16 Eylül 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

16 Eylül 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İCMAL Ü SİYASI ltal)'anlar Mısır Hududuna Girdiler Yan kıtaları Libya hudu- gg GA siyarındaki Solluüm kö- K Jezal etmişlerdir. B Mayalyan askeri (l yor goPraklarına girmiş bul Yüni tüter'in Kahireden verdiği | |Ş nazatan, İtalyan - edeceklerini muhtelif f,:'];"ırlı ilân etmişlerdi. Eğer aN askerleri sevkulceysi bir Yeti olmuyan Sollum kö- Beri çekilmezlerse Mısır Mütecavizler — arasında intizar etmek lâzım- lezmmi, Yünden * bugünkü şeklinde uy- bir silâh yerine kaim Alman hava kuvvetleri tti sekiz. dokuz saat süren ah hücumlarile, şehri tahrip- | başka, Londralıları uyutma- tayesini de güdüyorlar. İtreşal Göring. — İngilterenin a hödidedilen Londrada, nor: biliye YAt ve normal istihsal ka- bap ti devamlı — uykusuzluktan deştlürm, harbe mukavemet e- Sürmle itün Britanya — vücudünün raş Mücağını hesaplıyor. Ve taar- or.lâninı ona göre — idare edi- ;,k'_du'veıı bu zaviyeden tet- keş tdince, Almanlarla İngilizler de Adaki bu ölüm dirim harbin- biri Şiunun en esaalı silâhlardan eç düğunu — kabul etmek icap * Demit Muhafız- ürdüler. Demir m n reisi, Başvekil mu- Anıi olmak şartile yine General biş Çütscu'nun — riyasetinde yeni Kaşkabine teşkil ettirdiler. Sabık __"n. tahtından çekilmesi mü- zaştbetile bu sütunda çıkan bir igmızda, Demir Muhafızların, M tamamen beraber ne ÇöYMset takip edilmesini temi- ni Şalşocaklarını söylemişlik. Ye Biş Talin, mihvercilerle beraber Syaset takip edileceği hak- .k""-hı irmamesi Rumen dahi- inin bugünkü halini ta- meydana koymuş bulu: kff_ff*'in Olmuştur, Böcel dal, ten mak kelb; Tamile Büyor, geP'ün Cebelitarık — Boğazından Tei elt Fransız harp gemi yattlarını Dakar'a çevirdiklerini Fransız müstemlekelerindeki ,,_kl“ulıı_ Propagandasına mâni ol- Dek üzere hareket edeceklerini 'Aç B. Alman ajansı bildiriyor. suğ habere yağmen, yine bu hu- Uğla dünkü yazımızda işeret et- Kaiiz noktayı bir daha tekrar- uraçAğız: Fransız gemileri, İngil- mep * karşı hasmane hareket: et- üzere Cebelitarık'dan geç- olsalardı, İngilizlerin hiç ol- mağa sahil ryalarının mü- aafaatine maruz — kalırlardı. Bu Pilelede İngiliz — istihbaratının, yalduzların maksadını farketmi- :& kadar, gafil avlanmış oldu- u da farzedemeyiz. Çünkü ah PePçalık mühim bir filonun ':""lmıı gu dabili keşmekeşin- h.'lııleıiı-.i tamamen gizliyerek kıp “Eet etmiş bulunmasına pek a- emeyiz. Göltciler arasında hür Franmaya, Yarltile İngiltereye tarafdarlar ehidir. Böyle bir şey olsaydı, Vi- dey n olmasa bile, filonun için Uhba Sacak malümatla İngiliz iw- MaBaratı vaziyetten haberdar o- rdu. ni B* meselenin hakiki mahiyeti- u.l'::'lrııık için Fransız Filosunun çe areketini beklemek icap edi- e 3, A, Şeret Stadında — ta