağrılacak hasta nakliye arabası - çin hastadan kilometre başına 50 kuruş alınacaktır. Araba vapuru ile geçilecek ist araba vapuru Ücretini de hasta ödeyecektir. Fakir ve muhtaç olduğu mahalle muhtarınca tesbit edildiği takdirde bu hastadan ücret alınmıyacaktır. Transit olarak geçen Musevilere dair haberler Bundan bir müddet evvel Transil- vanya vapuriyle İsraile geçen Muse- ler arasında komünist beşinci kola mensup kimselerin - bulunduğu hak- kında haberler neşrolunmuştu. — Alâ- kalılar nezdinde yaptığımız - soruş- turma sonunda bu haberlerin Muse- viler arasında birbirlerine karşı süp- heler yaratmak makaadiyle - tertip: dendiği belirtilmiş ve alâkallar, İs- rallin tamamiyle eski mültecilerden Mmüteşekkil bir devlet olduğunu an- latmış'ardır. Şehrimiz Ortaokul ve liseleriyle köy okullarına verilen öğretmenler İstanbul. ortaokullariyle — İlselerine bu dera yılı başında yeniden / verilip kararnameleri gönderilen öğretmen- lerin isimleri aşağıdadır: Leman Ürgücü Bakırköye, Repat Türksoy Gazlosmanpasaya, — Adnan Kocabay Gelenbevi Ortaya, Faruk E- diz Sarıyere, Nevin Akkan, İatanbul Kız Lisesine, Alâeddin Güneş Sarıyer Ortaokuluna, Fitnat Çoksezer Kara- gümrük Ortaokuluna, Kâmil Erman Pertevniyale, lamail Aybar — Kartal Ortaya, Edibe Günkut Pendik Orta. ya, Nezahet Adula Karagümrük Or- taya, Rafka Olgaç Pertevniyale, Be- rire Tşındağ Yalova Ortaya, Abdlil- hamit Toktay Yalova Ortaya, Tev- ziye Alper Pendik Ortaya, Bervet Ba. rutçuoklu Mirgüm Ortaya, Yahya Kır zilsümerer İstanbul Erkek Lisesine, Zehra Kandemir Karagtimrlik Ortar ya, Ali Ataman Beşiktaş Ortaya NI- hal Altan Üsküdar Ortaya, Hadiye Tibet Vefa Lisesine, Şükran Türk- men Pendik Ortaya, — Nafia Kuzucu Üsküdar Ortaya, Nüreddin Tuna Üa küdar Fiatıkağacı Ortaya,Nimet Kol- çak Kumkapı Ortaya, Hüsnü Dikmen Kasımpağa Ortaya, Silkriye Tutvar Fatih Kız Ortaya, Osmun Berköz Ber giktaş Ortaya, Fuat Ertunç İstanbul Erkek Lisesine, Malde Kuyulu Hey- beliada Ortaya, Ömer Uzgil Kartal Ortaya, Reşat Seser İst, Kız Lisesino, Hicri Erkmen Beşiktaş Ortaya, Ali Kaygı Yalova Ortaya, Semiha Başar İst. Erkek Lisesine, Beraet Kopman Heybellada. Ortaya, Nüzhet — Öztiğ Çapa Erkek Lisesine, Refik Refloğlu İst. Erkek Lisesine, Şayeste Erman İst. Kız Lisesine, Aniye Kolçak Üs- küdar Ortaokuluna, Osman Ersoy Be- giktaş Ortaya, Fevkiye Taylan Fatih Kız Ortaya, Köy okull! enstitü mezi M verilen İstanbul köy okullarına 6L köy enstitüsü mezunu öğretmen verilmize tir. Bunlar köylerden emekliye ayrı- Janlarla geçen sene kadro fazlamı ol- dukları için köylere verilen ve — bu ders yılı başında merkez kadrosuna Alınan öğretmenlerin yerlerine veri- decektir. Bu öğretmenlerin isimleri a. gağıdadır Abdürrahman Gezer, Mürat Güne doğan, Ramazan Başaran, Süleyman Bozyiğit, Şaban Uras, Bekir Soyasi, Çetin Türker, Hayreddin Balçık, Ni- yazl Özmen, Kemal Yönet, Ahmet Gökbülüt, İbrahim — Özdemir, İb- rahim Efe, — Hasan Servi, Se- 'vim Çetin, Saffet Ufuk, Osman Kı- Filolük, Kemal Başyurt, Celâl Avcı İzzeddin Kurban, Sadık Berber, Zi hide Soydaş, Hakkı Yırtimer, Kadir Armut, Zeki Ruşen, Muhsin — Kara- man, Âhmet Çiloğlu, Hatice