TURAE Haberleri Orozdibak Mağazası Ad- liyeye verildi Mu! akemeye yakında Mil:? korunmada baş'lanacak Istanbul gümrüğünde bütün mua- Meleleri ikmal edilmiş olduğu halde mMağazaya veya mağaza ardiyesine cekllrıiıyen 387 sandık gemici feneri Bulunmasına rağmen müşterilere yok demekten suçlu sanılan Orozdibak mağazasından Yuda ve tezgâhtarları Milli korunma mahkemesine verilmiş- lerdir. Süçlülar, mağaza ve ardiyede bulu- nan gemici fenerlerinin hepsinin sa- tıldığını, satış f 'eri ibraz ederek ileri sürmüşse de müddeiumumilik yaptığı etrafli tetkikat sonunda bu müdafaanım aksini meydana çıkar- mıştır. (Başı 1 incide) «///» Bilmeliyiz ki, bugün dördündü ya şını yaşıyan harp, yaşlandıkça fe- nalıklarını ölçüsüz arttıran bir mu. zir Mahlüktur. Bügün için harp dışı olan her memleket başlıca üç harp tehlıkul dir. Bunun bir harbin memlekete katiyen girmiye ceğine inanılır ve ona göre hazırlık- sız bir. Halde bülünülür. İkincisi, memleket çocukları arasındaki küv veti teşkil eder birlik çözülür ve bu yoldan haricin işltahları — kabarır. Uçüncüsü de harp de diğer varlık- lar gibi genç tken daha akıllı ve hesaplı hareket ettiği hâlde, yaş landıkça akılsız ve hesapsiz işler yapar ve böylece civarında bulu- nahn harp dişi devlet için daha teh- lkeli olur. Bugün harbin bulunduğu mem- leketlerde mütemadiyen artan fe- mnalıkların bir kısmı da hüdutları- mızi geçerek memleketimize yeni yeni sıkıntılar getiriyor. Harp u- zadıkça darlıklarımızın, - sıkıntıla- mizin firlayacağını tabil görmek, o- na göre hazırlıklı bulunmak ve ted- birler âlmak lâzımdır. .|mühim bir keyfiyeti dalma VATAN Başvekilin mühim nutku zin nernangi bir ııararılaıxn(cn en çök dürdüuğu, en çok hassasiyetle tatbik ettiği cihet, alınacak karar- ların âdil olması, tatbik kabiliye- üni haiz bulunmâsıdir, Tekrar ediyorum. Biz bu yolda fiyat kontrolü kararları âlirken çok Bgöz önünde bulunduracağız.*O keyfi- yet de bu kararlardan doğan ye- kün, müstehlik ve müstahsillerden terekküp edef vatandaşlar arasın- da âdilâne taksimidir. Bugüne ka- dar maâlesef dövizli, dövizsiz, ta- kaslı takâssız memlekete gelen lt halât mallarının fiyatları üzerinde hâkiım olamadık. Kezalik bin bir çeşit yollarla yapılan (alışverişler- de muhtekirler ve vurgüneular ta- rafından yaratılan yüksek fiyatla- rın önüne geçemedik. Böylece fi- yat kararlarımızın yükünü — daha ziyade çiftçiye yükletmeğe devam ettik Bu yoldan devam etseydik. yalhız. haksızlıkları yığın — haline geltrmiş olmakla kalmiyacak. iİs- tihsalin azalması gibi büyük bir teh hke ile de karşı karşıya kalmiış o- lacaktık, Onun İçin bundan sonra da ter- Bundan başka Orozdibak - sının defterleri de kontrol edilmeğe başlanmıştır. Diğer eşya fiyatlarında da ihtikâr yapıp yapmadığı tesbit edilecektir. Muhakemeye, bugün yarın Milli korunmada başlanacaktır, Bir çocuğu çiğneyen şoför mahküm oldu Bundan bir kaç ay evvel Balatta bir otomobil kazası olmuş, bir çocuk feci surette ölmüştü. Dün asliye 8 inci cezada duruşması Bugün izin katlanma, ğa mecbur olduğu mâhrumiyetler, başka memleketlerinkine nazaran, yok denecek kadar azdır. Gün geç tikçe yeni yeni tehditlerle karşılaş mak mecburiyeti bulunduğunu da- imâa gözönünde bulundurmak — ve bunlara katlanmak için hazitrlan- mak her vatanperverin borcudur. Arkadaşlar! Harbin llk yılını az çok rahat geçirdik. Çünkü mem- leketimiz ambarlarında ithalât ve ihracat malları mevcut olduğu (* çin herhangi darlık ve