Sayfa 4 — YENİ İSTANBUL — 16 Ağuntos 1980 Garip bir yılbaşı gecesi (Baş tarafı dünküü sayımızda) — Boşver. Ben içmiyeceğim. XZnyat. diye sordu.. Yabancı o genç meyhaneci #nakın bir halde ona 'baktı ve yaban. Cinin masasına oturarak konuşmaya Başladı. ”' Çünkü gördüğün bütün bu ver- A unutmak istemiyorum, dedi. Öteki etrafına baktıktan sonra tek- rar sordu: — Nelerit. de İzah edici bir tavırla genç meyha- neci aniaimıya, başladı: "” Bütün bu hayatı dedi. bütün bu gördüklerimi unutmak İstemiyorum. T Niye anutmak istemiyorsun ? — Çünkü burada son gecem, daha Gökrüsu, öyle zannediyordum. & Niye, diye sordu yabancı, ustan a kovdu?.” L Rayır, ben buranın sahibiyim. Yabancı 'bir tey aninmamıstı. ZİNM ya, dedi, otur para Kazan. Genç bu sözlere hiç önem vermedi. Sğimem neden dedi. buraya boni bağlayan bir hissim var: Çok zaman- Jar buralardan kacıp kurtulmak geç #i aklımdan, ama her defasonda o his- Sim bu çöplükten uzaklaşmama sebep gaa. Dizebilirim xi o Bissimden kor- Yabancı, masasındaki boş bardaka bakarak geng meyhaneciyi Ginliyordu. 'Genç devam ettir — Başkaları: buraya, p #ükünet Bulur, buraya gelip kafayı çeker, de- tanıdığım. bütün 'olacak, ken” G, Bucüne kadar a aa goK Gi arelekı far, A önce Teribotla gidenler de w zaklaşıp kurtuldular burdan. Bu gözlerden — #onra gene, bir an Gürüü, deria Dir mefer aldı ve masır Fa bİF Yumruk İndirerek: — Söyle yabancı, diye bakırdı ab- ve yaşamıyorum? . Bu #öz, meyhanenin loş duvarları arasında birkaç — saniye, sürüklendi. APtal, az öncekl gibi tekrar acayip Bidalar. çıkarmaya başladı. Yabancı Boş Bardağını - parmakları arasında Şevirip duruyordu. Gözlerini fenerin Karmızı işığına çevirmişti. — Bunlar çocukça düsünceler, de Gi Her genç bu yazlarda böyle seyler Güşünür. Her gev alışkanlık meselesi. Bir gün sen de her şeye alışacaksın. Her şeye boyun ekmenin de iyi net Beleri Ginbilir. Geng İA aynı taşkınlıkta Hdi de- vam etti: — İçimde garip — bir his var. Bir ye sahip olmak, hiç değilse bir sey erinde " düşünmek İstiyorum. — Bu gözlerden sonra genç meybaneci te- Teddütlü bir hal sldi. Bana, dedi, İs- Sonra Mi Ben de bilmem. — Herkes öyle, dedi yabancı, — Dinle, dedi, © zaman genç mey- haneci, seni bu Kece Tanrı yolladı Bir an etrafına göz gezdirdikten san- Fa birden söze başladı. - Bak, dedi bütün gördükün bu geylere aiti yıldır. Bizmet ettim, — kendime sahit tanı Onlardan Bak istedim. Eğer Gileri olsaydı; gü köşedeki aptaldan, Kattâ senden daha fozla Hak vere geklerdi bana. Altı uzun yıl, Ölle ko: y onların tozunu aldım, ” sildim.. Fakat artık bunların hepsinden bik: 'fam Tasasız, sarbest bir hayat yasa” mak İstiyorum. Bütün bunları ateşli Tukla söyleyen genç / meyhanecinin gehresinde” hiddet — tamamen - silin: Hlşti. Bütün bu sözlerin. karsısında” Kinf sikmiş — olabilecekini düsündü. Bunu sormak için tam söze basir. 'fırada yabancı ayağa kalktı bir coşkun- — Karakol ne tarafta?. Bu söz üzerine genç, birden şa- girdı. Bütün mrlarını ona dökmütü Onun taharri memuru — olabileceğini vranmış, arkadağı kacıp kurtulduklarını anlatmıştı. Hat Gizinin 'de aynı dürüncede olduğunu tiraf etmisti. Bir anda bütün bunlar v düzünerek hafif bir- baş dönmesi #eçirdi. Fakat Böyle olmamna da im- bancı hakikatle taharri " karakclun yerini ber Balde kendisine sormazdı. — Köşe başından biraz ötede, dedi 've geniş bir nefes aldı “APİAL oturduğu yerden ikisini sey- rediyordu. Kırk — kuruşluk bardağın Yarısını içmişti. Yabanen, dışarda yar Bip sönen kırmızı infa Bir defa dahi Bakıp “eyvallah” dedikten sonre mey Bane kapısından çıktı ve karanlıkta Kayboldu: ©Ö zaman geng meyhaneci onun arkasından Dakarak, biyıkları altin Gan uzun - bir “küfür, savurdu. Ap İak bardağındaki son' yüdüm sarabı Bosalttı ve tekrar dışardaki kırmızı a bakmıya başladı. Genç meyhaneci küfürle. kızgınlı- Banı giderememisti. “Hızlı adımlarla Aptalın masası önüne gelip dikilerek: 'Belki 'de hepimizden mesutsun. Giye hakırdı.” Bu son söz onu tamar Hnen sakinleştirmisti. Bir an tereddüt İü'bir hal aldı. sonra, bu gece Yılbası Giye mırıldandı, düdükler 'AIA ötme Gi Uzunca süren bir süküttan sonra Büreye doğru ilerledi ve kendi Kendi. e konuşmaya barladı. Yılbamı gecesi Dünya Hikâye Müsabakası Amerikada tertip edilen Dün- ya Hikâye Müsabakasına en güzel iki Türk hikâyesini se- Çip Köndermek vazifosini üze- Fine alan gazetemiz, teskil etti- büyük - Jürinin “karariyle Merhametli Bir Kadın,, " hikâyelerini - seç- miş, tercümeleriri yaptırmış ve Amerikaya yollamıştır. Müsa- 422 hikâye içinde jürinin neşredilmek üzer re ayırdığı diğer 28 hikâyeyi Ge mra ile her gün bu sahifede Okuyucularımıza #sunüyoruz. Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri [ turlardı, diye mırıldandı. Jardan 'da hesap yok. Tekrar bülenin arkasına geçecek , fakat yapacak 'bir iş. olmadığını Güsünerek oradaki bir tskemliye çök- Bu gece ön- tü'ye ıslık çalarak hiç bir besteye Uymayan bir hava tutturdu. Dişarda ayni gürültü / devam edi- yordu. Şarkı söyllyen birkaç gemici, Tizlı adımlarla geçip gittiler. Umum- Hanenin bağırışları eskisi gibi devam ediyordu. Genç . meyhaneci bu gece bütün gemi tayfalarının, — bütün e- tescilerinin orada olduklarını biliyor. ü Bir an orada Çalışan. "sarı kizı, düşündü: “Canı çıkmıştır. diye marı dandı. kendi kendine ve tekrar 1slik Çalmıya başladı. Öttürdüğü, bir sürü “kafadan, güif- telerden sonra nihayet doğru bir ha va tuturmuştu ki, meyhane kapım a. Çildı ve bir gece bekçisi içeri girdr Yormun halll ve yaşlıca biriydi. Yuşuk yüz 'bir. tebesstim Katmıya çal irhaba, delik yorgunluk alayım. dedim. 'Buyur., dedi, genç meyhaneci de aalığımı Köserek yanıdaki iskemleyi b garet ettir Bekâi oturduktan #onra, gakpasız sıkardı ve konuşmiya başladır — Ayaklarıma su indi dedi. Köse başina beklerken * kutuyu * bitirdim. Gürüttüden 'de başım kazan oldu. 'Bu gece iyi vurdular, dedi gene meybaneci, yeni gelen geminin bütün fayfaları orada. 'Gece bekçisi, söyleneni başiyle tas- Gik etti ve sordu — Birden gelen oldu mut- — Hayır, dedi meyhanecl, yabancı min Biri geldi birar oturup giti ax önce. Sonra aklına gelmiş olacak Ki gordu. Sigaran var mat. Diğeri cebinden açılmamış bir ku- tu gıkardı ve actıktan sonra meyha” zoraki dedi, — biraz uzattı. ” Bir yenisini aldım dedi. Ne olur 'ne olmaz. Meyhanecl bir sizara aldı ve mter ledikten sanra — konusmaya başladı: kin mi vart- Bizimkilerden birini bekliyorum. diye cevaplandırdı diğeri. Şimdi ner: değze eclir. Bir yere iideceğiz de İkisi “de algaralarını — tüttürmeye başlamışlardı. — Meyhaneci söze baş hyacaktı ki bekçi söze başladı: " AZ önce karakolda İdim, dedi. Acayip bir hâdise oldu. Genç meybaneci gayri ihtiyari tit Tedi. “Âz önceki yabancının her geyi karakola gidip haber vermiş olabile- ceğini düşündü. Fakat soğukkanlıı. Hini hiç kaybetmeden dinlemeye baz: Tadı. — Çok gı ©e bekçisi, siyah palto giymiş uzun Boylu biri gelip karakola teslim &u. Bu sözden sonra / genç, artık ta- mamen sakinlesti. Rahat bir nefesten —'Ne yapmız — Birini öldürmüş, dedi diğeri. Bi zim haberimiz bile Yoktu. Kendisi Genç meyhaneet sordu? — Doğru muydü söyledilderit.. — Evet, dedi gece bekçisi, “Adr min israrları üzerine komiser bey, merkeze telefonla — sormıya mecbur oldu. Böylediği doğruymus. Bir adam öldürmüş. “Telefonda, bir cinayet iş endiğini ve kaatilin halen yakalan: madığını söylemişlerdi. Bunun Üzeri e yabancıyı nezaret altına aldık. heyecanlanmışt iye deri savurduku dumanlara çevrili dü sünüyordu. Dışarıda hiç bir gey Gemiciler bağıraşarak umumbaneye Bidiyorlardı Bükütu gece bekçisi bozdu. değişmemizti H aen e dersin eai — Olabilir, diye cevaplandırdı mey- haneci, 'Tam 0 anda — meyhanenin kapısı hizla açıldı ve İki bekçi içeri girdi. 'töte, dedi genç meyhanecinin ya 'nında oturan gece — bekçisi, nihayet geldile diker K ner Bu #öz üzerine üçü birden yüksek gesle Fülmiye başladılar. Meyhanecinin yanında oturan bek- G ayafa kalkarak, “gecen hayırlı ok Sun” dedi ve Üçü birlikte çıkıp git ler. Bekçiler karanlıkta ancak kaybol. muşlardı Ki geng meyhaneci sinirli Bir gülüşle ayaka kalktı. Karanlıkta aybolan gece bekçilerinin arkaların: dan bir an baktıktan sonra mırıldan. &n — Yabancı, dedi, gitti, Görünüşünden tekrar — sinirlenmiş olduğu aşikârdı. İleriye doğru birkaç Adım aft sonra birden geri döndü Ve bayli “zamantlas — beri kendisini Seyreden aplalı gördü. Yarı biraktığı Cümleyi ona tamam iadi — Senin gibi aptal aptal bakıp dur- madı: Bir süküttan sonra devam etit. Beni dinledi, beni anladı, buna emi- Sim. Bu #özler üzerine aptalın yüzünde üzüntü ülametleri belirdi. Kendinin di kendisine hak verdikini anlatmak, gin olmalı ki, tekrar acayip biril far çıkarmıya başladı. Fakat bu kesi Ve Snlaşılmaz nidalar, genc meyhar Beciyi daha fazla kazdırdı. —'kapa çeneni aptal, kırk kuruş ftan baska paran 'yok, diye bakırdı. geldi, oturdu ve Tükrüğünü / yuttuklan' sonra devam €tti Bir adam öldürinüş. Buna rağ- men Benden — daha” sakindi. - Bana Takbur” tavsiyesinde bulundu. Kendisi doğruca karakola gitti. Karakolu ben gösterdim kendisine Dedim ki; “kör Şe başından 'az ötede" bir karakol Sağ eliyle b ları yüzüne Goğru indir Basını vere 'Genç meyhanecl birden ap- Gimlarla büfeye' gitti. APİSİ, — gasirmiş öna — bakıyordu. Genç, sarabin. kırmım gişesini indirdi dakı doküurmaya başladı. Ce yılbamı, diye mırıldan: miya başladı tekrar, yılbaşı bu gece Yazanı ARA GÜLER Bardakı alıp tekrar — gç eli Dtalın yanına Bu gece yılbaşı. Ârtık 'sesinde dalmi Dir “sükünet” vardı. Büfenin arkasına eçti ve kir lenmiş bardakları yıkamıya basladı. O anda etrafa, le bir 'an geç yanmak emrini #lmış. # sankı. işte tam o anda gükleri ötmiye "başindı her tar kdı Yenerla kırmım li tekrar ya mip sönmiye başladı. Ümumhanenin gürültüsü tekrar duyuldu. Geng mey Haneci bir an tekrar “sarı kaz” 1 dür #ündü. Birkaç “ sarhoş bakıraşarak Meyhane önünden geçip gittiler Bi fün bu gürültü yeni yılın başladığını Mmüldeliyordu. Düdük sesleri müdüetince aplal, yavaş yavnş başım geng meyhaneci. ye doğru kaldırdı. O, kendi kendine Murildanıyordu. — Yılbaşı.. diyordü, — ukurmuz bir yılbaşı. 865 günde bir gelen — garip, Oğursuz bir yılbaşı. Sonra başımı ye: 1 ekdi ve işine devam etti. 'Düdükler “hâlâ “ ötüyordu. Düdük gesleri müddetince aptal, yavas Yver Vas yerinden doğruldu ve büfeye d0 T gitti. Cebinden parlak bir “ilrahık, Çıkararak geno meyhanecinin önür koydu. Genç meyhaneci gasırmıştı Bir an böylece birbirlerine baktılar. Aptal kulaklarınıa ucuna kadar ki Zardı ve basını utangaç bir tavırla öteye çevirdi. Düdük Seslert müdde tince yavaş adımlarla kapıya doğru İlerledi ve dışarı çıkıp Gikerleri gibi Gösarının koyu karanlıkında gözden kayboldu. son NOT “Garip . Bir Yilbaşı Ge- gesl, adlı hikâye, müsabakaya All İhsan Aygün müstear ismiyle ve- Filmiş, kapalı zarf içinde balan- ması Jcap eden İkinci nüshasına da muharririn hakiki adı yazılma- mıştı. Evvelki gece sahife tertip edildikten sonra, muharriri tdnre hanemize müracaatla asıl — adım bildirmiş ve hikâyenin kendisine ait olduğuna ispat etmiştir. - Bu yüzden hikâyenin ancak son kas- manı, müharririnin hakikt adı ile neşre tmkân hasıl olabilmiştir. Ölümünün beşinci yıldönümünde MAHMUT YESARİ 'Türk edebiyatına, bir çok laymetli eserler bırakan romancı Mahmut Ye- ari, bep yıl evvel, 16 ağustos 1945 te, tedavi edildiği Yakacık Sanator- yumunda hayata gözlerini kapamış- &. Mahmut Yesari bir çok eser ver- miş olmasına rağmen, maddi mâne- vi bir çok sıkıntılar çekmiştir. Mahmut, Yesari, 1898 te, İstanbul- 'da Emirgânda doğdu. Hattat Yesari Mustafa İzzet — Efendinin ” ahfadın- dandır. Yesari, Sanayli Nefisede ta- Jeboyken Birinci Cihan Harbinin çık- Ması Üzerine orduya çağrıldı ve Ça- nakkalede ihtiyat zabiti olarak vazi- fe gördü. 1914-1918 harbinin sonun- da, tekrar doğduğu yehre döndü ve karikatürist olarak matbuat haya- fına atıldı. Kısa bir müddet sonra branşını değiştirerek Türk edebiyat tarihinin aahifelerini süsliyen bir yı- Bin eser verdi. Çulluk, Ak Saçlı Genç Kız, Tipi Dindi bunlar arasındadır. Banatı hakkında halk ve münek- kitler çoktan hükümlerini verdikleri için bahse Iüzum görmüyoruz. Denebilir ki, Mahmut Yesari, en küvvetli eserini - verememenin azabı içinde öldü, Çünkü en kuvvetli ese- Mahmut Yesari 25 yaşında iken yini verebilmek imkânlarını bir tür- 1f elde edemedi, para kazanmak için yazmaktan buna firsat bujamadı. Ve mütemadi mahrumiyetler, an- daşlamamak, husust hayatındaki hu- zursuzluklar ona hem eserlerini, hem mhhatini kaybettirdi. Yesari, hassas adamdı, hayali ge- 'niş adamdı. Cemiyetin bir takım ni- - IICIIIII.II DDGU Merzifondan Samsuna - Yaşar Duğunurı memleketi Üzerinde - Yeni vali - Genç kadın pilotların akrobasi uçuşları - 2 çocuk anası gönüllü paraşütçü- Karanlıkta atlayış - Açılmayan paraşüt - Kalbler heyecandan duruyor Röportalı yapanı Mehmet ATAKER Merzifondan — havalanabilmek için atıştan dünen #var uçak filolarının Anişinin — tamamlanmasını bekledik. 'Tam 12 de havalandık. Sağda Ak. dağ. solda Tavgandağı, altımızda T Kır ve Alev Ovaları.. Havada uç- tuğumuz irtifada bulutlar peyda ol du. Zaman zaman onlarla — çarpışı- yoruz.. Buralardaki köyler çok zen. Ein. Yer yer çam ormanları, Samaın demiryolunun güzergühını görüyoruz. 'Tren bu vadiyi 17 tane tünelle ka- tederek, Mert Irmağı geçidinden giyor. Ladik istasyonunun üzerinde. yiz. Filotum — telefondan — sesleniyök.. Bağ ilerimizde kavak.. Yaşar Doğu. nun memleketini göreceksiniz... Dağların arasından Karadenizin mASMAYİ #uları — göründü, Şamsun çukurda kalıyor, daha meydanlarda yok.. Fakat yaklaştıkça gehrin sla a- Tasındaki silleti belli oluyor. Buralardaki köy evlerinin " çoğu ginke damlı; güneşten pırıl pıril par- hiyarı mamları enu sibet mıkacak, meselk ile hayatının monotonisi ona elbette Cezip görünmiyecekti. Bir çok kimselerin, Yesariyi “Serâ. gari, semiyetin. Giklerini fazlasiyle vermiştir, ondan daha fazlamı istenemezdi. “Yesari, nev'i gahına münhamır bir tip, bir çok hususiyetleri olan insan- du. Husüsiyetlerinden en mühimmi, yazı hayatına atıldığı günden, ömrü- nf tamamlıyacağı son güne kadar durmadan, dinlenmeden yazı yazma- m, çalışmasıdır. Eserlerinden bir çoğu mühtelit 11- sanlara tercilme edilen Mahmut Ye- #ari, bizim beynelmilel olabilmek is- tidadımı gösteren sayısı pek az mu- harrirlerimizdendi.. AY KDA KA (ea| 1950 Runl HLAMA Zukaa| Ağustos (arar KA b Çarşamla | 2 1866 | a 1869 VAKİT VASATİ EZANI | Güneş Öğle Tilndı Akgam Tet vv Pi iT0s Bair Ka Uçak, tren, vapur BEYOĞLU CİMETİ ALKAZAR- GâB42) 1 — Kat- Ka Kartalı. 2 — Cenne Haydudun Oğlu, H Ollimpiyatlar (türkçe). n TLMANDNA 1 — Aşk Bentont- 2 — Talih Dönümü, MELEK. (44808) 1 — Son Ma- SİNEMALAR 1 Hudut Boyu. Peri dar Gürkçek | keli Hayat. Masalı: (türkçe). a— Maskeler Aga | YARMARA Cat MELLA Törel marai ” TRelsl 3 İ YUnAN Gzlm aR aa açinler“ Geçlüt 786 2 — Virfiaya Kaplanı D Yahat Keogal 77 G*S0L (3 Dogru el CTürk HALK 1 — Barbaros Devrin- öe Venedik. 2 — Aşk Memnu İSTANBUL ZM 1 — K z Maske (28 kasım). 3 — Le: KİSMET (G68) 1 — Kerem ile Anlı (türkçe). 2 — Bir Dağ (2860) 1 — Kar- mim Fener. 8 — Sinşapür İn. (22062) 1— Kan Ka 4 — Denizler Hâkimi. 1 Demir TENİ (Bakırköy 166-136) 1 — Balalaykar 2 — Al Baba 60 | Seyozlu M6u Ankara 00 | İstanbul MeZ2 İzmir 2222 | Üaktdar 6006 K- köy sosra | Karşıyaka 1508 SIHHİİMDAT EGZANELER Sera. ? — Yanlış Hüküm. YAK Gasas) ' — Hamlet | Haramiler. GELECEK OLAN — | eürkçe) 3 ” giniri Aşke ASN — Ü Kü r ni DĞİNE UÇAKLAR SARAY ĞŞ 1 — Bir Teti |MALE — (enin) 1 — Tarsan| EMİNÖNÜ! Eminünü (Lönü) Menin AhI (türkçey, 2 — Za- | Kapian Kadın. 2 — Aşktan da | — Bensnson (Küçükpazar) — 948 DELT. (Türk) Bursa.-|rerler Aslanı (türkçel. Üztün. Ali Raza (Alemdar) — Haydar dan” — 850 DALY. (Türki İSUATPANIK (&940) 1 — Bal- İ OPERA (G08T) 1 — Aşkam ve | yenı (li ) izmirden. — 1500 DHY İtanatlar Deviren Gözde 2 — | Günahim - (türkçe. 3 — S i (Türk) Biraurum, Elasığ. Ma- | Maskeler Aşağa: 3 — Yetime- | vimli Haydut (türkçe). BEYOĞLU! / Cemal Atasoy Jatya: Kayseri, Ankaradan.” İnin Aykı SÖREYTA (0SAR 1 — Nehir- İ Güerkes) — Limoner. (Tak- fam Adana, Bamaun, Anka |2 — Dei Oösak — ee n Vaçu ni ürkeek 8 İle — onesir Ceketm) — radan. — 1550 B.ELA. (İngi- | SARKı (40880) 1 — Keşif A- ANRARA: ah KMe'ak ee Bi Bera h) Tanüra Ni Rema A İlaye 2 — Atak aerği * İavKamA aai 1 . gehznde | Günta) — Gark Merken (li aden CT0 Bar ti | ge * <a SURAneN Yekdın | Sönbe 4 © Maryea İzrtlr | — Kurtuleş (çi — max. izmirien O ls DY |7 aai Yanife BÖYÖK (e 1 Giünciye | Köy D slelak Deaa p “Türk) Burandan. — 1840 C | raKSİN Çasısı) 1 — Mahalle- | Kadar. 2 — Kazanoyanın Aşk | Kaf — Morkes CCarunpasa) G.D.T. Kahire, Boyruttan. —| nin Sevgilisi. 9© — Ayge. Mecerila FAZİR: Üzüvaralte . (Gekaeder B3 DY trari Anlara İsay y ni Agkale Asker | GEBEOE Tüsn 1 — ban) — Suknassın Gürgen gn Dzlo FAA Tümer İZAN 1 ç İK Aakgör Asker | Karan a Danl Çakeeran) — Semetya — Tür ka) gev — Terkü Müoeteri |P FARK. Üüi e K e KA DAR e F lar l F l Ft gl Srmeslar Prensi, 3 — Karımı | US (40 1” Kanlı Prena | kapı (Kararümrük) — Orhan GİDECEK OLAN ratrdı Sönarem n Değere, Avcıoğlu (Pener). UÇAKLAR ÜNAL (Yazık) 1 — Şehitler (RUMER . GiTD 1 — Zedini İer0rı Arit Beşer 800 DELT. (Türk) Bahke-İYENE “1 — Vasite Ba - SAA LN Gi Hai gel | ? aoğm ULUS (22240) 1 — Aşk ve Pa- | taş) — Ortaköy — OG. Divan- vrlamin ” < a5 BmA İT Gülen 88 Tni Küne, Römar Nü İ sin Yayramı T EZ, İN Cingör. “Casanlar | nogta CArnavutköy) — Merken Lamdraya, ” 830 DA | YELDEZ* GSN 1 — Unutul- | ŞN Tu0to) 1 — Hayat Pe-| (Bedek) Gank Buraya 8ğ0 LA işİmafi Seçia, Güçağli). 3 — Mi yinda 4 — dek Sani KADIKÖY! — Rinik (Kadıköy) (lialyan) Atina, Romaya, — BAN GAZİNOSUNDAL İtab- | — yeneryolu — Brenküy — A divas, Elanığ, D. Bakar, Va: aa — 1006 DHY (Türki Afyon, Anlalya, Konya, Ar İ Ke Tana, ” Gazlanlep, Urfaya, <| AYSU İ918'DELY, (Türk) Tzmire. 1030 DHY (Türk) Ankara, Samsun, Adana, Tekenderuna | Cict Berbi 2600 DELY. (Türk) İzmt. | ÇEMDERİ fes —a 1709 DERLY. (Türki | 99 2 Ankaraya — 1T08 Dü | Arkadaşı. İSTANDOL GİNETİ ALEMDAR: (48863) 1 — Kan 2” Denizler. Hikkimi 1 0 Yeni Güneş 3 — Slüm Diyanı. yan Akrobalları. İZMİRı Lüke Hayat 2 — . YENİ Kapalıdır. İTAŞ: 1— Hafiye |TAN 1 — Boke Kiralı. & — Terel Hardi Biâb | Tehlikeli Dansöz. 3 — Çayi Hafiye Earar Gehrinde ELHAMNA: Kapanmıştır. KALE 1 — Boks Kıralı, 3 — Tehlikeli Dansöz: 3 — Çaylak Hafiye Barar Şehrindi Cater Çağataş OSKUDARI Ömer Kenan HEYBELLADA : Heybelinda BÜYÜKADA: Merk İZMİR 1 Alsancak — Mçe (Bazmahane) — HUAT (e meralt) — eTi (Eşrefpaşa) — Güzelyalı OTahlar) ANKANA: Güray — Gülhane — Ece aK KA (Amerikan) Şam, Kara: g. Delhi, Kalktta, — Banı BB S D b ee R GELECEK OLAN EKSPRESLER 810 Ankatadan. — 915 An. karadan, (akal). GİDECEK OLAN EKSERESLER e 1000 Ankaraya — (Motürlü) | | — 1800 — 2410 Ankara Ekapresi, — 2220 Semplon Eika, CAvrupa). GELROCEK OLAN 700 Braurum, — Sekenderun- dan. — 1200 Ordu, Tamirden — 2220 Suz, Müdanye 1800 Çorum, Karadenizden, — 1230 Bandırma, Bandırmadan GİDECEK OLAN VAFURLAR Şerklar 500 Bandırma, Bandırmaya. in, Ayvalığa, — İzmire, — TL00) Uludağ, Müdanyaya, — 1800 ANKANA 1 15 Radyo aa Güzllderi (pi), program. — 1280 M.B.Ayanı, 'Sarkılar ÇOkuyan : Bıdıka Çadaz Haberler — 1915 All 1516 Tariblen bir © Tğz Çeşitli sololar (p — 2000 (Ökuyanı Müzehher 'Güyen). — . 5080 Berbest aat 'TarilI Türk Müziği, — 3L18 Oafta Tmüzükleri (pl). İN DARr öğle müstet (pi Yo 1500 Programlar ve kapanı İT Açılış ve programlar, — 1800 George Wrighi, Reginali Dicin'dan — orgla, Frank Banta'dan piyano ile Bafif müzik (pL): 1830 Garkılar (Okuyan! Cemal Kamll ga. 160 Cecli Norman ve Orkestram (1816 m.). —€00 Dinleyici istekleri, (et m) — 880 “Harif Örkesira müziği (L). 878 M — 1230 Karışık müzük (p ÜsT6 m). — 1430 BC Balı İngiltere 1 H SOrkesiram (140 m.) 18 Öpera mü: TiRL ASA ) — 1815 Dana müziei (DL) programlar, — 18.00 Haber- | 1597 m.). — 3130 Londra “Symphony" Or: stram (6B4 m). Konser salonlarından buyük 230 Mahmut Yasari hake 40 İstanbul Kon: İera Heyeti Kon. (Konser Mümigi) Merain, İmrosa , Rüzgüra rağmen paraşltle atlıyan cesur kadın havacımız Edibe Bubası Nihayet Samınn / meydanındayız. Toprak bir tarlaya iniyoruz.. Çalış- kan köylülerin — başları — üzerinden sanki değecekmiş kadar alçaldık, fa- kat köylüler bu vaziyete © kadar hışmış ki, ne aağa ne de sola kaç- müyor. Başını eğmiyor bile.. Ana- dolu köylüsü şehirliden çok daha so- #ukkanlı oluyor.. * Bamsun ve fiçelerinden aynı bir. yanda bahsedeceğim, — bazısını ha- vadan bazısını da otomobille gezdim. Hava alanında Vali Muavini, Beledi. ye Başkanı, Hava — Kurumu erkânı tarafından karşılandık. Bvvelden bil- dirilmiş olmamına rağmen buradakt Hava Kurumu şubesinin hiç bir ha- zırlık yapmadığını esefle gördük. O- tellerde yer bile ayırtılmamıştı. Ha- vaya karmı geniş bir alâka besliyen Samsun halkının uçakların geleceğin- den, gösteriler yapacağından haberle. Ti bile yoktu.. Şehirdeki hoparlörler vastasiyle duyurulmaya çalışıldı. Gece, Hava Kurumunun Şehir Ku- İübünde verdiği ziyafette idik. Birgün evvel gelmiş olan yeni ” Vali Haşim İşcan'ın ilk defa hazır — bulunduğu bizim gerefimize — yapılmış olan bu toplantıda —herkesin gözü kendisine çevrilmişti. Bamsuna — tayininin bir terfi mi yoksa bir teb'id mi olduğunu henliz anlayamadığı her halinden belli olan, fakat gördüğü hüsnükabulden müte- hassts bulunan sayın vali, bayındırlık sahasında ihtısasını bir kere daha or- 'taya koyabilecek ve eserler yarata- bilecek yeni bir saha bulduğuna se- viniyordu. Fakat Samsunlular hayat- Jarından memnun, nihayet yapıcı bir idare adamına kavuştular. * Geldiğimizin ertesi günü hava gös- terileri yapılacaktı. Lâyıkiyle düyü- rulamadığından sabahleyin pek kalı babık olmadı... Gece gündüz. durmı dan uçuş yapan, Merzifondan gelen askert avcı uçaklarından başka Sam- TAK. filosa Sam vünda gösteri uçu suna - hazırlanıyor İ sundaki Havacılık Kulübünün üç spor talim uçağiyle her gün yaptığı uçuş- ları gördüğünden Samsunluların u- çağa karşı Anadolunün diğer vil- yetleri gibi fazla bir tahassir duy- Madıkları tahmin ediliyordu. Fakat Akşam Üstü yapılan gösteriye hemen hemen bütlün gehir halkı gelmişti. Ev 'velâ 8 bayan uçucumuz havalandı- dar. Birbirlerine çok yakın ve mun- tazam uçan uçak, epeyce yükselince her birisi meydanın bir köşesine doğ- ru ayrıldı ve akrobasi hareketlerine başladılar. Havacılık aşkiyle çocuk- larını evde birakarak uçuşlara katı- Jan genç bayanların havada yaptık- ları düping, viril, tono tabir edilen uçağı fera çevirerek, havada dikey Galreler çizerek yaptıkları uçuşlar, döne döne kıvrılarak baş aşağı iniş- deri heyecan ve merakla seyredildi. Bunu erkek arkadaşlarının gösteri: leri takip etti. Denizden doğru sert bir rüzgür esiyordu. Paraşütle atla- ma yapılması biraz tehlikeli görülü yordu, çünkü etrafta ağaçlar vardı Esasen sabahki göstertlerde parasüt- le atlayan öğretmen Mehmet Esengin rüzgârın şiddetinden yere Iki üç defa #iddetle çarpmış hafifçe