Bayfa Eaş S | Siyasi meseleler ve muhabir mektupları İsvi çe hususi muhabirimiz O. bildi iyor Asya için devam eden mücadele Batı devletleri Asyanın güneyi, güneydoğusu için verecekleri kararları, artık tehir edehilecek durumda değildirler Zürih, — (Hususl muhabirimiz — O. L. bildiriyor) —— Aayanın — bugünktü yaziğeti, 947 Avrupasını andırıyor Bibe ötesindeki ko- beriye geçmek. isti. dadını gösteriyor. Pransız ve İtal Yan bükümetlerinin zaafı, Almanya- daki işgal rejimi, harp " sonrasının vahim iktsadi ve içtimal kargaşa- dıkları, #stikbal için hiç de hayra a. Tümet aayılmıyordu. Bugün ise ko: Mmünistler Çinde büyük bir muvaffa- kayet kazanmışlardır. ve komünist Galgasının, Yöluna devam — edeceği anlaşılıyor. — Başlıca mesele — şudür: Güneydoğu / Asyanın uçsuz bucaksız topraklarında, Hindistan ve Hindi- çinide neler cereyan edecektir? U. Zakşarkta şimdiden — komünüst ha: kimiyeti altına giren 500 milyon in: aana, cenup ve cenubuşarkide, öteki 500 milyon da katılacak mı?' Böyle bir hâdise, Asyadaki küvvetler mue vazenesini Sovyet Rusya derece / değiştirecektir. kı, plânının büyük muvaffakiyetleriyle Batı Avrupada kurulabilen istikrar, hiç mesabesine inecektir. 147 Avrupası ile bugünkü Asya arasında mevcut büyük fark şudur: Marshali plânı, o zamanın Rusyası- 'na karşı yegâne doğru politika olan Gömert bir ekonomik görüşe dayanı- yordü. Halbuki Asyaya karşi şimdi| bu zaviyeden hareket edilmemekte- dir, Mübalâğa etmeden iddia edilebi-. lir ki, Angio-Sakson devlelteri, ve| Bilhassa Amerika, -uzun zamandan beri- esaslı bir Asya politikası tas| Kip etmemektedirler. — Generl Mac) Arthur'un Japonyada kendi. başına| Tatbik ettiği politika, şüphesiz, V- muml bir politika, görüşünün nok-) sanlığını telâfi edemez, Ehemmiyeti katiyen küçümsenemiyecek olan Çin Mmuvaffakiyetsizliğinin başlıca sebe. bi, gemiyi, muayyen rotasında tutan Kküvvetli bir serdümenin noksanlığı- dir. Halbuki Amerikanın Avrupa po. Jitikasında Marshall, bugünkü Dışiş: leri Bakanı Dean Acheson'ün kiy- metli yardımıyle, böyle bir serdtüme. 'nin büyük kaymetini fiilen Mpat ede- bilmişti. Diğer taraftan, yapılması gerekli işler hakkında fazla düşünmeye bi Je lüzüm yok. İktısadi ve teknik Üse tünlük, bugünkü gibi bariz olarak © tarihlerde Mmünist dalgası, Birleşik Amerika elinde bulunduğu - Finlândiyaya karşı sinir harbi Moskovanın her hareketini soğukkanlı bir sükünetle karşılayan Fin Milleti, yalnız göstermiştir. Oslo, 6 (Husust muhabirimiz £. Th. bildiriyor) — Moskova'nın son gün: derde, Finlândiyaya karşı tatbik et Theğe başladığı sinir harbi karşısında, Fin Milletinin kösterdiği soğukkanlı gükünet, yalnız sinir kuvvetine değil, büyük bir siyast olgunluğa da delâlet eder. Moskovanın, Finlândiyaya karşı /€msali görülmemiş bir şiddetle açtı. ği bu kampanyada, “Pravda”'nın kul- Jandığı lisan bile herkesi hayrete dü. gürmektedir. — Fagerholm Hükümeti “Rus - Fin dostluk ve yardımlaşma paktının Jâfzına ve ruhuna muhalif hareket etmek” ve “Finlândiyayı kanlı ve gayesiz bir sergüzeşte sü- Tüklemek'le itham edilmektedir. “Praydâ” aynı yazısında, Finlândi- yanın sön yıllarda hemen sıfıra İrca edilmiş olan müdafan bütçesini ele alarak, bü memleketin son zamanlar: da, “harp masraflarını arttırdığı,, ne- ticesine varmaktadır. Fagerholm Hü- Kümetinin, beynelmilel harp kundak- çılarına yardakçılık ettiği ithamı da, tabli eksik edilmemektedir. Moskovanın açtığı bu polemik, her| türlü müfrit müliyetçiliğin şüphesiz üüstünde kalan Başbakan — Fager-i Holm'un, Finlândiyada maalesef “va-) tanperverliğin — alfabesini — öğrenme- miş” bazı zümreler bulunduğuna dair olan beyanatına bir cevap olmaktan gok daha geniş mânada telâkki edil- İngiltere Orta Doğu müdafaasını yeniden teşkilâtlandırdı Süveys Kanalında toplanan yeni genel karargâh, Cebe- litarıktan, Andamanlara ve Atinadan Nairobiye kadar bütün Ortadoğunun müda- faasını temin edecek. Londra, — (Humüsi — muhabirimiz DSP bildiriyor) - Büyük Britanyanın ailâhlı küvvetleri (Kara, hava, de- niz) Ortadoğunun — müdafasıı — için Müşterek bir teşkilât kurmuşlardır. Bu teşkilât hem harpte hem de sulh- 'te, çok büyük ehemmiyeti — haizdir. Çünkü, Ortadoğu —ile bu — bölgede münakalât, kıta kaydırmaları, ham maddeler ve bilhassa petrol istihsal ve nakliyatı için kurulmuş — Üslerin Mmüdafaası, Büyük Britanyanın At Jantik paktı çerçevesi içerisinde de- Tühte ettiği vazifelerin en mühimle- rinden birisidir. Esas itibariyle Orta- doğudaki İngiliz hava — küvvetlerine dayanan bu teşkilâtın — koruyacağı bölge fevkalâde geniştir; çünkü Ce- belitarik'tan Hint - Okyanusundakı Andaman — adalarına — ve Atinadan Kenyanın payitahtı Nalrobiye kadar uzanmaktadır. Bu bölgenin müdafaa merkezi tablatiyle ancak Mısır ola- bilirdi ve hakikaten Ortadoğu karargühi da Süveyş kanalı ki rında tesis edilmiştir. büyük siyasi bir olgunluğa da sahip bulunduğunu müddetçe, Rusya harp edemez €tmek İstemez. Propaganda yaparak başka memleketlerde iç harpler çi: karmak ise başkadır. Buna muka. bil, Rusyanın elinde, istismar edile- bilecek büyük bir Koz vardır: Mi yanlarca Asyalının sonsuz. setaleti İktisadi ve içtimal nizamın oldukça düzgün olduğu, meselâ her köylünün | foprak sahibi olup, kıtlık çekmeyen | iyam gibi - yerlerde, komünist pro- | pagandası pek işleyemmekte ve dn Bili harp tahrikâtı boşa gitmektedir. Şu halde Asya mücadelesi, gimdi- | VK Batılı devletterin Rusya ile pek Alü boy ölçüşebilecekleri iktisadi a. | Hada cereyan edebilir. “Yabancıları kovalım, kahrolsun dolar emperya: Hizmi,, gibi milliyetçi kamtnist paro. daların hepsi, köylü açken ve'halk Kütleleri açlık ve hastalığa — karsı korunmamış iken tesir eder. Herhal: neselesinin başlıca veçhesi e hattâ ne de Sosyaldır. Aaya Güvası, ekonomiktir. 'Bu dâva, ancak geniş ölçüde tat- bik edilecek bir sanayileşme progra: amı, çok genişletilmiş ve Asyanın h: #üsiyetlerine uydurulmuş — bir. Mar Ahali plânı yardımiyle halledilebilir. Asyanın bu derece muhtaç — olduğu Sanayi branşları ya yenlden kuru: İacak veya çok iptidaf bir seviyeden geliştirilecektir. Roosevelt'in “kirala- a ve Ödünç verme anlaşmam., ile başlıyarak. Marahali'ın ERP. ile devam ettirdiği politika, şimdi artık Güneydoğu Asya ve Hindistana tat. bik editmelidir. Bu arada tesadüf edilebilecek bazı müşkülat, kolayca ortadan kaldırı- Tabilir. Batı Avrupa daha Bugünden, Bir “Asya kalkınma plânı,na başlan: EiÇ ölabilecek bir çok mallar teslim Şöedir. Halkukt Avrupa ekonomu gü günlerde, dolar temin edebil. Mmek için, Amerikan piyasasına mal #ürmek gayretiyle giddetli bir rekabe- fe girişmiş bulunmaktadır. Amerika. ya mal satılacağına, Güneydoğu Asya Ve Hindistana İhracat yapılarak,bun. İarın bedeli, Amerikanın finanse' ede. ceki bir “Asya kalkınma programı dan dolar olarak ödense, hem komü- İst olmayan cihan için mühim dolar kaynakları temin edilerek, iktisadi istikrarın kurulmasına hizmet edil- miş olacak, hem de Asya, Avrupa: man daha gimdiden semeresini görme: sinir kuvvetine değil, mek Jâzımdır. Bu itibarla, hücumla- Yın hakikf sebebi araştırılmaktadır. Memleket, ocak ayı içerisinde yapı- dacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arifesindedir. Büyük tehlikeler kar- gısında olan bu memlekette, Cumhur- başkanlığı dâvası, mükadderat me- selesi halini alabilir. Paasikivi, tec- rübeli ve müktedir bir devlet adamı- dir, Memleketin kendisine — itimadı vardır. Paasikivinin rakibi ise, çiftçi Partisinden Kekkonen, sırf seçim mü- cadeleri için ortaya çıkarılmıştır. Ko- münistlerin kendi namzetleri seçim- de hiç şanalı olmadığı için, birinci seçimde herhalde Kekkonen'e oy ve- receklerdir. Acaba Moskovanın — bu Kesif taarruzları sırf Fin Milletini, se- çimler sırasında baskı altında tutmak Maksadına mi matuftur? Yoksa/ Fin İldiyada siyasi kargaşalık ve tered. düt yaratmak süretiyle - Finlandiya- hun, Rusyaya ödemeğe tanhhüt etmiş bulunduğu tazminatı vaktinde verme: Sini gayri mümkün kılarak, memle- ketin içişlerine karışmak için vesile Mi hazırlamak isteniyor? Memleket, iç politika - bakımından da, huzursuz bir yıldönümü