mahrumi- yet kendisini hissettirecek bir de- yapılan bu ek Behiye adındaki 9 yaşında bulunan çocuğu — tedbirsizlik neticesi ezerek öldürmekten suçlu şoför Nuri bir se- ne hapse mahküm edilmiştir. Odununu satmayan bir oduncu mahkemeye verildi Beşiktaşta odunculuk yapan Şakir Erdur kömür deposunda 60 çeki ku- ru meşe, 200 çeki gürgen, 500 çeki kestane odunu bulunmasına rağmen kendisinden 3 çeki odun istiyen bir vatandaşın bu talebine odün bulun- madığı cevabını. vermek suçundan Milli korunma mahkemesine veril- miştir. Amerikadan getirilecek buğdaylar So:yete şilepin bir vaıpuru AÂmerikaya idecek Başvekilimiz Şükrü Saracoğlu dün- kü nutkunda Amerikadan buğday ge- tirtmek üzere bir vapurumuzun yü- kımda Amerikaya hareket edeceğini söylemiştir. Şehrimiz alâkadar me- hafilinde bu vapurun Sosyete Şilep- ten devir alınan vapurlardan biri ol- ması ihtimali bulunduğu ıöylenmekı tedir. Ahalit eşyasın n çabuk boşeİtılması çin tedbirler <lındı Sirkeci - Reşadiye Aarasında ray döşenerek ithalât eşyası yüklü va- gonların süratle boşatılmasına baş- Tandığını yaşmıştık. Öğrendiğimize göre ithalât eşyası yüklü bulunan bu vagonların müm- kün olduğu kadar çabuk bir zaman- da boşaltılması ve bu vagonların ih- racakt eşyasına tahsisi için yeniden alâkadarlara emir gelmiştir. Bir çok dış ticaret anlaşmaları Ve esasen ge- len vagonların boş gönderilmiyerek ihrscat eşyağı yüklenmesi İâzım gel- diğinden, bu haber düyuülür duyulmaz ihracat — piyasamızda — memnuniyet uy Zira, Vhr n ver: diği göre, g yüzünden bir çok tacirler, ciro imkâ- nını kaybetmişlerdir. Tacirler, <para- mızı mallara bağladık, fakat bunları vaktinde ve süratle sevkedip ithalât eşyası veya döviz tahsil edemiyo- rüz> demektedirler. Vagon -verilmeyişi yüzünden Hay- darpaşada da ehemmiyetli miktarda mal Kaldığı bildirilmektedir. Bu mal. darm Sahipleri de, yine aynı sebep- ten ciro imkânlarını kaybutmek üÜüze- re ildir Cirosuz ticaret olamıyacağına ıörı. Ticaret odası, Devlet Demiryolları idaresi nezdinde teşebbüslerde bulu- n..caktir. gT receye v diı. Buü yıilın en bü- yük darbesi Türk bütçesinin üzerin de görüldü. Çünkü sulhumuzu koö- rumak ve kurtarmak için koskoca bir Türk ordusunu her ân silâh altına almağa ve silâh altında tut- mağa mecbur olduk Darlık başhyor Harbin ikinci ve bilhassa üçüncü yılmda yer yer darlirklar hissolun- du. Çünkü harp dolayısile mâal it- hali çok zorlaştığı gibi, memlilket çocuklarının silâh altında tutülma- sı da bir taraftan istihlâki çoğal- tırken, diğer taraftân istihsali azalt- mağa başladi. 4 Işte başliıca bu sebeplerden art- mağa başlayan fiyatlarla Ve bu yüz den aâayaklanan ihtikârla mücadele etmek vazifesini düyan Refik Say- dam hükümeti birleşen para k üstehlik- lerin alın terinin yarattığı mahsull& re mübalâgaya kapılmaksızin, de- ğer fiyat vermeleri İmkânını ya- şatmağa çalışacağız. Otedenberi bir çok yazıcılarımız, köylünün dertlerini âzaltmak için yazılar, şilrler yazarlardı. Gariptir. köylünün bir boydan öbür boya yü- zünün güldüğü bu günlerde kalem lerden bu sevince iştirak eden bir kelime düşmedi. Bilmeliyiz ki va- tandaş, sade şiir mevzuu olamaz ve vatandaş şiirden ziyade hak arar. Almacak tedbirler Bundan gsonra da alınacak karar- lar İle en çok arayacağımız cihet. bu kararların tatbik ve yükü tak- sim kâbiliyeti olacaktır. Çünkü böyle olmiyan kararların süratle duaya inkılâp edeceğine ve hattâ fenalık yaratacağına şüphe yoktur Biz bu defa tatbik kabiliyeti o- lan ve yükü âdilâne taksim eden kararları aldık. Bundan sonra da böyle y ız. Çünkü maksad ancak bu yoldan varacağımıza ka- nliz. Bugüne kadar aldığımız ve mu- hafaza ettimiğiz kararların hiç bi- rinde tatbik noktasından bir kusur olmamıştır. Hububat ve pirinçtek! yüzdeleri tahsil etmekteyiz. Diğer sahalarda da tarafımızdan tayin o- lufan fiyatlarda hiç bir değişiklik kanaatlerile kararlar aldı, fiyatlar- la, muhtekirlerle mücadele başladı. Alman mücadele kararları, yeni- lerinji davet etti, Yeni kararlar da dahâ sıkı, daha sert kârarları zaruri kıldiı ve böylece karardan karara Beçilerek memleket dahilinde bir- çok maâllara el konulmağa kadar gidildi, Bu kararlar herkesin bek- lediği matlüp neticeyi vermedi Az bir zaman içinde memleket dahi- linde resmi fiyatlarla bazı malları bulmak imkânsiz bir hale geldi ve memleket dahilinde koskoca bir kara pazar yerleşti. Bu levha kar- şısında hepimiz evvelğ kendi ken- dimize, sonra birbirimize sörmağa başladik. Acaba bu kararlar veyâ hiç değilse bunlardan bazılar; alım- mamış olsaydı daha iyi olmaz miy- di? Alınan kararlar Aradan çok geçmeden hüküm vermeğe başladık Bu hükme göre bu kararlar alinmasaydı daha 16 olacaktı. Işte bu cereyanın ve bu kanaatin dolaştığı ve canlandığı günlerde Sa- racoğlu hükümlti iktidar mevkilne geldi ve gelir gelmez de evvelce alınmış olan sikı kararların bazı- larinı ibka edefek, büyük bir kıs- mih! ortadan kaldırdı. diğer bir kısmını değiştirdi ve tatbikı daha kolay ve daha çok imkân dahilinde görülen yeni kârarlar aldı Pamuk, yün ve yapağı hâkkinda kararlar almakta gecikmedik. Bu mahsulle- rin tek altctsı hükümet olduğu |- Çin, kararlarımizi yürüteceğimize emin olduk Kezalik şekerin tek 3- hesı — ve tek saticisi olduğumuz için, bunlar hakkında fiyat karar- ları âlmakta ve bunlari tatbikâ geç mekte geçikmedik: resmi Ve hu- susi fabrikalar: birleştiren yünlü ve pamuklu kumaşlâr hakkındakı kararları muhafaza etmekle kal- mâadık, buünların arasına deri fab- rikaların; ilâve ettik. Irkımızın başltca gıdası olmak İ- tibarile memleketimizin en büyük meselesini teşkil eden hubübat hak kında yüzde 25 kararını aldık ve bu kararı alırken, alacağımız yüzde 25 lerle hem öordümüzün Ve büyük şe- hirlerin iâşesini emniyet altına al- mak ve hem de tafizim satışları yap mâk hususunda kâfi derecede kuv şŞtir. Bu, böyle olmakla be- raber, hedefimizin diğer cephesini teşki! eden memlekette normâal ve mutedii fiyata kavuşmak ümidi ta- hakkuük etmemiştir. Çünkü her şe- ye rağmen başlıca gidaâmiz olan huü- bubat fiyatları aldı yürüdü Hubu- batla beraber veya onu takiben di- ğer gida maddelîn fevkalâde pa- halılaştı O kadar ki bugün bun- ların bir Çoğu dünkü kaâra pazar fıyatların, bile geride birakmış bu- lunuyor. Fiyat yüksetmeleri Daha ziyahe hububat, tereyağı ve et gibi gıda maddeleri fix rında görülen ölçüsüz artışa öte- denberi Müktekirler hâmin; ver- diğimiz siifin tesiri yoktu veya yok denecek kadar azdır Çünkü fi- yatlar artarken hububat tamamen köylünün elinde bulunduğu gibi, diğer gida ve hayvan maddeleri- nin de köylünün elinde iket pahali- laşmış olduğu görülüyordu Eğer bu tarzdaki fiyat yüksel- meleri, makul denecek bir had da- hilinde kalmiş olsaydı. bunu höş görmek belki de mümkün olacak- v Çünkü: A — Hükümet bile vesmi fiyat: larile böyle bir yöl tutmuş bulunu- yordu. B — Bu yolda çok düşük ©- lan köylü hâyaât seviyesinin birâz kalkınması yüreklerimizi terahlan- dıracağı kadar Partimizın halkçtlik ve devlatçilik prensibine de uygun düşedekti, Fakat fiyatlar müâleset böyle bir mâkül hadde de dürmadı. Bilâkis baş döndürücü bir süratle aldı yürüdü Ve mahdut gelirlerile kendilerine gida tedarik eden mil- yonlarca şehirli bir istirap uçuru- muna sürüklenmeğe başladı. Ale- lümum gıda fiyatlarının artmasın- da başlıca âmil olan buğday ve hu- bubat fiyatlarının bu ölçüsüz yük- selme dışındlikl mesuliyeti. yalnız köylüye yükletmek bittabi döğru değildir Şehirlerin ihtiyac, Hububatın yüzde yirmi — beşini köylüden o gün için Iyi sayılan bır rınların önünde beklenmesine mâ- m olmakla kalmadı. yüzde 25 ler i- le biriktirmeğe başladığımız hubu- bat mevcudunun şehirler İhtiyaç- ları için erimeğe başladiğini gör- dük. Ö kadar ki âldığimiz haber- ler, bizzat buğday sahiplerinin bi- le daha ucuz olduğu ıçin, çarşıdan ekmek tedarikine çalıştıklarım, bi- le öğretti. Ordumuz ve kara günlerimiz 1- çın hazırlamakta olduğumuz stok- ların yaz ortasında erimeğe başlü- ması bizi telâşa düşürdü. Meseleyi bir kere dahâ tetkik ettik, Alaca- ğimızi) almadan hübubat alişverişi- ti serbest ilân etmekte gene teh- like gördük Stokiarımızi eritme- yen ye şehirlere ekmek bulan bir çare aradık, buü çaâreyi, belediyele- ri muvakkaten işe sokmakla bula- bileceğimizi ümit ettik. Belediyele- re verdiğimiz bu vazifenin başâri- labilmesi için onlara yer yer kredi- ler açtırdık ve muayyen tarihler- den itibaren kendilerine stoklar- dan hububat vermiyeceğimizi bil- dirdik, Bundan sonra yüzlerce be- lediye, buğday ambarş saytlan yer: lere hücum etti. herkesin kafasın- da kendi şehri için bir — yıllrk bir stok yapmaktan başka bir kaygı mevcut değildi ve böylece her yer- de bir fiyat ârtışı bâşladı ve hiç bir fiyat bunları yarıştan vazgeçir medi. Bu yolda hububat fiyâtları ve onunla beraber diğer gida mâd: deleri gittikçe artarak bugünkü mü balâğalı raddelere erişti. Anlaşıldı ki ihtikâr tüccarların inhisarı altın- da bulunan bir mahlük değildir Bu, işin bir cephesidir. Diğer cepheler Ikinci cephesi de bizim, bu İşte ticâret kabiliyeti olmayan ve kâr ve zararla alâkasi bulunmayan be- lediyelerin bu işi beceremiyecekle- rint evvelinden görmemiş olma- smızdır. Fakat işin bir üçüncü cephesi vardır ki, o da bu sahada göste rilen gayretler, ve faaliyetlerin her şeye rağmen, bizi büyük ve müs- bet bir heticeye yaklaştırmasıdır Çürtikü bügün elimizde hiç bir va- kit malik olmadığimız bir hubu: bat stoku mevcuttur ve bu sâyede yakın ve büyük korkular zalil ol- müuş bulunmaktadir Tunıdığımız asalet Arkadaşlar! Baz: memleketlerde doküz göbek dedesini sayabilen a- damlara asil derlermiş. Bizim mil- Jetimiz bütün tarih boyunca böyle bir asalet tanımadı. Bizim tanıdı- Bimiz rühi asalettir ki ö da bize yaptığımız işlerin iyiliklerimin, ek: sikliklerinin cesaretle açık ve temiz bir Vürekle ortaya dökülmesini emreder Onun için bugünkü fiyat- larda mesuliyette hükümetin his- sesi bulunduğunu söylerken duy- duüuğüm istirabin yanı başında hüsü- si bir hâz hissediyor ve bu Sözleri- mi millf asalet kajidelerimize üy- Bguün göreceğinizi ümit ediyorum. Gıda mâddelerinde pahalrlığın is tihsali teşvik edici bir iyiliği oldu- ğu da inkâr edilemez. Biliyoruz ki tahditler muvakkat tedbirlerdir. ve bu buhranı sağlam ve kati olarak istihsali arttırmakla yehebiliriz. Bu günkü mübalâğal; fiyatlar. köylü- mMmüzü toprağa bağlamiş ve böyle- ce köylümüz bu sene her yıldan dâaha fazla bir gayretle ekin faalı- yetine devam etmekte bulunmuş- tür. Bu faaliyete muhtaç köylülere 80 bin ton tohum vermek suretile iştirak ettik. Buhfdan başka, her sene munta- zâmen artan devlet zeriyatı bu sene daha geniş bir adım atarak geçer seneye nazaran yüzde yüze yakın bir nisbette tezayüt kaydedecek- ir a Eşçilerimizin hisseleri Bu münasebetle fabrika ve mâ- denlerimizde çalışan — işçilerimizin memlekette yarattığımız eşerlerde büyük hisseleri olduğunu da söyle- meliyiz Adetleri ve ehemmiyetleri gün geçtikçe Çoğaları Türk işçileri- nin ihtisaslarının arttırılmısı sihhi. içtimal durumlarının geçinen milyonlarca vatandaşı bir istirâp uçurumile karşi karşıya bi- raktı. Bu manzara lle karşılaşan hükümetimiz bütün dikkatini bu Muztarip kütle etrafında toplama- ğa karar vererek bir çok içtima- lar akdetti ve meselenin bütün saf halarını haftalarca süren bir tet- kike tâbi tuttu Bizi haftâlarca üzerinde çalışma- ğa mecbur eden mevzu. herkesi işgal eden pahalılık bilhassa gıdâa maddeleri — üzerindeki pahâlılik mevzuu olmuştüur İlk adımda göze çarpan noktalar Bu mevzu konuşulurken daha ilk adımda posta, telgraf ve tren ücretlerinin kumaş, iplik vesüire gibi devlet müesseseleri mamulâtı- nıin diğer yerli ve ithalât mahsulle- Pinin pahâlıliğile büyük bir tezal teşkil etmekte olduğunu gördük ve kendi kendimize sordüuk — Acâba devlet müesseseleri mamulâtının fi yatlarını umumi fiyatlara intibak et tirmek mi icâp eder yoksa bunlar tevzilerindeki suiistimal şayialarına ve cesim fiyat farklarına rağmen ucuz tutmakta devam etmek mı da ha iyidir? Bu suale bu müessesele- ri zararla işler bir halden çıkarmak ve bazi zaruri istisnalardan katına- zar ucuzlukta devam cevabını ver- dik Tevzideki sulistimallerin de zamanla çalışılmakla azalacağına »- nandik Halkın ve tüccarın elinde bulu- nan alelhusus gida maddeleri paha- ldığına gelince bununla her şey- den evvel mücadele etmenin lüzlı müuna kani! olduk Fakat onun içi: kuvvetlerimizi her hahgi geniş bir sahada ısraf etmektense onları da- ha 'ziyade bu pahaltlığın kurbanla: rinım bulunduğu saha etrafında tah şit ederek çalışmanın daha fayda olacağiı ve seri neticeler vereceği kanaatine vâsil olduk Esasen hü kümet beyannamesini huzurunuzda[ ökürkern bu bahse temas etmiş «Bi- | zim çekmekte olduğumuz darlık bu | umumi ve büyük istirabın. küçük bir parçasıdır. ve bunun çoğalma- sı !htimali yok değildir. Böyle ol- duğu takdirde bu yükü mütema- diyen çekmek ve çektirmek için bütün tedbirleri almakta küsür et- 1 memeğe çalişacağız, demiştim | Aytı beyannamenin diğer. — bir yerinde de «Zengin ve paralı 3- damlar için bir mesele mevcut de- ğildir. Köylü ve çıftçi bu malların sadece” satıcılarıdır. Âmele ve &es- naf yevmiyelerini ve işlerini yeni şartlara dahâ evvelden intibak et- firmişlerdir,.» diyerek böylece dev let yardıminın dar ve sabit gelirli sahâya ve insanlara tevcih edilme- si Jâzım geldiğini anlatmıştım. Bu defa da halktan olsun, memur- dan olsun dar ve sabit gelirli ai: leleri pahalilık yükünden mümkün |4 — Pirinç, 5 — Yağ, 6 — Şeker, |7 — Kumaş ve iplik, 8 — Kömür, | insanların adedi yüz on bindir. Bunları karı ve çocuklarile be- râber beş yüz bin olarak kabul et- tik. Yetim. dul ve mütekaitlerin yekünunu da 60 bin bulduk. Ve bunların çoğu bir nüfustan İbaret olduğu için onları da 100 bin ola- rak kabul ettik. Bundan sonra ma- hallf ıidare ve belediyelerin, devlet iktisadi teşekküllerinin ve mülhak bütçelerin ücretli veya müaşiı ola- rak ıstihdam ettikleri memurları- nin yekünunu da aradık. Ve bun- ların yüz kırk bin olduğunu gör- dük, Karilâri ve çocuklarile beraber yedi yüz bin olarak kâabul ettik Böylece cem'an bır milyon altı yüz bin olaraâk kabul etitiğimiz dar ve sâabıt Iratlı nüfusun bir milyon üç yüz bininin kolayca tesbit edilmiş olduğunu gördük. Geriye hiç bir maaş ve ücretle alâkası olmiıyan 8, 4 yüz bin kişi kalıyordu Bunla- rin Merkezden tesbiti mümkün öl- madiğı için bir an evvel tesbit edil- mMesci w abettiği için kaymakam- lardan ve belediye reislerinden Ö- turdukları şehirlerdeki dâr ve sa- bit iratlı ımsanlardan ekmek ve gi- da tedarikine kuvvetleri yetişmi- yen vatandaşların aAdedinin — tesbit edilerek bildirilmesini istedik. Böy le bir taraftan bunları yapar ve dar ve sabit gelirli vatandaşlara yardım sahasını çizerken diğer ta- raftan bu vatandaşlara nasıl ve ne- kadar yardım edebileceğimizi araş- tırmağa başladık Gerek bu — yar- dımları temin ve gerek iktısadi buh ranı karşılamak için üstünde — bir karara vâsil olduğumuz mevzular şunlardır: Karara varıl n noktalar 1 — Elbiselik kumaş ve ayak- kabı. 2 — Hububat 3 — Bulgur, 9 — Varlık vergisi. 1 — Elbiselik kumaş ve ayak- kabi umumi müuvazene, — mülhak bülçeler, hususi idareler ve bele- diyelerle iktisadi devlet teşekkül- lerinden tutarı 140 liraya — kadar maaş veya ücret alanlara hem ken- dileri, hem kariları için birer kat elbiselik kumaş, bütün yukarı ma- aş alanlara da yalnız kendileri için birer kat elbiselik kumaş vermek ivoruz. Bundan maada — yalnız umumi müuvazene ve mülhak büt- çelerden aldıkları mâaş ve ücret tutarları 75 liradan az olan me- murlara birer âyâkkabı — vermek niyetindeyiz. Gerek kumaşlar, ge- rek ayakkabılar parâasız olarak ve- rilecektir. Bu eşyalar, süratle ha- zırlanmaktadır. Tevzi ve taksim için talimatı da yapılmıştır. Ayak- kabı tevziatı iki ây sonra başliya- cak, senesi içinde ikmal edilecek- tr, Kumaş tevziatına gelince, erkek larının kâ ide teyvzil- olduğu kadar kurtarmak lâzimd karar ve kanaatine bir kere daha vardık Yardım muhtaç — olanlar Hemen hemen kâmilen şehirler- de oturan bu halk tabakasınmı - bu defa daha yakından tetkik ettik. Gördük kı Türkiyede nüfusu on bini tecavüz eden şehirlerimizde oturan insanların yekünü 2 - mil- yon 660,000 kişidir. Bunlardan İz- mir, İstanbul ve Ankarada oturan bir milyon iİnsanı düşecek ölursak 1,660,000 kişi kalmaktadır. Buna normal artış payı ilâve edilince 1,800,000 eder. Eskişehir, Aydın, Manisa, Sivaş, Samsun, Konya gibi şehirlerde o- turan bu halkın herhalde üçte iki- sinin hububat veya diğer ziraat İş- lerile meşgul veya başkaca yardım dişi olduğu muhakkaktır. Bu hsel- de 80 küsur şehirde oturan 1,800,000 kişiden yalnız 600,000 i yardıma muhtaç demektir. On bin- den az nüfüslu şehirlerin ziral si- mast daha ileridir. Onun için bu- ralarda oturanların yardıma muh- taç olanlarının yekünu 300 - 400 bini geçmez. Ankara, İstanbul, lzmır şehir- si hükümetimizi çök yükndan ilgi- tendiren mühim bir mevzudur. İş kanunile iş hayatma müdahaâle et- miş olan Cümhüriyet hukruııeıı bu lerine geli göre bir muyondnın az olan bu üç şeh- rin nüfusuna bir artma payı ilâve edilerek yekünu 1,100,000 plarak kıbul ve bunun 500 000 ini yar- icaplarını k - çin her gün daha dikkatli, daha gayretli olacaktır. Harp yıllarının vatan çocuklarından beklediği fe- dakârlığı en iyi anlayan memurlar olmuştur. Büyük mahrumiyetlere katlanarak çalışan bu kütle içinde çok iyi çalışanlar olduğu gibi fe- na çalişanlar da vardır İylleri mükâfatlandırmak ve fe- fiyatla hükümet Namına topl karar verdiğimiz günlerde şehirle- rimizin hububat ihtiyaçlarını günü gününe ve hattâ saati saatine zor yetiştiriyorduk ve ambarlarımızda hiç bir stok mevcut değildi. Bu va- Özir dileriz Münderecatımızın çokluğu dolayı- siyle «Atlanta üzerinde blr ıımm isimli vetli öl kanaati hâkimd ziyet göz önünde dürürken "âlaca- Kezalik plrînç hakkında da ayni kanaatle ve ayni istikamette, ka- rırlıı-_ aldık. tutulan Arkâdaşlar! Görüy ğimiz yüzde 25 lerin ambarlarımı- za girmesini temin iyin yüzde 25 leri ödeyinceye kadar her çeşit hu- bubat alışverişini yasak — etmekte tereddüt etmedik. Bu yasak, şe- T ki, hükü hirlere hut ine ve fı- nâaları mak için daha dik- katli ve daha hâassas olacağız. Dev- tet elile yapılan benzin, lâstik, çi- mento, demir tevziatt etrafında vü- k: olduğu söylenen — sulistimalleri bertaraf etmek için alâkalı vekâ- leşlerin dikkatleri bu Mevzuü üze- rinde toplanmıştır. Sabit gelirliler Arkadaşlar. arzettiğim gibi bil- hassa gıda fiyatlarının hiç bir. öl- çüye sığmayan bir şekılde alıp yüs rümesi sabit ve mahdut bir İrat ile LZRŞĞBE b Zi KDĞ Ve böy lece yardim edîlmeıı lâzım gelen vatandaşların yekünu küçük — şe- hirlerde 400,000., ortalarda 600,000, üç büyük şehrimizde de 600,000 olarak cem'an 1.600.000 — tahmin etmek süretile herhalde hâkikatin civarinda bir rakâm kabul etmiş olduğumuza inandık. Şimdi —en mühim iş pahalılıktan en çok mus- tarip olan bu bir buçuk milyondar fazla olan halkın tesbitiydi. İlk n2- zarda bizğe pek zor görünen bu iş istikametinde çalışırken — müşahe- de ettiğimiz bazı ko!ıyııklır bize cesaretimizi arttırdı. ik ne başlanacak ve tevziat üç ayda hitam bulacaktir. Kadın kumaşla- rinin tevzliatiına kezalik kânunusa- nide bâaşlanacak ve bu da sekiz ay içinde hitam bulacaktır. Bu tevzi- âtın her üçünde İzmir, İstanbul ve Ankara şehirleri sona bırakılacak- tir. Bü iş için hazırlanan kanun Iâ- yihası Meclise verilmiştir. Hububat durumu 2 — Hububat: Geçen bâharın son yazın ilk günleri büyük hubu- bat sıkıntısı içinde geçiyordu. Ö- nümüzdeki yıllık hububat sıkinti- larını bir dereceye kadar önliye- bilmek için muhtelif istikametler- de çalışmağa başladık. A — İngiliz ve Amerikalılardan hububat istedik. B — Hariçten tedarik edilecek hububat için nakil vasıtaları ara- dik. C — Yüzde 25 kararını aldik » (Devamı Sa, 4, Sü. 1 de) (**) Aklımla konuşuyorum -—i - en — Başvekilin nutkutü B okudum, sen ıııld"— buldun ? Aklım — Kuvvetli huldum. w | Ben — Samimi misin? 'M Aklım — Tamamile, Bu KUYU meydana getiren de herhangi ö hakik ağızda g eğe pilmadan açık açık ortayik $ olmasıdır. Ben — Evet, ben de bunüf kındayım. it Aklım — Bu noktada böylect . tifak ettikten sonra gel seni! eder taf kun ana kısımlarımı biraz . J lim, çt Ben — İyi ama, sütunum ke müsald değil ki... y Aklım — Nutuk baştal me memleket ve milleti ilgilendiref Ü, selelerle doludur. Vazifen değil " Tcap ederse bir kaç gün, hattâ SE fazla, bu mevzularla meşgul “ lirsin. Ben — Evet, haklısın. Aklım — Başla, dyley!!— Ben — Başvekil, har| Ud memleket başlıca üç hll'l' İd' ıf"' içindedir. diyor. Birincisi: memlekete katiyen ılrm'!'—“" imanmak ve hazırlıksız M Aklım — Biz, barış ııvıf“l' v + ve dürüst tarafsızlığımıza 'ııgll' raftan sevgi ve saygı bildiğimiz halde, binde bir ıl“"" Yolsa dahi, harb n bize de wi gini daima gözönünde tutmadik Ben — Evet. Aklım — Cümhuriyet nM miz, en zayıf ihtimale — Kkar$! '. dalma hazırlıklı olmak, Iııl"' ordumuzu günden güne kuvyvetli ’ lundurmak — siyasetini biran bıraktı mm ? Ben — Hayır. Aklım — Ikinel maddeye _:d' Ben — Ikincisi, memleket ; ları arasındaki — birliğin W ve bu yoldan haricin barması... Aklım — Atatürk'ün, l"" v ve altı umdenin etrafında W"' ve beraber olmuş bir milletif gınkr den bu birliği ve beraberliği b ga çıkacak menfaat düşkünü git insanlar Milli Şef'imizin dediği B Ş üç beş yüzü geçmez. On ”";:MW yon Türk, üç beş soysuzun bildirmeğe muktedir. değil mi” aa Ben — Elbette ve fazlasile tedirdir. ’— T Aklım — Geç üçüncü madd Ben — Uçüncüsü: Harbin ge d ğer varlıklar gibi yaşlandıkç& © | sız. ve hesapsız. işler di$ böylece civarında Yılunan hâfP devlet için daha tehlikeli olııı"'—, Aklım — Eğer bir [İl dokunmak akılsızlık ve H ğını yaparsa bunun Biz olmıyacağız. Onu ıkılll'””' ise ordumuza düşecektir. Ben — Sütun tamam. Yarit * — * vam edelim, olmaz ııı! y ÖR KADI.ŞF | « meri G lata iaşe teşkıl;tn mühim bir yolsuz! Öğrendiğimize göre belediye, mü” ta iaşe teşkilâtında mühim bir gn vakkat karne yolsuzluğu mM' g8Ü çıkarmıştır. Galata - ekmek bwm"î şefinin medhaldar bulunması İh karşısında belediye müfcl'-h! verl, ne Yolsuzluk tahkikatını Biran önct ticelendirmeğe çalışmaktadırlar: lendiğine nâzaran son zamanl: ür Şehrimizde muvakkat karne etrt Klâf d- ehemmiyetli sayılacak yoısud“ gi yapıldığı belediyeye ayrıca habti ";u rilmiştir. Bu cihet de ayrıca t€ edilmektedir. J “,xr—fs , nxxxxxx—-" YANA SANM Fiyatları koşturanlar aşvekilimiz nutkuna fiyatlar- | | dan başladı. Saracoğlu fiyat | hareketlerini gayet güzel tarif ederek y önce kıpırdı sonra kısa bir d _w,n,aşe inkılâp ettiğini ve bu yürü- yüşün yerini çok seri bir koşuya bı- raktığını söyledi. Başvekilimiz büyük bir devlet ada- mı olduğu kadar temiz bir spor se- verdir de. Spor işlerini de iyi bilir. Durması lâzım gelirken kıpırdıyan, sonra yürüyen ve nihayet haksız yere koşan fiyatları diskalifye etmek lâzım dır. Hükü imkân- KORAKORA DOĞRU İki boksör maça bışlıdıu" * yet” arada kuvvetçe pek fark yoksü w.- dine güvenemiyen ilk ılırbdof'n’ ten sonra ringin içinde köşede ye, ipten ipe kaçamaklı DİY "" yolu tutar. Bazı hallerde ını tart amakl' şi tarafın yorulmasına ve hareket eden tarafın dlıılell"'"& yenhiden kuvvet almasına imkân v ’ Iş bu raddeye gelince iki hol"’; neak sında yeniden temas başlar. y.p bu temaslarda iki taraf da Ht 'n.ı davranır ve boksta Korakor G67 e vücud vücuda yaslanmış lll“” tercih eder. Korakor hem çantöf lar dahilinde fiyatları, daha doğrusu fiyatları dört nala dis- dafli, hem tecavüzi bir Mw kalifye eminiz. Esasen len taraf umuümilyetle maçı ll“" w büyük küçük şehirlerde — oturan dar ve sabit gelirii olanların; bul- mak ve tesbit etmekti. Bütçeden maaş alanların mikf rı Resmi istatistikleri tetkik eder- ken gördük ki umumi ve hüususi bütçelerden mâaş alarak geçinen aŞ ytinyağı mübalâğalı fıtlıy&nm günahı, bu işin ticaretini yapan mahdut Insanla- ra âittir ve verdikleri söze rağmen bu fenalığı yapmışlardır. Bunu asla unutmıyacağız» sözlerini bu emniye- timize bir delil olarak gösterebiliriz. - Mihver maçı tarafın şimali Afrikaya, diğer Kor” fın cenubi Fransaya taarruzile ll”" kor safhasına girmek MMM belki de kati bir neticeye * bu safha belirtecektir. . | Ç | | |