1050 YENİ İSTANBUL Sayfa 8 | akaye | OSEMARY Feli'e güzel de- nemezdi. Sevimli mi denirdi yoksa? Eh, dikkatlice bakı- Fakat bu da. İnsafsizlik H “asri, bir kadındı; yeni kitapların 'en yenlsi hangileri olduğunu Bbilir Ve evine hem önemli adamlardı hem de sanat adamlarından kurul: bir. kalabalık natkârlar, kendinin . bazan korkünç ve ga: Fip, bazan da İnsan arasına çıka: Filabilecek ve eğlenceli kimseler: di İki senedenberi evli — bulunan Rosemary'nin pek güzel bir oğlu vardı. Kocası arafından çıldırasıya ivilmekte İdi. Pek de zengindiler. şemary . öteberi almak İstediği zaman, biz (d Sireet'e ai dersek © Parise giderdi. Bir kış akşamı, Curzon sokağın: genç kadını gö kavuşturarak ye göntermediği bir. ve rdi. Nafis bir sanat acabat — Yirmi sekiz Tira, efendim. n e kadar zengin olsa yine Z Peki, bir tarafa koyun dür- sun, olmaz mi? . Antikacının dünyada başka bir gey nt Onu kiyi Ğİ yoktu ki. Mete kadar saklardı. Rosemary, — dükkündan kapının önünde durup © gamını seyretti. Gece, bir göl sağ; hağı Gibi yağmurla birlikte sanki gökten akıyor. şemsiyelerinin l fına saklanan halk acele acele gi diyordu. - Rosemary içinde garip bir. Üzüntü duydu. - Manşonunu Böğrüne dayadı; © geker kutusu hu da $u anda bağrına basmak İeterdi. “Arabasına binmek için yaya kaldırımın öte tarafına geç Mmesi kâfiydi; fakat / kımıldamı: Yordu:. Hayatta - bazı dakikala Vardır. Ki insanlar, — sığındıkları Yerden çıkıp dışarı bakarlar. İste © dakikalar müthiştir. Kendini ko- Yüvermeye gelmez. Böyle bir za- landa hemen evine dönüp mükel. f bir çay içmeli, İste Rosemary Bunları düsünürken yanında inci evmer, bir gölgeye benzeyen bir Senç kız Peyda oldu ve ağlayormus gibi dedi ki — Size bir şey söyliyebilir. mi- yim? : Rosemary dönüp baktı; konuzan genç kız kendi yaşında, gayet bü- Yük gözlü, perişan halli bir mah- lüktu; sudan çıkmıs gibi titreye- Fek kırmızılaşmış elleriyle manto- Sunun yakasını bitiştirmeye çalısı: Yordu. Devam etti: Z Bana bir fincan çay içecek kadar para verir misiniz? 'Seste samimi bir edâ vardı; di- denci sesi değildi Z Hiç paranız yok mut XZ Vok "etendim: X— Ne garip! Rosemary karanlığa — bakarken gözü genç kızın gözüne ilişti. Ne Şaripti gerçekten! Rosemary kafar Sında bütün bir. macera, sanki Dostoyevski'nin bir. romanını ta- #sarladı. Kızı evine götürse, tiyat Toda ve kit ketlerden birinde bulunsa ne d? Pek meraklı bir şey olaca Hayret içinde kalan dostla yecekti ki: “Aldım eve getirdim, bu kadar...» Ve sonra genç kiza dönerek; — Geliniz evde benimle cay içi- niz, dedi Ve kızın hayretle Gerli diğini görerek devam etti: di söylüyorum.. Kız. Rosemary'ye yiyecek — gibi bakıyordur. B polis merkesine götür- meyeceksiniz ya..., Gedi, Rosemary güldü: — “Sizi yalnız Tiyatrolar ALEMDAN Tei V ” Çam sa | eLmAyına: Yeni Güner Borgkira e eg n V Erlyr A a HAM KISMI: ST “Tebeşir | TEMEEALİTAS (SMLS) Befille çakı. Flenta. Radyo salon örkestramı, — 1345 “Amerikanın — Sosi, — Radyosu a Tanal M ÜDO Ykatağa dedlm K Z Z mintir Gece ” 30 | Tilimele Tzatiler a dadm “Dötterfiy BRC Radyosunun Türkçe neşik | — ATİP eget, Alemdar. Salar S San S y L mei | İSTANDUL B 1 — Kaplan | çe KA SA ÇAAT HK e D t cT e İmsik velik Geli Ka a amer O n a | YELER Y e gokan gaa. | — İntermesto e Sz0 — İstanbul | — ve ti metrelerden dinlenebllir | — Vidin, Köylel Müzoler MKi v | TÜRAN Gaain Y eaanın iş Tongra, Filermeni ar. | Gelecek ve gidecek uçak, || ae yepebası C.T (oti * aç'0810-40) Bir. Ko | | Kkaderi, 2 — Seni Öldürecetim. Radyo ioları 'Bacn, Tngüie eui ekspres ve vapurlar BaRE, Bozantaeı C. 108 yARAR A RAN | YSSŞNn S Tn &e NMN KT v UK Clima S | Çat SEAR KON | D a aG gamba © Cümartasi saat YASKT | — vel Sayin at TUAE Köy ae | aaat inöe ankara . “üuseyni || "arir müz: DALY (Türk) Ankarndaı Nişantaş, Teşvikiye C. 101 Ayasofya: Pazartesi - al-Çar- Sinemalar Hçların Gölresinde Şarl aa Fami heyeti ” " seas 'An. || NK orkasıran () — SüB An: BEA Ünella) " andra | — veni Turan, (EREMR ' gÖL gee çane Ge L SO Tei İA ee a ae || ÇD Zu t z S , | eeei B ae Telt, (n160) AKIN oTi 1 T mibe || T aka) — SA || — Çöşimi (oi Z aris Gönüra: | deX DAbY, Düro Tamirden. — | Yokadarı sa aa GEZ 5 S | aemasan (e 1 — Destek, Bir ça 2e ga Hadar, Tef (6 sn 2 | M barıa tinciçte Büli Yeryate müsli (PT Ankaradan Büyükada; Di G pĞSE ve İslam Bo Şah | ELMAMNA ede) Yaban GÜi 8 i (i 1010”D. ae Akara Kib- | şteybelin Sökek adi G — Nefer. Blr Slektai olmabahçe Deniz Müzesli Cu | LALIE (43308) Deniz kur abalir L Tei bei Bünih. “Amsterdam. Kopen: ANKANA Ürerah) Uzunluk siçüsa ARCI mar —a — ee musizled H ” Destesi (£ P ” D FO n Tatanbuli “Caz saga ” ğ ei kina” 9 T Çıraklık. 10 S'Bir e Takledire aet Aatink Bo | sAkkk a v FO Z AKA SARRD » Selili | . Sa n Tonanıya: Ş Güğne a ü y Fneniln GAĞ SUU SÖRME Eekaaaa çamme | Saeiı " Kat ae gee |KG 1Ç BErERLER Şendlsi DÜNKÜ BULMACANIN MALLE çe y e) P y NM mAna aet ÜG Ddi aa ee | TERUN ERoGmAMLARI . VĞ Y üzlare izmin Selümn” sağaı ; İzmiri OA K e BÜYÜK (15031) Periler Dünyası 1800 SAb . CERER Gi vi t CEK OLAN VAPURLAR Millet.. Kemeratı. 3 — Sinan, Kedi, 4 — İt, LAle, K, Antikite Müzesl (3324), Her gün | SAL 0300) Filipin PARK (1D31) ramafi Kılavuz. KA0 enol KOKYA 3 çi A aa eni İ Basmahane, 5 — Nizam, 6 — Matahari İa YD0T Cümartesir O TAIT | SK ağTüm) Kbar Hirsiz. SÖMER 12 1 — Dişi Hayavt nlu. — 1840 Londra: Bas | GİDECEK OLAN VAPURLAR Kar Yalılar. 7 X Zira $ 2 Akit, Ya An g.— Sıhhi imdot | Ka a utal y ai l Ç C e L L İtfaiye Ka Besin, bi 3ÜN Ankarı b fi R TASIK BATI MÜZİĞİ, zik Tori Bayolta d Hh İlke, Araka. 8 — Ça Bir fincan çay Katherine MANSFİELD (1) aitmak ve dinlemek diye cevap verdi. A kimseleri kandırmak / kolay dır. Bir saniye sonra her ikisi de kendilerini arabanın İçinde buldu. dar, Genç kadın; İatiyorumu — Ne korkuyorsunüz? dedi. Her ikimiz de kadınız: © aralık araba evin kapısında durdü. Rosemary misafirini — iseri Alirken, evdeki sıcak havanın, tatlı Kokuların, işıkların namıl bir tesir birakacağını merakla - düsünüyor dü. Yatak odasına çıktıkları — za- man kizin şapkasını ve mantosunu Aldı. enu bir koltuğa oturttu. Genç kiz o sirada garip bir sesler beni, dedi fakat ner: cağım. Birşey içeyimi. Rosemary hemen hizmetçi kadı: irdı. çay ismarladı. O aralık kiz hickirarak ağlamaya basladı. Bu, müthis bir An oldu. Resemary kizin oturduğu koltuğun - yanıı diz çökerek: “Ağlamayın, ağlama: Yınle diye yalvarıyordu. Kız. hc kırıkları arasında: “Böyle devam edemez Kendimi — öldüreceğim Gdi —Hayır, hayır. Ağlamayın. ben gize bakarım, Şimdi. birlikte ça İçeriz, bana herşeyi” anlatırsınız Söz vefiyorum, sizin Icin bir sey yaparım. Çay içtiler, kahvaltı ettiler; bu hafif yemek kızın üzerinde tesi ni gönterdi; sanki yeni bir insan © sirada kapi açıldi. ve kocası girdi. Bunları görünce özür di. Rosemary kocasını çağıraraı £© size dostumü “takdim 'edeyim. Mise Genç kiz Smith Erkek, genç kizi dikkatle süz. dükten sonra karısına dedi ki 'Bir dakika yazı odama gelir Misiniz? Miss Smith herh: saade eder. , Ve yandı geçtikleri zaman karıı “Bu nedir kuzum?, tamamladı: — Miss Rosemary cevap verdi — Curzon sokağında buldum. Bir fincan çay içmek istedi;. ben de eve getirdim. —Eh'ne yapacaksınız? Z Ona İyilik edecesim. Onunla mesgul olacağım. Bakalım: - daha konuşmadık. — Nasil olur? Çıldırdiniz mit — Ben öyle istiyorum. Bu gibi hikâyeleri her gün okuruz. Karar Kocası devam etti. — Dikkat ettiniz mi ne kadar güzel? Rosemary hayretinden kızardı: — Güzel mi? Görmedim. — Ne> diyorsunuz! — Fevkalâde güzel bir kız. İçeri girip görünce hayran oldum. Dikkatli bakın da Anlarsınız. Herhalde bir çocukluk Rosemary çıkti fakat doğru kendi yazı odasına gitti. çekmece- den üç lira çıkardı ve misafirinin kocasiyle buluştuğu zaman dedi Ki — Zavallı kiz gitti. Zorla tuta- mazdım. ya değil mi? Biraz para Rosemary saçını taramıs, gözle. rine biraz siyah sürmüş ve incile Fini takmıştı. Kocas'ına - sordü — Hosunuza gidiyor muyum? — Çok, dedi; pek çok. — Bugün pek güzel bir şekar kutusu gördüm: Yirmi sekiz lira: ya satıyorlar. Alsam — A bakalım, hovarda kız, Fakat Rosemary'nin — söylemek istediği bu değildi. Nihayet daya- namadı ve başını kocasının — göğ Süne yaslayarak sordu — Söyle, ben güzel miyim? KENT Çeviren: R. (D Katherine Maneflelâ hikâyecilerinin en büyüklerinden biridir. Yeni Zelânda'da 1888 de doğmuş ve 1923 te Paris civarında ölmüştür. S GEKLÖLERK| Son hâdiselere bakış Artistler nasıl evlenir ve nasıl dinlenirler ? OLLYWOOD'DAKİ — artistler hakkında o kadar çok dediko du ve © kadar çok rivayetler işittik ki onların da yılbaşılarını biz- der gibi geçirdiklerine bir türlü ina- nacağımız gelmiyor. ni sene için iyi temennilerde bulu: nür, hediyeler alırlar, ailevi toplan- fılar tertip eder veya Sabahları ka- dar danslı yerlere giderler.. Netlce- de sinema âleminin - büyük almal da herkes gibi yılbaşının ananelerine boyun eğerler. yon tebrik kartı gelir. Sanatkârların bizzat yolladıkları tebriklerin adedi de bundan pek aşağı kalmaz. Her Aartistin kendine mahsus tebrik kart- darı / vardır. “Meselâ / Bob Hope'un kartlarında artisti Nocl Baba kıya: fetinde, evinin bacasından — içeriye girerken görürüz; Bing Crosby ise dostlarına büyük bir. Noel ağacının altında oturmakta olan 4 çocuğunun Tesmini yollar. Her artist bu kart- Jar için yenilikler icat etmeye çalı- Şır. Pakat hepsinin gayesi / evliliğe sadakati göstermektir. Kadın artist- ler, yolladıkları tebriklerde — nazarı dikkati kocalarının veya annelerinin Üzerine çekerler. Bazıları hepimizin tanıdığı isimlerini bırakarak kocala- soy adları ile — imza atarlar Meselâ Joan Fontaine; “Joan Dozler,, diye imza atar. Fakat . Shirley 'Temple her zaman Shirley Temple Mme Gene Raymond, Janette Mac Donald diye imza atar. Greer Gar- son XİX uncu asra ait basma resim- ler yollar. Loretta Young'un kartları reklâm — afişlerini — hatırlatır. Zira kartların üzerine şuradan . büradar mahirane kesilmiş resimler yapıştı. yır. Bette Davis'e gelince yıldızların kraliçesine — yakışır. bir sadeliki sevdiklerine sadece bir telgraf çek- mekle iktifa eder. * Dünyanın her tarafında yılbaşı ge- cesi insanlar, ya bir lokantada veya hut da bir barda içki içmek, yemek yemekle “ vakit geçirirler, — Fakat Holiywood'da bu çeşit eğlence yerle- rine yalnız yabancılar gider. Mocam- bo veya Ciro'ya, artistleri eğleniriten görmek için giden meraklı bir sey: yah, masaların etrafında tanımadığı kimselere tesadüf ederek / Sukutü hayale uğrar. Zira artistlem hususi / toplantıları tercih ederler. Bu toplantılardan en #ürprizlisini prodüktör Don Splegel tertip eder. Dedikoducu — insanlar, Splekel'in filmlerinden — daha ziyade toplantıları ile — meşhür olduğunü söylüyorlar... Geçen sene bu zatın geniş bahçeli evinde toplanmış olan artist, teknisyen ve - diplomatların dedi 1100 Ü geçmekteydi. Splegel bi kadar insanı ancak isıtilmiş çadır- Jarda barındırabildi. Artistlerin ikinci büyük toplantı yeri Beverley Hilis otelidir. Otelin Müdavimleri arasında LorettaYoung kocası TTom Lewit / Ve iki — çocuğu, Hollywooga Yılbaşı Halbuki bizim yaptıklarımıza benzer çok #ey yap- tıkları muhakkaktır. Birbirlerine ye- Yılbaşında dünyanın her közesin. den Holiywood'a takriben 700 mil- SS S & Son zamanlarda Heliywood'daki birçok meshur yıldızlı 'Alida Valli ve Glcon Ford'u uçaktan in- riyorlar. Resimde Claude Rainı nada yorgunluklarına rağmen çe dikleri 'rek film Fransaya karşılayıcılarına — neşe ile / gülerken görüyorsunuz. George Mürphy Ve karısı, / İrene Dünne, kocası Doktor Griffith — ve kızı, Robert Young ve çocukları, Van Johnson — ve karısını görmek mümkündür. Holiywood'da yılbaşı bir gün de- vam etmez. Yıldızların çoğu yılbaşı- DA bir dinlenme tatili olarak kabul ettiklerinden evlerine kapanıp gürül- tü ve ziyaretten kaçınırlar. Joan