Şeref stadında anııânde husu- B ları yapıldı. çöül, Galatasporu 6 - O gibi bir farkla yendi. Beyoğlu- | vi bi; e rtuluş maçını 4 - Ü gibi Tahdı, alatasaray A ve B takımları- tdeç 'i Maçlarına hazırlık teşkil 6. ç takımı Süleymaniyeyi C“_ Yendi. j d.nu.m.. en mühim maçını teşkil Beşikiptaktaş - Vefa maçım da nedi Taşlılar, fazla gayret sarfet- <0 3 - O kazandılar. öi tüce ile Beyoğluspor ka- | | T ekzersizinden sonra Be- | İt latmaktadır. ABLOKA İngilizleçe göre bu harbin yarısı abloka ile kazanıla- caktır. Almanlar, İngilizlerin tatbik ettikleri abloka tesi- rile âkıbeti meçbul addedi- len «İngiltereyi istilâ» te- şebbüslüne bile başlamak üzeredirler. Bu harbin can noktası o- lan ablokaya dair lüzumlu malümatı aşağıya hullisa- landırıyoruz. İngiliz Ablokasının Tesirleri Aşağıdaki rakamlar, ithalâtının yüzde ne abloka haricinde kaldığını, yüz- de ne kadarının ablokadan kur- tulamadığını göstermektedir. Bu rakamlar, Almanların ab- lokayı akim bıraktırmak için sar fettikleri büyük gayreti anlatma- ga kâfidir. Alman kadarının | Yukardaki harita, Almanyaya karşı İngiliz ablokasının vazi- yetini göstermektedir. Köşedeki gemilerin baheri 200 bin to nilâtoluk ithalâta işaret etmektedir. Yukardak Almanyanın ithalâtını, aşağıdaki içi beyaz gemi halâttan ne kadarının abloka neticesinde akim kaldığını an- ah gemiler. ir ise bu | Eşya Ablokaya tâ- Ablokuya tâ- ve emtla — bi alan bi almıyan 95,3 4,7 85,5 100 akır Manganez Nikel Tutya Kalay Antimuan Krom Ham petrol Benzin | Gazolin Amyant Pamuk Kauçuk Fosfat Yün Yağlı çekire dekler 96 Kahve, kakao 100 1939 Eyiülünde Bu harpte, muhasamat başlar balşamaz İngilizler, Almanyaya kargı hemen abloka ilân ettiler. Alnanların 4 milyon 244 bin tonilâtoluk ticaret gemilerinin bir kımı Alman limanlarında, bir kusmı da iltica ettikleri bitaraf li- İmanlarda muattal kaldılar. Bir- 8I İstanbul Cumartesi günü başlıyan Tür- kiye atletizm birinciliklerine dün Fenerbahçe stadında devam edil- . 200 metre: 1 — Melih 23 2/10 bul). 2 — Sami 24 2/10 ( şehir), 3 — Şerif 24 3/10 ( tanbul). BO0 metre: | — Hüszeyin 16.01 3/10 (İs- tanbul), 2 — Mustafa - 16.06 8/10 (Ankara), 3 — Bebzat 16.52 (Eakişehir). 800 metre: | — Rıza Maksut 1.59 6/10 (İstanbul). 2 — Kemal 2. 5/10 - (Kocaeli), 3 — Galip 2.04 4/10 (Ankara) 400 metre manlalı: 1 — Faik 58 6/10 (İstanbul) 2 — Neriman 61 1/10 (İstar |bul), 3 — Raşit 61 3/10 (An.- |kara). Üç adım atlama: | — Yavru 13.77 m. (İstar bul), 2 — Abdurrahman 13 46.5 mn. (İstanbul), 3 — Münir 13.42 m. (İstanbul). Yüksek atlama: 1 — Jerfi 1.80 m. (Ankara), 2 — Pulat 1,75 m. Çİstanbul), 3 — Faik 1.75 m. (İstanbul), Cirit atma: | — Melih 53,65 m. (İstan. bul), 2 — Kemal 53.40 m. 3 —. Şerif 32.24 m. (İstanbul), Disk atma: 1 — Arat 4025 m. (İstan- (bul). 