MARUSYA , önümde benim anın hazin şarkılarıs me, Onlar bana eski ü ıı.uk sakilleri ha- *yor,, — Lormanof — Bir damia sü. . İçim vami - &hnmı'k zabitiydi, Xmlet tş, delik degğik olmuş Oomuzuna atmış, cün . k"'lk yollarda Rus muhs- bi yürümüştü.. Sıtmalı ll: ölü renrme dönmüstü, Mer ıMeırlni insafsızca Zabitin omuzuna indir- *Ğhı(. iki tarafa bendeli - itre yıkıldı. Rus neferinin altında çırpmirken zöz. "ıldmıı neferin gözleri - baktı, hkışn'ı ifade ettiği mâna, liklerine kadar işlemiş - kemik yüzün, çukurla aAttlryan ateş gibi gözler, çekilen iskencenin kay - diği, bldl.remedlğ-ı bir Yo 'fıfle ediyordu, ŞS? çitlerle çevrilmiş bir tin önüne — gelmişlerdi. kapısının önünde genç bir yordu, ide sürünen genç ve has U gördü, Rus neferi onu, ; kaldırmak için elini uzat leğinin demiri ile dürtü Birden bahçe kapısını ac- örlerin yanına geldi: .&ı insaf yok mu? Ne di- —Vlllm bu kadar işken- muz, diye bağırdı. —lırı girkin çirkin sırrtı- y kızın hi, Blrwum su iwııı kız, beyaz biüzünün yen in bir hareketle bar - ağzını şapırdatarak başlamıştı. — kız, o anda sanki para teı bir mahlük oluver - "Rusş neferinin üzerine a- .“_ diye hı!klrı:l.- ü eri kahkaha ile gülü - Kızın yeniden su :evr €vine doğru hoştu,. waııı su ile dön- ... Niyen yaşillikler ..â'.wm jyeler vardı. —fî:yel(adınyı birinin cı:. y akşam Üstü genç bir #iyle hazin nağmeler H, 'M—uumbar damla h Tiyen Marusya idi, Ya, Rus neferleri tara - İte kaka götürülen Türk Li takip etmiş, götürdükle- Kolu öğrenmişti. ŞEz vekmğğamann bi YUr & İrem h Yanık, hasta Türk zabitini M'-'—' Nazma K tı“ııumımm bir Rtce 'erkek elbisesi giye - İi'inden fariadir gidiyordu? Ne yapa - ... Bey siz misiniz? İz?. w:cm_d_ım * Ü E ’, x 5. ekmeğinin bayatından Ülmini elle bulgur — baline kadâr ufalamalı, Üstüne H""" giçek süyü ve azıcık M 'l.’_:huı güt serperek tavlama. dakika ateye gösterip ka- | Halkerlmizin götürdüklerini | Yazan: Reşat Ahmet — Rica edarim, beni takip edi niz.. Selim, günlerce bu karanlık ve izbe bodrumda yatıyordu, Kuru bir ekmek, yağsız ve tuzsuz bir yudum çorbadan baz ka bir gey verilmiyordu, Kim olursa olsun, ölüme çağı- | ran bir ses olsa bile ismi ile Ça- | Karan bu adamı takip edecekti. Takip ettikleri yol, kapıya ç- kan yol değildi. Binanın arka - | penceresine doğru gidiyorlardı. | Meçhul adam, Selime yıldızlı îoğe açılan bir penoere göster - Evvelâ siz çıkınız,, Bmrini verdi. Sellm, nereye gideceğini sor - yörduk), VAKRIT Kocaeli vitâyetinde yol ve | köprü Tzmit, (Hasst) — Bizlm, Kocasli vilhyeliede yol, gose ve — köprülerin Yapılmasına valt Ziya Tekeli büytük Bugünkü radyo ' 7.38 Hafif program, 745 Ağans ha berleri, 8.00 Senfonik parçalar, 8.15: Evin saati, 8.80 Banfonik parçalar Programalaın ikinal kısmnı, 1283 Türk çe plüklar, 1245 Afana, 13.00 Türkçe plâklar progrsmmmın — ikinci — kımmr 1330 Müzik: Karışık program, 1800 Radyo salön