Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ğ 4 İç İKİ MEŞHUR PUL MÜTEHASSISI — Halen 84 yaşında bulunan ve bugüne kadar müşterileri namına d0 milyon dolar tutarında pul satmış olan H, R. Harmer'e (solda) yonculardan, Alsas'lı sigara fabrikatörü Maurice Burrus, kıymetli pullarını gösteriyor.., Roosevelf hem pul foplamağa Hem, pul çizmeğe meraklıydı Sadece mor renkli pulları biriktiren zengin bir Ameri- kalı kadın koleksiyonundan «Menekşe Demetim» diye y |  OLLRRAR, H R. Harmer'in pul dünya- sındaki yeri son der,; himdir. Dünyanın en bi tücearı olan Harmer dört yaşındadır. seksen Şimdiye kadar kırk milyon küsur dolarlık sa- tış yapmıştır. Harmer, dünya- nın dört kıtasında iş yapar ve çoğu zaman, yirmi beş metre- lik yatiyle seyahat eder. 1920-30 senelerinde Avrupa kıralları ve Hint mihraceleriy- le ahbaplık eden Harmer, bıir- çok devlet reislerine pul sat- mıştır. Harmer onlara, bir gün memlieke ni terk etmeleri gerektiği takdirde en kolay ka- çırılacak servetin pul oldüğuü- nu söylerdi. Bu taktik olduk- Ça işine yarardı. İspanya kıralı H, Alphonso, iki İngiliz kralı, Romanya Kıralı Carol, Misir Kıralı Fuat ve oğlu Faruk, Ba- valaphur mihracesi, Harmerden pul alan devlet adamlarından bazılarıdır. Romanya Kıralı gün edildiği zaman pullarını da beraber götürdü. “Yalnız, 1952 de tahttan indirilen Kıral Faruk, memleketten çıkarken pullarını Kahireden kaçırama- di. BAŞKAN ROOSEVELT DE PULA ÇOK MERAKLIYDI üyük bir pul meraklısı da Franklin Delano Roosevelt Kıymetli veya kıymetsiz, geçen hiçbir pulu atmaz- pul çizmeğe de çok meraklı i 1933 ve 1934 te çıkan Admira! Byrd ve ayrı- Ca bir uçak postası pulunun de- senlerini tamamiyle kendi yap- mıştı. Kendine çok güvenen pul koleksiyoncuları Roose tin koleksiyonundan #sçocuk o” yuncağı» iye — bahsederle Fakat, Roosevelt öldüğü zama Harmer bu s«oyuncağı» 221.000 dolara sattı. PUL YÜZÜNDEN İŞLENEN CİNAYET Sınıl;ırı günden güne çoğal- dıkça, pul meraklıları bazı kiymetli pulları ele geçirmek için gayri kanuni çarelere de baş vurmağa başladılar. Mese- Jâ Pariste Aubert isminde bir adam, Julien Delahasf'i pusu kurduğu bir apartıman- getir- mek İçin güzel ve zengin bir genç kadımı âlet etti. hıdın kendini pul mütehas tanıtmıştı. Burada, Dela kafasını parçaladıktan pülları aldılar, Hotandada ise bir pul hırsı- zı, bir pul koleksiyoncusunun karısımı kandırdı. Eğer kocası- nin pullarını çalarsa kadınla evleneceğini söyliyen bu ma- ceraperest, pulları eline geçir- dikten sonra kadını yüz üstü bırakıp Parise kaçtı. H. R. Harmer'in, müzayede salonlarını — gözetlemek — için yaptırdığı hususi pencereler vardır. Bunların herbirinde bi polis durur. Fakat Harmer bu konuda şöyle ııcmı-k'erhr Carol sür- idi, eline di, Roosevelt a l in sonra bizi de güç durumda bı y Çünkü pullar çok zaman tev> kif edilemiyecek ka mühim kimseler tarafından çalınır.» bahseder HUSUSİ SURETTE YAPTIRILAN OTOMOBİL — Pul meraklı- sı Albay Green, bir ayağı tahtadan olduğu için, kapısından Ta- hatça girip çıkabileceği yüksek karoserili bir otomobil yaptır- mıştı. Yukarıdaki resimde Albay Green'i bu otomobilin içinde (NOT: likte çıkması gerekiyordu. Dün bunun yerine çıkan uzun resmin izahi şudur: — TERS BASILMIŞ PULLAR — Amerika'da bugü- ne kadar pek az pul ters basılmıştır. Ters basılan ve üzerinde tesadüfen hep nakil vasıtaları resmi bulunan pullardan bazıları- otururken görüyorsunuz. nın resimleri dünkü sayımızda binlerce dolar kıymetindedir...) ESKİ PUL KRALLARI MAZİYE KARIŞIYOR Dün_vıda pul toplama mera- kı yüz seneye yakın bir za- mandan beri süregelmekte ol*- duğu halde hiç de ehammiye- tini kaybetmemiştir. Her mem- lekette en çok rağbet gören ve Amerikada fotografçılıktan son ikinci gelen merak, pul ko- leksiyonculuğudur. Fakat bu- gün artık Ferrari, Hind veya Green gibi «kırallara kaimamış- tır. Dünyanın en büyük koleksi- yonları Parisli Theodore Cham- . Croix"aux Minesde Burrus'ün ve adını gizli tutan «P; »un elinde bulunanlar BAZI GARİP KÖLEKSİYONLAR Bıııok pul meraklıları muay- yen bir konu ile ilgili pul- ları toplamaya merak sarmı lardır. Meselâ, piyano imalât- çısı Theodore Steinway yalnız müzikle ilgili puli arı toplar. New York'lu Bayan ör- dan'ın koleksiyonunda ise yal- nız mor renkte pullar bulunur ve kendisi — koleksiyonund! *Menekşe demetim» diye bah- seder. Koleksiyoncuların sayısı Ço- Baldıkça, nadir pulların fiyati da gittikçe yükseleceğe benzi- yor. Bu pulları ele gerirme im- kânları da günden güne & leşmektedir. New Je i ram E, Deats en kıymetli Ame, rikan pullarından bir kaçıni eski sandıklarda, tavan arala- rında ve vaktiyle kurulmuş ba- zı eski müesseselerin dosyala- rında bulmuştur. Deats, Ame- rikan hükümeti hazinesinin at- tığı on araba lüzumstuz evrakın içinden kıymetli damga pulla- rı bulacağım diye tam bir se- ne uğraştı. Philade'phia'daki meşhur koleksi. Bu resmin dünkü yazı ile bir- çıktı. Bunların her biri bugün *«Charnley ve Whelan» Banka- sının bir kâğıtçıya elli dolara sattığı eski zarf yığınlarının ü- zerindeki pullar ise 100.000 do- lara satılmıştır. Pul âlemi hakkında daha ya- zılacak, anlatılacak pek çok şey Biz bu seriyi «Life,» mec tet. vardır. muasında çıkan uzun bu kik yazısımdan derledik. Umarız ki burada nak ledilen bilgiler pul mera rını olduğu kadar, pul âlemi- nin bu gibi ilgi çekici tarafları olabileceğini akıllarına getir- miyenleri de ilgilendirmiştir. SÖON VATAN — Bu yazıları der- liyen Nur Sabuncuoğlu'na «Pul meraklıları grupu namına» A- vukat Ekrem Özden İmzasi; gönderilen bir mektupta, iler de Türk pullarının ve meml. ketimizdeki meşhur pul ko siyoncularının da hususiye' hakkında röportajlar hazır ması istenmektedir. Bayan $ buncuoğlu bu konı la malüm toplamağa çal mayı vadettiği ride gazetemizde yayınlanacak. tır. bir Yunanistan'dan bir iltica Uzuünköprü 23 (T.HA.) Yunanistandan iltical etmektedir. Bu cümleden if adında bir genç, Man civartında Meriç neh- rinj yüzmek süretiyle yurdumu za iltica etmiş ve derhal hudut makamlarına giderek, Türkiyeye iltica ettiğini bildirmiştir. Sevl'de yangın Seül 23 (AA.) Bugün Seul'ün iç Mmahallelerinden — bi- rinde müthiş bir yangın çıkmış tır. 600 den fazla ev alevler i- çinde kalmıştır. Can kayıbı olup olmadığı henüz malüm değildir. ... Ba!ıkpaıırınm içerlek nok! larından birinde bağırıyor — Limon, yirmiye limon! Üstü başı düzgünce, Himon, yirmiye medenice idi, Akşam Üs yoğlunda karanfil satar, bazan mahalle aralarına kadar gider, arasıra da vapur iskelesinde koşuşür dururdu. Bal gibi işportacı idi Günde on, on beş u doğrult- tuğu da oluyordu. Yani ayda 300-450 lir İşin tuhafı, bu çocuk 120 li- raya, herhangi bir müessesede kâtiplik de yapardı! Bu'-'une bugün Galatasaray Hukuk Fakülte- sinde talebe ıdı Onunla .berzber havadis pe- şinde koşuşmuştuk bir vakit- ler! Gazeteci de olmuştu. Gazetede 70 lira maaz: lıştığı vakit herkesten nurmorılı da, işportacı olalı ). mse yüz vermiyordu. İster Ga alasaray mezunu olup çatir Ça- tir PFi ca konuşsun, ister Hukukta talebe olsun, sokakta limon satıyordu ya, kâfi sebep! Avukat yanında da çalışmış- tı. Mezun olduğu mettepte mu- allim muavinliği de yapmışt Kendisinden mal satın gelen mü;teıî, bunları öğr diği vakit, hir daha vanına ramamayı itişat edinmişli. Üy le ya, okumuş adam çalışır mı? ren- Çalıştı mı »a nkıımuş ol ğundan», «elendi» bir iş sahibi olmalı ve ayda 120 Jirtya rey- ydi! un bir konuşma. Anlattı: vallah» ( sonra gazetecisiğe başladım, Bir akşam gazetesinde spor muha- birliği yapıyordum. i portajlarım da çıkıy rdu. Bir ara parasız kaldım. Gitmek is- tedim. Bırakmadılar. O zaman- lar gazeteni i İ iyi değildi. Patron kalmam için r etti. Sonra, mukadderat m, gazeteden koövulüver- Bir ara boş gezdim, sonra Galatasaray'da muallim muav ni oldum, Bu iş muvakkat bir işti., Daha sonra avukat yanın- da ça m, gazete müvezziliği yaptım. Gene işsiz kaldım. Ba lıkpazarında kahvede arkad maye verdiler. Askere giden iş- portacı arkadaş — yerini bana ışti VATAN Galatasaray'dan mezun bir genç İimon satıyor ? Şimdiki halde Hukuk Fakültesinde okuyan bu genç, günde 10 - 15 lira kazandığı için, memurluk yapmak ıstemıyormuş Yazan : Teressscerer.” *.... ESIN TALU Portakal, limon sat- lım, Soğuklar baş- ğa alışık olmadı- oldum. Elimd Elde, avuçta . Tabii iflâ iflâs tehlikesini dk Memleketten üç terk etti. mağa başla lamıştı, $ ğımdan ma| çürüdü, varsa eritt Bir ikinci yle atlattım: arkadaş gelmişti. Onları aç bırakmı — Biraz da işporta anlatmaz mısın? Güldü: — Ben bir vakitler, dedi, iş- portacılarla röportaj yapmiş- tum, Şimdi onların seslerine be- nimki de karıştı. İlk zamanlar bağırmaya utanıyordum, Son ra bir bağırmaya başladım, e!- âlem dükkândan fırladı. Sâtı- cılarla aram iyidir, Dükkân sa- hipleri de neme Jlâzım, beni kolluyorlar, Müşteriy mec, iktisadi prensiplere ket etmiyorlar. Sebze! halı olması, maâlın standı mayışından ileri geliy arasından b.ı 'lm:na' Be kredi de açarım. Ve kadara kadar? — Yirmi-kırk para arası! Bazan da bu «kredi» başka tür- iliğinden açılıveriyor! — Ne gibi? — Müşteriye üste fazla para verdiğim blur, Dalgınlık me- selesi, Onlar da dalgiın olacak- lar ki iade etmeyi unuturlar! — İşportacılıkta başından tuhaf hâdiseler geçti mi? — En tuhafı şu oldu: Bir ec- nebi müşteri ile Fransızca ko nuştum. Ari şlar ınhuıı.u- lar «sen musevisin» diy — İşportacılıktan ıı'omnun musun? — Âlelebet böyle sürmiyecek tabil! Boş vakit buluyorum ça- Jışmak için. Bir vakitler «me- deni insan haftada bir kere din- lenmeli», derdim, Şimdi Pazar- ları da çalışıyorum. Lüks diye kapalı şişe suya veda ettik. İ- kinci mevki tramvaya biniyo- rum. Dolmuş yok artık! Bay- ram tebrikine de gittiğimce limon götürüyorum, İşıg bir işportacının hikâyesi! Kendisini görmek isterseniz, aşağıdaki adrese müracaat e- din Cahit Karabayoğlu Limon satıcısı Balıkpazarı — Beyoğlu İstanbul, GÜNÜN YAZISI : Sadabat Paktı ve yürürlüğü meselesi (Başı ? incide) hali vu:ı değişmeler di Bir andlaşmanın metrukiy malül olmasında hiçdir harici sebep görülmez. Sâdabat Paktının meat ti bahis konusu olabi Bu soruya cevap, paktın nıuh tevasını tetkikle ihtiyaca cevap verip vermediğinin — tesbit ve bu paktın bugün âkit devletler arasında kullanılıp kullanılma- dığının tâyini ile mümkündür. Sâdabat Paktı, dostluk v demi tecavüz paktıdır. yabancı devletler tarafından iş galine karşı, diğer âkit devlet lerin harekete geçmesini, İra- nın işgaline karşı müdahale et mesini icap ettiren hiçbir hük- mü ihtiva etmemektedir. Bu bakımdan paktın metrukiyeti- ni icap ettiren bir husus bahis konusu olamaz. Pakt bugünün i derece cevap vermektedir? Paktın gayesinin tahakkuk vasıtası olan ve paktın esasını 1 eden dostluk ve ademi te vüz prensipleri, bugün de âkit devletler arasında muteber olduğundan ve âkit devletler kıye- tarafından riayet olunduğun- dan, ileri paktın metrukiyeti sürülemez, Ancak hatıra Şi bir suâl gelebilir: İ hiyetli temsilcisi, adamının beyanatını 'ıanvx se- bepten ötürü reddetmek yolu- nu tutmuştur? Daha uyzgün bir diplomasi yolu takip ede »mez mi idi? Yoksa İ temsil pak- e*'m olan âkit devletler testlüuk ve taraf arın p? Svnu delnal açık , Cumhür' yet Tür- zaman miüteccaviz miştir ve İran gibi kavrceş m daima dostluk hisleriyle bağlı bulun- muştur. Bu bakımdan da Dış İşleri Bakan yardımcısının sözlerini pek mânidar buluyoruz. bir bir politika tekip et kiyesi hi etice ifibariyle, pakt, bütün âkit devletler arasında ga- yesi göz önünde tutularak bu- gün muteberdir. Onuncu mad- dedeki infisah şartlarına uygun olarak İranın yapacağı bir ih- barla, İranla diğer akitler ara sında muteberiyetini kay decektir. Usule uygun bir ih- barın yapılıp yapılmadığı, Dış İşleri Bakanlığının açıklama- siyle öğrenilebilir. Hİ — Yeni bir andlaşmanın yapılması zarureti Birinci Cihan Harbini müt-- akıp kurulan Milletler Cemiye- ti harbi önlemek, harb tehdidi ve harbi kaldırmak hususunda gayesine, milletlerarası anlayı- şın noksanlığı ve Milletler Ce- miyeti Paktında mevcut tekni kusurlar sebebiyle erişememiş tir. İki cihan harbi arasında har bi önlemek gayesiyle, Milletler Cemiyeti üyeleri arasında dost luk ve il fların barışçı yol- larla halline müteallik andlaş- malar, milletlerara: hayatta bilhassa nazarı dikkati çekmiş- tir, Balkan Paktı, Sâdabat Paktı dostluk ve uyuşmazlıkların hal- lini hedef tutan andlaşmalar bunlar arasında yer alır. İkinci Cihan Harbi sonrası milletlerarası hayatın tanzimi yeni bir esas üzerine kuru tur, Harb devletlerin âh leri gışına çıkınış, kuvvete m racaat gayri kanuni addedilmiş tir. Nazari bakımdan ileri bir adım olan Birleşmiş Mi? barış ve güvenliğe aıt sistemi, beş büyüklerin itti kurulduğundan tatbikatta bü- yük mahzur! vermiş ve sis- temin işlemesini imkânsız kı mıştır, Milletlerarası müsterek sistemin işliyememesi yardım- ©1 mekanizmanın gelismesini zorlamıştır. Bu sebepten ötü Kollektif meşru müdafaa esası üzerine bina edilmiş, Kuzey Atlantik Paktı, Amerikalıla ik P A.N.Z. rası Müşterek Güver (Rio de Janeiro 1947) U.Z., Avrupa Savunma Camia- sı gibi andlaşmalar tecavüzün önlenmesi için gelişmek imkâ- nını bulmuştur, Bu bakımdan bugün, dostluk andlaşmalarının yanı başında, kollektif meşru müdafaayı esas alan ve milletlerarası hayatın zaruretinin ifadesi olan andlaş. malar yer almıştır, Orta Doğuda, barış ve gü- venliğin temini, tecavüzün müş tereken önlenmesi için, sayın Başbakanımız tarafından Ame- rikada beyan edilen, yapılması tasavvur edilen andlaşma re- alist bir görüşün ı[aıleexıhv— Türk devlet adamı, bu görüşü ile milletlerarası siyasetin za- ruretini belirtmiş, Orta Doğu devletleriyle olan göstluük ve iyi komşuluk hislerini samimi bir şekilde açıklamıştır. H. ER MÜLÂKATIN DEVAMI Sovyet Hariciye Komiseri Çi- çerin ile olan mülâkatımız aşa- ğıdaki şekilde devam etmişti: Ben — Enver Paşanın gele- cekte Türkiyede nasil bir ) geçeceği Enver Paşa T! Harbi kaybetmi tin mesul Baş ve Harbiye tini pek iyi Paşanın, bunun meden memleketta yeniden kendiliğinaen siyase* ğını sanmıyorum, Büyük Millet Me tinin mermurlariy anlaştınız ve bir müahede akdettiniz. Her iki taraf bu muahedenin hü- kümlcı' &d(lllx kaldık arı müd mimi dostluk ve vam edebilir. İki t olmıyan memurlarından kalarının şahsiyetleri ne olu sa olsun, bi leyh- teki teşebbü lmı ğ alâkadar etmemelidi hükümetim dost o lcı aı.ısxn ki rın hdlxho[ tarzla disini mesul addeder, bu milletlerarası kaide re hareketinizi dostane talep ederiz. Çiçerin — Notanızda tekrar itltifak meselesinden bahsetmiş- siniz, Bunun prensipimize mu- halif olduğunu ve fakat bazi mühim meselelerde işbirliği y pabileceğimizi evvelce v lemiş ecek va değiliz, Notada bahis olan diğer mesele mutabık kaldığımız! tik: Bu fikrimizi değişt ziyette mMmevzuu hakkında er sine mali durumumuz mMüsait değildir. Bu sebepten sene'ik on milyon altın rublenin veril ile mümkün olacaktı, üi — tasdik edilmiştir» dedim. mesini deruhte etmiştik. Mama* fih iki üç ay içerisinde Alman bankerlerinden Türkiye için bir az akdine çalışaca Es ııha ve cepane hakkındaki ta- leplerinize mütehassısların tet- kikleri neticesinde bir cevap verebileceğiz. Piyade eslihası bakımından yardımın mümkün olabileceğini şimdiden söyliye- bilirim. Ben —İsmine ittifak veya is birliği diyelim, Biz, emperya- list ve kapitalist cephesi kar- şısında saflarımızı sıklaştıra> cak olursak, haklı dâvalarımı- zın kazanılmasında o kadar kuvvetli oluruz. Garp âlemi bi- zim içyüzümüzü anlamağa baş- lamıştır, Times gazetesi Enver Paşanın Anadoluya karşı ola- cak hareketini, onun ve sizin diğer teşebbüslerinizi oldı gibi yazmaktadır. Bunla zerinde şimdilik fazla dt istemiyorum. Çünkü gali timiz neticesinde bu teşebtbli ler kendiliğinden ier ne konamamıştır. İ d.ıh_ı sıkı Ve kuvv istediklerimizin mühim bir kısmını verebileceğinizi vade- diyorsunuz, Buna leşekkuı et- mekle beraber bu gibi rin bazan çok geç kaldığ bazan da yapılamadığı müştür, Bundan sonra böy olmamasını temenni ederiz. erin — Son zamanla ere bize ve Fransa da s şı teveccühkâr bulunu” aralık İngilizl va Türk-Rus muahedesini geç dik ettiniz? İran ve Efganistan- Ia alelâcele İttifak muahedeleri akdetmenize sebep nedir? Mem leketiniz dahilinde komünistle- re şiddetle muamele yaptığı- nızdan şikâyet ediyorlar. Acaba bunun da sebebi nedir? Ben — Frahnsanın bize tevec- cühkâr olmasiyle aramızdaki sıkı dostluk bağlarına zerre kadar halel gelmediğini ve gel- bununla beraber Türk-Rus münasebetlerinin gecirmiş olduğu safhalar —— — Sovyet Hariciye Komiserine: «Türk - Rus muahedesinin tasdik şartı, aramız" da teati edilen gizli mektuplarda yazılı vaadlerinizin bir an evvel ye- muahede miyeceğini daima ı;b.ıta ”,l Bu ifadi rız te keccuh*en ı:ı İki TUZ, vi birbirinden ü fak olabili: gk him bir kaı.:mç olacaktilı temenni ederim ki, lnslı'lw size karşı oulan teveccühü zarar gelirmesin, ı“ Burada biraz ı'mmuş 7:0 fifçe tebessüm ett sözlerime devam e'miş — Türk-Rus muahede çT tasdik şartı, sizinle benif pl" da teati edilen gizli me$? aa da yazılı vaitlerinizin evvel yerne getırıı'ni'il) kün olacaktı. Mamafi 13 lerinizin mühim bir ksm rine getirilmemiş olmasinâ, İ,,n men yine tasdik edilmiştir: tti ve Efganistanla ale iâcele | ya jt fak muahedeleri akdelmC"”çun amazdi. | d“ş’?rfı. ve h:df _xıılcıı tehdit ed mıştı ME $ ketimiz dahilinde knl“l"" şüs yanen hür vatandaşa AY retle tatbik edilir. D? 'n;ll memleketin içtimal tilzam etti diyerek bancıya istisnat bir m"d bir yapamazdık. Aksi takdir! ;fıf lerek kapitülâsyonları — yf” memleketimize getirmiş duk. $ 4 Mülâkatımıza nihayet *e;u# den evvel Çiçerine SOT hafıl“ — Ermenistanın ol işgal etmek mxeu.ıde N 5; nu işittik, doğru mü' -l ra koıhı.uııı hakkında tÜ” blr ar vardır, bıınlnf leri neler olabilir? Çiçerin şu cevabi ,"h':?ıl"' — Ermenistanın Nır l” işgal etmek niyeti yoktü nıl“ konferansının MoskoVâ Çapl” hedesi esasları ılnhl ”'Şân lacağına itimat c c X vl’ Zenci berberler Amerikadan Feansaya 179 zen ci berber gelmiştir. Bunlar gü- ik müesseselerini gezerek tet- kiklerde bulunacaklardır Amerikada 21 tin zerci berber vardır. Bunların başlıca işi zenci kadınların saçlarındaki kıvırcık ları azaltmak ve saçlar'a gaha gü zel bir şekil vermektir. Zenci ka- dınları berberlere — beyazlardan çok rağbet ediyorlar. Zenci berberler için Üniversi- te derecesinde bir okül vardır. Burada tahsil müddeti 4 senedir, Talebeye saç kesi ndüle yap- mak, masaj, estelik ameiiyatı gösterilmektedir. Gelen berberler Paristen sonra Roma ve Londraya gidecekler- dir. Mühim bir dâva Fransanın Dreux şehri civa- rinda profesör Dellile'e ait Ma- illebos adlı bir malikâne vardır. Bu malikânede tavşanlar o ka- dar çok üremiştir ki ekin namı- na birşey kalmamıştır. Bunun ü- zerine profesörün oğlu Güney Amerikadan tavşanları hasta e- den bir mıkıup guı rlın $ lerini gö birbiri arkası BĞ mıçlardır. kat iş bu kalmamış, o lideki diğer çiftliklerde bu- nlar da ayni akıbete uğramışlardır. Bu vaziyet karşısında komşu dâva çiftlik sahiplerinden biri açmış. bir frank zarar ve istemiştir. Dâva Fransada büyük alâka uyandırmış, iki taraf en a başvurmuş- bir franga mahküm olursa diğer çiftilik sa- hiplerinin milyonlarca tazr istemeğe hak kazanacaklar Dâva yakında görülecektir, Güzel Otero filmi Elli, altmış sene evvel Fransa- nin en meşhur kadınlarından bi- ri olan güzel Otero'nun ha: nin filme çekileceği, bu rolü genç film yıldızı Maria Felix'in yapacağı yazılmıştı. Şimdi genç yıldıza, 60 sene evvelki modaya uygun elbiseler diktiritmektedir, 84 yaşındı olan güzel Otero her tuvaleti kendisi tetkik etmektedir. Fa- | | | TİYATROLAR î * ŞEHİR TİYATROSU BAHAR ve ÇİÇEK BAYRAMI TEMSİLLERİ — Perşembe, Cumâa, Cüumartesi, Gülhane Parkında, CESİ RÜYASI — Komedi, — Yaza: Shakespeare, Türkçesi: Şükrü Er- den. Tel; 24888. ** APOLLO SİRKİ — Her gün 16,45 matine, 21.15 suare, Cumartesi ve Pazar hariç her gün saat 17.30 da ç, G30dİ p&“. T p’, * TAKSİM: ğ Kardeşler Polis Hafiye& * YILDIZ: Tel. 42847 vası — Altına Hücul İSTANBUL Ci'“f' * ALEMDAR: Telk 23665 tan Fadya'nın — Macemllkf Yetimenin Romanı. * AZAK; Tel. 215“0,,“9*' Kurbanı — Üç Ahbap 4 mas Peşinde. » geli * ÇEMBERLİTAŞ! rıl’ Mukaddes Vazile — n:' 31860 YM e tenzilâtli halk matineleri, el hıP tlmenin Romanı — SİNEMALAR nin Maceraları: Di * MİLLİ: Tel. 2’9“.“, j BEYOĞLU CİHETİ lu Kadın — ;;_'Ş’ Pa * ALKAZAR: Tel. 42502 — Pran m*,'m_ — Sana Tapıy' ga Kaçağı ve Metresi — Korsanlar c Savaşı. Ka-.KÖY * AR: Tel 44304 — İnsanlık Su- çu — Hürriyet Kahramanı, W ATLAS; Tel, 408233 — Cezayir Casusu — Şam Hırsızı. * İNCİ: Tel, 84595 — Şeytana Satılan Kadın — Kılıçların Zaferi * LALE: 'Tel. 43593 — Olimpiyad Şampiyonu — Kanlı İhtilâl, * LÜKS; Tel. 403880 — Şahane Menekşeler — Hudut Kurdu. * MELEK: Tel, 40868 — Üç Aşk Hikâyesi — Çılgın Kız. * SARAY: Tel. 41656 — Lorel Hardi Vergi Düşmanı — Anna, * SÜMER: Tel, 42851 — Namus Lekesi — Hürriyet Kartalı, * ŞAN; Tel. 86792 — Canller Di- yarı, g * HALE; Tel. 6011 prizler - Beyaz Şeytâl, * OPERA: 'rı: Pancurlar — ÂŞi 0681 rel. 6 * SÜREYYA: Tel- ,,db'fl"dl () xnmmı - 0“ - YAŞAMAK ve 7 Tekin Erer'in -Ynâ'""!no""y!” isimli romanı, TÜ baası tarafından P lanmıştır. y tüf Eserin fiatı 250 VF i Kumaş mağazasını soyan lar yakalandı Birkaç gün önce' Çakmakç yokuşunda cüretkârane bir hır sızlık hâdisesi olmuş Hüseyin Avcıya ait 21 numaralı manifa tura mağazasının kilitli kepen- gini açan üç kişi güpegündüz mağazayı soyup — otomobil ile kaçmışlardı. Zabıta memurları üç günden beri yaptıkları arama neticesin- de hâdisenin faillerini tesbit et- mişlerdir. Mekkeli Haydar ile Abdullah isimlerindeki bu iki hırsızin ge çen sene de dükkânı ayni şekil de soydukları anlaşılmıştır. Yi- ne Fincancılar caddesindeki Fah ri Topuz ve Mehmet Turan'a ait mağazalardan da yüzlerce lira değerinde manilatura eşyası çal dıkları meydana çıkarılan hir- sızların daha bir çok soyguncu- luk hâdiselerinin faili oldukları tahmin edilmektedir. Elde edi- len kumaş ve manifatura eşya- arı sahiplerine teslim edilerek tahkikata başlanmıştır. Bazı ilkak“"“îm , isimler! — gi Kazlıçeşme gecek gc"â&] nde )apılacî”—h idine * binası da mütea dilmiştir. gi”ı'ph A Diğer taraftan el' yeniden inşa d'lgıl"m I"’ Sultan Sulı.)m_ ne izafeten # r Bnkııkox ikinci na sina, İstinye © yapla hk m ısmımn sundan haber , şgq Kuleli ve Bursâ ıîw':k::: seleriyle, C'i'“gclk“y lı“';cı zifon Assubay ögf' y rının her sinifinâ l dina başhnmış"g uıt':ı ,ı:,,v' dukla lere veya bülü bi’v'd';q ki Askerlık İsteklilerin !”İ’es şcap rına baş VUrm tir,