Maldo- kan, Hasan Altın. Vedat Taşçı, Ha- zan Levent, Ayşe Onav, Kâzım Bek- taş, Emine Çip, Mustafa Bayrak, En- 'ver Bektaş, Refet Güzeltoprak, Ne- cati Özdilek, Galip Aksu, Aziz Çam, Mediha Yüksel, Nuri Koca, — Şükrü Çakmak, Gülafer Tufan, Nasuf Gür, Ahmet Çetinkaya, Mehmet Akar, Muhiddin Akdoğan, Hüseyin Kabata; Ahmet Yılmaz, Feravim Poyraz, Ol- tay Akıncı, Ahmet Çakıroğlu, Mi tafa Akça, İorahim Meriç, Necip Er- arslan, Emin Ekinci, Sandet Akpına: Musa Öğüt, Musa Okur, Cemil Bal, YENİ İSTANBUL SIYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi ? VENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED SİRKETİ Müdürü: Kemal HL SARLICA .rini fillen idare eden mesul müdür: Müthat PERİN Neşredilmiyen yazılar iade edilmez, Banldığı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACL- LK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI, Yazı işi Sonra süratle çama- kimonoyu: keçirdi. Hayır, fena bu, Çok söylemişti - bunu Şimdiye kadar. Selminin cevapları malâmdu: 'Ben sana yalvarmadım mi 'Babamın sende hiç bir hatırası yok mu?” 'Keşke bir daha evlenseydin de bana bu ka- 1 mala tuttuğu, ni 'yen küçük düşürücü bakışlar Bir şey söylemesi Jâzım, hemen. Düştinmeden. sordu: — Niçin uyumadın - bütün gece? Selmin cevap vermedi, kalktı, sigarz külünü uzakta duran tablaya silkel Ta, karyolasının ayak ucundaki pijama talonunu aldı ve ayağına geçirdi. Mefharet de bir yağdırıyordu. likten son- pan. igara içmek istiyordu. kendini birdenbire sandal kırmağa başladı. Selmin tablaya uzandı ve sigarasını ya bırakarak dürdü. Sonra, ayakta, başını eğip düşünmeğe Islak gözleriyle bunu gören ânnesi, onun da bir ağlama krizinden başladı. Yüzü gergindi. kurtulmasına çalıştığını farkediyordu. — Bir mendil ver! dedi. Gözlerini kurülarken başını salladı: hiçe Mefharet ağzını açtı ve derin bir nefen a- hip kaldı. Büyük bir hava kütlesi yutan göğsü sön. Şişti. Sonra birdenbire nefesini boşaltarak ba- ardı: — Ben çıldırdın mi — İltalyaya gideceğim; yahut Viyanaya. Belki de Parise, Karar vermedim daha, Fakat gideceğim, Orada doğuracağım. Tarlabaşındaki dükkâna müşteri buldum, satacağım. Birkaç — Görüyorsun ne haldeyim. Düşün bir n llram da Var zaten. Satmasam da olur. Ka Fakat Selmin paketi cebine koymustu. Ondan || yerer ANayım ben, ana, Elin Hİ genini bana | | ran verdimi e Söyeim. idimek, Hestefodan. Detleyscakinı. h: feda etmişsin, çok mu? Ben senin saadetini Yüzü birdenbire kızarıp sişgeğe başlayan YA GürüDsuLüR (t kacabiki, Beğirtr. #fsada, düşündüm de onu istemedim. Seni sevdiğine Mefharet Vücudünü yukarı aldi ve - biraktı. BO KACĞL Vi (ASöNNER Onukiri SürüR inanmıyordum. Sen de sevmiyordun onu. Söy- Boynunun etleri de kabarıyordu. Elini kalbinin Hiklerişi Gukasadan sriaaiybeği. Hehnla öep-. lediler, biliyorum, alâkanı kesmişsin, memnun Üstüne koydu. SŞi beçili, Dekutl' GÜYK vu anDnlini uşuti oldum. Benim suçüm neydi öyleyse? Neden — Ayye. dedi ve yutkundu. e sker d bana düşman oldun? Neden bana inat olsun Basi dönüyordu. Allahım, bana — kuvvet Mefharet arzunun pençesinde kıvranan bir diye allenin namusunu bir paralık edecek işler yer! gururun boğduku kapalı bir