Sayfa 3 Adnan Menderes -İnönü arasındak! tenkidler ve cevaplar münasebetiyle Siyasi emniyet meselesi Belediye - seçimleri münasebetiyle partiler arasında ve bilhassa Demok- Tat Parti ile C.HEP, arasında cereyan eden söz düsllosu, tahminlerin fev- kinde sert ve elektrikli bir gekil al- mişti. 28 ağustos 1080 akşamı radyoda bir konuşma — yapan CH, İideri, iktidara şiddetle hücum etmiştir. Si yın İnönü'nün yaptığı tenkidin ci Tarını göyle hulâsa edebiliriz. Fillen harbe girmek gibi / büyük ehemmiyeti hatz olan bir mesele ya- ni Kore harbi mevzuu, Büyük Millet Meclisinden geçirilmemiştir. Koml- Rüstlik ithamı altında vatandaşların yürt Giğina sürülmesi tehdidi, - her türlü siyasi emniyeti selbedecek bir mahiyet taşır. Bu eümleden olmak Üzere ordudan, tapu memuruna / ka- dar bütün memurlar yataklarını bağlamışlar ve haklarında yapılacak her hangi bir iftira ile maruz kalı cakları müameleleri beklemektedir. ler. Seçim kurullarının, Halk Partili milletvekillerine - verdiği mazbatalar ve yüksek seçim kurullarının karar- darı, iktidar partisi tarafından Meo- Hate, fillen Iptal edilmiş bulunmak- tadır, Bu durum karşısında Halk Partir mensuplarının ve bilhassa partisiz yatandaşların, muhtar seçimlerinde olduğu gibi belediye — ve vilâyet u- mumt meclisi seçimlerinde de Halk Partisi adaylarına rey vermeleri, giyasi müvazenenin temini bakımın- dan memleket için faydalıdır. Siyast manevraların bütün inceli- #ini taşıyan ve kuvvetli bir ifade ile Kaleme alınan bu tenkld nutkunun, biraz mevru haricine çıktığını ka- bul etmek Jâzımdır. Her halde bu dürüm, — sayım İnönü tarafından da takdir edilmiş olacak ki, kendisi de, Konuşmasına başlık yaptığı bir cüm- le ile “Her geyden evvel şunu söyle- meliyim Kd belediye seçimleri, içinde Bulunduğumuz memleket ve dünya gartları karşısında şehirlerimizin ma- halli ihtiyaçlarını ilgilendiren bir se- çim olmaktan ziyade memleketin #i yam mukadderatını birinci derecede ilgilendiren büyük millt bir hâdise- Gir,, diyerek tenkidlerinin aadet hi Ticine çıktığını mımnen kabul etmiş- tir. Filhakika belediye meclilerinin vı vilâyet meclislerinin memleketin u- mumf siyaseti ile uğraşmaya yetki- Jeri yoktur. Bu böyle olunca seçim Konuşmasına mevzu olarak mahalit Ahtiyaçları ve en nihayet umumt se- çim emniyeti ile igili konuları ele almak zarureti mevcuttur. “İçinde bulunduğumuz memleket ve dünya - şartları..., cümlesi müp- hem bir mâna taşımaktan ileri ge- gemez ve muz gibi hangt niyete ye- nilirse © kokuyu taşır. Her halde memleket “ve dünya şartları bakı- mundan 1946 senesiyle 1950 senesi arasında büyük ve mühim farklar 'da mevcut değildir. Bu böyle olun- €a Kore mevzuunu belediye seçim- derinde tekrar tekrar ele almanın faydası değil, olsa olsa zararı olabi- dir. Komünistlik ithamı altında vatan. daşların yürt dğına sürülmesi teh- didi, gerek seçim emniyeti ve gerek- /#e siyasi emniyet bakımından çok e- hemmiyetli bir konudur. -Demokrat Partinin ve sayın Menderesin bu bi histeki görüş tarzını göyle hulâsa e- debiliriz: “Bugünkü — dünya şartları içinde hür memleketleri tehdit eden en büyük tehlike — komünizmdir. Memleketimizin - bulunduğu — mevki bakımından bu tehlike ayrıca birhu- #üiyet taşır. Bugüne kadar komü- nizmle yapılan mücadele hazin bir hikâyedir. Onun için elddt tedbirler almak, — mevzuattaki noksanlıkları tamamlamak ve bin türlü hiylelerle kanunun pençesinden kaçmış olanla- ı bulup hiç olmazsa yürt dişina at mak kararındayız., İlk bakışta doğru gibi gözüken bu düşünce tarzının, ciddi bir incele- meye tAbi tutulduğu takdirde, parti- H ve partisiz vatandaşları endişeye Güşüreceği muhakkaktır. Mesele, ko- hünistlerin takibata uğraması veya uğTamamam hâdisesi değildir. Zira 5 Eiylüi 1050 Yazan : Avukat Baha AKEL bir memleket lüzum gördüğü takdir- de değil