4 Ağustos 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

4 Ağustos 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket baberleri ——.—.—'—w Çok çocuklu | 1300 anne x"—elğ vilâyetinde 15,900 Hira dağıtılıyor Mi tok veköleri Kocaelideki 1300 ve YEşSUKlu annaye dağıhlmak öre- Çok Hira tahsisat göndermiştir. fetlar CÜK annalere bu para mükâ- a " verilmektedir. HİSAR İŞCİLERİNE SICAK YEMEK a timiz İahisarlar bap müdürlüğü Malât ve Ten 400 L“"hnlnnmvıı. bah "“'dthünede çok güzel bir mut- _"" Yemek salonu vücude getiril- İliye her gün sıcak yemek ve .q_.":"'h sellülor sonoyli müerse- İtmi, İVAKM — Sıhhot ve kçtimci istif işlerinde çahşmakta ©- | Anadoludan istanbula ekme kartı ithalâtticaretimi yapılıyor Şehirde her gün diğer vilâyet'ere mahsus kartlardan 36 bin tane kutlanıldığı anlaşıldı Ekmek voziyeti artık düzelmiştir. Fı-|best bırakıldığı yerlerden İstanbula ek tınlar, sabahları mulad saatlerde ve|mek kartı Ğİ anlaşılmakta- muntazaman ekmek Çıkarmaya başla-|dır. Buna meni olmak iCin gri renkli mışlardır. Ekmeğin cinsi bir kaç günlekmek kartlarının İstanbulda geçme- evveline nazaran doha İyidir.. mesi ve hakikaten taşradan gelen mi- Belediye Ikhsad Müdürlüğündeki|safirlere — muvakkat kartlar verilmesi ekmek bürosu, fırınların her günkü ek | düşünülmektedir. mek sarfiyatını, getirdikleri kart parça| — Ekmekiere soğuk damğa vurulaca- İlariyle hesablamaktadır. Son günlerde Ğ1 yazılmıştı. Fırınlarda bugünkü tuğ- tutulan herablardan her gün şehirde|la tertibatını değiştirmeye lÜüzum histet Mektegiş YEltrine sıcak yemek ver4ü4 bin adede gri renkli ekmek karhı| tiren bu korardan vaz geçilmiştir. Ek BİR KÖYO DOLANDIRAN SAHTE MEMUR Bürada Urunbey köyünde görib '“'W'neı.'ık vak'ası olmuştur. iye göyet şik giyinmiş bir a- 'f"'._ı_:ıı-,.k Ofin memuru olduğunu, '_.'!d."o""de Kilosu 17.5 kuruş- hat lay verildiğini söylemiş ve köy .,,_*'Ho-ı buğday parosı olarok 195 Olduğu padıktan — sonra başta Muhtar Şi halde çuvallarını alan ve bey- ler. HL oyan köylüler İzmite gelmiş- | Hep beraberce Derinceye gitmek ler, yona gelip tron beklemiş - e Hten karşıden — gözükürken ofis Bi "İhorcandığı anlaşılmıştır. Bilindiği gibi| meklerin arka taraflarına yine eskisi İstanbulun ekmek karlları pembe renk | gibi ufak köğl parçaları yapıştırıla- te olup gri renkdiler taşraya mahsus- |cakır. Ancak, bu kartları, fırncılar ce- İtur. Bundan, her gün şehirde 36 bin | miyek bastıracaktır. taşra kartı sarfedildiği, hububatın ser- Nişanlı katil Terkosidaresi Suçu mahkemede anlattı | Kömürsüz kalmamak için Bir müddet evvel, Kumkapıda, ı—-l çalışmağa başladı şanlısı Perihanı bıçaklıyarak öldüren, Terkos idaresinin şehrin ihliyaı kızın annesi Fatmayı da ağır surehe' | MÜRE Cerüln e. Be .'_M ’:;' yaralıyan — Sadık Aş adındaki katilin: muhakemesine — dün ikinci ağır ceza ::m"m';';"u:'*:; Bd mohkemesinde devam olunmuştur. İkömürüne (h AYt MAT da ortadan kaybolmuştur. İz- Maktadır. TAHTA KURUSU MÜCADELESİ YAPARKEN Burada Evinde Tua, £ £ Göze batırıp ateşlemiş ve tahı ::.