2 — Yavru 35.72 m. (İse tanbul), 3 — Ateş 35:28 m. (İe tanbul). Balkan Bayrak: | — (Rıza, Ahmet, (lâtan- Eski- b Halit, POMPEİNİN SON GÜNLERİ TÜRKÇE SÖZLÜ muazza Önümüzdeki — Perşembe akşamı S A m ve emsalsiz bir şaheser RAY ösmemü Türkiye Atletizm Birinciliğini Kazandı Kampa Girecek Milli Atletler Seçildi, — ıstanbul, Marmara Kürek Birincisi Oldu 1(İezı:ııi) den mürekkep A takımı, derece; 3.32. 3/10. 2 — (Ahmet, Osman, Fikret, | Turan) dan mürekkep B. takımı, |dereçe: 3.36, 6/10, Umumi tasnifte İstanbul birin- ci, Ankara ikinci, Eakişehir üçün- cü oldu. Dünkü Türkiye — birincilikleri mü- satkalarından sonra Burhan Felek'in başkanlığı altırda toplanan teknik | komite bugün Kalamışta Belvüde - İçılacak Balkan — oyunları kamşıma girecek atletleri Seçmiştir. — Seçilen atletler ganlardır: Muzafter, Fikret, Melih, | Turan, Gören, Raşit, Kuza Makeut, Adnan, Galip, Ke: Resep, Mustafa, Hüseyin, Ai | Falk, Süha, Vasti, Neriman, Jerfi, Polat, Muhittin, Şerif, Münir, Ömer, Cezmi, Osman, 'Yavru, Ateş, Arad, Balcı, İzzet, Hay- | Jahama eyaletinde bir Xasabaya gel-| ri, CA Şevki, | Marmara Birinciliği İzmit, 15 (Telefonla) — Mar. mara kürek ve yelken birincilik- leri bugün burada büyük bir in- tizam içinde — yapıldı. Neticeler şanlardır: Bir Çifte: Birinci Güneş (14.40) - İkinci Kâğıtapor - Üçüncü Herekespor, gifter Birinci Galatasaray (12.35) - İkinci Herekespor. 4 Tek: Birinci Galatasaray (11.55) - İkinsi Kâğıtspor - Üçüncü Güneş. İ Umumi tasnifte 16 puanla İs- tânbul birinci, 10 puanla İzmit ikinci oldu. Klüpler — arasındaki Ütasnifte birinciliği 10 puanla Ga- İatasaray, ikinciliği 6 şar puanlı Güneş ve Kâğıtspor aldılar. H reketpor 4 puanla dördü: du. Tenis ı Tenis çalenç kupası final maç- Harı dün Tarabyadaki okrtlarda apılmıştır. Tek erkeklerde T. yan; çift erkeklerde Hasan t bi | tegoride Bayan Filips ve V. Bin: Vikinci kategoride Bayan Jale ve İTbrahim Cimcoz kazanmışlardır. $ To |çokları da kendi kendilerini ba- | urdılar. İhtiyaçlarını hariçten tedarik edemiyen Almanla meşhur Dok- |tor Claudius'u Balaknlara gön- derdi. İp ddeleri buradan tedarik çarelerini aradı. 1940 Eylülünde Almanların, sahillerini ele ge nın şeklini değiştirdi. Bu değişiş. Almanyanın lel giliz filosunun daha ziyade İaali yet göstermiye mecbur kalması- dır. Almanya, kazandığı zaferlerle iktisadi vaziyetini düzeltmiş de- gildir. Eline bazı stoklar geçirmii olmasına mukabil, büyük bir altına da girmiştir. — İşgal ettiği memleketler ahalisinin — iaşesini, ihüyaçlarını temin etmek mecbu- tiyetindedir. Alman Ablokası Bir Alman darbimeseli: <Dil, daima hasla dişe dokunur.. der. Almanların, İngiltereye bir abl ikına — karar ver» dikteri za bu — darbirneseli hatırlamamak kabil değil. | Almanya, mahküm etmek istiyor. Sahilleri İni-ablokaya almıya çalııyor. Bur fnun için de tayyare ve denizaltı İlan, torpida - vedetleri kullanı- İyor; bitarafları tazyik ediyor. Fakat muazzam - İngiliz donan- ması ve ticaret filosu karşısında kendi ablokasını tatbik ve İngiliz ablokasını kırmak hususunda bu- gün için âdeta Bciz kalıyor. MiH Avrupanın garp m İngiltereyi ek açlığa |İLİM GÖZÜYLE 'Haı.'p Tahriplefihde İlmin Mes'uliyeti Var mıdır?.. Bu devirde ilim adamı olmak da güç... Yıkıcı harpte ilmin ana rolü oynadığına hükmeden bazı üm adamlarını, tahrip alarını meydana getirmekle itham ediyorlar, Halbuki ortada bir fevkalâdelik yok. Her harp gibi bu harp de, ilimden istifade ediyor ve devrin ilmine tempo tutuyor. Bazan harplerin ilmin terakki- sine yardım bile ettiklerini söyle- sem biraz garip olur, amma bu bir hakikattir de. Taarruz — silâhlarının, — harpte kullanılan enerji — membalarının kuvveti karşısında, ilim adamla- na gelmesine hizmet ediyor. İlim bakimından barp dey ce, enerjinin bir yerden diğer yere süratle naklini ve tetbikimi anlarız. O halde, gerek taarruz ve gerekse müdafaa silâhları dev. rin ilmine göre şekil ve mahiyet alırlar. Babillilerin veya Romalı- ların şaryotu ile tank, mahiyet iti barile aynidir. Birincisinde tahrik vasıtası at, ikincisinde motördür. Birincis üç beygir sürükler, koşturur. ikincisini yüz beygir kuvvetinde bir motör, Eski insanlar okla harbeder- lerdi: şimdi makineli tüfek ve top kullanıyorlar. Okta yayın elüsti- sitesinden ve pazu kuvvetinden, makineli tüfekte baruttan ve bun- dan hasıl olan gazların elâslisite- sinden istifade edilir. Oka karşı müdafan silâhı kalkandı. Makine- li tüfeğe ve topa karşı zırh levha- lar kullanılıyor. O halde ok, ma- kineli tüfeğin ceddid Fakat öbür taraftan insan, yın elâstisitesinden istifade ede yek (aaat) dediğimiz faydalı hazı da yapmış. İlmin verdiği ka nun, okla, anatte hemen hemen aynen tatbik ediliyor. Bu misal- ler istenildiği kadar çoğaltılabi- hir, -Rİ İlmin başlıca gayesi, tabiat ka- nunlarını bulup çıkarmaktan iba- rettir. Bu bakımdan ilim, bitaraf- tır. Balduğu kanunları, istiyen iyi ve istiyen gena işler için kul- lanabilir. Bunda ne ilmin ve ne de âlimin kabahati yok. Kaba- Rİ'NİN DEVRİÂL |Kati ilimde değil, tatl İzekâda değil, hırsta aramalıyız. | İlmin fena tatbikatını bıraka- lım da bir de iyi tarafına baka- lım. On yedinci asırda Londrada höküm süren vebadan ölenlerin adedi, bugün — şiddetli tayyare bombardımanı — zayiatından çok İidi. Bakteriyolojinin doğmanı ve terakkisi; veba mikrobunu tepe- İlemiş. Bu, ilmin bir zaferi değil mi? | — Hattâ bugün Londrada tayya- İre bombardımanına karşı topla tın açlığı baraj ateşi de ilmin yine bir zaferi değil mi? İnsan zekâsının büyük bir zafe- olan ilmi, fenaya âlet oluyor diye tahtie ederek kaldırmağa çalışmakla tekâmül kanununa karşı koymaz miyiz? Bu, bir ir- Bca olur. | Haydi geriye, lâ Hâbil, Kabil devrine kadar — gidelim. — Kabil |Habili, ilmi terakkinin meydana koyduğu bugünkü silâhlarla de- odunla öldürmüştü. Orada odunu indiren kuvvet, ilim kanu- nuna değil, hırsa bağlıdır. O hal- de harbe kızınca ilimden ziyade insanların hırsına çatmak elbette daha doğrudur. SALİH MURAD | Bileta Faydalı Bilgiler ik şeklinde: ÇAY HALİS Mİ, DEĞİL Mİ> Çayın halis alup olmadığını an- Tamak için en kolay usul bir tutam gayı bir bardağın içine koymak ve Üstüne birar soğuk su dökmektir. Eğer çay halisse su pek az venk- yenir, değlise çayın rengi derhal ve fazla miktarda suya çıkar. Bir ke- re tecrübe ediniz. ELLERİN İYİ MUHAFAZASI Elleri temizlemek, beyazlatmak ve iyi muhafaza etmek için bir çok usullar vardır. Bizlm aşağıya ya- zacağımız usul bunların en basit ve en müsasirlerinden biridir. Yatmadan evvel ve günde bir- kaç kere elleri içine müsavi mik- farda boraka ve amonyak karıştı- rılmış oldukça scak suda yıkamıa- Dıdır. EMİi Yazan: MİHRİ BELLİ 'Tom, seyahate ötomobille başla- mak tikrini iyi buldu. Bir sinemada Bizleniyoruz, halılar üzerinde geceyi Beçiriyoruz. Ertesi #abah Kanaaa Ci- ty'nin cenup tarafında bir yol kana- | rında dürdük, geçen olomasillara mu- tat olan işareli v çantamı iki gün evvel Ban Pransje- koya günderdiğim için bu sefar da- |ha hafif seyahat ediyordum. Yanı- birer yedek görlek ile nları bir paket ha- | a otamobillerden — biri durdu, Onun dürdüğü yerden baş- bile geğtik. Böylece 1 değiştirdikten sonra Ok Gik. Ortalık kararmışlı: — Acaba nerede YElsak? diye dü- günüyorduk. | Haa pek Boğuktu. Dişarda yat| | | mak mümkün değildi. Böylece düşünüp ranırken, bir si- İnemnanın önünde durdük. Şu bizim keci sinamalarına Dender bir yer.. — Bak, dedi, iki film birden. Ü- telik varyete de.- Hepsi on sente... | (On beş kuruş kadar bir şay)... Dışarda soğuk Tüzgür iliklerimize Kadar işliyordu. İçeri daldıx. 'Tom biletçiye sordu: — Bon seans kaçta bitiyor? | — Birde. 'Toma: sanl | diye mırildanıyordu. — Merak ötme, dedim, geceyi bu- en Kaliforniya sinemaların rada geçirmenin Gibette bir kolaymız | * buluruz. Lâmbalar Yandıktan sonra zaklanır, sinema Bofaldıktan sonra, meydana çıkarız. Hem bak, bü Kadife haldar ne kadar da yumuşak.. Bizim bütçede Otel tahsisatı yok- ta. Boğuk bir şimendifer istasyonun- da tahta bir sırada gecelemek te |- Bibi barın- | epeyoe bir meseledir. iyorduk. Sopamla | | bir- «Nerede bizim — yirmi dört| *| zi n Tidk havalı sinemanın yumuşak Koltuklarıns. kurulduk. Filmler e varyeteyi seyre koyulduk. Gözlerimiz yolnız sahmeye takıli kalmıyordu. etrafı da gözlüyorduk. Sinema bittik- ptem sonra elektrikler yandığı taman saklanscak iyi bir yeri iptidadan bulmak Jazzmdı. Sahnenin sağ tarafında küçük bir odaya benziyen bir çıkmtı vardı. Bu. İzanın kapıtı acaba kilitli mi di? Bir münasip zaman bularak yerime den Sayrılıp kapıya gittim. Mandalı | sevirdim. Kapr açıktı. İçeri başımır Şuzattım. Zifiri karanlıktan — oir şey görünmüyordu. İçerde kimse olmadı- ğt muhakkaktı. Artık saklanacığı mıs yer de bulunmuştu. Müsterih o- Jarak yerime döndüm. Filmler ile varyeteyi ikişer defa eyrettik. Son film de artık bitmek üzere idi. Yanımda uyuklıyan arka- daşımı dürttüm. Gözlerini açmasile kendini sağınağımıza atması bir o du. Ben de biraz sonra oaun yanın- da idim. Girdiğimiz yer tahta parçalarlle, tellerle dolu ve daracık idi, Tki kişl için ancak ayakta duracak yer vardı. ÜDEn ufak bir hareketimiz tahta y ınlarının istifini bozabilir. ve çıka- cak gürültü bizi ele verehtlisli. Bizi bu halde yakalıyanlara bu sinemâya | yalnız soğuktan barınmak için geldi- Eimize inandırmak biraz güç olacak. tı. İkimiz de hazır ol! vaziyette dim dik duruyorduk. (Devamı var) SOLDAN SAĞA: 1 — Zaman taksimatmdan - Ba- haftan biri - Bir renk. 2 — Bir ge da maddesi. 3 — Yarım sarsak - Cet. 4 — Bir marangoz işi - Baltık- 'ta Bir llman. 5 — Yaprak aigarasının yarısı - Esas - Balık kuyruğu, 6 — Zürriyet - Cüzt. İranla, Irakın benzer taratı - Peygamber » Bu. ö— Bert - İyne. D — Karadeniz uşağı - ifa eti 10 — Eakuniş (argo). 11 | Yama - Safra - Edat. YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 — Renk - Bir nevi tiyatra - 'Tens yama, 2 — Tostoparlak. 3 — Rama- zanın Üçü » Yüzün silelerinden. 4 —| 'Talih puslası - En büyük. 5 — Ba- ışlama - Gelecek » Sanatın — tersi. 6 — Okuduğunuz gazete - Gümüşlü. 7 - Askerliğe başlarken - Kapanın içinde - İsim. 8 — İzmirinki meşhur | oldu - Dikiş Aletlerinden. © — Başı- na bir E gelirse kardeş karıları o- lur - İki harfi noksan Bir Gebze, 10 — Yere basan tarafı eğri. 11 — —| Kızıldenizde dar bir körfez - Şimalde bulunur. 26 N. lı Bulmacanın Halli BOLDAN SAĞA: 2 — Kösemihal 3 — Ölüm; Kale. V4 — (m) Bşe; İri, İde. 8 — (y) Eni; | ölü. 6 — Ah Ta; El; Ne 7 — Uta; (k) ÜB (X) 8 — Ece; Asa; Aya, |© — Adli; Koza. 10 — Karadavut. YUKARDAN AŞAĞIYA: 2 — Köşebucak. 3 — Ölen; Feda. * (P) Üs (k) ü (: Tta; (b) İra, 5— Emi; Ala. 6 — Rm: Re: Ba; De. T — İki; Aka. 8 — Aha; Ölü; Ova, |© — Adü; Bazu. 10 — Ledüniyat. FELEK — Yazan: B. FELEK —| Yaşasın Kıtlık! v söz, daha dün elime geç- miş olan |J Eylül tarihli bir Fransız haftalığındaki, ciddi h!ı makalenin son eli ldir. Vereceğim izahatı okumadan bi- le, Alman ist altında F sızların ne hale gelmiş oldukları» ni bu cümleden anlıyabilirsiniz! Jafazanallah! Efendim «adı geçen» bu haf- talık gazete, Frai arkının kur- tarılması çarelerini mütalâa eder- ken gunları yazıyor: sÖrta yaşlılar için iki büyük Afet var:İçki, frengi. İçkiye karşı çimdiye kadar tababet tamamen alâhaez idi. Prengiye karşı da mülga Sehhati U- mumiye Nezareti iyi çalışmıştı. kanunl tedbirlerle bu üd âfe- ti önlemiye çalışacağız. Bundan baş- <A bizim memleketle bir çok orta yaşlılar vaktindan — evvel ihtiyarlar maktadır. Evvelâ hemen bütün F azlar fena yerler. Gerçi pek haklı e Jsrak dünyanın en âlâ yemek tertip- lerine malik- olduklarle — övünürler Fakat en hazmı güç gıdalarla besle nirler. nefesleri kokar, yüzleri kar ları şişkin, yürüyüşleri ağır ve vü çutları Jüzumundan fazla yağlıdır. Şikemperverlik Pransız için bir mil. U Afet olmuştur. dersek karilerimiz Mütecssir olmamalıdırlar. — Şüphesiz yemek yemek bir sanat ve bir zevktir. Fakat çok yemek, çok zan y yemek, bir çok çeçi şarabı biribirine karıştırarak içmek yemeklere ağır salçalar ilâve etmek. uzviyete yorucu bir hazımç vazifesi yüklemek — nefse karşı bir cinayet- tir. Fransanın medarı iftiharr mahut şikemperverlik; mükerrer gıdat ze- hirlenmeler, karaciğer — hastalıkları, mide yaraları, kalbin fazla çalışmmar ve yağlanma tereddisi ile insanları vektinden evvel çöktüren Tesa bir tegaddt tarzıdır. Bugün karınlarımızı küçülten. ren Fimizi biraz sarartan gıda tahdidi vücütlerimizi daha çevik. zihinlerimi. Zi daha berrak hâle getirmektedir. Yaşasın gıda tahdidi'» Açlık da bundan daha güzel methedilemez sanınım. — Tarihin hemen her — safhasında açlıktar çıkmış ihtilâllere, açlıktan doğ muş muharebelere, hulâsa açlığız doğurduğu felâketlere tesadül e dilir. Nitekim, bugün Almanların dövüşmelerine sebep da sayılar. yetmiş milyona varan Alman eâ- dır iddiası var. âkin tokluğun bir milleti mağ- lübiyete sevkettiği ve bir felâket doğurduğu iddiasına — rastgelmiş di ik. Bunu da dostumuz Fransızlar- dan işitiyoruz. Eğer bu gazeteler memleketle- rinin efkârına cidden — tercüman oluyorlarsa, Fransada hakikaten iddia edildiği gibi büyük bir zih- niyet değişikliği ve bir mantık in- tikali olduğu anlaşılıyor. Bu ve bundan evvelki neşriyata naza- Tan artık Fransanın harp mesul- leri meydana çıkıyor demektir: İçki ve tokluk. Farkında muıusınız a ir makası bilemek isterse- niz bir parça zımpara kü- ğıdi alınız, makasla bunu birkaç defa kesiniz. ' .0 DD ünyada en çok gazete oku- nan yer Londradır. Londra gazetelerinin bir günlük - satış yekünu dokuz milyondur. beş yüz .o. A vrupanın bugün milyon nüfusu vardır. Si- villere karşı harp devam e- derse nüfusun ne kadar inece- ğini ancak Allah bilir. Fenorin Bursa Seyahati 'enerbahçeliler dün yirmi beş lik bir futbolcu kadrosile Bur- saya giderek Acar İdman Yurdu ile karşılaşmışlardır. Oyunun birinci devresi 1 - O Fenerbahçe lehine neticelenmiş, inci devrede Fenerlilerin dört göolüne, Bursalılar penaltıdan bir gölle mukabele edebilmişler, bu suretle maç 5 - | Fenerbahçenin galibiyeti iİle sona ermiştir. Buyün Kadıköyünde OPERA'da O KADIN Şehir Tiyatrosu Artistleri tarafından

Bu sayıdan diğer sayfalar: