D.6-1954 İfrika'da h Avrupalıların, daha Kt İngilizlerin adedi 4 olsaydı, muhaxkak :kmn kalkınması yo- * daha tatminkâr bir #de — edebileceklerdi; 28 Olan itimatları ar“ mnkrasi ve parlamen- '*b" sahasındaki âdeta hileceğimiz bilgilerini Ki daha tesirli bir bli"nabxlı-cpklm*di. Ma I“İ âte boyun eğme- h Mektedir. Halk ara- r“ıhîlı ziraatçıların a* İmak hususunda faz ıir“")'î'mv_ıııı'uı: halen klattçıların son dere- İm W an geçirdiklerini *k zorunda olmamı- ı"i, endilerine ayrılan uıi'"a_prk az çiftçinin Müşahede ediyo- ;?'“'11 bir bütün ola- hş-'d“-'âtımu Asyalılar, K kalkınması yolun- î,nşîğreı sarfetmekte- :—ı. ; hin ekonomik kal W_»“Wmakın oldukları :li.,":"n başında Kenya Ka | açmıştır. Ve bu- hğg ':lkkn yerleşenlerin Öüh,, Sefle haklı — bir İnmaktadırlar, Hltm; A ğ a. Tak Jâzımdır ki, İ qğ:ş'— Meselâ Güney İ hl“îlmrun çok da- ._*-_ı'edi?ksrı'ıı etle tem- N I. Halbuki Gü- K e Ax'x'uım larla As b _ıe 4 misti faz'la: Ü İse beher As- BDİ 40 ire 530 Afri- | flri;r""l'wa nazaran ——hn:'l düşmektedir. ':_,“"_ her sahada "ı*.,v"a'a dt husus- | :'Wn * Asyalılar tara> | '“ıp“'d' Mektedir, ni* (tlşıkı]'“*e Asyalı'ar ol '*w.'!ku arın — durumüu | BÜp N Maamafih ge Sİkt, ea | f*,kın' Afrikalılar eko W n iTin temeltaşı- Kh Gedirler, çünkü İŞçilişi Tamı CLİBİ olmadığı Nümlep, ı Olma 'id*"ııwn istihsal _'!ıı,ı_ıa sılıra inecek. İi © Müuhtelif ka- ı*lhn İi Edilmiş olması "hrı, erliğini ve As -:! Eibım mümkün hny.e UnA daiml bir * bakılmamalı- Memlekette Nut uıukl“"ln âdilâne Ç yakam: ae a |(AĞA HAN | L J temsi| edilmesi için bir sistem Ppzurlanırken basit kaideler ve demokratik hususlara dayanı- larak yapılacak hesaplar, daha birçok sene tatbiki imkânsiz 0- labileceği gibi memlekette bir- çok kargaşalıklar doğurabile- cektir. Avrupalıların, Asyalıların ve Afrikalıların mantıki arzuları- ni ayarlamak için gayret sarle. derken, ideal Ve nazari bir ada let sağlamak veya istikbal için yazılı bir anayasa hazırlamak hedefini gütmüyoruz, Muhtelif ırkların ayni kalkınma seviye- sinde bulunmadıkları hususun- daki hakikati gözönünde bulun durmalıyız. Aksini kabul ede- rek bir anayvasa hazırlamak ta- mamen gülünç olacaktır. emiyetin Afrikalı olmayan unsurlarında bilgi ve tek- nik kabiliyet daha faz!la geliş- miş bulunmaktadır, Fakat bu bilgili unsurlar da, elisrindeki avantajları şahıs olarak değ fakat irk olarak geri kalmış kimseleri kalkındırmak yolun- da kulianmalıdırlar, Afrikalıların kalkind:rı!ması son derece yavaş Ve dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Ve bel. ki de Afrikaya giden en büyük Avrupalı bize sağlam bir te- melin nasıl atılacağını ispat et miştir. Temenni edelim ki, li- beral;ve insani duygut sahip bulunan İngilizlerin Cecit Rho des'a, gaddar bir emperyalist Ve diktatör nazarıyle baktıkla- ri devir geçmiş olsun. Muhak- kak ki Cecil Rhodes bir büyük imparatorluk kurucusuydu, fa- kat o, bundan da başka bir şey di; kültürlü mazisi ve bilhassa Roma İmparatorluğu ve ırklar arasındaki münasebetler husu- sundaki bilgisi sayesinde çük insanların görmedikleri bir şeyi teşhis etti: İnsan hürri- yetlerinin hak ve mes'uliyetle- rini tamamen Mmüdrik bir Af- rika dünyasının meydana gel- mesini tedrici bir şekilde sağ- layacak karışık bir cemiyetin ihdağ edilmesi imkânı.., Fakat onun ideallerinin ger- çekleşmesi isteniliyorsa, bunun için tek bir yol vardır irk, ren ve mezhep Çuarkı gözetilmeden bütün medenti insanlar için mü ırklar: 2 (Kenya'nın ileriye doğru hamlesi) savatın ihdası, Dünyanın bu- günkü inkişafı sirasında bazı ırkların, tarihi, coğrafi ve di- Ber bazı sebeplerden ötürü da- ha büyük avantajları olmuş - tur, Bunlar 'bu avantajları id- Yâk etmeli ve değişen âmi'leri nazarı itibara almalıdız; gene bu nimetlerden istifade olan irklar kendi müsait mev- kilerinin hudutları arasına gö- mülmemeli, fakat bir babanın miş çocuklarına göstermekle mükel | lef olduğu hakiki liderliği is- pat etmelidir. Her ne kadar ya- kin bir istikbalde tam mâna- sıyle demökratik bir çerçeve dahilinde müşterek bir faa! sahasına girebilmek pratik bir hal çaresi değilse de, her irk ve renge mensup — insanların kalkınması hususunda sarfedi. len gayretlerin hiç biri balta- lanmamalıdır. Bugün için bu teyakkuz ve ir-w şadın mes'uliyeti Asyalılar veya kültürlü — Afrikalı zrrîan* daha ziyade Avrupalılara ait bulunmaktadır; Afrikada karı- şık ırklardan müteşekki! — hir camianım kalkınması istenili- yorsa, bu husus hiç bir ızman| unutulmamalıdır. Belçika Kongosunda bu sa- hada sarfedilen gayretler neti- tesinde muazzam terakkiler el- le edilmiştir. Kongo'nun İngi- liz Doğu Afrikası topraklarır- da anladığımız mânada karışık ırklardan müteşekkil olmadığı doğrudur, fakat son derece ba siretli ve uzak görüş'ü bir te- | mel prensip atılmış bulunmak- tadır, Umumi hayat seviyesin- de, eğitim, ekonomik ve tek- nik sahada Avrupalı'arın stan- dardına erişen her Afrikalıya Avrupalılarla ayni haklar veril. mektedir. Onlar için renk ve irk bir hudut teşkil etmemek- İstişare konseylerine Av larla ayni haklar dahi- kabul edilmektedirler. Böyle bir hakkın tanınması ahlâki bir hak olduğu gıbhi te- mel bir ihtiyaçtır. Su'hç lâki, ekonomik ve en yollarla, siyasi nüfuza eriş! nin, kanuna karşı gelmek, det ve işbirliğinden kaçınmak gibi usullere nazaran daha kı-| sa yoldan temin edileceği hu- susunun Afrikalılara iyice an- latılması kadar iyl bir yol se- | çilemez. (Kemsley) Servisinin bir makale- | sinin Türkiye'de nesir hakkı' münha | sıran gazelemize aittir.) | | Ka N | M.:dm" uçak olarak telâkki edilen Supermarihe 525 uçağı — geçenlerde Eeppilbe Down'da ilk uçuşunu yapmıştır. Viekers Armstrong — tarafından | * İlk ll ve ayarlanabilen kanatlı tecrübe uçağı olup 2 Rolis Royce Avom  ' uâll kı.u:lN.A.RLAR ll he *Sinden başka çare kalmadığını İlgililer iddia etmişlerdir. h, Yeniköydeki tarihi çınarlar görülmektedir AoA ide S L, x:%.“ k b“k gemileriyle faaliyelte bulunmak üzere bugüne kadar' dünyada inşsa Tak Uçuşu 20 dakika sürmüş ve pilotu yarbay M. J, Lightgow bu uçuşu son [.:ı M"'Hındırmı:nr. Avam Kamarasında Amirallik birinci Lordu bahriye Ykaya ÇUNİ uçakların son derece müstesna kahiliyette olacağını tebşir et- Arı için havadan “havaya atan roketlerle mücehhez olacak ve gerek- takdirde bir atom bombası da taşıyabilecektir Boğaz sahilinde seyrüseferi ferahlatmak için Yeniköy yolun. | Resimde, bu | tahanenin bir yıl zarfında VATAN HASTALIĞIN MEVSİMİ YOKTUR Yaz sıcaklarında & e F----- ' j , BREA ' "'“:x'L:ıo;:” ! © GRİPİN, fazla güneşte dur- ı GÖBREKLERİ ; maktan mütevellit baş ağrısı ı YORMAZ ' ve kırıklığa karşı başarı ile ' h kullanılır. Leescmrrr.l 4 saat ara ile günde 3 adet alınabilir Aldığınız müstahzarın hakiki GRİPİN olup olmadığına bilhassa dikkat ediniz. Taklitlerinden sakıniınız ! (Başı 1 incide) | Başhekimler, ile işçi :c:(—kkıı%j leri mümessillerinin hazır bulun dukları törene Genel Müdürün bir konuşmasiyle başlanmıştır. Kâmil İdil, konuşmasında 953 Genel Kurulunda vadedilen has- inşa en mo- hazırlan- sonra edilmeyve başlandığını, dern telâkkilere dığıhni belirterek da İzmir'de 500, Adana ve An- kara'da 250 ger, Bursa, Samstın ye Eskişehir'de de 200 er yar taklı hastahanelerin — inşasina başlanacağını söylemiştir. Hastahanenin hayırlı olması temennisiyle ilk harç atılmıştır. Dün küşat resmi yapılan Samatya İşçi Hastanesinin plânı, Birleşik Milletler Sosyal ve Sıhhat İşleri göre bundan bayanların nıuayyen'zamanlar: daki sancılarında alınması fav- dalıdır İ İşçi hastahanesinin temeli atıldı — şübesince kabul — olunmuş olan fenni esaslar gözönünde tutula rak İşçi Sigortaları Genel Mer- kezinin memurları tarafından hazırlanmıştır. Hastahane, en mödern ve en son sistem teda- vi cihazı ile teçhiz edilme bakı- mından bütün Balkanlarda eşsiz bir müessese olacaktır, Samatya İşçi Hastahanesinin 130 ay icinde ikmal edil-| olataktır. Hastahanenin in memlekette bazı hava mey danları ve hastahaneler yapmış olan Türk mimarlarından Hasan Salmana yedi milyon dört küsur bin liraya ihale edi tir. Hastahane Türk Mimarları ve Türk işçileri tarafından yapila- caktır. miş şası İhraç edilen | Çürük yumurtalar | Geri gönderildi Harice mal ihraç eden bazı fir maların son zamanlarda bozuk, çürük mal gönderdikleri ve bu yüzden hariçte Türk ihraç mad- deleri hakkında fena intiba ya* ratılmasına sebep oldukları gö- rülmektedir. Bü kabil hâdiseler den biri geçen hafta içinde vu- kubulmuştur. İtalyaya yumurta iltraç eden bir firmanın gönder- diği yumurtalardan 14 sandıfın çürük ve muzir olduğu Napoli- de yapılan muayene neticesinde | anlaşılmış ve bunlar İtalyaya ka bul edilmemiştir. 14 sandık çü-| rtük yumurta Ankara Vapuru ile | Türkiyeye geri gönderilmiştir. | zarriır olmuşlardı. Bunun düz! Mahkümlar Meclis'e tekrar Müracaaf ettiler Ceza kanunundaki değişik ten sonra hâlen cezaevlerinde bu » | lunanların mahkümiyet müddet- leri uzamış Ve bu süretle müta- | dilmesi için Mecliste yapılan te-| şebbüsler kanunlaşamamıştı. Bu arada Trabzon milletvekili Mahmut Goloğlu tarafından 1 ağustos 1953 de yapılan teklif de | adliye encümeninde — görüşülür- ken Meclis tatil olmuştu. Mah- kümlar yeni teşekkül eden Mec bütün milletvekillerine 2 haziranda telgrafla — müracaat| derek mağdüuriyetlerine — sebep | olan bu yanlışlığın düzeltilmesini ! istemişlerdir. ! Sirkin teknik işletme şefiyle eşi tekerlekli evlerinde görüşü yorlar « Apollo Sirki » nden iki kişi IUstanbul'da evlenmek istiyor (Başı 1 incide) lânları bu ihtimalin hiç de ©- zak olmadığını akla getiriyor. Alman gençlerinin ilânı göyle- dir: *Apollo sirki memurların- dan; durumu iyi ve biri 28, di- ğeri 32 yaşında sarışın iki Al- man genci, evlenmek <rzusun- dadır. Taliplerin birer fotoğraf İle Beyoğlu P, K. 575 adresine başvurmaları.. İstanbullu hanımlarla —mu- hakkak evlenebilmek için gün- lük gazetelerimize kortaman ko caman ilânlar veren iki Alman gencinden 28 İ her Sehmidtsile dün tanıstık. 32 yaşındaki arkadaşı şimdilik giz li kalmak arzusunda. Günther Sehmidt, 1926 yılında Dresden de döğmuş. Şehrin tanınmış bir terzisinin oğlu imiş, Lisede o- kumuş. Sonra harp patlamış ve 17 yaşında iken cepheye git- miş, Almanva harbi kaybedince Amerikan bölgesinde esaret ha yatı yaşamış, Kendisi hikâyesi ne şöyle devam ediyor: e— Sonra serbest bırakıl- dım, Tekrar tahsile devam e- demezdim. Harp sonrası — Al- manyasında yüz binlerce genç'e birlikt yeniden bir hayat mü- atılmak — lâzımdı. Sirklerde çalışmağa başladım. ilk olarak Üros inde vaz 1050 e telefon şef İstanhulda ienberi de / aldım düşündünüz? — Yaşım 28. Bu yaz erkek için evler hususunda bir karara yarma çağıdır. Sonra burada bulunduğum müddet zar fında gördüğüm feyvkalâde gü- zel hanımlar; evlenme hu: sundaki arzumu bir Ân Evve gerçeklestirmeğe beni — Adet zorladılar. Memleketinizin & ni ve âdetlerini bilmediğim i- cin, bizde pek rağbette nlan ilân me usulünü —tercih ettim Zaten akşamları temsilden son ra arkadaşım ile oturup geç vakitlere kadar hep bu evlenme işini konuşuruz Gunther Sehmidtle zı sağlamış olan Apollo' sın şefi Othmar, söze kat — Sirkler umumi bir müessesesidir. Bu nevi evlen lere sik sik Tastlanır. Son defa bir mensuhumuz da Münihte ayni şekilde evlendi. Hem unut mavın ki sirk dü pek muhteşem ve pek orijinat o lur. Eğer bizim Sehmiıd'e hayır- lt bir kısmet çıkarsa siz de &ör müş olursunuz. Hem biz'm Sehmidt yakışıklı ve sıhhatli bir gençtir. Boyu 1.84. kilosu 84 kilodur, Gözleri de © mâna h gü tanışmamı İstanbullu bir hayat arkadaşı arayan Gunther Shmidt muharriri. mize Apollo'nun arşivi hak yor: — Hele şu gamzelerine diye- cek yok Gunther d mahçup gülümsüyor v barda- T — Şimdiye kadar kaç mem'e- ket gördünür? — Almanyadan sonra İtı! Basın şefi Othmar, ona mey- dan Bbırakmadan söze kar Y — Sirkte kadınların yapabi- leceği her nevi iş vardır. Fakat şi calışmak istemezse konfor- u ve tekerlekti evlerimizde ra hat bir aile hayatı sürebi Günther Sehmidt, başı ile ederken, Othmar beni e- limden yakalayıp arabalar ma- haltesine doğru sürüklüyor' — Gelin gözlerinizle arabalarımız ne kadar cazip ve rahattır, Ve sözlerinin doğrulu 'or dik görün kında izahat veriyor işletme apartıman * &- uyor. Modern te- ve cazip — taraflarını yvör eçti. 17 ilk müşterile Çadırlar abalar veni bir hayat ve k basladı. Müstakbel gi her Sehmidt Ben de ev Gunt- vazifesinin bamna Kitti kten ayrılacı- Othmar, yüzünü b e titrete — 150 kişilil 50 kadarı kendi gülüyor veudumuzun aralarında ev- M Geri kalan 100 ün mühim bir kısmı da evlenmeğe e- m hevesli amma, ah su ken derdi. Zira hepsi evlenmeğe kalkarlarsa an * arabalarımızın birkaç mi karmak lâzım.» Kapidan çıkarker Sehmidt, dostça t— Düğünüme birden apartı- imdikinin Komisere — defalarla — söyle- dim, Fakat onun kanaati bam- başka idi. Benimkine uymu” yordu. Size daha evvel de koa> miserin namuslu ve dürüst bir memur olduğunu söylemiş O marıhry'nin mücrim olduğu- na inanıyordu. Onu bir kere ele geçirdiklen sonra da kolay kolay bırakmayacaktı. Swann'ın takati kesilmişti. Yastıklara dayanıp derin nefes aldı. Sonra ağır ağır sözlerine devam etti: — İdare makinesinin ne ol- duğunu bilirsiniz. Dar nizam- lara göre ağır ağır nar der, Dâyanın tahkikatı da bu şekilde ilerliyordu. İstedikleri ne idi? Cinayet âletini bulmak, Marthry'nin elbiselerinde kan izi olup olmadığına bakmak, şahitleri dinlemek ve saire.. Âleti maznunun eşyaları ara sında buldular. Bu eski mode!l, geniş, Alman mamulâtı bir us- tura idi. Hafifçe pas'ıy thry bunun kendisine ait olup babasından miras kalılığını, ve senelerdenberi o sandık duğunu kabul etti. Ç usturayı atmağa niyet ettiği lâkin hâtıra kıymeti olduğu İ- çin muhfaza ettiğini de ilâve etti. Bunu o kadını öldürmek için sakladığına ihtimal verir misiniz? Hayır! KA4'iyyen ha- yır, Böyle düşünmek pek mâna sızdı. Bir katilin İlk işi kullan- dığı silâhı yok etmektir, Dale BU YERİN YAZANZÖ . J. Chemim bana usturayı göşterirken se- vinçten sıçrıyor ve — Ben size söylemedim mi? Artık yakayı ele verdi demek- tir., diye söyleniyordu. Usturayı bu işden anlayan lara gönderdiler. Ayni zaman- da Martihry'nin — elbiseleri de muayeneye gitti. Bir taraftan da cinayet akşamı Mona Spur- ling'in evinden çıkan —adamı gören şahitler sorguya çekili- yordu. Bunlar M. Prusty, Ed- ward Collins ve Louisa Burt idi, Prusty uzağı iyi görmerdi. CoNhns sersemin biriydi, Hani her istediğinizi söyletebileceği- niz cinsten bir sersem. Louisa Burt'a gelince bambaşka türlü bir kadındı. Karanlık ve yağ- müurlu bir eylül akşamı iyi ay dınlanmamış bir sokakta ka- tili bir an için görmüş olduğu halde, kat'i bir lisanla tafsilât veriyor Ve onu tanıdığını id- dia ediyordu. Yuvarlak yüzü ve inatçı tavrı hâlâ görümün ö- nündedir. Aynen şu sözleri söy lemişti: — Kırk beş yaşlarında kx- dar bir adamdı. Uzun boylu ve zayıftı. Çok esmer, traşlı bir yüzü ve düz bir burnu va Koyu renk bir pardesü, pabuç ve satrançlı bir kasket Egiyiyordu, Başlangıçta Dale bu ifadeyi kabul etmişti. Lâkin Marthry tevkif edildikten sonra vaziyet değişti. Çünkü Marthry ne u- zun boylu, ne zayıf, ne de es* merdi, Orta boylu, beyaz tenli ve bıyıklıydı. Elbiselerinin şek li ve rengi de tarife uygun de- gildi. Fakat Löuise Burt bunu da tevil etti. Acele ifade verdiği için tarifte yanılmış olduğunu ileri sürdü. Gayet sakin bir e- da ile sözlerini değiştirdi. Gö: müş olduğu adam ne uzun boy- lü, ne de traşlıydı. — Başında kasket yerine yumuşak kenarlı bir şapka, sarı yağmurluk ye”* rine kurşuni bir caket vardı Sonra ifadesinde tarif ettiği a- dam aşağı yukarı Marihry'yi andırıyordu. Swann bir kere daha sözle- rini kesti. Dudakları kısılmış- tı. Zor nefes alıyordu. — Bu mühim şahitleri maz- nunla yüzleştirmek — lâzımdı Polis komiseri ile berabez Li- verpool'e gittik. Marthry'nin yanına on bir sivil memur da sıralandı. Ekseriya bu çareye başvurulur. Birçokları bu usu- lü iyi bulur. Velhasıl bu on iki kişi arasında şahitler Mar- thry'yi tanıdılar. O zaman ba- banız Worthley'ye geri getiri di. Kat'i surette Mona Spur- ling'i öldürmekle ithamı edil Hasta adam bin zahmetde Patui'e doğru döndü va sözleri- ne şöyle devam etti: — Ben hâlâ onun yüzde yüz mahküm edileceğine emin de- ğildim. Vaziyet çok iyi hazır- lanmıştı ama gene de bir târaf. tan akâaı'a('aı':nı umuyordum. Lâkin savcıyı hesaba katmamış tım. Siz şimdi belki komiser Dale'in bu işde başrolü oyna- diğini ve Marthry'nin mahkü- miyetine sebep olduğunu zan- nedersiniz. Halbuki hayır! Bu işi başaran savcı Prott oldu Bundan sonra da — maksadına nail oldu, Şimdi artık Sir Mat. tew Prott'dur. Sirlik unvaniy- le de iktifa etmiyor. Daha da yükselecektir. O zaman tanın mayan küçük bir —memurdu Lâkin her ne bahasına olursa olsun muvaffak olmak eme'in- menin tâ başında Martlry'yi idama mah küm ettirmek istediğini anla- deydi. Daha muhak dım Tabil mahkemeye her şahit çağırıldı. Evvelâ ilk defa olarak cesedi gören doktor Tuke geldi. Bundan ba: adli doktor olan profesör Dobson'u da getirdiler, Prüfesör Jew- kins'le o doktor, us- tura ile bu bir cinayet işlenebileceğini söyledi. Yalnı het ikisi de gerek silâhin ge- rekse maznunun de kan tekesi olduğuna vemin &ede mediler. Sadece bazı izleri ben zettiklerini söylediler. Bunlar. dan sonra yazı — mütehassıs! mahkeme huzuruna çıkti. Mak tulün apartımanında bulunan yarı yanmış mektuhun Marthry tarafından yazılmış ğ ni söyledi. Yalnız yazısının şek lini değiştirmek için bunu sol eliyle yazmış olduğunu da ilâ: ve etti. çeşit bulunan elbiselerin Coilins'le Burt da — aleyhte şahadet ettiler.Hele Burt F sum tavırları, sakin bakıt gözleriyle jüri heyeti üzerinde çok derin bir tesir bıraktı. Bir melek edasıyle yemin etti. O- na ne söyletmek istedilerse söy lettiler, «Evet, bu palto onun- kidir.» «Tâ dım.» dedi kendisi, onu tanı: (Devamı var) e ç PESA — L ECĞRİZUZAA