örkestrası, 19.00 Müzik fası) beyeti, 19.80 Ajana, 1945 Konuş ma (Yardımseyenler semiyetl adına) 19,55 Müzik: FPasıl heyeti program nin devamı, 20.13 Radyo Gazolesi, 2045 Mosart'dan aryalar, 21.00 Zira Gt takvimi, 7110 Oda müsikisi, 21.30 Konuşma .100 sene önce aasrl yaşı 2145 Klâsik Türk müniği madan, merdivenleri tırmana - | programı, 2230 Ağana, 2245 - Danu rak pencereden dışarı çıktı, | Arkasından meçhul adam Çike | — miştı, Karanlıkt.. Hafif bir rüzgâr esiyordu, Bir müddet ilerlediler,, Bir az ileride iki at duruyordu, — Ata binebilir misiniz? Selim cevep vermeden — çevik bir hareketle atın üzerine atla - di, Mechul adam da atına t binmiş ve öne sürmüştü: —-Beni talkip ediniz, İki atlı karanlıklara daldılar, Yarım saat sonra bir bahçe. nin önünde dürmuslardı. Meçhul adam atından atladı, Selimin in | mesine yardım tti Atları bir yoe | re bağladıktan sonra: e—Geliniz. diye Selime gide- cekleri yolu gösterdi. Selim etrafına bakınıyor.. Bu- rayı tahıyacak gibi oluyordu, Evet,, Burası, bir yudum su içmek için Rus neferi tarafmdan yerlere yuvarlandığı bahçe idi, Birden, mechul arkadaşmın omuzundan yakaladı. « Siz kimsiniz? Diye sordu., ğ Meçhul adam, gen bir kahka ha salrvardi. Bu kahkaha Selimi iliklerine Çünkü, bu, kadar doodurmuştu. n bir erkek kahkabası değil, bir il:âdın sesi ve kadın kahkahası —Siz, siz.. — Evet, ben., Su istediğiniz Gürcü kızı.. Selim cevap vermedi. Kızm göamdl!i yoldan eve doğru yü bu ktz tarafından kaçk nldı:ım ııılıımıt Fakat, bu fi rar, gok tehlikeli idi, (Sonu yarın) Konferans BEYOĞLU HALKEVİNDEN : <129l1 Perşembe günü sant 18 de Tepebaşmdaki merkez binusında Yüksek Mimar Bedat Çe | ı(.ıımııı- mütcakip koromuz mu, tad hönserini verce*ktir, Herkes gelebilir. ——M———M——M—E—M————”: Azkeri Posta 790 Satın Alnsm Ko Mmisyosundan : j 1 — 2$1LM günü keresteler icin yapılan münakaaada teklif editen ftat Bgali görülmüş olduğundan iştü mü nakasa 3 Birtacikânun 841 Çargamba Ggünü tekrar yaptlacaktır. Ş 9 — İşba &? metre mikâbı kerca, tenin teminatı 882 llradır. Talip © lanların mezkür günde aaat 10 da Bakırköyünde Askeri Satm Alma ko Mmlayonuna müracaatları ilân otunur (38033) —————————— V. KADIN #FAYDALI MALUMAT Eisiz yağsız sezzetli vemekler kten yapılmış garipler helvası #glrmalı. İyice wmmdığı zaman Üs. tüse dövülmüş fındık yabut eeviz içi, yenccek kadar toz gekeri yahut | pekmez dökmeli. Az daha karıştır . maalr, solraya almalı, müzlgi, Kısa Memleket Haberleri: * Güzantepte bu y açıdan kız enstilLÜ ve Akşam Sanat okulücün sanat öğretmeleri tayin edilmiştir: Nakış muallimiiğine Muzaffer Öz, baş, Çamaşır muallünliğine — Kinine Cudilepe, Moda ve çiçek muallimüği- ne Leman Ulçay, Dikiş muatlimliğine Lütfiye Aydemir tayin edilmişlerdir. | * Müanisaya muhtelif yerlerden 1500 ton tohumluk buğday verilmiş ve bülün kazalarda tevzlat ikmal edilmiştir. Toprak — mahsulleri odlat | İzmir depolarından 500 toa tohumluk daha Manisaya günderilmedini muva fik görmüştür. * Zirant Vekâleti arıcdık müte- hasurst Celâl Davut Arrbat şehrimize gelmiştir. Celâl Arıbal vilâyotimizin muhtolir kazalarını gezecek, arı yelişlirmeğe elverişli yerleri taftig oderak vekâlata bildirecektir. * İzmir belediye reizliği, 500 ha, Wagazı ssâti getir.mek ve aboneman- | lara dağıtmak Üzere Avrupada mülr | telif firmalar nezdinde teşebbllrte bulunmuşlar. * İkincl ni mülkiye müdettişle, rinden Nuri Atayın Tamlr vali mua- vinliği vazifesini vekâlatan Ifa etme- « muvafık görülmüş, tayin emri ha zırlanmışlar. * İzmir yardım severler cemiyeti. nin yıldönümü münasebetiyle bir top lantı yapılmıştır. Deniz gazincenında cemiyet relsi Hayan Kevsar Tulksa! tarafından bir çay verilmiş ve bur çok | zevat bulunmuştur. Adana memleket hastaha--si Gahiliye mütehaması Dr. Ouman Baz kurt terfi ederek emifi dörüüncüya we maaşı da 150 Hraya, Rontgen mü, tobasssı Dr. Ziyaeddinin de emıf bt rinctye maaşı 80 liraya çıkarılmış ve Bühreviye mütehâasınsı Dr. Hasip Yıl- dirımm maaşı da 170 lira derettea GÜ Hira asfi maaşa ge vrilmiştir. Salı 2 1. kânun| çarşamb 3 1.kânu ızl ĞAL 1810 8233 1241 dakikada 350, Fransızların Japonların 310, âwu“ 250 ve İ tuxıanrîuııl:ıeı tesbit oiunmuıtur Tabil bu rakam vasatidir. BAĞIRSAKLARIMIZ NE KADAR UZUNDUR? beş defa daha uzundur. Yırtıcı hayvanlarınki dört defa daha uzun, sığırınki — boyunun =ı ve koyununki ise 28 mis. zeye nisbetle ot, hazm' güç bir gıdadır, İnsanın dişleri de yiyeceği gıdaya göre — yapıl- miştir. Fakat — dişlerinin bu yapısında daha ziyade nebati gıdaların tercihi göz önüne a. lnmıstır, Meselâ azı dişleri, yırtıcı hayvanların az: dislerin. den ziyade geviş getiren ve ne- batla :cdneıı hayvanlarınkine vumuı.nm KAÇ TÜR. LÜ LİSAN VAR? Buğgün Avustralyada yaşıyan en eeki yerli ahalinin adedi 150 İnşaatı önem veriyor. Puraya geldiği © c sahada ilgiyle durmuş ve başardar göstermiştir. Bu | hususta sizlere bir fikir verebilmek Yein 1040 mali yılı içinde yapdan yol ve Köprüleri, rakamlarım kenim Wa, desi ile belirtmeği daha faydalı butu yorum: İZMİT — ADAFPAZARI — BOLU YOL. Bu yol 91 uzunlüktadır. Bu nun 72-4027 kilomeltresi yi hakle ve geri kalanı bozuktur. Bu yol üzerinde devamlı tarairat postaları — çalışmış, 146--983 kilotnetre usunluğunda esaslı kasmar bitirilmiştir. Ayrıca açıklık tutarı 6070 metre olan 7 köprü de yeniden yapılmıştır. Bu yol üzerinde 16 eski köprü de tâmir niştir. İZMİT — İSTANBUL YOLU Bu yolun uzunluğu T7T.S30 kilemet, redir. Bunun 204-687 Kilametreni tea viye balindedir. Tâmirat postaları da Çalışmaktadır. Yeni yapılan gosemiz Uzuntuğu 64645 kilometredir. Açık- lk tutarı 1.60 olan iki menfer ve bü, yük bir alışap köprü tâmir editmiştir. KALAYGI — GEYVE VE GÖYNÜK YOLU Uzunluğu 74 kilometre olan b yo Tn 43764 kilometremi — iyi haldedir. Bu yolda devamlı tümirat postaları vardır. 16-244 kilcmetresi yeni ya> pımıştır, Bu yöl üzerinde 12 menlez ve B köprü yeni ve güszel bir çekilde | | yapılmıştır. İZMİT — KARAMÜRSEL LOVA YOLU | — Yolun uzunluğu 58- 900 kücmetre | dir. Bu yolun 314-514 kilomatresi ta: mamlanmış ve 74-500 kilometresi bit. | mek üsere, 164486 kilometresi de tedviye halindedir, 6 köprü ve menfez de yeniden yapılmıştır. ( | ADAPAZARI — KARASU YOLU Yolün uszunluğu — &8 kilometredir. Bunun 13 Küometresi iyi halde şome, 7 kilometmesi bozuk ve 10--841 kile- Tmetresi tevviyeli ve 15 kilometresi de araba yoludur. ViUAyet bu yolun ta- mamlanması için gelecek sene daha geniş fae'iyet gösterecektir. IZMİT — KANDIRA — KKFKEN YOLU Uzunluğu 68 kilometredir. Bu yol | | Gserinde gidip gelmiye müsait durum vardır. Daimi tAâmirat postaları da mevcuttur. Bunlardan başka, 88 - kilometre uzusluğunda Akyam — Takurcun, 8 kilametre uzunluğunda — Gobme istaa, | yen, 4 kilemetre uzunluğunda Çulha- ne, 2 kilometre uzunluğunda Tuzla istakyos, 9 kilometre uzunluğunda | tam;t — Derince, $4 kilometre usun- duğunda Kazamüresl — İmik yotu. 37 kilometre ozunluğunla Ağva üti, sak yolu da Iyi bir halde tâmir edil- miştir. 1840 mali yılı içinde 4.800 hiler —t kilometre yolun — yealden yapılması, 115 kilometrenin de mütemadi tâmi falı yapılmıştır. Yine bu yıl da 81 köprü yeniden yapılmış, 25 şi de tü- mir editmiştir. ©. Y Uskumru 15 kuruşa düştü Dün i#menımızda yine pek fazla balık tutulmuştur. Ancak bu sefer, Gakumru fazla çıkmıştır. Usletim- Funun kilosu dün 15 kuruşa kadar ; yatını mahvedebilecek kada | zin bir maliyeci ile birlikte | şadığını söylüyenler var, Murey | bu malümat ba: AÂ*k ve Macera Rema:1 Meçhul Kadın Nakleden: Muzaffer Acar e |(5 Bütün Avrüpanın iktisadi ha- zen Vün lerin Langeir'deki maden kuyu - larını Ssuya boğan belâyı ha - tıriryorsun değil mi? Su basan maden kuyuları mahvolmuş de - mektir, Bir gün üç maden işçisi kasa - baar ile motörlü kuvvetler ara sında kanlı bir boğurma da ol - muştu., Sir Harvey denizler aşa rak sevdiği kadını gİ - decek vakıt bulamamış, kanlı bo Kuşmaların yapıldığı. mahalde kalmıştı, Tall onu büyük işleri- nin birden yıkılmasını ve tek « Mil ailesinin mahvını görmeğe mecbur etmişti. Bu kadım hak - kında bu kadar derin malümata sahip oluşum Faribinc gitmesin, Sana şu kadanm söyliyeyim ki a şahsen milyon lara mal olmuştur, Frank Jerald kâtibinin masa- &! Üüzerinde duran M barfli bir dosyayı mihaniki bir hareketle alâı, Açtı, bir an için baktı, son ra kapayarak yerine koydu ve sözüne devamla: — İren hic bir saman Sir Har vey tarafından ziyaert edilme » di, dedi,, Fakat hayrettir. Zaval t İngilizin başma gelen felâketi baber aldığı zaman müteesa!r ol du ve İngiltereye gidip kazazae denin yanında bulunmak, ona bakmak istedi, hattâ bunun için vapura bile bindi.. Fakat çok | geç kalmıştı. Çünkü Sir Harvey çok güzel bir İntihar hazırlıya - rak attan düşmüş ve sevgilisi kendisine ulaşmak İcin vapura bindikten az sonra ölmüştü. İşte vaptrda iken telsiz — vasıtasiyle bu haberi alan İren Londraya çıkmaktan vaz gecti ve doğruca Fransaya geldi, Tabif Fransada fevkalâde iyi kabul olundu ve bilhassa prensss Dobanof tara « ;Gm:m idare edilmekte olan bük hayırseverlik cemiyetlerin - de kondisine en ımh!ny. vazife tevdi olundu. İşte bu kadın hak- kında bildiklerinin hepsi bu. Bana ne anlattılarsa ben de hep» sİNİ sana naklettim Nası! bun - ları Pariste biliyorlar mı? — Tabii,, Sonra ne olmuş. Ben esasını anlat | — Hançi esası? —— Madam Sulivan hakkmda _lmıı? bi'diklerin bundan ibaret- Jerald hayret ve suz. dolu na»- zarlarını arkadasına cevirdi: — Madam Sulivan hakkımnda daha ne bilmem lâzım ki? diye sordu. — Esasımı bilmen lâzım,, —- No demek yeni,, Hanki &- sası?, — Madam Sulivan — bugünkü vaziyete gelmezden evvel ne i- | a? —Daha acık konuş canım,, Jerald asabi idi. Lük arkada. ginm bu baline rüldü: — Ne o dostum, dedi, niçin yüzün öyle detleti Öyle zanne - nediyorum ki beni romancı veya gair yerine koymak İstiyorsun., Sen bana vakalardan Hshenttin, bun'ar da bize kâfi e«0W mi? Parislilerin A 'inü hayranlığa gevirres. - , gü var kalar kâfi değil mı>» —— Tabil bütün Paris, sinema yıldızı veva bilmem ne eanmniyo nu olmryan, fakat hususl! haya - MERAKLI BAHIŞLER FHangi millet daha çabuk konuşuyor? Usan konuşmaktadırlar; Demek ki lisan bışuıı 750 kişi isabet etmektedir. Meselenin en garip cibeti Hind Okyanosunda gö. rünmektedir. Meselâ Andaman adalarında dokuz türlü give vardır. Ve bu hal orada yaşı- yan insanlarım arasında bir mü. l;;:het teminine — mani olmak. OKUMAK REKORU Bir cümleyi hattâ — bütün bir sahifevi bir bakışta okumak, zamanla ve mümareseyle müm- kün olur. Bu böyle olunca — bir romanı da cok cabuk okuyup bitirmek imkân dahilindedir. Dakikada 2400 kelime ve 24 dakikada orta bir romanı okuyup bitiren bir pro. fesör varmış Bir mecmunyı © dakikada bitiriyormuş, HARARET KALEMİ İLE HARARET ÖLÇÜSÜ Bıcak bir cismin sathındaki harareti cabucak — ölemek — icin Thermo Chrom hararet kalem. leri kullanılmaktadır. Bu kalemlerle sıcak - cisimle. rin üstünde cizgiler çek'lmekte. dir, Bir iki saniye sonra deği. gen renkten hararetin derecesi tesbit olunmaktadır. Bövle bir kalemle 400 kadar harnret ölçü- leri vavılabilmektedir. BİR BUÇUK !İRAYA BİR ÖPERA Meşhur onora — kompozitörü tiyle bütün nazarları üzerine cel beden bir kadınla meggul olma - Tn zevki içindedir, Meş'um kadınlar birçok kimse lerin korktukları ve yanmak teh fikesini bildikleri halde bile yak laşmaktan kendilerini alamadık . ları kuvvetli bir ışik gibidir. Son ra madam Sulivan fevkalâde âli cenabdır. Sen prenses Dobanaf” un teklifini kabul eltmemekle ha- ta ettir dostum,. Frank Jerald saatini çıkardı: — Vakrt gecikmiş dostum, de- di, gecc yarısı olmuş, halbuki be nim daha yapılacak o kadar İş « lerim var ki, S:n ı)u- mıhınnd bir hareket. nden kalkmış arkadaşının olım sıkmwdu Jerald tesirin - den kurtulamadığı bir kuvvetin baskısı altında devam etti: —Bütün hususiyetlerini bil - diğiniz gu kadınım nasıl birşey nıduıımu doğrusu merak ediyo - Dcd Lük Saviyer önündeki mecmuaları, gazetoleri karıştır » dı ve içlerinden birin! açık ola « rak dostuna uzattı. Sahifelerin birinde renkii bir kadın resmi vardı. Bu kadmın gözleri ateşli idi, Sarı ve kısa sacları sabah © şığının okşaytet harareti göbi yü- züne dökülmüştü. Hafifçe yukâe rrya kalkık kaşları ateşli gözleri ve kıpkızı! dudaklariyle bir â- henk teşkil ederek bu güzel ka - dma maceradan maceraya koşen bir cehennem madonnser tipi ve- riyordu. — İşte İren Jan demişti. AlL fred Doşenek caddesindeki evl - nin bahcesinde cıkarılmış resmi, Alfred Doşenek ne demek? —Yehi bir ressamın iami, Yenl bir caddeye verildi, Jerald resme uzun uzun hay - ret ve alâka ile baktı, sonra: - — Garip, dedi., Ben ise onun ismi olduğunu zannediyordum . Elindeki gazeteyi bir "enara fırlattı ve dostunun omuzuna vu rarak: —Haydi. dedi. Burün o kadar ziyaret arasında kendime yap « mağa meobur olduğum bir ziyâe Teti unuttum Sende benimle eve kadar gel Lük yolda bizaz konu« şuruz,, Üç senedenberi birbirimi zi görmedik. Bir eaattir beraböe riz fakat henüz bir gey konuş - musş değilir.. n FRANSUVA JERALD Passy mahallesi, bütün — yeni inşaata, yeni yeni parkların, cad delerin acılmasmıma rağmen vine de eski hususivetlerini bir dere. ceye kadar muhafaza eder. Hat- tâ eskiden kalma. yağir bcyık. kestanelik, su caddesi gibi eski yollar hâlâ Passy nin evvel- :; bir kasaba olduğumu hatırlar oluyor.. Ölü sessizlik içinde eski Passy birdenbire hayat buluyor, Bütün Parisin ışıklar icinde yüz düğü, salonların. meelislerin top landığı, kabarelerin, barların bi yük bir gürültü irinde —inlediği saatlerde eski mütevazi Pasey Bessiz köşesinde, mütekalt. göz « den düşmüş bir kasaba gibi uyu maktadır. (Devamı var) Lortzing'e Rigza hıldlye tiyat. rosu tarafından Zar manın operası için üc lira tek. Hf olunmuştu. Fakat bunun bir lirası oneranm kopyası masrafı, ve yarım Hrası da bu işe vasıta- lık eden bir ajan icin kesilmiş. ti, Kompozitörün elinde bir bu. cuk lira kalmıştı “leK!*îfNAq OOCUK 1924 senesinde — İngilterede musikiye tevkalâde — Labiliyetli olan beş yaşında bir çocuk ye- tismişti Bu çocuktaki — hususiyet de hiç bir musiki tahsili görmeden bu kabiliyeti göstermiş olmasıy. dı, Bu cocuk bir maden - işçisi. nin oğluydu, Musikiden ne beabası ne de anası anlryorlardı. Bu cocuk ilk defa olarak daha dört yaşm- davken bir defa dinledikten son. ra koca bir crkestrada çalıran bir parcayı bir pivanoda — taklit etmiz ve herkesin dikkatini çek. misti. Senra kafasındaki — melodile - re göre vantıdı herkesi hayrete düşürmüştü. LA a 1