Sayfa 4 Pierre Loti'nin YÜZüncü Doğumeyalı Abdülhak Şinasi HİSAR 14 ocak 1850 de Rochefort'da doğan Pierre Loti'nin yüzüncü do- Zum yıb münasebetiyle bugünden itibaren bilhassa Fransanın muh: telif şehirlerinde ve az çok da Fransız kültüriyle alâkalı her yerde Bir takım tes'ld merasimi yapılacaktır. Bizim de bu tezahürlere işti- Takimiz için bir değil, iki sebep vardır Bvvelâ, ondokuzuncu asrın ikinci yarısındaki &n büyük müharrir- derden birinin eseri karşısında ciddi bir alâka ve muhabbet duymamız tabildir. Plerre Loti, hudutları ve iklimleri değiştiren eski zaman yapılı, büyük iktidarlı şairlerden biriydi. O kadar yazmak için doğ: Müştü ki, tâ çocukluğundan kendisince kıymetli — hâtıralarını kayıd için bir ruzmame tutmaya ve bunu başkaları okumasınlar diye mah- rem bir yazı usuliyle, bir nevi şahsi stenoğrafiyle yazmaya başlamı Lati, Prime Jeunesse eserinde iki yüz cildden fazla tuttuğunu söyle- diği bu jurnale hemen bütün hayatı boyunca, takriben yarım asır kadar devam etmiş, ancak 1918 de kendini yorgun ve ihtiyar, ölümü: 'nüÜn arifesinde duyduğu zamandır ki, buna nihayet vermiştir. Eser. lerinin çoğu bu Jurnalinin ya doğrudan doğruya sahifeleri arasından alınmış, yahut, böyle değilse, birçok — sahifeleriyle beslenmiş ve be- zenmiştir. Loti'nin eseriyle hayatı, birçok büyük — sanatkârlarınkiler gibi, Hirine © kadar simsiki bağlıdır. ki, bunlar. birbirinden ayırt lemez, Ömrünün tarihi, mütemadiyen devam etmiş resmi veya hu- #üsl seyahatlerinin ve bunların tesadüfleriyle değişmiş aşklarının ta- Tihidir. Bu aşklar, çok kere, yer değiştirmek emirleri üzerine kesili- vermiş bahriyeli aşklarıydı. Loti'nin birkaç eseri bunların hikâyesidir. Loti'den bahsetmenin müşkülâtına sebep, büyük samimllerin cin- #inden oluşudur. Bunların hususiyetleri o kadar kuvvetlidir ki, diğer. leriyle farkları muttası) işaret edilmek ve izah olunmak iktiza eder. Loti, tâ ilk yazıya başladığından beri nesirle şilr yazmaya koyul- müş Ve roman Tarzını samimiyetiyle genişletmişti. Şahsi bir. Üslüp dehâsına malik Olan bu yazıcı, derhal anlaşılan sade ve mâsum keli. Meleri esrarlı bir tesirle kullanmasını bilirdi. Loti'nin insana sarı rengi hissini veren mahzun ahenkli nesrinde sanki uzak mesafeleri taşıyan kelimeler, buruşan bir denizin sathındaki esrarlı Ürperişler vardır. Ge- gen zaman, dünya yüzünden, muttasıl hususl bir şekli ve husust bir manzarayı siler, değiştirirken, Loti, mahvolan bu fâni güzelliklere Acır ve ağlar ve onların ömürlerini elinden geldiği kadar uzatmak ister gibi resimlerini çizerdi. Tablatın şekillerini ve renklerini Acem Minyatürleri mükemmeliyetiyle gösteren bu emsalsiz ressam, her gös. terdiği resmin ruhunu da söyletmesini bilirdi. 'Ömrü boyunca hayalinde kalan bir hayat için tedavisiz bir dâüası- Ja duyardı. Sahifeleri en çok Ümitsizlik ve ıstırap ile doludur. Zira enun ruhundaki elemi hiçbir şey teskin edememişti. Loti'nin eseri klâsik fâziletlere sadık kalmıştır. Ferdin hürriye- 'tine tamamen hürmetkârdı. “Şahsi hürriyet, hayatın en elzem olan ırtlarından biridir., diyordu. Bütün beşeriyete karşı muhabbetine 've merhametine rağmen “vatan,, kelimesinin yerine bir başkasının Kanulamıyacağını, milli bayrağın, hususl renkleriyle mez, ruhlarımızı sürüklediğini ve büyülettiğini söylere ki, bu üstadın eserleri hâlâ büyük dersler vermektedir. görünür. görün. Bunun içindir. Loti'nin eseri, hayatın ağır şartları aktında ezilen zavallı insan- Jara, hayatını kazanmak güçlüklerinden, sefaletten, hastalıktan, ihti. yarlıktan ıstırap çekenlere, talihlerinin ufuklarında Ümitleri sönmüş olanlara merhametle doludur. Hayatın aczi karşısında bu merhamet Leti'nin birçok kitaplarını isimlerine kadar doldurur. Muhtelif yazı: larından teşekkül eden Le livre de la piti& et de la mort, ve Figures 'et choses gül passalent ve Reflets sur la sombre route gibi, hikâyele- Tinde balık avına gidip hafızasız ve merhametsiz. sularda — boğulan gençler; süslenip artık gelmiyecek çocuklarını beklemeye giden ana- lar; siyah esvapları içinde gittikçe daha yavaş dolaşan kadınlar; gel miyecek haberleri beklerken titreşen İhtiyarlar görülür. Dine gayet bağlı protestan bir ailenin çocuğü olan Plerre Loti, Ginin bütün valdlerine inanırken, 8 yaşında bulunduğu sırada, ken: disine yatağı içinde yatan büyük ninesinin ölüsünü gösterdikleri za. man gaşkın gözlerle seyrettiği bu ceset karşımında, başına gelen fe. Jâket, ruhun ebediliğine olan imanını kaybetmesi, olmuştu. Büyük ninesi ölmüştü ama, başka yere gitmiş, gökyüzüne çıkmış değil, bura- daydı. Demek ki, başka yer yok ve ölülerin #emaya çıktıkları yoktu. Loti'nin hassasiyetinin bağında çocuk gözleriyle, hayatın donduğu bu cesedi görmüş olması vardır. Onda artık din yerine ademe inan- mak istırabi doğmuştu. Ve ondan beridir ki, hayat içinde ademin pa. yı ve her geçen dakikadaki ölüm hissesi zihnini ve ruhunu gittikçe Aartan bir elemle sarmıştı. Ölüm karşısında korku ve nefret hisleri, Loti'nin dalmi ve galip duygularıdır. Ölüm ve adem karşısında bütün bu eser muttasıl ulur, haykırır ve ağlar. Loti'nin yeryüzünde Insanların talihleri karşısında Guyduğu bu büyük merhamet ruhumuzla hayat arasında muvafakat 've mutabakat bulunmadığını görmekten geliyor. Ruh ebedi şeyleri kucaklarhak ister. Hayat ise ancak geçlci, fâni geylerden yapılmıştır. Kendisi de böyledir. Loti'nin hayatta bulduğu Ve affgtmediği kusur, 'onun da geçici, fâni olmasıdır. Hayat bir uzun ihtizar devresinden iba: rettir. Loti, son zamanlarında, hayatın acılarına ve elemlerine buhranına insanın ancak bütün hemcinalerine ve hattâ maddi dünyaya bile şâmil bir muhabbet ve merhamet beslemek sayesinde tahammul edebileceğine ve felâketinin tesellisini bulabileceğine kanaat getirmişti. Nihayet, unutamayız ki, bu