16 Aralık 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 6

enin kucal luk; senin lik... Yalçıı llerin sabiii dihana Ün dm varlığı bize bağlı..İğ var olmak, *’ı saadeti, Seğiğ Türk ruhuği rinde, yeşiliğğ unluğunu (ÜŞ , îmnda— hlâ.) Ben, Şi yurdumdari | Yüz kere, İf herkes du kün varlı Bir zamjif sanlar, U%; vukların l da refah Hİ vaş asırlağğ Türke yal 'ı-. ruhu, fikriği ler, bir gil lik hisset! Sİ) yüdü, öylh- tı sardı. ÜŞf varmak ğ Zzımdı. ğ gelmişleriği daraldı. o zarr,ş bu üzünü ler arani gidermek bayram Yeşil ruldu; dl dı. İhtiyi 'Kınmızl$ manlar kırk gej Yurdun kalkmaf rinden | birlerin! W leri gülj | de keni | Kırki | kat gö W dırdı; Ü | KPT Z e lar gibili leri y z ğ Ucuz Fakat Zarif Gilsel bir sabahlık (Solda) kemer- ç *e düğmeli. Maviye, çalar renkli Aşk Mektupları Müsabakası beğ ve Ür ları umprimedendir. i Ş yapt ır ÜOrtadaki, ev içinde giyinmek içimdir. Kemeri ve fityangosu, aynı *eskten kurdelâdandır. Sağdaki âdi duğunu ispat etmektir. BUGÜN (| Ne Yemek Yapzyım ? Bu Movsimlik Yemek- * Bir kilo uskumru balığını gü- zelce temizlersiniz iki çay fimcanı suya bir fincan zeytinyağı ve ce- viz kadar damates salçasımı ilâ- ve ederek tepslide — kaynatırsımız İyi kaynayınca balrkları sıralar- sınız. Üzerine bol maydanoz, bu- kâkı o kadar Müsabaka, hayrete şayan ne- Fticeler vermiştir. Birincilik mü- Lozanlı bir kız karanmış- tır. Bu genç kızın yazdığı aşk” «Ben bugünkü günde, ayda sek- mektubu o kadar sade, fakat bu- &en lira kazanan küçük bir esnaf, 16 5.127 940 — Geçenlerde İsviçrîde bir aşk Müşk“ı Bll' MBSGIB ç b tertip edilmiştir. Bu müsabakadan mak- sat, yirminci yüzyılda tatlı mek- tuplar yazmak sanatinin kaybol- | Bunun İçincen L Nasıl Çıkmalı? mektubu aynen dercediyoruz: irdi ki yani yevmi nafakasımı bile rahatça bunun, kendisi tarafından yazıl- teminden âciz bir fakirim. rı İsinde neşri ile bu orijinal |bakanın sona erdiği dığıma bir türlü innnıı'mımllîf— «Bununla beraber, fakrü zasuret, l-.lım îîıdm, ronııgncılı_'rdln __b!' arada sırada, kapalı ve basık tavan- ŞÜP- | fırlıyarak bolst te- ' h İkinci mükâfatı bir genç, üçün- gu cihetle ben, eşim, on baş yaşın- | ü mükâfatı ise «Piyer» imzası- daki kızım ile sekiz aylık oğlum bir- |m atan bir meçhul adam kazan- likte olarak geçen pazar günü par- W Mükâfat kazanan bütün mek- buyuracağmız veçhile - küçük ço- .tıplırm kırk Amerikan gazete- cuğum için bir el arabası satın almı müsa- dilmi miz hava olsun almamıza mâni oldu ka gittik. Hal ve mevkiim - takdir ya mânidi. mektubun hitap ettiği İvan adlı bir genç kızdan lmekte idi. fakat, birkaç gün sonra jüri he- yetine gelen bir mektup herkesi 4e garip bir âdet vardır: Hiç' alâka- şaşırtmıştır. Tt B “dar olmadığı bir şeye - tabiri maru- Btj mektap, müsabakada üçün- file - burnunu sokmak... cülüğü kazanan Piyer imzalı | Bi leyh, küçüğü her birimiz sırasile kucağımızda taşıyorduk. Biz | Bu sefer de, bu âdete ben kurban oldum. Küçük, evvelâ ablasının ku- Genç kız, Piyerle temasının te- min edilmesini jüriden rica edi- yofd.