Yazan: Fransuva Körmendi — 99 — —ız'dsı-rr dedi, a bür te. ni : bu elblse n yesile boyat- boyacınım hatası Fakat buna mukabil fevkalâde gü- zel inci Kele- men ile İla srkaya oturdular, Yo M de otamobâi kullanan Kadarın yanında yer alkdı, Otomobil her tür İü vasıta ve abalığı ile dalu caddelerden ağır geçi- yondu, t şehri gündüzden ziyade geceleri görmekten hoşlanı dnha büyük, daha azametli or, Paris gibi büyük gehir. gteden daha çok işilç var Bgürün! letde Po m? — Oh tabil hem de pek çok.. Paris Peşteden çok farkindır. Bir garı geçtiler, sonra büyük ana yola çıktılar.. Otomobil bütün kabiliyetini göstermek — istiyormuş Bibi birden ileri fırladı ve kile- metyelert urkasında bırakarak bü- yük bir süratle ilerlemeğe başla- dı,. Olomabilin fenerlerile aydın. kanan asfalt yol büyük bir #üratle arkalıarına doğru kaçıyordu. Ka Gür aağ tarafında hafif nefis bir hararot ve bütün benliğine bâ - kim olan nefis bir koku duydu. Gözleri ileride olmasıma — rağmen Yolinin gözlerinin üzerinde oldu. Bünu hissediyordu. Gizlice genç ikma baktı, Yolğl bu nazarı hlsset. mdş olacak ki derhal başını çevir. di ve: — Oh, dedi, sastte 110 kilo- Metre.. Ben otomobilden her zü- man biraz korkarım, fakat buna Tağmen böyle uçanık gitmek bana Zevk veriyor. Fakat karanlıkta bi- ibtiyatı bir hareket olur. Hösteleri Ukim, tıklım — dolu iği.. Bahçenin bir köşesine güç. Rükle bir masa koydurabildiler.. ÜÖnlerinde büyük asfalt yol karan- lıklara doğru wzantp — gidiyordu, Arkalurında fevçkalâde, fakat ka- ratılik bir koru vardı, Tarlalardan #ğuztos böceklerinin sesleri geli- yor ve bu sesler rüzgürla hafifle. yen cazın sesine — karışıyordu, Bu dekar içinde inleyen bu cazın bu shenktar neğmeleti vardı, Işik az- dı, her masanın Üzerine yerleşti. rilen fanuslar içinde mumlar ya- nıyordu. Dekor ve müsziğin fev- kullâdeliğine diyecek yoktu. Kadarm nasarları Yolinin ümze. rinde durmustu. Yoli sessiz duru- yer, zaman zaman ancak bir iki kelime konuşuyor ve fuzla — düşü- Büyordu, Dalgın eli bazan içki ka. Gehini, bazan da meze tabaklarını okuşuyordu. — Yoruldumz.. diye İla Yolivi hayalinden uyandırı.. Ya yorul- dunuz, yahut da keyfiniz yek.. Ne- denme nesşeniz kaçmam, — Hayır hilâkis lıı fevkalüde gecerin — güprelliğini — akıtryorum. Bursu o kadar güzel ve 0 kadar ki.. Hakikaten dekor fevkalüde gü- Ze ve garipti. Bu iptidal manza- raya, bu klâzik çardaş dekoruna pek az sun! güzellik karışmış, caz- bantla barak kokuları — birleşmiş, enlaşmıs, lüka otomobillerle geli Min, Hixs bir eğlence yerinde mum a oturmanm zevki anlatılmıştı. Yolirla renksiz yüzü müm mik- lbrı altında bile pariryordu. Biran Kadar elini uzatorak Yolinin elini tutmak istedi. Genç kır bütün vücudu ile titre di, Kadar da butu hiseçtti ve Kgenç kız elini küçlük bir hareket. , le geri çkt dar içinde bir ha- Taret hisselti.. Sanki sandalynamı Yerleştirmek istiyormuş gibi ha- Teket edörek bu kere Yolinin ko- İsma dokundu,. genç — kız yeniden titrdi ve kenarı çeki yediler, ictiler, dans ettiler *e 8. #hr, aheniktar bir tangonun nağme- kerine ayak uydurur'arkça Kadar Benç kızı yavaşca göğsüne doğru * defa da acaba titriye- cek miydi? Sonmm