-!Tı'* bu şekilde imha etmek İ Bu esnada di lşardan yangın var :;::— derhel iaiyeye haber ve- Mohalle bir birine karışmıştır. KAVUN, KARPUZ BOLLUĞU olmaşlAda kavun vev karpuz çok bol İum. #ağmen kilosu TO ve 15 ku- ü KY iddia etmiş, mahkeme kendisini tıbbı u cÜreti adamı ora- l müşahedı aa aa aa a aalehone ada kanın ihtiyacı karşılanmaktadır. Fakat lüğünün raporu okunmuştur. Raporda, | İsuçlunun ehliyeti cezaiyeesini kaldıra- icak derecede akli malüliyeti olmadığı tuhaf bir hödise olmuştur.Jancak taharrüşi kabiliyette dejenere ol memuru Yusuf Koz, göce|duğu yarılıyor ve mahkemenin bu key ken tahtakuruları bastır - fiyeti hafifletici sebeb olarak göz ö- Odamcağız kalkarak eline büyük nünde tutması lâzım geldiği de ilâve saraalak geçirmiş ve üzerine pamuk |olunuyordu. Na geei bemeleriir nf v Her sene bu kömür Karaburun mev İkline çıkarılmakta ve bu suretle fabri- tir. Bu yüzden şehrin susuz kalma teh« İlikesi hatıra gelmeye başlamıştır. Böy İle bir vaziyetle karşılaşılmamck Üzere İkömür nakli için deniz nakliyat komis- yonu İle temaslarda bulunulmaktadır. —ii Bir çocuk kuyuya düşerek Rapora karşı ne diyeceği sorulan H'h katil, bir iHirazda bulunmamış ve suçu Tüvvelii gece bir çocuğun Ölü "'M'MI"""' mü ile netloslenan bir kasa olmuş. tur. Bakırköyde pancar — sokağında bü » | numaralı evde oturan Cemliin karı. gı Müzeyyan polise müracaat ederek 16 yaşmdakı oğlu Orhanma iki gün . denberi ortadan kaybolduğunu ve ol. “varda bulunan bostan kuyularından Yüğtur, Çikmnca, barışmiş ve yeniden nişan y lanmıştık. Yakında evlenacektik. Fakat birisine düşmesi (htimali — olduğunu nlhıd._——ı Ku onası da ::îııaıuıınııı sikâha #iylamiçlir. B okulu açılacak Askerliğimi bilirmemi bekliyorlardı. | Paslamaş, cevedi Selime ait bir bosta o Karsa gidecekti: eder- | BN kuyusunda bulunmuştar. İtfatye Bafra, (Vakıt) — Maarif Ve İ" y AAA Orhanm cesedini çıkarmıştır. etince bir çok gehirlerde açrla- | — — Cehennimin dibine kedar gitl.. > Böndererek inşamt kararlaş- Htlan binanm yerini ve pilânmı #ttirmiştir. Vekâletin mi. GT İşini bitirenek ayrılmıştır. Bu Milösta sabuncu Halim w H"- belediye temizlik arabacı Wbuıu., ikincisi Sarkamışta İk Recep Gür ile çarıkçı Tev- —»ıf:'"'"— ücüncüsünü de Hopada Mirlergretiye müdürü Nihod kozan- Mira Çir- Dördüncü on bin Hra da İz- daş Sıkmıştır. Fokot, bu tolihli vatan ma '“'_ceuuı ederek ikramiyesini ol- m:îoı İira kazanan - telihliler de 'de Estişehirde Akçaoğlan mahallesin - Mastari Öztopcu, H A G0för Mehmed, garson En- leç ar, SöYtON Nezih, Ankaroda sehir Srot santralında Ki emol Sualp, Ma "İsada 2) ortak, Zaten sana varmıyacağım! dedi. İşte londan sonra kendimi kaybettim, son- İyarak kızını öldürdüğünü rasını bilmiyorum. "| nn babası davacı Abdullah, mahke- meye bir istida vererek, Sadığın cina-'bi için başka bir güne bırakılmıştır. kendisinden bin Hlra ölüm tazminatı is Sadığın sorğusundan sonra Periha | temiytir. kIFestivalde gö lecek oyunlar Şimdiye kadar 29 heye! programa alındı steri-Hava Akınları *Düseldort” akmı hakkında ha berler, bu