büyük ruhu - tarihimizin en acı bir Anında, sadık bir dost olarak, yanımızda bulmuştuk. İşte biz. bu ikinci #ebepledir ki, eserine kârşı daha çok bağlıyız. Bizi daha candan alâ. kadar eden bütün tarihimiz boyunca mâruz kaldığımız en tehlikeli anda bu yabancının vatanımızı kendisine ikinci bir vatan bilerek teh- likeye rağmen yanımıza koşması ve bütün imkânlarından ederek haklarımızı müdafaaya u habbet sadakat, vefa olmuştur. yaşamak istifade ığraşması, bize candan gösterdiği mu- ! kitkaliktikldid Dünya kaldıkça biz bu dostu unutamayız Za serdini edebiyatçılara — bırakarak, büyük Fransız edibinin Türklüğe ba ha biçilmez hizmetlerini, doğumunun idönümü münasebetiyle tak. lerre Loti'nin edebiyat âlemin- Yüksek mevkll herkeı ir boyunca, hissiyle, imâniyle yazılar yazan, yazı: Jarını mllyonlarca kisiye okutan; güne Avrupalı şahsiyet Loti tur. Loti'nin bütün kanaatiyle Türkler hinde dünya çapında yaptığı tesiri Propagandayı, elli senedir. Türkiyı Gelip geçen bütün hükümetlerin topu Yapmamıştır. Leti'nin Türkler düklerini, hiç bir eserinde. neşredil. bir cümlesiyle - telhir ederek sözlerime nihayet vermek İsterim; Bir gün / Tersaneden çıkarken, — İs- diyorduk. Dön. biliriz. Byron, Yunanlı sevmiyerek müdi tine'den sonra Loti ise, Türkleri, detlerine, civanmertliklerine, başlıbası 'a yüksek medeniyetlerine hayran ©. İarak Müdafaa etmintir. Leti'nin kadrini, Trablusgarp, Bal- kan ve Birinci Cihan Harbin' 'yaş miş olanlar takdir. edebilirler. beğenmiyerek. tmibti. Lamar. hakkında düşün. tanbul' fethinden ba ünlerimizde, — Garp — Alami, dür İ ÖÜ Gaetbe e Ve belki cetlerinden püskürürken, düşmanlarımızı <a | Brennus'ün Romallara cevabını. ha- leyhimize — desteklerken, Batı millet. | tNlayıp, minareleri göstererek. 'Cette maonifiave foröt de lances bindi Chevallera - Touranlene ont ; Vahti simal Garp medenlyetini Türk dünyada, ur Vantigve Byzance' 'Köhne Bizansın üzerine, asll Turan atlılarının diktikleri muhteşem mızrak sözleriyle, Türklere karşı düy duğü hayranlık Wadelerine belki samaha Mmedeniyetini getiren 'en lerdir; Türkler ” Yakınşarkın ni ekledi. miz, kuvvetli medeni, Dünya kaldıkça, biz, Türkler — bu Türklerin - çekildikl dostumuzu unutamayız: Türk-Fransız Kültür Cemi Baskanı Reyit 8 Nİ İSTANBUL Meclisin hediyesi olarak — bir halıyı | aN aa eut da — benim — türkç ve Rochefort'daki Kendisi vaziyetten da, € eşini davet etmişti. Hediyeleri, — ba- 'yan Müfide' Ferit Tek bizzat götür müştür. — Eşinin Pariste kalması 1- cap ettiğinden, ya- mina elçilik “me- Murlarından birini alıp giden - bayan Tek ile bir muhar- ririmiz. mülâkatın 'ne gekilde cereyan ettiği — hakkında görüşmüş, — kendi- sinden şu malüma- ti almıştır — Loti, maale- ef çok hasta idl, 1921 aralık ayının soğük bir. günü ddi Trenimiz — Ro- chefort'a saat M te varmıştı. Bu mülâkata — delâlet eden Ciaude - Far- röre de orada 1di. Ben, ötele gittim. Ziyaret için - çay vaktini — bekledim. Sonradan öğrendi- #ime göre, bu mü- Jakatı büyük bir Jâka ile - bekliyen Loti, benim kendi- arzüsiyle ge- cikmemden dişe etmiş geldi, Türkler ne- vede " kal d ye soruşturup dür- müş, Nihayet gittik. Bizi kapıda bek- Jiyordu. Fakat hem hasta, hem de fevkalâde heyecanlı olduğundan yakta duracak mecali yoktu. İki u- Şak koltuklarından tutmuşlardı, an- cak öyle ayakta durabiliyordu. Bizi görünce müthiş bir şey oldu. On da- kika kadar bir kelime — söyliyemedi, öylece dondu, kaldı, yalnız bakıyor- du. Konuşmuş olsa, belki de bu de- rece hailevi bir hava yaratamazdı. kandilin ışığında, türkçe olarak oku:| dum. Sonra bana “Mustafa Kemal'i anlat, nasıldır? Gözlerinin rengi ne? Huyu nasıl?,, diye sörüyor, - birçok geyini merak ediyor, en küçük tefer. Tuatına kadar öğrenmek istiyordu. Tabil, kendisini gıyaben tanıyor, Ça- zakkaleyi, Milii Mücadeleyi- biliyor. du. Ben söylerken; “Evet, evet.., Gi Tüyorum,, diyor, ona, sonsuz hayran Jığını izhar ediyordu. Yüzü bembeyazdı. Sonra, içeriye gir © zamanlar henüz — çarşaf giyil dik. Meşhur cami odasına, — Düvar-| yordü. Ben de ona çarşaflı gitmiş- dar, çini, etrafı mermer. Işık olarak | tim. Fakat baktı, baktı da “Şimdiki bir yağ kandili. O da “Azade, nin| çarşaflar bu mu? Hiç de kapalı de- mezar taşının Üstüne asılmış. — Ben | gil, dedi, Gitmek için kalktım. “A. de konuşamıyordum. — Ona, sonsüz | şağı ininiz, beni bekleyiniz, — dedi. bir minnet hissiyle gidiyordum, bü-| İndik. Çay verdiler, Haber gönder- tün milletimin teşekkürlerini, Mus-| —miş, TTürk hanımı gelsin, — bir daha tafa Kemal'in — mektubunu götürü-| görmek istiyorum, demiş. — Çıktım. yordum. Yanına yaklaştım, YELİÜMEMMLANIRİNKANK ci l 1949 kendisi-| Beni yanına oturttu. Kandilin işığı. ai KBNLN İşte tam bü dettiği sual ile, Rusya ile müzakereye funu ima ediyor Sırnda — Jessup ser Birleşik Amerikanın | hazır oldu. | azan T RIES — Sövyet Dişişleri. Bakanlığının sü- Tü ile muavinlerinden biri olan Malik, vaziyeti derhal kavrıyor, — Stalin'in Türkiyede neşir hakkı teklifini Jessup'a verecek yerde Mos- “Yeni İstanbul”a. alttir. kovadan telgrafla talimat — istiyor AW Bir #aat sonra, Moskovanın y İlmatı Malik'in elin ni ta- | fet ATABİNEN ir ve ayni ge- | Buna bilhassa itiraz eden - Dişişleri ce, Jacob Malik, Stalin'in teklifleri- | Bakanının tabii çekilmesi — lâzını ni muhtevi vesikayı bizzat yakıyor. | Ve 3 martta bu değişiklik birdenbire Çünkü, Rusyanın, hiç olmazsa dü- | ilün edilerek, Vişinski, mantikt bir 'e kadar ne derece zayıf olduğu, bu | teselsül ile, Molotof'un yerine geçi vesikada apaçık yazılı idi. Politbüro- | yor. | nun yeni talimatına göre, Malik, A-| — yakat Politbüro, Rusyayı mücer merikan delegesini bekletecektir. — | çet bir hale getiren hatayı - tekrar Moskova gimdilik, vaziyetten za-| #diyor. Malik, Jessup'un, Berlin ab Tarsız çıkmıştır. Fakat, — Politbüro, | lukası hakkındaki — sünilerinden 10 Stalinle Vişinskinin ne kadar haklı | diyen savaaklıyor. Nihayet 21 mart | olduğunu, ancak şimdi. anlamakta- | fa, Stalinin, verdiği mülâkatta, para dır. Vaziyeti daha da küvvetlendir. | meselesine kasden temas etmediğini mek için, — Moskova, Batiya en zi-| Ve Ablukayı, bu meselenin hallinden yade mütemayil diplomatını yola Çi | evvel dahi kaldırmaya hazır olduğu: karıyor. Bir hafta sonra/ Washing- | nu Jesmup'a bildiriyor. Tek gart: AlL ton'a varan büyük elçi — Georkiyet | manya meselesini kül halinde tetkik Malinin, bir müddet Berlinde bulun-| edecek olan yeni bir Dişişleri Bakan- müş, Amerikan — Elçisi Mürphy ve | Jları Konferansının toplanmasıdır. General Clay ile münasebet tesis et-| — yessup, bü teklifin, Amerikan hü mişta. Malinin, Albay Tulpanov'un | kümetince, lâyık olduğu ehemmiyet. mütecaviz politikası yüzünden Ber- | 1e tetkik edlisceğini Yadediyor. Pa Tinde çalışamamış ve geri alınmıştı.| kat gimdi, bekletmek sirası Ameri: Şimdi, Malinin'in, Amerikanın en| Kada!., Moskova: asablleşiyor!.. Ma anlâhiyetii dış politikacım John Pos- | lik her gün yeni bir sunle maruzdur | ter Dülles vesair resmi şahsiyetlerle | ve her gün, yeni bir şey olmadığını Körlşmeleri başlıyor.Şubatın son gü-| bildirmekten başka, elinden hiç bir ü tekrar Moskovaya gelerek rapo- | şey gelmiyor. Kremlin, Jessup'un su- Tünu veriyor. Politbüro müsterih ola- | ali lle Moskovanın cevabi. arasında, bilir. - Müracaat, Amerikadan gel | Tüzumundan fazla vakit kaybedildi. mektedir. Rusya biraz bekleyebilir. | gini ağır ağır idrak etmeye başlıyor Ancak ötekileri de Tüzumundan faz- | Fazla nikbin davranılmıstır. | Y SÜai Vişinski omuz ailkiyor.. Amerika- Stalin, Batı e işbirliği yapılabi- İ harın teabincin çok sabirli — glabil leceği hususundaki tezinin haklı çık- | ceklerini bir değil, on kere söylemiy- Uğına bilhassa memnun olmuştur. | tir. Son ziyaret T.B.M.M. Hükümeti adına Pierre Loti'yi gören Bayan Tek'in intibaları tı. Her Türk kadınında “O,, nün ha. yalini ararmış. Sonra “Artık rahat ölebilirim, — kalbimde — Şark'ın hâ fırasını — götürüyorum, — dedi. — Ay #ını götürüyorum,, dedi. — Ayrıldın rıldım, ai indim, kle inler — diye — haber — gendermiş Genç — Türkiyenin — mümessilleri umuz için o hasta halinde bizi gil, bir rivayet dolaşiyordu. bundan da bahs hakkı tum tekrar. ettim kendisine bildirmemi rica etti. kendine eda ile Artık Gene bir gün evvelki gibi onu caklayıp kapıya — in Tür Ve bana ve b Çok genç görmüş olacak ki yan, diri Türkiye Sovyetler Birli kaybetti hington'da 5 nisanda Atlantik Paktı imzalanıyor. Kremlin ağır bir uğramıştır. Fakat, V ginski, belki de henüz her şeyin Kay- Bolmadığını tahm Dişişleri Bakanı Kr letlerine icap niden w S vvyet dığ politikasının Ç K0 b mümkün harekete geçiyor. Berlinde Amerika: Komutanı General Hayes, ertesi ak.-| şam için, 6 nisanda, 200 Kişilik bir. ziyafet tertip etmiştir. Amerikan or dü bayramı tes'it edilecektir. Rus-, ar, Son zamanlarda — mütat olduğu üzere, gelmiyeceklerini bildirmişler- di.. Fakat birdenbire Rus misafirler de çıkageliyor. Hâdise, bütün dünya un alâkasını çekiyor. Herkes, Rus- ların bu düvete gelmelerini, — haklı olarak, Rus diş politikasında değiş- Demek, Kremlin işe iyi başlamış- tır. Fakat erteri gün, Berlindeki dâ vete icabet etmekten pişman olmak icabetti, Washington Büyük Eiçiliğin- den alınan bir rapordan, bu ziyaretin, Amerikan ordu bayramı günü Dean Acheson, Ernest Bevin ve / Robert Sehumann a) anlaşılıyor. Üç Diğişleri Bakanı bu Mmüzakere sırasında, Batı Almany Hükümeti, anayasası ve — maliyesi hakkında görüşmüşler ve —mutabık Kalmışlardı, Kremlin, şayanı dikkat bir süratle 'Eyvah, dedi, dafan etmek Atlantik cephesini yarmak nekte iarar ediyordu. Kucak. Uyarak indirdiler Dişarda karlı - bir Hava müthiş — so- guktu. Biz gidene kadar kapıda dür- mak istiyordu. Ü- #ülmesin diye ke Kendisini bir daha — görmediniz miz — Görüüm. o akşam dönecektim. Fakat ertesi gün 1- çin bir daha beni görmek istediğini Cliaude Farröre va- mtasiyle — haber dim. Tul dür, — bul otelin adı Türe” dl. Kal- tesa hduğum 'Grand Fakat Çok hasta idi. Her A unutüyordu. Ve bünü — biliyor, unutmaktan - kor. kuyordu. Lâkin © nu daha sihhatli lüm. Beni teyle. karşıladı. madık. Kendi lışma odasına git tik. Orada duvar. larda bir tek resim ardı. — Azadenin fer benden Yunan: hların Türkiy Ki tahribatı o malümat — istedi. | Bursa'daki — “Ye- Kendisine Az kalsın getirdiler, kork lduğunu | Derhal tahkik eti irip | Fakat, hazin bir dedi, ben ölüyo hizmet Claude Farröre'e dönerek ettirecek. diye sordu. O da, ö 'Yemin ediyo beni bekliye: Bizi, 'Yaşa. dedi. Z Ü ü bir ravunt mlinde H yumuşak hakkındaki bugünkü kötü yenmek, O aa Saadet ve felâket zamanlarında Türklerin dostu Pierre Loti'nin yüzüncü doğum yıldönümü İ ” ea a Tabiat tasvirlerinde * Pierre Loti Z d Refik Halid KARAY 4, Vi Lisesinin henüz “Ortaokul,, kısmında iken Ahmetli Muharrir taleb * e Muharrir talebe,, yazılarını toplayan defterine denişliği dolü bir yazı yazdığımı pek iyi - hatırlıyorum! Üm olan bu sir arkadaş yanıma: gelmi; etrafındakilere yayarak bana bir © tasvirleri) mektep sönüü zamanın esnek, haretlgi apmacıklı türkçesini kulJ V. a Loti'nin kitaplarını aslından okuyup az çok)i fransızcam ilerileyince 6 “Ressam — Müharrir, eli hayran oluyor, tasvirlerini taklid için daha gayretle çaslıf hişıp çabalayordum. “iye Su var ki benim halar. defildi; kartı beğendiğini teretmesiydi. kazan Pierre balıkçısı) benzemek istiyordum kokulamamış içsiz, elimde ketli ve 6 acak anla; kadar etüdlerim onunkiler Zibi “impressionninte, detail, Üzerinde lüzumsuzca — dürüyor. rrülatınil k alıyordum; Loti ise bir manzaranın şahst du:l 'a hüzün verici ruh haletiyle umumi! heyetini veriyordu. O tablal' mtala — benzemiyordu, elde tutularak — yakından — görülemezdi; uzağa gidip seyretmek, ayrılınca da düşünmek lâzım geliyordu. Lâkin itiraf etmeli ki Plerre Loti'nin tabiat tasvirlerinde nok-j #an olan bir şey vardır: tablati aşk ile sevmez;”daha doğrusu coşkun-| lük tablatın kolları arasına atılmaktan çekindiğini hisse dersiniz. Meselâ romantikler gibi: Tabiat orada dürüyor, # seni çağınıyor ve seviyor tarzında heyecana kapılmadığı, hele Contesse de Noailles halecaniy- le tablati bir sevgilisi imişçesine bağrına bastırıp öpüp okgamak ,.7—1 Tusu düymadığı muhakkaktır: Ey ilkbahar! Şirin çehreni boynuma koy, diyecok kadar tabint genli benli, içli dışlı, âşık müşuk değildir. Dünyanın. güzelliğine yaslandım Ve mevaimlerin rayihasını ellerimde tuttum l cazibesini anlayıp tesiri altında kıvrandığını fürek çarpıntılarını Loti'de bulamazsınız. Loti ki, her şeydenl M peyzaj resi zaten onun romanlarında — tahkiye yokturi roman şeklini andırır bir teknik kullanması da ancak tabiat tasvirler Dünyanın yazı ile en çok tablosunu vücude getirmiş, hattâ bütü dünyayı gezerek Kutup denizinden Pasifik Okyanusuna ve Afrika sah| rasından Hint iline kadar çeşitli bölgelerin binlerce manzarasını tesi bit etmiş bulunan tek “ressam - muharrir,,, Plerre Loti'dir. Puvakiim #onradan İspanyol romancımı Blasco İbanes dünya turuna çıkmış veli M #eyahatnamesini harikulâde manzara tasvirleri ile bir resim galerisinel » benz onun tabloları daha ziyade “fresk,, ve “pamo, gibili © bir cins tezyini sanat sınıfına gire : Zaten başka hikâyecilerle romancıların yaptıkları da odur; tezyinli attır. “tezhip,, nevinden süsleme hüneri diyeceğimiz bu usül - ki bir gün geri dönmek Üzere - şimdilik yazıda moda olmaktan çıkır 'tur. Loti her şeyden önce büyük ressamdı. Yeni nesil, bizim vaktiyle duyduğumuz şevk ve ha; nin tasvir kudretindeki zevkine varamaz. Meselâ hele (Bir Sipahinin ölümü), hattâ mem ” anlıkla Lottej Loti'nin evlenmesi) İi v leketimizle alâkalı kitaplar rından hiç biri manzara tabloları ve tahkiye bakımından bugünün gen-| Lâkin Türk genci için Pierre Loti sadece manzara tabloları yap-İ Miş bir muharrir sayılamaz ki! O, tasvir ettiği coşkun denizler, d rici çöller, korkunççasına güzel iklimler gibi Türk karakterintali » tablolarını sıralamış, ayrıca tablolarındaki isabeti Kükriyerek müdafaa etmiş bizden bir insan, perverin Hi Benimsememiş, bir Bir Fror d bir ecnebi Loti kadar Türkü seyn bir vatandl Türklüğül 'An bağlıj kurabilirler Pierre e$i bağlı dâl; ağlam şeki der. stikbalin kunt yapısı için tem geldiğini bildiği içindir ki, Türk kara teşkil ettiğini kendi öz vatanına, dün; maziye da; istikbale aya ve azıcık dal Jâyık bir k bize Nitekim epeyce kararsızlıklardan ve hoppalıklardan sonra bunu imiz, herkes anladı. Bana öyle geliyor ki Pierre Loti'nin tablata da, in Tuhu