“. Jüri heyeti, biraz tereddütten sonra Piyeri davet etmiş ve bu Acıbadem Kurabiyesi 800 gram tatlı badem, 15 gram acı badem, 300 gram toz şeker, 1 çorba kaşığı un, ö yumurtanın beya- ZI YAPILIŞI: kavrulmadan çekilir. Toz şeker ve yu murta akı karıştırılır, 10 dakika ka- DOLAR PRENSESLERIİ Amerikanın En Zengin, En Fazla Para Kazanan Kadınlarından Bazıları B. Rooseveltin tekrar intihabmda Zevcesinin çok yardımı olmuştur. Madam Rooseveltin, şöhreti koca- sınmkinden aşağı değildir. Amerika- | nmm, hoşlarına gitmiyen ufak bir ha- | raktı. Bunun dörtte biri karısma kal nın otuz, kırk yevmi gazetesi, hemen | lini, hareketini gördüler mi hemen dı, her gün k ni ler. Ma Amerikalı kadmların kocaları ü- zerinde büyük nüfuzu vardır. geminin kaptanı onlardır. Kocaları- dam Roosevelt, tam mânasile bir anne, bir ev kadmı, vefalı bir eştir. Yazılarından, senede 75,000 dolardan fazla kazanır. Kocasının senelik tah- sisatı da bu kadardır. Eleanor Roo- sevelt, bütün bu aldığı paraları bir Sentini sarfetmeden hayır mülesse- selerine verir. Amerikada içkiyi yasak ettiren de dır. Fakat, u- cuzca içtikleri viskiye ön, on beş mis H fazla para verdiklerini görünce hatalarımnı anlamışlar, yeniden mü - cadeleye atılarak yasağı kaldırtmıya muvaffak olmuşlardır. Amerikalı kadınların - daha doğ- rusu yaşlır kızlarım - her şehirde, her kasabada cahlâk klüpsleri vardır. İs- tiyerek veya istemiyerek edep ve ahlâka aykırı bir harekette bulunan bir kadının vay başına gelen! Pılıyı pırtıyı toplayıp başka bir yere kaç- maktan başka çaresi yoktur. ye müracaatla talâk tale- binde bulunurlar ve derhal kararı a- hlrlar. Bol bir senevi tahsisat ile... Bir talâk davası, Amerikalı er - kekler için büyük bir felâkettir. Ka: dın peşini brrakmaz. Emlâkini, ma- gşmmı haczettirirler. Eşyalarını, hat- tâ sırtındaki elbişmyi bile sattırırlar. Kaçmaktan veya kaldırıp kendini Broklin köprüsünden aşağıya atmak tan başka çareleri yoktur. Fakat, mezarda da kurtulamazlar. Zira, az çok mevki sahibi her A- merikalı mutlaka hayatmı sigorta ettirir. Kadın, nafakasını temin için bu paraya haciz koydurmayı ihmal etmez. * Siyasi sahada, kadınların nüfuzu erkeklerinkinden daha büyüktür. İntihap etmek ve edilmek hakları vardır. Aile hayatında olduğu gibi hükümet işlerinde de büyük rol oy- narlar. Nevyorku, Tammany Hall gi- bi Ga lerden kurtaran kadınlar İ Ha K ÜNEE ei at Bi ça |de TO 1 ««Cinsi lâtif> in elindedir. '_ Faizini seyahate v dır. Fiorillo La Gardiayi, Amerika - nm en büyük şehrinin belediye reis- tiğinde tetan da yine kadmlardır. Dünyanın en zengin kadınları A- merikadadır. Bunlardan yirmisinin servetleri mecmuu tamam bir mil- yar dolardır. neden, bir cilvesi olacak. Amerika milyoner- lerin bıraktıkları varislerin ekser” kız veya kadındır. Miüli servetin yüz İşte, babaları tütün kralı, çorbalık un, otomobil, petrol veya şimendifer kralı olanlardan birkaçı: En marufu Doris Duke Cromwell- dir. Babası sigara kralı idi. Geçen sene bal ayı seyahatine çıktı. Koca- Yani | John Dorrance'nin kocası «Campel Çorbalik> şirketi müdürü idi. Öldüğü |Zaman 120 milyon dolar servet bı- | Şimdi, yüz milyon kutu çorbalik imal eden fabrikayı idare eden odur. Moses Taylor, bir bankerin karisı idi. 40 milyon dolar kıymetinde es- hama varis oldu. Ve daha yüksek bir fiyatla sattı. Fasta büyük malikâne- leri vardır. Harpten evvel kışları o- rada geçirirdi. Tabii, bir lüks yata sahip... Bayan Taylor, umumi Larpte biricik oğlunu kaybetti. Biricik der- |di butlür. Louise Carnegie, çelik kra- lınım karısı. Serveti 40 milyon kadar. :Ynzları İskoçyaya giderdi. Kocası gibi hayır işlerile uğraşmayı sever. Nevyorkta, Morgan'nınkinden sonra en büyük bir konağa sahiptir. Kocası tarafından tesis olunan halk kütüp- dar tahta bir kaşıkla karıştırılır. Un ilâve edilir. Hamur haline getirilir. Bu hamur bir tülbent içinde sıkıır, yağı çıkarılır. Sonra yağ küğedı ü- Zzerine, dörder santim ara ile sırala- nır, ortalarma birer badem konulur. 20-25 dakika kadar fırında pişirilir. . . .. . Torino Bisküisi 850 gram un, 50 gram toz çiko- lata, yarrm fincan süt, 1 yumurta, 50 gram kavrulmuş ve çekilmiş ba- dem, 50 gram toz şeker, 1 kahve ka- şığı karbonat, 150 gram tereyağı. YAPILIŞI: Unun ortası açılır. Evvelâ tereya- ğı eritilir. Sonra toz şeker ilâve edi- lir. Daha sonra, sırasile — yumurta, badem, süt ve çikolata ilâve edilir. Hepsi beraber, krem haline gelinciye kadar karıştırılır. Karbonat ta ko- nulur. Yavaş yavaş un atılarak ha- mur haline getirilir. 1 saat kadar bırakılır. Sonra ha- mur, yarım santim kalınlığında açı- lır, istenilen büyüklükte istendik genç, İvanın sağ olduğunu öğre- nince hayretler içinde kalmıştır. Aşk mektupları müsabakası sayesinde — birbirlerini bulmıya muvaffak olmuş ve iki eski sev- dalı evlenmişlerdir. Yalnız On Dîkika Vücudün güzeltiğini. zindeliğini muhafaza için her gün. sababları an dakika kadar bu şekillerde idman at- şekilde kesilir. Hafif tep- mek çok Bize ikişer santim ara ile sıralanır, 20-25 dakika fırında tutulur. Gelişi Güzel hanelerine, hayır | ine çok yardımda bulunur. Jenie Woolworth Donohue, Barba- ra gibi Wolworth'un «Tek fiyatlı ma- Bazalar» mülessisinin muazzam ser- vetine konmuştur. Elmasa, Kıymetli taşlara çok meraklıdır. Çar haneda- nıma ait mücevheratın bir kısmımnı satın almıştır. Kürklü mantolar ko- leksiyonu çe'c meşhurdur. Matilda Dodge Wilson, — otomobil fabrikatörü John F. Dodge'in karı- sı, Kızlarile beraber 100 milyon do- lara tevarüs etmiştir. Kocasımnın ve- fatımdan az sonra bir başkasile evlen di. Şimdiki kocası, genç, yakışıklı bir oduncudur. Kanada seyahatinde bir ormanda odun keserken görmüş, gö- nül vermiş... Hugh Dillman da servetini Dodge Rilesine borçludur. John'un kardeşi Horace Dodge'le evlenmişti. Bayan Dillman da genç bir müzik höl artis- ti ile evlenmiştir. Prenses Pignatelli, ilk kocasındar kalan 40 milyon doları alınca seya- hate çıktı, Floransada Pren# Guide sı, son lara kadar Ki Amerikayı temsil 30 milyondan fazl!ı nin olunuyor. nlete sarfedi- yor. Bu milyoner kadınlardan biri de Barbara Reventov'dur. İlk evvel Rus Prenslerinden Midivanı ile evlendi Sonra boşandı, Danimarkalı bir Konta vardı. Ondan da ayrıldı. Çok seyahat eder. Serveti 39 milyon do- lardır. ordu. Serveti| — 'ye tesadüf etti. Bu züğürt asilzadenin hem kendisini, hem de ün vanmı satin aldı. Harry P. Whitney, 30 milyon dola- rın sahibidir. Bir c kadar servet te vâsisi olduğu Gloria Vanderbiltte var dır. Glorlanın anası, mahkemece va- iskat edilmiştir. Sebebi sefahate düşkün olması, eğlence yer sayetten Her âşık, kendisinden başka kim- senin âşık olmadığına kaildir. Kolu- na dildadesini takarak bir ördek hareketile giden bir — zat, sokal - ta yalnız giderken diğer bir zata biraz mağrurane, biraz da acıyarak bakar. Halbuki, o zat ta, bunun bir gün kendisi gibi aldatılacağına, terkedi- leceğine kaildir ve bunu temenni e- der. Kaziye: — Aşk ile hayvanat ilmi arasında gayri kabili inkâr bir müna sebet vardır: İsbatı: Bidayette yekdiğere karşı kullanrlan tabirler, güzel kuşlar me- yanmdan intihap edilir: Güvercinim, kanaryam, bülbülüm, İlâh... Bonra, vahşi hayvanlar meyanın- dan: Arslanım, tilkim, kuçukuçum, Nihayet kadınlar, muhayyeleleri- nin genişliğine göre öküz, maymun suratlı, ilâh... tâbirlerile icrayı hâ- kimiyet ederler. Ciddi bir erkek, herkesten ziyade aldatılmıya lâyıktır. Çünkü aile oca- ğını ani vakalardan, şüphe ve gürül- tülerden mahrum bırakır. Binnetice kadınım can sıkıntısını mucip olur. Bir kadmın hayatı sıkılmıya başla- dı mı, vay kocasının veya Bevgilisi- nin başına!... ğ * Aşka en sivede kıymet ihtiyarlar verir. Çünkü ü., onlar» pek pabalı- AAA - lerine çok devam etmesi... Salona Eldivenle mi, Eldiversiz mi Giril r? Zamanımızda, baston vae şap- ka gibi eldivenlerin de «alona gi | e reatla Yüneükü ka- bul edilmiştir. Eldivenin bir te- kini çıkarıp diğerini ğide tutmak modası artık kalkt U t . İnüz yirmi adım yürümüştük ki, kar- idi. Y geçen iki yaşlı bayan bir müddet durarak bu |manzarayı seyrettiler, nihayet biri- İsi dayanamadı, ağzından baklayı çı- kardı: | — A!AL Üstüme iyilik sağlık. Hiç izbandut gibi bir herifle iri, ya- Irı bir kadın dururken çocuk, zayıf bir kıza taşıtılır mı?.. Küçüğü, kızımm kucağından ka - parak eşiminkine verdim. Lâkin, he- şımıza yaşlı bir adam çıktı. O da, garip bir nazarla bizi süzdü. Mutla- 'kı bir şey yumurtliryacak, dedim. Filhakika öyle de oldu: — Allah, Allah... Lâ havle velâ kuvvete... Koca herif ellerini, kolla- rını sallryarak boş gitsinde biçare bir kadmma çocuğu yükletsinler.. A- man Yarabbi, ne günlere kaldık!.. Hiddetim artık beynime firliryor- du. Bir hamlede Besimi - Besim kü- çüğün ismidir - annesinin kucağın- dan kaptım. Artık bu sefer bizi ra- hat ümit y K Fakat ne gezer! Dünyada gevezelere yekün çekmek kabil mi? Bu defa da karşımıza irili, ufaklı dört, beş kü- çük bayandan mürekkep bir grup çıktı: Bunlar, bizi görür görmez kahka- ha ile gülmiye başladılar: — Ay... Ömrümde bu kadar tuhaf şŞey görmedim. Yanmda iki kadın var, Çocuğu yine erkek taşıyor. — Zaman öyle ayol... Sana da Al- lahtan böyle çocuk dadılığı edecek | bir kısmet çıkmasına dua ederim. Ne iyi, dadı baba!.. Artrkt hal ve vaziyetimi siz tasav- vur edin. Şimdi, bay muharrir, sizden bu müşkülümün hallini rica ediyo- rum Böyle, çocuklarına bir araba Rlmıya milktedir olamıyan bir Aile gezmiye cıkarsa, küçüğü kucağında kim götürecek?. Babası mı, anası mi. ablamı mı7?.. Veyahut araba var- Ba. anu kim çekecek? Ve eğer küçü- ğü.l avda kırakmak icap ederse kim bakanak?* İste bunları tavzih için bana hayır# bir nasihat vermenize Bir okuyucumuzdan aldığımız su| Paris terzilerinden biri düşünmü? yeni bir manto modeli yapmış ve V na «Harp mantosu> ismini vermif Bu, bizde eski devirlerde kullaii” lan Avniyelere benziyor. Yalnız b raz darca... Kalm ve sıcak tutan kumaşlâf * dan yapılan bu mantolar ucuza msl olduğu için pek büyük bir görmüştür. Yukarıda —resmini — gördüğünü mantonun önü, yukarıdan aşağlı” taklit astraganla süslenmiştir. Doğrusu şık ve pratik bir şey-- VECİZELER | $Bir salon kadını, kocasında? başka herkesindir. ğ $ Hangi anne vardır ki oğlur nun tesadüf edeceği kadını tıtf&” meksizin düşünebiılsin. Hangi b.; ba vardır ki kızı hakkında ay? hale uğramasın?.. $ Aşk, medeniyetin maraz hö” line koyduğu bir nevi histir. $ Bir kadına âşıkı melek, ko cası şeytan, oğlu anne, damadi da kaynana gözile bakar. Fakat gariptir ki böyle ayrı ayrı nazâf' larla baktıkları halde gördükler hakikat, yalnız bir şeydir: Kar dınlıkl.. $ Kalb bir kumaştır ki pek &” buk yırtılır ve pek kolay tamif a bil wa | intizar adiyarım...> olunur. motesiklet devsinde eruz. | — Riz da hu sayın okuy $H giden bir kadıt! Kısa bir mexafe Mg: olsa bu ©n- | gördüğünüz zaman onu tan! a bile bu balar tozlar — üçinden | larım intizar eyliy tan ziyade tanımamaktan ve Kâğ” geçtiğinden 4 biatil, kısa ve oriji-| maktan — müstefit — olacağınA mikraplanır na) alısınız. ya mal olur. lanmıya başladı. Şapka — Son moda ve mevsimlik bir mode- Gerdanlık — Eskiden tek sıra inci gerdanlık modüt JâL Harp çıkmca bunlar banka krezalarında sak- Buna mukabil, birtar ue : san'i inciden mürekkeş gerdanlıkier modum gıkik