daha sıkti.. dü- ha etktı.. O kadar tt artık güçlükle nefes aldığını Dans bitince genç kızın k Hnd kuvvetle tut kaddırarak hileğinin az, fatünden öptü., İnce beyaz Hilekleri varı, Bacak'arı da ne kadar ince, vücu du ne kada- beyasdı., Sanra yirmi yaşında Wi “Yirmi yaş!” İlanm gös'erini kalbi biraz aeryarak ha. tirled, Masalar arasından — gi zötürürken genç 3 “endamını daha iyi Sey- retmek için bitaz arkada kaldı, " gözleri, çevre Yatete |Hikâyecinin intikamı YoN keyifsiz görünüyordu. Bu. na mükabü İla fevkalâde — neyeli idi, muttasıl içiyor, herkesi alâka- dar eden eğlendiren şeyler anla- Uyordu. Garip değil mi bu akşam Ha, Yoliden çok daha genç görü- büÜyordu, Kadehleri tokuşturarak şampan- yalarmı boşalttılar, sonra dans çt mek üzerz hep beraber kalktılar.. Kudar insiyaki bir hareketle Yı yi kolunda tuttu, Genç kız yine titredi ve arkasıma dönerek ya- vaşça: Bırakın beni, yorum, Ötekiler uzaklaşmışlardı: — Neyi istemiyorsan! ne oluyor dedi, istemi. (yağiyle bir randalyaya çarptı, af diledi. Fakat Yolinin kolunu bırakımamıştı.. Ancak dans yerine çılkımca bu ince kolu bıraktr ve bu kere belinden kuvvetle yakaladı O zamaa Yoölinin yeyil nazarları biraz hayret ifadelerile dolu ol. duğu halde yüzüne çarptı. Oh bu pazarlar ne kadar garip idi. Ha- yır gsrin değil, bilâkis pek semimi idi Ve bu samimiyet Kadar'ı hay- rete düşürmüştü.. Birden hemen oracıkta denst birakmak, bu işi kökünden haletmek, avrılmak ve ertesi gün kalbinde çok tatlı bir Kâtrra ile memleketine dönmenin €en doğru hareket — olacağını dü. şündü., Yoli: — Bütün İngilizler çok zgüzel dana ediyorlar, diyordu, — siz de fevkalâde dans ediyorsanuz, fakat ben aynı boyda kimselerin birlükte dansetmelerini severim, — Halbuki ben ancak sizin omuzunuza geliyo- ram, Kadar: “Şimdi eğilip onu ağzın- dan öpsem..,, diye düşünüyordu. Yoli devam etti: — Siz de çok güzel dansediyor #unuz ama, ben sizi şimdi Bir İn- giliz değil, bir Macar olmrak ka- bul ediyorum.. Macarlar da çok Züzel dansederler.. *“Şimdi eğilip onu ağımdan öp- sem!,, hep bu fikir, aynı fikir Ka- darin zhnimi kervalryordu, Avdette otomöbili Tla — kulttanı. yördu, Kelemen, İlanm yanında yer almıştı. Yoli ile Kadar arkada oturuyorlardı. — Yoli arkasına da- yenmişti. Üzerinde siyah bir man- to vardı. Manto bütün vüscudunu saryor, dizlorüinden — asağıya ka- dar iniyordu. Karanılkta yatnız boyas yüzü ve kml saçları görü- nüyordu, Elleri dizlerinin üzerin. de eldivenlerini tuturyordu. Bir ö- 3ü kadar bareketsizdi. Dakikalar. €a gözleri kapalr.. etraflerinda her her gey susmuştu.. İla tanımadığı 'ba yol üzerinde otomotii büylik bir ihtiyatla kullanryordu. Kele- men de Heriye doğru eğilmiş fe. nerlerin aydınlattığı yolü seyre- giyardı. Kadar: “Yoli elini ver, de- sem..,, diye düşündü, fakat aynı dakikada Kadar, İlanımn aynadan akseden siyah göüzlerile karşılaştı. ©Oh İlanın sadık, &af ve zeki siyah .. Bağı döndü. Oh bu sayah gözler.. Cebelüttarık'ı — geçtikten sonra vupurda geçirdikleri ilk ge- seyi hatırladı. Dudakları ne kadar arsu dolu, boyaz vücudu ne kadar ateşli idi.,, Fakat buma rağmen tekrar: “Şimdi yavnaça eğilip ve yalnızca mun