bütün heyecaniyle Biz onun sana da daima, yalnız. Türkiyeye memleketi dışında - asıl aşkı Pierre Loti Türklerin neden dostudur? Mütarekede onun sesi, bir ümit halinde yükselmişti 1918 senesi, Osmanlı Devleti harpten | — teheyyücatı nihayet mantığını mağlüp olarak çıkmış, İstanbul Müt- | — mühakemesini mağlüp etm tefikler” tarafından isğal — edilmist zadle fi bu teessürlerin Herkes, bizim aleyhimizde idi: Osman, İ Devletinin" paylaşılması düşünülü! yer, bir taraftan 'da Sövre hazırla yordu. Bu esnada, Avrupadan lehimi. ze bir tek sex yükseldi. Pierre Leti'nin gesi, Şubat 1919 da neşrettiği “Ermeni Kıtali” eseri ile Loti bizi müdafaa © diyor ve birçok da düsman kazanı yordu. Hattâ kendisine suikastler de hazırlanmıştı. 1920 de Leti “Bize lâzım Far müdafaamızı üzerine alıyordu O sıralarda İstanbulda sansür, mat. buatı pençesi altında bulunduruyordu. Süleyman Nazifin yazdığı “Kara çün' isimli makaleden dolayı kendisini kur- suna dizmeği dahi düşünmüslerdi. O- n bu felâketten Loti'nin - kendisine yazmış olduğu mektuplar kurtardı. 'Her taraftan tazyik gören Türkler, o devirde, Avrupadan lehlerine yükselen tek senten Ümit duydular ve 10 ara: dik 1920 'de / Matbuat Cemiyetinde elli $ tenbirini diyor. kadar ne kad tira. Mehasinden — mütehassis ol hüsnü torbiye gürmüş her mı £ verecek bir h: Plerre L Türkleri müa © diyorlar. de İsta heyecani bedii almıştır. beraber, niçin Greklere m ler ibzal etmiyor? kaside yazı bu kavimde gördü; katada, şimdi. sakin kadar edip toplanarak “Piyer Loti| — yamak glan Cemiyeti"ni kurdular. Bu — içtimada | — a kürüüğü Abdülhak Hâmit, Ahmet İhsan, Ham- dullah Suphi, Yahya — Kemal, Velid, Kâzım Sinasi, Celâl Sahir gibi sahsi- yetler bulunuyordu. İdare heyeti ku Tuldu ve Zi ocak 1920 de Darülfü. nunda büyük bir içtima yapılmasına O gün Bayerit meydanı görülecek bir Ha almıştı. Dardlfünün salanun. da heyecan son raddeyi bulmustu. z Sal altında Bulunan İstanbulun isti İ icin kalbi orada' garpiyordu. Net kim. “Müdafaai Hukuk. Cemiyeti" de Piyer Loti Cemiyetine” yüz lira te berr etmek süretiyle bu harekete iz. tirakini gösteriyordu. Toplantıda P. erre Leti'ye “latanbulun fahri hemse ? baskadır. rinde binaziri bir kudret v Katle terennüm ettiği ü izin cephesinde gürdüğü Aynı gün Halide Edib bir mal neşrediyordu. Bu makaleden u Gayı İktibas ediyoruz: “Plerre Loti, bayatta yalnız çatırdatan Münzzes. bir ” sevl darak — kalaci âdet ile a © gün, Süleyman Nazifin Darültü- 'nunda söylediği nutuk bir kıvılcım gi Bi kalbleri tutusturmustu. Bu. nutuk: tan bir parçayı naklediyoruz. Plerre — Loti düvaci — mülliye- mizl niçin bu kadar şiddeti mam © kadar anlamıştı. ile İltlzam ediyor? — Bizim — yüzü: . Oyalnız bu. hayal den kazanmış dar diyor ki: — Eyü altında veyn Burş avlasında ge rakabe santleri bu kik şalre o| — şövalyeni (Devamı var) kadar heyecanı — bedli vermiş ki, — Türkün de Tuhün