Hopalı Mehmet Maceralarını Anlatıyor Çıplaklardan Biri Tabanca Elinde Seğirtiyordu Zd Nihayet, — dediğimi — kabul ettirdim. ( A, ) nin Mepav- rili ile birlikte icabına ba- kacak, arkadaşlarını da adada bı- rakıp kaçacaktık. Hemen tedbir- leri aldık. Yamımızdaki — çocuk- lardan ikisini bizim motörü ha- umuay ünü laya çıkan 'e bozuntulannı isabında ©- yalamıya yalladık (A...), kendisi için yapılan ha zırlıkların farkında bile olamadı. Ardını biza dönmüş, biraz son- Ta mezarı olacak Marmarayı sey- re dalrrışlı. Ac anları da, kıla- vuz diye getirdikleri düzencinin ardına takılmış, adanın kayalık- ları arasında, silâh ve cephane araştırm'ya dağılmışlardı. Motör; lerinden epeyce de — uzaklaşmış- lar, meydanı bize boş birakmış- lardı. Mepavrili, önümüze serilen fır- sattan hemen istifade ile, işe baş- Tanılmasını ssrarla istiyor, haydi Mehmet, kalkalım, tam zamanı- dır, motöre atlıyalım.. diye bar min etini yiyordu. Dinlemiyor- dum sözlerini. Çünkü, benim de zihnimi kuvvetli bir şgüphe kemi- riyordu. Çok tedbirli ve kurnaz bir adam olduğu — söylenilen (A....) nın, böyle 1ssız bir yerde yapyalnız motörde kalmak gibi bir ahmaklık göstereceğine bir türlü aklım yatmıyordu. O güp, her nasılsa iyi düşüneceğim ve a- gar hareket adeceğim — tutmuştu işte. İsabet de olmuş ya... İki ar- kadaş çekişip dururken, motörün kamarasından —ansızın iki resmi | yabancı polisinin çıktığını görmi- yelim mi?.. O anda ikimiz de, taş gibi katılmış, birbirimize ba- ka kalmıştık. İşin rengi değişmiş- ti. Biraz evvel verdiğimiz karar- lar suya düşmüştü. Yeni bir taar- tüz plânı yapmak lüzumu başgös- termişti artık. Bir Güreş Seyrine Başladık Fakat, bizim Mapavrilinin yi- ne ayranı kabarmış, bazan ben- de de olduğu gibi yobazlığı şah- Tanmıştı, İki polisi hiçe saymak istiyor, hemen ileri atılmak ve motöre atlamak için beni âdeta sorluyordu. Aramızda hafif ter- ip bir ağız dalaşı başlamak üze- te iken, motördeki- polislerin sumluğa atladıklarını, daha ge- fibi, telâşla soyunmağa başladık- larını gördük. O kara kışta deni- ze gireceklerine ihtimal vermedi- ğimiz için meraklandık. Şaşkın gaşkın berifleri seyre daldık. Palar yını çıkardılar, caket- lerini attılar, fanilâlarını sıyızdı- lar. Nihayet, birer don ve göm- lekle kaldıktan, biraz da karşilık- b horozlandıktan — sonra, — atılıp birbirlerine sarıldılar, Âdeta bo- guşmağa başladılar. O vakit anla- dik ki, bu başı dönük kafadarlar alafranga güreş tutuyorlarmış me- ğer, Tabi biz. uzamasını dört tözle beklediğimiz bu güreşe se” Arci kalamadık. (A...) nın Kahkahalarını İşitiyorduk Hemen sindiğimiz kaya kovu- ğundan çıktık, — çocuklara, bi- zim motöre binip hazır bulunma- ları ve bir. silâh patlayınca he- men denize açılıp bulunduğumuz motöre sokulmaları için haber şaldıktan sonra, yosunlu oyuklar | arasından sessizce bile indik. KÇayaları siper edinet on beş Fürmi metre kadar . Ge- * tarafında — güreşin — yapıldığı tumlukla aramızda — bulunan ve burun halinde denize doğru uza- nan dönemecin ardında gizlen- dik. Buradan, güreşçilerin kesik haykırışlarını, Mösyö (A....) nın gaklıklı kahkahalarını — iyice işiti- yorduk. Heyecanımızdan - kinli develer gibi soluyor ve ne yapa- çağımızı, kulaklarımıza fısıldaya- rak konuşuyorduk: — Ne dersin İbrahim, ilk baş- tan motöre mi, yoksa polislere mi saldıralım?.. — Polisleri de benzetecek miyiz?.. Üç aylık Bir aytık | — İğibilir. Karşımıza dikilirler ise okşıyacak değiliz a. Elbette ki onların da hesabını göreceğiz. — ise, işe onlardan baş- lıyalım. — Ya motördeki... Biz onlar- la uğraşırken tekneyi alır da gi- derse ne B — O da var ya Mehmet. U- şaklardan birini çağıtalım mı?.. — Geçti vakti artık. İşi biz ba- garacağız. —Polislerle tek başına boğuşmayı gözün tutuyor mu se- nin>., — Allah Utandırmasın. — İyi düşün amma İbrahim. Görüyorsun ya, heriflerin ikisi de ayımsak. Pek öyle ele uvuca sı- gacağa benzemiyorlar, — Sıkışırsam biçaklar ve hak- Tazım ikisini de evvel Allah, Ka- savet çekme sen o yandan Meh- met. Bir Hamlede A..., nın Gırtlağına Yapıştım Mepavrilinin — dediğini yapa- W“k' iki kişiyi bastırıp altına cak becerikli ve gözü pek afa: lardan olduğunu bildiğim için bu işi ona verdim. Fakat, başı dara gelmedikçe biçak oyununa dal- marnasını, hele silâh patlatmak- tan çok sakınmasını sikica ten- bihledim. — Motöre atlamak işini de ben üzerime aldım. Biraz daha konuştuk, helâllaş- tık ve nihayet kumluğa — atıldık. İki saniye bile geçmemişti. Ben Motöre dalmıştım. (A....) yı bir |hamlede altıma almış, gırtlağının | boğumunu parmaklarımla kıskaç- lamıştım. Bilmem ki, hırsla ben mi fazlaca sıktım, yoksa, herifçi oğlu-pek mi tabansız ve cansız bir nesneydi, birden moranıver- di, sesi soluğu kesti. O esnada, a- €t ner patlıyân' bir eilâk, - bana kumluğa baş çevirtti. Gördüğüm manzara şu idi: Çıplaklardan biri tabancası e- linde, parmağı tetikte seğirtiyi Mepavrili de diğer çıplağı altına almış eziyordu. Fakat, arkadaşı- mın dürümü — çok nazik idi. He- men hemen vurulmak, yahut da | yakasını silâhlı çıplağa kaptırmak :,ohlikelın karşısında bulunuyor- hi Arkamdan Birisi Saldırdı Çok sevdiğim ateşli bir arl daşın sönmek üzere bulunması beni titretti. (A....) nın gırtlağı- na yapışan parmaklarım o anda gevşeyiverdi. - Elimi tabancama attım. Bir kıvılerm gibi, motörden kumluğa sıdradım. Tabancamın namlusu, Mepavrilinin üzerine doğru azgın bir manda gibi sal- dıran, silâhlı çıplağın — elini kıra- cak kurgunu tam püsküreceği - rTada, ardımdan patlıyan bir silâ- hin mermisi kulağımın yanından cıvıldayarak geçti. Sendeledim. Başımı çevirince yağlı elbiseli, kirli yüzlü, kısa boylu biri ile göz göze geldim. Herif boyundan bo- sundan umulmıyan bir çeviklik ile motörün baş Üstüne sıçrarken i- kinci kurşununu da yolladı. (Devamı. var) | Valpan manzarayı addediyordu. İkinel hir sigara yakmak için etrafında kibril ararken gözü Landranın en meraklı kitabı olan telefon rehberine ilişti. Bu mavi kaplı kitap içinde Londrada yaşıyan ea » |lülde anlaşılacaktır. | 9990 Temple Bar Jobm biran olduğu yerde durdü ve düşündil: :wırhımlııhıı—hnın“ıo—ıl—— daha dönmiyen genç kimdi aeabat Bır hir akşam evvel olmuş- tu. Sessizce indiği basamakları tekrar çıktı. Ve on numa- ralı odanın kapısında yazılı olan ismi okudü. — Reginald — Bu adam kim olabilir? Diye düşündü. Sokağa Varınca gözü Helön'in pencerelerine kaçtı. Tam © anda ince bir kadın gölgesi perdoleri kapatıyordu. Biti- şik apartıman olan o0 aumazanın işıkları sönüktü. Va- kat tam © anda on numaralı mpartıman aydınlandı. Bir er. kek gölgesi odada dolaştı. Bu bir an içinde oldu. Işıklar tekrar söndü. Jahn hayrette kalmıştı: — Acayip şey.. Diye mırddanarak oleline döndü; Jehin mükammel bir akşam yemeği yediği, yarım şişe de eaki bir şaraptan içtiği halde yine keyfi yerinde değildi. Zihnini 'kurcalıyan meselolerin maammasını bir türlü çö- zemiyordu. Odasına çıktı. Bir sigara yakarak Londranım €en kalabalık sokağı olan Strand'a hakan bir poncereye dayandı. Sokakta binlerce halk, renkli ve parlak — gece Hanları, otomobil ve tramvay sesleri vardı. Bu hayat geyretmek eğlenceli hir şeydi. Fakat John' her şeyden caaı sıkılıyordu. Bütün düşünceleri siyah elbi- seli, alev saçlı bir geç kıza doğru akıyordu. Jolin elddi bir gönç idi. Hayatında birçok kadın tanımış- fi Fakat tanıdığı kadınların hiçbirisi Helen gihi dağildi. Onu büsbütün başka bir kadınlığın nadir bir Bir Yıllık Varidatımız 400 Milyon Lira Cümhuriyet M Bu Rakkama Vâsıl Oldu Aldığımız malömata göre 31 ta biten 1939 mali senesi 400 milyon lirayı bul, Bunun 112 milyon İiri lâde varidattan, 17 mil- varidatlan tahsilâtı " (e yon İirası da nâzım temin edilmiştir. Cümhuziyet maliyesinin ilk de- fa vâsıl olduğu bu. büyük raka- mın, bir sene evvelki tahsilât ra- kamile mukayesesi, 1939 mali yı- lında takriben 60 milyon liraya yakın bir artış olduğunu göster- mektedir. — Fakat bu. artıı milyon lirası fevkalâde varidat- tan olduğu için doğrudan doğru- ya vergilerden ve emsali normal membalardan elde edilen tahsilât fazlasını 7 milyon lira kabul et- | mek lâzım gelir. Ancak, dünya buhranı yüzün- den ithalâtın azalmış olması do- layısile yalnız gümrük resmi ve Olgunluk imtihanı Bugün Başlıyor Lise ve ortamekteplerde bitir- me imtihanları ile engel imtihan- ları bitmiştir. Yalnız ortalarda sa- lt gününe kadar şifahi bitirme im tihanı devam edecektir. Bugün- den itibaren Tiselerde — olgunluk imtihanlarına başlanacaktır. Ba- zi liselerde talebenin yalnız bü dersten müvaffak oli birçok velileri maarif müdü: ne müracaate ve bazılarını da Vekâlete şikâyete — sevketmiştir. Filhakika bir dersten muvaffak olamıyan talebenin bir sene gibi | uzun bir müddet İşsiz. güçsüz, mektepsiz bırakılması ve bu gi- bilerin yedek subay okuluna da lınmaması birçok velileri haklı irazlara sürüklemektedir. Orta- ların eleme imtihanlarında da yi- ne bir dersten kalanlar olmuştur. Bunların da bir sene daha mek- tebe devam etmeleri lüzim gele- cektir. Geçen haziran eleme imti hanında türkçe ve tabiiyeden ka- zanan, fakat riyaziyeden muvaf- fak olamıyanlar bu defa riyazi- yeden muvaffak olmuş. fakat di- Berlerinden kazanamamışlı Bu göbi talebe için de laylık gösterilmesine intizar edil- mektedir. Devlet olgunluk imti- hanları yazılı olacaktır. İmtihan sualleri Vekâletten gönderilmiş- tir. Olgunlukların neticesi 29 ey- Bu tarihten sonra, muvaffak olanlar Üniver- teye kaydedilebileceklerdir. Hastane Yolları Asfalt Olacak Şehrimizdeki Belediye hasta- melerine giden yolların asfalta çevrilmesi kararlaştırılmıştır. İlk olarak Beyoğlu ve Haseki hastanelerine giden yollar yapı- caktır. Beyoğlu hastanesine den yol Taksimden Siraservil caddesini takiben Firuzağa ca: ine kadar, Haseki hastanesi: giden yol da Yusufpaşa camün- den Haseki camüne kadar as- falt olacaktır. Ay başında — işe başlanacaktır. HBelen ile u ladı: nümünesi —MAVİi PORTAKAL VATAN aliyesi İlk Defa Jithalât muamelesi vergisinden bu |müddet zarfında 19 milyon lira- |lık noksan varidat elde - edildiği |gözönünde tutulursa bu neticeye varabilmek için diğer vergi tah- silâtı ve varidatın 26 milyon lira kadar artmış olması icap eder. Nitekim 1939 tahsilâiti Üzerinden |yapılan tahlili tetkiklere göre bu sene içinde kazanç vergilerinde © milyon, sınai ve mali mücsse- seler yergilerinde 3 milyon, istih- lâk vergilerinde 7 milyon ve di- ğer vergiler ve varidatta da 10 milyon İira gibi büyük tezayütler kaydedilmiştir. *Varidatta görülen 60 milyon liralık tezayüde —mukabil bütçe sarfiyatı da 316 milyon liradan 381 milyon liraya çıkmak sureti- le takriben 65 milyon Jiralık bir tezayüt arzetmiştir. Almanya İle Ticaretimiz Türk - Alman ticaret anlaşma- s1 hakkında yeniden müzakerele- ve başlanacağı haberi doğru de- ğildir. Evvelce aktedilerek Mil Meclisinin de etmiş olan 21 milyonluk tica: anlaşması üzerinde hiçbir müza- | kere cereyan etmiyecektir. Yeni- den görüşülecek — olan noktalar, alnız anlaşmaya merbut könten- n İistelerinde yazılı olan mal- ların son piyasa vaziyetlerine gö- re kıymetlerini tesbittan jbarettir. Esasen bu maksatla gelmiş bir eksper heyeti ile bir Alman tica- ret müşaviri Ankarada bulun- maktadır. — Sıhhiye Vekili Eeldi Sihhiye Vekili Hulüsi Alataş dün şehrimize gelmiştir. Vekil. dün. hiçbir ziyaretta, hulunmamış ve istirahat etmiştir. Roma büyük elçimiz geldi. Roma Bü; Ragıp dün İtalyadan Elçimiz Hüseyin | şehrimize - | gelmiştir. Büyük elçi bugün An- karaya giderek hükümetimizle | temaslarda bulunacaktır. Hüse- | yin Ragıp, birkaç gün Ankarada kaldıktan sonra tekrar Romaya dönecektir. | Ankarada dokuma sergisi İ İktısat Vekâleti Ankarada da- imi bir dokuma sergisi açtıracak- tır. Bu meşher, bütün vilâyetleri- mizin el dokuma — tezgâhlarında | imal edilmiş nümunelerden baş- ka, het mamülün ham maddesini, ilk ve son manipülâsyon hareket- lerini gösteren — grafik, istatistik ve. çeşitlerin renk ve boyaların- dan nüzmuneleri eyliyecek. tir. Her vilâyette bu iş için hazır. Işklara başlanmıştır. Şehrimizde de dokuma kooperatifi bu işe Taemür — edilmiştir. -Kooperatif müdürü, İstanbulda — çalışan iki bin tezgâhın mamülâtından baş- ka şile bezlerinden de nümüne- ler tefrik ettirmeğe başlamıştır. YAZAN ÇEVİREN William J. MAKIN Rezzan AE, YALMAN herkesin ismi yazılıdır. En meşhurdan en meçhule kadar ber adam aifabe sirasile burada yaşar. John evvelk dalgin maksatsız süretta sayfaları cevirmi- ye başladı. Sonra hatırma bir şey geldi. Bu Reginali Val- gpas'ın ismi de belki bu rehberde vardı. Hemen sayfaları gevirerek aradı. Evet bu isim vardı. Telafon numarası şu — 9000 Temple Bar Bir aa teredditt etmeden sigarayı tahlaam içine bıraktı. Ve heman tolefonu açarak numarayı İstedi. Şimdi apartı- manın böş ölüp olmadığını, Bilster Valpas'ın eve dönüp dönmediğini öğrenecekti. Telefon bu marakını derhal hal- ledecekti. Evvelüâ olomatiğin sesini sonra çalan xili duydu. Kimse cevap vermiyordu. Biraz daha bekledi. Zü hâlâ çalıyordu. Artık ümidini kesmişti. Telefosu kapıyacak iken kulağında bir ses çın- — Allo.. — Orası 0000 Tomple Bar mr? zengin ve kibar milyonerlerden ea fakir adama kadar — şeklinde: — Evet. Mister Reginalâ Valpas musnuz ? Bir an karşıdaki ses cevap vermedi. Sonra — bir - fısıltı #tmiştir. Yeni tasnif bu direktife göre, devam ettiği için tetkik sa- Biplerinin yeni şekilden eskisi xi- bi istifade edemiyecekleri — Maia olunuyor, Yaptlan bir tahmine gö- vesikaların — tas- mifi için 90 gene lüzemdir. Ba ar- Yapılan bir istatistiğe göre son zamanlarda cürmü meşhut suçlar çok azalmıştır. Suçların azalma- sında yeni kanunun — uslandırıcı tesirleri olduğu ileri sürülmekte- dir. Bu azalmayı mevsimde ara- yanlar da vardır. Maşhut suçların işlenmesine en müsait saha Ye- miş, Küçükpazar gibi satıcı esna- fın tekâsüf ettikleri yerlerdir. Ha- valar müssit olduğu için şimdi bütün bu emaf seyyar bir halde şehre dağılmışlardır. Bazıları da ut suçların zalmadığını, fakat iş zamanları- nin Zıyaından korkan - şahitlerin iki tarafı barıştırdıklarını — söylü- yorlar. <aekkğm ni Hatayda Pirinç Bol Hataylılar bu sene pirinç zira- atinin verdiği — neticeden mem- nundurlar. 1940 senesi çeltik sa- hası 60 bin dekarı geçmektedir. Bu sahanın vereceği pirinç rekol- tesinin 18 - 19 milyon kilo ara- sında bulunacağı — tahmin — edil- mektedir. Bu. miktar, mıntaka piyasasına göre kıymetlendiri! cek oluram hu sene pirinç zira: den Hataya dört milyon Türk lirasına yakın miktarda para gi- recektir. Mahsül - bol ve randı- manlı olacaktır. — Bvet, dedi. Siz kimsiniz? — Ben John Trencham... Siz baal tanımazsınız, — Tanıyorum. — Peki, devam adiniz. vukat Namzetleri İçin İmtihan şekilleri — Ne dedinir, tanıyor. musunuz? — Evet.. Biz dün akşam partakalların arasındaki cese- Bu Hususta Avukatlık kanununa göre staj devresini bitiren stajiyerlerin avu- katlık ruhsatnamesi almak için germeğe mecbur oldukları imti- han hakkında bir — tâlimatname hazırlanmıştır. Bu tâlimatnameye göre avukat stajiyerlerinin imti- hanları, vekillikçe temyiz mahke- mesi reisi ve âzaları arasından saçilecek ve Ankara berosunda kayıtlı avukatlardan intihap olu- nacak bir zat ila hukuk ve ceza işleri umum müdürlerinden mü- teeşkkil bir heyet tarafından her sene mayis ve birinciteşrin ayla- rında Ankarada yapılacaktır. İmtihan yapılacağı günler ve- killikçe en az Gazete ile ilân edilecek ve müna- sip bir tarzda alâkalılara bildiril- mek üzeye Cümhuriyet Müddeiu- mumiliklerine ve barolara ayrıca tebliğ olunacaktır. Bu ilân üzeri- ne imtihana gizmek bakkını haiz talipler bulundukları yer Cümhü- Tiyet Müddeiumumiliklerine isti- da ile müracaat edecekler ve a- vukatlık kanununun, staj talimatı- na göre elce edilmesi jeap eden vesikaların hangi tarihte Ve ne- reden gönderilmiş olduğunu im- tihan gününden nihayet 15 gün evvel vekâlete — bildireceklerdir. Bu vesikalardan evvelce gönde- rilmiş olanlar varsa ayni müddet içinde irsal olunacaktır. Talipler, imtihandan bir gün evvel hükük — işleri umum mü- dürlüğüne gelecekler, ibraz ede- cekleri hüviyet cüzdanı ve dos- yalarındaki vesikalara — nazaran hüviyetleri tesbit olunarak mü- racaat sırasile — isimlerini listeye kaydettireceklerdir. İmtihana gir- | Eline Zor Temmuzun otuzuncu günü sa- at on altı buçukta Çatalcanın Çu- kurbostan çihliğinde — çalışanlı üç silâh sesi duyuyorlar ve derinden bir — istimi yelın üstünde du- ran Bayramın ekin yüklü arabamı da yokuştan aşağı san le uçmaya başlamış, biraz sonra a- raba —uçuruma — yuvarlanmıştır. Çiftlik sahibi Mustafa, adamlarını seslerin geldiği tarafa koşturu- yer: Ortada parçalanmış bir ara- ba ve yaralanmış beygirlerden başka kimse yok... Mustafa, bir hâdise olduğunu sezmiştir. Köy muhtarlarına ve jandarma karakoluna haber gön- İdermiş, kendisi de bütün tepele- ri, dağları, dereleri ölü, yaralı, diri hiçbir Tamamıştır. — Biraz ıııııı.ı ( ineş batmış, birkaç yüz köylü ellerin- de fenerlerle çiftliğe gelmilşer. saat dörde kadar her tarafı ara- mışlar, nihayet üç kadın bir ekin yığınının arkasında Bayramın ce- sedini bulmuşlardır. Fakat katil iat Cörkimmifde 23-9-940 ——— Hazırlanan - Tâlimatnamenin Esasları me hakkı olan stajiyerlere fotof” raflı ve mühürlü bir vesika lecektir. İmtihan sualleri, — medeni ke” nun, borçlar kanunu, ticaret kâf nunu, ceza kanunu, ceza ve kuk muhakeme üsülleri, avukat” hk ve harç, icra ve iflâs kanunlâr n Üzerinde namzetlerin umuml malümatile bu kanunların tatbi” ki bakımından vukuf dereceleri" ni anlamağa medar olacak şekil de heyet tarafından tertip olund” caktır. İmtihanlar yazılı olarak yapt lacak ve iki gün devam edecektir İlk günü ameli malümat, iki günü tatbikat imtihanlarına tah” sis olunacaktır. — Sualler imtihat” dan bir saat evvel yapılacak, z47 fa konarak mühürlenecek ve im” tihanda talipler huzurunda açıl” caktır. İmtihanda tam numara 10 olt yak kabul edilmiştir. Muvaffak olmak için her imtihanda takdif edilen — numar mecmuunul onda beşten ve her iki imtihan notlarının heyeti *mecmuasının vasati olarak onda altıdan aşaği olmaması şarttır. İmtihan evraki tetkik ol ü heyeti tarafından birer mazbata yapılacak ve bu mazbatalar ve” kâlet hukuk ilşeri umum müdür- lüğüne verilecektir. Ehlğyet gör aerenlere ait mazbataların tasdik- li birer sureti stajiyerlerin kayıtl |bulundukları veya kşydolunduk" lan /barolara gönderilecek, kaza' hamiyanlara — yalmız numaraları tebliğ olunacaktır. İki Hıyar Yüzünden Çık Cinayetin Muhakemesi Koca Nagant Tabancası Katilin Sığıyordu kim? Bu muammayı Balletmek biraz güç olmuştur. Nihayet Muw- tafa, gündüz çeşme başında ge çen bir münakaşayı hatırinmiş ve: «Olsa olsa bunu Kâhya Meh' medin oğlu'Hüseyin Ercan vur | muştur> diye hükmünü vermiştir. Bayramla Hüseyin, iki hıyar yö: zünden kavga etmişler. Çeşme Başında Bayram, Hüseyini tokat- lamış. Hüseyin de tokatların acır sını üç kurşunla çıkarmıştır. Birinci ağırceza mahkemesi ev- velki gi dâvanın - tetkikint başladı. Suçlu Hüseyin Ercan. henüz on yedisini bitirmiş bir ço” cuktur. Masanın Üstünde koca” | man bir Nagant tabancası vardı. |Kabzası Hüseyinin avucuna zot İsığıyordu. Hüseyin: <— Bayram beni tokatladı Arkamdan koşuyardu. Ben de tabancamı — çektim. arkaya doğru üç el ateş ettim. Bayram yere yuvarlanınca köye kaçtım. Korkumdan — tabancam! otların arasına aakladım. Taban- ca babamındı. haberi yokken çal- mıştım. Evet, üniz bu ta- n Bayramı ben - öldür. düm.> diyordu. " Şöförler Fazla Çalıştırılmıyacak Bazı otobüs şolör ve biletçile- tinin miî.“gü saatten Fazla ı lediyı Ca sülliğinlen tehbama 'beği lanmıştır. — Şoförlerle biletçileri fazla çalıştıran - otobüp sahipleri cezalandırılacaktır.