Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ada » el zrük ll üeüi Kü İ| hayli zaman evvetki yazımda f il.ö kineleri kadar muntazam çalışan rı haricinde kalan yerlerinde mez |Y&ya olan muvasala yollarını tehdit ettiğim gibi Almanlara kar$i .0 Alman teşkilâtı içinde veya saati nn u a a î kür şubelerin bulunmadığı mahal- | ©tmeyi daha muvafık görmüş ve D d AAA k yet yine sahneye çıkmış olma* N !y kadar aksamaksızın işleyen İsviç- lere de teşmili (ahan'ürlelmlşur, Atlantikte kış münasebetile fazla b lglm curcunüa Optll KÖR KAİ" N00 rede bile tamamile önlenebilmesi. u . oe Bu itibarla doğum, ölüm ve ev- | ftaliyet gösteremiyecek olan deniz- : g) ij l ne imkân olmadığını görüyoruz. lenme vakalarında verilecek bezle- |9ft gemilerini Hint Okyanusuna 3 Birinciteşrin — tarihli — Va- arruza geçtiği haberi geldi. Hâlâ d — KADIKÖY KAZASI PAF W Bi Hayat zorluğu ve ondan doğan yol. rin, kâza, nahiye, merkezlerinde o tan'ın bu sütununda şu satır- :l.: ed;: m':ıe':";u" MT= KONGRESİ ga İN ,î R suzluk ve kara borsa ticaretile mü- mahallin manifaturacılarına tahsis| FUHŞA SÜRÜKLEMEKTEN ||ları yazmıştım: Ameı:-?kuıııır Mi ıı:ıılllıü:h'ı'î:: mat | Halk Partisi Kadıköy şubet” gi | cadelesini her gün daha arttırmı- edilen eşyadan verilmesi köylerin MAHKÜM OLAN GENÇ ı böntmn Wtediği bi .n':m_ Fas ve| dün bir - kongre ır'iı"lm"'”,'ıııı"W | Fİ YAĞE Ğİ Ce GĞY Bizi bir 4 ayr amı ihtiyaçlarının bağlı bulundukları| Beyoğlunda Taksimde oturan 4ir! Beyrut'tülgerütmn güre Pa kongre, Doktor Fahrettin K€ n Hükümetin tedbirlerini beklerken da zerzevat kalmadı. Zerzevaıçıl dükkânlarının önünde bir doma- tes için kavga kıyamet kopuyor. Paraya kiymet verilmediği için bir trampa sistemi — kurulmuştur. Alış verişte pâra yerine kahve, decek Nni " her halde bir gün yine çay, tereyağ, ekmek kartı kullan- İ İ da buügi tir, y ğa mecbur olaca- İ rşil emeli — Fransa sahillerinden Hint deniz. bildirmisti a -| Her kayıtlama bizim keyfimiz; boz bunu karş me ransa z Haa mak lâzım! Kasap aukkânındg Şyı duâu Yakit onü Kinrak ve bosü- Odun ve kömur ği için zaten uıı;k ldoğuı:lı meşgukl fle Hint Okyanusundaki faaliyeti ü- lerine kadar olan mesafe (10) bin lu;ı;ıı a ;ömetlnlıiw : parça et var ama, zerzevatçı içini | — N Goldurmak ikleyonu SA olan bu Birleşik filonun dal:ııı goK lerine mi aldılar?.. Eğer bu nok- milden fazladiır,. Böyle bir mesafe- m’ "u_m: lıılııılııı M Zerzevatçı da en güzel domates- | — | l D ize gidecek bir e- d.glhımıs| ve ağır işleri kaldıramıyacağı Ic bât' ta, Almanyayı oralara deniz kuv- yi durmadan geçmek bir mesele-| | da Vişiye gitmeğe -l"” lerini kasap komşusuna saklamak- | (— L DA e Düclük çekmi- kl :ıelkhlu ıoı;y'ı;':ı?mmbîı“?nn;ğ .? yetleri göndermek mecburiyetine dir. Denizaltı gemisinin çıkaracağı | » , l a naz on"",ı ';:ı";ğğğğf’î;;îî;îfî;;:î yeceklerdir. Şurası doğrudur ki, yaklaşıyor Oaara aa Taeaa a tehirer, söktiyse bu da, Mihver için endişe. ârızalarr unutmamak lâzımdır. Son (p y kere bahsedildikten 05f0 * — yi şarap verebiliyor. Deutsche All- gemeine Zeitung bütün bir kara borsa şe! i duğ haber vermektedir. Asıl suçlu i- dam edilmiştir, Berlinde her hafta kurşuna dizilen veya idam olunan. ların afiş - listeleri - görülmekte- dir.» Bir İsviçre gazetesinde okun- duğuna göre «Zürihte bir kaç me- mur, kendileri tarafından yok e. dilmek lâzım gelen İaşe kartlarının büyük bir Kismını aşırmışlardır. Şimdiye kadar bu kartlarla tica. ret eden 80 kişiden fazla adam tes- bit olunmuştur.» İsviçre, müstah- sillerin pahalılık yarışına karşı koy mak için, serbest et piyasasın; kal. dirmiştir. Her şey tayınlanan ve vesikalanan ayni memlekette ek- meğe ve süte kâyıt konulacağı hiç hesaba katılmamıştı. Başka gıda maddeleri pahalılaştığı — için, ek. mek İsviçrede başlıca doyurucu mâadde olmuştu. Tayinlama haberi. ni veren gazeteler diyorlar ki: «Şi- kâyete hakkımiz yok, Bazı mem- leketlerde ekmek bizimkinin ya. rıst kadar değildir ve süt tadınım hatırası bile unutulmuştur. — 225 gram ekmek, öteki harpte aldığı- miz ekmektir.» İsviçreliler, onlar- Ja dahi başlıca gıda ddesi ha- fı, viedanı ve kanun korkusu olmi- yanlar, bu tedbirlere dahi karşı gelmek için ellerinden geleni yapa- caklar, daha kötüsü, alttan alta on. lart tenkit ederek yahut alaya a- larak, bizi kendi taraflarına sürük. lemek isteyeceklerdir. Kime yar. dim edeceğiz? Mesele buradadır. vurguncu bir esnafm iİlk suç ar- kadaşı, müşterisidir; kontrolcusu da odur. En başta hükümetten, zamanı 1939 a doğru geri atıp, hepimizi feraha götürecek tedbirler değil, buhranın cihant sarıp savurduğu devrin — tedbirlerini - bekleyeceğiz. Tabii geçim şartlarını, umumi ba- riştan hemen sonra dahi bulamıya- cağımızı düşüneceğiz Bilerek — ve isteyerek, fedakârlığa razı olaca- ğiz. Sıkmtıya çare olarak bu hâl- kın kulağıha: «—Caniım, kiminle muharebe edeceğiz? Bu kadar mil- H müdafaa masrafına ne lüzum var? Asıl zorluklar bundan doğu- yor!» telkinini bile ulaştıranlar ol- muştur. Doğrudan — doğruya bizi herhangi boyun eğdirilmiş memle- ketlerden birine benzetmek arzu- sundan gelen bu telkine, bu mem- lekette inananlar olmuştur. Hükü- met tedbirlerini biklerken, milli müdafaa hazırlıklarımıza asla gev- şeklik gelmiyeceğini, harbin en nâ. zik ve buhranlı safhasına girmiş ol- duğu bu devirde ve bundan sonra, bilâkis. milli müdafaa hazırlıkları- miza büsbütün hız vermek zorun- da olduğ düşü iz. Bize nitekim ilk iine gelen ekmeğin 225 gramını, başka memleketlere göre nimet addediyorlar. Biz 300 gramdan a- şağı düşmedik! “ Hayat zöorluğunun — ve 'bu zor- luktan doğan yolsuzluk ve kara borsa ticaretinin, her tarafta, ma- hükümet yoktur. Ancak şu fark kuvvet veren bir nokta kalacaktır: kendi kendimizi mutlaka besleye- bilir, idare edebiliriz. Falih Rıfkı ATAY Şehir e— Haberleri Yeni Emniyet Müdürümüz zifesine başlayacak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne tayin olunan Burdur valisi Halük Nihat Pepeyi, bu hafta içerisinde yeni vazifesine başlayacaktır. Burdur valiliğine terfi eden İs. tanbul Emniyet müdürü Kâmran —a nn int Okyanusunda Denizci Gözüyle lman denizaltıları Tman denizaltı gemilerinin Hint Okyanusunda bulun- duğunu bildiren haberler alıyoruz. Bu haberleri veren kaynaklara gö- re artık Hint Okyanusunda kafile usülünün tatbiki zaruri görünüyor. Bu vazifeyi de Amerikan . İngiliz Öğrendiğimize göre, Mahrukat Ofisi, elindeki odun ve kömürlere &it tevziat defterlerini tanzim et. miş ve karneler de tabedildiğinden dağıtılmak üzere kaymakamlıkla- düşeceği ileri sürülmektedir. Biz bu hâdiseyi bir kaç bakım- dan elemek istiyoruz. 1 — Alman denizaltı gemilerinin Ta gönderilmiştir. Kaymakamlıklar hemen bu def- terleri halk birliklerine verecekler. dir, Halk birlikleri bu deftere ken- di bölgelerinin evvelâ en fakirlerini ve sonra emekli dul ve yetim maaşı alanların isimleri kaydedecek ve karne vereceklerdir. Mahrukat Ofisi her aileye ilk parti olarak 4 çeki odun ve 200 kilo kömür verecektir. Mahalle birliklerinden karne a: lamamış olan fakir ve mahdut ge- lirli vatandaşların müracaat mer- cii kaymakamlıklar ve nahiye mü- dürlükleri olacaktır. Diğer taraftan Ofis halkın man- gal kömürünü daha kolaylıkla a- labilmesi için şehrin muhtelif yer.- lerinde kömürcülerle anlaşarak ba- yilikler tesisine karar vermiştir. Bayilere satış üzerinden kâr ve- rilecektir, Yerli Mallardan verilen bezler Bilindiği Üüzere — Sümerbank Yerli Mallar Müessesesi, şubeleri- nin bulunduğu yerlerde doğum ve ölüm vakaları için 15, evlenmeler- de de 50 metre bez vermektedir. Bü aradâ öğrendiğimize' göre, bu kolaylığın Yerli Mallar şubesi bu- lunan şehirlerin belediye hudutla. Hint Oky kadar gitmek za. ruretini doğuran bir hâdise var miıdir? 2 — Uzakdoeğüda Japon denizaltı gemileri fazla zararlara ve kayıp- lara mı uğramıştır? 3 — Hindistanın ve diğer mem- leketlerin İngiltere ile muvasalâsı. ni daha çabuk olarak kesmek 1s- tırarı mt var?.. Amerika kıtalarının Ortaşarka ve müthiş mâlzeme kafilelerinin de Rusyaya — gönderildiğine dair her gün ajanslar okuyoruz. Eğer ajans. larn verdiği bu haberler doğru ise Mısır cephesinde çok miktarda A- merikan kuvvetlerinin yerleştiğini kabul etmek icap ediyor. Libya cephesinde — İngilizlerin —taarruza kalkışması bunu teyid eden bir hâ. disedir. Burada gittikçe artacak olan askeri kuvvetler tabil Libya muharebeleri için müessir olacak derecede yükselebilir. O zaman Libya cephesi Mihver kuvvetleri aleyhine neticeler verecek bir du- ruma girebilir. Bu mümkün olma- sa bile Almanları buraya fazla kuv- vet getİrmek mecburiyetine sokar, Avrupadaki Alman kuvvetlerinin eksilmesini icap ettirir. Bu nokta- göndermeğe karar vermiş olabilir. Hint Okyanusu teşrinievvelden ma. yısa kadar çok sakindir. Fırtınaları en ziyade yazın kuvvetini arttiriır. (Monson) ları ancak © zaman tuğ- yan derecesini bulur. Yoksa Uzakdoğuda Japonlar faz. la denizalti gemileri kaybettiler de verecek bir durumdur. Âmerikan deniz kuvvetlerinin şimdiye kadar batırdığını ilân ettiği denizaltı ge- milerinin adedine inanmak İcap eder. Buna inanırsak Japoların elinde yeter derecede denizaltı ge- misi kalmadığını anlamış oluruz. Uzakdoğuda bugün Japonyanın da. yandığı en sağlam ve en iyi kuvvet izaltı - Uzak fel re kadar uzahacak kafilelerin sey- rini muhafaza eden filonun kruva- zörlere, denizaltı gemilerine ve u- çaklara dayandığını bundan evvel- ki yazılarımızda belirtmiştik. Sık adaların yayıldığı bu denizlerde de. nizaltı gemilerinin rolti çok büyük tür, Japonyanın böyle bir kuvvet- ten mahrum kalması Uzakdoğu sa- hasının derhâl»başka bir durum al- masını neticelendirir. Eğer bü Okyanusun sahillerini kuşatan İngiliz ülkeleri ile İngilte- re arasındaki muvasala yollarını Kkesmek düşünülüyorsa bu da oraya gönderilecek Alman Genizâaltı ge. Milerinin kolaylıkla başaracağı bir iş değildir. Çünkü Afrikanin bütün Şşark sahili, Arabistanın İrana kadar giden uzufi: kiytları (Anglb-Sak- son) kuvvetlerinin elindedir. Bu kıyıları takip ederek emin bir yol ile Hindistana gitmek, yine Rusla- ra malzeme götürmek, yine Orta- şarka asker taşımak imkânları bu- lunur. Bu muvasala yolunu kes- mek için yapılacak gayret, seme- resini süratle veremez. Tayyare- nin yardımını bulmıyan bir deniz- altı gemisinin faaliyeti başarilı ola. maz. Bunu biliyor ve daima görü- ra Alman denizaltı gemilerinin kul- landığı torpitolar ile Japon denizal, tılarının kullandığı torpito silâhı birbirinin (tiyüp) lerine uyar mı? Aynı (tiyüp) den atılabilir mi?.. Alman denizaltı gemileri silâh ik- malini Japon gemilerinden yapabi- lir mi? (Tiyüp) lerde küçük bir ter tip farkı bu imkânsızlığı verebilir. Bunun önüne geçmek için bu saha. larda evvelden depo edilmiş aynı cins mal i zaru- Nihayet sahney* çıktı okulınııb.i 940 daki Fransa j sırasında Almanların eline esir * al Başı 1 inci sayfamızdadır. dığı bıütünhledbîrlerı ıııaıu:ıkf.n-ı_ı Bu TÜRMER tt : müş olan General Girauddİf0' B â y tedbirler, hiç bir baltalama hare- r pi M i Ker eRgElR göaclllede alAmlER örülmeksi Yozanr: /düsamettin Ülsel anyada göz altında bulundük eç 1 h , tatbik edi- FB ozan: « İ ner Tagblatt garebörinda çıkanıDir taectek?;ş âî?emîı;îğ”;nı: ki, insa- Bu hafta 'ç'nd.ı va leden kaçmıştı. Bu hâdi bi Berlin mektubundan bazı satirlar: ç ŞÜ «Henüz sonbahar iken, lokantalar-.| günü Generalin hal terci sütunda yazmıştım. Geçen Umumi Harpte de N# rın eline esir düşen General gi Kak ©o zaman da bir kolayını WM tığını ve tekrar Almanlars © , harbettiğini hatırlattıktan ı;:,ı ğger hemen yakalanmazsa anılmaz oldu. » a Londra radyosunun dün "wj haberden öğrenmiş - Fransanın Şimal Afrika başlamasından bir müddet Sof'A 4, neral Jiro, Cezair ruydw müstemlekelerdeki Fransız .vı rine hrtap etmiş ve hulâsa şöyle demiştir: «Iki senedenberi dııımtıbf:r;r ridir. Harpten evvel düşünülmüş olması icap eden bu noktalar için hazırlıklar yapılmış Mtdir? Bunu Kati bilmemekle beraber olduğuna dâa inanamiyoruz, Çünkü Japon - Alman anlaşması en esaslı. duru- munu ancak harp başladıktan son- ra alabilmiştir, Ana - üslerinden kalkan - Alman denizaltı gemilerinin Hint Okyanu- suna kadar gelerek buralarda çalı- şabileceklerine pek de ihtimal veri- lemez. Çünkü avl K likesi y rağmen na harfi harfine riayet ettinir z kat Almanlar ve Ttalyanlar y Afrika Fransasını işgal uıwd:: Buna karşı bir tedbir. olarak * y rikalılâr iyi bir niyet ve Ş topraklarımıza gelmişlerdir. Bef Fika kuvvetlerimizin başkun! olarak tekrar harbe bışlıyOI""' nim size itimadım var, sizin d€ itimat edeceğinize şüphe etmi Yişli! Adı sanı unutulalıdanberi * (ç sanılan General Jiro, birdenbir? y daha çok artar. Buna şüphe edile- mez. Biz bu ihtimali çok uzak görü- yoruz. Hakikat şeklinde göstermek için vakalar ilân edilse bile başka devlete mensup denizaltı gemileri. nia faaliyetinden istifade edilmiş bir propaganda olacağını söylemek- te tereddüd edemeyiz. Hü: din Ülsel zairde çıkıyor, hem sıfatla? Afrikadaki Fransız l""* leri başkumandanı olarak! yi General Jiro Vişi ı.ınhn“’”(u' vazife ile mi Cezaire gönderlim ggit yoksa kaçarak mı Afrikaya geç 'ıi tir? Vişiyi kandırarak icabındâ bef tefikler lehine kullanacağı Pİ* ’j P B a kendi kondiği ” yı bütün inceliği ile gözönünde tu- tan Alman yüksek askeri kuman. danlığının Mıstra takviye gönderil. memesi için her şeyden evvel bu- ANNMLMUAMAMMANAMNLIĞAN NUK D Cezajre yerleşmesine bile fırsat ver- fırsatı yakalayınca ; di ilân Ş bunlar malâm Fakat Londra radyosunun 'ı habere göre bugün . bilinen- bİ pir varsa, 0 da, General .Ilra":'ı 4 nahiyeden temini vilâyetlere bildi. İ iri İffet «ris 'matbuntı, Fransız müstemle- riyaseti altında toplanılmış Ve,,ılj* UĞ | valikara borsa tüccerlığı ve' yöl tilmiştir. Cevdet isminde biri İtfet adinda on || L L beileri tarai|Meden bu müstemlekelerin Akdenis| | SÜCE © ÖS lli bi Bd suzluklar, tabil zamandaki yanke-| Zonguldak, 8 (A.A.) — — Uzun İRSÜVAY BİRİ Kab beş yaşında bir kızı yanına hiz-| etından müdafaa — edilmesini isti-| V€ Atlantik kıyılarındaki / birçok| © OU L D ae O K | sicilikler ve hırsızlıklar gibi, küçük Mehmet tarafından Zonguldakta YARALADI INI metçi olarak almış ve iddiaya gö-| — «yorlarmış. ;"”“";:"' ';.M kuvvetler çıkar- iunmuştur. ';İ | zümrelerin mesleğidir. Satıcı ve.-| kömürün bulunmasının 113 üncü «Paris 'matbuatının Alman” kon- | Mağa başladılar. Koügreye iştirak eden a300f) ) ya alıcı vatandaşların en büyük <ısmı, bu fırsattan menfaatlenme- ye değil, bilâkis, hükümet tedbir- yıldönümü olan bugünü Zonguldak ltlar kömür bayramı olarak kutla. mışlardır. Fatihte oturan — Sıdıka isminde bir kadın, dün akşam Fatihte Fev- zipaşa caddesinden geçerken, vat. man Eşrefin idaresindeki tramva- re sonra kızcağıziı arkadaşlarına teklif ederek fuhşa sürüklemiştir. Bu suçtan dolayı Asliye Yedinci «Yakındı &l «trolü altında şüphe «edilemiyeceğine göre, eğer bildi. «rilen istek gerçekse bunun neğ>- | birincisi haber verdiğimin hemen er- tesi günü, askeri ve siyasi pek ö- zi dileklerde bulunmuşlar Ve meyanda bilhassa Kadıköy€ Şef İsmet İnönünün bir heyk* lerini muvaffak kılmağa çalışmak- Bu münasebetle Zonguldak baş- M S SkRl Ceza mahkemesine verilen Cevde- «den geldiğini anlamak güç değil- Hemli değişikliklere imkân — verecek dikilmesini” İstamişlerdir. | tadırlar, Bundan başka bu vatan- | tanbaşa bayraklarla süşlenmiş ve | ” ei sine maruz kalmış, ba- | tin suçu sabit görülmüş ve dün 6| «edir. olan ikincisi de iki hafta geçmeden c | daşlar darlığı ve zorluğu tabii bul-| Uzun Mehmet parkında bir tören lşınirî:ıc:e ;ucudunun muhtelif yer ay hapse mahküm edilmiştir. «Bunu böylece tesbit ettikten ve | koptu. 2 T Li v d M /.1 maktadırlar. Etrafınıza — bakınız: | YâPılmıştır. Vali, komutan, beledi. | ©T" ağir Sürette yaralanarak t ç4 D Belçika — K Ne yalan söyliyeyim, — «yakında» | / od B kaç dostunuz ve kaç aile, harpten ye, Parti ve halkevi reisleri ile a- Güreba hâstanesine kaldırılmıştır.| ZAÇ YAGI İLE YARALANAN «Hattıüstüva Fransasmnda Birleşik | derken bu «yakında» nın bu kadar 9 İKİNCİTEŞRİN 191? Snceki hayat tarzinı arzusu ile ta- | Zalarının, hükümet erkânının, ma- BİR ÖOTOMOBİL BİR ÇOCUGA USTABAŞI «Milletler — kuvvetlerinin arttırıl-| yakın olacağını düşünmemiştim. PAZARTESİ : ji etmeğe razı olmuştur, Biz Al. | den işçilerinin ve kalabalık bir halk ” ÇARPTI Kazliıçeşmede 29 numaralı Ah-| «makta olduğunu bildikten sonra| Yalnız bu vesile ile okurlarımın | AY 11 — GÜN 313 — KM,. manyadaki azlık eşitliğini aramı- | kütlesinin haziır bulundukları bu tö Şoför Hristonun idaresindeki|met Karaya ait deri fabrikasında | «Şimal Afrika F yani | bir çekmek iste- yoruz: biz bol ve ucuz İstiyoruz, bollukta eşitlik istiyoruz. Hagtalı- | lâr talebeleri de iştirak eylemişler. | yada Etyemez civarından geçerken | akşam fabrikanın bahçesinde zaç| — «lart yerleştirelim, Afrikada ya-| deki baskıni bir Pazar sabahı şafak- ZEVATA , , EETE ğin bir yüzü bu,.öteki yüzü ka- | dir. o sırada caddede yürümekte olan | yağı varillerinden birini açmak İş-| «kında ne curcunalar kopacağını la beraber yapmışlardır. Acaba Ame-|| GÜNEŞ 741 f,'ı,g nun kayıtlamalarına karşı utandı-| Söz alan hatipler Uzun Mehmedin Bürhan adında bir çocuğa çarpa- |lerket, hava tazyikile birdenbire | «hayalimizde canlandırmış oluruz.»/ rikalılar mihverden göre göre «sür-|| ÖGLE 12,58 " rıcı bir lâübaliliktir. Hükümete bir | hatırasını anmışlar ve âbidesine çe- | rak, zavallı yavrunun yaralanması- | intişer eden zaç yağlarının yüzü- |» priz baskın» ların mutlaka — Pazar|| jKİNDİ 15,40 gü yeyanname vermek lâztm geldiğin. | lenkler koymuşlardır. Gece maden |na sebep olmuştur. Burhan, Cer-İne dökülmesi neticesinde ağır su-| 24 Birinciteşrinde, yani bu satırla-| günleri erken saatte yapılması lüza-|| AKSŞAM 17,57 12 de ihtiyaçlarımızı alabildiğine — şi. şirmek için çareler arıyoruz. Yan- tş beyanname altına imza atmanın ne Kanunt, ne de ahlâki mesuliyet- lerini hatırlamamak için özürler icat ediyoruz. Hükümet vaziyetin gerekli kıl. rene maden okulları ile diğer okul. talebeleri tarafından bir fener ala. yı yapılmıştır. 2586 Sayılt otomobil dün samat. rahpaşa — hastanesine kaldırılmış. şoför yakalanmıştır. çalışan ustabaşı Haralambos, dün rette yaralanmış, Balrklı hastanesi- te kaldırılmıştır. «Tunus, Fas ve Cerzaire de Alman- ']n yazdığımın hemen ertesi günü, Mı- sır cephesinde sekizinci ordunun ta- İrim: Amerikalılar, bu sürpriz şeklin- muna mı kanaat getirdiler? TATLISERT RUMİ 1358 — Birinciteşri? <4 HİCRİ 1361 — ŞEVVAL — <| YATSI 19,31 1 İMSAK 55,00 1/”“, diyorlarmış. garip! aralık onlar da mücevherlerden bahse- — Ya demek ki görmüşler.. ne kadar Genç adam bu sözleri gayet alaycı bir sesle söylüyordu. Kendisinden şüphe et- arasına Uzaktan geliyordu, William Knit başını iki eli konuşmağa başlıyacak iken genç adam birdenbire başını kaldırdı ve: Her şey sizin aleyhinizde.. uzağa balodan musiki sesleri almış susuyordu. Hessen yine DALDAN Z DALA Sebep ece yarısı mahalledeki bir ev- den koşarak çıkan bir yaban- melerine katiyen ehemmiyet vermiyen kayıtsız ve sakin bir tayırla sigarasın! yaâktı ve bekledi. F — Evet.. hattâ sade bu kadar da de“ gil Cirayetten sonra prensesin kamara- sına girmişsiniz. Onu da gü şler. Bu sözleri Hessen böş atmiş, dolu tut- muştu. Knit yerinden telâşla fırladı. Sap sarı kesilmişti. — Size hakikati söyliyeceğim, dedi. Artık saklıyamıyacağımı anlıyorum. — Peki,. anlatmnız. Sizi dinliyoruz, — Evvelâ bir sigara içeyim Fazla si- nirliyim. Belki biraz sükünet bulurum. Hessen tabakasın! çıkardı. Bir tane ona bir tane kaptana İkram etti. Bir si- gara da kendi yaktı ve gene: — Haydi anlatmız.. dedi, Börülce pilâkisi , emek zevkinden emili k börülce plâkisi yaptığını ';,g — Ce e a Wıl—nın!ı—u-_d kalktı ve: a FRT Yazan: Weiner E. Hintz —— 19 — Bir kilo börülce, yarım kilo | Hessen elindeki kanlı havluyu kapta- iki havuç, bir demet cıyı, polis, şüphe üzerine karakola — Görmüşler mi dediniz? na uzattı. Sonra Knit'e yaklaşarak: — Beni dinleyiniz Mösyö Hessen! Bu — Size bütün hakikati söyliyeceğim. İ|kök de kereviz aldırdım. # getirir. Adam komiserin önüne çık- Dedi, sonra birdenbire kendini toplı- — İnkâra kalkışmayınız Mösyö Knit, adam Gregor Senius değildir, dedi. Evet. prensesin kamarasına gittim, fa- akşamdan ıslattım, sabâha ..”,ıİ tığı zaman kat'iyyon hırsız. olmadı- yarak: yahut Mösyö Senius her ne ise! Bu kan Hessen omuz silkerek: kat cinayet olmuştu. Karanlıkta içeri Çinı ısrarla tekrarlar, Komiser: — Fakat, der, gecenin saat ikisin- de iyi bir adam herhangi bir eve bu şekilde girmez ve bu şekilde koşarak çıkmaz. — Ah Bay komiser, bilmiyorsu- auz. Bir parça sarhoştum ve kendi evime giriyorum zanniyle o eve gir- dim. — Hayır, buna imkân yok. Zira ev sahdini gördüğünüz zaman kaç- — İmkânı yok,. çünkü ben prensesin kamarasına girmedim: Diye ilâve etti. Polis hafiyesi cevap vermedi. Etrafa dikkatle baktı, sonra yerinden kalkarak musluğun başına gitti ve: — Kamaralarda akar su olması bazan böyle işe yarar: Dedi ve müusluğun yanında asılı duran havluyu alarak baktı: — Çok şüpheli kan lekeleri var, — Bunlar büsbütün başka şey. lekelerini hepimiz görüyorz. — Bunların — Benh de bunu biliyorum. Fakat is. Nereden ve nasıl geldiğini doğru olarak —minin ne ehemmiyeti var. Bize yâlnız itiraf ediniz. lmasları nereye lamış olduğ söy- Knit sararmıştı, kekeliyordu.. lesin, Şimdilik bu lâzım. — Bilmiyorum. Kan mi! acaba bunlar? Genç adam fevkalâde meyus bir hal- Hessen dikkatle mühendisin elbisesinin de idi. koluna bakıyordu, — Basil'i ben öldürmedim. size ye- — Kolunuzda da kan lekeleri 1 min ederim ki ben ne çaldım, ne de öl- Onlara ne diyecekstniz bakalım. 'dürdüm. Hiçbir şey bilmiyorum. Knıit kolunu gizlemeğe çalıştı ve sustu. — Bilmiyor musunuz? Sizi prensesin Polis hafiyesi sözlerine devamla dedi ki: girdim. Ayağım bir şeye takıldı, yere eğildim. Ne olduğunun farkında değil- dim. Karanlıkta yere bir şey düşmüş sandım: Dokundum, elime sıcak ve ya- pişkan bir madde sürüldü Korktum. Hemen elektriği yaktım, yerdeki kan- lar içinde bir cesed idi. Oradan acele kaçtım. Kamarama geldim ve kan leke- lerini temizlemeğe çalıştım. Ancak bu kadar becerebildim. İşte hakikat dara boşalttım. Soğuk © | yvar. kamarasmın önünde görmüşler. Cevap — ibaret. Size her şeyi anlattım. sofraya verdim. Lezzetine “"J miye buşlamışsnız. — Evet başka kan lekeleri değil mi? — — Basil'i öldürdüğünüzü itiraf ediniz veriniz. Burada işiniz ne idi. Ya bu kan Susmuştu, Hessen gülümseyerek: Buyan 'çok sevimli bir ""';:J — Bilâkis bu gayet tabiidir. Ev|| — Meselâ ya burnunuz kanamıştır. yahut —Mösyö Senius.. Artık bunu inkâra kal- tekeleri, hem kolunuzda.. hem de hav- — Bu hikâyeniz bana pek acaip gö- Okuyucularım bu yemeği iali zahibini de karım örağ da parmağınız kesilmiştir. Aziz meslek- — kışmak çocukluk olur, ludaki kan lekeleri nedir? Şu halinize tündü doğrusu.. ne diye prensesin ka- hçi taşım! Bu defa kaptan Siemens yerinden bakın.. söyliyecek tek bir söz bulamı. (Devamı var)