sesle, yaptın? Kiminle? Bari onu göyle de meraktan Derin bir nefes daha/ aldı; — İstemem, dedi. kurtulayım. Sonra icabına bakarız. Kimse duş — Sonra? Sonra ne olacak? Piçini alıp Selmin onun içindeki mücadeleyi gözleriy- Mmaz, buraya mi geleceksin? e görüyormuş gibi arar. ettir Selmin dizlerini birbirine vuruyor ve önü- vleneceğim orada. İki sene sonra ay- — Al, al! Sen buraya benimle kavga et- meke geldin. Si uz. yapamazsın, uzattı, sigarayı almadan çekti, ayağa kalktı ve N2 'ne bakıyordu. Annesi tekrarladı: — Söyle. İcabına bakarız, KI — Doğuracağım. nse düyma- np geleceğim. Mefharet kızına sırnı yarım. döndü ve Fakat Mefharetin Annesi kızardı. Arzusu ve gürürü hep bir sın tek, Bak, nelere razı oluyorum. Seni öldür baska birine hitap ediyormuş Eibi. diye başlamak ve "Nen ek- hizada yükseliyordu. Odasına gidip kendi si- mediğime şükret. — Vallahi bunun aklından zoru var, dedi, diye sormak ni almayı düşündü. Gülecekti — Selmin, Selmin omuzlarını kaldırıp İndirdi. Alt dü- 'ne saçmalar yumurtlüyer? Yalnız bu Her geyi anlayan bu kızın zekâsina karşı düye dağını isiriyordu. Başını pencere tarafına doğrü Ve Belmine dönerek devam etti: düğü bayranlık, inadına karsı düydüğü Öfke, gevirerek yavap yavaş içeriye giren — anbaha — Ayol neler söylüyorsun? Sokakta mı Bünahına kargı duyduğu kin, gururuna kargı dalgın gözlerle baktı. bulacaksın kocayı? duyduğu isyan ve bütün bir gece onu uykusuz — Ben icabina bakılmasını istemiyorum, — Ben bulurum. ile, Ondan bol ne var bırakan istiraplarına karşı düydüğü analık yef- dedi, X— Benebi ile mi evleneceksin? Nasıl ay kati, Mefharetin içinde, karmakarışık hatıra- — Ne yapacaksın yaz nirsin sonra? Kolay mi ayrılmak? gelmiyor. Jarı ve düygüları öyle bir çalkalayış çalkaladı Kız tekrar önüne baktı ve alçak senle ce- Mefharet bu sefer de tavana bakarak Ki kadın ne yapacağını gaşırdı, elini pakete vap verdi: — Vallahi bu kız çıldırdı! diye bağırdı. Yerinden kalktı, Selminin cebinden pa- ı keti aldı. Kibriti çakarken elleri titriyordu. Bana inat mi yapıyorsun bunları hep? Nişanlınla eylenmene razı olmadım. diye mi Onu kovdum diye mi bu evden? İyi ettim. İ tersen fena evlere düş, yine gokmam © oğlanı buraya: ben. Mefharetin bütün vücudu titriyordu. — Allahım, bana kuvvet ver! dedi, bir ye rime imecek. Başım dönüyor. — Bu kız beni öl- dürecek. Ölsem, kurtulurum. Yatalak olaca- Bam. Selmin kalktı, annesinin yanına bir aan> dalya daha çekti ve Üstüne slgara tablasını koydu. Mefharet onu bileğinden yakaladı; — Duür! Söylesene bana. — Neden piçinin babasiyle evlenmiyorsun da başkasını arıyor- Selmin bileğini kurtarmağa çalışıyor, fa- kat gayretine bir mücadele manzarası verme- Mek için son kuvvetini harcamıyordu. lemem onunla, dedi. Annesi kızının bileğini daha sıkı tutarak kendine doğru çekti: — Neden? 'Evli bir adam mi o yoksa? — Belki, Mefharet bu sefer de kızının bileğini bük- meğe ve bağırmağa başlamıştı: — Söyle! Belki ne demok? £ 2 mi, değir eğini kurtarmağa var kuvvetiyle çaba- Jayan Selmin bir çığlık kopardı: — Birak anne! Birak! Kolumü kiradaksın! — Kıracağım. Kafanı da kıracağım se- Kimdir söyle! nin, (Devamı var) 115