büyük samayj şehrinde de taş üstünde taş kalmadığını Mülli oyunlar festivaline iştirak için | hildiriyor. yurdun muhtelif zemtlerinden gruplar peyderpey — geliyorlar. Bugüne kader | Kol Hamburg, Emden, Lübek ve kanlı zincirine — bir gelmiş olan muhtelif grupların oyniya- | kurbün daha takildı, Ve kim bi- cakları başlıca oyunların provaları ye- | e. biz, bu satırları yazarken da- pılmaktadır. Henöz gelmemiş olan gu- | ha da neler olmaktadır?.. rupların oyunları hariç, gelmiş bulu.- Üç yıldanberi denizlerde batırı- nanlardan programa alınanlar şunlar- | yazı Kemiler, bir araya — getirilse, dir 'Sivae Balayı 9 kşi, Çerkeş-oyunu afuktan ufka bütün suları, bir e- Ten ormanı kapladı. Ö gemllerle 5 kişi, Kastamonu “Saepetçi oğlu” 6 ki | börlikte kayboları milyonlarca ton şi, Aydın “Birlik Zeybeği" 9 kişi, Kon. ya “Kaşıklı" B kişi, Harmandalı 6 kişi İzmir “Kordon zeybeği” 5 kişi, Rize “Sollama” 3 kişi, Rize "Hançer" 4 ki şi, Rize İHemsin Tulumlu) TI kişi, Er zurum barı 4 kişi, Erzurum "Dello" 4 kişi, Temur ağa * kişi, Hoş bilezik 9 *, Sıvas “Tamzara" $ kişi, Mocka ho ronu 7 kişi, Girasun horonu 7 kişi, Art eşya ise, daha acı bir kayıptır, Bunları toprağın — derinliklerinden çıkarmak, fabrikalara taşmmak, o- rada eritip dövmek ve işlemek için , | döktülen almtoari iİnsan emeği, gz Ki | Puru hepal hepsi demek bu feci ü- kıbet uğrunda harcamnmışmış. Kıtalar üstünde bir. JTokma ek.- '|Bir randevucu komisyonu Neticede, mahkeme şahidlerin cel- | tır, Kamdsyona nammet — tilecarla. vin horonu 6 kişi, Köreğlu 2 kişi, E | meğe ean mtan, hir avad pirinc lâzik "üç ayak" 6 kişi, Yazga çıkalım | İçin didinen İnsanlar — sürtüntürken, 2 kişi, Mendil 4 kişi, Kaytarına 4 kişi, | omurgaları paralaması gemiler- Epe 3 kişi, Balamış 4 kişi, Hey hey | den bunların yüz binlerce çuvalı, yor 5 kişi, Canana sardım bu gece 2 | derin ummanlara dökülmektedir. köri, Her berine 2 kişi, On dört oyunu | Mehtap, İnsanlığın zevkine hiz- 6 kişi. Ğ met eden LNi bir ışıktı, Dünyayı Gelecek diğer gurüplerin oyunları | ilemmli menşurlar gibi kaplayan da ayrıca bildirilecektir. © büyülü aydmüirkta sinirler gev. Bütün bu oyun gürüblarinin ayrı ay vi günln; ve sundlün GevdN şer, dudaklar güler, saz ve sür. dir. Sekiz ay hapse mahküm den başladı oldu Yend belediye intihabı batarlık. larma — başlanmıştır. - İntihap bir Tepebaşında Ferah apartımanında | eylülden itibaren — başlayacaıktır. oturan Ester açlında bir kadının ran - devuculuk yaptığı haber alınmış, ge- çenlerde evi basılarak bir çok kodin | 'Ticaret Odasmda ve erkek bugünkü I Dükedl toplantılar mohkemesine verilen randevucu ka - Bugün İstanbul Ticaret ve Sonayi dın dünkü muhakemesi neticesinde 8 ŞÜGW!