düyakleceği bir sesle; Yo X, yavrucuğum e'ini ver., desem,,, diy edilşüindü. Yolinin acet birden: — Oh, bakın nasti parlıyor? Yoksa görmediniz mi? dedi. — Görmedim., Fakat muhakkak ki bir tavşan veyuhut bir kedi idi, Bu hayvanların gözleri geceleri çök yarıldar, Yolinin gözleri gece — karanlığı içinde yeşil ziya'ar saçarak parıl. dıyordu. Yerinden yacasca doğrul- dü Ve Dencereye doğru eğildi. — İlerile mıklar görünüyor, o. rast Pestç değil mi? Çocükluü bir silede ev işle- rine bakabhilecek 30 - 35 yaş Jarndı bir bayara — ihtiyac vardır. Talip olanların Vakıt matbaam veznedarı Behram Uzean'a müracsat evlemesi, SAHİBİ : ASN US Basıldıı yer: VAKİT MATRAASI Umum? Neşriyatı Idere eden Genç hikâyeci Nevzat Candan, arkadışı Nacinin daveti üzerine o. nuo evine öğle yemeğine gitmek . teydi, Cumartesi - olduğu için 1--1 çok kalabalıktı, Nevzat vagonda a» yakta kaldı, Ünündeki sırada, ar « kaları kendisine dönük — olarak İki genç kız garete okuyorlardı, bir baş hk göziüne çarptı: Tren arkadaşları amın — hikâyelerinden birini oku. aydılar, — Gazeteye — konulmuş 'eyi okuyanların bulunenb. sından deha tabli bir şey olmadığı halde büyük bir sevinç duydu, genç kızların eseri hakkında ne söyliyes ceklerini anlamak üzere kulak ka « barttı, Nevzalın a sıralarda talii açık diyordu, Hikâyeleri pek beğlenili « yor, edebi istikbalinin açık olduğu anlaşılıyordu. Delikanlı bu vaziye'e gelebilmek için hayli çalışmış ve beklemişti. Beklemeğe esasen mali vaziyeti az çok müsaltti; büyük bir servet sahibi olmamakla beraber ölen habasından omu yaşamak İçin Nakleden: F, ETİ nin sesini dayurmadi, Cahide artık Nevzatırı lâtifeleri . ne cevap vermiyordu, onun bekle. diği aşk itiraflarıydı. Nevrzat bunu hissederek tatlı bir sesle sondu: — Beni daha llk güa, bahçede buket hazırlarken sevmeğe başlardın değil mi sevgilim? Gi kız tatlı tatlı gülümsedi, göz lerimi kapadı ve mırıldandı: — , — Evet! Nevzat taşı gediğine koymak için farsatı kaçırmadı: — © halde hayatta birbirlerine daha ilk görüşte beş dakika içinde fşık olüveren kimseler olamıyaca . kim söylemekle hata ettiğinizi lât. fen Htiraf edin! Cahide ne demek islediğini an « tayamayarak beyretle onun yüzüne baklı. Nevzat izahat verdi: — Hatırlar mumız? Sirinle ta , nıştığımız gün irende bir arkada « şınızla — beraberdiniz, gazetede Hir hikâye okuyup tenkit ettimiz: “Sas. ma bir şeyi” dedinir. Ben birbir. çalışmak merburiyetinden uzak tae | ! tan bir miras »iarş bulunduğu ci » hetle rahat rahat edebiyatla uğra . şabilmişti. Önündeki genç kızlardan biri o « kaduğa gazeteyi kalladı ve arkada. yına uzallı: — Beni olâkadar eden ne varsa hepsini okudum. — Hikâyeyi de okudun mu? — Okudum, saçma bir şeyf Ben birbirlerini görür görmer beş da » kika içinde fşık oluraren insanlar mevcut olduğunu kabtl etmiyorum, Hayatta böyle şey yoktur, halbuki bikâye hakiki hayatım bir aynası . olmahdır. Nevzat mücllif irzetinefsi itibari. le * hayli alıngandı, okuyucusuna fena halde sinirlendi. İçinden söye lendi: — Senin hayattan me haberin var ki! Hele biraz bekle ve tecrübz sahibi ol da ondan sonna fikir bem yan et." Biraz iğilerek baktı, güzel ve se, wimli