Yazan: N Tarhin En Büyük Aşk Roman İLLA KUR Keşmirde Bütün Tabiat Tazelenen Aşklarına Bir Gelin Yatağı Oldu Bu seyahate kadar Mihrünni- :llın Cihangir Şaha olan aşkı, a"' genç kızken şehzade Şeyh abaya bağladığı sevdanın deva- Ttdan — ibaret kalmıştı. Hattâ Senç kadın Hurremi gördüğü za- b babasının ilk gençliğini ha- ']"m# ve yüreği biraz oyna- Beraberce Himalaya dağlarına karken henüz tanışmış gibi ye“ diden seviştiler. Hindistanın eş- güzelliğini beraber gördüler, ları bunu beraberce içti. Üılki sevdalı hele Keşmire var- kkn sonra aşklarının bu güzel d iat âlemi içinde eridiğini duy- Ular, Bütün tabiat tazelenen ları için hazırlanmış bir gelin Yatağı halini almıştı. Saadet göz ’l::llrı dökerek buna kavuştu- Cihangir dedi ki: — Onh, hakiki evimize nihayet Beldiğimizi hisediyorum. , Dağlardan; yeni doğmuş, ba- İt sular akıyordu. Bunların şıril- İ ndan başka muüsiki istemiyor- tdı. Bu yeşil saraydan güzel bir Tay tasavvur edemiyorlardı. içbir suni koku, dağ çiçeklerin- n gelen vahşi ve tatlı kokuya Sdzetilemezdi. Hatıralarına şu- 4 yazdılar: nnet yeryüzündedir ve bu- adır. Sevda için yaratılan bu :î'"! bahçeden başka bir yerde » l Tek başlarına dağlarda yattı- a. kürekleri kalb şeklinde olan n sandallarına binip yalnızca Böllerde dolaştılar. Cihangir di- Otdu ki: S ği Bu yerlere halı sermek mi? y“'ldı şiltelerle, — yastıklarda Atmak mı? Allahın en büyük L"nel diye bize verdiği güzellik- * bundan büyük saygısızlık Sİmaz.> Mihrünnisa aşkının en hâzlı ;îyllınm geçirirken bile aşağı- Hindistan vadilerinde mah- rumiyetler içinde çırpınan, çalı- |şan yüzlerce milyon insanın hali- ni hatırından çıkarmıyordu. | | Güneş doğarken ve batarken | şu duayı tekrar ediyordu: «Allahım, bana yol göster. Bütün dünyayı senin yarattığın bu sevda bahçesine çevirmenin, bize bol bol verdiğin saadeti baş- ka insanlara da dağıtmanın yolu- nu göster!>» |— Günlerin hesabı yoktu. Sonba- |har gelmiş, çatmıştı. İki sevdalı |hâlâ göllerde dolaşıyor, Hafızın şiirlerini okuyorlardı. Aşkın es- rarlı şaraplarını içmiye doyamı- yorlardı. Cihangir, Mihrünnisanın bir insan değil, suların güzel pe- risi olduğuna kendi kendini âde- ta inandırmıştı. Cihangir bir gün dedi ki: — Keşmir Hindistanın tahtı- dır. Fakat artık bu tahttan inmek |zamanı geldi. Halkı düşünmeli- |yiz. Onlar bizden.adalet bekli- |yor. Aşkın şarabile beslediğimiz ruhlarımızdan doğacak — bütün |doğruluklardan ve adaletlerden onları istifade ettirelim. Halka adalet dağıttığım — dakikalarda sen mutlaka yanımda bulunacak- sın, ağzımdan çıkan her söz se- ınin ilhamın olacak, — Elbette, sevgilim, insanla- rın yükü zaten ağırdır. Biz onları bir takiım cezalarla daha fazla ağırlaştırmak için dünyaya gel- medik, sevgi dağıtmak ve yük- leri hafifletmek için geldik. Agraya döndükten sonra sa- rayın kapılarını bütün dertlilere ve muhtaçlara açtılar. Haceti olan kimse boş çevrilmiyordu. Neleri varsa herkesindi. Bunu |herkesle paylaşmak zevkinin, ken- | dilerine hasretmek zevkinden çok üstün olduğunu her gün bir defa daha duyuyorlardı. Halk kendile- İvini yalnız kederlerine değil, se- vinçlerine de ortak etmiye alıştı. var) İ Yeni Bir Tayin Münasebetiyle Atletizm Fi ederasiyonu BaşkanlığınaYapılan Tayin Bu Spor İçin Ümitlerimizi Kırmıştır k:l senenin İstanbulda yapılan Bal- he Oyunlarında atletlerimiz, on se- ik hesapları temizliyerek altı bi- Mlk almak suretile şampiyon ol- üîln sonra bu muvaffakıyetlerin %—l için beden terbiyesi genel ıqkktörlügünden esaslı tedbirler bek Ve ©hn, bizi sükutu hayale uğratan k.:ku almıyan bir tayin kararile #ilaştık. AÂnkaradan verilen bir haberden, ı“"-İZm federasyonu başkanlığına Yin Yat müdürü Saffet Güralın ta- edildiğini öğrendik. ( k." muhakkaktır ki; bu tayin iyetine bizim kadar, Türk spor 34" umumiyesinde şaşmış ve hay- te kalmıştır. arkadaşın beden terbiyesi ge- el direktörlüğü çerçevesi içinde ay- ,v:'r defa çıkarılacak bir "mecmua heriyat müdürlüğüne bir parça erdirebiliriz. Çünkü, ne de olsa MSkün yetimi İk mektep muallim- Yaptığı sıralarda gazetelerde de ; Müddet yazı yazmıtır. Fakat at- M federasyonu bakanlığına ta - edildiğini duyunca memleket Spo mı“h beslediğimiz en ufak ümitler kırıldı. Ğ"ul gelmiken tekrar edelim ki, %k spor kurumu devletleerek be- mhl'blyeıi genel direktörlüğüne in P ettikten sonra bu iin bama ge- 'h:n genel direktör maale?'f etra- İten d alattayin bir seyirciden ne farki var- dır? Hayatında on metre koşmamış hat tâ hızlı yürümemiş bir adam. Semih, Tevfik, Ali Rıza, Firuzan gibi pistte senelerce koşmuş, ay yıldızlı formayı giymiş, bu işin içinden yetişmiş kim- selere direktif verecek bir vaziyete sokuluyor. Birbirimizi aldatmıyalım, bir silsi- le takip eden hatalar bize gösteriyor ki, Türk sporunun bu vaziyet dahi- linde inkişafma imkân yoktur. Kemâl ONAN 'Tehir edilen maçlar Atatürkün ölüm yıldönümü — do- Tayısile tehir edilen liğ maçları bu pa zar günü yapılacaktır. İstanbul fut- bol ajanlığı devre arası yapmamıya karar verdiğinden ikinci devre maç- ları gelecek hafta başlıyacaktır. MEVLİD 28 - 29 teşrinievvel 840 kadir gece- si genç yaşında irtihal eden Müjgân Dincin ölümünün kırkmet — gününe müsadif 7/12/940 cumartesi günü sa- at 1 de Üsküdarda İhsaniye camiin- de ruhuna ithaf edilmek üzere mev- Jidi şerif ve hatim duası okunacağın- dan arzu eden akraba ve teşrifleri rica olunur. Merhumenin eşi: Ziraat bankası müfettişlerinden Hikmet Dinç lin içindir ki: bu tekilâtm ku- İ düğu gündenberi spor - ilerimizde İ TÜt istikrar temin edilememiş- t * Ve bu vaziyette edileceğine de ih- Rl vermiyoruz. * Saffetin etletizm federasyonlu- Bu arkadaşın tesadüf eseri olarak Atletizm müsabakasına giden lâ- Anlığı meselesine avdet ede- MEVLÜT Zühtü Paşa torunu ve Abdürrah - man Zeki Grin kızı, genç yaşında u- ful eden Sabahatin ruhuna ithaf edil mek üzere, önümüzdeki pazar günü öğle namazını müteakip Kızıltop - rakta Zühtü Paşa camlinde mevlidi şerif okunacaktır DUŞES P OHARLES © CLAÜUDETTE BOYERT OA BERE (TOVARİO) ETROVNA dostlarık : K —VATAN “PASİFİK,, Amerika Mihver devletleri girmesi, —Almanların Hollandaya — taarruzlarındanberi ortaya çıkmış olan bir Pasifik meselesini yeniden alevlendirmiş- tir. Japonların Hollanda sömür- gelerinde statükoyu — muhafaza edeceklerine dair vermiş olduk- ları teminata rağmen yine Pasi- fik meselesinde endişe verici bir korku — bulunmaktadiır. — Japon şahsiyetlerinin zaman zaman bu mesele