ÜB. odo:z:ul divanı ile idat hapis 30 Ilira da ceza- |heyeti toplanacı 'e ::—.dım.aıw*m Yarınk! çarşamba günü de oda v- muml meclisi — fevkalöâde bir İçtimac çoğırılacaktır. — Bugünklü — toplantıda- Yüccarlar İhtisas komlelerini seçecek- ler, yarınki toplantıda da tacirler söz- Seçim Hsteleri tansim edilmiştir. teşeceklerdir. Bu Iki toplanlıdan da maksat, tacir kaymaksıı Al Riza Ünalm tayin |lerin piyasayı, fiatları, ve birbirlerini edildiğini yazmıştık, AH Rıza Ü- |tontrol olduğu evvelce yarılmıştır. nal dün yeni vazifesine başlamış. | Merhum Haydar Aktaym tır, cenaze merasımı eeeti SUŞ Vefatmı teeesiirle haber verdi- Ticaret Odası ihtisas #imiz eeki Moskova büyük elçisi komisyonları Ali Haydar Aktayın cerazesi bu b sabah #at 10 da Büyükadadan 'Ticaret odasının yeni — İhtisaa | Sirkeciye getirilecek ve Beyamt camilsinde cenaze namazı kılındık. ten sonra, Edimkapı - gehitliğine defnedilecektir. seçimi yarm yapılacak. mn listeleri harırlanmıştır. Yazan: ZEKİ MESUT ALSAN Zeba'ye mektebi, Romazan poşa camlinin karşısında, çarşıya yakın bir yerde açılmıştı. Bulunduğu mahalle daha ziyade yahudi mahallesi idi... Hattâ, Alyans İzrailit mektebi de ona yakındı. İşte, Mustafa Üç mekteb yılı, bir gün kaçırmadan buyraya devam etti... Mektebde neler öğrendi?.. O zamankı tedris vasıtaları, tedris usulleri Nle ne mümkünse hepsini 3ğrendi... Hocalar gene sarıklı İdi. « b Fakat içlerinde oçık fikirli olanları da vardı... Hususiyle baş muallim, cid- di, âdil, vekarlı ve sözü dinlenir, bir muallim ve bir mürebbi idi... Mektebin bir de Alyans İzraolit mektebinde türkte hocası olan sarıksız bir muallimi yardı... O, ara sıra, yahudi mektebinden levhalar, bazı öletler getirirdi...? Onlar, çocuklara öğretilmek İstenilen şeyleri daha cabuk öğretirmiş... Me- rak ve alâka ile, Zeyniye talebasi de, onlara bakar, ve İmrenirdi... Hattâ bir gün ayni hocanın dolaletiyle, bütün talebe oşağıdaki taşlığa toplanmış, pencereler kapanmış, taşlık bir zindan haline sokulmuştu... ne olacak? diye talebe birbirine soruyordu. Büyüklerden biri söyledi. — Acaba Koragöz mü oynatılacak?.. ' AŞ MÜD mular BU BeaAnla'ae eçeleler| gönderildiğine şüphe olmıyan bu hayal fenerinden ne manrzaralar, 1ne nebatlar, ne hayvanlar, ne memleketler Par Mustafa bundan bir defada öğrendiklerini, altı ayda mektebde öğre- nememişti... Avrupa şehirlerini İnsanlarını ilk orada gördü... Hayvanat bah- çelerindeki çeşidlerden bazrları ilk defa olarak orada gözü önünde canlon- dı... İçinde uyandırdıkları merakı, çok yıllar sonra yerlerinde tatmin ettiği Zeyniye mektebi, Ramazan paşa camlinin karşısında, carşıya yakın ni İlk orada gördü... Ve manzaralarının ilk heyecanının tattı. Bu ekstıra ders veya eğlence, Zeyniye mektebi hayatından Mustafa Fehmi efandinin hatırasından en cok yer tutan şey olmuştu... Mustafa Fehmi efendi gittikçe ilerlemiş, sınıf başı olmuş, ve mektebde hocalerının olduğu kadar mahalledeki - konu komşunun da sayğılarını ka- zanmıştı. O artık, mektebe gitmiyen eski oyun arkadaşlarına sokulmadığı uumuwmmmwıdı.