komünistleri, isterse, Ha- yirseverler. Cemiyeti — mensuplarını dahi takip eder. Ancak bu takibatın adalet cihaziyle teminat altına alın- ması Jâzımdır. Adalet mekanizması- vin geç işlediği, vâzıh ve Kati delil- der aradığı için kâfi derecede mü mir olamadığı düşünceleri bir maze ret sebebi olamaz. Bu esbabı mucibe bir katil suçlusu hakkında da vârit- tir. Suçunu meharetle işliyen ve bu- ha mukabil hakkında / katt deliller toplanamıyan bir katilin, cemiyet 1- çerisinde elini kolunu #ailiyarak do Taşabilecefi endişesi - katillerin idart tahkikatla mahküm edilip yürt dişi- 'na atılması tedbirine bizi sevketmi- yörsa, komünistlikle itham edilenler hakkında da mesele aynı olmalıdır. İdart ellere tevdi edilecek bu teh- dit silâhinin bir masum kimseye tev- cih olunacağı ihtimali, bütün n muslü vatandaşları titretmeye kt dir. Eğer ortada bir. kifayetsizlik varsa, kanunlardaki cezaları şiddet- lendirmek. ve tahkik cihazını daha, iyi işler bir hale getirmek suretiyle bu noksanlar ikmal olunabilir. Bi sen Başbakan dahi 29 ağustos akı mi verdiği nutukta hu müphemiyeti izale için “ithamın — aabit olmasının ve bir hükme bağlanmasının şart,, olduğunu / tavzih etmiştir. Şurasını 'da biz Hlâve etmek İsteriz ki, ceza kanunlarımızda — yürt dişina çıkar mak cezamı olmadığı gibi komşu dev- letler birer tahaffuz kampı değildir. Kaldı ki gaye, komünletleri, zarar- #ız bir hale getirmek olmasına göre, yürt dışina çıkarmanın bir ceza mi yoksa bir mükâfat mi olacağını ariz amik düşünmek tcap eder. Sayın İnönü; ordudan, tapu memu- runa kadar, bütün memurların ya- taklarını bağlıyarak, yapılacak ifti- ranın neticelerini beklediğini söyle: mekle, tam bir hakikati ifadeden zi- yada, kuvvetli bir teçbih yapmak ve bir tesir elde etmek / gayesini güt- müştür. Gerek ordu. mensupları ve gerekse tapu memurları, memur Mmahrutunun ucunda veya kaldesin- de bulunmadıklarına göre bu misalin neden alındığını anlamamaktayız. Sayın Başbakanın bu tenkide kar- ©, Vatan gazetesi vasıtasiyle verdi- İ acele cevap daha ziyade dikkati çekmektedir. İnönünün konuşması 28 ağustos akşamı 21.15 de yapılmıştır. Mende- resin Vatan gazetesi muharririne be- yanatı isç keza aynı akşam vâki ol Mmuştur. Tenkid ile cevap arasındaki müddet o kadar kısadır ki insana, cevap verilmek için bilyük bir isticai Bösterildiği zehabını vermektedir. Evvelemirde —sayın — Menderesin, bütün bu tenkidlere bizzat cevap vermek lüzumunu dalma neden hi ettiğini anlamamaktayız. Adnan Menderes “Demokrat Parti Başkanı olduğu kadar, memleketin mukaddı ratını elinde tutan bir. Başbakandır. Bu sıfatı partili ve partisiz bütün yatandaşları ilgilendirdiğinden, birin. ci sıfatından daha ziyade ehemmiyet taşır, Bir seçim mücadelesine atılan her hangi / bir parti İlderinin alelacele verdiği bir cevap, ne kadar şiddetli olursa olsun, büyük akisler uyandır- maz. Halbuki bu parti llderi aynı za- manda Başbakan ise mesele tama- men değişir. Zira herkes, sarfedilen sözlerin yalnız münakaşa sahasında kalmıyacağı ve İcap ederse, iyi ve- ya kötü tatbik olunacağı İntıbanı taşır. Bir parti lideri, düşüncelerini 1fe de etmek için istediği cümle veya keltmeleri seçmekte daha. ziyade ser- besttir. Halbuki bir Başbakan, en #ert mânaları dahi daha mülâyim ke- melerle ifade etmek zarüretindedir. Zarafetini, zekâsını, — serinkanlılığı, belâgat ve talâkatini her zaman tak- dir ettiğimiz sayın Menderesin, bir Başbakan sıfatiyle düşüncelerini izah ederken “Sıkılmadan, iki yüzlü po- Hitikacılık, “ne yüzle bahsedebiliyor, karanlık düşünceler, kasvetli niyet- ler..., gibi kelimelerin — yardımından istianelerde bulunmaya — ihtiyacı ol- Madığını şannediyoruz. Tenkidin yersiz veya sebepsiz ya- ŞEHİR HABERLERİ) Yenmek ve yenilmek Dün, “İstanbul Milletleraram Tenle Maçları — nihayete — erdi. Bpor bakımından olduğu kadar, memleket bakımından da bir muvaffakıyet olan bu karşılaş- malara, — havanın iki gündür fevkalâde güzelliği - tahmin dildiği miktarda seyirci gelme- #ine mânl olmuştu. - Fakat fi naller yine de iki bin kişinin ö- münde oynandı. Bvvelki gün tek erkek final- derinde müsasif — bir hâdise ol- muştu. Kovaleveki isimli Ame- rikah oyuncu, hakemleri, hal- İt rencide edecek hareketlerde bulunduktan sonra raketini ver re atarak maçı terketti ve mağlüp oldu. Dünkü maçlarda oynuyanlar oNUN Dü #por. mefhumuna ay- kırı hareketini tamir etmek la- tercesine ve sanki suçlu kendi- leri imiş gibi payet #portmer ©e davrandılar, — Esasen başka türlüsü de tasavvur edilemez d Tenls maçlarında bütün fatan - bul 19 yabancı mülletin şampi- yonlarını alkışladı ve takdir H Bayanların gözdesi - Kovar Tevaki'nin onlar ayarında olma- m için Bir gevi eksik: Yenli- Mesini bilmiyor. Fakat, öğren- Giğimize göre kendisi Wimble- don maçlarında da oyunu ter- ketmiş. Acaba — kusur İngiliz Kakemlerinde ve seyircilerinde mi dersiniz? Eğer öyle ise, de- mek biz de onlara benziyorus. EN, ne yapalım! BİR İSTANBULLU Dünya Sağ]ik Teşkilâtı üçüncü toplantısı dün to_renle açıldı AÇILIŞ. MERASİMİNDE SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM BAKANI İLE BÖLGE DİREKTÖRÜ DR. A.T.ŞUŞA PAŞA BİRER HİTABEDE BULUNDULAR Dünya Sağlık Teşkilâtı Doğu Ak- deniz Bölge Komitesinin 8 üncü top- Jantısı, dün sabah eaat 10 da Yıldız. Sarayında Şale Köşkünde, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Prof. Dr. N hat Reşat Belger'in nutku ile açil- mıştır. Sağlık Bakanı, açılığ nutkünda e- cümle şunları söylemiştir: “Sayın Bay Bölge Direktörü, #a- yın delegeler, sayın bayanlar, baylar; Cumhuriyet Hükümeti ve Türk he- kimlerinin heyeti ümümiyesi namı- na size “Hoş geldiniz” derim. — Bu kadar mümtaz misafiri izaz etmek- 'ten büyük bir zevk duymaktayız. Bu toplantıyı İstanbulda akdetmek hu- Kusunda delegemizin teklifini kabul ettiğinizden dolayı teşekküir. ederiz. Bütün dünya/ milletlerinin mhhat se- viyesini — yükseltmeğe matuf - olan Yüksek ve necip mesainize iştirak et- mek> fırsatının kadrini Cumhuriyet Hükümeti lâyıkiyle müdriktir. Tesisi tarihine bakılırsa Dünya Sağlık Teg- Kkilâtı bugün 4 yaşındadır, fakat ha- kikatte faaliyeti 1048 / yılında vuku bulan birinct Akdeniz toplantısından sonra başlar. Doğu Akdeniz Bölgeni 18 aydan beri mevcuttur. Ancak, bu- Küne kadar yapılan işlere bakılır ve Bu uğurda iktiham edilen engeller gözönünde tutulursa kabul edilmeli- dir ki, bu yüksek tesis üzerinde bina İkinci Terbiye Kongresi dün şehrimizde açıldı Millt Eğitlim Bakanı, miktorı birkaç yüzü aşmıyan soysuzların, öğretmen câmlasından temizleneceğini söyledi Tatanbul Müsilimler. Birliği tara- fından tertiplenen 2 nci Terbiye Kon. gresi bugün saat 15 te Hukuk Pa kültesinde Milli Eğitim Bakanı Tev> fik İlerinin bir nutku ile açılmıştır. Mült Eğitim Bakanı bu açış nutkun. 'da çocuk terbiyesi ve bu mevruda öğretmene düşen vazifeleri geniş bir geklide izah ederek demiştir. ki: Öğretmen her geyden evvel bir öğretlcidir, fakat bununla — beraber öğretmen, bilei veren bir insandan ziyade vatan çocuklarını her bakım- dan yetiştirecek örnek bir insan ola- caktır. Ben, Demokrat Partinin Mült - pilması büyük bir kiymet taşımaz. Zira bir muhalefet liderinin İktidar Partisine muvaffakiyetler dileyerek söze başlamıyacağı muhakkaktır. E- sasen hakiki demokrasi de budür. Şurasını da - belirlmek isteriz ki, (Tenkid Halk - Partisinden geldiği takdirde) 27 senedir memlekette siz 'ne yaptınız? Siz iktidarda bulundu- #unuz zaman bunün tamamen aksi- ni yaptığınız halde şimdi. hangi yüz- le doğurusunun yapılmasını İstiyor- sunuz.. gibi cümleler, biz partisizleri tatmin etmekten uzak kalmaktadır. Demokrat Partinin iktidara geç- mesinin en mühim sekebi, ekserisinin bundan evvel yapılanların tamamını veya bir kısmını beğenmemiş olmu #ıdır. Bu malümu her vesile ile ilân etmekte bir fayda yoktur. Münakaşa tekniğinde, muhatabın mazisinde za- af noktaları arıyarak kendisini iskât etmekten ziyade, hâlin faydalarını izah ederek ikna eylemek prensipini tercih ederiz. “Yegâne temennimiz, tenktâ ve ce- yapların daha mülâyim bir yola dö- külerek vatandaşlarımın kalblerinde kin ve nifak tohumlarının ekilmesine mânl olunduğunu görmek tesellisin. dedir. Kitim Bakanı olarak kaldıkça, öğret- menin vatan çocuklarını arsu edilen gekilde yetiştirmesine ne kadar mâ- A, ne kadar köstek varsa bunları ta- mamiyle ortadan kaldıracağım. Ka- rarım budur. Öğretmen arkadaşlarımın ilim ve irfanından —memleket — çocuklarının 'tam bir gekilde faydalanabilmelerini temin etmek için elitmizden gelen het geyi yapacağız. Ben Türk öğretmenin he yerde, her zaman en çok saygi- 'ya ve selâma İâyık bir insan olarak yaşamasını istedim ve bunun için ça- hışacağım. Bu mevzuda yapacağımız ilk şey, bu kutlu camlanın içine her nasılsa girmiş bulunan bazı soysuz ve vatan. elbirliği ile temizlemek ola- vam ederek, eğitim ailesi içine ka- tılmış olan bu gibi kimselerin kısa zamanda bu câmladan uzaklaştırıla- cağını bildirmiş artık — talebelerine menfür ideolojiler aşılayan bir. öğ- retmene tesadüf edilemiyeceğini işa. retle demiştir. ki: Aziz arkadaşlarım, İnşaallah bu yılımız mesut ve mi sul yıh olacaktır. İstediğimiz gey budur, arkadaşlı m: Çocuklarımızın yüreğine bir a- tep atalım. Onların yüreklerini vatan #evgisi, memleket aşkı le yakalım. Bunu yaptığımız zaman görecel niz ki: Artık sınifta kalanlar azala. cak, çalışmayan çocuk hiç kalmıya- caktır. Sizleri hörmetle selâmlarım... Milit Eğitim Bakanından sonra söz alan Prof. Remzi — Oğuz Arık Terbiye Kongresinin gayelerini izah etmiş ve bunu müteakıp, birlik adı- 'na Prof. Şekip Tunç, ve Terbiye En- cümeni adına da Dr. Mümtaz Turhan birer konuşma yapmışlardır. Kongre 6 eylül çarşamba gününe kadar devam edecektir. edilen Ümitler boş değtldir. Eide edi. den neticelerden memnun olmak Jâ- zımdır. İKi senelik bir kısa süre gerçekleşen terakkiler b naya sevkediyor. Dünya sıhhatinin meydana koydu. fu meseleler gayet girifttir. Bu sey. Yare üstünde yaşıyan milletlerin h. hat seviyesi her yerde bir değildir. İktisadi ve içtimal birçok Amilin te- Biri altındadır. Gündeminizde yazılı verem savaşı, tma savaşı, çocukların ölüm dâva: gibi gayet cidât tedbirlere Tüzum gösterir. Bu meseleler için her yer- de yetişmiş” hastabakıcıya olan gid- detil ihtiyaca bakılıran size düşen va. zife pek ağırdır. İstanbuldaki mesainiz kına cektir. Fakat sizin gibi mümtaz Siyetler arasındaki fikir tentisi mü: Zakerelere ilim ve tecrübe mahsulü olan kıymetli bilgi katacaktır. Kongreyi açarken kaymetli müza- kerelerinizin bizi meşgul eden mese- delere aydınlık getirmesini ve bütün insanlığın hayrına olarak başarıları. zuzın semereli olmasını dilerim. Açılış toplantısında Doğu Bengal (Pakistan) Sağlık Bakanı H. Bahar, İran Sağlık Bakanı J. 8. Salıh, Bölge Direktörü Dr. A. 'T. Şuşa Paşa, Vali 've Belediye Relsi Ord. Prof. Dr. Fah- reddin Kerim Gökay, kordiplomatik, Sağlık Müdürü Dr. Faik Yargıcı, 13 memleketin delegeleri, basın mensup- ları ve davetliler hazır bulunmuşlar. dir. Sabahki oturuma Bölge — Başkanı A T. Şuşa Paşa riyaset / etmiştir. Kongre başkanlığı için yapılan se: çimde Türk delegasyonu başkanı Dr. Nall Karabuda ittifakla/ seçilmiştir. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Muavini 'olan Dr. Naij Karabuda bir sene için Kongre başkanlığı yapacaktır. Bölge Direktörü Şuşa Paşanın toplantıyı açığ nutku, “Dünya Sağlık Teşkilâtı, - Doğu Akdeniz Bölge — Komitesi “ üçüncü toplantısını yaparken, İskenderiyede- ki Büroda bir senelik çalışmasını ta- mamlamış bulunmaktadır. Bu müd- det zarfında bir çok işler başarılmış. Pakistan ve İranda sıtma ile müca- dele ekipleri kurulmuş; — İstanbulda Veremle Mücadele Merkezi çalışma- Ba başlamıştır . Bu ilk senenin en mühim vazifesi, bölgenin sağlık durumu — hakkında malümat toplamak olmuştur. Bu ma- Tümat temin edilmeden hiç bir £: liyet gösterilemez. İşte llk Vazife me- #üliyetimiz de budur.” Dr. Şuşa Paşa, bundan sonra, bu malümatın nasıl temin edildiğini an- Jatmış, Bölge Bürosunun âza millet. Jere, malümat temint için, 214 satır. yazı yazdığını, hepsine aşağı yukarı Cevap alındığını, bundan başka bölge Mmemurlarının müteaddit seyahatler. de bilgi edindiklerini söylemiştir. Elde edilen malümatın. bölge hak- kında kararlar vermeğe kifayet ede- ceğini söyliyerek göyle devam etmiş- “Her ne kadar bu bölge memleket- leri, birçok bakımlardan birbirlerine benzerlerse de, bedeni, ekonomik, sow- yal, kültürel ve politik gartları ba. kımından farklıdırlar. Bu - cihetten umumt kaldeler koymağa ve tatbik etmeğe imkân yoktur.Bütün bu fark- İar yanında bir hakikat gözününden kaçmamalıdır: Bu bölge memleket- lerin sağlık durümları, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmaları ka: dar inkişaf etmemiştir. Müşahede ettiğimiz bir nokta Ga, bölgeye hâkim olan hastalıkların bir kısmının da kontrolsuzluklardan ileri geldiğidir. Bundan başka, gehir hal- kında köy halkından daha fazla ı hatli olduğu ve şehirlilerin - sağlık hizmetinden daha ziyade faydalan- dikları anlaşılmıştır. Birçok memleketlerin umumt sağ- hik teşkilâtları tamamiyle kifayetaiz- dir. Her ne kadar bir çok devletler uzun vadeli sağlık plânları hazırla- mişlar ve tatbikına geçmişlerse de, umumf sağlık dürümları henüz çok iptidaf bir durumda olup halkın ih- tiyacını karşılayamamaktadır. içinde 4 iyimser Başbakan Yardımcısı Türk Dgına gitti Samet Ağaoğlu, Türk Ocaklarının memlekete büyük hizmetlerde bulunacağına dair, Hükümetin güveni olduğunu belirtti Şehrimizde bulunan Başbakan Yar- dımcımı Samet Ağaoğlu dün berabe- rinde İstanbul Milletvekili Hüsnü Y man olduğu halde Türk Ocakları mer kezine giderek idare heyeti üyeleri 1- le üzün bir görüşme yapmıştır. Görüşmede idare heyeti üyeleri Başbakan / Yardımısına, hükümetin komlünizmle mücadele kararına Türk Ocağının da İştirak etmek azminde olduğunu bildirmişler ve hükümetten yardım. talebinde bulunmuşlardır. Ocağın faaliyeti hakkında izahat a. dan Samet Ağaoğlu görüşmelerin s0- 'nunda Türk Ocaklarının memlekete büyük hizmetlerde bulunacağına dair hükümetin güveni olduğunu — beliri. miş, mümkün olan her türlü yardı. min yapılacağını Bildirmiş ve ocaga üye yazılmıştır. Toplantıyı müteakıp bi arkada; mizın sorduğu “Hükümetin, CH.P. 'nin halkevlerine kargılık Türk Ocak- Jarını ikame edeceği söyleniyor. Bu humusta ne dersiniz? ., #ualine Başbı kan Yardımcısı bu mevzuda herhangi bir tefsir yapmak için zamanın hentiz erken olduğunu söylemiştir. Bamet Ağaoğlu bugün Ankaraya gidecektir. Talebe Federasyonu Başkanı Ankaradan döndü Türkiye MWt Talebe Federasyonu Turizm. Komlsyonu Başkanı / Anka- yadaki temaslarını bicirerek gehrimi- ze dönmüştür. Federasyon — Başkanı, — Ankarada temas ettiği yabancı talebe kafilele- rinin Teknik Üniversite, Denizcilik Okulu, Galatasaray yatı yurtlarından faydalarma işini halletmiştir. Dişişleri Bakanlığı ile yapılan te- maslarda, hariçteki temsiletlerimizin Federasyonu yabancı memleketlerde tanıtma ve oralara giden kafileleri- mizle meşgul olmaları teklifinin ta- hakkukuna vesile vermiştir. Basın:Yayın ve 'Turizm Genel Mü- dürlüğü fle “Tourisme Universitatre, ve diğer umumt turizm mevzularında görüşmüştür. Bu husualarda çok bü- yük bir anlayış gösterilmiştir. - Ge- nel Müdürlük, Komlsyona, elinden len yardımı yapacağını / vâdetmiş- tir. Yakında toplanacak olan Turizm Danışma Kurulunda - “Türisme Uni- versitalre, en ehemmiyetli yerlerin- den birini alacağı ginididen anlaşıl- maktadır. KISA HABERLER * Kazliçeşmedeki Gecekondu ma- hallesine konulan 10 Jâmba yanma- ya başlamış ve buraya ilâveten 8 lâmba daha konulması kararlaştırı!. miş olup yerleri tesbit edilmektedir. * Kasımpaşada kurulmasına te- şebbüs edilen gecekonduların inşası 'na, bu baptaki kanun mucibince mü- sande edilmemiştir. Bunlara ayrı yer gösterilecektir. memesinin mali imkânsızlık ve per- sonel yokluğundan İleri geldiğini, bir| mıntakaya münhasır hastalıkların di- ğer mahallere dağılmasiyle mücade- lenin teşkilâtın başlıca vazifelerinden Bulunduğunu, bunun için bütçede im- kân nispetinde eleman yetiştirildiğini söyliyen Şuşa Paşa, sözlerini - göyle Bitirmiştir: 'Hükümetlere hatırlatmak İster- dim: Hükümetler, halk tabakalarının sağlığını teminle mükelleftirler. Bu 'a bugün için kifayetsiz olan sağlık teşkilâtlarımı / geliştirmek ve sosyal refahı teminle mümkündür.” Öğleden sonraki celse Öğleden sonraki oturum aaat 15,80 a küçük konferans salonunda açıl. miştır. Program Komisyonunun top- Jantısında geçen seneye ait çalışma raporu okunarak kabul edilmiştir. Toplantı çalışmalarına bugün #a- Istanbul Şehir Meclisinin yeni üyelerini bildiriyoruz Seçimlerin kazanılması dolayı- siyle D.P. İl Başkanı, dün bir beyanat verdi İstanbul Şehir Meclisi aati üyelik- lerine seçilen D.P. adaylarının isim- lerini her ilçede aldıkları oy ADALAR: Ertuğrul Adalı. BAKIRKÖY: Cevdet Özgür, san Kangal, Mehmet Kuran. BEŞİKTAŞ: Orhan Mete, Bvrenos, Yekta Kazancıglı, BEYKOZ: Salâhaddin Kafkatdağ, Ali Polat. BEYOĞLU: Dr. Zakar, Dr. Naşit Erez, Salâhaddin Karayavuz, Enver Berkman, Eşref Şefik, Misbah M Dr. Feden Skuraz, Sadun Ger p Savcı, Bülent Ege Sadettin Kar lay, Sadi Kaplancalı, Salm Nuri U ray, Salâhaddin Genç, Necmi Ates, Zekâi Eriş, Nizamettin Tezcan, Ul. viye Tsvan, Cemal Tünceli, — Feyzf Karakelle, Niyazi Türkay. EMİNÖNÜ: Halit Güleryüz, İhsan Yurtoğlu, Arif Neşet Usman, Recep Bilginer, Ziya Şakir Soku, Hasan Basri Bircan, Dr. Sedat Kumbaracı lar, Abdurrahman Yezdan. Ha Cahit Ferzan Uras, EYÜP: Al Çekiç, Naşit Ülge, A” dem Ercebir. FATİH: Suat Bedüik, Hayri Yes man, Ali Kemal Şahin, Ferdi Önem, Dr. M. Kâmil Berk, Haşim Pekşen, Gevat Ergenekon, Muharrem 'Tansel, Hasan Altay, Abdullah Aker, De. Rahmi Duman, Neget Akol, Müfi Bingelli, Niyazi Özipek. KADIKÖY: Sait İbrahim Esi, 'Tax hir Kaşıkçıoğlu, Muzaffar Şahinoğr Ju Sami Maktalan, Muzaffer Erer. BARIYER: Muhlis Erdener, Nec> 14 Akmoran, ÜSKÜDAR: Alteddin Namıhloğtu, İhsan Gökçey, Fahri Kıyak, Cahit Coran, Nurt Kepirdağ. D. P. İl Başkanının beyanatı DEP. İl İdare Kurulu Başkamı n ver Safder Od'er dün basına aşağı daki demeci vermiştir: “Dün yapılan Belediye — seçimleri, gayın İstanbul halkının Demokrat Partiye kargı beslediği büyük itima. di bir kere daha belirtmiştir. Memleketimizde yainız gekti ttibar iyle değil, ruh ve zihniyet itibariyle de dempkratik rejimin ve demokrasi prenstplerinin yerleşmesi büyük mil- detimizin kati kararıdır. Belediye seçimleri göstermiştir. K, Türk Milleti bu kararın . terasında DEP. ye mutlak bir inanç sahibi bu- hunuyor, Memleketin her sahasında olduğu Kibi İstanbulda da vatandaşlarımızın gösterdikleri bu itimat ve inanca Tâ- Yık olmaya ve halk hizmetinde yo- rulmadan çalışmaya devam edecefi- Mizi arzeder, bütün İstanbul halkına derin şükran ve minnetlerimizi bi düririz. Kızılay, Beyoğlunda yeni bir dispanser kuruyor Cumartesi günü saat 15 de Be- yoğlunda Kızılayın yeni bir dispan- ger binasının açılış töreni yapılacak-. fır. Bundan sonra bu bina, dispansar ve tedavi evi olarak kullanılacaktır. —— YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Bahibi 1 YENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H SARLICA YENİ İSTANBÜL' MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI 'bah ve öğleden #onra program' Ko- Sağlık dürümlarının. inkişaf ede- misyonunda devam edilecektir . cet kalmadı. yatmalıyım, diye kalkacaktım. Fakat buna ha- kimseler tesbit etmişlerdi. vantasiyle —Anadoluya Kaçınldığını gece geçirmiş, ertesi saban ” çantamını, sepetini ak benim otele gelmişti: kadaşlarına kahveye uğruyorduk: Onlar civar otellerdeki ar Ti 'da haber #alarak etrafımıza topla- REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri Nü — — Demek İzmirden geldiniz, dedim, ben de Anadolunun başka bir yerinden. Burada hasta- lığımı tedavi ettiriyorum. Bu gece çocuklar şe- refine perhizi bozduk. Bize misafir olmak zev- kini lâtfettiler. Fakat sıkılacaklar, diye korku- yördüm. Ne olsa dans filân isterler tabli... Genç- llk bu. Sonra görmeyi çok istediğim İzmirden, — ti- caretten ve daha bir çok geylerden aynı hâkim 've neşeli senle bahsettim ve uzun müddet sük- İüm püklüm dakemlesine - oturmuş ve el a 'namında boyalarını tazelemiş olan Pefihanın yi- 'ne © enki bakışlarından birini yakalayınca: — » — Âterin Perihan. Her zaman çalışmak ol- maz, ara sıra da böyle eğlenmek lâzım, diye hep- #ini şaşırtan bir numara yaptım. Onlar yine dansa gittikleri zaman Sabri ko- mik bir gaşkınlıkla — Yahu biz bu kadar masrafı bu manifatu. racı oğlanlara bedava kız tedarik etmek için zi yaptık? dedi. Badece — Ne zannettindi yat dedim. Bilmem bu henüz ortasını pek az geçtiğimiz fıyorlar ve bana yine dertlerini dinletiyorlardı. Her defasında memlekete dönme vakti gelmiş bir ikisiyle veda ediyordum. Birbirimize marıla- rak helâllaşıyorduk ve boğazıma yumruk gibi bir şey tıkanıyordu. — Memleketten - bahsetmek yasağı da artık kalkmıştı. Hattâ bir kaç kişi yüzünden bu insanların hepsine birden küsmeyi Kaksız bulmağa başlıyordum. Onlarla en — çok konuştuğumuz şeylerden biri de benim yerime gelen doktordu. Biçare adam belki de iyi bir adamdı. Fakat bizlmkiler bir türlü ısınamıyorlar, Gurmadan onu bana gikâyet ediyorlardı. “Yap- mayın günahtır, ayıptır” diye nasihatler veriyor- düm. Ancak bir gün memleketten yeni gelen bi- rinden öğrendiğim bir haber üzerine ben de bir. denbire aleyhine dünüverdim. Yeni doktor. Müf. tünün Yurdu için ağır bir rapor vermiş. Gali- ba dağıtacaklarmış.. — Müftir sön bir Ümit tle Vilâyete koşmuş fakat derdini / anlatamayarak ağlaya ağlaya geri dönmüş. Bazan geceye kadar süren bu konuşmalar- dan sonra kahveden kalkıyorduk. Hemşeriler be. 'nimle Hasan Efendiyi, Yeni İstasyon / Gazinosu dönlüşlerinde olduğu gibi, Sirkecideki tramvay durağına — kadar getiriyorlardı. xxn DÖNÜŞ YOLUNDA Yine bir posta trenine bağlanmış bir yataklı yagonun — penceresindeyim. Geldiğim gün — gibi bugün de hava yağışlı, Üstelik de soğuk. Akşam üstleri beni Sirkeci tramvayına u- ÂH Osmanın ve hastahanenin haline — göre böyle bir âkıbet pek de beklenmez bir şey de- Bildi. Buna rağmen çok şaşırdığımı gören Ha- san Bfendi: — Ben size adamı iyi görmediğimi bir kaç kere çıtlattım amma kulak asmadınız. doktor bey, dedi, yani açıkçası biz farkında olmadan Kaçakçılık merkezinde oturmuşuz. Beni bir düşüncedir. almıştı. — Ne yapacağız şimdi? dedim. Hasan Etendi: — Tahkikat hâlâ devam ediyor, dedi, belki bize de bir soracakları olur. İsterseniz bu gece de burada kalalım. Yarın sizinle çıkar gideriz. Hasan Efendi üç hafta evvel ameliyat ol- muş fakat İstanbulda bazı alıp verişleri olduğu için dünmekte acele etmemişti. Osman Mutlu ile Gülsüm Hanım benim Yalovaya hareketimden iki gün evvel Bursadaki bir akrabalarına mi- #afir gitmiş bulunuyorlardı. Hastahanedeki son günüm çok sıkintili ol du ve her dakika bir sivli polis memurunun b ni görmeğe gelmesini bekledim. Gelseydi galiba daha iyi olacaktı. Çünkü ertesi gün ve gece Te- pebagındaki otelde de aynı rahatsızlığı hissettim. Halice bakan eski köşemde otururken kâtibin yanına ne zaman bir yabancı / gelse Ürpererek kulak kabartıyordum. Gene bir kaç kere kapı. ma vürülüyor sanarak “Giriniz” diye seslendim. Otelde bu sefer beni yabancı bir garson kar- gilamıştı. Benim Koço bir gece birdenbire has- talanarak — Balıklı Hastahanesine kaldırılmıştı. — Neye dün akıl etmedim diye bütün gece kendime kızdım, diyordu, nasil olsa ayrılacağız. Bari bir kaç gün bir arada kalalım. Amma bu- ram daha pahalıca imiş. Sizden iyi mit Evvelce de söylediğim gibi Hasan — Efendi kasabada pek fazla hoşlandığım bir adam de- Bildi. Fakat ayrılıktan bahsedince ağlayacak gi- bi oldum. Netekim Mutlular için de aynı geyi hissetmiştim. Mutlular Bursaya gitmeden bir kaç gün ev- 'vel bana Hacı Ömerin ağır hasta olduğuna ve doktorun yakında öleceğini söylediğine dair acr bir haber vermişlerdi. - Fakat hallerinde bir tu haflık vardı ve Gülsüm Hanım beklediğim kadar müteessir görünmüyordu. Benim birdenbire “Vah Hacı Ömer" diye başımı önüme eğdiğimi ve bir daha konuşmadığımı güren karı koca uzun uzun birbirlerine baktılar ve zavallı Gülsüm — Hanım boynunu, bükerek: — Biz yalan söyledik doktor bey, dedi, ba- bam mektup gönderdi. “Beni ölüyor diye aldatın. Belkt yabancıların elinde ölmeme yüreği dayan- maz da kalkar gelir” diyor. Amma çok keder- lendiğinizi görüyorum. Gariptir ki ihtiyar Hacı Ömerin bu müsum hilesi bana onun sahiçi ölümünden çok dokundu 've gözlerimi yaşarttı. Bu ikincl dans sonunda yine zorla kalabalığı yararak yanımıza yanaşır gibi olduktan sonra Totayı değiştirerek içerdeki büfeye doğruldular. Üçüncü dans başladığı zaman — bizimkiler büfede — yüklerini almıp görünüyordu. Bu kıs- mın sonuna doğru dördünü de başlarında acayip külâhlar; ellerinde, ağızlarında yelpazeler — ve düdüklerle sekiz on kişinin ortasında — horan oynuyor gördük. Bu da bittikten sonra onlar dans meydanında büsbütün yalnız kaldılar, et- Faflarını sararak el çırpan kalabalığın ortasında zıplaya zıplaya acayip bar numaraları yapmağa başladılar ve daha sonra da büsbütün kaybolup gittile Ertesi sabah kahvaltımı getiren garson mi- aafirlerimizin geceyi dıparda geçirdiklerini ve hâ- A odalarına gelmediklerini bana haber veriyordu. Biraz sonra Sabrinin de karmakarışık bir çehre ile odama — düştüğünü görünce o da aynı haberi getiriyor sandım. Fakat arkadaşım — büsbütün başka birşey söyledi: — Şimdi — Bakirköyden telefon ettiler. Ha- mim bügün hastahaneden çıkıyormuş! xx1 “YALOVA DÖNÜŞÜ Yalova gecesinden sonra vakaların sel gibi bir akışı oldu. Hastahaneye - dönüşümde ilk karşıma çıkan bizlm vergi memuru Hasan Efendi oluyor ve ba- na bir gün evvel Ali Osman ile dişlek hastaba- kıcının tevkif edilmiş olduklarını haber veriyor- du. Evvelsi gece Ani bir baskın yapmağa gelen * İstanbulda vakitaiz sonbahar — yağmurları başladı. Adet yerini bulmun diye Hasan Efendi. yi biraz öteye beriye götürmek istedim. Belki de bu yağmurlar sebebiyle pek zevkine varmadı göce, bu şartlar içinde, nasıl devam — edecekti? | — | emnlyet memurları doktorun yatak odasında çok | — | Buna Üzülmekle beraber şimdilik Koçoya pek | — | ve daha ziyac iverişleri için çargı içinde | — | gurlayan - hemşeriler - kalabalığından bir kısmı Onlar tekrar Göndükleri zaman : Mmiktarda erotn bulmuşlar ve bunların hastalık | — İihtiyacım yoktu. Çünkü ilkönce Sirkecide eski | — | dolaştık. Dönüşlerde nerede olursak olalım mut- | — | bu sefer de Haydarpaşaya geldiler, sıra sıra va- — Çocuklar kusura bakmazsınız. Ben artık | — | bahanesiyle hastahanede yatmağa gelen — bazı |— İ oteline giden Hasan Efendi orada mahzun bir | — İlaka Sirkecide bizim kasabalıların toplandıkları | — | gonun önüne dizildiler. (Devamı var) dt 472 473 “u 475