geçirmiş- tir. Çiftçilerle komünistler, ücret ve kiraları tanzim eden kanunları kal- dırmak Ve bü süretle, - memlekette, daha seçimden evvel hükümet buhra: Hi yaratmak İstiyorlar. Aynı zaman: da sendikalar da işçi ücretlerinin yüz- de 5 arttırılmasını istemişlerdir. Bu talep, gittikçe artan hayat pahalılığı Gölayısiyle, işçi ve memurların düş- tüğÜ müşkül durüm karşısında - çok Tnakul ise de, Fin ekonomisinin - bu günkü vaziyetinde, memleketi bir pa- Ta buhranına götürebilecek vehamet- tedir. Finlândiya'ya yapılan şantaj Moskoyanın yeni notası, Finlândi. yaya atfedilen, “harp kundakçılığı” hi az çok İzah ediyor. Kremlin, Fin- Tândiyanın, sulh ve yardımlaşma pak- | f hilâfına, en ağır har psuçlarını iş- lemiş 300 Bovyet vatandaşını barın- ni iddla etmektedir. Bü “müc: Timler, Baltık memleketlerine men- sup iken, Finlândiyaya kaçıp, — Sov: yetlerin de malümatı tahtında orada | yaşayan bazı kimselerdir. Bunlar u- zun zamandan beri orada yaşıyor ve Moskova, şimdiye kadar bunları e harp müerimi, ne - de “sulh bozgün. Cusu” telâkki ediyordu, Finler - çok misafirperverdir. Acaba, bu huyları- 1 mi İsteniyor? dahar Fin Hükü- geçmeden, — Moskova Radyosu tarafindan neşredilmiş - ol ması, Helsinkide “haysiyet kırıcı” te. dakki edilmiştir. Anlaşılan Moskova, Finlandiya Hükümetini müşkül va: Ziyete sokmak, ötoritesini — yüpheye düşürerek zayıflatmak ve Fin Mille tüni, eski İlderlerini tehlikeli bularak yeni seçimlerde Cumhurbaşkanı Paa: | Sikivi ile Başkan Fagerholm'un mu: tedil politikasından ayrılmağa ve si- | yaki sergüzeştlere atılmağa sevket ni değiştirmek Sovyet notasının, metinin eline ADĞ MAĞA üi aöti a vti mek arzusundadır. Asyadaki hâdiseler, pek yakında Kati bir karar verilmekini icap etüre Şe başladığı istikrara kavuşmuş dacaktır. cek olgunluğa gelmek Üzere olduğu halde, manlesef hiç bir hareket Kö- rülmemektedir. İngilere ile Ameri. ka, henüz sağlam veya yarı sağinm kalan Asya — memleketlerinin nasıl korunacağını — düşünüp —bu hususta anlaşacaklarına, Komünist Çinin ta: Rinması meselesi üzerinde " çekişip dürüyorlar. Amerika ie, en mük: tedir. diplomatlarından Philip Caryi Jessup'u Uzakşarka göndermiş bulu: for. Jessup, Vişinaki'nin ifadesine göre “milletlerarası hukuk sahasıne da lek otorile,, olmakla beraber, da- ha bir çok Meziyetlere de sahiptir. Bu itibarla Amerikanın bu hareke tini takdirle Karşılamak — Jâzımdır. Fakat — Amerikalıların en kafalı a: damlarını - Uzakşarka 'göndermeleri ilk değildir. Stlweli, Wedemeyer ve Marshali gibi generallerden de iyi malâmat alınmıştı. #inin Uzakşarka gönderilmesi, Ame: Tikanın henüz karar vermediğini ve yeniden malümat toplamak istediği: ni göstermiştir. Şimdi de Jesmup gi- diyor. Evvelâ General MacArthur ile Körüşecek olan Jessup, bilhassa For: moza meselesini tetkik edecek ve Honkong ile cenubi Korea'yı ziyaret ettikten sonra, şubatta Bangkokda bulunarak, Uzakşark'taki Amerikan 'den Fakat her biri diplomatlarının toplantısına / riyaset edecektir. Görülüyor. ki, Jessup'un Miayonu da, karar vermek için Malâmat toplamak, yanı kararı yer niden fehir etmek' gayesine matuf. fur. Halbuki, Bâtı Devletleri, Asyanın güneyi ve güneydoğusu için verecek- leri kararları, artık tehir edebilecek durumda değildirler. Vakan Asya &- konomisini harekete getirmek, Av. rupanınkini kamçılamaktan çok da- ha zordür. Asya ekonomisine hemen yardım edilse bile, bunun semere ve- Tebilmesi uzun zamana mütevakkıf- fır. Fakat, ne yazık ki, Birleşik A- merika da, yeni vaziyetlere uyabil. Mek için zamana muhtaç görünüyor. ÂAmerikanın, az zaman evveline ka- 'Alabi bir “tecerrüd” içerisinde yaşayabildiği pek Çabuk unütülüyor. Büyük bir cihan devletinin bu “dar Körüşlü,, vaziyetinin - neticelerinden endişe eden bir çok Amerikalı Wa- #hington Hükümetini “tereddüt poli. Tikası,, gütmekle mütemadiyen itham etmektedirler. Bunların başında, kı *A zaman evvel “The - Struggle for the Workd - Cihan uğrunda mücade- le, isimli kitabiyle, Amerikanın po-, dltikasını bu bakımdan şiddetle ten. kld eden tanınmış Amerikalı sosyo: dög James Burnham bulunmaktadır. Buna mükabil, Rusyanın, — Asya, politikasında büyük tecrübeleri v dır. Amırlardanberi Asyada da dev. | det sahibi bulunduğundan, Asya mil- | letlerine nasıl hitap edilmesi icap et- tiğini Rusya çok iyi bilir. Zaten da- ima mütehavvil bir politika takip et mek fırsatını da bu sayede bulabil iştir. Çarlık devrinden beri, Avru- Pa fütuhatı plânlarının fazla muka- vemetle karşılaştığını görür görmez, hemen Asyaya dönmüştür. — Bunun içindir ki, Marshali plânının Avrupa- da muvaffak olması, Rusyayı, Asya Politikasına küvvet vermeye mecbur bırakmıştır. Halbuki, Asyanın en zi- yade muhtaç olduğunu, yani istihsal ıtalarının geniş ölçüde / arttırıl. masını da Rusya temin edecek dü: rumda. değildir. 194 KALEZIZ Bu beyanat, Staline göre, — bütün dünyanın yeknazarda — anladığından gok daha büyük bir taviz teşkil et- mektedir. Bu beyanat, Sovyetler Bir: liğinin Batı ile anlaşmaya — varmak | istediğini yani buna mühtaç oldu- Zu mânasını taşımaktadır. Bu beya- natın arkasında Vişinski, daha- döğ. Tusu Vişinskinin Politbüroya ocak »- yi İkinci yarısında verdiği yirmi aa- hifelik rapor vardır. Bu. mühtirada, — semeresiz kalan Berlin ablukasından, hava- köprüsü- 'nün Amerikahlara “kazandırdığı bü- Yük itibardan, kurulmak Üzere bu- Tunan bir Batı Almanya Devletinden ve Rusyanın Avrupada gittikçe za- yıflayan nüfuzundan bahsedilmekte- dir. Muhtira, Dişişleri Bakanı Molo- tof'a karşı hazırlanmış müthiş. bir. ithamnamedir. Aralık toplantısında, Stalin “bazı tavizler,, den bahsetmiş- tir. Vişinski şimdi. bunlari — açıkça ifade ediyor, Vişinski'ye göre, Batı ile varılacak her türlü anlaşmanın ön şartı, Berlin ablukasının ” kaldı- tılmasıdır. Bundan başka , Vişinski, Şimdiye kadar yapılanların, Batıyı, Sövyetler / Birliğinin — hüsnüniyetine İnandırmaya hiç kâfi gelmediği ka- mantindedir. Atlantık paktının imza- sını geciktirmek ve Batı Almanya Devletinin kurulmasına engel olmak için, bizzat Stalin'in, sulh arzusunu açıkça ifade etmesi Jazımdır Eğer Stalin, sözlerini filliyatla te- yit eder, yani Berlin ablukasını kal- dırırsa, bütün bu gayeler tahakkuk edecek ve Dişiğleri Bakanları hemen toplanacaktır Vişinaki bu mühtirasında, tehiri- 'ne muvaffakiyet elverirse, Atlantik Paktının imzalanmasına da engel 6- Tunabileceğini yazıyor. Çünküü Sov. yetlerin iyi niyetine olan itimat ço- | Zaldıkça, —Amerika ümümt erkârı | Atlantik Paktının lüzumu. hakkında nenfi düşünmeye başlıyacaktır. Za- ten, paklin tanvibi. de senetoda bü. Yük gürültülere sebep olacaktır. #EUND ÜZEL bir yazıya kargı yü: rütülen tenkidler, sıramı ge. Tir, aZi hayretlere düşürür. G Ya bir dergide okursunuz " veya kendi kulağınızla işitirsiniz. Bu yazının masıl — edebi. bir abilir? İçinde fikir var, Var, Cuhaf tuhaf kalime. biyat sözünden biz, hemen h. YAİNIZ mavi göklerin, zü: yalara delmiş denizlerin, — cağin: yan ormanların, uçuğan kelebek. 'Tin, serin Kaynakların dekorları: anlarız. Bunun ötesi bizim için aranlık ve anlaşılmaz. bir. dün: yadır. Eskiler de böyle mi düşü: Büyorlardı acaba, Edebiyatımızın İrân — kllsikle- riyle ne kadar ilgili olduğunu bu: ada incelemek fikrinde değiliz. Fakat biliyoruz ki, fikir, ne Saa: di'yi ne Hafızı, ne de Hayyam'ı küçtütmemiştir. " Eserlerini - İran dilinde yazan büyük — Celaleddin he kadar derinleşmesini bilmişse Genlşpetle daha küdretli nir geir üklür. Dante, — başka türlü müdür sanki? Tanrisal Komedi: der'i bütün İncelikleriylç anlaya. Bilmek için ne büyük * bilgilere ihüyaç vardır. Divan / edebiyatı: mızda da, kendi hallerine / göre, filozoflaşan #airlerimiz az midir ? © halde biz bir yazıyı / ökürken hangi edebiyat ölçülerine göre dü- #ünüyoruz ve hükümlerimizi veri. Yorüz? Bu çetin sorüyü hemen Cevaplandırınak — kolay dekildir. Çağdaş dünya edebiyatına varan edebiyat gelişimine gelişigüzel göz Bezdirecek olursak bu - sorunun Hattâ konusüz, kaldığını sezmek mümkündür. - Tbsen, / Strindberg, Tolstoy, — Destoyevaki, — Thomas Mann, ilh., öyle geniş ruh tahlil. derine, fikir ve bilki — dâvalarına Birişmişlerdir ki, birçoumuzu bü- yüleyen edebiyat görüşlerine göre, onlar, edebiyatın kutsal ülkesine Artık bir daha ayak basaman dirlar. Halbuki; yazıları — yalnız kupkuru edebiyat anlayışına göre değerlendirenler, nedense, / büyük kalem Üstadlarının - otoritesinden 'kerek tenkidlerini daha utakla; Tn yöneltmekten / çekinmiyorlar Bundan da anlayabiliriz. kı, ede Biyat hükümlerimiz daha ziyade keyfimizden “üham — almaktadır. Hayatın, kökleri yeryüzünün öte- sinde, yıldız uçurumlarında besle 'nen ve gürbüzleşen belirişleri ifa- delenişleri, dâvaları yoktur. Ede biyat da, 'nihayet, toprağın çocu- Rudür, İnsanın dile gelen gönlü- dür ve önün gibi yaşayan bir bütün'ün bir damlasıdır. Bu dam: Jada bizi kuşatan dünyanın elbette renkleri — vardır. Hayat, hiç. Bir hüdisesini öteki hâdisasinden ayırmamıştır. İnsan en mücerred dünyasını bile yalnız kendi harcı ile yapabilir. Tanrısına kavuşmak için yıllaren çöl kazığı / üstünde yaşayan — Pafnuclus bile güzel Thale'i görünce toprağın yenilmez küdretini düymüştür Biz edebiyatı bulut gibi verle Kök arasında yüzen bir hayal dün- yası şeklinde düşünüyoruz. Peri: görünmez Dikelerden ilhamlar taşır dururlar. Edebiya: 'tan bu tarzda kavramlışında, hiç Süphesiz, eski Arap edebiyatının #lir telâkkilerini ve onların izler Fini sezmek mümkündür. — Edebi. at Cedide'ye kadar uzanan ede. Vişinski, — mühtirasının Sevyetler Birliğinin, harbin son m harebesini ve hatâ harbi. kaybetme- mesi için, Çok acele - edilmesi icap ettiğini, çünkü — Sövyetlerin — bütün dünyadan. teerit edilmesi tehlikesi- hi hiç Bir zaman bu derece veha. Met kesbetmediğini bilhassa tebarüz ettirmektedir Bu mühüra, birkaç hafta Vişinaki'yi Dişişleri Bakanı gaktır. sonunda Sulh teminatı Kulis arkasında dürmadan çalığı: hiyor. Şubat başlarında, Polonya- Bi yet Bakanı — General Stanisinv kievler, Vargovadaki / Amerika keri ataşesi ile başbaşa irken, Söveytler. Birliğinin, Berlin abluka: Sıhı kaldırarak mütlefikler arası iyi Münasebetleri yeniden tesis etmeye can attığını İma ediyor. Berlinde, Sevyet askeri idaretinin Halet Blen kal bir politikanın tatbikl leyen Albay Tulpanot'u ceği hakkında rivayetler dolaşıyor: bu rivayetler oldukça ciddi telâkki edilmektedir. Komünist matbuat, e- Ber Amerikalılar hava köprüsü kah: Yamanlığını benimsemese idiler, “mb nakalât tahditleri, nin — (ablukanın komünistçesi) — çoktan — kaldırilmış olacağını yazıyor. Washington'da, Sovyet mensup İki askerl ataşe, Amerikan Dişişleri — Bakanlığı — memurlarına, Rusyanın bu sefer işi clddi tuttuğu, 'nu söylüyorlar. peyklerine Amerikanın, Moskovaya yeniden elçi tâyin edeceğini düyüngü. cre Tin bayram yapıyor; yeni elfinin adı, pişmiş aşa KoğUk u katıyor: Yeni eiçi, Kirk, Amiral, yani — aakerdir. Halbuki, âskerler, Amerikan. diplo- matları” kadrosundan çoktan ayrı- maya başlamışlardı. Edehiyattan ne anlıyoruz ? GKUNT DA GAT Sovyeı dış politikasının ÇY CU !! HUA YUAD Türkiyede nneşir hakkı “Yeni İstanbul"" a Yeni bir sükutu hayal: Sta n mü- M. Nermi biyatımızda da hemen böyle bir gelenek Kökümü vardır. Şair öna derler Ki bir öturüşta en aşafı 0 beyit yazar. Bunu kimin söyle- diğini, siz de benim ibi, bilirei- Daha sonraları yazılan — edebi- t tarihlerimiz. edebiyat Kavra. minn tahlili bakımından temelli Yenilikler / göstermezler. — Onlara Köre de edebiyat hemen hemen Hastm'dan ibarettir. Edebiyat ta: Tihlerimize giren tektük nemirler, hikâyeler, mücerred bir. edebiyat Zihniyetine göre seçilmiştir. Hal. buki; türkçülük fikrinin yayılması ile ister istemez değerlendirilme- ye başlanan halk edebiyatımız sa- 'nat edebiyatımıza göre ne kadar anlıdır ve kuvvetini ne kadar ge- rin bir hayat kaynağından almak- tadır. Yurdumuzda çağdaş / anlayışa üygün bir. edebiyat telâkkisinin henliz yerleşememiş olmasının en ehemmiyetli sebeplerinden biri de edebiyat tarihlerimizde göze çar. pan Körüş kararsızlığıdır. Edebi. yat tarihi nedir? Yalnız nasım ve Hikâye tarihi midir? Güzel bir ya- Zanın, daha döğrüsü herhangi bir yazının edebiyat çerçeveni içerisi: 'e gifip giremiyeceği - bizim bu Sorüya vereceğimiz. cevaba göre de dekişir. Bu davanın incelenme: Sini başka bir yazımıza bırakarak Giyebiliriz. ki, büyük çakdaş mil: detlerin edebiyat tarihleri, yazıları değerlendirmek bakımından, bizim anlayışımıza apaykırı bir görüşle yazılmışlardır. Biz, sözgelişi, Lan- Son'n Fransız Edebiyatı — TTarihi (Histolre — de Ja İltteratur. fran- çalse) ni üstünkörü karıştırırsak bu konu üzerine hemen temelli bir fikir edinmiş oluruz. Biz bura- 'da Descartes', Bössuet'yi, — Mon: tesgüleni'yü, Buffon'u, / Gützot'yu, Tocauevillei, Michelet'yi, ih. bu Jabilirsiniz. Bizim edebiyat anla: yışımıza göre bunların hiçbiri ede. biyat tarihire giremez. Yazımızın müsaadesi — nispetin: de gimdi de İngilizlerin edebiyat tarihlerine bir göz gezdirelim: George Sampson'un Precise Cam- bridge History of English Literas #ure'deki — görüşü ile — Lanson'ın Körüsü arasında hemen - hemen Biçbir dark yoktur. Biz burada uzaklara açılmamak için yalmız en Çok anıdığımız kalem . ve. fikir Ostadlarından bahsedeceğiz. Kita- bin sayfalarını açalım: Roger Ba- con bir filozoftur, büyük bir Ro: Ma tarihi yazan Gibbon tarihçidir. Adam Smitk iktisatçıdır, Gibton' dan sonra kendi başına en büyük farih kitabını yazan ve — bure Kültürlerin — çöküşünü — incx Toybe tarihçidir. — Bu tarihi; siyasi hatıralarını Jarı bile unutmamıştır. AynI eser, sayfa R33) kitlığı yüzünden size Alman ve İtalyan edebiyat tarihlerinden de ufak örnekler veremiyecekimize üzülmekteyiz. Bu satırları yazar. ken edebiyat tarihimizin anlamıl- maz bir gururla kapıdışarı eztiği kalem-üstadları gözümüzün önü- geliyor ve / düşünüyoruz. Bir 'in bütün kültürünü kucakla: yan bir edebiyat tarihi yazmak kolay dekildir. Bunu yapamıyor. sak, hiç olmazsa, hükümlerimizi verirken edebiyatin me — olduğunu sezmeye de mi çalışamayız? (bakınız, Yerimizin | Musiki hayatımız Itri Mustafa Efendi ÜYÜK Türk — bestekârı İti hakkında — Şeyhillislam — Bant Efendi — merhüm — “Atrab-ll da gü malümati veriyor mahlâsı — İtri'dir k semtinde doğmuş ve yerleşmiştir. - Dürdüncü — Sultan | Mehmet — (1648-1687) — zamanınd büyük üstat olarak iştihar etmiş v bestelediği eserlerdeki muvaffakıye ti nazarı dikkati çekmiştir. Padipa- hin huzüründa mütenddit defalar fa- Bil fora ederek kendisini beğendirdi. Kinden, padişah onu Esiretler Kâhya- ığına tâyin etmiştir. Seni gürel de- Bildi; fakat Üstatlığı yüksekti. Bes- teleri, nakışları, kârları binden faz. ladır. Müsikiden başka gilrle de işe tigal ederdi. Muamma ilmine vâkıf, . Ayrıca hattatlığı da vardı; güzel ta'lik yazardı. Hüseyni makamından darb-a-fetih usülündeki bir bes güftesi gşudur: — “Düber dülber dülber-i fettane münaalp — Gül bül- Büle, bülbül gül-i handüne münasip, Hleri 1124 senesinde vefat etmiştir. Vefatına şu masra tarihtir: “Buhürl| zadeyi büya-l bezm-i adn ile Allah,, Veled Çelebi İzbudak — “Arab-ül Asar'ı” 1893 senesinde “Mektep''mec- Muasiyle ve sadeleşmiş bir. üslüpla neşrettikten — sonra Türf'nin — çirkin gesiliği mevzuuna — dökünüyor; bir| okuyucuda sada güzelliğinden ziyade| «dâ güzelliği aranmak İâzım geldiği: ne, pek haklı olarak işaret ediyor ve “Nasil ki, İtri'nin güzel sesli ol mayışı padişah — huzurunda binlerce faml okumasına — mâni olmamıştır. diyor. Bununla beraber o sırada yaz gamış olan Tezkere sahibi Salim, T- Fi'nin sesinden ve okuyuşundan tak- dirle bahsetmektedir. Merhumun "İtri, mahlâsını gürde kullanmak için aldığı tahmin edile-| bilir. “Türk Meşhürları Ansiklopedisin- de gü İzahat var “İtri, zengin ve seviyeli bir nileye mensup olup zamanına göre iyi tah- #il görmüş, bestekârlık ve şairlikte tanınmıştır. Müsiklde üstad-ı VAkıf Halhali diye tanınan Nasrullah Efen- didir. Müsikideki kudretinden dola- yı Dördüncü Mehmede nedim olmuş, 1694 de Esirciler Kethüdalığına tâyin edilmiştir. Bu vazifeyi — istemekten maksadı Kafkasya'dan esircilere ge. | len bir. güzel Sesli güzeli — seçerek kendine evlât edinmek ve ona müai-| Ki öğretmek imiş. Bunu Nuri Şeydi bir makalesinde yazmıştı. dtri'nin İstanbul surları dışarısın- da çiçek ve meyvelerile meşhur bir | Bahçesi olduğunu ve orada refah ve| zevk ile yaşayarak görülmemiş çi- çekler. Ve meyveler — yetiştirmekte) Bulunduğunu, hattâ “Mustafabey or- mudu,, diye meşhür olan armut çe- şidini İstanbula fidanını — getirerek ilk defa onun yetiştirdiğini, onun za- manına yakın yıllarda yazılmış oldu- Zu tahmin edilen bir yazma mecmu.