ımmdı vekti yoktu... Evinden mektabe kadar bir hoyli yol olduğu için, erken ha- zırlanmak, çıkmadan evvel erberlenecek - dersleri tekrarlamak, onu erken kolkmaya mecbur ediyordu... Mustafanın mekteb yolu da ona bir çok seyler öğretmişti... O vokte kadar Mustafanın dış dünyası yalnız kendi evindan ve mahallesinden iba- reti... Şimdi ©, aşağı ve yukarı Kozdibi mahallelerini geçiyor, iki kobrista- ni birbirinden ayıran bir yoldan çarşı - başına doğru Herliyor, Bey camiini MDMWWMVOMWIM lesine girerek, yahudi evleri, yahudi dükkânları arasından mektebe van- yordu... Mustefa henöz Aydını tanımıyordu. Bu mekteb yolu ana Aydının ancak bir kısmını tanıttı... Öteki kısmını da - Topyatağındaki idadi mektebine de- Mustafanın takib ettiği yol, Çine şosesi etrafındaki köylari şehir Tle bir- leştiren an kısa bir yoldu... Onun için, her sabah, Mustafa bu yol Üzerinde yüklü eşeğini önüne ketmış, yahud heybesini omuzuna asmış, genç, İhtiyar köylülere, bohçasını dim dik başı üstünde taşıyan köylü kız ve kadınlarına rastlardı. Bunlar, — alınlarının teri ile topraktan ve - hayvandan çıkardıkları mahsulleri satmaya, ve bedelleri ile Ihtiyacları olan seyleri almaya giden köylülerdi... Mustafa mekteb yolunun bir kısmını onlar ile beraber yürüdü. Hele yolun iki kabristan orasındaki kısmını anlar İle beraber geçmek- ton memnun olurdu. Yüksek otların - kapladığı ve çillenbik ağaçlarının yer 'yer gölgelendirdiği bu kabristanlar — onun için, mechulün, korkunun soğuk ve ıssz timsoli idiler... Alçak duvarların ötesinden berisinden görülen merzar taşlan ona ayaklanmış ölü başklar hissini verirdi... Yazın, © duvarlarda ker- tenkeleler dolaşırlar, ve İnsanlara, kendi — molikönelerine tecavür otmişler gibi tehdid edici sabit ve donmuş bir nazer ile bakarlardı... mnmu,uı—ım-—ı»mı—w—hm fine müracaat edilebilecek bir makam bulunuyordu. Orada östü pormaklıklı küçük bir kapı vardı... Ve bu pormaklıktan ötekilerden daha heybetli, daha bakımlı bir kabir görünüyordu... Bu Sümbüllü Dedenin kabri idi.. wummgıuwıuuı—uuwm.m mdumh.-dmiımıoblomdwkhımlıph:üc...lnb din taratı Yeşile boyanmış koca kavuklu bir taş, sanki, WMM nlîl* J:mm—_ bokıyordu. Lahdin üstünde tülbendden, kumaştan, türlü renk ve işlemede örtüler vardı. Bu örtüler sık sık değişirdi. Kabrin üstünde bir nevi kubbe teşkil eden demir parmaklığın ortası dan bir kandil sallanıyordu... Bukandi! gece, gündür yanardı... Kabrin ayak vcu tarafında bir küp bulunuyordu. Küpün teri yağlı olduğuna göre içinde zey- tü oldı laşılı . Gelen, gecen, bir derdi veya bir dileği olan ww'uı:ğnıw_ 'a hı;o;:ıh okur, parmaklığa bir bez parçası bağlor, ve yahud içeriye girerek kandile zaytinyoğı damlatır, ve adadığı mikdarın Üsi tarafını da küpe boşaltırdı... Bu Sümböllü Dede kimdi? Nasıl bir kerameti sahibi idi? Mustafa gibi başkaları da bunu iyice bilmiyorlardı.Yalnız geceleri onun kebrinden nurlar onu ak sakalı ve yeşil sarığı ile rüyalarında gördüklerini, iddic eden, kadın, erkek çok insan vardı. Kabrin vaziyetinden ona bakan kimse- ler olduğu anlaşılıyordu... Küpü, dolduğu zeman ancak onlar başaltabilir- di... Mustafa da nihayet öğrendi ki, bunlar, kâğıdcı Tevfik efendi öllesi - di. Tevfik efendiden o, kâğıd, kölem, — kitab, gibi mekteb levazımı alırdı... İşte, kara sokallı, beyaz sarıklı Tevfik — efendinin sermayesi de bu küptü.e Kı'ıp' SümbüllüDedenin manevi nezareli altında