'ARİHTEN YAPRAKLAR: KUY UCU MURAT PAŞA Yaşlı Vezir, yerinden fırladı, kürkünün eteklerini topladı, bir kasap gibi kollarını sıvadı ve çocuğun boğazından tuttu, tavuk boğar gibi boğdu, çukura attı. Birinci Ahmedin bu meşhur veziri çok zalim ve merhametsiz- di. En ufak kusurları, hataları bü- bir cezalandı Haftada bir gün mutlaka «Yü- sin> okur, etrafına Nakşibendi t Murat Paşa; Yeniçerilere, ço- boğmalarını emretti, Yeni- 3 geriler: — Cellâdın yapamadığı işi biz de yi iş Cevabını verdiler. Paşa kızdı., ldürün şu yumurcağı!... Dedi, Uşaklar, yerlerinden kı- tuldamadılar. Zalim vezir büs- bütün kızdı. Yerinden fırladı, kürkünün eteklerini topladı, bir kasap gibi kollarını svadı ve za- vallı yavrucağı Böğar tuttu. tavuk boğar gibi boğdu, çukura attı. Sonra etrafındakilere: — Fenalığın. kök salmadan önünü almak cerektir. Dedi. İhtimal bu zalim vezir, Sadi- nin meşhur bir bikâyesindeki çu beyti hatırlamıştı: — | «Âkıbet gürk zade gürk şeved Gerçi ba ademi büzürk şevede Sadinin bu hikâyesi cidden meraklıdır, nakle değer. Aslından tercüme ediyorum: *Bir eşkıya çetesi, yüksek bir dağın tepesinde yerleşmişti. - wanların önünü kesiyor, gelip ge- genleri çeviriyor, ina soyup soğar geviriyordu. Civardaki kasabala- yın köylerin ahalisi — korkuların- dan tarlalarında, bağlarında ça- lışamaz olmuştu. Birçokları, ev- lerinden dışarı çıkmıya — cesaret edemiyorlardı. Hükümetin gönderdiği jandar- malar, oşkıyalarla — başa çıkamk yorlardı. Nihayet hükmet üâciz kaldı. 'an ve eşrafı topladı. Eşkiya- lardan kurtulmak, fenglıklarının Bnüne geçmek için ne yapmak lâzım geldiğini sordu. Ekseriyet, bunların bir an ev- vel imhası lâzım geldiği fikrinde bulundu. İçlerinden biri. Sadinin şu me- | Ni alde bir kıtasını okudu: «Ağaç köklenmeden, bir ada- min küvvetile yarinden çıkanla. bilir. Fakat, bir kere kök saldi mı, yerinden oynatabilmek için bir çikt fil ister... «Çeşmenin musluğu bir mil ile kapanır, fakat, bir kere haznesi patladı, sular taştı mı, bir fil ile sukanamaz...> Vurgun Dönüşü Heyet, eşkıyaların tarasent et- tirilmesi ve fırsat zuhurunda bas- tıtılarak imhası — kararını — verdi. Bu karar üzerine, ceşur ve tecrü- besi çok jandarmalardan kırkı se- gildi, dağa gönderildi. Bunlar; ağaçlar, çalılar arasın- da saklandılar. Bir gece Gkıya- lar, bir vurgundan geldiler. Hep- Si yorgun idi. Sırtlarındaki gani- 1 yere biraktılar. Ye- y ve birar tarafa uzg- derin bir uykuya dal- möbetçi bırakmayı bile hatıra ge- tirmediler. Jandarmalar, bu Firsatın bir ele geçmiyeceğini düşün: eşkıyaların üzerlerine - |kandi tarafından yaptırılan Hükümdar, kafalarının kesil- mesini irade li Bu çocuğu Bana Bağıslayınız! Bunların arasında son derece güzel bir çocuk vardı. Henüz aç- miya h'ıdiııın bir gül koncasına u. Vezirlerden biri, çocuğa acıdı. hükümdarın önünde eğildi, ayak. larına yüzünü sürdü, ve: — Sultanım, dedi, iyiyi, kötü- yü fark ve temyiz edecek çağda değildir. Bu esiri, bu âciz kulu- nuza 'i Nn — Aslı ve nesli bozuk olanla- çalışmak beyhu- tıpkı bir kubbenin üze- seviz durdurmuya çalış- gibidir Ceviz, kubbenin üs- inde durmıyacağı gibi, aslı bo- k da ialah ve terbiye olamaz... Bu gibilerin aslını ve neslini kö- künden kurutmak gerektir. Zira, ateşi söndürüp kıvılcımlarını bı- rakmak, yılanı öldürüp yavrula- !Eı 'l'ıî:i muhafaza etmek akıl kârı de. ir. Bulutlar, abuhayat yağdırsa için beyhude vakit zayi etme. Çünkü bataklıkta yetişen kamış- tan şeker çıkmaz. Cevabını vardi, Vezir, tekrar hükümdarın ayaklarına kapandı: — Cenabı kaditi mutlak, Sul- tanımın ömürlerini uzun — etsin! Bütün bu söyledikleriniz doğru- dur. Fakat, bu yavrucağı, ben â- «iz kulunuza bağışlayınız. Kendi- - görmüyorum. Fa- kat hayatını bağılşıyorum. Yalnız Zâl Pehlivanın oğlu Rüsteme söylediği sözleri unutmayınız: *Düşmanlarını âciz ve hakir gör- me, Ben, -îl defalar, ufak bir pınardan çıkan — suların, — birçok sularla birleştiğini, nihayet deve- vi yükile beraber sürükleyip gö- türdüğünü gördüm...» Vezir, Padi teşekkür etti. aldı, konağına götürdü. bastı, evlât yaptı. Haca- lar tuttu; okuttu, yazdırdı. «Âdâ. bi mülükü> tâlim ettirdi. Kurt Yavrusu Akıbet Yine Kurttur Çocuk enâzü nimet> le büyü- dü. Bütün kendisini görenler ha- line, konuşmasına hayran kalıyor- lardı. Delikanlı, iltifatlarile, tatlı sözlerile herkesi teshir ediyordu. Vezir, bir gün huzurda, bir sı- rasını getirdi, evlâdının meziyet- lerinden bahsetti. Hükümdar gü- lümsedi. Sadinin meşhur beytini tekrar ettir «Âkıbet gürk zade gürk şeved Gerçi ba ademi büzürk şeved» Aradan iki sene geçti. Çocuk güçlü ve kuvvetli bir delikanlı ol du. Bazan biniyı alnız ba- şına kırlara gidiyor, avlanıyordu. Bu sırada çapkın ve sergeri kimselerle tanıştı. —ahbap oldu. Hükümdar, bu haberi işitince dudaklarını isirdi. — Hazır bülü- nanlara hitaben Sadi'nin şu iki katasını okudu: <Fena çelikten Alâ kılıç yapı- lamaz. Azlı bozuk elan da terbi- ye ile adam edilemez. <Yağmur, bağda lâle bitirir, çoralkık yerde diken.s.> Murat Paşanın Ölümü Murat Paşa, zâlim ve gaddar olduğu kadar da desmaş ve kur- nazdı. Padişah, <umuru dev- let> in idaresini tamamile ona bı- rakmıştı. Bu ağır yük altında ezi- Tiyordu. Kaca imparatarl ida.: re için zulüm ve istibdattan baş- ka çare bulamamıştı. Haklı veya az kellelerini uçurttuğu Ana- dolu Beylerinin sayımı binleri ge. . Kuyucu Murat Paşa, 25 Cema- ziyülevvel 1020 (5 Ağustos 1611) de öldü. 90 yaşını geç- Birinci Ahmedin — ira üni taşıyan medresenin hatiresi- Tar; hepsini kıskıvrak bağladıl: hükümdarın huzuruna çıkardıl , |jne defnolundu. Fuat Samih Yeniden Bir Değirmen Açılıyor Dün Şehirde Teftiş Yapıldı Son günlerde şehirdeki ekmek tevziatı tamamile — normalleşmi: bulunmaktadır. Belediye, halkın bu en mühim gıdasının gerek ne- faset, gerek çeşnisinin muhafazası bakımından da tabil bir ölçü wı min etmek için dı , farın ve | ekmek tevzi şubelerinde sıkı ve devamlı bir kontrole karar ver- | miştir. Bu maksatla dün Belediye | vels muavinile sıhhat işleri müdü- YÜ ve sıhhat müfettişleri -Beşik- tap, Şişli, Nişantaşı, Taksim ve Beyoğlu semtlerindeki — fırınları teftiş etmişlerdir. İstanbulun istihlâki için veril- mekte olan buğdayın 400 tona gıkarılması, yeniden bir değir- mene lüzüm — hissettirmiştir. Bu- nun için, bir buçuk senedenberi kapalı bulundurulan Karaköyde Adil isminde bir zata ait değir- menin açılmasına da Belediyece ruhsat verilmiştir. Bu değirmen :Ilıdı 60 ton buğday işlemekte- ir. — Gümrük Memurları Gümrükte litan bilen — memurlar her yolcuya kendi Jisanlarile Mitap etmektedir. Gümrük ve inhisaz ye- gimlerine tâbi eşyanın bulunup bu- dunmadığı Üzerlerinda kiymetli ma- den ve dövis ölup olmadığı yine yeluya sorulmakta, — ve kendilerine her tüzlü kolaylıklar gösterilrnekte. * SULAR İDARESİNDE —| Belediye sular idaresi, Üsküdar v Kallüy tulma öşleer grkeli | zamanında — abonelerla — ya- pılmış olan mukavelenameleri | tecdit ettirmeğe karar vermiştir. Sular idaresinde Nazmi ve Mu- ammer « iki sahiplerine fena muamele etmek- | te oldukları dün Belediye riyase- | tine şikâyet edilmişlir. * KANALİZASYON İNŞA- ATİ — Taksim - caddesinin kanalizasyon ve asfalı inşaatı bugünden itiharen müna- kasaya konulmuştur. »e KAHVE BOL — 25.000 çuval kahve piyataya çıktığına mazaran artık piyasada kahve | buhranı kalmamıştır. * İKAMET TEZKERESİ — | Ecnebilerin ikamet tezkerelerinin değiştirme işine devam edilmek- tedir. Her gün emniyet dördüncü şube müdürlüğüne 750 . 800 mü- racaat vüki olmakladır. * TİCARET VEKÂLETİN. DE — Ticaret Vekâleti standar: dizasyon müdürü Faruk Sunter, dün akşamki trenle Ankaraya gilmişti Dün şehir içindeki fırırları dalaş- tım. Hepsinin oamekânları. rafları ve teğgihları yüzleri — güldürecek bir bolluğa delklet odan ekmak yı- Bınları ile dölü bulunmasna — rağ- men önlerinde, birkaç gün evvelki talep Ve tahacüm şöyle dumun. tek müşteri bile yoktu. Bunlardan birine sokuldum, bi münasebat bularak buğday zammı- nn iş Üzevinde yaptığtı tesiri ve e- serleri yüzünde okunan teessürün Sebebini sordum. Muhatabim, — istemiye güldü ve: — Sizde Mİ inandınız yoksa gi karılan şaylalara. Dedi. — Buhran, ya piyasasında değil, — sarfiyattan istemiye H tcareta bir kat daha revaç ver- mek istiyen bazı fırmcılar ve kopa- rdan yokluk yayguralarına iranıp bir ekmek Kıtlığı tevehhümü Ve fırınlara üşüşen bir kısım balkımşı- zn aihinlerinde idi. Buğdayın faz- İasma ihtiyacımız yoktu. Çünkü, aylardanberi işlediğim — yirmi beş çuval un, semtimin günlük ihtiyacı» m: bol bol karşılamakta ve hattâ bazan biraz da artmaktadır. Beni sekan ve keyfimi bozan şeye gelin- Çe, yök yere takışlanan ve fırınlara memurun. i9, şehirl Siraselviler len —— GÜNÜN RÖPORTAJI ayat ekmekleri değiştirenle Okkalarla ekmek aldım, Şimdi tazesiyle değiştirmek için birkaç kuruş fark vermeği de göze aldığım halde buna muvaffak olamadım. arttırdıkları unlarla yaptıkları giz- * VATAN Şehir Haberleri ırtasi Muameledeni Şikâyet Yeni bir kanun ile muamele ve Hstihlâk vergilerine yüzde 10 zam yapıldı. Kanunun neşir tarihi olan 27 mayışta berkesin elindeki ma- lin meveydumu bildiren bir beyan- name verilmesi istendi. Bu mev- cutların yüzde 10 fşrkı tahsil e- dilecaği de bildirildi. Herken de vazifesini yaptı. Bursya kadar gürelt.. Şimdi bu yüzde 10 farkla- biyim. Bana da ayni çekllda — bir iİhharname geldi. Müessesemde 17 (mayıs tarihinde meveut olan mal- darın istihlâk vergisinin farkı olan yüzde 10 uü maliye şuhesi isti- yor. Bu poranm bu ayın 15 ine kadar — ödenmesi lâzımgeldiğini söylüyorlar, Halbaki sınal müles- seseler malı şattıktan sonra ver- Bi mükellefiyetine girdikleri hak- Kanda kanun sarihtir. Buna reğ- men paranın tediyesi Hazımgeldi- Kini söylüyorlar. Bu parayı tahsil ettikten sonra ayni — stoklardan, yani beyannamesi verilmiş mal- Tardâan satış oldukça hor ayın be- yannamesinden indiriyorlar, — Bu hale nazaran İatihlâk vergisi ev- velce kilosunda 18 kuruş verdiği- miz mal için yeni kanuna — göre 168 kuruş vermemiz Iâzım iken MEKTEP Kitap Basış İşi Tamamlardı Gramer Tedrisatı Tekrar Başlıyor Maarif Matbaası, ilkmektenler- | |de okutulacak — kitapların bazılış | işini bitirmiş, bunlardan bir kıs- mını Türbedeki satış şubesile ki tapçılara tevzi etmiştir. Sene or- | sasında Vekâletçe kitaplar üzerin | de yapılan tetkikler neticeşinde | tesbit edilen yanlışlıkların tashih Ledilmesi, kâğıtsızlık yüzünden bu sene mümkün — olamamıştır. Fa- kat Vekâlet, bu yanlışları bir prospektüs halinde — tabettirerek bötün alâkadar muallimlere da- kıtmağa karar limler, tedrisat sırasında, bahisler okutulurken bu bahislerdeki yan- lışlıkları, eski kitapları üzerinde talebeye tashih — ettireceklerdir. Bu seneden itibaren, göçen sene- | ye varıncaya kadar ihmal edilmiş | bulunan gramer - tedrisatına da fazla ehemmiyet verilecektir. Fa- kat, yine kâğıtsızlık yüzünden gramer kitaplarının — tab'ı müm- kün görülmediğinden Türk gra- merine ait tesbit edilen — esaslar, yine bir brogür halinde hazırla- Ünarak muallimlere — tevzi edile- cektir. | Taksim Gazinosu Takaim gazinosunda — mutbaktan gıkan yemek ve yağ kokularının yanıbaşındaki vermiştir. Mual- | P kâyeti mucip olmuştur. — Belediye İmutbak ve efla için hir havalandır. İHTİYACI İstanbula Talebe Akını Başladı Bu sene Anadolunun muhtelif üzere İs- tanbula bir t akını vardır. Gelenlerin k tahsille rin! bitiren. bir kısmı ise lisa tah- gillerine devam etmek üzere ge- örtamektep — mezunlarıdır. Bunlar, en çok ortamektebi ve li- vesi olmıyan vilâyet ve kazalar: dan gelmektedirler. İstanbul arif müdürlüğü, taleba tevzi c vellerinin nazarı dikkate alınma:- dan bu müracaatlerin — isaf adil- mesini mektaplere - bildirmiş ol: makla heraber keyfiyeti Maarif Vekâletina de bildirmiş. bu akı- min daha ne kadar devam edece- ğini de sormuştur. -Akın devam ettiği takdirde İstanbulda yeni» den mektep açmak zaruüreti hasıl elecaktır. Son günlerde —maarif idaresi bir taraftan bu mektep isile meşgul olurken, diğar tarafe tan da, gerek lise tahsili, gerekse yüksek — tahsil için Anadolunun muhtelif şehirlerinden İstanbula Tzi gelecek olan ve ve akrabası bulunmıyan ldı# 'nin barındırılması işile de meşgul olmaktadır. — Bunun için teşkilâtlı bir talebe yurdu tesisi işi (üzerinde — ilerlenmektedir. Tesis edilmesi istenilen yurt, İstanbul- da ailesi bulunmıyan bütün tale- beyi içine alacak ve onların ke- naklama ve iaşesinden başka ay- ni zamanda mektep haricindeki meşguliyet tarzlarını da organize edecek büyük bir mücesesa şek- linde olacaktır. Bunun için de Lâlelideki Ha: rikzedegân apartımanları muvar hk görülmütşgür. Her dört apartır manın da istimlâk edilerek bu işe tahsis edilmesi tekarrür etmiştir. Talebe yurdu burada — tesja edil- dikten sonra civarında hir kısım arazi daha istimlâk edilerek bir İspor sahası da — vücude getirile- cektir. Kaşuşan halkımızm Üçer beşer gün- Tük hattâ birer haftalık ekmekleri- ni almaları ve gu tezgüh ve raflar- da yığılı durdüğünü — gördüğürüz ekmeklerin elde kalıp bayatişmışla- kânında sıralanan ekmekler gözüme yıdır. Dün ve bugün Satış — dürdü. Her gün taze ekmeğe alışan müşta- riler, ikl gündür bayat ekmek de- Biştirmiye geliyorlar. Şimdi anla- diniz mi yay N oldu. işe, bana vi ketlere başı bağlı bulunmıyan becanlara eldu. Çünkü, zammolu: nan buğdayım umundan hisselenen lere keyiflerinden gülmek, bize de bayatlıyan ekmeklere baka baka düşünmek düştü işte, Dertli fırıncıyı © esnada ekmek değiştirmiye gelen bir — müşterisi ile yüz yüze bıiraktım. Tam ayrı- leşken, elinde, ağ tarbasını pişiren bayat ekmekler ile fırina doğru ke- gan bir Ahbap ile Karşılaştım. Beni terini sildi ve; — Rica ederim bayım, yaz gaze- tene gu halimizi. Ben de süylenen: endişesile Çarşı damıştım. O aırada, bir köfteci düke çarptı. Hemen yanaşlım. Gerçi ah dem, aklım amma bir okka ekmek bana kark kuruş ötüz paraya mal oldu. Çünkü, köfteri bir. ekmeğin yanmma olus da köfte katmış ve ak- Ha bezıimdan büsbütün almaştı. Dedi ve bana söz söyletmeden fı- vIna doğru seğirtti gitti. — V. geniş | Osmanlı Iııgillırıyı Yapılacak atışlara Yakında Başlanıyoar İngiltereye yapılacak satışlara pek yakında başlanacaktır, İngir İizler piyasalarımızdan tütün. Ü- züm, fındık, incir — alacaklardır. Mübayan faaliyetine geçilmesi i çin bu mahsullerin piyasalarımıza gıkmasına jnlizar — edilmekledir Tütünlerin geçen seneki — rekolie ile bu seneki rekolteden olmak kararlaşmıştır. Fındık için de ay- ni süretle hareket edilmesi muh- temeldir. Üzüm ve incirlerden & sasen geçen seneden kalmış mü- him bir stök olmadığı için mev eyt eski mal ile bu saneki rekol- teden mühim bir kaşmı İngiliz pi- | d yasalarına gönderilmiş olacaktır İhracat mevsiminia yaklaşmakta olması bazı lüzumlu mi iyasamıza ithali için teşebbü yapılmıştır. Bu —arada zın nakli için çuval ve ye, teneke ve kalaya ih- tiyaç hasıl olmuştur. Bu maddele- rin en kısa bir zamanda yurdu- muza ithali için İngiliz firmaları taahhütlerde bulunmuşlardır. İn- giliz Frmaları ayni zamanda meb, zul miktarda otomobil malz: si ve bilhassa otoarobil yermeyi kabul eylemişlerdir. Bu maddelerden başka diğer ithalât emtiasının piyasalarımıza gönde- tileceği temin edilmektedir. Bayaz peynirler Bir. müddettenberi piyasamıza çıkarılan beyaz peynirlerin tene- ke başına 100 . 120 kuruş fazla fiyatla satıldığı görülmüştür. On . |bep gün evvel tenekesi 700, 725 -| kuruşa olan birinci yağlı peynir- ler 825, 830 kuruşa fırlamıştır. Bu yüksekli bazı olma- dan ileri Naj I-Cntw peynirle ancak $, 10 kuruş kadar tereffü olmuştur. Altın Satışı Şahıslar tarafından yapılan al: tin salışları azalmış - olduğu için ğ 10'7.5 « e 1890 « 1970, Aziz ınm altını 2240, Fransız 1700, külçe altın gramı 24 âyar 249 kuruştur. Bankası banknotu 215. dolar 4,03 tür. Yüz dolar 135 - 140 liradır. Keçi Kılı Ormanlık mıntakalarda yetiş- tirilen kıl keçilerinin - ormanlara girip beslenmesine kanunen mü- saade edilmediği için buralardan şehirlere getizilen kasaplık hay- yanlar arasıngş fazla miktarda ke- çi katılmaktadır. Bu suretle şeh- rimiade de keçi eti sarfiyatı art- mıştir. Piyasa Canlı Dün piyasamıza Toprak Ofis tarafından 245 ten — buğday ve» rilmiştir. Evvelki gün 450 ten ve: rildiği için değirmenlerde kâfi de- recede buğday — bulunmaktadır. Tüctar namına da dün yirmi genda 330 ton buğday getirilip satılmıştır. Fiyatlarda — tebeddül yoktur. Anadoludan getirilen 150 ton arpa 3,05 - 5,25 kuyuştan, 66 ton Teki: malı kuşyemi 7,20 den, 30 bin kilo nohut 10 kuruş. tan, 44 bin kile ketentohumu 20 kuruştan. 15 bin kilo susam 20 den ve 50 ton fasulya kilesu 19 kuruştan — aatılmıştır. — Piyaşalar canlıdır. Mücevher Hırsızı Suç Üstünde — Pek ivi İlhamil! Anlat ba: kalım bu iş nası| oldu. Nedimin & vine girmişsin, mücevherat çal dını yokladım. — Bunlar bilezik, pırlanta küpe, gerdanlik vesaire idi. Kutuyu cebime koydum. Tap hanede her vakit esrarkeşlerin toplanarak zar attıkları arabalı- ğa geldim. Polisler — burasını sık sık başarlar. Yine baskına uğra- dik. Ben kutuyu yere - gömmüş- tüm. Buldular. Hâkim, İlhami hakkında tev- kif kararı verdi. 12 .0 » D40 aa GAPEERTENE TU TAZTAREERE Faydalı Bilgiler Boğâlarla güreşme nereden çıkmıştır ? Çok kimseler, çok ağır ve kar” h bir spor olan boğalarla güret" menin menşeinin İspanyo ol: nu sanırlar, Kurunu vustadan bu- güne kadar İspanyolların bu spof de meşgul oldukları ve bundat dünyada yalnız İspanyol milleti" nin heyecan ve zevk duyduklari doğrudur. Buna rağmmen. bu sper Tun mücitleri Giritlilerdir. Giril Milâdı İsadan evvi zla güreş eğlenceleri tertip ediyorlarmış. Zengin ve ekâbif Yunanlılar Atina ve - İspartadan bu güreşlere geliyorlarmış. Hat Yunan mitolojisin, eserler: l de boğa güreşlerinden bahser dilir. Giritliler, Atinalılarla harbe ken, yakaladıkları esir Atinar » açlıktan kükreyen, dehşett gelen boğalara atıyorlarmış. Ror ma hükümdarı Neron'un Hiristi: yanları arslanlara — kurban ettiği gibi bugünkü lapanyadaki torea” dorlar gibi. o zamanlar Giritte de birçak gençler boğalarla güreş: mede mütehaasıs — olarak yetiş mişlerdir. Ekmeğin Tarihçesi Harpten evvel Romada ek* meğin tarihçesi hakkında bir za açılmıştı. Müzede, — dünyanınt muhtelif — verlerinde — insanların ne şekil ve terkipte ekmek yapı uklahı görülmektedir. 2000 nevi ekmek teşhir edilmiştir. Bu müze. birkaç evvel ekmek — için Romada tertip edilen beynelmilel den kalmıştır. Müzede bulur nan (âboratuarda şişeler içerisin de eski ve yeni şamanlara —ait muhtelif ekmeklerden küçük par" çalar alkol ve kâfuruya konulu: - İyor ve şişelerin üzeri iyice paras Hin tabakaları ile örtülerek uzun zaman için muhalaza ediliyor. Müzenin ilk salonunda muhte- Üf ekmek Hpleri görülmektedir. Sonra Avrupa, Asya, Amerika: Afrika — memleketlerile Cepubi Afrika adalarına nit ekmek nevi” leri teşhir edilen salonlara girilir yor. Müzenin üç salonundan geçil diği zaman ekmeğin tarihinin çok enteresan olduğu ve — muhtelif memleketlerin ve millellerin kül tür inkişafını temsil ettiği anlaşır hiyer, Orada anlaşılıyor ki milgttan evvel ekmek, mayasız olarak pi* şiriliyormuz. Fakat 6 zamanlarda bile Çinliler, zamanımızın ekmek- leri gibi ekmek yapıp yerlermit: Daha sonraları Masırlılarla Yahyr iler de ekmek — istihlâk etmeğt başlamışlardır. — Misırlıların yap: tığı © zamanki ekmek, bugünkü Oyta Avrupada yapılan ekmeğt benrziyormuş. raları Mısırdan Yunanistana geçirilmiş: bir. Eski Yunanlılar. arpa unundaf yapılan arpa ekmeği kullanıyor" larmış. Misir konsoloslayı, Yunar nistandan güzel sanatlara ait YVus nan eserlerini Romaya sevkeder lerken Yunan fırıncılarını da at üşlerdir. Eaki Misır* hlar, rile çiğniyerek yapıyorlarmış. Fa: kat son zamanlarda bu iş, muh: telif memleketlerde çağu maki" nelerle yapılmaktadır. Farkında musmuz ? U zun ve dar bir odayı geni$ göstermek isterseniz dar duvarlara boyaz veya sarımıı trak, yan duvarlara daha koyur ga bir badana sürünüz. Oda % nudıhı geniş ve ferahlı göri HÜr. ayatınıza bulut karı ine Hdın şikâyet Myln?:iw lutsuz geçen hayatların gurup devri tatsız olur. .e am kırılı w ufacık parçalar ürge ile topla- namaz. İslak bir pamuk parçası bunları mıknatıs gibi toplar. TAKVİ 12 Eylül 1940 PERŞEMBE YIL: 1440 — AY: ü —— GÜN: 384 RUMİ ; 1880 — AĞUSTOM: 80 HİCEİ: 1388 — ŞABAN : 8 VARİT VASATİ EZANİ irili GÜNEŞ : B3R YLOFT ÖĞLE : ı2ır BA8 İKİNDİ ; 1546 BıS AKŞAM: ıaa 1200 YATSI : 2n.ng 138 İMSÂK : 853 g24 ı