Crawford yılbaşı gecesi hiz- metçilerine izin verir, evinde çocuk- ları ve mektep arkadaşları ile bera- 'ber vakit geçirir. - Böylece bir kaç, gün sadece kendini mânevi çocuklı yına hasreder. F Margaret Lockwood “Jean Harlow,, rolünü oynıyacak İRLEŞİK — Amerikadaki sine- ma çevreleri, “Jean Harlow,, un hayatına dair yapılacak filmde baş rol için ideal yıldızın Mar- garet, Lockwood olacağı kanaatinde- dirler. İngiliz yıldızının — profili bu Yole tamamiyle — uygundür. — Yalnız saçlarını “plâtin, — renginde boyat- ması lâzım — gelecektir. — Margaret Lockwood bu fikir hakkında şunları söylemiştir: “Böyle bir teklifi iltifat telâkki ederim, Jean Harlow en faz- Ja sevdiğim beyaz perde aktrislerin. dendi. Kendisine karşı dalma büyük bir hayranlık duyarım. Senaryonun mannunluk. verici olması kaydiyle, Jean Harlow'un hayatını canlandır- mak fırsatını memnünlükla karşıla- yacağım Betty Grable ve kocası Harry Ja- mes Calabasas'daki çiftliklerine çe- kilir, her günkü itiyatlarını değişti- rirler. Betty bir müddet için çocuk- daşır, kızlariyle birlikte bebek oy- 'nar, yeni oyuncaklar icat eder. Harry de trompetini bırakır Ve tatlı tatlı ailesini seyreder. Yılbaşı tatilinden bilistifade Holly- waod'u terkedenler arasında Hum- phrey Bogart ile karısı Laüren Be cali vardır. “Santana,, adlı yatları- 'na binerek denize açılırlar. Garry Cooper kar görmek ve #ki yapmak için Colorado'da Aspene gi- der. Cinudette Colbert için de karsız yılbaşı, yılbaşı değildir. O da İdaho vüdisine gider. Yvonne de Carlo ile Betty Davis, annelerini ziyaret eder- ler. Yılbaşından hariç zamanlar Holiy- wood'dakiler Amerikanın, hattâ Av- rupanın her hangi bir yerinde olan- Jardan pek farklı - bir hayat sür. mezler. Yalnız bir farkla ki eğlen- dikleri kadar da dirlenmek fırsatın: bulurlar. Emil Jannings'in Emil — Jannings si- nemaya tiyatrodan gelen ve makinenin karşısında — sahne tekniğini aynen mu- hafaza eden aktör- lerden — biridir. A- merikada olsun, Al- manyada olsun, çe-, virdiği — “Patriot,, | “Şehvet Küurbanı,,, “Generalin son emri,,; “Mavi Melek,, gibi filmlerle Jannings mübalâğalı mimiklerini, bo- Yunsuz kafasını öni hareketlerle sağa sola çevirişlerini, koca gözlerinin fil- dır fıldir oynatışını sinema dünyasına büyük sanat olarak kabul ettirmiştir. 'Generalin son emri,, gibi seviyesi dü- şük filmlerin yanında, meşhur reji sör Dupont'nun — idaresi altında çe- virdiği "Varyete,, filmi,aktörün çok kere kötü rejisörlerin elinde ziyari edilmiş olduğunu İspat etmektedir. Ortada dönen rivayetlere göre, Avusturya ila yapılan — maçlardaki Türk Futbol Federasyonu müracaat vapmış oldukları hareket, sığmayan bir jesttir. Fakat mücssif hâdisyden — sonra Beynelmilel' Federasyona etmek niyetindeymiş. - Avusturyalıların hakikaten / #portmenliğe bir oyuncuyu hakem sa- hadan çıkarmamış olduğuna göre, Federaryonumu- zun müracaati kuvvetli bir mas mir UGÜN, aradan zaman geçmiş olmasına rağmen, mahiyeti ve uyandırdığı yankı — İtibariyle üzerinde durulmasını faydalı gördü- #ümüz birkaç noktaya işaret etmek iatiyoruz. Okuyucularımız hatırlarlar.. Ge- çen hafta gehrimizden ayrılan Avus. turya takımı ile yapılan maçlarda apor efkârı umümiyesini üzen bir ta- kam hoşa gitmeyen — hâdiseler oldu. Bunlar hakkında yetkili makamla- yın derhal harekete geçmiş olduk- darını haber almakta memnunuz. An- cak can sıkici b gibi. hâdiselerin ileride nisbeten tekerrürüne mâni o- Jacak tedbirlerin zamanında düşü- Aülmesi ve alınması icap edeceğini de akıldan çıkarmamamız lâzımdır. İdarecilerimizin bu hususta ellerin- den geldiği kadar dikkat etmeye ve müteyakkız davranmaya gayret et- tiklerine şüphe yoktur. Ancak ara #ıra bazı gözden kaçan noktalar ol- duğuna da burada işaret etmeden ge- çemiyeceğim, Bir kere her şeyden €vvel gunu söyliyeyim ki, bu gibi va- kaları tek taraflı olarak mütağa e- dip kesin bir. neticeye varılamıya-| cağını çok yakından bilen ve takdir. edenlerden biriyim, — Yalnız bazan perşembenin geleceğini çarşambadan Aanlayarak, testi kırıldıktan sonra de- Bil de kırılmadan evvel — teşebbüse geçmekle zuhurü muhtemel hâdise- lerin kısmen olsun önlenmesi müm- kün olabileceğini de takdir. etmek her halde büyük bir kehanet eseri sayılmamalıdır. Herkes bilir., Futbol — maçlarının muntazam / cereyan etmesinde ha. kemlerin idare tarzlarının büyük bir| rolü vardır. Karşılıklı kuvvetler ara- sında tevazün — olduğu nisbette de bir maçın idaresi güçleşir ve hakem- lerin vazifeleri ağırlaşır. Bu itibarla geniş bir halk kütlesinin alâkasını toplayan iddialı maçlara konulacak hakemler daha ziyade tecrübe ve o- torite sahibi olanlar arasından se- çilmelidir. Bilhassa ecnebi takımlar- İa yapılacak müsabakaların hariçte uyandıracağı akisler nazarı itibara alınarak bu hususta büyük bir dikkat ve itina göstermek icap eder. İtiraf etmek lâzımdır ki, Avustur- yalılar ile yapılan dört maçtan iki- sine konulan hakemlerimizin bu ka- bil iddialı maçları vukuf ve otorite ile idare — edebilecek bir. olgunluğa| henliz erişememiş oldukları verdikle- ri kararlardan ve idare tarzlarındaki gevşeklikten —derhal anlaşılıyordu. GÖRDÜĞÜMÜZ FİLMLER DEBREL ABANCI filmlerin çoğu türk-) çeleştiriliyor. Bu iş, bizde u- Mümiyetle şöyle yapılır: Fil-| min yabancı dildeki mükâleme listesi tercüme edilir, stüdyoya gönderilir, orada, ekserisi aktör olan sanatkâr-| lara firmin sessiz nüshası gösterilir, mükâleme sırası gelince, aktörler Gudak hareketlerine imkân derece. sinda uymaya çalışarak ellerindeki| tercümeyi okurlar, ses türkçe ola- yak alınır. Bu işe icap ettiği derecede ehem-, miyet verildiği nadirdir. Bu sebep- 'ten bir çok filmin duble edilmiş nüs- haları bozulur, film kıymetinden kay- beder, Fakat bütün bu müşkülleri yene- rek, dublajı bir adaptasyon ve ibdâ haline getirmiş bir sanatkâra sahi- biz. O da Ferdi Tayfur'dur. Lorel ve Hardy - filmlerinde, iki artistin ayni zamanda mükâlemele- '#ebebe dayanamamış ol- SADİ KARSAN Bözü geçen müsabakalar hususl mas hiyette olduğundan hakemlerin tere tip komitesi 'tarafından mı yoksa Hakem Komitesince mi seçilmiş öle duklarını bilmiyorum ama herhalde hangi makam tarafından seçilmiş 0 lurlarsa olsunlar, — Galatasaray ile yapılan son maça konulan hakemin tayininde isabet olmadığı göze çar- Piyordu. Bu arkadaşlar bütün hüz hüniyetlerine rağmen henliz daha bu. gibi maçları idare edebilecek bir ole Bunluğa erişememiş olduklarından Çok zahmet çekmiş ve yorulmuşlar. dir, Bu vaziyetten istifade etmesini bi len F, Wienna takımı oyuncula. ı da bilhassa son maçta inceliği ve zarifliği ile tanınmış Avusturya fut. bolu geleneklerine hiç de uymayan Çok sert ve hagin bir oyun çıkarmış- lardır. İlk anlarda yedikleri iki go- lün tesiri ile mağlübiyete tahammtli etmek #portmenliğini gösteremiyerek igi sertilge dökmüşler ve bu yüzden kalecimizi ustalıkla — sakatlamışlar. &n Haber alıyoruz ki, — Federasyonu- muz bu vaziyeti onların federasyon- ları nezdinde protesto edecekmiş. Halbuki, hakem bu oyuncuyü ©- yundan bile çıkartmamış, — kendisi Yaptığı hareketin fenalığını anlaya- Tak sudan bir bahane ile oyunu terk- etmiş ve bu oyuncunun yerine de başka birisi alınmıştır. Şimdi Avus- turya federasyonu harekette hiç bir kasit olmadığını hakemin bu oyun- Cuyu çıkarmaması ile de tevzik ede- zek buna mukabil — oyuncularından birinin sahamızda yanağı yarılacak kadar dögüldüğünü Beynelmilel Fe- derasyon nezdinde protesto ederse, bundan evvelki hâdiselere ilâveten bu şikâyetin bizi yine güç bir duru. ma düşüreceğini kabul etmemek el- den gelmez. Velhasıl spor sahalarında — nâhoş hareketlerle - karşılaşmamızın elden geldiği kadar önüne — geçilebilmesi için maçların ehemmiyetleriyle mü- tenasip olarak hakem tayin etmemiz ve bu tayini yaparken de elde mev. cutların tecrübelerini, umuml kalde- lere vukuflarını, likayat, ehliyet ve otoritelerini nazarı dikkate alma- miz gerekir. Aksi takdirde hem vazife verdiği. miz arkadaşlara kaldırabileceklerin- den daha ağır yük tahmil ederek onları haksız yere Üzmuş, hem de futbolumuza fena bir not verdirmiş oluruz. İ HASAN,, Fini — hususl bir give ile ” türkçeye nakleden Ferdi Tayfur'un, — “Marx Brothers,, Jeri Arşak Palabıyıkyan tipini yartarak elde ettiği muvaffa- kiyet malümdur. Bu sefer, sinema- ya bir yeni tip — daha ilâve ettir Debreli Hasan. İpek — sinemasında — gördüğümüz “Debreli Hasan” ın aslı Red Skelton dür. Bu komik, Ferdi Tayfurun dili ile bize Amerikalılalara has bulüşe darı yadırgatmıyor, “bilâkis, fıkdanı hasebiylet..., “Debreli Hasan,, ın bir başka hus susiyeti de seyircinin kahkahalarla gülerken, Hollywood'un ilk zamane larındaki hayattan parçalar görerek sinema tarihi hakkında umuml bir fikir edinmenindedir. Red Skelton Türkiyede artık müs lümman olmuştur., onu bundan sonra herkes. “Debreli Hasan,, diye tanı yacaklardır. — da.