| ada görmüştüm. Ona — zamanında| Mustafa Çelebi derlermiş. Terf'nin doğum tarihi belli değilse de vefat tarihi 1124 olarak gösteril- mektedir. Mezarı Edirnekapı dişarı sında Mustafapaşa dergâhi civarın. da olarak tarif ediliyor. Bine yakın bestesi olduğu halde bugtn elimizde ne yazık ki, ancak 28 parça eserinin dükatı hiç bir tesir yaratamadı. Va- kaa gazeleler üzün boylü — tefairler yapıyor. Fakat / Amerikan Dişişleri Bakanlığı, bu mülâkatı bilmemezlik- ten geliyor. Hiç harekete geçmiyor. Kiymetli vakitler heba olup gidiyor. Politbüronun Dişişleri Komisyonu â- Zaları, bu sefer zamanın — Amerika ehine çalıştığını mütemadiyen tek- rar eden Vişinskinin hakkını teslim etmek meeburiyetinde Şaşkınlık Sövyet Dişişi kalıyorlar iğinda yaş- kanlık 've, kararsızlık hüküm sürü. | yeni bir toplantısında bütün anlaş. yor. Nerede, döküz, Hattâ ait ey y azlıkları - ortadan / kaldırmaktır". evvel, Berlin ablukasına karar verii- | Dişişleri Bakanları — toplantısından Gi Ssıradaki — müzafterane İimati | aa a a aeaa aa D a l Herkes neye İnanacafını — şaşırmıp | b vaziyettel. En inanılmaz rivayetler Te Günde Talaa gaa ae | — / Stalin bu suretle, ilk hedefinden de leşik Afterikanın, ablukayı/ kaldır. | daha ileri gitmiştir. Dünyanın ken masını Sövyekler — Birliğinden rica| / dizine kargı takındıı süküt tavır ettiğini söylüyenler türeyor. Haber| / YüTünden n büyük tavizlerde . bu- erin hiç Birisi teeyyüt etmiyor. — | İunmak zorundadır. - yanı, — cinana, Berlin ablükasına gelince; Daha| mecbür olduğunu ve Atlantik Pak- önbeş üN evvek, münakalât tahdit- lerinin hakiki mahiyetini ancak Al- manya ile doğrudan doğruya alâkalı şüube müdürleri, biliyorlardı. Bugün| €n acemi daktilo bile biliyor, Herkes| Atlantik Paktının, ablukaya cevap olduğunu biliyor. Bugün herkes, At- dantik Paktının tehiikeli — olabilece- Rine Inanıyor. Çünkü “yukarısı, her Kün bu pakti konüşüyor, ridiklilize ediyor ve kötülüyor. Vişinski her sabah dörtte yatıyor. Karar Anında hazır bulünmak isti- yör, TTezinin kabulli için — mücadele| ediyor. 15 gübatta, yeti, Çinden dönen Molotof'un işti. Fakile. toplanıyor. Rüzname / yüklü- dür, Atlantik Paktı, Berlin ablukas Batı Almanya hükümeti, Yeni Dethi Konferansı görüşülecektir. En mü him sual, henliz ortaya konmamığtır. Sövyetler Birliği, Berlindeki “Müna. Politbüro umuml Ke. | notamı bulunmaktadır. Tâlka KARABEY CURT RIESS YAYrupa hususl mühabirimiz) W R kalât tahditleri, ni kaltırmaya razı) olduğunu Amerikaya resmen bildir-| Sin mi? Vişinski, bilakaydü şart ta-) Faftardır. Ötekiler, münakaşa edi-| Btalin dört saat — dinledikten son-i T Söz alarak, şöyle bir ortalama| teklif yapıyor: Güvenlik Konseyin- deki Ruk delegesi, Amerikan delege- sine Sövyet hükümetinin — tasavvu. rünü açıkça bildirecektir. Sovyetle- Fin gayesi “her iki büyük devlet a- Yasında yeni ve tam bir anlaşmaya varmak ve Dişişleri — Bakanlarının tından korktuğunu ilan etmeye mec- bur kalmıştır. Jessup'un hatası Ertesi gün vaziyet değişiyor. A- merikanın — Birleşmiş — Mületlerdeki delegesi, Dr. Philipp Jessup, Sovyet delegesi Jakob Malikten, Stalin'in Kingabür — Smith'e — verdiği: mülâ. katta, Berlin bölgesinin para mese- dekine kasıtla mi temas etmediğini Ne tesadüfi.. Ve Rusya için ne | sanaı.. Malik'in, Jessup'a müracat etmesi için tesbit edilmiş olan tarih- ten bir iki gün evvel, bizzat Jessup | konuşmaları açıyor, Malik, kendisi. 