berelenmişti. Bu vaziyette Başkan, — gençlerimizi tehlikeye maruz bırakmak istemiyor- du. Fakat paraşüt atlamasını görme- #e gelen halk bir türlü sahadan ay. nılmayınca 25 yaşlarında iki çocuk anası genç öğretmen Edibe Subaşı kendisine müsande edildiği takdirde paraşülle atlamaya — hazır olduğunu Başkana söyledi. Sahayı dolduran binlerce halkın hayret.ve takdir man zarları arasında paraşüitünü taktı ve bugünkü uçakların kayınbabam ser yılan Alman — malı çift kanatlı bir Foke Wolf uçağiyle havalandı. Ka yınbabam diyorum. Çünkü bu 18 see nelik bir uçaktı.. Daha geçen yıla kadar 25 yaşındaki talim uçaklariyle çalışıldığı. cihetle bunda bir fevkar âdelik görmemek lâzımdı. Ortalık hayli kararmıştı. Foke Wol£ döne döne yükseldi, deniz kanar rındaki meydan çok tatlı bir meyille inen müntazam sürülmüf, sirvesinde köyler ve korular bulunan bir tepe- 'nin kenarında İdi. Uçak 1000 metreyi geçtikten sonra deniz istikametinde bir siyah nokta yere doğru düşmeye başladı. Atlayan Edibe idi, fakat ya Parağüt acaba açılmıyacak mı? Ne- fesler tutulmuş, herkesin kalbi dura- 'cak kadar hızla çarpıyordu. Nihayet duman gibi ince beyaz bir gerit sonra /da beyaz bir gemsiye göründü. Nay- Jon paraştit bir atlas gibi pınl pıril parlayarak iniyordu. Denizden esen #iddetli rüzgür genç kızımım para- #ütle beraber tarlaların, ağaçların O- zerine doğru atacak diye korkuyor- dük. Foke Wolf, bir sıyanet meleği Bibi paraşütün etrafında — dolaşıyor- du Alçaldıkça hızlanan paraşlit, beyaz olmasa karanlıktan âdeta farkedil- miyecek... Nihayet meydanın güney zaviyesine indi. Her ihtimale karşı bütün tertibat abınmıştı. — Uzaktan Bayan Edibenin birden bire kalkma- dığını görünce acaba düşüş çok sert mi oldu diye meraklandık. — Alanın kenarındaki halk, yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk herkes bir anda para- gütçümüzü — görmek Üzere — sahaya doğru koşmaya başladı.. Ve Bayan Edibeyi muhasara etti. O yaptığı büyük kahramanlığın hiç de farkında Geğildi. Biraz heyecanlı, fakat gayet mütevam bir halda, so Tanlara mhhatinin yerinde oldugunu, hiçbir Arızam bulunmadığını — söylü- yordu. Bu atlayıştaki ihtisasini sorduğum #zaman bana sadece şunu söyledi: — Halk bekliyordu, atlamam zımdı... Normal bir iniş yaptım. — Hiç heyecan duymadınız mı? — Havacılığın hangt sahasında he- yecan yoktur ki.. Bizim için her an heyecan vardır. 15 seneden bert 64 cüi atlayışını ya- pan genç öğretmeni konuşturuncaya kadar akla karayı seçtim, belki yüz #ualime cevaben ancak şu malümatı alabildim. Bu tip uçakların ” kanadiyle pilot yerinin — küşesindenki — basamaktan kendini boşluğa birakmıp ve as sonra kolu çekerek paraşlitü açmış, aşağı- 'ya ininciye kadar etrafı mükemmel seyretmiş, fakat Arızasız bir yere - nip inemiyeceği hususunda hafif bir heyecan ve endişesi varmış.. Fakat inişte etrafı seyretmenin zevkini hiç bir geye değişmiyor. Halk, bele bilhaasa kadınlar, ken- dini 1000 metre irtifadan atan bir genç kadının sapasağlamı ayağa kalk- Miş olmasına ve aralarında bulun. masına Adeta inanamıyorlar. Para- #ütçü genç kızımım görmek için deta birbirlerini çiğniyorlardı. Fakat ©, bu alkış ve takdirlere o kadar alış- mişti Ki, havanın tazyikından nemli gözlerinde sevinç eserinden başka bir övünmesi yoktu. w NaC j *