üzerindeki beyanatları bu korkuyu doğurmakta ve arttır- maktadır. Pasifik —denizindeki korkunç mesafeler bu bahri meseleyi sev- külceyşi bakımından müşkül bir vaziyete sokmaktadır. Buna rağ- ça A men dramatik ve mühim netice- : ler verecek âni müsademeleri teş. ci edecek ihtimaller daima göze çarpmaktadır. Zaferin ağır ve mühim — malzemei hadidiyenin konsantre edildiği tarafa meylet- mesi düşünüldüğü takdirde Birle- şik Amerikanın bu hususta büyük şansı var telâkki edilebilir, Diğer tıı_raftarg Japon donanmasının in- kaı_ edilmiyecek kadar bariz coğ- rafi menfaatleri olduğu gibi bu büyük denizdeki deniz üsleri de pek mühimdir, Amerika Birleşik hükümetleri- nin Pasifik sahillerindeki toprak- ları fevkalâde deniz üsleri ile mu- hafaza ve müdafaa edilmektedir. Bu müdafaa tertibatı ve Panama kanalına kadar bütün sahilin tah- kim ve takviyesi için milyonlar sarfedilmiştir. Amerika Birleşik devletlerinin Japonların meyanına OKYANUS ,yine Honoluludan (Guam) a olan mesafe (3312) mildir. Bu liman müdafaa ve tahkim edil- miş bir üs olmamakla beraber sahillerindeki bu üsler, vâkıâ fevkalâde sühuletler temin ede- harp sahasından çok uzaktır, Fa- | bilecek bir seferi üs haline ifrağ kat müdafaa hususundaki rolleri edilebilir. Bittabi bu limanın, âni pek mühimdir. Bu üsler ayni za- bir baskına uğramadan evvel manda Amerikanın ileri üslerini Amerika kuvvetlerinin eline za- teşkil eden diğer üslerin de her manında geçebilmesi için çok az türlü ihtiyaçlarını temin etmek bir şans vardır, kudretine de maliktir. Havai adı-! Japonyanın: ları bu ileri üslerin en mühimmi- | ni teşkil etmektedir. Bu adaların San Fransiskodan mesafesi 2098 mil ve Panama kanalından da 4711 mildir. Başlıca tesisat (Oahu) adası- nın Pearl limanındadır. Bu deniz | Vardır. üssü dünyanın en mükemmel ve Nin: mühim vesaiti ile techiz edilmiş| Ton Ka Ç çok kuvvetli bir istinat noktası- | 284200 Büyük harp gemisi dır. Bü limanın gerek havadan | 331350 Kruvazör İ ve gerekse denizden tehdit ve 120300 Tayyare gemisi ptedil ÖRü tte olduğ 275500 Torpido muhribi hesap edilmektedir. 91875 Denizaltı gemisi Herhangi bir Japon ileri hare- vardır. ketinin cenahında bulunacak olan — Hali inşada bulunan harp ge- Filipin adaları haddi zatında ve | mileri hariç olmak üzere Ameri- ameli olarak müdafaasızdır. Fa- kanın elinde on iki birinci sınıf kat çok tabiidir ki Amerika do- harp gemisi ve (3) adet ikinci nanması tarafından müdafaa edi. | sınıf hattı harp gemisi vardır. lecektir. Amerikanın Guam adası| Amerika donanmasındaki (24) Japon mandası altında bulunan adet (16) pusluk ağır top ile, on 301400 Büyük harp gemisi 262565 Kruvazör 159550 Tayyare gemisi 154940 Torpido muhribi 62665 Denizaltı gemisi Buna mukabil Amerika- ay İle Japonyanın Bahri SAN FRANSİSKO LOS ANGELOS SAN DİEGO SAPON MANDASI LTINDAKi ADALAR -- PEARLE ADALARI (HAVAY) YENİ ZELANDA ADALARI (245) dir. Japonların ise bu sı- nıftan (6) kruvazörü olup taşı- dığı top mecmuu da (84) dür. Fakat (7) bin tondan daha az olan kruvazörler Amerikan do- |nanmasında yoktur. Buna muka- bil Japonların (19) gemisi var- ır. ğ Tayyare taşıyan gemilere ge- lince: Pasifik denizinde kullanılmıya elverişli bir tip üzerine