'ne tevdi edilmiş olan vazifenin esas. Jarına vâkif olmakla beraber, tefer. Tüatı bilmiyor; bu husustaki şifreler, Washington elçiliğinde açılmak üze- redir, Çarkası var) © Z Ç 1 İlim hareketleri Bugünkü ve yarınki | cerrahlik — (Ş garo Lüttraire — gazetesinde) Pa ieler ve kesifler kakkında aşağanlı| gi 4 belki bazı sahalardan cek fakat başka alanlarda hudutsuğ g! Giyeceğimiz şekilde gelişecektir. — JK Urları cerrahi yollardan tedavi ul İ sulü yavaş yavaş birakılacak. Bügür könderin yahut hafif urların tek yaf pi hut en uygun tedavi tarzı ameliyat| * fir. Halbüki — hasta bir uzvün VÜ cuttan — çıkarılması, — çaresizliktej katlanılan ve mantığın kabul etmej 4P diği bir geydir. Urların sebebini. kal Wi Şin olarak anladığımız gün - o gUj Belki de pek gecikmiyecek - tedavi Si için ameliyata — başvurmaya, v Cudü. bir. uzuvdan mahrum - etmeş Tüzüm kalmıyacak. Meselâ; şimdi bile, #ülfamit, penl Hüntrer eeei D Ü S denilen ve boyuna yent yeni “tple Ti yaratılan ilâçlar anyesinde enti ni ârızaların cerrahlık ,..,m.ı.n,ı tedavisi yavaş yavaş. terkedilmektj olup tamamen vazgeçilmeni ihtimi de vartır. Fakat, büsbütün başka alanlar görüyoruz. Gerçekten, sön seneler — zarfind yapılan keşifler sayesinde cerrahli tekniğinin gelenekleri tamamen Gi Bişti. Elimizde yeni yeni vardır; bunların başlıcalarını lim: Bugün zehirsiz uyuşturucu mal sir müddeti — hudütsüz değildir. Diğer taraftan, uyuşturucu ilâçİ uyutulmuş. hastayı uyandırma vi leri, ameliyat ne kadar ağır veya zun olursa olsun dermansızlık di Jarını önlemek imkânını veriyor. itibarla ameliyatın çabuk yapılmı artık — ehemmiyetini — kaybetmiştil hattâ bazı bakımlardan zararlıdır d Dikkatli, yavaş ve ihtimamlı müdi haleler usülünün tatbikı ile cerr lıkta yeni bir devir açılmış yor. Zamanın ehemmiyeti miştir; mühim olan, âzami dikkat itina gibi şeylerdir. ki, bünlar mü vaffakiyetin âmilleridir. Asrımız. cerrahlığının İştikamet iyice sezmek istersek şunü / hati malıyız: işlemez. bir hi likesini doğurur. Biyoloji meselâ bir ameliyatın — başarılmı için vazifesini görmekten — alıkor veyahut vazifesini göremiyen bir. vun yerine birkaç saat ve hattâ kaç gün çalışacak — yapma uzüvl yaratma çarelerini aradılar. Bi ' Meşhürü sunf ciğerdir. Fakj şimdi sunt böbrek de günden t aha çok kullanılmakta olduğu elemeler — konüsü — bulunane Kalb dahi birkaç seneye kadar gelmesi öl SESFERSTEŞTİL. yecek bir hale getirilecektir. Kalb cerrahlığı, sunt kalb saye de, münzzam bir ilerleyiş kaydı cektir. Şimdilik katbin en yakıı relerine İnhisar ediyor. — Fakat kalb üzerinde yapılacak müdahal evkalide mühim neticelere — v caktır. Meselâ, bir çok kalb haStal darının başlangıçta basit —mil sebeplerden ileri geldiğini bilen dir: Yani kalb desanmelerinin daralması, yahut da genişlemesini Operatörün, suni kalbin yardım| le, kalbi açacağı yahut kısacağı ve bu le onları tekrar tabil hale getii Bi gün yakındır. Yapma uzuvlar cerrahlığı şim 'den neticeler vermeye başladı. istl bali çok zengindir. Şimdiden, göl dış tabakası, kemik, atardamar Uzuvların yerine sunlleri konmal dir. Böbreğin tamamen / çıkarılat yerine yeni bir böbrek konması Tübeleri pek Ümit verici — neticel ulaştı, Sinir merkezleri cerrahlığı şim den hudutsuz imkânlar göstermeki dir. O artık beyin yahut ilik uzli min çıkarılmasına inhisar — etmeği gün geçtikçe bir nevi fizyoloji G Tahlığı yolunu tutuyor ve bu sur üzviyetin hareket ve duygü Alet 'ne temas ediyor. Şimdiden söyle bilir ki, ileride, ilâçin tedavi edil yen bütün ağrılar cerrahlk saye de yok edilecektir. e$ PESTE'S.SEZ Bu sön aylar zarfında yeni bir. diseye daha şahit olduk: O da © cerrahlığıdır.” Bu şuai, ferdin ha siyet ve dimağ unsurları - Üzer Müessir olmak imkânını vermel dir, Tabil, henüz işin başlangıcış bulunuyoruz, bazı anatomi esaz kesin olarak. tâş zamdır. ki, bu usul inkişaf edebi Fakat heyecanin, — hafızanın, hi rin beyindeki merkezleri kegfe #i gün cerrahlik bu anhada yenl Takkiler kaydedecek, tükbalde yalnız şeklini ve boyunu değil, ve dimaği hayatını dahi değiştir lecektir. ; Böyle mühim bir alana el umül cerrahlik ağrıları dindirmek ve kozları tedavi etmek gibi yalmız pi dojik vakalara mi İnhisar yokan ruhi ve fikri — unsu inde ıslah veya tadil am Birişecek ?