bir çehre, gözlerinde tatlı bir ifade ile genç kız çok cana yakmdı, Tron Yoşüköye gelmişti. Novzat Iki genç kızm da kendisi gibi Ye . şilköyde indiğini — memnuniyet'e gördü. İstasyonda — birbirlerinden ayreldılar. Nevzat kendisini tenkit eden genç kızi ön ön beş metre mesafeden takip etti. Bir çeyrek saat kadar sonra genç kız bir bah « çe kapısını açıp girdi. Nevrzat içer. den birinin seslendiğini duyda: — Cahide kırım, sen bizmet edi, yer, Benim briaz işim var, Bahçe kapısının üstünde “Çiçek satılır” kevhası vardı. Nevzet İzmi« nin Cahido olduğumı öğrendiği venç kızın içerdek! bir müşteriye çiçek toplayıp buket yaplığımı gördü. Ö müşteri çıkınca kendisi de girdi, bir baket istedi. Ciçek — toplarken kızm yanından #yotlmıyacak onu konuşturmuya çalıştı, saaller sor « du, Genç kiz evvelâ — sualleri kısa cevonlarla karşıladı, fakat — Novzal ümidini kesmedi, ısrar etll, geaç kızla çiçekler arasında benzeyişler, bularak komplimanlar vaplı ve nle hayet Cahidenin yözünü güldürme, e muvaffak oldu. Genç kır da ölce den beriden konuşmağa, sohbeti w zatabilmek için buketi yapmakta ae Bir davranmağa — başladı. Nevzat, kızı alâkadar etmeğe muvaffak ol duğüne anlamıştı, fakat aceleyi doğ ru bulmıyarak randevu almağa e. şebbüs elmek ihtiyatsızlığında ba « lunmadı, Nevrzat, ertesi yünü saat on yedie den itibaren Sirkeci — istasyonunda beklemeğe başladı. Yarım saat ka, dar sönra Cahide göründü, Nevzat ona görünmeden peşi sıra irene va faymı vagonu girdi, başka yer hoş llıır tesadüfle olmadığı için genç kı. zın yanma oturdu, Ahbab sayılırlardı, bu ahbaplık « ları çabuk samimileşti. Cahide Bah çekapıda bir ticarethanede daktila İdi, Baba ve gnnesi ölmüş bulundu. Bu cihötle Yeşi!köyde teyzesinin ya, . Nevzat İse kene disini ona memur diye tanıttı. Tik pazar buluşarak Adaya gikti « ler. Samimiyetleri artmıştı. Tatlı tathı konuştılar. Nevzat gezme ar , kadaşının heyecanlı olduğunu his . sodince bunda kendisine karşı bir aşk, başlangıcı sezerek üzüldü, Çün kü Cahide güzel, sevimli, zeki, az gok tahsilli bir kız olmakla bera « ıhn', Nevzat onu sevmiyordu ve sev, imeğle de hiç niyeti yoktu. Fakat ga. Hiba Intikamını alabilecok, genç kıs z0 Ük görüşte Üşık olman kabil olduğuna İshat edec mevcul oldu r*'.ııu kabul etmiyorum”. Cahide hâlâ ne okluğunu tamas miyle kavrıyamamıştı. Nevmat de . yam etti: — Ben de aynı trendeydim, söy. lediklerinizi duydum ve sırf bu se beple sizi takip ettim, bahçeye gi . Terek sizden buket aldım, Çünkü tenkit ettiğiniz hikâyenin mdellifi Nevzat Candan benim, Genç kır gülmeğe başladı: — Lâtife ediyorsunuz değil mi? — Hayır, gayet clddi - söylüyo « rum. İşte bakınız hüviyet varakam, Hüviyet varakasını wratıp gös « terdi, Delikanlı zalimâne devamı & . diyordu: — Hayatta hiç toerühemir olmadı. Bi halde bilmediğiniz bahisler üze rinde tenkitlerde bulunduğumuz için size bir ders vermek isledim ve sa . nırrm ki muvaffak oldum, öyle de. ğil mi? Cahide inler gibi macıldandı: — Nevzst! — Fakal bu sayede hoş veklt ge- çirdik değil mi? Genç Kir ne kadar tederli oldu. Bunu gizliyemiyor, Novzat ise mı. sum bir şaka mevzuhbahsmış gibi, lâkayt bir tavırla —wülümsüyordu, Cahide ayağın kalktı, söylendi: — Bu... bu. bir rezdlet? Bunu yapmamalıydınız. hakkınız yoklu, Sesi gırtlağında gieiklanıyor, kiz- cağız hıçkırıklarını güç zaptedebi. liyordu, Birden karar vererek hızlı adımlarla yürümeğe başladı. — Elli metre gittikten sonra adımları yı. vaşladı, ber balde Nevzatın af di » mek üzere peşinda gelmsin yor ve bekliyordu. Fakat Novrat buna Hüzüum görmedi, ... Nevzat erlesi günü, bazı işleri için gitmek tasavvurunda bulunduğu An karaya hareket etmeğe karar ver « di. Ankarada işleri ârasında Cahi » deyi hiç düşünmedi, fakat akşama doğru işleri hitince iki gündenberi kalbini ezen viedan azabının ağır, lığını bütün şiddetiyle — hissetmeğe başladı. Yakit geçirmek için bir aldı, İlk sayfasına bakar — bakmaz büyük harflerle —yazılmış manşet Közüne çerplı; “Büyük ve fecl bir yangın... Üç büyük han yandı,.. İ si yanan ticarethanelerin kadın memurlarından olmak Ürere beş ki- Şi alevler nrasından kurlarılamırya . rak diri diri yandı.* Kalbi heyecandun arak hava., disi dikkatle okudı 'anan tica « retbaneler aratında, Cahidenin ça, lıştığla " müessese de vardı, İç sezişi onu aldatmamıştı. Fakat — güzetede yangin — kurbanlarının — hüviyetleri Hakkında malümat yoktu, bir ak « şam gazetesi olduğu elhetle son dae- kikada kâfi malümat yetişlirileme - mişt Nevzat, Cahideyi sapsarı bir çeh. re ile ve güzel vücudu yanıklar için de bir sedyeye uzatılmış olarak gö, tür gibi oldu. Deli gibi İstasiyona koştu, trene yetişebildi. Ertesi günü Nevzet vapundan çı. kar çıkmaz hemen bir otomobile atlıyarak Yeşilköye koştu, Cahide -| nin evinin önüne geldiği vakst yaşlı bir kadının —her halde Cahidenin teyzesi.. pencereden bir kadınla Kkonuştuğunu gördü. Cahidenin teye zesi diyordu ki: —Cahkde Wki gündür yazıhaneye Kihmiyor, biraz rahatsız. Bugün git. mek istiyordu ama ben barakma — gdim, Raşı ağrıyordu, hava almak itin deniz konarıma gilti, Nevzat rabat bir nefes aldı, de » mek Cahide kara kurbanları ara «' İstanbul Küçük Sıhhat Memurları Müdürlüğünden: Mektebimizde münhal olan (80) lra ücretil bir kâtiplik için imti, hanla bir memur almacaktır, En aşağı arla mektep mezumu taliplerin geraiti ve imtihan gününü aslamak üzere 25—6—01? tarihine kadar mek» tep idaresine müracsatları ilân olmur. (6790) .wld Demiryolları ve Limanları İşletme Udmum idaresi ilânları K Avrupa hattında mert 281 No, lu tarife 20.7.M42 den itibaren müL gadır, Aynı tarikten muteber ve bütün şebekeye şamil D, D/251 Na lü yeni bir grupaj tarifesi ihdas editmiştir. Vazla tafsilât için istasyonlara mürsesat edilmelidir, (B414—6791) Muhammen bedeli (52640) ltra olup eksiltmeden müteveliğt masartt 've vergileri ayrıca tediye olunmak üsere 2000 ton çimemlto S—7—10i2 çarşamba günü saât 1530 da kapalı zarf usulü Je Ankarada İdare bina, sında toplanan merkez © uncu komlayanca aat almacaktır, Bu işe girmek isteyerlerin (8882) iralık muvakkat teminat ile iaa zunun tayin ettiği vesikaları ve tekililerini aymı gün eaat 1430 kadar Bör geçen Komlayon reisliğine vermoleri Jâzımdır, Şartnameler (1) Ura mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa — vemnela, rinden temin olmur, (6765) eaddezinde en saki 38 yeni 44 muma. ralı bir kıta arma Zeynebin 1216 ta, rihile defatiri müdervrerede uhdesin . de kayıtir olup tapu sictlli buylenama. dığından İntikalÂt kanununun neşrin, den evvel vefatiyle oğlu Ragıp ve t ranları Halim Püşa ve kızı Zelihaya 've Halim Paşanın da 920 senesinde ve Satiyle veraseti karısm Vicdan ve ©. Bulları Nazmi ve Komal ve kızları Zehra ve Asiza ve Zelihaya ve Naz. minjn de T—4—081 tarihinde vefatiy, Ve veraseti karıaı Nişan ve oğtu Sunda münhasır olduğu olbabdaki veraset #enetlerir dan — salaşilmıy S—T—0A2 tarihli aalı giünü öğleden sonra mü- hallinde tahkikat lera kulmarak bu mathal ile veremeden başka alâkadar olanlar varsa tahkikat gününden ev, vel muhafrzlığa veya mahallinde sa. Tâhiyetli mamura bu babtaki vesaiki taşarrufiyelerile birliklte MÜracmat « darı İlğzamu Bân olunur, — (40260) Dr. Marat R. Aydın GOZ HEKİMİ Parmakkar, İmamı sökül No, 3, Tel: 41558 sında değildi, Deniz kenarına doğ. ra yürüdü. Belli etmaden Cahidenin yanınt kadar gilti. Genç kız” onu görünce hayretle söylendi: — Benden gene ne İstiyorsunuz? Alınacak daha intikamıniz mt ver? — Cahide bilsen ne kadat kork- tüm! Senin ölmüş olduğunu sam « yordum. Genç kız bayretle sordu: — Ölmüş mü? — Bürülyor mıydınız? Gazçteyi uzatlı, Cahide - çalıştığı ticarethanenin yandığını bilmiyor . du, Bumu ancak gazetede okuyarak yeni öğrendi. Nevrat yalvaran bir sesle konuş tut — Cabide henl affet! Ve aşkıma mükabele ot. İki gün evvel seni sev. diğtmi bilmiyor, daha doğrusu * aşkımı kabul etmek istemiyordum. Fakat bukaza haberi bana seni- ne kadar sevdiğimi anlaltı, Yere, çimenlerin üstüne oturmuş lardı. Kolunu genç kızın omuzuna uzaltı, Ankarada' kazayı habaraldı. ği zaman ve İstanbula — gelinceye kadar çektiği ıstıtahr uzün uzadıya anlatır. Cahide memmun , ve bahti » yar onu dinliyordu. Nevzat aşkının maukabele gördüğünü anlayarak rme rıldandı? — Haksız oldulluma sen de ünle- (dın ya sevgilim, insan bir görüşte de hşık olabiliyormus! “ükteri posta 1049 No, dan Hldığin askerlik tetkeremi zayi ettim. Yeni, sini alacağımıdan sakisinin hükmü yokbur, Galatasaray Karlal sokak £ mama, fat Gödekoğlu, mührünü yitirdim, hükmü yoktur, Tekatit Kalt Altanel *** Ankara İmalâtı Harbiye Müdürlü, Bünden aldığım terhis tezkeremi kay bettim. Yenisini alacağımdan, şaki, zinin hükmü olmadığını büdiririm, Fea fakültesinden İSML.1047 yır L çin aldığım yebekemi kaybettim. Ya, nisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. (40266) Feon Fak, W, K, B 5788 Röhal Takâm ... 'Tramvay pasomu kaybettim. Yenk tafapaşa Silivrikapı caddesinde 101 No, lu dükkân sabibi golför Sabri aş leyhine açılan d0 lira alzcaak davası, nmm muhakemesinde: Dava edilene lâ nen yapılan tebilgkta rağmen mah «, kemeye gelmadiğinden 40 ltranın tah, silize TJi—ö—0MA2 tarihinde gıyaben karar verilmiş ve tarihi ilândan jti . baren 8 gün zarfında temyiz edebilce coği akal takdirde hükmün katiyet kesbedecaği hüküm hulâsası maka , mına kalm olmak Üsere Jân olunur, 100 Dotar Cenevre — 100 İeviçre Pr. Madrlâ 100 Pezeta Stokbolm 100 İsveç Kr. BSHAM VE TANVİLAT Tahvilâ; üzerine mutmele olma-| miştır, Neavyorikz