yapılmış olmak üzere (8) pusluk top ta- şıyan iki Amerikan ve iki Japon tayyare gemisi vardır. Bunlardan başka Amerikanın iki adet (20) bin tonluk, (15) bin tondan biraz aşağı olmak üzere 4 tayyare ge- misi daha vardır. Japonların ise buna mukabil üç adet (10) bin tonluk ve iki adet (7) bin tonluk tayyare ge- misi vardır. İngiliz inşaat mühendisleri tay- yareler için hafif - ve seri ateşli topların daha faydalı olduğu ka- BİRLEŞİR. AMERİKA OKYANUSU M—ı;g“an & B'SGS' fazla miktarda gemiler, tayyare- ler bulundurabilir. Bu ada Ja- ponyanın şimalinden (2000) mil ve (Yukohuma) dan (2533) mil mesafededir. Eğer Amerikalılar bir kuvvei seferiye göndermek isterlerse Ja- ponların denizaltı gemilerinin ta- arruzuna uğramaları, seyir mesa- fesinin çokluğu yüzünden müm- kündür. Fakat Amerikalılar elle- rinde mevcut müthiş destroyer filosu ile bu kuvveti (Konovi) halinde idare ve sevk edebilirler. Bu husustaki muvaffakıyetleri geçen Umumi harpte tebarüz ve tezahür etmiştir. Geçen harpte kullanılıp bugün ikinci derecede kiymeti haiz torpido filoları bu vazifeyi mükemmel bir surette ifa eder ve Japon denizaltı gemi- lerini kolaylıkla avlar. Denizaltı gemilerinin faaliyeti sığ sularda olursa avlanmaları da ©o kadar kolaydır. Derin sularda faâaliyet: te bulundukları zaman bu gemi- ler dü taki ilerini gör- naatine vararak tayyare gemil ni böyle toplar ile techiz etmek- dükleri zaman deniz dibinde ma- MESELESİ | Vaziyetleri tedirler. Amerikalılar ve Japon- 1 kinelerini çalıştırmadan duramaz. lar ise tayyare gemilerine taşıya- | Denizüstü gemilerinde mevcut ve bilecekleri en ağır çapta toplar gayet hassas dinleme aletleri va- koymak tarafını tedirler. iltizam etmek- | sıtasile mevkileri tesbit edilerek bombalar ile tahrip tehlikesi kar- Amerikalıların kanaatine göre, şısında kalacakları gibi akümlâ- küçük ve çok adaların arasında (124) adet (14) pusluk, ve (12) "_]apon halkını, diğer herhangi bir | bulunduğundan herhangi âni bir adet (12) pusluk topa mukabil hücum için müdafaa edilecek bir/ Japon donanmasında (16) adet halde değildir. (16) pusluk ve (70) adet (14) Halbuki Japon deniz üsleri ise| pusluk top vardır. Japon imparatorluğunu teşkil! —Amerikan donanması, Japon eden adalar üzerinde olup Hol-| donanmasına nazaran daha çok landa Hindistanına giden yolla-| muhafaza tertibatı ile mücehhez rı da kontrol etmektedir. Bu üs- | bulunmaktadır. Amerika topçu- lerde yapılmış olan tertibatı as- luğunun da Japon topçuluğuna keriyenin pek ketumiyetle idare nazaran hudutsuz bir - faikıyeti edildiği de şayanı nazardır. vardır. Japon donanmasının ise Japon harp filosuna gelince: | faik bir sürati olmak menfaati Bittabi tehlikeye maruz kala- | vardır. cak olan ana vatan sahillerini! Bir pasifik harbinde ağır sefa- müdafaa vazifesini ifa etmek üze. inden daha ziyade kruvazör ve re Japon donanmasının en büyük daha küçük sefainin rolleri çok kuvvetini bu sahada bırakacağı barizdir ve faaliyeti daha mües- tabiidir. Bir deniz muharebesin- | sirdir. den ictinap etmediği takdirde Ja- | (8) pusluk top taşıyan Ame- pon donanması, uzak üslerinden | rikan kruvazörlerinin adedi (18) ve pek çok müşkülât karşısında olup bu sefainin taşıdığı topların kalacağı tabif olan faik Ameri-;ıdedi de (164) dür. kan donanması ile muharebeyi Japonların ise ayni ayarda kabul etmek mecburiyetindedir. | (12) gemisi olup top mevcudü (Honalulu) dan Japonyanın (104) dür. (6) pusluk top taşı- merkezinde bul Yukoh. İyan Amerikan kruvazörlerinin ya olan mesafe (3378) mildir ve| adedi (19) olup top mevcudü tehlikeden daha müessir, mütehar. rik ateş baskınlarının tedhiş ede- |ceğidir. Japonlar da Amerika sa- hiline küçük kruvazörler ile bas- kınlar yapmak noktasını gözö- dermeyan etmektedirler. Japon denizaltı gemileri Ame- rika efkârı umumiyesini hali en- dişede bulunduracaktir. Japon denizaltı gemilerinin seyir mesa- fesi pek çoktur. Fakat hatırda tutmak icap eder ki Amerikalılar Alautian adala- rındaki Duteh limanında mühim tesisat yapmıştır. Bu adalar uzanan bir şerit ha- linde Alaskayı Japon imparator- luğunun kalbine bağlamaktadır. Bu adaların iklim itibarile doğu- racağı bazı sıkıntılar nazarı dik- İkate alınsa bile Duteh limanında |hası için on dokuz İtilâf gemisi- kruvazör a y nin diğer vazifelerden alındığını | (70) destroyer, (25) denizaltı | mak ve kruvazör baskınları ile törleri de biterek suyun üstüne çıkmak ve bu suretle de avlan- mak felâketine uğrıyacakları ta- Amerikanın ileri en kuvvetli üssünü teşkil eden Pearl limanın- nünde tutmaktadır. Ve bu husus daki Pasifik filosu, başkumanda- için Çerveranın hareketleri ile nı Amiral (Richardson) kuman- |Emden kruvazörünün hareketini | dası altında olmak (ileri sürerek bu kruvazörün im-| büyük harp gemisi üzere (12) (12) hafif (12) ağır kruvazör, d ÜNDEN GÜNE Uygunsuz Soy Adları Yazan: ÜÇ YILDIZ G eçen gece radyoda Sarı- sakal diye bir soyadı işit- tim, Tavusun kuyruğile iftihar etmesi gibi bu vatandaş da her- halde güzel sarı sakalile iftâhar ediyor olacak. Kimsenin zevki- ne karışılmaz. Allah ömrünü de, sakalını da uzun etsin, Yalnız şu var ki soyadı yafnız kendimiz için değildir. Bizden doğacak bir sürü insan onu kı- yamete kadar taşıyacaktır ve ta- biat nizamına göre bunların, aşağı yukarı yarısı kadın olacak- tır. Çocuk yahut torunumuz mektebe gittiği zaman muallim &geç bakalım tahtaya bayan Sa. rısakal» diyecek, öteki çocuk- lar güleceklerdir. Daha sonra evlenme yaşına gelecek, belki Namık Kemalin Cezmide Peri- hanı tasvir ederken söylediği gibi «ay ışığına tutulmuş gümüş levhalar gibi parlak çehreli» bir kız olacaktır. Fakat ne çare ki ismi Sarı Sakal! Birkaç sene evvel Durmaçek adlı bir muallimin ayyaşlığından dolayı vazifesinden çıkarıldığı- nı işitmiştim. Seçtiği soyadına göre, hakikaten zevzek ve ay- yaş bir adam olduğuna şüphe yok. Fakat akla öyle gelir ki biçarenin felâketine ayyaşlığın- dan ziyade bu zevzekliği sebep olmuştur. Siyadı «Ben oyum» diye feryat etmeseydi belki gö- ze çarpmıyacak, muayyen bir suçü varsa bile daha bir müsa- maha ve merhametle karşılana- caktı. Fakat kendisi hakikatte yiyip içmez bir melek dahi olsa yalnız Durmaçek adı çoluk ço- cuğa karşı hiç bir idarenin tec- viz edemiyeceği bir skandaldır. Bu betbaht adamın çocukları varsa bugün belki kendisile be- raber açtırlar. Fakat biraz pa- lazlandıkları vakit akıl edip de soyadlarını değiştirtmezlerse bu Durmaçek adı yüzünden ileride onların da çekecekleri vardır. Yine soyadı olarak bula bula Döver adını bulan bir polis me- murundan bahsedildiğini işit- tim, Mütemadiyen hırsızla, yan- kesici ile, serseri ve sarhoşla işi olan bir insan belki günün- bi- rinde öfkesine mağlüp olarak hakikaten döver. Fakat soyadı Döver olursa sorguya çekildiği zaman kendini nasıl temize çıkarır? Döver eski mahalle mektebi hocaları için ihtimal iyi bir ad olurdu ve çocuğunu «eti senin, kemiği benim» diye mektebe getiren babalara karşı hattâ mu. allimin otorite ve kredisini art- tırırdı. Fakat ne yazık ki o va- kit de soyadı kanunu yoktu. masının harp — manevralarında şimdiye kadar katettiği mesafe, üssünden ancak (2500 - 2700) milden ibaret kalmıştır. O halde Amerika, Japonya 'üzerindc tayyare taarruzları yap- Kill gemisi ve (4) tayare g müteşekkildir. Bu d Japon ması ile taaruzi bir harp yapmak mecburiyetinde kalacağı sular (Pearl) — üssünden — (4500) - (6000) mil mesafededir. Donan- manin harp zamanında bu mesa- d |feyi katedinciye kadar bin türlü tehlikelere maruz kalacağı tabii- dir. Ayni Amerika zamanda bu mesafe ana Gdonanması için, gitmek, harp etmek ve dönmek | mecburiyetinde kalmak itibarile pek uzunduür. Amerika donan- RESİMLE 3 de bir Münih gında dikflen barika- di görüy Bunun ar ve eaki Al- man bayrağının altında; sonraki meşhur — po- lis şefi Himmler ve yine meoşhur yüzbaşı Röhm duruyor. 33 latenteri dığını ilân eden iTLER'in YAT TT Hayatı inde Alman suvarleri sokak- ve Hitler 3 8 milli — bir lardaki Hitlercileri temizlemiştir. hükümet kurulduğunu, Berlin müş, 100 kiş! yaralanmıştır. Bizzat Hitler derhal yere ka- hükümetinin ortadan kaldırıl- panmamış olsaydı bu yaylım ateşine kurban olanların M Nazi öldürül- da Y |Japon fil , Japon ini iz'aç ve tehdit etmek isterse ken- di ana filosunu seyyar üs olarak kullanması lâzımdır. Bu pek mas- raflı ve tehlikelidir. Fakat Ame- rika zaruret karşısmda bunu ter- cih ettiği takdirde tatbik edebi- lir ve belki neticede zaferi de kazanabilir. Fakat bunların hepsinden da- ha emin bir nokta vardır ki bu da İngilterenin — Singapurdaki | Mahuf üssüdür. Amerika bu kıy- mettar üsten, muharebeye girdi- ği takdiyde, tabiatile istifade ede. cektir ki o zaman vaziyet tama- mile başka bir şekil alacaktır. İn- giliz filosunun Atlantik denizini müdafaa ve kontrol etmesi yü- zünden Amerikanın Atlantikteki filosu da bütün küvveti ile Pasi- fikte filoya iltihak ederek bu bü- yük filonun faaliyetini arttıracak ve Panamayı da daha sühuletle müdafaa edecektir. Hüsamettin ÜLSEL Eski Bahriye Müsteşarı ğ W Buyünkâ Program 8 Program, 8,08 Hafif program (PI.), 8.16 Ajans haberleri, 8,30 Mü- zik devyamı (P1.) 8,45 Ev kadını - Ye mek listesi. 12,30 Program, 12,38 Şarkılar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Zeybek ve oyun havaları, 13,20 Karışık prog ram (Pl.). 18 Program, 18,03 Müzik, 18,30 Şarkı ve türküler, 19 Fasıl heyeti, 19,30 Ajans haberleri, 19,45 Beçilmiş şarkılar, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Temsil, 21,30 Konuşma, 21,45 Radyo salon orkestrası, 22,30 Ajans haber- leri, 22,45 Radyo salon orkestrasınım devamı, 28 Dans müziği (Pi.), 23,25 Yarınki program, ve kapanış.