birbanka mahzeninden daha fazla emniyot içinde bulunuyordu. Bir çok Aydınlılar gibi, Mustafa da İmli- han sıralorında bu kandile, bu küpe hayli zeylin ,uğı_b_ophıın_ (Devam var) terle gökler inlerdi, Şimdi aylı gece, yeryüzünün kka busu halini aklı. Binlerle ocak ge. hirlerin, merkezlerin tepesine çıkı- yor ve cehennemler yuğdırıyor, Aşağıda asker mi, çoluk çocak mü vert? Ak caşlı mineler, tüyü bitmemiş yetimler mij yatıyor? Bunu düşünen yok, BRombalar ya- fıyor, Kaldırımlar; damlar, çatı. lar avılemlamıyor, Ay işığına yangınlarm dümanlı — dazıllığ: ka tılarak pilotlara yol, hedef gösteri- yor, Sonra tehennem — kazanlarını andıran ikt tonluk bombalar düş- meğe başlıyor, Yamruk kadarı bir €ev yıkan bu bombaların, iki ton- Tuğundaki korkunc patlayışı, akıl. lara zarar tahribi bir düşlinün. Telgiraflar, “Düseldorf” un her dakikn samaldığmı söylüyor, Mar. marada patlayan büyük çaplı bir topun koca İstanbula salladığımı, “Ririm' a düşen güllelerin, Ka. radeniz kıyılarında selzeleler yap- tığımı hatırlarsanız, bir kasabaya inen bu müthiş — bombaların ne yaptığını kestirebilirsiniz, Uçağı harp silâhi haline koyaa, bombayı kullanan çağımızı tarih, her halde eilaşlarla anndak değil. dür, Buzünkü medeniyet, yavrusunu yiyen bir canavara döndü, nasıl bir sona doğru gittiğimizi görme- mek için, artık galiba akiı inkâir etmekten başka çare yok, HAKKI SUHA GEZGIİN le ilğili temaslarda bulunuyor Vali ve belediye relsi Lütfi Kır. dar evvelki akgam Ankaraya git- miştir, Vali Ankarmıda belediyenin tze. rine almış olduğu yeni fiyat mura kabe ve iate işleri etrafmda alâka darlarla görüşecektir. Vali Anka. rada yendiden teçkilâta — verilecek 300 bin Hralrk tahsisatm sarfr işi ni ve memtır kadromunu tesbit «« decektir. çei ti Altın 30,75 liraya çıktı Altın yükselmeye baslamıştır. 'Döm bir altının flat 30 liro 75 kuruş, külçe ollının bir gram #atı ise 395 kuruştu. 130 Program ve memleket anat | ayarı, 732 — Vücudumumu — çalıştıra. imm, 7/40 Ağjana l,bırlııt 758 Mü, zik, 835 Bvin saati. 1280 Pdogramı ve mMemleket #aat ayarı, 1298 — M zik, Saz emerleri. 1245 Ajans haber Yeri. 13,30 Müsik. 16,00 Program ve mermleket aaat ayarı, 18,08 Radyo salom orkestrası, 13465 Fasrt beyetl, 10,00 Konuşma, 19,15 Fasrj heyelti, ilkinet kımmı, 19,80 Mernleket enat da yarı ve Ajans haberleri. 19.45 — Sem. best 10 dakis, 10,68 Türkülor. 2016 Radyo gazetasi, 2046 Film parçala. | rı 21,00 Ziraat takvimi, 21,10 Mi zik, 2180 Konuşma 2146 Klâşik 'Türk müsiği, 2280 Mamlakaet — sanl ayarı, Ajans haberleri ve boranlar, 2250 Yarınki program ve kapanış. l 25 yıl evvelki Vakıt I 4 Ağustos 918 İngilterenin harp tahsisatı | Amsterdam: İngiltere Avam kamarsaı 700 mülyon İngiliz lira. | kk yeni harp tahsisatını ittifakle Vakitler Vasâli Brani Vasati aai | BEEL CA ĞU dakusr Öğle 800 1200 LAB 1.88 VAKIT Daima halkın menfaas tini düşünür. her saye snda en seçme vazılar neşreder ») Şehir meclisi seçimi| Vali Ankarada Bu iş için hazırlıklar şimdi. | Belediyenin yeni vazifeleri. /

Bu sayıdan diğer sayfalar: